31 Ocak 2020 Cuma


YATACAK YERİNİZ...
İNSANIZ DİYECEK YÜZÜNÜZ YOK SİZİN..!
Bunu en iyi senin bilip,anlaman lazımdır anne...(!)

Kızındım,seninde birilerinin kızı olduğun gibi..

Ozaman nasıldın bilmem, ama şimdi..

Ömrümün katili,yüzümün karası,başımın belasısın anne..

Sencileyin bende,erillere kurban edilmişliğimle..

Değil adım,bir öküz kadar mesabem olmamışlığında erillerin yanında..!

Erindir,diye kakıştırıp koynuna soktuğunuz erimin(!) yanında ..

Sofradaki yerim,kapıdaki Karabaşdanda beterdi bilesinki..

Adım,esamem yok kadınlığımda..!

Kadının adı yok,yok anne bilmeliydin..!

Ama;nafileliklerde heba ettiğin o ömründe bilip..

Kavrayamamışlığınla...

Hiç mi hiç farkedememişsin sen seni..!

Bilesinki ....artık nafileliklerde..!

Seninde,benimde künyemde..

Kurbanlık koyun misali..

Zulüm çekmelere,kahırda tükenen günlerimde..

Ağız kokusu dinlemelere harcanan....

Heba,telef, ömürler yazar.

Anlıyacağın,

Sen,ben ,bizler...

Kayıp hayatlar enkazıyız,anne..!

Nasıl kıyarsınız bilmemki ?

Bizlerin...

Doya doya yaşayamadığı,

O,çocukluğuna doymamış..

O,masum ömürlerde nasıl kıyıpda atarsınız bizi ateşlere..

Sıkışdıkca ve sıklıkla Vicdan diye diye..

En büyük vicdansızlıklara soyunarak...

Verirsiniz, er hoyratlığına,el kapılarına...

Kader diye dayatarak,bizi çocuk yaşda elvan türlü sebeple..

Tükürerek hayatımızın ,ömrümüzün içine..!

Zamansız ere,ömür tüketmelere..!

Bilesinki,ana....

Bilesinki,babam olacak gaddar eril..

Kendim çocuk yaşımda..

Çocuklarım peşimde..

Doyamadan gençliğime..

Tıkıp koyarak beni cendereye..

Kah,kumar borcu bedelliğinde..

Kah,berdelliğin akıl ve yüz karalığında..

Kah,feodal toprak kavagasının girdabında..

Kah,töre-adet-gelenek denen o çağdışı ucube hoyratlıklarda..

Kah,akraba evliliğinin kıskancında..

Sormadan bana,adını bile bilmediğim bir yaban adama..

Çocuk gelin,çocuk anne olmacasına vererek..

Tabutumu çiviler çaktınız ,çiviler ellerinizle..

Ölürsem,ağıtlık...!

Kalırsam,dayaklık bir döngüde...

Ömür tükettirmelere kul ederek beni..

Bezdirmişliğinizle hayattan..

Kıydınız bana,hey anam babam kıydınız bana..!

Kıyıla kıyıla,sonunda kıymaları öğrenmişliğimle..

Kıydım sayenizde,bakın en sonunda ben canıma..!

Duyardım,çocukluk ömrüm misali..

Çok öncelerde ve ötelerde kalmışlığında.!

Batman'da,Urfa'da,Konya'da ...

Daha bir çok coğrafyanın tozlu,kanlı atlasında..

Bencileyin bezgin,yorgun hayatlara yatak

Dünya denen bu alemin,

İnsan kanına doymayan,ölümlere aç topraklarında...!

Adsızlığımızda,daha da bir..

Zor mu zor hayatın girdabında..!

Çocuk kadınlığın korku kasırgalarında..!

Günde,en az yirmi kız asarmış kendini diye..!

Kulak vermez geçerdim..

Ölümlülüğün ne olduğunu o bebe yaşımda hiç bilmemişliğimle..!

Ama...

Gelin görünki,çocuk kadınlığın katran karasında keşfettim,

Taddım bende sonunda..!

Alın alın anne,ölü ömürlülüğümde öğrendim ben,yaşayarak..

Kıyarak canıma..!

Dayanamamışlığımla,çocuk kadınlığa..

Kendim çocukken,çocuklarıma analığa soyunmaya..

Bakın,teneşirde yatan şu cansız serçeliğimdeki..

Körpeliğinde,solmuş güle dönen bedeni-

ime bakın..

Akıtmadan timsah gözyaşlarınızı..!

Koyulmadan riyada diz dövüp,sineye vurmalara...!

Yakmadan o yalan yanlış,göstermelik ağıtlarınızı

Bakın anne ..

Bakın baba..

Bakın,gözüne dizine durasıca kocalar..!

Bakın hele,son bir kere..

Çocuk kadın,küçük anneliğimde ölmüşlüğüme..!

Adım yok adım..!

Ölü bedenliğimde..!

Erillere köleliklerde ölmüşlüğümde..!

Ondandır demem anne,ondandır..

Kadınım,adım yok diye..!

Diyeceğim o ki....,

Ölümlülüğümde,son sözümü size..

Ölü bedenliğimin taşın soğukluğunu içmişliğinde..!

''-Yatacak yeriniz...

İnsanız diyecek, yüzünüz yok sizin..''

Kursağımda koymayıp..

Gözüm açık gitmesinlerde...

darılıp,gücenseniz,ilensenizde...

Kendime koymayıp,diyeceğim son sözümü...

Yaşıyan ölü cana çevirmişdiniz,hani ya beni...!

Şimdi bedenimin ölüm şerbetini içmişliğiyle,derim ki ..

Siz gafillere,arlanmaz-utanmazlara..!

Ölümde,insanlığıma kıymışlığınızla..

Katlime ferman çıkarıp..

Bana acımasızca kıymışlığınızda..

Ölü kanıma,ekmekler banıp...

Asalakca,sırtlanlıklarda sırtımdan nemalanmışlığınızla..!

Siz,siz olun....

Sıfatınıza kanıpda demeyin...

Kendinize,''İnsanız''diye...

Ele güne karşı ,şirin gözükmelerin telaşında ...

Riyanın çamurunda debelenmişliğinizle..!

Demeyin,nolur sakın ha sakın,bir daha.

Bana kıydınız..

Kıymayın,bir başka masuma..!

Boyunuz -posunuz devrilsin..

Salım salım gezinirken..

Hoyrat'lığınız da beni ölümlere yollamışlığınızla...

Kasım kasım kasılırken acımı hiç duymayıp,

Halimi anlamamış'lığınız da..

Hiç mi hiç kulak vermediniz..

Çocuk kadınlığımla,çocuk analığım da..

Yaralı yüreğimin,sessiz çığlıklarına..!

Ondandır ,demem...

İnsanım diye salınmak da haram,size..!

Yazıklar olsun yazıklar,utanın ana-babalığınız dan..!

Nasıl kıyarsınız,bu bahar çağlarımızda soldurmacasına bize.

Ölmeyin,ölüm kurtuluş olur bencileyin size..

Ölmeyin,kör olmayın görün beni..

Sürüm sürüm sürün...

Nedametsiz'liğin mezbereliğin de..

Kör pişmanlıklar da,ömür tüketerek...

Çekin cezanızı,çekin sızı sızı..

Çapsızlıklarınızın çukurunda debelenmeler de...

Kıvrım kıvrım kıvranın,naçarlıkla..!

Fütursuzca kıydığınız,bu ömürlerin azabı sarsın yüreklerinizi..!

Çocuk kadınlığımla,çocuk anneliğim de ölü bedenliğim de..

Diliyorum,duyanı çıkarsa yürek sesimin!

Bakın,görün şimdi yatmışlığım la ulu-orta..

Kararan umutlarım,biten ömrüm yatıyor. Bakın,son bir kez daha bana,

Benim hayata doymamışlığımda..Ölü gözlülük lerde,sizi görmüyor luğumda

Yatıyor işte eseriniz,uzun uzadıya yatıyor burada...

Bir musalla taşı soğukluğunda..

Tadakoymuşluğumla ölümü...

Ürkmelerimin bitmişliğin de..!!!

Ölüme salındım,ölüme bende..

Ölümü tadan o genç kızlar gibi..!

Sarılacağıma hayata,sevgide mutluluk da..

Aksine, hasretlerimin kursağımda kala kalmışlığıyla...!

Salındım bak,salındım ölümün koynuna! Ölüm denen,o meçhulün beni bulup...

Meşumluğuyla,bu körpecik bedeni ilelebet sarmış lığın da..!

Kadınlığım da,adımın yokluğunda..!

Duy anne,duy beni..!

Yatacak yerinizin...

İnsanım diyecek yüzünüzün olmamış lığın da..!

İliklerinize işlemecesine,son bir kez bakın bana...!

Yokum,ben yokum..

Bakın bana,yokluğumda..!

Ölü Kadınım..ölü...!!!

Artık,adımın ne önemi var?

Kadınım,adım yok...Anne..!

Kadınım...

a..

....dım...

yok..

an...

........ne...!

Çünkü ben,

Siz büyüklerce,acımasızca katledilmiş...

''-Ölü '' ÇOCUK KADIN' ım..

ÇOCUK KADIN, anne..!

Adsızım,adsız..!

Kadınım,adım yok..

Çünkü....

KADININ ADI YOK'ki anne..!

Erdem YASSIBAŞ
Hildesheim / Almanya
12 / 09 / 2012
Saat;22_29




LAKİN,NUTKUM TUTULUYOR.....!



Haydi gelin şöyle bir uzanalım anılar ülkesine diyeceğim sizlere..

Yüreğimin sesini dinlemişliğimde, kışkırtacağım sizi de..

Kanınıza girivererek sözcük, sözcük ,dize dize..

Şiir güzelliğinde bir yolculuğa yelken açacağız..

İşte o zaman içimizden geldiğince...

Ah gelivermese  tamda bu an..

Nutkum tutulmacasına..

Dahası, insanlığımdan utanmacasına..

Haksız paylaşım savaşlarında, hastalıkta, kıtlık da, yoklukta..

Çocuk yaş da ölümlülüklerinde solan ...

Ölü çocuk gülüşleri düşmese aklıma...

Silahlanmaya ayrılan, onca kara paranın sunduğu....

Kanlı ölümlerin karabasanlarında ,kulaklarımda ölü çocuk sesleri...!

Katliamında doğanın, kuş ölümlerinde tüyleri sarmasa her bir yanımı..

Ağaçlar, börtü-böcek telef olmuşluklarda yitip gitmese, yanıp kül olmasa..

Ellerim, dilim, yüreğim prangalara vurulmasa..,

Ben biliyorum, sizi nasıl düş gülüşlerinde,

Çocuk sevinçlerin de, rengarenk uçurtmalar peşinde seyirtmeyi...

Dört bir yandan katliam haberleri uğulduyor ölümün o meşum griliğinde...

Kulaklarım ağıtlara, feryat figanlara ve naçar lığın çığlıklarına yeniliyor..

Yeniliyor yüreğim, beynim ,duygularım işte bir kez daha..

İnsanım diyen, cani soysuzlarla aynı hem cinsliği paylaşmalarda..

Haydin gelin diyeceğim...

Çığlıklarım yükselecek avaz, avaz coşkuyla nida lığında arşa...

Sizi allı-yeşilli, güllü-dallı rengarenk giysilerinizle....

Bayram sabahı çocukluğunuzun, coşkulu sokaklarında dolaşmaya çağıracağım..

Ah bilmesem katledilen anaları, genç kızları..

Ölümün, canlarını bedenlerinden hoyratça aldığı biçare canları..

Doyamadan bebekliğine, çocukluğuna ....

Çocuk gelin olmanın, girdaplarında kan kusan..







Ölümün hunharlığında bedbaht olan.....

 O gonca ömürler düşüvermese gözlerime, aklıma..

Gündüzümün, gecem olmacasına kararıp, kararıp,  kalmacasına.

Düşündüğümde fillerin tepişmiş liginde hep çiçeklerin ezilmişliğini..





Kursağımda kalmasa o sevincik deliliğim..

Sözün bittiği yerde, İnsanca Utanç duyup..

Lal olmasa dilim..

Karalar bağlayıp, kedere kesmese gönlüm...

Gözyaşımda yıkamaya koyulmasa yüreğim, insanlığın ayıbını..

Biliyorum ben, biliyorum...

Sizi nasıl azdırıp, kandıracağımı..

Sek sek oynamalara, ip atlamalara, en önemlisi de ..

Düşsel güzellik de anılar ülkesinde dolaştırmaları..

Ah, o UMACILAR gelip te, karartmasalar göğümü..

Çalmasalar çocuksu sevinçlerimi..

Katletmelere koyulmasalar düşlerimi..

Talan etmelere durmasalar, umutlarımı...

Biliyorum ben biliyorum ;altmışımdaki çocukluğumla sizlere ne veletlikler yapıp..

Mutluluğumu siz canlarla ,çocuk sevinçleriyle çoğaltmacasına paylaşacağımı..

Lakin...

Kör düğümler sarıp, dilimi lal eden .....

Şu, yaz-bozalarımı çalan GULYABANİLER olmasa..

Nutkum tutulup, dilim lal olmasa...!

Nutkum tutulup, dilim lal olmasa...!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Hildesheim/Almanya

24/07/2012

Saat:13_25

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...