5 Ağustos 2015 Çarşamba


KAYIP HAYATLARIN, ÖLÜ CANLARI ….

YORGUN BEDENLER, BEZGİN RUHLAR … Angarya bir hayatın yüküyle inim, inim inleyerek hayatı eskiten .. Iskartaya çıkmış, yorgun bedenler , İçerken kahrın meyini, vurgunların acısıyla helak olur bezgin ruhlar .. Hayat denen bu tahterevallinin bir yanında yığın, yığın keder .. Öte yanındaysa, hayatı ıskalamışlıklarda bezgin, delik-deşik .. Kevgire dönmüş ömür eskileri, gam yükünün kervancı başlarının .. O tarifsiz sancıları tüner .. Suya hasretliklerde, çatlayan topraklar gibidir .. Mutluluğa hasret, sevgiye muhtaç böylesi ömür ve bedenlerin halleri ..! Kahve fincanındaki telve tortusu, yada küllükteki izmaritler gibi .. Kasvetli, ezik ve kararıp kalmışlardır.. Gülmeleri unutmuş o, soluk ve yorgun, kanı çekik yüzleri .. Ve, sokak lambaları misali ölgün, ölgün ışık huzmesiyle dünyaya bakan Yorgun ve kederli gözleriyle .. Sadece, sıradanlığın bedbahtlığını kusmakla kalmazlar, Evrene, hayata ve zamana … Kendi çilelerindeki tükenmişliklerin … O tarifsiz ve kahredici sinkafını da saçarlar, dört bir yana .. Kendilerine uzanan elleride kuruturlar … Çektikleri bataklığın o ölü sularında …! Kendi debelenmişliklerinin ceremesini, diyetini keserek onlara .. Onlar, akpacık perdeye bulaşan, sinek boku pislikleri misali halleriyle …! Umuda ve aka, hayata, yaşama sevincine dair ne varsa kirletmecesine .. Hayat onlara yük, onlar evrene külfet ve badiredir aslında .. Beyhude ömürlerin ıskartalığında tükenen … İliz, iliz bir ömür eskisidir ortada dolaşıp duran .. Ölü canlıklarda ve hayaletleri kıskandıracak hoyratlıklarla .. Rol aldıkları, hayat denen bu sahnede ..! Düşkünler, bezginler ve miskinler orduluğuna soyuna figüran bedenlikleriyle.. Roman sayfalarından, hayata fırlamış halleriyle .. Acemi kumarbazlıklarında, sıfırı tüketmişler güruhluğudur.. Oldum olası, onlara düşen rol .. Ondandır ki, hayatın imbiğinden süzülüp, eleğinden geçmişlikle … Yaşayan karaltılar ve korkuluklardan ibaret, vestiyerlik ömürlerdir .. Tarihin çöplüğünden yayılan çürümüşlük kokularının kaynağı .. Bu, bok böcüsü kılıklı, insan eskileri ve eskilikleri .. Hayattan roman sayfalarına .. Yitik ömürlerin kayıp ve ezik kahramanları olarak sığışırlar .. Tıpkı, kirden yapağıya dönen saçlarda tüneyen bitler gibi.. İtiş- kakışlarda, dürtünerek, tükenip giderler Ünsüz-sessiz, sedasız,ömür ve hayat denen.. Bu, amansız hengamenin çarklarında.. Ulu-orta dolaşıp dursalar da, bakan gözlerin onları görmeyip, Fark etmemişliğinde, hayatın onlara biçtiği rollerde sürterek … Hayatın zulasında saklana, saklana …. Karanlık, evham, korku ve sancı çoğaltarak .. Yiyip tüketerek hem kendilerini, hem de hayatı .. Göçüp gidiverirler, Zamanın ve hayatın sığlığında, sağır sultanlığında ..! Böylesi yorgun bedenler, bezgin ruhlar Kah, kimsesizler mezarlığına , Kah, tıpkı ömürleri misali … Ölümlerinin de, bilinmezliklerinde … Kimliği meçhul ölümlere yürüyüvermişlikleriyle .. Geride, kendilerini yad eden bir nefes . Bir tutam anı, bir ses , hoş bir seda bile bırakamamışlıklarıyla ..! Ne hazin ve ne acıdır ki .. Ondandır, böylelerinin adlarının .. Kayıp hayatların, ölü canları’na, çıkmışlığı .. Kayıp hayatların, ölü canları’na, çıkmışlığı .. Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk / Edremit 05 / 08 / 2015 Saat ; 00_23

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...