
SEVMEK İÇİN,GEÇ DEĞİLDİR ASLA..,
Koparmamışsan hayat bağlarını...
Köprüleri atmamışlıkla, yaşam limanından.
Alıpda başını gitmemişse ömür gemin,
O dönüşsüz yolculuklara yelken açmışlıklarda.
Yaşama sevincinin ipine sarılabiliyorsan,en zor anlarında bile...
Unutmaki, sevmek için geç değildir asla.
Kanırtarak işlemiş olsada acılar yüreğine
Sarılmaz sandığın yaraları sarar zaman...
Kalsada külü,dumanı yılların,
Anı anı tortululuklarda ömründe..
Yandığın acı ateşinin izleri derindede olsa ,
Hayal kırıklıklarında,küstürmüş olsada bazı bazı seni yaşam
Olursuzluklara ve olumsuzluklara inat,yaşama sevinciyle ısrarlarda .
Hoşgörünün ışığında,yol alabilmelerde yürümelere koyulmuşsan..
Çevirebiliyorsan yüzünü,umudun ısıtmışlığıyla,inançla yüreğini doğacak güneşe.
Yaşama sevginle,üstüne üstüne yürümüşlükle karanlığın...
Açabiliyorsan yürek ve gönül pencereni güneşe ve umuda
Dikebiliyorsan gözlerini,inanç inanç,çakmak çakmak bakışlarla
Karanlığın sonundaki aydınlık ufuğa,
Yitirmemişliğinde öncelikle senin sana saygını,hoşgörünü ve yaşama olan inancını
Doluverir sevgiler, yel yel,
İfil ifil esintilerde ferahlatmacasına,gönlüne..
Renk renk güzellikte benliğine..
Kardelen duruluklarında,umuda çiçek açmalara durur yüreğin.
Bilki,
Bağışlamayı öğretebiliyorsan sen yüreğine...
Hele ki sevmeleri...
Azda çoğu,hüzünde sevinci,
Ölümlerin kederindeyken bile,yaşama tutkusunu
Sen,bölüşmelerde sevgileri çoğaltmayı öncelikli kılabiliyorsan..!
Görmüşlüğünle gönül gözünle,karada akın doğuşunu..
Umudu,sevinci azığı kılmışsan gönlünün...
En mahir kılavuzu,en sadık yoldaşı vermişsin sen sana...
Yıkayabilmişsen,öfkelerden arınmışlıkta..
Yüreğini,hoşgörünün ve tahammülün sularında..
Gönül aynanın tozunu silmişsen,nefes nefes..
Gözündeki merteği görmecesine,öncelikle kendinde..
Aşmışlıkla sendeki bencil seni,
Sağduyuyla,yüreğinin sesine kulak vermelerde..
Kaçsada,kaçırmışda olsan ömür yolunun bir durağındaki araçları sen..
Unutmaki..
Hala;
Sevginin,mutluluğun arabasında sana daima bir yer olacaktır...!
Aslolan,
Pişmanlıklar ve keşkelerin girdabında savrulmak yerine...
İradeni gösterebilmektir,kendi kendinle sevgiyle yüzleşmelerde.
Eteğindeki taşı,yüreğindeki acıyı...
Gönlündeki kırık döküklükleri dökerek şevkat ve hoşgörü ırmağına yaşamın..
Döndürebilirsin..
Kuru yavan-acı soğan olan nafakanı..
Azığı sevgi olan mutluluk aşına..
Ancak,
Sen,önce seni ve hayatı,evreni seversen umarsızca..
Barışık kılmışlıkla seni,içindeki senle..
Bağışlayabilirsen,
Hatalarınla,kusurlarınla önce sen seni ve sana yapılanları..
Mutluluğu yakalayabilirsin,bir daha yitirmemecesine.
Ve,
Karanlığın en kuytusunda bile gülümseyen yüreğinle..
Yenersin,yaşamın binbir güçlüğünü..
Yeter ki;unutma sen.
Gidiyorsan,sağduyunun ışığı ve yüreğinin sesiyle ...
İnançla,özgüvenle yaşamışlığında..
Ömür kervanıyla,hayat yolunda...
Iskalamamışlığınla hayatı,
Kavramışsan ipini yaşama sevincinin..
Diyebiliyorsan kendine...
Sevmek için,geç değildir asla...
Yürü yüreyebildiğince ,kim tutar seni...!
Bir dost sesinin kulağına küpe olmuşluğuyla,
Asla ama asla unutma,
Sevmek için geç değildir asla..!
Mualla YASSIBAŞ
Hildesheim/ Almanya
02.09.2009
Saat:17_45