12 Mayıs 2016 Perşembe
LAL DİLLERE ,PRANGALI ÖMÜRLERE...
Dal alemler deryasına, avlayan'dan çok avlanan olmaya niyetle ..
Vurulsun sevgiyle,ilhamla,aşkla yüreğin..
Halden, hale koyulsun, gönlün ..
Göynü'sün özün..
Açılsın alemlerin sırrına ruh gözün ..
Ateşlerde dağlan sın ,yansın ,yitip- tükensin benliğin,bencilliğin ..
Kah sazlıklarda yel,
Kah yeller de inleyen saz ol,sazlık ol ..
Türkülerini söyle gurbetin ve hasret yüreklerin ..
Yürek ol,ses ol,çığlık ol ..
Lal dillere,prangalı ömürlere ...!
Lal dillere,prangalı ömürlere ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen/ALMANYA
12/05/2016
Saat:01_53
OKU, GÖZ YAŞLARIMA ALDIRMADAN
Bak yüzüme,oku ömür öykümü ..
Tebessümler sana,hicranlar bana düşsün ..
Tıpkı ömrümce olduğu gibi ..
Dayanırsa yüreğin ,bay verirse, özün..
Lal olmazsa dilin..
Dinlesin dilinden, ömrümün hasret ve kasvet dolu destanını, asuman..
Göz yaşlarıma kucak açsın, şu engin umman ..
Kopacak sonunda bilirim ki ..
Nuh'un kinden de beter mi beter o, büyük tufan ...
Müptela'lığa düşünce anlarsın ....
İçmeden sarhoşlukların, ne demek ve ne men'em illet olduğunu
İşte o zaman, lal olur dilin ..
Konuşmaya başlar göz yaşı,göz yaşı gözlerin .
İşte o an anlarsın ..
Ömrüm, sözün bittiği,
İnsanlığın eşkıya olup dağa firar ettiği, zor ve çetin koşullarda boy attı oldum,olası ..
Hiç gün yüzü görmedim ,senin anlayacağın
Tasada,acıda pişti..
Sabır örsünde, kemal çekiciyle dövülerek şekillendi..
Her şükrüm de, küfrün..
Her küfrüm de, sayısız şükrün dillenişinin sırrı da buradadır,bilesin ki.
Hazırsan ve yetiyorsa yüreğin..
Özün bay veriyorsa..
Başla şimdi,hayat öykümü okumaya ..
Yüzümün celalinden,katmer,katmer büzülüp,kararıp-geçmesinde
Oku ömür öykümü ağırdan,ağırdan ...
Yüzümdeki derin çizgilere takılmadan....!
Oku,gözyaşlarıma aldırmadan ...
Oku, gözyaşlarıma aldırmadan..
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Frıedrichshafen/Almanya
12/05/2016
Saat;01_27
10 Mayıs 2016 Salı
BİR GÜL,BİR KEMAN
Bir gül,bir keman birde gece bildi .
Gidişinle,gömüldüğüm karanlığın derinliğini
Ruhumun, acıların gayya kuyusunda dağlanmışlığını ..
Ondandır ki,
Gül boynunu büktü,kemanım lal oldu ...
Gece yüreğime merhem,gönlüme ve ömrüme sırdaş oldu ..
Ondandır,senden sonraları,
Gecelerin karanlığına böylesi vurgunluğum ....!
Gecelerin karanlığına böylesi vurgunluğum ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen/ALMANYA
09/05/2016
Saat:21_42
Friedrichshafen/ALMANYA
09/05/2016
Saat:21_42
11 Ocak 2016 Pazartesi
10 Ocak 2016 Pazar
ADRESİ YİTİKTİR, MUTLULUĞUN !
Benim,alemimde ..
Tıpkı, ömrümün ıskalanmalarda ,yitikliği gibi ..!
Adresi yitik, mutluluğun ...
Şaşkınlıklarda, bana uğramasıysa ...
Sadece, benim züğürt tesellim, korkarım ki ...!
'' - Bir taşın altında saklıdır,tüm kısmetler. '' , derdi, ninem..
Onu bile öğrenemeden,göçü verip gitti apansız, ninem..
Daha üstüne ne diyem, ne söyliyem ?
Ondandır ki ..
Ömür coğrafyamda, gönül alemimde, ruh iklimimde ...
Adresi yitiktir, mutluluğun ..!
Adresi yitiktir, mutluluğun ..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/ EDREMİT
10/01/2016
Saat:19_38
8 Ocak 2016 Cuma
BEN ONDA YİTER'İM.
İyi saatte olsunların dokunmuşluğunda ..
El-ele, sarmaş-dolaş olurum ruhdaşımla ..
Alemlerin, gizemli kapılarının aralanmışlığında ..
An gelir ..
Ben, onda yiterim ..
An gelir, o bende, çıkar ortaya ..
Bu işin içinden çıkamamışlığımda ..
Koyulurum alemlerdeki o albenili, beni yutan ..
Soluk soluğa koyan, muammalı yolculuklara ...!
Soluk soluğa koyan, muammalı yolculuklara ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / EDREMİT
08/ 01 /2016
Saat:18_05
7 Ocak 2016 Perşembe
MAHALLE OROSPULUĞUMDA ......!
Vakt-i zamanında ...
Sessiz çığlıklarımı ..
Haykırış, haykırış isyanlarımı, kurdun-kuşun duyup ta ..
Kendine, insanım diyen ....
Sureti insan, fıtratı hilkat garibesi ....
Pek çok kubur faresi kılıklının, duymamışlığında ...
Çok tuzlar bastım, çok tuzlar, yarama ..!
Sonra gün oldu, devran döndü ..
Bende, ne balata kaldı, nede makara ..
Dağılınca düzen, tarumar olunca kasnak-volan, kopunca kayış ..
Attırıp ta pabuçları ....
Cümle zalimliklerin ve zındıkların üstüne, üstüne ...
Deli cesaretimle, korkusuzca yürümüşümle ..
İşin rengi, insan geçinenlerin foyası ..
Hele ki de, hepsini toplasan ..
Üst üste koysan, yinede bir İNSAN etmediklerini ...
Dahası ...
Ciğerlerinin, metelik etmez olduğunu görünce ..
Bu, baldırı çıplak, koyun kılıklı biatçılar sürüsü ...
Ödlekler ve korkaklar avanesinin...
Buna değmediklerini ..
Hele ki, hiç mi hiç hak etmediklerini anlayıp, keşfedeli ....
Üstelik, hayatın beni doğruladığını da, gördüm göreli ...!
Tel maşayla, tokadan başka, hiç bir şey takmıyorum, kafama ..!
Çünkü, anladım ki, şu üç günlük sidikli dünyada ..
Alanın razı, verenin razı ..
Arada ezilenle, sefalette hep düzülenin ...
Dahada vahimi ...
Garibanın, hiç uğruna ölüp .....
Bok yoluna giden, Niyazi'liğinde !
Bu zıvanadan çıkan, yavşak düzenin bok mülembeçliğinde ..
Enseye tokat, kıça parmak salvolarında ..
Ömürlerin eskiştilmişliğinde ..
Ananı düzen, kim ?
Kadı ..
Kime şikayet edecen?
Kadı'ya (!)
Edalarındaki, ahlak fukaralığında..
Namus inmiş, apış arasına ..!
Ahlaksız ucubelerin ..
Akıllarını, sadece uçkura takmış lığında !
İnsanlık düşmüş, sokağa .
Üstelikte, alınmış ayaklar altına ..
İnsan geçinen, arsız-yüzsüz sürüngenlerin ..
Üç maymunu oynama sarhoşluğunda ..
Kiminin hazda, kiminin tozda belenip, yuvarlanmışlığında ..
Düşenin dostunun, hiç mi hiç olmamış lığının .....
Ayan beyanlığında '
Ve...
Tarafımca bizzat yaşanarak bellenip, hatim olmuşluğun da ..!
Aklımın, kara defterine kazınmış lığın da ...
Hep, aynı tas, aynı hamam havalarında ...
Dönüp duruyor, Çarkla-makara, hep avaralıklarda ..!
Adım çıkmış olsa da, mahallenin orospuluğuna ..!
Bunu bile, umuruma da, kafama da takmamış lığımla ....
Oturuyorum keyifle, aynanın karşısına ..
Gülüyorum ....
Şu, sidikli dünyayla ..
İçinde, İnsan (!) geçinen ...
''Ahlak fukarası, insanlık cücesi ...
Yoz mu yoz güruhların, acınası haline-havasına ..''
Gülüp geçiyorum, tüm olanlara ..
Üstelik ..
Hak etmişlere, okkalısından küfürler savurmuşluğumla ..
Bakıyorum, dalgama ..!
Değmez, ne bu dünyaya ....
Ne'de bu, insancık denenlerin, alçakça maskaralıklarına !
Akıl takıp, kafa bozmaya ..
Şunun şurasında, hasbelkader sağlam kalan ....
Üç-beş-tahtaya da, nem kaptırmaya !
Anladım ki ....,
Az ömür yaşayıp, çok çile çekip- çok görmüşlüğüm de ..
Çok düzülüp, hep hor görülmüşlüğümle ....!
Acılarımı süzüp, mutluluk şarabı yapıp içmişliğim de..!
İnandım ki sonunda ..
İçine ettiğim, han denen şu sidikli üç günlük dünya da ..
Haramilerin kol gezip, cellatların baş olmuşluğun da ..
Ben, beni bildim bileli, hep ...
Namussuz geçmiş, masumla, mazlumun ..
Namusluyla, garibin ...
Hırsız geçmiş, fakirin ..
Kara geçmiş, akın ..
Güçlü geçmiş, güçsüzün ..
Haksız geçmiş, haklının, ırzına ..
Aşağı tükürsen, sakal .....
Yukarı tükürsen, bıyık ....
Lafazanlık nakaratlarının, avara lığında ...
Madrabazlar, sahtekarlar, '' -UCUBELER . '' ...
Dünyayı döndürmeye çalışıyorlar, hala..
Bizim, garibim Sarı Öküzün boynuzunda..
Bunun dışında ....
İnsanlık adına, insanca olacak ...
Yok ''- Öpüp te başa koyacak '', başka bir numara ..
Keşfetmişim ben garip, bunu ..
Acizane, mahalle yanarken, aynada saçımı taramışlığımda ..!
Adımın, dokuza çıkıp ..
Sekize, bir türlü inmemiş liginde ,,,
Ayna da, kendi perişan hallerine bakmadan ....
Üstelik, hiç mi hiç utanmadan
Bunu bana layık gören ....
DERVİŞ(!) geçinen YOBAZ MEMİŞ' lerin ...
Kendinden bihaber ....
'' - Namus kumkuması, SİLİKONLU BEBİŞLER' in '', deyişiyle !
'' - Mahalle orospuluğumda ..! ''
'' - Mahalle orospuluğumda ..! ''
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/ EDREMİT
07 / 01 / 2016
Saat; 19_09
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
OLSA BÖYLE BİR OLANAK .... BİZDE, MUTLU MESUTLARIN MENKIBESİNİ YAZSAK ..... Olsa böylesi bir olanak ile şansımız, ortamımız ve gönüllerimi...
