13 Ekim 2024 Pazar

 



AŞK DÜŞÜNCE BAŞA...

Aşk düşünce başa ...
Akıl çıkar firara ..
Eder, deli-divane ....
Uçurur yardan, yar' a ..
Yar'a varmanın heyecanıyla ..
Kah kelebek kılar, kah pervane ..
Döner durursun, hem feleğin ..
Hem de, aşkın çemberinde .....!
Hem de, aşkın çemberinde .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen/Almanya
05/10/2016
Saat: 15_34

9 Ekim 2024 Çarşamba

 




<< İNSAN DENEN BEDENLER .. ,,


Dünden ve Shakespeare’den, günümüze uzanıyordu …
İnsanlığın ve insanoğlunun ….
Akla – kara, iyiyle – kötü, güzelle – çirkin ….
Doğruyla – yanlış arasındaki mücadele’si !
Sadece sözcük mü biriktirir, ömürler ve yürekler .?
Kötüye karşı çıkamıyorsan, neye yarar, onca güzel sözcükler ?
Böylesi hallerde, çaresiz kalır ….
Ruhumuzdaki o güzel periler .
Büker boyunlarını, sevgi bahçemizdeki çiçekler …!
Çevremizde ölürken, önce insan, sonra kadın bedenler .
Konuşmak, haykırmak ve karşı durmak varken .
İkiyüzlülükte, yalanda, ve üç maymun oyununda …
Lal olup, susuyorsa diller .
Utanmalı kendinden, yerin yedi kat altına inmecesine …
İnsan denen bedenler !
İnsan denen bedenler !


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

Altınoluk/ Edremit

23 / 02 / 2015

Saat; 18_30

7 Ekim 2024 Pazartesi





 DÜŞMANLAR, DÜŞMANLIKLAR .......

Çoğu kereler neme lazımcılık ve vurdum duymazlıkla ...
Zaman, zaman ihanete varan bağnazlık ve aymazlıkla ...
Hele, helede, popülizm ve halk dalkavukluğuyla, gericiliğin ve yobazlığın değirmenine su taşıyarak ....
Ellerimizle besleyip, büyütüyoruz, içimizde kök salan, için, için kemirip, yiyen düşmanımızı ....
Azap karamsarlığın devasa surlarıyla kuşatarak, nasıl da sinsice sarıyor, bedenlerimizi, ruhlarımızı ...
Umutsuzluğun ve mutsuzluğun çarmıhında zamanın acelesiz ve dingince akıp gitmişliğin de ...
Tadına varıp, keyfini çıkartarak, nasılda iştahla yiyor bedenlerimizi, ruhlarımızı ...!
Sinsi kanamalarla,yada vampirlere taş çıkartmacasına emip- tüketerek, can suyumuzu ...
Akıp-eksilen kanlarımızla besliyoruz bağrımızda büyütüp-çoğalttığımız sülükler ve keneler ordusunu !
Boy atmayı bırak, bizle ve mutsuzluğumuzla sararıp-solarak kendinden geçerek ....
Yaşama sevincine sırt dönüp, ölümü yeğleyen, solmuş çiçek tarlaları olup-çıkan bedenlerimizde ....
Açmaları ve büyümeleri unutan ....
Adeta, fillerin tepişmesinde toplu ölümlerin zevkine varmaları alışkanlık edinen ...
Kuruyup kalan, renkleri yitik, solgun-bezgin kır çiçekleri ...
En son, Fi tarihine dek uzanan yağmura hasretlikler de ....
Zemheri soğuğuna inat ,çoğalan kavurucu gün sıcağında ve tozlara belenmişlikte ...
Rahmet ve sudan çok, insan teri ve ekşimikli ten kokularında, insan kanında yıkanmalara duran,yada gece karanlığında sularla aşk yapan kumsallara inatlık da ...
Onların sulanmışlıklarına, haset çoğaltıp, kin büyüten çatlak toprakların ....
Bağırlarında açılan yarıklarından süzülen tozların ....
Suya ve ıslak sahillerine nispet yapışlarda, topraklığını unutmuşlukda ...
Kahır ve sitem büyüterek, ömür eskitmişliğinde ...
Ömürlerimiz, yaşlısına-gencine-erili ne-dişili ne bakmaksızın korku çoğaltıp, karanlık ve karamsarlık büyüterek ...
Nefret ve kinde diş bilemeyi öğrenip, icra ederek, sanki var olan düşman yetmezmiş gibi ..
İnadına dostluğu boğup amansız düşmanlıklar ve düşmanlar çoğaltmışlığında ...
Yüreklerin görünür-görünmez düşman süngüleriyle delik-deşik oluşlarda sevgiyi, hoş görüyü katledişlerinde ...
Coğrafyalarının yok denecek kadar az mı az yerinin güneşle tanışmasına inat ...
Hudutsuzluk da fersah, fersah karanlığı,aydınlığın boğmasını kanıksamışlığıyla ..,
Kurdun sevdiği, bulanık havalarda kurulan pusularda barışın,sevginin ve dostluğun kıyılıp-katledilmişliğin de ..
Düşmanlıklar çoğaltıp fütursuz ve şuursuzca kan dökmüşlüğünde..
Bir gün döktüğü kanlarda boğulacağı gerçeğini unutarak, yok sayarak, hatta kör inatlar da tepişip ...
Nefretin iliklere işlemişliğinden nemalanmayı hayat biçimi kılmayı iş ve sanat edinmişlerin başını çektiği ...
Sürülükten öte gitmeyip,aksine niteliksiz,karaktersiz ve haysiyetsiz yığınsal kalabalıklar yaratmayı, adamlık sayıp ..
Argo dillerde sövüp-saymaları, şarlatanlıklar da ahkam kesmeyi marifet olarak gösterip-sunmayı, ahmakça vesveseler de insanı, insana kırdırarak ...
Nefretten nemalanmayı ve ölü seviciliğini kutsamayı matah bir halt sayanların ....
Yerden biten mantar, yahut kırı-bayırı kaplamacasına butrak otu misali çoğalmışlıkta hayat ve ömür heba etmekten başka bir halt bilmeyenlerin iklim ve atlasında ...
Çoğalsa,çoğalsa İNSANIN,İNSANA, KENDİNE
İYİYE VE GÜZELE DÜŞMANLIĞI VE NEFRETİ ÇOĞALIR ...
Bencillik imbiğinden, kin süzüp, kan içen ....
Sureti, insan ....
FITRATI ...
Ne olduğu belirsiz UCUBE GÜRUHLAR ÇOĞALIR...
Rüzgar ekenin,fırtına biçeceği tarihsel gerçeğini unutan, yadsıyan böylesi topraklarda ...
Ömürlerin heba oluşunun mesuliyetini almaktan aciz güç odaklarının ve erklerin egemen olduğu kalabalıklarda ....
KAKTÜSLERE RAHMET OKUTACAK ...
İÇİ-DIŞI NEFRET ZIRHIYLA KAPLI DÜŞMANLAR,DÜŞMANLIKLAR VE YENİ,YENİ NEFRETLER ÇOĞALIR ..
Hayatı sorgulamanın ve sevmeni-sevilmenin güzelliğinin keşfedilmesinin çoktan terk edildiği coğrafyada ...
Harap-türap binaların ve ömürlerin, yitik ömürlerin ve ÖLÜ CANLARIN,ZOMBİLERLE,ÖLÜ SEVİCİ DEYYUSLAR GÜRUHUNUN SAYILARI ...
SAYILANLARDA ONLARDAN DA ÇOK HATTA SAYILAMAYACAK DÜŞMANLIKLAR VE DÜŞMANLAR ÇOĞALIR ...
HASILI ...
ÇOĞALSA, ÇOĞALSA ...
NEFRET SARMALINDA YİTEN YILLAR,ÖMÜRLER VE GÜZELE SEVGİYE DÜŞMANLARLA DÜŞMANLIKLAR VE PİŞMANLIKLAR ÇOĞALIR..
DÜŞMANLIKLARDA ÖMÜR TÜKETENLERE AĞIT YAKICISI İLE,ÖLÜ GÖMÜCÜ SÜ VE ÖLÜ SEVİCİ Sİ FİTNELER VE KIÇI BURÇ TUTMAYAN YALAMA İBNELER İLE ..
ÇANAK VE KIÇ YALAYICISI DÜZENBAZLAR, DÜZENBAZLIKLAR, AZMAN TÜREDİ DÜŞMANLARLA, DÜŞMANLIKLAR VE İNSANLARIN PİŞMANLIKLARI ÇOĞALIR ....!
AZMAN TÜREDİ DÜŞMANLAR, DÜŞMANLIKLAR, ÇOĞALIR ....
DÜŞMANLAR, DÜŞMANLIKLAR ÇOĞALIR ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
İmmenstaad/ Friedrichshafen/ Almanya
19/10/2019
Saat ; 19_10

6 Ekim 2024 Pazar

 

GÖZLERE DAİR .......
Ne zaman, gözlere dair düşünsem, beni yutmaya yeminli, ufukta belirir bakışların .....
Kaçışımın, kurtuluşumun olmadığı o gecenin izleri ve içimde büyüyen yaraları .....
Eksilmek bir yana, artan korkularım ve çoğalan kabuslarım la .......
Dün olduğu gibi, bu günde düşünmekten kendimi alamamışlığım da ...
Benim için çözülmeyen bilmece .....
Yanıtsız sorular demeti olup, çıkan'lığınla ...
Düşünmeden edemiyorum .....
Ömrümün, illeti misin, nimetimi ?
İlleti misin, nimetimi ?
Yanıtı, derinlerimde saklı ......
Kendimle ve gerçeğimle yüzleşmekten kaçınmışlığımda, dillendiremesem de .....
Gözlerinde yutulduğum, girdabımsın, girdabım ......
Şimdilerde ve hala .......
Ne zaman gözlere dair düşünsem, beni yutmaya yeminli, ufukta belirir bakışların .....
Ufukta belirir, bakışların ......
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
06 / 07 / 2021 - Salı

Saat ; 09_00

5 Ekim 2024 Cumartesi

 






YİTİK TİR, YİTİK .........!

Nice sevdikleriniz, dönülmezliklerinde sizden ebediyen ırak mı, ırak ..... Haliniz, pürmelal ...... Ruhunuz, tarümarsa ........! Fark etmiyorsa hiç mi hiç yaşamakla, ölmeniz ... Araftalıkla, cehennem ...... Hele ki, Cehennemi bu alemde yaşayıp, tadan ve diyet ödeyenseniz .... Beyhudeliklere sarmışsanız, ömrünüzün yaşam iplerini ..... Sevinçler, sizin için, dönmemecesine yuvadan uçan kuşlarsa .....! Halleriniz böyleliklerde beterin, beteri'nin avara kasnaklarında, beyhudeliklere kurbansa ... Biliniz ki ; Ömrünüz heba ve telef .... Mutluluk; Iskalanmış ....... Hayatınız, Yitik'tir, yitik ...... YİTİK TİR, YİTİK .........! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 05 / 10 / 2024 - Cumartesi Saat ; 15_58

3 Ekim 2024 Perşembe





OLMAYINCA OLMUYOR ...

YETMEYİNCE, YETMİYOR ....
Çok zaman olur,canınız yansa,hatta istismar edilip ..
Aklınızla alay edildiğini, bilseniz de ..
La havle çeker,görmezden gelip,olanca hoş görünüzle, gülüp geçmek isterseniz ..
Olan duruma,dayatmaya, yediğiniz kazığa ..
Hatıra,gönle...
Vesaireye,vesaireye ...
Hatta ...,
Sineye çekmeye çalıştığınız, sosyal ve mahalle baskısı denen, saçma-sapan ucubeliklere ..
Ben yaptım oldu, hal ve zırvalıklarına..
Susarsınız,enseye tokat,kıça parmak ukalalıkları başlar .
Çekimser davranır,edebinizi takınırsınız ,korkak derler..
Fikir beyan edersiniz,ukala ,kasıntı homurtularını duymazdan gelmeye çalışırsınız ..
Ne kasıntılılığınız, ne ahkam kestiğiniz, kalır..
Hasılı, demediklerini bırakmazlar ,size ..
Etliye -sütlüye karışmamanıza ...
Taşın altına elini koymayan, kokmaz-bulaşmaz derler..
Yaranamazsınız yani anlayacağınız ...
Ne İsa'ya, ne Musa'ya, neticede insan geçinen onca hokkabaza ..
Hasılı, insan nerde varsa, sorunda,sıkıntıda,riyada orda vardır..
Homurdanma da, şapşallıklarda ..
Elbette dünyayı siz yaratmadınız, insanları da, siz imal etmediniz ..
Gelin-görün ki, işin özü de burada, zurnanın zırt dediği yerde..
Her istenen yere, köprü çattırıp ,han,hamam,saray konduramaz ..
Hak diyene elma, huk diyene ayva veremezsiniz ..
Durum buyken bile ..
Durumdan vaziyet,vaziyetten iş çıkartan işgüzarlar sayesinde ...
Burnunuzdan fitil, fitil gelir hayat ..
Zehir-zıkkım etmelere yeltenirler, lokmanızı da ...
Bozarlar, moralinizi de, ağzınızın tadınıda ..
Canınız burnunuzdayken, dur-durak bilmeyen bu ucube sağanağına maruzlukda ..
Islanır,ıslanır kurursunuz, tepeden-tırnağa bilmem kaç kere ?
Olmayınca olmuyor hallerinde, gösterdiğiniz anlayış, insanlık, olgunluk ..
En iyimserlikle, enayilik veya da, aklı evvellik sayılınca, çatlar sabır küp'ünüz ..
Böyleliğinizde dudağınıza ilişiverir açan çiçek yada uçan böcek gibi ....
Endazeli mi endazeli, bir sözle ..
En sunturlusundan, okkalı bir küfür..
Lakin,yine kendinize yakıştıramamış'lığınız ve saygınız'la susarsınız ..
O zamanda ..
Hava atan, olur çıkarsınız, birilerinin torba olmadığından, büzülmeyen,kapanamayan kapçık ağzında,dilinde ...
İşte böyleliğinizde değil, insanlığınızın ..
İnsan-ı kamil'liğinizin ve bilgeliğinizin,felsefenizin para etmeyi bırak ..
İğdiş edilmeye kalkılmışlığında ..
Tepenizde boza pişirmeye yeltenenlerin hücumunda,yada kuşatmasında ..
Geçersiniz,siz sizden ..
Çıkarsınız şirazeden ..
Al dersiniz,almaz, ver dersiniz vermez ..
Siz hırsızı bıraksanız da....
Yapışkanlığı ve arsızlığıyla ...
Yavuz hırsız, sizi bırakmaz ..
Verseniz elinizi, kurtaramzsınız kolunuzu,
anlayacağınız...
İşte tamda böyleliğin de, küp taşar, dökülür sinkafla- lanetler ortaya..
Ne hoş görünüz kalır, ne zarf'ınız-mazruf'unuz, nede zarafetiniz ..
Onurlular ve zekilere dert anlatıp eyvallah deseniz de ..
Ahkam kesen cahille, cühelaya laf anlatamazsınız ..
Hele ki de,çok bilen geçinen, insanlıktan bihaberlere söz geçiremezsiniz ...
Haşa huzurdan,ayağınıza çarık olmayan,başınıza sarık olmaya, kalkınca ..
Ne Nasrettin Hocanın tebessümü ...
Ne, Mevlana'nın insancıllığı ..
Ne, Yunusun babacanlığı ..
Nede,Hacı Bektaşi Veli Hünkarın ...
Aslanla,kuzuyu kucağına alan o, erdemliliği görünür, gözünüze..
Tam patlatacakken gök gürültüsünü kıskandıracak öfkeyle, sözü ..
Kötülükten korumak istercesine iner gözünüze, gönlünüze insanlık adına erdem,edep,haya perdesi, o an yinede ..
Boğaz kırk düğümdür der, yutkunur yürürsünüz
o, zaman..
Ve anlayışınızın sınırının,sabrınızın kalmamışlı-
ğında ..
Yine de, edep ve adap ya'hu dairesinde duruşunuzla ..
Siz,size yakışanı yapmaya zorlanarak ...
Mırıldanırsınız,usulca o, an kendi,kendinize ....
'' - Ne yapıp,etseniz ...
Hatta, kanatsız melek kesilseniz de ...
Tek taraflı insanlık, iyi niyet ve zarafet ...
OLMAYINCA OLMUYOR ...
YETMEYİNCE, YETMİYOR ....
BE KARDEŞİM '' Diye ...
Sabreden derviş, sözü çınlar kulağınızda ..
Öfkeden, dişiniz, bokunuzu kesmese de, kesmeye ..
Sallar başınızı, zorakilik de, güler geçersiniz ..
'' -İnsanız, insan '' , Diye ..
Ve,bilir ,öğrenir,anlarsınız ki ..
ZOR ZANAAT'TIR, İNSAN OLMAK ...!
ZOR,ZANAAT'TIR, İNSAN OLMAK ...!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

Ereğli / Konya

13 / 02 / 2018

Saat; 23_23

2 Ekim 2024 Çarşamba

 

GECEYİ AĞARTTIĞIM, GÖZ YAŞI SELLERİNDE ...
Ömrümün mevsimi hazan dır ben, beni bildim bileli ....
Gündüzüm çile, gecem hüzündür benim .....
Göz yaşıyla yıkanır, günler bende...
Yüreğimin acılarını asar, sızılarını dindiririm ..
Göçmen kuşların çığlıklarında,
Göçerim tıpkı o kuşlar misali bende, içimdeki ülkenin coğrafyasında ..
Yolumun kah karanlıklar vadisine, kah yitiklikler çölüne düşmüşlüğünde ..
Bir kırık-dökük notada, hicranları dillendiren ezgide , yiten yanımı ararım ..
Gamlarımı demler, ruhumun hüzünlü renklerini dererim ..
Elimde, avucumda kala, kala aldanmışlığın hazan sarısı ve gazel rengi kalır ..
Saçımı süpürge etmişliğimde ,derer-toplar, süpürür-paklarım ..
Dönüp baktığımda geriye ..
Hala keder karası izlerin, hicran nemlerinin rutubeti kalmış olduğunu gördükçe daha bir üzülürüm ..
Heba olan emeklerin, ıskalanan hayatın, iliz, iliz eskimiş bir ömrün bekçiliğinde ..
İçimdeki yitenlerin, kırılıp-dökülenlerin tortusu kalır dilimde yine ve her zaman ..
Yaşamak bu kadar zor, hayat denen külfet ve hengame bir bana mı bu kadar ağır ?
Ve, taşınamayacak kadar , hatta..
Altında kalıp, inim, inim inlemecesine bedbaht edicidir ....
Kendime haslığımla, yaban gülü muammalıklarımla ...
Ben, bana benzerim..
Eller güler, oynar,eğlenir ..
Ben onların gamlarından kendime kefen dikerim ..
Faturanın , diyetin hep bana ve hep kara kesilmişliğinde ...
Ben yaşayan ölülüğümde ..
Virane bir ömrü, kırık dökük bedeni ve acılar dağının içe işleyen soğuk mu soğuk ..
Ürküten, iliklerime dek donduran gam ve hüzün kasırgalarında ..
Biçareliklerde ..
Mutluluğa yaban, elemlere aşinalıklar da ..
Geceyi ağarttığım göz yaşı sellerinde, o makus sonu beklerim ...!
Geceyi ağarttığım göz yaşı sellerinde, o makus sonu beklerim ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Ereğli/KONYA
02/10/2015
Saat;01_55

1 Ekim 2024 Salı





ISLAK ŞİİRLER OLUP ÇIKIYORLAR SONUNDA ..

Ne zaman düşsen gönlüme,ağsan duygu , duygu yüreğimden taşarak dilime,kalemime..
Nisan yağmurlarını kıskandırmacasına ..
Sağanaklar halinde boşanıveriyor göz yaşlarım ..
Gözlerimin contalarının düzen tutmamışlığında ..
Kah kağıtlarda..
Kah klavyede..
Kah dilimde
Tepeden ,tırnağa,iliklerine dek ıslanıyor sözcükler,dizeler ...
Ve..
Sana adanan,senle ve aşkla, özlemle,duygu, duygu renklerle,...
Gelgitlerin bilinmezliğinde kıvranıp yutulan ...
Yüreğimin,ruhumun,ömrümün çığlıkları şiirler..
Islak şiirler olup çıkıyorlar sonunda ...!
Islak şiirler olup çıkıyorlar sonunda ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Friedrichshafen / Almanya
01/10/2016
Saat:23_23





Esir ruhlar, kırık kalpler, yitik umutlar, yarınsız ömürler birleşmişse, insanın hayat serüveninde ...

Böylesi birinin gönül dağarcığında, ak'tan iz bulmak, olanaksız denecek kadar azdır ...
Hayatın bağrında bu tür kesişmelerin çarmıhında, için,için çileyi içenler ...
İnsanlık adına, ziyanlık olmakla kalmayıp
O kaos girdaplarında yutulmuş kıtadır, adeta ...
Yutulmuş kıtadır, adeta ....
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad /Friedrichshafen/Almanya
11 / 12 / 2018
Saat ; 00_02

  ÖMRÜMÜN DEFTER-İ KEBİR-İ'Nİ, HAYAL-İ SÜKUTLARDA ÇOĞALAN , KAHIRLA ....... SESSİZLİKLE YAĞAN, SİTEMLE ..... ELEM TEBESSÜMLERİNDE KAPA...