31 Mayıs 2015 Pazar

Ondandır  ADIM, İSYANDI  ...!



İçimdeki, safraları ..
Ruhumda kopan, fırtınaları ..
Sürüklendiğim, uçurumları ..
Dolup, dolup boşaldığım medcezir'leri ..
Benliğimde'ki sürgünleri toplasam  ..!
Ben, hiç ve piç olurdum ..
Attım hepsini, sırtımdaki o delik heybeye ..
Onlar, saçılı kaldı ömrümün gerisinde.
Hiçlikler bana, piçlikler zamana..
Aşklar, yüreğime ..
Kardelen direnişi, ruhuma armağan kaldı ..
Kardelen direnişi,  ruhuma armağan kaldı ..
Ondandır, adım İSYAN' dı ...! ..
Ondandır, adım İSYAN' dı  ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
31 / 05 / 2015
Saat; 19_55


30 Mayıs 2015 Cumartesi

GİZLENSİN DİYE, GÖZ YAŞLARIM ...!
Anasının, uçarı zıpırı 
... Babasının, tel maşalı sünepe si .
.
Mahallenin, delisi 
.. Olamayan sevgilimin, hiçiyim ben
Ondandır, esip-savruluşlarım ..
Bakmayın bu hallerime.
. Görülüp, fark edilemeyen uçarı kelebekliğimle .....!
Aldırmadan yorgunluğuma, solgunluğuma ..!
Sevgiden, sevgiye..
Çiçekten ,çiçeğe..
Gönülden, gönle.
Ömürden,ömre uçarım ..!
Sevgiyle bezeli, ömürleri ararım..
Sevgiye açım, seviye tutuklu..
Ondandır,tel maşalar takarım saçıma-başıma..
Sürüp-sürüştürerek çıkarım hep karşınıza..
Gizlensin diye, göz yaşlarım..
Gizlensin diye, göz yaşlarım.. Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/ Edremit
30/05/2015
Saat;22_25


AL GÖNLÜNE


An gelir,boz bulanık sel..


An gelir maviş maviş sema olur..



Süslerim evreni ..


Kısmetinde mutluluk'sam..


Al gönlüne, kat beni..


Al gönlüne, kat beni ..


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk/Edremit
30/05/2015
Saat:22_20
Düş yüzüme,nakış nakış işle beni


Işıklığında süzül, gölgeliğinde doya doya 
Bezene , bezene ihtirasla öp beni 

..
İhtirasın sarı sıcaklığında sararak.

. Menevişli aşk güzelliğinde ısıt beni, nakış,nakış işle beni ..

Işıklığında süzül, gölgeliğinde sar beni ..

Gölgeliğinde sar beni ..!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk/Edremit

30/05/2015

Saat:22_10

SÜRÜLÜP, SAVRULURUM, BEN !
İliklerime dek duyumsayarak yaşarım, ben ...

Şişedeki şarap misali ..


Hem dolar, hem boşalırken ..


Kah şişede, kah dudaklarda aşk, aşk, kendimden geçerim ,


Hücrelerimde hissetmedikçe, aşkı ..


Bozulmuş bağla, kan rengi gazele benzerim ..


Ruhum, fırtınalara keser ...


Et-bedenliğim bir yana ..


Ilgıt, ılgıt esen yelde savrulan güle benzerim, ben ..


Kah, dururum çiğdem, çiçek açmalara, aşkla ..


Kah, yaprak döken yıl yorgunu,hayat vurgunu çınara benzerim ..!


Değince yüreğime Nisan yağmuru güzelliği ve bereketiyle aşk ...


Çağıldayan suya, zamana kafa tutan Kardelene dönerim ..


Ya'da,dağların nazlı çiçeği Avu olur çıkar, rengarenk donanırım güzelliği ..


Hanımeli gibi soyunur, dökünür, koku, koku saçılırım ..


Albenisiyle vurur yüreğime, en delişmen duygular ..


Geçerim kendimden, aşkın esrikliğiyle ..

Aşka vurgun, sevdalara prangalılığımla ...


Duygularımın, ihtiraslarımın sevi, sevi şaha kalkmışlığıyla ..


Üryanlaşan ruhumun yılkı atlığın da ..


Sınırsızlığında aşk atlasının, sürülüp savrulurum, ben ...!


Sınırsızlığında aşk atlasının, sürülüp savrulurum, ben ...!


Erdem YASSIBAŞ

Altınoluk / Edremit


30 / 05 / 2015


Saat;19_30

Yolun açık ,şansın bol olsun güzel evlat.Kaliteli bir sanatçısın sadece müziğin'le değil ,müzisyen olarak değil, insan olarak onurlu ,saygıdeğer görüş ve duruşundan dolayı en güzelini hak edensin.Her daim takdir ve sevgimizle.Öpüldün o güzel yüreğinden.
Mualla ve Erdem YASSIBAŞ

29 Mayıs 2015 Cuma


KURMA SAATLERİ AŞKA......,

Savrulunca aşkın kasırgalarına...

Kapılıp gideceksen med - cezirlere..
Bencilliğin sularında...
Alıp ta başını gideceksen ….
Sürgünlerine yalnızlık ülkesinin...
Öylece,hiç mi hiç dönmemecesine...
Yakarak tüm gemileri ardında..
Yıkarak hayatla ve ardında'kiyle arandaki tüm köprüleri..
Üstelik sevinin,özveri olduğunu bilmemiş'sen..
Ve,hayatı sevgide paylaşıp çoğaltmalara öykünmemişsen....

......



Velhasıl;
Aşkı, hayatın okulunda bizatihi yaşayarak öğrenmek yerine..
Roman sayfalarından  tanıyıp, kavramaya yeltenmiş'sen..
Aklın, aşka dair filmlerin...
Albenili, renkli fragmanlarına takılıp kalmışsa...
Hele ki de yetmiyorsa yüreğin, gönlün..
Aşk okyanuslarına yelken açmaya..
Benliğini karamsarlık, yüreğini bencillik kutsamış'sa ömür boyu..
Gel, etme eyleme....
Yakma...
Ne kendini, nede bir insanoğlunu acıların harın da...
Kurma yüreğinin,gönlünün saatlerini aşka..!
Kurma yüreğinin,gönlünün saatlerini aşka...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
ALTINOLUK/EDREMİT-TÜRKİYE
11/11/2011
Saat:11_00

28 Mayıs 2015 Perşembe

GEL, BİRDE BANA SOR !

Sokak, sokak, cadde, cadde, bulvar, bulvar …..
Köşe-bucak, tenha çıkmaz sokakları …
Hayatların alınıp- hayatların satıldığı …
Sokak lambalarının, aklı sarılı ..
Ölgün yada parıltılı ışıklarıyla, yıkanan kaldırımlarıyla …
Türedi hayatların, tünediği..
Çıfıtı çıkan pazarlıklar bedesteni, kusmuklara , küfürlere…
İsyan, isyan çığlıklara belenen köşe başlarıyla
Belaları-gadaları, mutsuzlukları ..
Çoğalış, çoğalış evleri, insanları yutan kahkalarıyla
Arsız, fütursuz ve patavatsızca yalancı gülüşlerin ..
Döküm-saçım, ulu ortalıklarda ciritler atışını ..
Kıyı, kıyı, tenhalık, tenhalık ….
Yada, kalabalık, kalabalık ….
Yalnızlık, yalnızlık kederlerin içilip, çirkefliklerin kusulduğu ..
Üst, üste tünemişlikleriyle ..
Ağır mı ağır yüklerin altında ..
Kederler salıncağında, sallanan
Çivisi çıkmış hayatlar barınağı, evleri ve çarşı-pazarlarıyla ..
Şu, yorgun-bezgin, kabına sığamayan bu koca kent …
Işıl, ışıl parıltıları …
Huzme, huzme süzülen melankoliye bulanmış yakamozlarıyla ..
Yaşarken, hayatı ..!
İçine, hüzünler çöreklenen ….
Ruhunu esir alan, korku sağanaklarına tutulmuşluklarda
İçinde, menevişli kasvetlerden,
Ucube siluetli, gökdelenler dikilen, beni ..!
Benden kovan …
Geride kalmış, üç-beş sevinç kırıntı mı,
Kırık-dökük gülüş bulaşığıyla belenen, anlarımı yutan ..
Bendeki karanlığı, altında kalıp inim inlediğim ..
Korku dağlarını, kabus heyelanlarını ..
Karanlığında yutulduğum, girdapları,
Dünyama ağıp, tepeme tüneyen açmazların ..
O, kör sancılarını .
Eskicilerin, simsarların bile, itibar edip,
Değil, satın almak ..
Yüzüne bile bakmaya tenezzül etmedikleri ..
Şu, yıl yorgunu, hayat vurgunu, metelik etmez ömrümün
Kesif karanlığında yutulmayı ….,
Ölü canlıklarda, tükeniş , tükeniş..
Hiçliği içip,
Karanlıkların, karaların, korkuların kayya kuyularında
Nafileliklerde debelenmişliklerle, çır-çır çırpınarak…
Yarasa ölümlerini bekleyişin, naçarlığını ……
Karanlığın kutsadığı , şu tarifsiz hallerimi …
Gel, birde, bana sor …!
Gel, birde, bana sor …!

Erdem YASSIBAŞ

27 Mayıs 2015 Çarşamba

İÇİMDEKİ, O MASUM SABİ ....
Öldü, kelebeğim .. Soldu, gülüm .. Sardı, ruhumu bulut, bulut hüzün .. Nasıl dayanacak san, gel de dayan Bu kadar eleme, be hey yorgun gönlüm..! İki çeşmelik de akıyor, iki gözüm, Nisan yağmurlarını kıskandırırcasına gün be gün .. Yutuyor ömrümü yutuyor, kederler .. Ben içiyorum,sarhoş oluyor kadehler .. Gün geliyor, içimde bir şeyler ölüyor.. Ben, üstüme, üstüme devrildikçe İçimdeki, o masum sabi O, sevimli afacan çocuk ölüyor ....! O, sevimli afacan çocuk ölüyor ...! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/ Edremit 28 / 05 / 2015 Saat ; 00_28


İÇEREK KAHRIN MEY'İNİ ..,
KARANLIKLARIN, EFENDİSİ .. NAÇARLIKLARIN, KÖLESİ .. UYKUSUZLUKLARIN , GECELERİN , VE ..... TEHNA SOKAKLARIN BEKÇİSİ .. GÜNAHLARIN, KEÇİSİ ... BİR MELUL MEÇHUL.. AĞIYORDU, AĞIR , AĞIR .. GECEDEN, SABAHA.. SESSİZ VE USULCA .. SÜMSÜĞÜ DÜŞÜK OMUZLARLA, YORGUN, TİTREK ADIMLARLA .. RUHSAL BEDBAHTLIKLARIN, GİRDABINDA... YAŞAMSAL BERBATLIKLARIN KUCAĞINDA.. İÇEREK, KAHRIN MEY'İNİ...! İÇEREK, KAHRIN MEY'İNİ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
27/05/2015
Saat:03_20


YORGUN KENT

Üstüne, tepeden tırnağa,lağımlarını boşaltıyordu mütamadiyen ..

Ağzına dek ,pislik ve pejmürdelik dolmuş bu yorgun kent ..

Değil ses çıkartmak,marazalık yaratmak ..

Gıkını çıkarmadığı bir yana ..

Üstüne, üstlük, için, için kente şükrediyordu,

Vecd ile ''--Ver Allahım,ver, diyerek (!) '' ,

Biat ta ömür tüketen ,şu ahmak velet .!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ


Altınoluk/Edremit


27/05/2015

Saat:02_50

26 Mayıs 2015 Salı

KOKUNU, KOKUMA SARDIM
Kokunu, kokuma sardım … Erguvanlarla, ıhlamurların .. Fesleğen kokularına sarmallığı gibi .. Gecenin içine işledikçe kokularımız, ebruli güzelliklerle ..! Dağılıp zerre, zerre nakşoldukça geceye koku güzelliklerimiz … Esrikleşip, mest olarak geçti yine kendinden, gece .. Bir genç kızın havada uçuşan saçlarının güzelliğince .. Sallanan dallardan çoğalan, koku, koku, yelle .. Dağıttı, iyiden, iyiye kendini, garibim ! O, dağıttıkça .. İnadına .. Dağıldıkça, dağıldı, geceye kokularımız .. Başta onu, beraberinde de … Ilgıt, ılgıt esen yeli .. Işıl, ışıl göz kırpan, rengarenk muzip yakamozları … Aşkla, iştahla, ihtirasla, ıslak, ıslak öpmecesine … Bir öpücük sağanağından dökülen, Sıcak mı sıcak duygu ve duru su güzelliklerinde .. Gökte, yıldız … Kadehte, rakı … Mangaldaki köz, Sahildeki kumlarla, rengarenk çakıllar .. Mest oldular, meftunluklarda kendilerinden geçtiler . Şunun şurasında …. Görmemişliklerinin üstünden, iki gün bile geçmemişken, üstelik. Seni, benden de çok özlemişleriyle … Malum , dün gecede gökte feryat-figan kopup.. Şimşekler, yıldırımlara karışarak .. Nuh tufanına nispet yaparcasına, edayla.. Yağmur-borana belenmişti hani’ya, gecede, Fırtınanın sabaha kadar sürmesiyle.. Gözün-gözü görmemişliğindeki hallerde ..! Sende çıkıp gelememişliğinle.. İyiden iyiye, hasrete kesmişler, anlaşılan o ki ..! Çünkü, Hüzne kesmiş, sus-pus olmuşlardı hepsi .. Geldiğimde görseydin, nasılda berbat ve keder doluydu, halleri ..! Oysa, şimdi öylemi ya … Geleceğini duymaları bile yetti de, arttı onlara . Bir anda, zevkten kendilerinden geçmişlikleriyle .. Başladılar, gülüp, oynamaya .. Kokunu, kokuma sarmışlığımda .. Bu gece, firardalığınla senide alıp getirememişliğimle kumsala .. Boşluk büyütüyoruz boşluk .. Gece, ben, kumsal ve dalgalar, bağrımızda …! Yarını, iple çekiyoruz hep beraberce .. Kusursuz sayılabilirdi hani’ya bu gece, neredeyse.. Bozmasaydın oyunu, yokluğunla .. Her şey tıkırında.. Ortalıkta süt-liman olacaktı, şunun şurasında … Hiç bir şey evvelki gece kadar mükemmel değil, bilesin ki … Şu an, burada, beni saran yokluğunla .. Daldığım melankoli gel-gitlerin de.. Kokunu özlüyorum, kokunu … Kokunda seni özlüyorum delicesine, gecenin koynunda .. İşte böyleliğinde hallerin … Kokumu kokuna sarmışlığımda .. Cümbür cemaat, sana olan özlemimizin dalga, dalga çoğalıp … Geceyi, erguvanı, ıhlamuru, fesleğeni, kokuları … Ruhumu, gözlerimi, yanaklarımı, kumsalı … Hasılı, kabaran dalgaları, karanlığı ve anı ıslak, ıslak sarmış'lığında .. Kokun karışıyor, kokun, geceye ve ruhuma ….! Kokun karışıyor, kokun, geceye ve ruhuma ….! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/Edremit 26/05/2015

1337573 649096885101964 9623 n

AL GÖZÜM SEYREYLE wmvSON 0001

DUDAKTAN KALBE KÜF GÜZELLİĞİ...

BEN, BENDEN GİDERİM
Beynimden,akın akın,akış akış sayılar geçer,sayılar Renk harmonisinin albensinde.. Beni benden alıp,yorgun düşürüp, içmeden sarhoş etmecesine . Renklerin ve sayıların harmonik sarmallığına kapılarak .. Başını alıpta gidince, beynim .. Beynim, bedenimden .. Ben, benden geçer, Melankoli esintilerinde avareliklere tutsaklıkla, savrulmalara koyulurum .. Renkler ve rakamlar ağında tutuklu kalmışlığıyla, ömrümün ... Ben, benden giderim ....! Ben, benden giderim ....! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/Edremit 26/05/2015 Saat; 20_50
HALA...ŞU DELİ GÖNLÜMÜN
Ruhumda fırtınalar patladıkça,
Aklım, kopar gider...
İpini koparmış, uçurtma pervasızlığıyla.
Renk, renk albeniler kışkırtır...
Sevdalara susamış, gönlümü.
Yalancı baharlar kaplar...
Yalancı baharlar...
Vefasız aşklar eskisi,
Yorgun yıllar bekçisi, ömrümü.
Hala, uslanmamışlığıyla, şu deli gönlümün..!
Hala, uslanmamışlığıyla, şu deli gönlümün..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
26/05/2015
Saat:20_40


25 Mayıs 2015 Pazartesi

Hüzün çökünce gönle ve ömre..
Melankoli çıkarda gelir derinden, derine ... Yel, yel esip, seni sürüp-savurmuşluğunda.. Azap girdaplılığında, yutmuşluğunda.. Anılar harmanının yangın yeri olup, alaz, alaz seni sarmışlığında ... Tutunacak dalının kalmamışlığını, hissederek .. Daldaki o tek yaprak gibi tir, tir titreyerek sallanmışlığında, hayatın bağrında.. Alır sendeki, seni, senden.. Ardında, ömür eskisi bir harabe beden bırakarak .. Çalar yaşama sevinçlerini, umudunu senden, sessizce .. Kul eder seni sonunda, şeker pembesine kesen hüzünlerde debelenmelere .. Yerinde yeller eserken, o eski senin.. İtivermişliğiyle onulmaz-iflah olmaz derbederliklere.. Kapılıp gidersin sen, hayat ırmağanın boz, bulanık köpüklerine.. Sonunda.., Kala-kala elde avuçta , bir yığın kan rengi yaprak Ve ağlayan, bir hayat vurgunu,ömür kalıverir .. Anıların gel-gitlerinde sürünmekte kendinden geçip ... Elemle onlara bakarak ağlayan, bir beden kalır, insan eskiliğinde ! Elemle onlara bakarak ağlayan, bir beden kalır, insan eskiliğinde !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
25/05/2015
Saat:22_05




SOY RUHUNU AŞKLA, AŞKA
MİNARE YIKILSADA, MİNBER SAĞLAM HALA .. OLURU OLMAZI, KAFAMA TAKMAM, ASLA.. NASİHATTIR NEFRET ETTİĞİM, DAİMA. ONDANDIR Kİ.. TAVSİYEM OLUR SİZE OLSA, OLSA. SEN, SEN OL .. TEL TOKAYLA..KELEBEKTEN BAŞKA. BAŞKA BİR ŞEY TAKMA KAFANA.. İŞLER ENİNDE SONUNDA. OLACAĞINA VARIYOR NASIL OLSA. KULAĞINA, KÜPE ..... ÖMRÜNCE, ÖMRÜNE NAZARLIK BONCUĞU OLSUN BU SÖZÜM, SANA KEFENİN CEBİ YOKTUR, BUNU ASLA UNUTMA.. YAŞA İNSAN GİBİ, İNSANLIĞIN ONURUYLA.. YETER Kİ ..., VİCDAN VE GÖNÜL AYNANA BAKTIĞINDA ... İNSANLIĞINDAN VE SEN, SENDEN UTANMA ! MERAMIM, NASİHAT DEĞİL, SANA.. ÜRYAN GELDİN, ÜRYAN GİDECEĞİNİ UNUTMA ! SEN, SEN OL, DİLSİZ ŞEYTANLIĞA SOYUNMA ! BİR NEFSİNE.. BİR DE, DİLSİZ ŞEYTANLARA, KUL-KÖLE OLMA.. NE, OLURSAN OL.. ÖNCE, İNSAN.. İNSANLIĞINDA SEN, SEN OL ... BULANMA RİYAYA.. SOY RUHUNU AŞKLA, AŞKA ....! SOY,RUHUNU AŞKLA, AŞKA ..! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/ Edremit 25/05/2015 Saat ; 17_15
Gülşene, gül..
Güle,bülbül .. Gönüle, aşk .. Aşka, gülle, bülbül ne güzel yakışır.. Şakır bülbül, aşkla.. Dinler gönül maşukluğun, meşkiyle, hazla.. Sevda bülbüllerine mekan olur, bağ olur, bağban olur gönül .. Sevda bülbüllerine mekan olur, bağ olur, bağban olur gönül

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
25/05/2015
Saat:17_00
AH, BİR KAVRAYABİLSEK ......

Ah bir kavrayabilsek ,
Hayatın ...,
Aslında ..
Bizzat insanca, insana azap cenderesi kılındığını ...
Haramilerce gasp edilen, umutların ...
Çalınmış, talan edilmiş geleceklerin ..
İnsanlara, mutsuzluk olarak döndüğünü ..
İnsanın kurdunun, yine insan ...
Ve, dahası .....
En büyük hırsızlığın ...
Umut, ekmek ve yarınları çalmak olduğunu ...
Geleceğini kararttığımız insanlığın ...
Aynı zamanda ..
Kendi geleceğimiz olduğunu, bilip, unutmasak ..
Evreni ve hayatı daha güzel kıldıkça ..
Kendi geleceğimizi aydınlıkta bina edeceğimizi anlayıp, kavrasak ..
Hayatı, daha güzel renklerle, bezeyerek ...
Cıncık, cıncık güzelliklerde dokunan, kilim yapıp ..
Ömrümüze ve dünyaya sererek, onu güzelleştirdikçe ...
Mutlu ömür, beden ve yüreklerin artacağını yazsak ..
Aklımıza, gönlümüze ve ömür alfabemize ...!
Yaşamın, bizlere bahşettiği mutlulukları çoğaltacağını kavrasak ..
Bayram sevinci güzelliklerin, ömürleri süsleyip ..
Çiğdem- çiçek açan, ormanın ....
Ağaç kardeşliği güzelliklerinin, albenisini ..
Ve, bir ağacın teklikteki, hürlük güzelliğini ıskalamayız ..
Ah, bir kavrayabilsek ...
Kıçımızla kavgaya durup, cebelleştikçe ...
Donumuza sıçıp, kendi bedenimizi kirletenin, kendimiz olacağını ...
Nemelazımcılık, vurdumduymazlık...
Sevgisizlik, ihanet ve riyada debelendikçe ..
Bindiğimiz dalı kestiğimizi ...
Hayat, sanıldığının aksine görünmez ellerce değil .. ..
Bizzat insanca, kendine ve insana zor kılınıp ..
Azap cenderesi yaptığı, hengameli bir serüvendir..
Ah, bir kavrayabilsek ....,
Özünde hayat ..
Paha biçilmez mücevherler saklı, bir Pandora kutusudur
Ve ....
Bize verilen azap değil, sevgide, sevgiyle sunulan ödüldür ....!
Bize verilen azap değil, sevgide, sevgiyle sunulan ödüldür ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
05 / 03 / 2015
Saat; 11_43
 

KİMSELERİN SENİ FARK ETMEMESİ NE KADAR YÜREK YAKICI,İÇ KANATIP,GÖNÜL ACITICI ..
BİR BİLSENİZ,NASIL DAYANILMAZ VE ONULMAZ BİR ACIDIR, BU ..! VE, YİNE BANA AYNI ACI DÜŞTÜ.. KEDİLİĞİMDE, YİNE, KİMSELER FARK ETMEDİ BENİ.. YALNIZLIĞIMDA, HÜZNÜMÜ TAŞIDIM YİNE SESSİZCE.. KİMSELERİN, BENİ FARK ETMEMİŞLİĞİNDE ..! KİMSELERİN, BENİ FARK ETMEMİŞLİĞİNDE ..! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/Edremit 25/05/2015 Saat ; 02_30
Çoğalırım..
Duman, duman.. Savururum,efkarımı Yiterim.. Duman duman.

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
25/05/2015
Saat:01_58
BAKIŞ, BAKIŞ .....,
BAKIŞ, BAKIŞ İÇİNE İŞLERİM.. DUYGU, DUYGU KAPLAMACASINA, SENİ SİLEMEZSİN BENİ, SENDEN.. SİLEMEZSİN, İSTESEN DE .. BEN SENDEYİM,SENDE.. SEN, İSTEMESEN DE. BAKIŞ, BAKIŞ İÇİNE İŞLEYİP, YUTMUŞLUĞUMLA SENİ .. ÖMRÜNDE, ÖMÜR OLMACASINA, SENDE ÇOĞALMIŞ'LIĞIMDA.. SENDE, BEN OLMUŞLUĞUMLA.. KAZISAN DA ÇIKARAMAZSIN, SENDEKİ BENİ.. BAKIŞ, BAKIŞ SENİ KAPLAMIŞLIĞIMDA .. BAKIŞ, BAKIŞ SENİ KAPLAMIŞ'LIĞIMDA .. Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/Edremit 25/05/2015 Saat; 00_55

24 Mayıs 2015 Pazar

RUHUMUN MATEMİNİ ...!
Hüzün nakşolmuş yüzümle bakıyorum size.. Suskunluğumda,yüzüm ve gözlerim anlatıyor Sessizliğin çığlıklarıyla,ruhumun matemini size. Sessizliğin çığlıklarıyla,ruhumun matemini size. Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/Edremit 25/05/2015 Saat ; 00_46
SENDE KAYBOLAYIM ...,
Sıkıca sarıl ..., Savrulmayayım, kasırgalarda Ne olur, tut beni sıkıca ... Sarılmışlığında, sende kaybolayım ...! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/ Edremit 25 / 05 / 2015 Saat; 00_29
GİT......
Yum, gözlerini.. Dinle, yüreğini, Özgürlüğü içen, ruhunla.. Umuda, sevgiye, aşka ve hayata yelken açan gönlünle. Git, yüreğinin gittiği, götürdüğü o yere ...! Git, yüreğinin gittiği, götürdüğü o yere ...! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk / Edremit 24/05/2015 Saat; 23_25
AYNADA BEN KALDIM ....!
Islak, ıslak bakarken ayna, bana ..! Dalıp gitti, gözlerim.. Aynanın derinliğine .., Cam soğukluğunu, ben içtim .. Ruhumun sıcaklığı, ısıttı aynayı ...! Hüzne bulaşmış ömrümle, korkum sindi aynaya.. Aynada hüznüm kaldı .. Cam, korkuya büründü .. Aynada, ben kaldım ... Hüzne ve korkuya belenen bakışlarımla ..! Hüzne ve korkuya belenen bakışlarımla ..! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk /Edremit 24/05/2015 Saat;23_10
İÇERİM ......,
Fısıldar yüreğim... Ruhum dinler onu, sükutta, sükunu içerek .. Şaad olur gönlüm, çiğdem-çiçek açarak .. İçerim, insan olmanın onurunu ... Mest eden meyliğinde, yudum, yudum.. Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk / Edremit 24/05/2015 Saat;28_58
HİCRAN YUTUP, HÜZÜN KUSUYORUM ...!
Uymayan hesapların.. Beklenmedik ve akla gelmeyen,düşe sığmayan hallerin Ve, Duygu girdaplarının ortasında.. Yutuluyor...yutuluyorum .. Söz geçmiyor, bendeki bana.. Hüzün içinde açan Nilüferim, ben... Hicran yutup, hüzün kusuyorum ...! Hicran yutup, hüzün kusuyorum ...! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Atınoluk / Edremit 24/05/ 2015 Saat;22_22


DÖKERİM İÇİMİ SANA, PAPATYA....
Kimselere içimi dökemem
Bir sen dinlersin papatya beni..
Çünkü rüzgarlar sürüp,
Savurmuştur senide...
Benim gibi......
Ben, sen, ağaç dalları ve ekinler,
Sallanırız, ifil, ifil esen yelle.
Kopan kasırgayla....
An gelir ...;
Kırılır dökülürüz, an gelir boynumuz bükülür....
Sevgilere kesilirken gönlümüz,
Hüzünlü şarkılar söyler...
Ruhumuzda dinmez isyanın ıslıkları, türküleri.
Ha şimdi koptum, ha şimdi kopacağım hallerinde,
Sonunu beklemekle sararıp, solar ömrün bencileyin,
Yoktur benimde senden farkım.
Sevmek için geç ,
Sevilmek için talihsizler durağının ,
Müptelalığında geçer ömrüm..
O sonun an be an yaklaştığını bilerek..
Kırlangıç telaşlarına düşerek.
Ömrümüz uçar hayatın bağrında..
Şu masmavi kubbenin altında.
Yüreğimde takat,
Gözlerimde umut,
Gönlümde heves kalmamış'lığında....
Ak düşmüş saçlarım ,sencileyin dans ederken...
Rüzgarların önünde ,
Dökerim içimi, sana papatya ..
Sırdaşlığını bilmemin  huzuruyla ..
Dökerim içimi, sana papatya ...

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
24/05/2015
Saat:02_35


23 Mayıs 2015 Cumartesi



Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir ..
Nesnelerin özüne, gerçeklerin ardına .. Gülüşlerin gizlediklerine bakıp, görünüz ... Gözdeki tebessümde perdelenen hüznü görebilmek , Ayna derinliğindeki gizemi ve gerçeği kavramak .. Tevazu ve adapla sırlanmışsa ... O ruhun yüceliği, karakterin sağlamlığı .. Gönlün zarafeti, ilmin ömürdeki şavkı, nurani yansıma güzelliği ortaya çıkar .. Ön yargılılık ve peşin hükümlülük ömre külfet, vicdana zul, ruha azaptır ..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ


..........................................BIRAK ANNE....
Bırak anne örme saçlarımı...!
Dağınık kalsın bugün,
Tel tel yüreğim gibi isyanla savrulup dillendirsin,
azabımı,
utancımı,
ama...
daha çok ,
isyanımı...!
Ama ,
Tutam tutamda..UMUDUMU..!
Bırak anne bırak...!
Yalanları dört duvar arsında öğrettiniz ilkin...!
yürek samimiyetsizliklerini
Ve,
Riyakarca iki yüzlülükleri..!
Ondan çok kez sözverişim kendi kendime,
Katlettiğiniz
Ölü bedenlerimden
Fışkıracak yepyeni
Dal dal
.......bahar bahar
Yeni hayatlarda...
ve
Hayatlarla....
doğacak çocuğuma...,
Utançla bakmamak adına..!
Siz büyüklerime benzemeyeceğim.
Bırak anne saçlarım dağınık kalsın
İçtensizliklerin soğukluğunda
Ayazlıklara terkedilmiş yürekler sundunuz
Ve sevgiye nasır bağlamışlıklarda
Kin ve öfkeyi kusan,
Karanlık akılları kuşandırdınız.
Körpecik beyinlerimize..
Sevgiye hasret koyduğunuz yüreklerimize..!
Gündüz dövüştünüz...
hoyratca
boğuşmalarda
Gece,
seviştiniz...!
sarısıcak ateşli ihtiras alevlerinde
ve sabahında
Biz bunalırken..
yaman çelişkilerinde
Anlayamama,
adlandıramamanın.
daha da doğrusu,
anlatamamalıklarınızın...
Sancısıyla kıvranırken.
Sabah...Kan uykularımızı bölmecesine..
Yada ... Kuşluk vakti güzelliklerini ,
Katletmecesine....
Çalarak çocuksu sevinçlerimizi,
yine kapıştınız kedi köpek gibi....
riyakarca.!
Ve,
Bir birinizi....
Körpecik dimağlarımıza ...
Karalaya...karalaya...!
Yağlı karalıklarda,
Kara kara kazımacasına
Sevgisizliğin
Riyakarlığın açmazlıklarında..!
İçtensizliklerin...
çıkmaz sokaklarında ..!
Temcit pilavı edip edip
Hoyratca..!
Sevin dediniz(!)
Dövüşmelerde nasıl öğrettinizse sevişmeleri
sevmeleri
öyle sevişiyoruz şimdi
Birbirimizi gırtlaklamalarda ıskalıyoruz sayenizde hayatı
Bırak anne bırak..!
dağınık kalsın ..!
özgür ruhum gibi savrulsun saçım,
tutsak etme onu at kuyrukluklarının burulmuşluğuna.
sonra özgürlüğümüzü çalan tel örgülere alışalım diyemi o
hani sınır sınır yürekleri ayırıp diken diken batışda ciğerimizi kanatsın diyemi
anne yapma...!
sonra ben gidip sevdiceğimi
özgürlük kavgasında esir düşüşlerinde
Hapisanelerde ziyaret etmelere alışıp, meyilli kılınayım diye mi
o güzelim...
Yılkı atı yelesivari
özgürlüğe sevdalı saçlarımı .
sıkı sıkı at kuyruğu örgülerine hapsetmen..!
Bırak anne bırak..
elleşme saçlarıma
Umutlarım tel...tel....
Yıldız ...yıldız..
KARDELENLER GİBİ AKPACIK ANNEE!!!
varsın paçoz kalsın
Hotuz kalsın
ama özgür kalsın anne özgür...!!!!
yıldız yıldız
toplanan umutlar gibi
bayrak bayrak savrulsun
özgürlüğü doya doya yaşamışlığın da
anne
taş duvarları/
dar ağaçlarını/
açlığı/
yoksulluğu/
Ölümü /
Difteriyi/
Kuş palazını/
yeni modalığında AIDS i/
Ve....
Labaratuvarlarda ürettiğiniz
Kuş gribinde ölümlülüğü....
Dur bitmedi...!
Savaşları
Utançları
Gaz odalarını
daha sayayım mı, ana daha sayayım mı ?
erkeklere kul köleliği/
karanlık cahilliğe boyun eğmeleri
Ve,
Körpecik ölü bedenleri ....
savaş ateşlerinin kor alevlerinde
yakıp kavurmayı
ON YEDİLİK evlatların yaşlarını .....
erdirerek asılacak yaşlara
EREN EREN ERDAL' LARI siz katletmedinizmi Anne...
Anne, anne...bırak dağınık kalsın saçlarım...
yatacak yatağim yok ...anne yatacak yatağım...!!
Kavrulmalardayım anne Sina da
israil alevlerinde
çıra çıra yandım
tutuştu alevlerde saçlarım anne
çıra gibi yanıyor yüreğim bak anne, bakkkk....!
ama, anne
geleceğim
felaketime
katlime sebep
İt sürüsü
hemcinsliğimden utanç duyduğum
hemcinslerini
O günün
aydınlık şafağında
ayan beyan etmek
Ve
Karanlığı...
ağartmışlıklarda..!
Hesap sormaların bilinci...
ve
Susma
Sustukça, sıra sana gelecek..!
Şiarlarının aydınlığında
Kardelen....Kardelen...!
Çıkıp geleceğim anne.
Çıra çıra yanan yüreğimle.
Özgürlük türkülerimde anne...!
Kanat kanat,
Ateş böcekliğimde
Çıkıp geleceğim anne...
Bırak anne bırak...
tarama saçlarımı...!
dağınık kalsın...
Sabah seher yellerinde
Gönlünce....
Aşığı olduğu... özgürlüğünce savrulsun
Koma beni anne koma beni..!
Yürüyüşümden ala koma beni...
Ölü bedenliğimle....!
İnandığım davaya..
O güzel , Sarsılmaz İnançla
Güneşe yürüyüşümden ala koma anne.
Bırak......bırak...!!
Bırak saçlarım dağınık kalsın.
Kendim Yansamda Evrenin bağrında...
Alev alev!!!
Gazne'de...
Ölüm, ölüm İsrail ateşlerinde..
Sizlerin aymazlıklarında...!
Umutlarım diri anne,
Umutlarım diri...!
Ve...,
Beni bekliyor anne... beni bekliyor..!
Gelecek ak günlerin güneşi
Koma ....
Alıkoyaman gayri zaten
Başladı yürüyüşüm anne
Umut
umut
yürek
yürek
Bayrak
bayrak
annnnnnnnnnnnnnneeeeeeeeee!!!!!!
Fethedeceğiz güneşi....!
Fethedeceğiz güneşi...!
Elleşme anne ,elleşme baba
Utanç ve yalanınızla
Çamurlarınızla sıvamaya kalkmayın güneşi..!
Güneş balçıkla sıvanmaz diye diye...,
Sıvadınız karanlıkla aydınlık yüreklerimizi..!
Şimdi..!
Ters düz edeceğiz... bir bir,
Riyakarca dediklerinizi.
Balçıkla sıvatmayacağız
inanın artık
O pırıl pırıl
O güzelim
İnanca
Umuda
ve
Aydınlık yarına doğan
Pırıl pırıl güneşimizi
Bırak anne ...
Bırak...
Dağınık kalsın saçlarım....

Erdem YASSIBAŞ
5/1/2009
LÜbeck/Almanya

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...