7 Ağustos 2015 Cuma


ASILI KALDI BOYNUMDA...,


Asılı kaldı boynumda...
Ömürlüğümün diyetini ödemişliğimde,tamir faturalarım...
Yüklenmişliğimde  ,omzuma 
İnsan soyunun soysuzluğunu.
Ayıplı yılların ömürlük yorgunluğunu...
Nereme el atsam,kalıyor elimde...
İki ucu boklu değnekliğinde,
Yapış yapış bulaşmacasına her bir yanıma..
Dökülüyor adeta bedenim,ruhum...
Tamda niyetlenmişken üstelik,benim benle barışmama..
Kim öğrettiyse,kılavuz kargalık'lığıyla..
Burnum boktan,başım beladan kurtulmadı,kurtulamıyor soyum var oldu olalı..!
Yüklemişlikleriyle tüm suçları Adem denen o biçareye..
Günah keçisi ilan olmuşlukla soyum,bizzat kendi soyumca...
Bilmeden neyi, niye taşladığı mı,
Taşlar dururum,ucubetliğimde Şeytanımı..
Üstelik de,kendi vahşet'imin hoyratlığına bakmaksızın..!
Deveye değil,bana sormalıydılar..,
O malum soruyu......
Ben demeliydim ''Nerem doğru ki ?'' diye...
Öylesine içsellikli yüzleşmelerin,bedbaht ve berbat yorgunluğundayım eni-konu..!
Anlıyacağınız gibi töhmet ve külfetleri yüklemiş bana soyum..!
Nasıl olmam ki..,
Devralmışlığımla yalanı-dolanı,vurdumduymazlığı,ikiyüzlülüğü,riyayı..!
Lanet halkası olup geçivermişliğiyle boynuma..
Yük yük,külfet külfet ...
Hayat ve ömür yüzsüzlüklerde,aymazlıklarda..!
Ben,bana..
Evrene,sevgiye ve içselliğe sırt dönmüşlüklerde yitmişim velhasıl.
Erdemlerim yitip gitmiş,
Un-ufak olmalarında vahşetimin,
Kana susamışlığımın ateşinde kavruluşlarla bellemişim...
Öldürmeyi ve ölümü kutsal kılmaları,
Bencilliği taçlandırmışlıklarla üstelik.
Ağzı açık ayran budalalıklarında ömürler tüketmişim,
''Soyumdan öğrenmişliğimle''..!
Hep,bindiğim dalı kesmişim..
Benden,soyum-sopum dan başka bir yaratık daha yoktur,
Köküne kibrit suyu döken..!
Apoletler parlatmışız, el-pençe divan durmalarda,şaklabanlıklar da..!
Ömürlerimiz de, ölümlerimiz de kin ve kanda bilemiş iz yüreğimizi..
Sevgiden çok,nefret ve kibirle harmanlanmış gönüllerimiz..
Ağulara belenen yaşamlarda..
Habil le-Kabilden kavramışız,
Kahpe pusularda,
Kan uykularda...
Can almaların gümüşi soğukluğunu öğretmeyi kendimize..
Diş bilemeler de katlederek yaşamları ,
Hayatı ve sevgiyi ıskalamayı bellemişiz,katran karası ağulara belenerek..!
Düşmanın attığı taştan çok,
Dost bellenenlerin attığı güllerin,diken yarasında kavramışlıkla..
İçmişiz, ölümün acı şerbetini.!
Kini,kında ve kanda saklamalarda büyüterek,
Keşfetmişiz,yürek dağlamaların sihrini ve sırrını..!
Parelenen yüreklerimizin sızısını,
Kan kusup,kızılcık şerbeti içtik demelerde nakşetmişiz korkumuzu karanlığa..
Ömür..ömür,
Geceye,güne ağıt ağıt..!
Nereden başlasam,nasıl anlatsam bilemem ki..,
Vahşetin daniskasını ben yazmışım,
Destan destan asırlara,
Asırlardır..!
Ömür ömür tükenişler de,ölüm ölüm acıları çoğaltmışlığımla..!
''Katranı kaynatsan olur mu şeker..
Neslini hüplettiğim nesline çeker..'' misali,
Ben,
Miras almışlığımla gamı,kanı,riyayı,
Dahası,
Vahşeti ve ihaneti...
Kendi soysuzluğumun çürümüşlüklerinde..
Çoğaltarak, taşımışım...
Kokuşmuşluğu,zamanın ve tarihin bağrında..!
Utanmazca miras bırakmacasına,soyuma ardım sıra .
Şimdilerde düşünüyorum,
Nerem doğru ?
Nasıl,elle tutulur bir yanım olur ki benim..?
Asılı kaldı,boynumda faturalarım..
Yüklenmişliğimde omuz'uma,yılların ayıplı yorgunluğunu..
Soyka soyumun,
İnsan soyunun ,soysuzluğunu...!

Mualla Yassıbaş
Hildesheim /Almanya
12.10.2009
Saat:20.30

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...