20 Ekim 2015 Salı

UÇURUMUM DA YUVARLANARAK, SESSİZ ÇIĞLIKLARLA ..!
Bastırdığım tutkuları, hapsettiğim beni bir bilsen ..
Ancak o zaman keşfedebilirsin bendeki, o görünmez beni ...
Nasılda muzdarip, nasılda sancılı ruhum ..
Saat sarkaçları gibi vururum ...
Derinleşerek beni yutan o, efkarların doruğunda yalpalayarak, iki yana ..
Kazıdıkça beni, soydukça ruhumu ..
Eriştiğin bende..
Yitik yanımı bulursun ..
Gemi batıkları misali ..
İçimi dışımı kaplar bin-bir bilinmezlik ..
Gel, çek-çıkart beni, benden ..
Soy ruhumu, kazı içimde çoğalan elemi-kederi, ..
Kurtar beni, üstüme, üstüme dertlmişliğimde..
Soluksuz kaldığım enkazımdan ..
Biliyorum,fakındayım ..
Ama ne yaparsın ki çaresizliklerde zordayım, zorda ..
Tutunacak dalımın-budağımın ..
Sığınacak daldamın-duldamın kalmamışlığında ..
Denize düşenin yılana sarılması misali sarılmak istiyorum ..
Sımsıkı ve sarmaşıklar gibi, seni sarıp-saralamacasına ..
Uzat, ellerini tut beni, soy ruhumu..
Bul, keşfet ve yeniden var et ne olur ....
Beni, o eski benden azat etmişliğinle..
Yeni ben et ..
Değiştir, tepeden-tırnağa ..
Bilsen nasıl da muhtacım sana..
Ve, beni, baştan yaratmana ..!
Beni, o eski benden alıp, yeni ben yapmana !
Zorum, çekilmezim, kahır ve dert küpü, çile yumağıyım ..
Gordion'un kör düğümleri bile hiç kalır, benim yanımda ..
Köstebek gibi kendi toprağımın derinliklerinde yuvalar yapıp ..
Labirentlerimde kaybolmuşluğumda ..
Gündüzün gün ışığında bile, hasretim aydınlığa ..
Mehtap hep kara bulutlar ardındadır, benim iç dünyamda ..
Kendi yalnızlığımın sahrasında kaybolmuşluğumda ..
Ufalanır giderim, kum zerrelerini bile kıskandırmacasına ..!
Düzenimin bozulup, sazımın tellerinin kopup ..
Ruhumun balatalarının sıyrılmışlığında ..
Sürüklendikçe, sürükleniyorum ben, kendi enkazımda ..
Duy sesimi, çağrıma kulak ver..
Ses ol, can ol, mecal ol, dermanım ol ..
Nefesime, nefes, dilime, ses, çığlığıma, çığlık ol ..!
Yarama merhem, canıma canan ol , gel, yardımıma koş ..
Bu darda lığımda, tut beni ..
Uçurumların kıyısından al, eriştir düzlüğe ..
Kurtar tık nefesliklerden ve kabuslar hengamesinden, eriştir düzlüğe !
El, el, dil, dil, ruh, ruh, beden, beden..
Sende çoğalayım ..!
Çek-çıkart beni benden, iş işten, ben benden geçmeden..
Vakit geç ve iş işten geçmiş olmadan ..
Son imdat deyişimdir, son yalvarışım ....
Ve ,
Canhıraşlıklardaki son çığlıklarım dır, bunlar ..
Düşüyorum hızla, un-ufak olmacasına ..
Kendi cehennemim de yanıp, kendi girdabımda yitmecesine ..
Bil....
Şu an, ben, benden geçmişliklerde ....
İpini kopartan uçurtmalar misali savruluşlar ve anaforlarla ...
Çekilip gidiyorum, o tarifsiz kör kuyulara
Uçurumum da yuvarlanarak, sessiz çığlıklarla ...!
Uçurumum da yuvarlanarak, sessiz çığlıklarla ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Ereğli / KONYA
20/10/2015
Saat;23_04

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  SÖNMÜŞ KANDİLLER GİBİ.. Başıma gelen bunca olay ve yaşadıklarımdan sonra  Çile bulutlarının çisil , çisil üstüme ağıp...  Perde ,perde hüz...