10 Aralık 2022 Cumartesi


 EFKARLA, ZAMANIN BAĞRINDA

Çektiler, bir telimi ...
Teyelle, iğreti tutturulmuş, astarsız ceket misali ...
Darmadağın oldu bedenim, ruhum ..
Hüzünlerim bir yana yığıldı ..
Kalan, üç- beş tel, kırık- dökük sevinçte, göz yaşından nasibini almışlıkla ıslanmışlardı, iliklerine kadar ..
Göz yaşlarımın, kurumuşluğun da...
Söz yaşlarım aktı, bedenimden toprağa ...!
Halimden üzüntü ve utanca kesmişliği ile ...
Vefayla, kaşla- göz arası sessizce, yuttu, toprak ..
Göz yaşlarımı yutar gibi, söz yaşlarımı da ..
Ondandır, o saat, bu saattir, hıçkırıklara boğulur oldu, toprak ..
Şimdi toprakla bağıtlanmış, sessiz bir anlaşma ve ittifak var, aramızda ..!
O ele vermedi sırrımla, derdimi, vefada sadakatle ..
Ben de, güvende döktüm ona, huzuru kalple, sırdaş'lıkla içimi ...
Dinlerim sıkça, toprağı ..
O, konuşur anlatır bana, beni,sessizliğin diliyle ...
Lal oldu yel, ahrazlaştı zaman ..
Ben,yel ve toprak, savrulmalar'dayız şimdilerde...
Efkarla, zamanın bağrında ..!
Efkarla, zamanın bağrında ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Immenstaad / Almanya
08 / 09 / 2017
Saat ; 18_31

16 Ekim 2022 Pazar


 YÜKLERİM ........


GÖNLÜMÜN DÜŞ ATINA ...

Kendimden geçmişlikle ..
Yudum, yudum içerken hazzı ...
Yüklerim geceyi,şafağı, mehtabı, seni ..
Gönlümün, düş atına ...
Suyun uyuyup, düşmanın uyumamışlığında ...
Düşlerimden, seni kimselerin çalmasına, fırsat tanımamışlığımda ...
Gideriz dört nala, hayal atlasımın, ufuksuzluğunda ..
Ardımızın umman, ufkumuzun arş-ı ala olmuşluğunda ...
Senin, gece, mehtap ve ummanla, aşkla sarmaş dolaş olmuşluğunda ..
Sarılırsınız bana an be an çoğalan yürek sıcaklığınla, sıkıca ...
Gönlümün düş atının,şaha kalkmışlığında ....
Düşselliklerin pervasızlığında, koyuluruz yola ....
Varsın, altı-üstü düş olsun, ne çıkar bunda ?
Düşümde olsa da sen, benimlesin ya ..
Bunun güzelliği bile, mutlu etmeye yeter de-artar bile, bana ..
Sana hasrette , aşk çoğaltıp ..
Gönlümün düş atının kanatlanıp, şaha kalkmışlığında ...
Yüklerim, geceyi,şafağı, mehtabı, seni ..
Gönlümün düş atına ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Immenstaad /Almanya

11 / 10 / 2017

Saat ; 00_14


 MARİFET;


URBA DA, ÖRTÜNME DE VE KAPALILIKTA DEĞİL ...

MARİFET İNSAN OLMA , İNSANCA DAVRANMA VE İNSANİ ERDEM'DEDİR

Değil giyinikken, saçının, yüzünün ve tırnağının zerresi görünmemecesine kapalıyken bile, hatta kat be kat örtülüyken fitne-fesat ve sapkınlıkla dolu olacağına ..

Anadan doğma çıplaklık da tevazu, edep ve adap ile olmak daha evla, insani ve olması gerekendir ..

Marifet ne urba da, ne çıplaklıkta, ne beden de, ne mal da-mülkte, ne de, şan da, şöhret'dedir.

İçtenlikli yalınlık, zırh gibi örtülü ve giyinik bayağılıktan değerli, kıyaslanmayacak kadar da, yüceliktir ...

Ön yargıyla,dış görünüşlere gör değerlendirip, yorum yapmak fitne -fesatla masumiyetleri kirletmenin de ötesinde, kesinlikle insanlığı ayaklar altına alıp, çiğnemektir.

İnsanda belirleyici olan çıplaklığı, giyimi-kuşamı, şatafatı, sadece göze hitabı ve cemali güzellik ve albeni değil, aslolan ve öncelikle önemli olan niteliği,ahlakı, içtenlikli dürüstlüğü, yalınlığı ve faziletidir ..
DAHA DA ANLAMLISI VE ÖNEMLİSİ ..

KIBLENİN İNSAN OLMUŞLUĞUN DA ....

'' - ÖNCE, İNSAN . ''

Diyebilmek ...

Fıtratıyla, suretiyle ..
Özüyle, sözüyle ...
Aslıyla, suretiyle ...

İNSAN OLABİLMEKTİR ...

İNSAN OLABİLMEK ....,

Ötesi, laf-ı güzaftır ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Immenstaad / Almanya

11 / 10 / 2017

Saat ; 02_28


 HERKESİN ........,


Hemen herkesin, an gelip, birbirinden ırak ve birbirine hiç mi hiç benzemeyen, iki ayrı yüzü ve karakteri vardır ..
Birisi anlık, ötekisi ceplik ve zulada saklı ..
Ayrıca yine, hemen herkesin ...
Bir eşref saati olduğu gibi, bir de, maazallah eşek saati vardır ....!
Kısmetinde ne varsa, hangisine çatarsan ona göre nasibini alırsın, ondan ..
Herkes, çoğu kere kendini, iyi tanıyıp-bildiğini iddia etse de ...
Hatta zaman,zaman bunda ısrar ve inat ta etse ..
Durum hiç te öyle dediği, sanıldığı ve göründüğü gibi değildir ...!
Bazı anlarda, kendisiyle yüzleştiğinde ....
Anlıkta olsa, fark eder etmeye kişi de, durumunu ve gerçeği ....
Gelin-görün ki, vaziyeti kurtarmak ve bir şeylere bok sürüp, kendisiyle çelişmemek için ..
İnadım, inat, dediğim,dedik hal ve havalarında, vaziyeti idareye ...
Ya da, durumu kurtarmaya çalışmaktan da, geri durmazlar ...
Herkesin derinlerinde, bir karşılaşmak istemediği hal-durum, yüz...
Aralamak istemediği kapı, defter, karıştırmayı pek haz etmediği dönem vardır ..
Herkes, genellikle kendisiyle kavgalıyken, azap çektirirken yada ona azap dayatıldığında ...
Çoklukla, döner tesbih böceğine ....!
Kapalı kutularında sakladığı gerçeklerden, hoşlanmadığında ...
Açmak istemediğinde onu, ulu-orta ...
Bin dereden su getirir, Pandorosa'sının kutusunu açmamak için ..!
Eeee şunun, şurasında buda anlaşılabilir hal ve durumdur, hani'ya ..
En ketum 'un dan, en üryanına dek, insanlar ...
Hemen, hemen hiç kimse, kendi içindekilerin, dışa dökülmesinden ...
Oldum, olası haz da etmezler, laf aramızda ..
Bir de, kendinin bile bilmediği hal,yön ve sevmediği huyları ile karşılaşınca , insanın şaşkınlığında ..
Bu ben miyim (?), demişliği'dir ortak payda ..
Ama son bir tümceyi de, deyip-koymadan, yazıp-çizmeden noktalama'malıyız, bu faslı ..!
Hemen her insanın ..
Herkesin ...
Matruşkalığı vardır, az-yada çok, laf aramızda kalsın ...
Sırların, anıların naftalin ve rutubet kokan sandıklarda, basılı kalmışlığında !
Hani'ya, böyle olmasa çekilir mi misafir olduğumuz, şu iki kapılı han olan, dünya ....
İnsan, doğruyla, yalan-dolanın ...
Ayrık otu olup, ömürleri ve insanlığı sarıp çıkmışlığın da ..
Günümüzün curcunasında ve keşme keşin de, çoğalan yalnızlığında ...
Onu, kapı-çevre kuşatan, zaptı rap altına alan ...
Bunaldığı içsel yalnızlığında, oynamaya durduğu rolle ..
Kendi hayatını oynayan, aktörlüğünde yada artistliğinde....
Arz-ı endam eder ve bitince hükmü, sona erince rolü ..
An gelir ..
Fırsat dahi bulamadan, pılını-pırtısını toplamaya, zaman bulamadan ...
Göçü verip, gider ...
Nice sırları ve bilinenleri ile şu dünyadan, ölüm denen, gizemli aleme ..
Herkesin, tadacağının da, gideceği yerinde o, olmuşluğun da ..
Herkesin, tek ve değişmez ortak paydası ve son durağı, nihai mekanı ..
Ölümdür, ölüm, eninde-sonunda ...
Kimimiz, gideriz oraya, sırlarımız la ..
Kimimiz, gideriz maskelerimizin para etmemişliğindeki ...
Gerçekliğimizde çoğalan, bilinmezliğimizle ..
An gelir, herkesin, herkese ve kendine bile ıraklığıyla, yabancılığında ..
Konup, göçüyorluğun da, herkesin...
İçeceği son yudum, suyun, meyin veya şerbetin ölüm olmuşluğun da ...
Buradaki hay-huy ve hengameden, kurtuluş gününü yaşamışlığında .......
Ardında kalan, tanınan-bilinen'liğindende, çok .......
Bilinmemiş, tanınmamış'lığında ve sırlarıyla göçüp de gitmişliğin de ...
Herkesin, az yada çok, uzun yada kısa mı kısacık, ömür öyküsü olmuşluğun da ..
Dürülürken defterleri, dünyadan kesilen rızklarınla-kısmetleri ..
Zaman, hayat ve evren bağrında yaşatırken, ölümle-yaşamı ..
Herkesin vardır, bir karanlık, bir de aydınlık yanı ...
Ondandır demeler ..
'' - TANIDIM DEME,TANIYAMAZSIN GERÇEĞİNDE, İNSANI ..! '' DİYE ..
Herkesin, muammalar aleminin ketumluğun da ve loşluğunda ..
Vardır, bilinenden de çok, bilinmeyen, keşfedilip,tanınmayan yönü, yüzü ...
Ölüm gelir bulur, sonunda, herkesi ..
Herkesin, yüzünün, bir ....
Maskesinin, çok olmuşluğun da ..
Herkesin ...
Matruşkalığın da, kendi içinde saklanan kendini, arayıp durmuşluğun da ..
Vakti-zamanı gelmemiş'liğin de ....
Gerçeğin ışığının ...
Karanlığın gölgesini, sırların perdesini, henüz aydınlatamamış'lığında ...!
Sırların perdesini, henüz aydınlatamamış'lığın da ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ


Immenstaad / Almanya

11 / 10 / 2017

Saat ;11_20

15 Ekim 2022 Cumartesi


 TIPKI, GÖZ YAŞLARI GİBİ ....!


Veresiye hayat yorgunluğudur, yüzüme sinen..
Bu bezgin, şaşkın haller ...
Hep hüzünlü ve ağlamaklı bakışlarla bezenen
Ölü balık gözüne dönen, gözler ..
Beni bir bakışta çözse, çözse..
Benim gibi, vurgun yemişler çözer..
Lisanlar farklı da olsa ..
Elemin dili birdir ..
Tıpkı, göz yaşları gibi !
Tıpkı, göz yaşları gibi !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen/ Almanya

10/10/2016

Saat:20_12


 NE YERDEYDİM, NE GÖKTE


Sevdamı el, gönlümü gam ..
Düşlerimi yel aldı alalı ..
Yele ,kuza yanaştı dediler, önüm-ardım sıra ..
Oysa bilselerdi ki
Delirten sevdaydı, derdimin tabibi sende firardaydın,firarda
Hiç anlayıp, bilmediler ..
İçimi, kanatan ayrılık acısından muzdaripliklerde ..
Gülüp-geçtiklerinde..
Ne yerdeydim, ne gökte ...!
Ne yerdeydim, ne gökte ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen/ Almanya

12/10/2016

22_50


 ALBENİLİ DÜŞLER..


Eyyy,ay ..
Öperken sen beni..
Tepeden tırnağa, huzme,huzme nurunla
Ruhumun kabına sığmayıp,kanatlanmışlığında
Kapanıp ayaklarına, dalsam uyumaya ..
Uykumda, huzurlar ağsa..
Geçsem kendimden tatlı yorgunluklarla..
Otağım sıcacık, albenili düşler olsa..
Otağım sıcacık, albenili düşler olsa..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen /Almanya

13/10/2016

Saat:00_52


 DERİNDEN ..DERİNE ..!


Yanyana'lıkda ..
Hasretlik, ne zordur ..
Nasıl da, katlanılmaz azap ..
Dayanılmaz acıdır , bilir misin?
Kuşkun varsa eğer, zırnık kadar bile olsa ..
Bak, eflatun çiçeklerle, ağacın hasretlik'deki hüzne bezeli ..
Eleme kesmiş, hallerine ..
Ve koy kendini bir an ağacın yada mor çiçeklerin yerine ..
Öyle düşün, tüm benliğinle ..
Derinden ...Derine ....!
Derinden ...Derine ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen / Almanya

13/10/2016

Saat:20_05

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...