28 Ağustos 2015 Cuma

KUZULARIN SESSİZLİĞİNDE   
Kimi ak eller kalem tutar,benimkiler asa ...
Kimi diller yürek çözer,benim yüreğim melemelerde ,sessizliğe ses olur çağlar ...
Çan sesleri melemeler ,esen yeller girer birbirine ..
Sürü, sürü dağılırken, afakı sarar kuzuların sesleri,çökerken akşam karanlıkları .
Sarar efkar gönlümü ,dalar, dalar giderim ben karanlığın içinde kuzuların sessizliğinde.
Sürülür , savrulur gönlüm ,boz bulanık bulutlar kaplar yüreğimi..
Gözün gözü görmediği ,tozlu akşam üzerlerinde, hasrete kesmiş yüreğimle... Güderim koyunlarımla beraber yüreğimin , gönlümün efkarını ,delişmen duygularımı...
An gelir kuzuların sessizliği kaplar ruhumu, lal olur gönlüm dil,diş suskunluğa keser yüreğim ...
Gündüz, melem, melem, gece, fosfor, fosfor ,ışıltı, ışıltı bakarken koyunlarım...
Kah ıslık , kah türkü, kah kaval sesi olup, dillenir yüreğim..
Sökün ederken gözyaşlarım, nisan yağmuru bereketiyle ..
Ben söylerim , dinler koyunlar ..
Dinledikçe koyunlarım ahuzarımı, dillenir melemeye koyulurlar .
Onlar meler , ben dinlerim.
Onlar dinler , ben söylerim..
Günü, güne ,ömrü, ömre ekler kuzuların sessizliğinde dertlerimi güderim ben..
Kuzuların sessizliğinde dertlerimi güderim ben....!
Doğaçlama
28/08/2015
Saat:23_02
Erdem Yassıbaş
Konya Ereğli
 —

19 Ağustos 2015 Çarşamba


LOTUSLA, SUYUN AŞKI ...
Lotus, suya olan tutkusu ve tutkunluğuyla ..... Soyunup dökünerek, üryanlık ta ruhunu ... Saldı kendini, rengarenk arzularını saçarak suya .. İçtikçe su, lotusun rengarenk güzelliğini .. Mest olup, geçti kendinden ... Yakamozlar sardı suyu, rengarenk güzelliklerde ... Fısıldadı aşkla, su ... ''-Ömrün bana yazılmış ,renginle serkeş olmaktayım ..! '' Tüm alımlılığıyla yanıtladı suyu, kendinden geçmişlikle lotus .. ''-Bahşettiğin aşkla ,tepeden tırnağa bende, vurgunum sana .... Gökle, yer birleşmedikçe .. Hiç bitmeyecek aşkım, sana ...! '' Duydukları işleyince, içine .. Su geçti kendinden, vecdle ! O gün, bugündür . Lotusla, suyun aşkı pelesenk oldu dillere ....! Lotusla, suyun aşkı pelesenk oldu dillere ...! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/ Edremit 19/08/2015 Saat; 03_03

YALNIZLIĞIN VE SENSİZLİĞİN KOYNUNDA !
Önümde, nefes kesen, muhteşem lila akşam güzellikleriyle grup... Ardımda, yorgun yıllara sığan anılar .. Gözlerimde nem.. Avuçlarımda, demet, demet hüzün.. Yüreğimde,inceden, inceye sızı .. Hal buysa,neylesin gönül .. Hüzne savrulmaktan gayrı, yalnızlığın ve sensizliğin koynunda.. Yalnızlığın ve sensizliğin koynunda ...! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ Altınoluk/ Edremit 19/08/2015 Saat; 01_15

18 Ağustos 2015 Salı


RUHUMUN, HÜZÜN ŞARKILARINI SÖYLER ....!
Şimdilerde, nerede sazlık görsem.. Sazlıklar seni, yalnızlığımı .. Gidişinle, doruktan, en dibe kadar yaşattığın ve hala ama hala dinmeyen, aksine ... Çoğalan hüznümü hatırlatır, bana .. Azap okyanusunun derinliklerine, sürüp-savurur beni ..! Ne yel keser, ne su içimdeki yangınları .. Kor, kor alev olup saran, sessiziliğin ateşini .. Söndüremez su, dindiremez ılgıt, ılgıt esen yeller. Şimdi rüzgar, sular ve kuşlar sazlıklarda ruhumun, hüzün şarkılarını söyler .. Ruhumun,hüzün şarkılarını söyler .... Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/ Edremit 19/08/2015 Saat; 00_15

BİTİMSİZ AZAPLAR DA ...,
Böyle kaç sabah daha sensiz ve yalnızlığın girdabında uyanıp .. Kahır dolu, yorgun gecenin sabahında .. Mutsuzluk ve umutsuzlukla .. Sensizliğe açılan penceremden yolunu gözleyecek .. Umut kırıntıları derleyerek, gün ve ömür harcayacağım ....! Yalnızlığın ve sensizliğin kahırlı gün bitimlerinde .... Elem cenderelerin de, bir başımalığın sancılarında kıvranıp... Omuzlarıma çöken, görünmez mutsuzluk ağırlıklarıyla, pencereye tünemişliklerde ... Bitimsiz azaplar da gün tüketip, ömür eskiteceğim, Bitimsiz azaplar da gün tüketip, ömür eskiteceğim, Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/Edremit 18/08/2015 Saat ; 23_43

16 Ağustos 2015 Pazar


ZÜMRÜD-Ü ANKA OLMAK DÜŞER VE YAKIŞIR, BANA ...!

Yüreğim yanmış..
Evim, barkım kül olmuş ..
Dünya, başıma yıkılmış .
İçimdeki şeytan ,
''Çek git,bakmadan ardına'', diye fısıldayarak kışkırtıyor, durmadan ..!
Ama naparsın ki...
Mümkün değil, olursuz mu olursuz bu ..
Zira, canım-kanım, köküm-kökenim..
Yanmış olsalar da ,çoğalan sevgimle ..
Ailem ve anılarım var, burada ..
Yığın,yığın acıların üstüme ağmışlığında .
Kalsam da beni yutan, yaşımı,boyumu-posumu ve deneyimimi aşan ....
Beni boğan yürek acılarıma inat, basıp gitmeyeceğim..
Çünkü, yangınlarda canlarım -kanlarım kül oldu burada..
Bana da, bu acıyla ve hayatın zorbalığıyla baş etmek ..
Ve, elem küllerimin arasından doğmak..
Bu yükün ve acının altından kalkarak ..
Zümrüd-ü Anka olmak düşer ve yakışır ..
Onun içindir ,
Bilirim ki, kirişi kırmak ucuzluk ve acizliktir,
Üstelikte, hiç mi hiç yakışmaz bana..!
Kaçmak yok, ne kadar katlanılmaz ve dayanılmaz olsa da hayattan ve acılardan..
Metanetle, direnmek var , direnmek
Umuda ve yaşama sevincine tutunarak ..
Direnmek,hayatın ve acıların zorbalığına,
Kafa tutarak inançla ve inatla, devam etmeli kavgaya ..
Ve,
Zümrüd-ü Anka olmak, düşer ve yakışır bana !
Zümrüd-ü Anka olmak, düşer ve yakışır bana !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
17/08/2015
Saat;00_27


YAŞIYORUZ İŞTE , YAŞAMAK BUYSA
Sen, içerde..
Ben, sensizliğin, sessizliğin sisi içinde ..
İçimin, içimi yemişliğin de, ev içinde .
. Bizi ayıran taş duvarlarla, demir kapı, kör pencere
Mapushane küfü, karanlık, yalnızlıkla içilen ağulu gece ...
Çekiyoruz, çekebildiğimizce ..
Çileyi, çile içinde ..!
Ömrümüzün, çilede dillenmişliğinde ..
Dillenir yüreklerimiz, çığlık çığlığa, sessizce ..!
Ayrılıkta,tutsaklıkta, hücre, hücre çoğalan yoksunluğun acısında ..!
Gün,zaman ve ömür tüketmelerde, hayatın hengamesinde ..
Kurşundan da ağır pençesinde, inleye,inleye ..
Ağır Romandan da beter, acı gerçekliğinde ..
İçin, için çürümelerde, ömürler tüketmecesine !
Yaşıyoruz işte, yaşamak buysa ...!
Yaşıyoruz işte, yaşamak buysa ...! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
16/08/2015
Saat,17_11

BİLSENİZ, NASIL DA YÜREK ACITIR !

Yalnızlığımda ve apansız peydahlanan, amansız korkularımda yutulmamak için ..

Oyunlar icat ederek ..


Kalabalıklar çoğaltır, çoğalırım ...


Kah, zil takar oynar, göbek atar ..


Kah, saksı, saksı çoğalışlarda ..


Renk,renk çiçeklere öyküler anlatırım ..


İçinde çocuk gülüşlerinin ..

Mutluluk simgesi, çingene pembelerinin çoğalıp ..


Renk, renk, koku, koku, öpüş, öpüş ellerime sarılarak..


Çiçek güzelliğinde, beni korkuların yutuşuna kaptırmamak için, pervane oluşlarıyla ..


Notalarla dağılır, ses, ses, saz, saz, şıkırtı, şıkırtı, korkularım ..!


Beni ürküten o amansız devle, bet suratlı garip kılıklı umacılar, çekilip gitsin diye ..


Ben çalar,ben oynarım..


Kah, kahkahalarım, hıçkırıklarımı yutar..

Kah, hıçkırıklarım, korkularım ve soluğum, kahkahalarda yiter..


Kah, kırık-dökük gülüşler peydahlanır, kanı çekilmiş yüzümde..


Böylesi hallerde, yapayalnızlık...


Bilseniz, nasılda yürek acıtır ...!


Bilseniz, nasılda yürek acıtır ...!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk/ Edremit


16/08/2015


Saat ; 16_43



15 Ağustos 2015 Cumartesi


YİTİK DANSÇILAR YURDUDUR ..

Hayatın içinde ,tüm danslar özünde hayatla danstır ...
Susunca orkestra, bitince müzik ...
Hayattan kayıp giden olunca ömür ve beden ..
Hayat, kendine yeni bir dam yada kavalye bulmakta hiç ama hiç gecikmez.
Hayat daima dinç,dinamik ve arda kalıp,ayakta durandır .
Yorgun düşüp,dansa veda edenlerse,alemlerden alemlere göçüp gidenlerdir ..
Mezarlıklar,öteki alemin o, bilinmez ürkütücü atlası..
Yitik dansçılar yurdudur ...!
Yitik dansçılar yurdudur ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/ Edremit
15/08/2015
Saat:19_40

GEL DE ,GÖTÜR BENİ BERABERİNDE ...

Sensizliğin de bile , yıllara inat hala ama hala, tüm yollarımın sana çıkıyorluğunda ..

Benim için tüm mevsimlerin, iklimlerin sen olmuşluğun da ..


Pencere camlarımda, salım,salım hüzün akan perdelerim de..

Dahası, ağır hasarlı,sensizliklerde sancılar da boğulan yüreğimde bile ..


Ay ışığı güzelliğinde senin asılı kalmışlığından yayılan tebessüm ..


Hayatımın umut ışığı olmaya ve günlere-geceler,zamana inat,seni bende tutanlığında ..


Yaşama sevinci ve umut olarak durup,günü güne ....


Beni umuda, hayata bağlıyor.

Ihlamur kokulu gecelerde alıp gitmiştin başını .


Ondan olmalı hala nerede ıhlamur çiçeği görsem ..


Nerede, genzim ıhlamur kokusuyla dolsa.


Umuda çiçek açar ruhum,


Karşımda sen varmışcasına zevk ve coşku sarhoşluğunda dönmelere koyulur başım.!


Mevsimler ve iklimler derlenip-toparlandı,sen dolu gönül dağarcığıma çıkın oldu olalı ..


Yaz geceleri ve sıcağı süsler ömrümü.


Ayaz kış gecelerinde sen sarar-sarmalarsın beni


Ben bir umuda, birde sana ve sen dolu düşlere,özlemlere tutundum..


Dallara ,yapraklara tutunan kelebekler misali ..


Titrek ve ürkek danslarda , evhamlarımla dansa koyularak yaşamalardayım.


Çetele tutmaktan vazgeçtim..

Sanma ki bıktığımdan,yada dönüşünden umudu kestiğimden..


Hayır,tam aksine gün çoğaltırken..


Umutsuzluğu,karamsarlığı ve hayata küsmeleri değil..


Sevgiyi,umudu ve yaşama sevincini.


İçimde çoğalan o önlenemez sana kavuşma inancımı büyütüp,çoğaltarak hayata ve karanlığa karşı 


direnmek için.

Biliyor ve tüm benliğimle sarsılmaz inançla duyumsuyorum ki ..


Bir Cemre güzelliğinde, yine ve yeniden düşeceksin sen...


Gönül ve ömür coğrafyama ve iklimime ..


Hurafe ve batıl itikatlara pabuç bırakmaya bırakmamışlığımla ..


Döneceğine inançla ,her gün sessiz çığlıklarımla adını ve dönmeni istediğimi haykırıyorum, 


evrene,doğaya ve hayata.

Gönül,duygu ve ruh frekanslarımızın kesişip,


Gönül köprülerimizin hala ve güçlüce sapa-sağlam varlığını korumuşluğuna inançla.


Dilekler yolluyor,fısıltı, fısıltı şarkılarla,şiirlerle,temennilerle

Asıl önemlisi de,duyacağına yürekten inancımla rüzgarlara yoldaşlıkta ..


İnançlı istekler ve irade beyanları saçıyorum gece-gündüz demeden ..


Uzay denen bu koca mavi şemsiyenin altında,


Umuda sarılıp,inanca ve sevgiye sığınmışlığımla ..

Diyorum ki sevgi sevgi,kelam kelam,duygu duygu, dilek dilek semaya,aşka semahla


Sana seslenişlerim ve sessiz yürek çığlıklarımla ..,


Kapıldığım duygu ve isteri sağanaklarında..


Dön, yuvaya dönen kuşlar misali, zamanın apansızlığında


Kol kanatlıklarda dön gönlümün ve ömrümün semasında ..


Ve,tut beni ,der-dest ederek..


Çek, çıkart sensizliğin yalnızlığından ve yokluğunun karanlığından ..


Al ,sar-sarmala tüm haşmetin,özlemin ve biriktirdiğin ihtiras ve ateşle..


Gel de, götür beni beraberinde, senin dünyana ....!


Gel de, götür beni beraberinde, senin dünyana ....!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ


Altınoluk/Edremit


15/08/2015


Saat:19_00


YÜRÜ, AYDINLIK UFUKLARA...!
Yüreğinin sesinden gayrı,

Tüm çağrılara ve seslere kulak tıka ..


Yangın yerinin ortasında hallerinle .


Bakmadan ardına,yürü git..


Yüreğinin sesinin seni götürdüğü o yere.


Pişmanlıklar,eteklerinden dökülsün,kurumuş gazelliğinde ..


Varsın ezilsinler ayaklarının altında ..


Bas, geç seni senden çalan tüm karamsar ve kötümserliklerin ..


Seni senden çalan ,aykırılıklara dön sırtını ..


Gam yükünün kervancı başı olmaktan, kurtulmacasına ..


Uzanıp, adımladığın o yeni ufuklarda..


Avuçladıkların, mutluluk ve yürek sevinci,gönül huzuru olmacasına.


Çok zor değil ..


Böyle olmadığını da yaşayarak görüp öğreneceksin .


Yürek sesinle,iradeni kuşan,ruhunun özgürlük atına bin ...


Yeni coğrafya ve iklimlerde o karamsar ve kötümser senden ..


O eski ve seni için, için yeyip bitiren celladından,gardiyanından,azaplarından kurtulacaksın.


Unutma duvarı nem,insanı gam öldürür derler bilgeler ve eskiler


Yaşamın ve zamanın onları defalarca doğrulamışlığında ..


Haydi, ışıl, ışıl seni öpen tan yeri nuraniliğinde


Düş peşine yürek sesinin .


Ve çevirerek yüzünü,yönünü umuda, sevgiye ve aşka ..


Yürü, aydınlık yarınların muştucusu ..


Şu, güzelim albenili ufuklara...!


Şu, güzelim albenili, ufuklara..!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk / EDREMİT


15/08/2015


Saat:03_58

14 Ağustos 2015 Cuma


AŞKA, SANA , AŞKLA VURGUNLUĞUYLA ….

GÖNLÜM, UÇARI VE SAVAŞÇI BİR KELEBEKTİR !

Tadalı beri, aşk meyinin güzelliğini …

İksirinde esrik olup, kanat çırpmalara başlayalı …..


Ta larvalığından, bu güne ..


Aşka ve sevginin yüceliğine olan o, sarsılmaz inancı ..


Ve, engel tanımaz cesareti, gözünü budaktan esirgemezliğiyle …


Canını hiçe sayarak, gözünü karartıp ..


Cüssesine, endamına ….


Hatta, narin ve zayıflığına bile aldırmadan girdiği ….


Aşk uğruna onca cebelleşmelerde, çetin kavgalarda …


Verdiği amansız savaşlarda …

Kolunu, kanadını yitirse de bunca yıldır ..


O, hiç yitirmediği sarsılmaz inancı ve değme hasarlara pabuç bırakmayan ..


Cesur tavırlarıyla, geri durmak, yenilgiyi sineye çekmek nedir ..


Hiç mi hiç bilmez, oldum olası .


Her yenilgiden aldığı ders ve ilhamla …..,


İnançla koyulur, bir sonraki savaşa ….


Ondandır ki,


Kırılıp kopsa da kanatları, an gelip toz dumanlıkta yerlerde sürüklenip ..


Ağır yaralar alsa da, kah bedeni, kah umutları ve ruhu ..


Aşk denen bu savaşta ..


Değil, yenilgiyi kabullenip, sineye çekmek ..


Aksine, en ufak bir sarsıntıya daha meydan ve fırsat vermemişliğinde ..


Tutarlılık ve kararlılıkla…


Dahası, azim ve sarsılmaz inancıyla ..!


Gönlüm hala uçarı ve savaşçı bir kelebek ..


Pervaneliğinden ve cengaverliğinden bir nebze inanç ve güç yitirmemişliğinde …!


Gönlüm, hala uçarı ve savaşçı bir kelebektir …!


Aşka olan, tutkulu tutkunluğu ve tutukluluğuyla ..


Alamaz kendini, aşka kanat çırpmalardan ..


Karanlığın, korkuların ve olursuzlukların üstüne, üstüne uçup ..


Ödünsüzlüklerde o, pervasızca kanat çırpmaktan ..!


Hiç mi hiç korkmamıştır, bu güne değin ..


Ve, korkmazda asla,kendinden ve istediğinden eminlikle ..


Bakmadan haline, mecaline ..


Getirmeksizin aklına, ödeyeceği diyetlerin büyüklüğünü ..


Cürmü kadar yer yakacağını bilmenin olgunluğu, sükunu ve eminliğiyle ..


Değil gaziliklerden, kol-kanat kaybetmekten ..


Bu yolda ve aşk uğruna savaşlardan ve ölmekten korkmaz asla ve asla ..!


En delişmen, en pervasız haliyle uçar, yine ve bir daha, bir daha ..!


En cabbarlıklarıyla, kanat çırparak, aşka ..


Semah döner, tavaf eder, vecd’de kendinden geçer ..


Eremeden menzile ölse bile, bu yolda ..


Aşk uğruna savaşta, şahadet şerbetini içmekten mest olur ..


Açık gitmeyen gözlerin sahipliğinde, Abad olan haliyle ..


Ölümün, o meçhul, o gizli alemine, pürtelaşlıklarda ..


Kanat çırpar, içi, içine sığmayan en coşkulu haliyle ..


Pervane olur, döner ardı sıra aşkın ..


Aşkın ilhamıyla, döner ardın sıra, sana olan aşkla !


Aşka ve aşkla, sana vurgunluğuyla ..


Bilirim ki, gönlüme olan sarsılmaz inancımla …,

Gönlüm, hala uçarı ve savaşçı bir kelebektir ..


Aşka, sana, aşkla vurgunluğuyla ..!


Aşka, sana, aşkla vurgunluğuyla ..!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk/ Edremit


14/08/2015


Saat; 12_52


BİR, BEN GARİBİN SIĞAMAMIŞLIĞINDA
İçimdeki dinmeyen fırtınayı, gözlerime inen yorgulukları .. Bezginlikler nakşolan bedenimin, üryanlığında.. Sürüp, savuruyorum ... Duyanımın,görenimin.. Hallerimi bilenimin olmamışlığında .. Karşıdaki röntgencinin dışında.. Varlığımdan bihaber, dünya dolusu marazalı insan eskisi ömürlerin .. Her gün yığın, yığın kederlere ve içki şişelerine Kör-kütük sarhoşluklara düşmüşlüğüyle.. Farkımda bile olamamışlıklarla günleri ıskalayarak , ömür eskittikleri bu kentte.. Yüreğimin,taşıp, dilimin söylemişliğinde Yakası ,bağrı açılmamış,küfürler savuruyorum.. İçimin, içime sığmamışlığında ...! Herkesin sığıp,sığındığı, tünek ve yurt tuttuğu bu aleme .. Ve, marazalıkların tıkış, tıkış yığıldığı, içine tükürdüğüm şu mavi bilyeye ... Şu, koca,yorgun dünyaya..., Ne yaptım, ne ettimse.., Bir, ben garibin sığamamışlığımda ...! Bir, ben garibin sığamamışlığımda ...! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk / Edremit 14/08/2015 Saat ; 01_35

13 Ağustos 2015 Perşembe


SEN, SEN OL ...
Alemlerde, alemin saklı'lığında ..
Alemimde, alemler saklı,
Benim, alemlerde saklı'lığımda ..!
Kuş deyip geçme ona,
Kuşun, kuşluğun da da alemler saklı, kanatları altında ..!
Sende, konan, göçen'sin ...
Tıpkı kuşlar gibi, eninde -sonunda..
Üstelik kanatlarında yok ..
Bak sana, sen , sana ..
Dahası o yükselirken, arşa..
Sen baka kalırsın, altı-üstü bir kuş, dediğin o muammalı varlığın ardında ..!
Hayatın tılsımlı'lığında,
Sende hayatın bağrında, dönenip durusun bilinmezliğinde !
Kuş deyip küçümsediğin garipte dönenip durur, kanat çırparak,karada, havada ..
Yok bir birinizden üstünlüğünüz canlık'ta, hayatın bağrında, aslında !
Oda tadarak ölümü, sen gibi can verecek, o son solukta ..!
Ondandır ki,
Dön bak, bir kendi, kendine ..
Yüceliş'i yaşamak için, dön kendi içine ..
Kibir, kubur'dur daima ..
Sen, sen ol düşme kibirle, bencilliğin kuburuna ..!
Sen, sen ol düşme kibirle, bencilliğin kuburuna ..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
13/08/2015
Saat ; 23_51


ÖMÜR DENEN, GEMİMİ ...!
Dans ediyor, saçlarım .. Onları öperek dolaşan rüzgarlarla .. Kederlerim var elbette benimde, hele ki de şimdilerde .. Buna rağmen, karamsarlığa inat tebessüm ediyor,ruhum,yüreğim bedenim .. Unutmadan gerçeğini .. İnadına sarılarak sevginin ve yaşam sevinci ipine . Gamda, keyifte insandır hayatta, unutmam asla bu gerçeği .. Kederlerimi savuran umut yeline ve sabah güneşine doğarak yüzümü .. Farkındalığımla,yetiler'imin ve zenginlikler'imin .. Şükrederim daima.. Evrenle ve kendimle barışıklıkla, kusur ve karadan çok .. Güzelliği ve aklığı görmecesine bakarken, evrene gözlerim .. Bet sözlere, kuru iftiraya, dedikoduya sırt dönmüşlüğümde Sevgide ve hoşgörüde ararım yaşamı ve mutluluğu .. Kendi küçük alemimin, efendiside, köleside .. Polyannasıda, dal dal açan çiçeği de ben olurum, ben ! Öğrenmişliğimle kendime yetmeleri ve insanı, evreni, hayatı sevmeleri .. Tebessüm armağan ederim önce ben, bana ve hayata, insana, doğaya .. Kara gün, kararıp kalmaz, Kul bunalıp ölmez der .. Dertlerimi, ömrümün ve hayatımın karalarını içine.. Aklarını dışına dolamayı bilerek, omuzlarım hayat çıkınımı .. Azığımın umut ve sevgi olmuşluğunda .. Dolaşır dururum, kendi seyyahlığımda .. Gönül alemimden yayılan, ışıkla Karanlığın üstüne, üstüne .. Pusulamın yaşam sevinci, kılavuzumun hoş görü olmuşluğun da ...! Bir türkü tutturarak, umut üstüne, ıslık güzelliğinde ! Hayyamola, der ... İçimin,içime sığmamışlığında, bayram çocuklarına has o tarifsiz coşkuyla Sürerim, sevginin o bilinmez ufuklarına, korkusuzca ve kararlılıkla ..! Ömür denen gemimi ....! Ömür denen gemimi ....! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/Edremit 13/08/2015 Saat;23_51

Kardelen ömürler.Gönülden gönüle bir gizli yol vardır.: İÇİMDE YİTEN ...Meramım, insan oğlunun merakına y...

Kardelen ömürler.Gönülden gönüle bir gizli yol vardır.:
İÇİMDE YİTEN ...Meramım, insan oğlunun merakına y...
: İÇİMDE YİTEN ... Meramım, insan oğlunun merakına yenildiğinde, yaptığını görüp-saptayıp,anlamaktı Bu dürtü ve içimde çoğalan merak...

Kardelen ömürler.Gönülden gönüle bir gizli yol vardır.: İÇİMDE YİTEN ...Meramım, insan oğlunun merakına y...


İÇİMDE YİTEN ...
Meramım, insan oğlunun merakına yenildiğinde, yaptığını görüp-saptayıp,anlamaktı Bu dürtü ve içimde çoğalan merak dalgalarıyla.. Durdum, Bir masanın üstünde .. Bağdaş kurup oturmuşluğumla, ulu-orta, öylece oracıkta ... İçimde, an be an beni yutan, sükunun, dinginliğin derinliğinde oturdum bekledim .. Halimden bir ders alır mı insanoğlu diye .. Gelen-giden, meraklı dürtülerle orama-burama baktı .. Adeta, beni yutan delici bakışlarla süzüldüm, tepeden-tırnağa, kalabalıkça .. Yığın, yığın ağıp ,üstüme üstüme dökülen delice ve meraklı bakışlarla .. Soydular giysilerimi, ete-bedene açlıkları ve önlenemez, dizginlenemez meraklarıyla Gelen -giden hoyratça benden bakış,bakış istediklerince.. Ve, beklentilerince bir şeyler çaldı .. Kala, kala, soyulmuş bedenim, çıplak ve üşüyen ruhum ... Et-bedenliğim de, iğdiş edilmişliğinde .. Renk, renk göz bakışlarının ruhuma işleyip, ırzıma geçerek.. Beni-delik-deşik etmişliğin de ... Hüsranı, hasarları ve içime işlemişliğin de ruhumda kalan göz izleriyle, Tarifsiz ezinç, üşümüş beden ve talan edilmenin sancısıyla kıvranan ruhum dız dızlak bana kaldı Gelip gidenler, hoyratlıkların da benden, salt güvenimi, sükunu mu değil .. Ruhumu da çaldı .. Ruhsuz bedenliğimle, geride bana kala kala.. Yalnızlığın içe işleyen, buz gibi soğukluğu ... Lekelenmiş ten, et ve kemik yığını Boz-bulanık, kanı çekilmiş bir kadavra külçesi kaldı .. Güzellik ve insani olan ne varsa talanda gitti .. Hasarlar ve yalnızlıklar ortasında tir, tir titreyerek .. İçimde yiten ve korkularda sinen, biçare ben, bana kaldı ..! İçimde yiten ve korkularda sinen, biçare ben, bana kaldı ..! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/ Edremit 13 / 08 / 2015 Saat; 01_11

12 Ağustos 2015 Çarşamba


ÇEKİLİR ÖLÜ BEDENLER, DEMİR KAPILARDAN İÇERİ ..
BİR, BİRİ ARDI SIRA .. SARI ÇİZMELİ BİR ÖLÜ AYAĞI KALIR ...! UZUN,DERİN VE BUZ GİBİ DEMİR SOĞUKLUĞUNUN İÇİNE İŞLEDİĞİ .. METAL YIĞINI, GRİ VE KİRLİ BEYAZLARIN YUTTUĞU .. UZUN, DAR KORİDORDA ..! UZUN, DAR KORİDORDA ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk7Edremit
13/08/2015
Saat;00_33


KURNALARININ BOZUKLUĞUNDA, ÖMÜR ESKİTİYOR GÖZLERİM
Artık,saklayamaz,gizleyemez oldu, göz bebeklerim bile .. Öylesine taşıyorlar ve ben, bana hükmedemez.. Hüzünlerime, söz geçiremez oldum .. Sağanak yağmurlar misali ha boşaldı, ha boşalacak hallerde Kirpik uçlarım, yığılan gözyaşlarımı taşımaktan yoruldu, ırıldı .. Ne kelama, ne ilhama, ne saza, ne şarkıya ihtiyacım var ..! Göz yaşı sellerinde boğulmacasına, ağlamak için .. Sebepsiz ve durduk yerde iki gözü iki çeşmeliklerde akıverecekmişcesine .. Kurnalarının bozukluğunda , ömür eskitiyor gözlerim ...! Kurnalarının bozukluğunda , ömür eskitiyor gözlerim ...! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/Edremit 12/08/2015 Saat; 23_18

Kardelen ömürler.Gönülden gönüle bir gizli yol vardır.: Favori yayınlarına başta Turgut TÜRKSOY olmak üze...

Kardelen ömürler.Gönülden gönüle bir gizli yol vardır.:
Favori yayınlarına başta Turgut TÜRKSOY olmak üze...
: Favori yayınlarına başta Turgut TÜRKSOY olmak üzere,Fatma Tütüncü TÜRKSOY Canıma ,emeği geçen tüm Favori yayınları ailesine sonsuz teşe...

Kardelen ömürler.Gönülden gönüle bir gizli yol vardır.: Favori yayınlarına başta Turgut TÜRKSOY olmak üze...

Kardelen ömürler.Gönülden gönüle bir gizli yol vardır.:
Favori yayınlarına başta Turgut TÜRKSOY olmak üze...
: Favori yayınlarına başta Turgut TÜRKSOY olmak üzere,Fatma Tütüncü TÜRKSOY Canıma ,emeği geçen tüm Favori yayınları ailesine sonsuz teşe...

Favori yayınlarına başta Turgut TÜRKSOY olmak üzere,Fatma Tütüncü TÜRKSOY Canıma ,emeği geçen tüm Favori yayınları ailesine sonsuz teşekkürlerimle.İyi ki varsınız ,ailenizin bir ferdi olmaktan onur ve gurur duyuyorum.Sevgiler yüreğinize..
Bu Şiir kitabımla beni üçüncü kez okurlarımla buluşturma imkanı verdiğiniz için ayrıca çok teşekkür ediyorum.Üçüncü Şiir kitabım Yosma Geceler ..1Eylül de raflarda olacaktır.Sevgiler yüreğinize..

AŞKA ADANAN ÖMÜR ...,
Ömrü, aşka ...
Aşka ömür harcamış bedenler ...
Her solukta,ruhlarının en derinliklerinde zerre zerre , hücre hücre yaşayarak aşk ve İhtiras büyütürken..
Gizemli çiçek albenisiyle evreni,dünyayı,ömürleri ,insanlığı süslerler ..
Sevgiyi,aşkı ve aşka adanmışlığı bir yaşam ve davranış biçimi hale getirmecesine İçselleştiren ömürler ve ruhlar için Vuslata ve vecde erişimdir ...
Bu yol ve uğurda, katlanılanların...
Yapılan özverilerin ve zorluklara göğüs germecesine ....
Ömür,zaman ve emek harcamanın hiç bir mahsuru yoktur..
Aşka dair tüm yaşananlar, mutluluğu hak edişin önemini,değerini,büyüklüğünü ifade eder, anlamlandırır
Aşka adanan ömür, hayata ve evrene bahşedilen güzellik ..
Vecd'de, vuslatta seve, seve ödenen diyettir ..!
Aşka adanan ömür, hayata ve evrene bahşedilen güzellik
Vecd'de, vuslatta seve, seve ödenen diyettir ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
12/08/2015
Saat;12_47


Bekir Ünlüataer-Hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir

Bekir Ünlüataer / Bir göz aşinalığı var aramızda

Bekir Ünlüataer / Rüzgâr söylüyor şimdi o yerlerde bizim eski şarkımızı

BİR KIZIL GONCAYA BENZER DUDAĞIN


YAŞANMACASINA, ZAMANIN BAĞRINDA ...!
Adı, aşksa bu öykünün .. Ömürlerden, zamana .. Zamandan, gönüllere, ruhlara, bedenlere ağmışlığın da Hayat bulup dillenerek dolaşıp durmuştur, nesilden, nesile, öykülüğünde ..! Birinin maşukluğunda, çoğalarak duygu, duygu, yürek, yürek .. Ömrünün, insanlık kadar eski . Tarihinin, asırlara uzanıp,kök salmışlığın da ! İnsanoğlunun çokluğu kadar derin ve bilinmezliğinde .. Sinmiştir evrene, zamanlara, hayata .. Bir aşk masalının o tarifsiz lezzeti ve tadıyla .. Ve,yaşanacaktır.. Evren durdukça, insan, insanoğlu ve insanlık var oldukça .. Ömür, ömür,renk, renk, hayati,hayat .. Yaşanmacasına, zamanın bağrında ...! Yaşanmacasına, zamanın bağrında ...! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/Edremit 10/08/2015 Saat;16_25

10 Ağustos 2015 Pazartesi


TAVAF EDEYİM,SENİ ....!
İçime çekiyorum seni yudum, yudum.. Doya, doya .. Nefes, nefes ... Çoğal'asın bende, diye.. Sen çoğal.. Kaybolayım ben, sende, çoğalan sevgimle ... Öyle bir an gelsin ki .. Ben, sen olayım, sende.. Sen, yut beni aşkla, ömründe, ömrüm olmacasına ..! Sen, sarıl bana, beni fersah,fersah kaplamacasına ..! Ben yağayım, yağmur, yağmur sevgiliğimde .. Kırk ikindi yağmurları güzelliğinde ! Kıblem ol, Kabem ol, sevdiceğim yarim olmuşluğunda... Bende can, bende hayat.. Bende aşk ol, aşk ile .. Aşk ol, yağ tepeden tırnağa bana, ruhumda ruh.. Ömrümde, ömür ol .. Tavaf edeyim seni, sende, vecd ile, meşke boyansın ömrüm ! Tavaf edeyim seni, sende, vecd ile, meşke boyansın ömrüm ! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk/Edremit 10/08/2015 Saat;15_55

                                                  
                                                     LİME, LİME HÜZÜNLERİM BAKIYOR ...!
Ruhumda fırtınalar,ömrümde kıyametler kopmuşluğun da ...
Kapıldığım hayat kasırgasında ..
Çevirip ,çevirip çemberinde,savurarak ..
Vurdu felek beni, yerden, yere ..
Sessiz yürek çığlıklarımı ,
Feryat-figan naraları mı hiç kimselerin işitmemişliğinde ..
Ömrüm geçip gitti, hazan yellerinde ,
Üç maymunluğun geçer akçeliğini hala mı hala yitirmemişliğinde
İnsan denen , hilkat garibesi cümle acuzeler ..
Gülüp, geçti halime ..
Benim, bende yitmişliğimde ..
Paralandım defalarca, un-ufak olmacasına, kendi uçurumlarımın derinliğinde ..
Dipsiz kuyularda ömürler tüketip, bedenler çürütürken, ben ..!
Zil takıp oynuyordu, çengi ruhlar, çevremde ..
Nafileliklerde ömrümün, tarümarlıklarda nefesimin tükenmişliğinde ...
Dünyanın bakiliğinde, ömrümün faniliğinde ..
Alıp ta başımı, çilede o, bilinmez aleme göçüp-gitmişliğimde ...!
Ardım sıra kalan, acıların katran karasına bulanan, param parça resimlerimle ...
Şimdi, boş bir çerçevede, kederlerimin onlara sinmişliğinde ...
Lime, lime hüzünlerim bakıyor, size ,.
O arsız suratlarınıza tükürerek, benim yerime ..!
O arsız suratlarınıza tükürerek, benim yerime ..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
10/08/2015
Saat;15_05

ADI ÜSTÜNDE, DİLBER-İ AFET, FARFARAYDI ..!
Mahallenin delisine çıkmıştı adı, durduk yerde ..
Salkım-saçak açılır, saçılır ..
Olur-olmazlıklar da ....
Tarifsiz rahatlık ve hafiflikler de ,
Sere-serpe atardı kendini öylece, ulu orta bulduğu her yere ..!
Kimine göre, hafif meşrep..
Kimine göreyse, eli maşalı aşifteydi eni-konu ..!
Cümle hemcinsleri, sıradan kadın ömürler ..
İçin, için kıskanırlardı, ondan sevdikleri erilleri ..
Ondan olmalıydı, azıcık ürkerdi herkesler ondan ..
Hani'ya,şunun şurasında, farfaralığında, çıkmıştı adı dokuza, inmezdi sekize ..
Apansız, şen-şakrak kesilerek ...
Nedensizliklerde, güler .
Gülerken, ağlama krizlerinde hıçkırıklara boğulmacasına isyanlara durarak ..
Apansız,geçerdi kendinden, durduk yerde ..
Tekin değildi o, kimilerine göre ..
Kimileriyse..
Efsunlu deyip çıkmışlardı onun adına,ardı sıra ..
İki dirhem, bir çekirdek afetliklerde, attı mı kendini yollara ..
İn-cin top oynardı,o an,adeta sokaklarda ..
Kaçışırdı cümle hatunlar..
Kah pencere ardına, kapı arkasına, kuytuluklara ..!
Savurarak yürüyünce saçlarını, bahar kokuları saçardı ..
Kelebek kadar kıprak, arı gibi uçarı ve ısırgandı ..
Değil, kimi-kimseyi..
Umuruna takmazdı, dünyayı ..
Ondandır, yarı deliye çıkmıştı adı ..
Mahalle yansa alev, alev..
O, aldırmaz,aynada saçlarını tarar ..
Kapıldığı kahkaha tufanlarında, ortalığı birbirine katar...
Bir şey olmamışcasına havalarla,
Baygın bakireler misali,süzgün süzgün bakar ..
Yürek hoplatışlarla, nice canlar yakardı ..
Adı üstünde, dilber-i afet, Farfaraydı ..!
Adı üstünde, dilber-i afet, Farfaraydı ..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
10/08/2015
Saat; 14_20



ŞALLAR GİZLEYEMEZ

Şallar gizleyemez bendeki fırtınayı ve önleyemez gerçeğin doğuşunu ..
Ben kaçtıkça zamandan ve benden.. Boğuluyorum,içinde debelendiğim gerçekle, dertlerin beni yutmuşluğundan .. Naçarlığın ne olduğunu öğrendim, öğreneli .. Ne üstüne gidemediğim için kızdım dertlerime ve karanlığıma .. Nede gerçeğin bana haykırışını duymazdan geldim .. Kulaklarım sağır olsa da,ruhum duymakta her bir gerçeğin dillenişini .. Ondandır ki,kendi gerçeğimle yüzleşememenin kör sancıları sarınca beni .. Şallar yetişiyor imdadıma,insan olmuşluğumun naçarlığında .. Zaman ve dertler yeniyor beni... Zamana yenildikçe ben, şallar örtüyor içimde büyüyenkorkularla,gerçeğimi ... İnsan kendine,zamana ve dertlerine yenildikçe .. Acımasız hayat, zaman ve şallar .. Ele veriyorlar hemen ... Onlara sığınan, içi, içine sığmayan benim gerçeğimi..! Onlara sığınan, içi, içine sığmayan benim gerçeğimi..!

Mualla Sezgör YASSIBAŞ

Altınoluk/Edremit

10/08/2015

Saat:05_08



Tenleri, bedenleri, ömürleri bekleyerek eskiyen giysiler gibidir zaman..
Akıp giderken eskir ve eskitir ..
Eskiyen zamanlardan anılar ..
Gar dolaplardan, giysiler
Ömürlerden an gelir anılar, acılar, mutluluklar..
Keşkeler ve pişmanlıklar taşar ..
Zaman, an gelir kirleri yıkar, an gelir anıları soldurur..
Gar dolaplardaki giysiler misali eskirken için, için ....!
Gar dolaplardaki giysiler misali eskirken için, için :::!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk
10/08/2015
Saat:04_24


RAKSA KOYULDUM, ANADAN ÜRYANLIKLARDA
Afişe olmuş, ihtiraslı aşklara soyunmuşluğumla ..
Önce bedenimi, ardı sıra ruhumu soydum ...
Bilinmemişliğiyle kadrimin, kıymetimin ..
Duygu kırıntılarında uyutulup, avutulmalar dayatıldıkça ..
Önce aşktan, sonra kendimden ve nihayetinde, soğudum hayattan ..!
Vuralı beri delilikle, vurdumduymazlığa kendimi ..
Düştüm sonunda, boyalı basının aylakçılarının işgüzarlığında ...
Tefrika, tefrika aşk öyküleriyle..
Metelik etmez, pas paye bulvar gazetelerinin üçüncü sayfalarında
Ucuz kalem oynatmaların silikliğinde, defolu baskılara kurbanlıklarda ...
Meze yapılan, kırık-dökük baskılarla ...
Elden ele dolaşan aşkım, öyküm ve yorgun-bitap ömrüm le ...!
Sıradanlıkların hoyratlığında ..
Zamanın ve hayatın acımasızlığında ..
Raksa koyuldum, anadan üryanlıklarda ......!
Raksa koyuldum, anadan üryanlıklarda ......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
10/08/2015
Saat;01_33

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...