HAYAT........
ÖĞRETMENLİĞİNDE, ÖĞRETEN ........
DEĞİRMEN TAŞLIĞINDA, ÖĞÜTENDİR, ÖĞÜTEN ......!
Kusar, gece, safrasını, dolmuşluğu ve
doymuşluğuyla, yine de kurtulamaz eskiye ve düne dair sıkıntılarıyla,
yüklerinden .....
Bende, tıpkı gece gibi, hemen her gün, içim dışıma
çıkmacasına def etmeye çalışsam da, kurtulamıyorum düne dair illetlerimle,
dertlerimden .........!
Öylesine yutulup, batmışım ki, yoğunlukla ortaya
koyduğum kurtulup, arınma isteği, iradesi, çabası yetmiyor ....
Yalın ve içtenlikli olmam da para etmiyor, böylesi
koşullarla, hallerde ..
Tam da bu anda, beynime dank etmişlikle anlıyorum,
işin gerçeğini, neden çuvallayıp, çarşafladığımı ?
İşin özü, şu .....
Sen kurtulmak istesen de, her bir yandan öylesine
amansızca sarılıp-kuşatılmışsındır ki ....
Tıpkı, ayrık otlarının arsızca-amansızca talanına
boyun eğen çiçekler gibi, gücüm yetmiyor, işin içinden sıyrılıp, çıkmaya
.......
Bunun temel nedeni ve perde ardında yatan gerçeği,
gerekçesiyse şu ayrıntı yada püf noktasında gizli .....
Farkında sızlıkla, hesapsızlık ......
Ayrık otların ca kuşatılan çiçek, hasbelkader bir
mevsimlik hallerde orada tünemiş iken .....
Oranın asli unsuru hatta düpedüz ev sahibi olup-
çıkan ayrık otlarının dünden miraslık la ........
Oradaki varlığı, hükmü, gücü ve daha da önemlisi, yaşam savaşı koşullarına
uygunluğu, kaç yıla, mevsime ve dahası .......
Fi tarihi denecek kadar eski, güne, geçmişe ve
maziye dayanıyor, çoklukla ve sıklıkla ....
Bu konuşlanma ve acemilik de, uyum süreci
yaşayan çiçek ........
Bir anda, çevresinde boy atan arsız, pervasız
ayrık otlarının başını alıp, gitmişliği ne inat ......
Henüz, acemi ve yolun başında oluşuyla, var olma
savaşına daha baştan, yenik başlıyor .........!
Yani, çevre, uyum gibi nedenler söz konusu olunca,
varlık kavgasına handikaplı başla'yanlık da, ilk vurgunu işin başında yiyen olma
hali ......
Geleceğini tayininde, başlı başına belirleyici
unsurluğun da karşınıza dikiliveriyor, sonrasında ne'mi oluyor ?
Düpedüz, '' - Ayıkla pirincin taşını, gel de,
çık, çıkabilirsen işin içinden '' Halleriyle dayatmacılığıyla tanışıp, muhatap
oluyorsun ....
Hele birde, işin başlarında '' - Baltayı, taşa
vurma '' gudubetliği ile işe
başlıyorsan, vay ki vay haline .......!
Bunun adıdır
'' - Yandı gülüm, keten helva ....! '' Halleri ....
Özcesi ve özetle, başına gelenler ve zorluklarla,
gerçekler .....
Buna birde '' - Böyle dostun, yakının,
sevdiğin varsa, düşman araman gerekmez
'' Konumuyla, durumu eklenirse .....
Adeta, kanırtarak yedirilen KOL BÖREĞİ sindirilmemişliğin de ......
Bir oturup, pir oturuyor, kursağınıza ve bunun
külfeti, yarası onulmaz, ederi ve ceremesi pahalı mı pahalı, olup ta
çıkıveriyor .....
Yaşanan mağduriyetin boyutu da, adı da FELAKET
oluyor, hayatça enselenen gariban için ......
İşte o zaman, bencileyin düşünüp, şöyle
seslenmekten kendinizi alamıyorsunuz .....
<< -
ACIMASIZLIĞINDA HAYAT DENEN HOYRAT, DESPOT ZEBANİNİN, ŞAMARI, ZAMANSIZ, APANSIZ
PATLAR, YÜZÜNÜZLE, ENSENİZDE .....! >>
Karart'san da ensen'le, yüzünü, asıp-döksen de
suratını, afran-tafran, öfken, asla para etmez ve sökmez, hayata .........!
Hayatın mostrası ve hamalı olup, çıkmışlığın da
..........
Çektiğin'le, gördüğün, öğrendiğin, kar kalır,
yanına .......
Hayat denilen yolda ömür eskitenliğin de caba,
olmacasına ......!
Sözün, işin
özü, su götürmezliğin de, gerçek şudur .......
'' - HAYAT, HANYA'YI DA, KONYA' YI DA ÖĞRETİR,
KENDİ USULÜYLE .....
HER YÖNÜYLE VE GERÇEĞİN DİLLENDİRMİŞLİĞİN DE
......! ''
Hayat; Değirmen taşlığında, öğüt'endir, öğüten
.......!
Bundandır, asla ama asla boşa ve lüzumsuz değildir
......
'' - Hayat .......
Öğretmenliğinde, öğreten .......
Değirmen taşlığında, öğüt'endir .....! '' Demeler.
HAYAT........
ÖĞRETMENLİĞİNE, ÖĞRETEN ........
DEĞİRMEN TAŞLIĞINDA, ÖĞÜT'ENDİR, ÖĞÜTEN ......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
07 / 07 / 2022 - Perşembe
Saat ; 08_00