16 Ocak 2017 Pazartesi


ÇİLE ÇİÇEĞİ ....,

Hiç tanıştınız mı, çile çiçeğiyle ?
Girdimi ömrünüze, görüp-bilip, tanıştınız mı, onunla ?
Esamesi hakkında bir bilgiye, fikre, kanaate sahipmisiniz ?
Endamını, albenisini, boyunu-posunu, rengini, şeklini, kokusunu ...
Etkisini hiç gördünüz mü ?
Bir sır vereyim mi, size ?
Aşk yoksa, açmaz çile çiçeği ....!
Öyleyse, neymiş o zaman işin sırrı ve çile çiçeğine sahip olmanın yolu ?
Hayat, defaatle doğrulayıp, kanıtlayarak yaşanmışlığın da göstermiştir ki ..
Aşkla açar, çile çiçeği ..
Aşk girdi mi, gönle, ömre, ruha, bedene ..
Duyguların değişip, aklın başından gidip ...
Kah akın-bokuna, kah gecen-gündüzüne karıştı mı ..
Lal olmalar da, dalıp-dalıp gitmelerde..
Uykusuz gecelerde, karanlığı göz yaşıyla yıkamaya koyulunca ...
Dahası,
An gelip, dut yemiş bülbülleşip ..
An gelip, dur-durak bilmemecesine, şakımalara koyuluyor san ..
Aşk, tebelleş olmuştur yüreğine, ömrüne, ruhuna, bedenine ..
İşte tamda, bu anda, açmalara koyulur, çile çiçeği ..
An gelip, göz yaşı - sümük düğününe tutulur sun ..
An gelir, göz pınarlarından kanlar gelir ..
An gelir, dudaklarının kanı, gözlerinin feri çekilir ..
Aklın gider tatile, bulamazsın koyduğunu, koyduğun yerde..
Hatta, an gelir yiten kendini bile, unutursun bir yerlerde ..!
Kafan karışır, gönlündeki ve aklındaki çelişkiler, çengel olur ...
Kasaphanelerdeki et tilleleri misali, asılıp kalmışlığında, onlara ...
Çeker her biri seni, bir yana .
Şıppadak anlarsın ki, işte o zaman .....!
Ömrüne, gönül ülkene ve ruh atlasına, aşk düşmüştür , aşk ...!
En delişmen, en dayanılmaz, onulmaz ve muammalı halleriyle ..
An, o an olur ....
Aşkın dayanılmaz cazibesinde, konar - göçersin...
Ömürden , ömre, gönülden, gönle...
Yüreğinin ve gönlünün söz dinlememişliğinde ..
Sözün bittiği an ve yerlerde ....
Gülme komşuna, gelir başına hallerde ...
Günler, zamanlar ve ömür tüketmeye koyulmuşluğunla !
Ömrünün ömürler de taşınıp, senin ömründe, ömürler taşımışlığınla ..
Dokunursun hayatın,zamanın ve aşkın tezgahında ..
Dahası ..
Cemre misali ..
Düşü verince duygu toprağına, uyanışın emareleri ...
Düşersin, aşkın bedesteni ne ..
Dövülmecesine, aşkın örsünde ...
Sabrı, sebatı, dolup-boşalmaları ..
Çağıldayıp, taşmaları tatmışlığınla ...
O zaman, doğunca üstüne, aşk güneşi ...
Esince, kah başında, kah gönlünde, kavak yelleri ..
Ağar başına, rengarenk ve koku güzelliğinde, aşkın elvan türlü halleri ...
Uyanınca duyguların , baş verir derinden, derine ruhun .......
Kah hoşlukla, kah sızıyla...
Olmadı, inceden inceye kanamalarla, biraz da acıyla ...
Zamanlı, zamansız...
Her mevsimde ve koşulda açar, renk cümbüşü güzelliğinde, çile çiçeğin ..!
Yarla hoşsan, toz pembe güzelliklerde ..
Limoniysen, sarıya yada safrana keserlikte ..
Gamdaysan, mora yada karaya ..
Pürneşeysen, yediveren gülüne ..
Hercaiye de döner, hallerin gelince günü, olunca vakit tamam ...!
Hepsi bir aradaysa da ...
Rengarenk krizantemlere yada gök kuşağı güzelliğinde ..
Albenilerle ihtişamını sergen ederek, ulu-orta ...
Açar, çile çiçeğin ...
Gönül tarhında, kardelen güzelliğinde, su duruluğunda ...
Neymiş, hem işin .....
Hem de, çile çiçeğinin sırrı ..
Aşk'dır, aşk .....!
Yağınca, aşk başınıza ...
Sandığınız gibi, meşk yağmaz her zaman sadece ömrünüze, gönlünüze ..
Hallerin böyleliğinde ....
Ve, sizin aşk meyini içip, kendinizden geçmişliğinizde ...
Esrikleşip, vurgun yemişliğinizle .
Müptelalıklarda, aşk ateşinde yanmışlığınızda ..
Çile çiçeği de açar, gönül bağınız da ...!
Çile çiçeği de açar, gönül bağınız da ...!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen/Almanya

15/01/2017

Saat:22_53

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  SÖYLEYEMEDİKLERİM ..., Söyleyemediklerimdir .. Dil altımda gizlediğim inciler ... Gecenin, karanlığın ve korkularımı tetikleyen yalnızlığı...