14 Mayıs 2015 Perşembe


HAYATIN, GADDARCA ÇALMIŞLIĞINDA …,

Hayatın bu sarp ve engebeli yollarında ….
Görülür, acıların kesişmesinin, derin yaraları bir, bir ..!
Karaltılı siluetler olup, ortaya çıkar …
Kiminde korku, korku …
Kiminde, derin bir suskunluk…
Kiminde, suyu çekilmiş denizler gibi..
Çorak kumsallıklarda..
Kimindeyse …..,
İsyan, isyan, çığlık, çığlık ..
Bir rüzgar uğultusunu kıskandırmacasına ..
Avaz, avaz feryatla ..
Hayatın içindeki ekmek kavgasından, yenik çıkan bir insan yüreği ..
Yorgun-argın bezginliklerde ..
Külçe misali, yığılıp kaldığında ..
Kendinden de yorgun bir masanın başında ..
Kırık, dökük sandalyenin..
Değil bedenini, onun yorgunluklarını ..
Ruhsal çöküntülerinin ağırlığını taşıyamamışlığında ..
An gelir, yorgun-bezgin ve öksürüğe yenilen, kuru bir sesle ..
Küfürler uçuşur, havada ..
Tıpkı, sönük, sönük yanmaya çalışan bir lamba etrafında ..
Çaresizlik ve can sıkıntısıyla ..
Vızıltılarla dönüp duran, bir sivrisinek uyuzluğunda ..
Yada; ölgün ışıklara vurduğunda bile ….
Ölümü içen, halsiz kelebekler mecalsizliğinde ….!
Elde, avuçta ….
Kederlerin, yorgunlukların ….
En çokta, mutsuzluk ve bezginliklerin …
Kah, avuç, avuç göz yaşı ..
Kah, art arda sönmüş sigara izmariti yığını olup çıkmışlığında ..,
Kalbinin, cenderelerde sıkışıp ..
Ruhunun, azaplarda cayır, cayır yanmışlığında ..
Arda kalan külle-dumanın, bir oda boşluğunda ..
Efkar, efkar savrulmuşluğunda ..!
Kesif bir ter kokusunun ..
Mutsuzluk sarhoşluğunu tetikleyen ..
Şarap kokusunun ekşimikliğine duyulan ,
İçe işleyen, derin özlemlerin kavuruculuğunda ..
Elde –avuçta ..
Sıfıra sıfır, elde var sıfır avaralığının hiçlik çıkmazında ..
Bedbaht bir akşamdan, yorgun bir sabahın musibetliğine uzanan ….
O, hiç bitmeyen yolların tenhalığında ..
Tik- taklar’da kum olup, eriyen zamanların ..
Zembereği bozuk bir saat kadranında …
Akreple, yelkovanın arasına sıkışıp kalarak ..
Tozlar ve efkarlar yutmacasına, tükenmelere durmuşluğunda !
İşte böyleliğinde insanın ve insanlığın ..
Çok kişinin, hayata dair inançsızlık fitilleri ..
Kahır ateşleri, isyan kıvılcımları ..
Ruhların ağır depremlerde yerle yeksan oluşları, ortaya çıkar ..
Tüm üryanlıkları ve iç yakıcılıklarıyla ..
Artık, avara kasnaklarda tükenen bir ömrün ….
Çile, çile sökün edişiyle ..
Adeta, ölümden de ağır gelen bu sinamekilik ..
Yayılır köşe bucak, en kuytuluklara dek ..
Ölsen, ölünmüyor ..
Kalsan, kurtulunmuyor naçarlıklarının makasında ..
Lime, lime et kesmelere duran ..
Hayat yorgunu, yıl vurgunu, bezgin mi bezgin bedenler ..
Gitmek istedikleri o bilinmeze doğru ilerleyen ..
O, zoraki yürüyüşlerindeki mecalsizliklerine kahrederek ..
İçerler, tükenişin ağusunu, zerre, zerre ..
İliklerine dek işleyen o ağunun bile, onlara hiç gelmişliğinde .!
Erimez, o ateşlerde bile ..
Ne ruhlarında, ne gönüllerinde, ne bedenlerinde..
Buza kesip, donakalmış umutlar …..
Kırptıkları düşsel yıldızların …,
Saman alevlerinde, yanıp-kül olup gitmişliğinde ..
Hayatın pamuk ipliğine bağlılığında..
Kopar, ruhlarındaki tüm yaşam ve sevinç makaralarının …
İşe yaramaz, bölük-pörçük, eski kayışları ..
Uğultu, uğultu çanlar çalmaya başlar …
İlkin, kulaklarını ..
Ardından, bedenlerini esir almacasına, ruhlarının derinliklerinde ..!
Bir para ve hiç kar etmemişliğinde ..
Dövünüp, sızlanıp, göz yaşı dökmelere durmaların ..
Nafile nöbetlerinde, ömür eskitmelerinin ..!
Böyleliklerinde ..
Alevler de söner için, için ..
Onları esir alan …..
Mutsuzluk ve bedbahtlık kasırgalarında debelenmelerinde …
Son bir gayret dese de, içlerinden bir ses ....
Uyuşmuş beyinlerindeki, o kaskatılığa söz geçiremez ....
Sadece bir laf sallanır durur …,
O, gri ve meşum boşluğunda, beynin..
‘’-İş işten geçti, çoktan ,
Bok yeme, otur yerine, be adam ..! ‘’
İtaat ederler, o sese ..
Ve, kaldırıp koyuvermişlikleriyle kendilerini ..
Dalıp, dalıp giderler, o tarifsiz, o melül aleme …!
Dil-diş suskunluklarda ..
Gömülürler, derin mi derin, o malum ölüm sessizliğine …
Yaşamın, onları örseleyip, posalarını çıkartarak ..
Akıp giden zaman ırmağının, delişmence çağlamışlığında …
Sürüp savurmacasına, katmışlığında önüne ..
Talan ettiği..
Yürek, gönül, ruh, beden ve ömürlerinden …
Yaşama sevinçlerini ..
Böylesine bile razı olup, sürdürmeye koyuldukları hayatlarını …..
Düşlerini, umutlarını ellerinden ..
Ve, hatta …
Kendilerini, kendilerinden ..
Apansız ve amansızca, gaddarca çalmışlığında …!
Apansız ve amansızca, gaddarca çalmışlığında ….!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
05 / 02 / 2015-02-05
Saat;09_05

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...