8 Ağustos 2015 Cumartesi


İŞİMİZİN ADI……
‘’-MUTLULUĞU BULMAKTIR ..! ‘’
Günah keçisi ilan edilen ….
Özde varlığı hep tartışmalı, sözde var edilen …
Adem denen 0, biçare ilk atadan bu yana …
Yazıya dökülerek günümüze ulaşmışlığıyla..
Bilinen tarihle, yirmi bir yüzyılı aşan zamandır ..
Telkin, şartlanma ve korkuyla ..
Biat’ a ve tanrılılığa, kulluğa tutsak edileli
Ömürler, bedenler, ruhlar, vücutlar ve duygular …
Günahların ve yasakların..
Suçlara verilen akıl almaz ağır cezaların şiddeti ve göz yıldırıp ..
Korku salarak,öz güveni talan etmişliğiyle ..
Naçar kulluğumuz ve köleliğimizle ..
İsyan edemezdik Tanrıya ..
Sözde, o Ulular ulusuna karşı durmak nere, biz nereliklerde ..
Geçip, giden zamanın ve heba olan ömürlerin kıskacında .
Ve, ezincimi, ezici ağırlığı altında inim, inim inleyerek,
Avaralıklarda ve kulluklar da, tüketirken günleri ..
Şunun şurasında, gıkımız çıkamazdı durduk yerde hani'ya,
Üstelikte, cömertliğiyle ..
Lütfundan ve hikmetinden sual edilmemiş,
O İlahın, azameti karşısında ..
Ona karşı, boynumuzun kıldan inceliğinde
Biz, ona kul, ona köle kullarına ..
Mutlak teslimiyetçiliğin çarmıhında…
Reva görülmüşlüğüyle, böylesine kulluk ..!
Hani'ya, aklımızı başımıza devşirmeliydik sonunda..
Durduk yere maraza çıkartmamacasına..
Şükürlerle debelenerek, yarı aç-yarı tokluklarda ..
Bok böcüsü misali yuvarlanarak…
Tüketip gitmeliydik, yılları, yolları ve ömrü sonunda ..
Neyimizeydi elin üç keçisi, beş oğlağı ?
Bakmalıydık, önümüze..
Şükretmeliydik, halimize !
Hasılı,böylede yaptık ve yapmaktayız
Cümlesi kul sayılanlar içindeki, pek çoğumuz aslında ve hala ..!
İnsanla kıyas kabul mü ederdi ?
Altı-üstü, bir günle, bir hafta arasına sığıvermişti kelebeğin ömrü Nihayetinde işte, şunun şurasında ….
Oturup, durmalıydık ..
Etliye -sütlüye karışmadan ..
Üstelik, birde fincancı katırlarını hiç mi hiç ürkütmeden ..!
Uslu ve ağır ol, Molla desinler edasında ..
Ram edip, boyun bükerek sus-pusluklarda ..
Yaşamalıydık, lütfedilen şu yorgun dünyada ..!
Pek tabii ki, yaşamak denirse buna ?
Aslında olmamışlığında,
İnsan naçarlığınca var edilip,tapınılmışlığında …
Yokluğunda var edilen o Meçhul Ulu’ya …!
Yaşayacaktık, işte varda, yokla ..
Yokluklarda var edilen, o yüce Uluyla barışıklıklarda ...
Yada, korkuyla iç, içe debelenerek, eninde-sonunda ..!
Öylede yaptık, hani' ya, işte işin sonunda...
Her şey, iyi güzeldi de..
Tek sorun vardı ve de var hala, şunun şurasında,ufacık mı ufacık ...
Mini, minnacık ta olsa ..!
Adeta, eşeğin büyüğü ahırda,denilircesine
Gerideki o en ufak sorunda ..
‘’- Mutluluğu keşfedip,bulmak ..!’’
Ve …,
Layığınca, mutlu-mesut ve insanca yaşamaktı aslında ve sadece …!
Kim kaybetmişte, biz bulacaksak mutluluk denen o herzeyi ..?
İşimizin adı gereği ..
Mutluluğu bulmaktı, işimizin ve derdimizin adı, aslında..
Dünde buydu, bugüne bu ..!
Anlaşılan o ki ,
Yarında olacak işimizin adı ..
Adı üstünde ...
İşimizin adı;
Mutluluğu bulmaktır, şimdilerde de hala, biz kulların tek işi aslında!
Mutluluğu bulmaktır, şimdilerde de hala, biz kulların tek işi aslında!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
08/08/2015
Saat;17_45

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...