GÜL DİKENSİZ, HAYAT GAMSIZ, ÖMÜR MEŞAKKATSİZ OLMAZ …!
Ruhsal gel-git’lerde savrulur, ruhum ..
Dizginlenemez duygularım ..
Bir YILKI ATI kılar beni ..
Sürer-savurur bilinmezliğin çöllerinde ....
Duygu girdaplarında, çekilir giderim ..
Böyleliğimde, an gelir ...,
Ben, bende yiter, bende, beni keşfe koyulurum ..
Kah, yıkarım bentleri, kaleleri ..
Kah, bir tespih böceği misali dürülür, bükülür, der-dest olurum ..
Ruhumun derinliklerindeki labirentlerde çıkarım ben, benim karşıma ..
Keşfettikçe hayretlere boğulur ....
Kendi şeytan üçgenimde yutulurum ...
Akların kara, karaların ak olmuşluğunda ...
İçimdeki dev aynalarında, cüceleşen benim izlerimin peşine düşerek ..
Bir kısır döngünün hengamesinde ..
Yakalarım, içimdeki çocuğun mutsuzluğunun şifrelerini ..
Deşifre ettikçe ben, beni ..
Aklıma düşer ...
''Döndü baktı kendine, daldı kendi içine ! '' diyen garip ozanın öngörüsü ..
Yüreğimi dinler ..
Kulak kesilirim ona ..
Yüreğimle dinleyip, aklımla duymanın erincini yaşarım ..
İçimde bayram yeri coşkusu kabarır ..
Sone, sone düşerken ruhumun derinliklerine umudun albenili ışıltısı ..
Geçerim kendimden sevinçle ..
İçimdeki bir yerlerde tüneyen korkuların depreşmesine ..
Vesveselerimin tetiklemesiyle, beni ele geçiren, o amansız evhamlara aldırmadan ..
Penceredeki güneş ışığında eskirken gün ...
Ben hayattan çaldığım mutluluğu çoğaltmanın erinciyle, koyulurum ..
Sevinç tarlalarında rengarenk çiçekler dermeye ..
Bilerek ve aklımda tutarak ..
Bu düşsel güzelliklerin de kalıcı olmadığını ..
Ve,an gelip..
İnsan oluşumun gereğiyle,yine korkularımla ve içimdeki benle yüzleşeceğimi.
Ve, aralanır o zaman, buruk tebessümle, dudaklarım ..
Dökülür sözcükler yüreğimden dudaklarıma ..
''GÜL DİKENSİZ, HAYAT GAMSIZ, ÖMÜR MEŞAKKATSİZ OLMAZ ...! ''
''GÜL DİKENSİZ, HAYAT GAMSIZ, ÖMÜR MEŞAKKATSİZ OLMAZ ...! ''
Mualla DİRENİŞ YASSIBAŞ
Ereğli / KONYA
19 / 10 / 2015