16 Aralık 2023 Cumartesi

 

NE TAMAHKAR OL , NE'DE, NANKÖR !

Sözcükleri, sözcüklerle duygularımı ...
Duygularımla seni, inançlarımı ...
Dahası, hayata, insana ve olaylara ilişkin değer yargılarımı ...
Bunların içimi aydınlatmışlığın da da ..
Aşka ilişkin düşüncelerimi, gözden geçiriyordum .
An geliyor, buğulu bir camın ardından ...
An gelip, su duruluğunda paklık ve sema enginliğindeki yüceliklerden bakmanın, gel-gitleriyle .
İşin özü ve hayatın, ömrün ahengi ...
Hayat denilen ata, nasıl bakıp, nasıl bindiğinde ...
Sırla, hükmünün güç ve icrasındaki ilişki ve hatta dengede saklıdır ..
Başarı ve mutlulukta ..
Başarısızlık, bedbahtlık ve hasılı mutsuzlukta ...
Marifet, ata hükmedenliğinde veya atın terkisinde yol almalara tutsaklık ve razılığındaki, tercihinde yatmaktadır .
Ondandır ki, atın bok kokusuna mı ?
Atın iradesine mi, razılığın dır?
Senin, hayat denilen ata muktedirliğin ve yön verip, yolu tüketmen ..
Yada nafileliklerde, boşa gitmelerde ..
Bilge hatunun, engin feyziyle işaret ettiği gibi ...
''-Gör götüm, yolları '' çapsızlıklarına , kul- köleliklerde ...
Nafile seyahatlerin, baştan, yenik seyyahı olarak ..
'' -Yol sıra gidip, çay sıra gelmek '' avara kasnağında ömür heba etmek, arasındaki farkı ve heyecanı yaşamak ..!
Zaferin ve erincin, sevincin sırrını ve sihrini yaşamaktadır, hayattan aldığın mutluluğun ...
Hiçliği, kıtlığı yada çokluğu ..!
Hayat, hep koşanlıkta da, hep kovalanılan olmakta da, saklı değildir ..
Hayat, beklenmedik hal ve koşullara hazırlıklı olarak ...
Hayatı karşılayabilme irade ve gücünde saklanan ödülü ..
Yani ..
Mutluluğa erişme yada nafileliklerde heba, helak ve mutsuzluklara müdavimliklerde, ömür eskitip ..
Gün tüketerek, ömrün ve hayatın güzelliğini kavramakla ..
Bunları ıskalama riskini iliklerinde, ruhunda, beyninde ..
Hatta, tüm benliğinde duymak yada duymamaktır ..!
Yazar ki, tarihin derinliği ve çağların tanıklığı ..
Bir tarihi yapan ve yazanlar, birde, ona itaatle uyanlar vardır ..!
Safını tutarken ..
Benini yok edip, tevazu, edep, adap ve yürekle yaşayarak ..
Hayatın, ipini dizginleyebilmek ..
Yada, hayat ırmağının sularını bent de tutabilmekle ..
Su akar, yatağını bulur ilkesini, yanlış kavramışlıkla ..
Ruhsal, beyinsel devinimlerde ...
Adalete ve yeknesaklığa tutsaklıklarda, hayatı ve zamanı ıskalayıp ..
Avuçtan uçan kuş, ağdan, elden kaçan balıklığında ..
Kaçan balık büyük olur zırvalığında laf üreterek...
Ardı sıra, kör pişmanlık ve keşkelerin kıskacında ..
Lağım faresinden de be terliklerde ve Avaralıklarda...
Ömür tüket enliğe tutsak olup, olmamakta saklıdır ..!
Kapattığında, gözünü ..
Serap ve hayallerde, hüsranına ağlamakla ..
Toz dumana ve yorgunluğuna katlanıp, iradene ve güvenine sahiplikle ..
Hedefine koşan bir atın, hükmedeni olup ..
Onu odaklandığın menzile erdirebilmenin, sevinçlerini içinde duyarak ..
Bayram çocuğu sevinç ve çığlıklarıyla arzı ve arşı ..
Özcesi, kainatı çınlatabilmektedir ..!
Ya hep, ya hiç kıskaçlarının nal lığında ve nalbantlığında dövünüp durarak, ömür tüketmek yerine ..
Orayı aşabilen olmanın, keşfine koyulmanın farkındalığında olmaktır, mutluluk ve sevinç ..
O zaman sorunu sor, sessizce, sen, sana ..
'' - Hayat denilen atın, dizginlerini mi kavramak hedefin ?
Yoksa, atın terkisinde, nafile bir ömrü tüketmeye, razılık mı dır emelin? ''
Soru hayatınsa, yanıtta senindir ..!
Geleceğini, belirlemekse ..
İşte, bütün mesele budur ..
Ve, bu' da ...
Senin vazgeçilmezin ve istikbalini tayin edebilecek tek tercihindir ...!
Tercih senin ..
Hayat denilen atın, terkisi de, dizginleri de, senin !
Yeter ki, sen ona hükmetmeyi ve doğruyu tercih edenliği bil ...
Hayat denilen ata, doğru binip, atı doğru sürmeyi becer ...
Mutluluk avuçlarındayken, onun kıymetini bilmeyi, asla unutma ..!
Sen, sen ol ...
Ne tamahkar ol, ne'de, nankör ...!
Ne tamahkar ol, ne'de, nankör ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

01 / 05 / 2017

Saat; 19_00

 

SANIRIZ ....
VE ...
ANLARIZ Kİ .....!

An gelir, görgü, gelenekle miraslığında ..
An gelir bilim, ilim ve eğitim adına ...
Yanlışların, doğru diye dayatılmışlığında ..
Kimi zaman, masumane ve iyi niyetle, kimi zaman, dayatma ve kasten ....
Sanırız ki, yanlışlarımız doğrudur ve kabahat ya kaderde, ya karşıda, ya felektedir ..
Yani, dışımızda ararız hatayı, kusuru ..
Suçlamalarımız, hep birilerine yada adını koyup, tarif edemediğimiz, hal, nesne, durum ve olgularadır ..
Oysa ki ..
Bilsek görünmezliğinde yıllar, hatta asırlardır yüklendiğimiz, onca yanlış yüklerle
Nasılda tükürüyor hayat,ağzımıza,ömrümüze ..
Kimi zaman hayata ve insana, insanlığa dair ..
Kimisinde sözüm ona aşka dair ..
Kimisindeyse sözde kadim değerlere, ilahlara ve kutsallara ilişkin küf kokulu yükleri omuzlayıp, taşıdık farkındasızlıklarda ..
Cehaletin karanlığında, bilime sırt dönmenin aymazlığında ..
Korkularımızın galebe çalmışlığında ..
Ömürlerimizin zulasında dert, kin, nefret ve intikam duyguları büyütüp ..
Bağırlarımızda beslediğimiz yılanların, ihanetini taşıdık ...
Gün geldi, gülüşlerin sevecen sıcaklığını, iç ferahlığını unuttuk ..
Gün geldi, kan kustuk, kızılcık şerbetleri içtik diye, arz-ı endamlar ettik ..
Iskaladık, hayatı ve hayatın sunduğu, albenili güzellikleri ..
Dedik; çok bilen, çok yanılır ..
Dememize rağmen öykündük yine de ve inadına çok bilgiçliklerin, kibrine ve ukalalığına ..
Sandık ki, keramete kendimizden menkul ..
Oysa hayat gösterdi bize bunun böyle olmadığını ve yanlışlığını ..
Yine de yadsıdık ve sırt döndük gerçeklere ve doğrulara ..
Sanırız ki, hayatı tutarız hep avucumuzda ...
Ölüm acısını ilk tattığımızda, yerle yeksan olan hal ve duygularımızla tadarız ....
Yanılgının ve yenilginin o can sıkan ,iç yakan acısını ..
Sanırız ki, toz pembedir hayat ve tüm renkler..
Gerçeğin şamarıyla gözlerimizin önünde yıldızlar fıldır, fıldır dönerken anlarız ..
Bunun böyle olmadığını ..
Fark ederiz o an, hayatın gerçek rengini ...
Sanırız tebessümler tesbihine dizilidir, ömürler ..
Göz yaşlarının sıcaklığı, öpünce yanaklarımızı ..
Anlarız ki, gülmelerin kardeşidir, ağlamakta ...
Gülmelerin kardeşidir, ağlamakta ..
Sanırız ...
Ve...
Anlarız ki ..
Hayat sandığımız gibi değildir asla ....
Hayatı tanırız bu arada ..
Sanmakla-anlamanın girdabında tükenir ömürlerimiz, solar hayatlarımız !
Sanırız ve anlarız' ın gel-gitlerinde ....!
Sanırız ve anlarız' ın gel-gitlerinde ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen / Almanya

02 / 05 / 2017

Saat;09_12 

 

KURTARAMADIM ......

Kurtulamadım bendeki, senden ..
Kurtaramadım sendeki, beni ..
Kala kaldım, iki arada bir derede ...
Hani sevgin, aşkın, verdiğin sözler nerede ?
Aşka dair umutlarımı, yerle yeksan ettin ..
Yazımı güze, sevinçlerimi hüzne çevirdin .
Sandın ki bir gönül oyunuydu bu ...
Daldıkça içinde kör düğüm oldun ..
Ne sevmeyi bildin, nede vaz geçip, bitirmeyi ..
Bulaştırdın ağzına yüzüne ..
Hem kendine ettin, hem bana ..
Açmadan solan güle döndürdün ..
Aşk önce saygı beraberinde yürek ister ..
Sende ikisinden de yoktu eser ..
Yalancı pehlivanlar gibiydin hep ..
Peşrevlerin bitmedi, çıkmadın meydana ..
Bilemedin kolayını, bok ettin alayını ..
Ürmeyi bilmedik it,sürüye getirir kurt hallerinde ..
Talan ettin bu aşkı ..
Sevdaya dair yeminlerin, sadakata dair sözlerin hükümsüz oldu daima ..
Ne güven verdin nede aşkı yaşattın bana ..
Şimdi iki ayrı köşeye fırlatılmış mektup gibiyiz ..
Ne seni okuyan oldu, nede benim zarfımı açan ..
Yanıp kül olduk nafileliklerin çarkında ..
Ne ömür hasrettik, nede yürek verdik özünde biz bu aşka ..
Çocuksu bir masalın dilden dile dolaşmışlığında ..
Keten helva güzelliğinde
Aşkın tadı kaldı sadece dudaklarımızda ..
Bir masalın kahramanlığında biçilen rolleri oynayamamışlığımızda ..
Aşk adına avara kasnaklarda dönüp durarak ..
Nafileliklerde zaman çürütüp, ömür tüketmişliklerde ..
Adına aşk denen bu muammalı oyunda .....
Kurban olduk, hayatı ıskalamaışlığımızda ..
Ondandır demem,sana ..
Aşk adına her ne bilip,yaşamışsak ..
Tepeden tırnağa yanlışmış aslında ..
Bu gerçekle ,doğruyu hayat öğretti bana ..
Aşk uğruna koştuk yanlışlarda, doğruyu bulmaya ..
Kala kaldı hüsranlarla, göz yaşları avcumuzda ..
Anladım ki sonunda, kurbandık biz bu oyunda ...
İllallah dedim çıktım sonunda ..
Ne mecalim kaldı, nede sabrım bu oyunda ..
Yavuz hırsız misali hep sendin kazanan bu oyunda ..
Şunun şurasında, gerçeklerin aynasında gördüm anladım ki ...
Acemi aşıklığın çıkmazlarında dönendim durdum naçar lıkda ...
Ne sevdim, ne sevildim ..
Nede vazgeçebildim bu oyundan ben asla ..
Hatta ..
Kördüğüme dönmüşlüğünde ilişkimizin ..
Çözemedim, çözülemedim senden asla ..
Bilip-becerip ...
Kurtulamadım bendeki, senden ..
Kurtaramadım sendeki, beni ..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

03 / 05 / 2017

Saat ; 11_01

 


An gelir hayat ve zaman bize gerçeğin yürek yakan, iç ürperten, insanı dumura uğratan yüzünü gösterebilir ....!

Gerçeğin, böylesine asi, arsız ve söz dinlemez, dizginlenemez bir yanı vardır .

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ7İSYANİ

 

Adak ve kurban şarkıları ; 

Naçar lığın, muhtaçlığın elemlerini, yaşanamamış özlemleri ve bastırılan acılarını dillendirir ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

 


TUTSAKLIĞINDAN DOLAYI ........


Hüzünlü ve boynu büküktür ....
Yürek burup, iç acıtan ...
Yarım kalmış, ömür öykülerinin ..
Bağırlarında sakladıkları, sırlar ....
Ve, gün yüzü görmemiş hazin gerçeklerin ...
Lal dillerde, mühürlü dudakların ardındaki, tutsaklığından dolayı ....!
Tutsaklığından dolayı ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen / Almanya

05 / 05 / 2017

Saat; 13_45

 

RUHUMU, SİSLER SARINCA ......

İçsel yalnızlıklara sürgünlerdeyim ...
Mutluluk, bir yaban gülü olup açmakta, erişememişliğimde ..
Tüm albenisiyle, Kaf dağının ardında ...
Kah, melankolik savruluşlarda ...
Kah, tarifsiz duygu gelgitlerinde, sürüklenişlerde ...
Heba ettikçe zamanı, ömrü ve günleri ..
Tarifsiz kederlerin müptelalığında, divaneleşiyorum ...
Ruhumu, sisler sarınca deniz fenerim, sığınağım ol, isterim ...!
Sende durulup, sende çoğalıyorum ...
Aşk, eğer fethedilmemiş toprak, kazanılmamış zaferse ..
Yelken-kürek, aşka koyul musluğumda ...
Erişip, zafere kavuşama samda, didinip-savaşırım uğruna ..
Ölmecesine, bu yolda...
Kısmetime aşkının kon musluğunda, seni fethetmek için ...
Donandığım duyguları kuşanmışımla, hasrederim ömrümü ve emeğimi uğruna ..
Aşk gönlüme düşünce, ruhumu sisler sarınca ...
Bende yiter, sende çoğalırım ...!
Gönül imbiğimden süzülen duygularımın, sana ağıp, sende çoğalmışlığında ..
Ben, bende yitip, aşkta sen olmaya ömrümü veririm, ömrümü ..
Seve, seve ...
Seni, delişmen duygularla ve sırılsıklam, aşkla sevmişliğimle ..
Aşk, ruhumu saran sisler olup, çıkınca ...
Soyunur-dökünür üryanlıklarda, girerim, aşkla ömrüne, ruhuna ..
Aşkla, ömrüne, ruhuna .......

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen / Almanya

05 / 05 / 2017

Saat ; 15_06

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...