12 Temmuz 2016 Salı


UMUT VAR OLDUKÇA ….!

Kararmaz günler, uzun sürmez darlık, çile …
Umut var oldukça, hayat sorgulandıkça ..
İnsanca ve insana yakışan onurla yakıldıkça, sevginin ateşi ..
Sevgisizliğin çölleştirdiği yürekler çoğaldıkça …
Nasılda çoğalır bezginlikler, karamsarlıklar ve korku dağları ..
Panzehiridir sevgisizliğin, umut, sevgi ve aşk ile düşsellik güzelliği çoğaltmak ..!
Güneşi doğmadıkça, umudun ve sevginin …
Evrenin en ücra köşelerine, insan coğrafyalarına ve ruhlarına …
Günler utanca, kine-gareze keser, nefret ve ihanet kol gezer, ulu orta !
Panzehiri sevgidir, nefretin, karanlığın ve korkunun …
Ondandır ki, çocuk masumiyeti ve ana sütü aklığıyla, hilesiz-hurdasızlığıyla ..
Sevmek ve hayatı sevgide sorgulamak, insanın kurtuluşuna giden yegane yoldur..
Zor olmaya, zordur, sarptır, engebeli ve hatta düşe kalka yürünecek kadar da uzun mu uzundur ..
Ama onurlu ve aydınlık yarınları ..
Barışı, kardeşliği, insanca dayanışmada insanlığın taçlanışını sağlayan, ışıklı ve erinçli tek yoldur ..
Sevgiye doğar insan, açar sevgiye gonca güllüğünde..
Ta’ki, hileyi-hurdayı öğrenip, aymazlığa, vurdum duymazlığa ..
Dahası ..
Dahası da, üç maymunu oynama ahlaksızlığına ve basiretsizliğine düşünce, tanışır, nefretle ve ihanetle …
İnsanoğlu denen o, muammalar ülkesi varlık ..
Kanı, kanla değil …
Sevgiyle yıkamak, su duruluğunda ağartmak gerek evreni, ömürleri ve hayatları ..
İnsan olmanın inancı, bilinci ve onuruyla sevgide kavranırsa hayat ..
Ve,
Umudun urganına sarılıp, düşlerin güzelliğini ..
Düş kurmaların ve kurtuluşun hayatı sorgulamaktan geçtiğini keşfettikçe ….
Öğrenir, anlar, bilir ve idrakle kavrar hayatın özünü, yine insan olan insan ..!
Sevginin rehberliği, umudun ışığı , düşsellik ve keşfin erdemliliği örmüşse hayatları ..
Yarınlarda yürekler aydınlığa çarpar, daha bir inançla ve onurla ..
İnsanlığın ve çağların, emekçi mazlum halkın ve sınıfların mücadele tarihi yazılır,
İşte o zaman, insanlığın adı, şerefle, şanla anılır ..!
İşte, o zaman..
At koşturur zamanın ve çağların bağrında insanoğlu ve insanlık ,
Şanla, şerefle ve yarınlara bırakılan en anlamlı ve onurlu miraslığıyla .
Demem odur ki,
Sevgiyle sarmal olmuşsa ömür, umuda belenmişse, hayat ..
Güneşin keşfine giden yolda yılmayan yürekler çoğalır ..
İnançtır ve bilimdir, bilgidir, hayatı sorgulamaktır hayatın ve her işin başı ..
Torban da ki tükenmeyen yegane azık sa, umut ..
Gecene nur ağar, yarınına, onurun şanı düşer .
Sevgi, umut ve yaşama sevinciyle taçlanırsa ömürler ve günler…
Karanlığın, zulmü biter..
Zalimlerin, tahtı devrilir, tacı düşer ..
Umut , onur ve insanca inanç var oldukça, insanlığın şahikası aydınlatır evreni ..!
Umut , onur ve insanca inanç var oldukça, insanlığın şahikası aydınlatır evreni ..!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Ereğli / KONYA

18 / 10 / 2015 

Saat; 21_39
 —


GETİRE KOY BE REMZİ BABA..


Getire koy …
Ellerini öpsünler…
Rakım, kadehim…
Kenarları altın yaldız güllerle işlemeli, pilaki tabağım ..
Haydi, tezden getire koy Remzi baba ..
Gönül koymasınlar sonra...
’’- Teşrifimiz gecikti’’ diye seninle, bana ..
Sabırsızlanan sadece onlar sanmayasın, sakın ha…
Efkarımın , ayyuka çıkmışlığında..
Kirpik uçlarında tüneyen gözyaşlarımda
Ha aktı, ha akacak tabaklarla, masaya ..
Sele-suya gark olursa ortalık, kusuruma bakma ..
Hoş gör, be koca usta…
Şimdiden hakkını helal et, şu garibana, Remzi baba..
Hakkını helal et, şu garibana Remzi baba…


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen/ Almanya
!2/07/2016
Saat:12_41



GÖZ KAMAŞTIRAN MUHTEŞEMLİĞİYLE 

Süzülürsün karanlığın bağrına,bağrına ...
Derinlerine, hançer olup saplanmacasına ..
Geceyi ve beni kışkırtan o, akpacık sütunluğunla ..
Yiv, yiv ,dalarak ..
Namluya dalan harbi yumuşaklığında,tahrikkar darbelerle ..
Ve, yenilir karanlık ..
Doğuverir kardelen aklığın da, şafak nuraniliğinde ..
Bir maralın o, vahşi dingin süzüşü ve ürkek sıçrayışlarıyla ..
Süzülür,yiter kaybolursun ..
Yutarak aklığın da, karanlığı ..
El-ayak çekilip,bu yorgun kent uykuya daldığında..
Başlayan o, malum ve tahrik'kar raksın la ...!
Toprağın bağrında kıvrım , büklüm akan,su gibi ...
Akar gidersin, gecenin ve karanlığın derinliğinde, sonsuzluğa ..!
Bir daha ve yeniden beni, yoktan var edişin muştusuyla ..
Ruhumu şimşek gibi, yıldırım gibi aydınlatıp,çarpmışlığınla .,,
Akkor,şerare güzelliklerinin, göz kamaştıran muhteşemliğiyle ..
Göz kamaştıran muhteşemliğiyle ....



Erdem YASSIBAŞ
Frıedrıchshafen/Almanya
12/07/2016
Saat;03_21


AZAT EDECEĞİM ....

Aşka tutukluluğundan gocunduğun gün ...
Bıkıp usanmadan sen, azat edeceğim seni, benden ..
Benden ve aşktan bıkıp, gına getirmeden sen ..
Kaçırmaya başlamadan gözlerini, gözlerimden ..
Dilin dolaşmadan, yüreğin sürçmeden, aklın karışmadan ...
Seni, sana bağışlayacağım ..
Ruhunu soyacağım ..
Üryanlıklarda sendeki, beni çekip alarak ..
Et-bedenliğinde seni, seninle baş başa koyarak ...
Aklının arka sokaklarından bile, silinip-süpürülmecesine ..
En derin hücrelerinde, ruhunun kıyısında-köşesinde..
Aklının ya'da, bedeninin ötesinde-berisinde benden zerre kalmamacasına ..
Ve, hatta öyle cömert davranacağım ki,sana ..
Dezenfekte bile ettireceğim,benlilikten topyekün kurtul diye..
Dudaklarını uçuklatacak ..
Seni, şaşkınlıklara sürükleyip, gözlerini börttürerek,
Dışarı uğratacağım..
İşte, seni benden böylesine arındırıp-kurtaracağım ..
Gör bakalım, o zaman sende ,senden esame ve iz ..
İnsanlığından emare kalacak mı ?
Yaşayan ölü can olup çıktığında ..
Kapı eşiğim de ömür eskitip..
Mihrabın yapıp ayaklarıma kapansan, para etmeyecek ..
Seni öyle-böyle değil ..
Ta dibine kadar benden kurtaracağım..
Gün, o gün olup..
Seni , aşktan ve benden azat ettiğimde ..
Dön, bak kendine ...!
Kalan hurdan, sana yar olacak mı, bak bakalım ?
Kalan hurdan, sana yar olacak mı, bak bakalım ?



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

12/07/2016

Saat:00_40

11 Temmuz 2016 Pazartesi


SENDE SAKLIDIR ASLINDA..

Aradığın'sa, bulduğun ..
Hem kara yaz, hem mutluluğa ..
Buna çok sevinme,elemlerine de, asla yerinme..
Unutma, hepsi ve her şey insan içindir,
Dünya denen handa,hayat denen bu gizemli bedestende..
Hüsran ve yanılgıysa bulduğun ..
Heba ve zarara yaz,ama sen sen ol...
Yaşama sevincinin ve mutluluğu arama,düşünün ardından koşma duygunu ve yetini yitirecek kadar karamsar olmacasına, bedbaht olma.
Bilki hayat..
Mutlulukla , mutsuzluğun arasında gelip-giden salıncaktır..
Binmeyi bilirsen mutluluk . yenilginse ebedi bedbahtlığın ve mutsuzluğun..
Hatta
Yaşayan ölü canlıklarda, hayatı ıskalamandır ,aslında ..
Unutma..
Ne tam siyahtır,nede akpacık beyazdır hayat ..
Griler ve ebrulilerde hayatın renkleri arasında..
Mutsuzlukla,mutluluk,geceyle gündüz gibidir..
Birbirine düşman değil,birbirini tamamlayanlardır özünde..
Marifet...
Nerede duracağını ve salıncağa ne zaman ...
Nasıl bineceğini, bile bilmende yani sende saklıdır aslında
Sende saklıdır, aslında !


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen /Almanya
07/07/2016
Saat:00_55


ŞU BİÇARE ÖMRÜMÜN...
Kızıldeniz yarılsa ne çıkar, efsanede..
Suyum çekildi,çöle döndüm sensizliğin türaplıklarında 
Yitikliğim sensin,yitikliğimde sendeyim .
Ne kıblem belli,ne keşişle'mem nede Kabe'm ...
Her yanım yokluğun
Her yönüm sen doluluk ..
Ateşsin, harın da yandığım ..
Ayaz'sın,yalancı baharda donduğum ..
Kasırga'sın,yanıp , kavrulup,savrularak un-ufak olduğum..
Ne Nuh'un, fırtınası,
Ne'de, Musanın yürüyüşü baş edemez, bu çileli ömrümle ..
Kasırgamın,ummanımın, çölümün sen olup ..
Sende yitmişliğinde şu biçare ömrümün ..
Şu, biçare ömrümün !
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
11/07/2016
Saat:18-55


ALACAKARANLIKLAR KUŞAĞINDA
Her akşam üstü .. Akşam sefaları açmalara durur, rengarenk, canlı mı canlı ... Vurgun olup, içine işlemecesine anın, insanın .. Ve sonra, güneş son raksına koyulur .... Ona aşinaşlıklardaki kapıda, duvarda, pencere camında ışıl,ışıl Huzme,huzme, sen çoğalırsın .. Gözlerimin kamaşıklığında.. Bir yangın yerine döner apansız , yüreğim ..! Neden, gidişlerinin saatinde çıkar gelirsin ? Gölge, gölge .. Siluet, siluet, anı, anı, hayal, hayal.. Bilemem, bir türlü çözemem ...! Dolaşıklığımda kördüğümüm, sana ve sende. Akşam sefaları salınır elif, elif ... İnceden, inceye esmelere koyulan, akşam yeliyle .. Kan kırmızı saatlerde .. Gönlümün gamları, dillenir .. Her yanda, gölgeler.. Gölgelerde, sen sallanırsın .. Sallandıkça sen, estikçe yel, koktuça çiçekler.. Öttükçe börtü-böcek .. Meftun olur geçerim ben, benden .. Çıkıp gelmelerinde, yitmişliğimlen .. Sonra, an gelir .. Durur yel, çöker karanlık, yiter gölgeler ... Gölgelerde, sen yitersin .. Dertlerim sarar , çoğalır hicran,hicran .. Figan-figan ... Göçer kuşlar, dönerler yuvalarına .. Sense, yoksun hala ortalıklarda.. Aşk yarası, ölüm acısı, hasret sancısı.. Naçarlık belası, yutar be güzelim, Yutar beni, alacakaranlıklar kuşağında .. Alacakaranlıklar kuşağında ..! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Frıedrıchshafen/Almanya 11/07/2016 Saat;20_54

10 Temmuz 2016 Pazar


GÖZYAŞLARINI..

Bir düşten uyanıvermek..
Uzanan eli sevgide ,güvenle tutuvermek ..
Bir eski şarkı dinlerken, ezgilerde kendini buluvermek ..
O ilk aşk vurgunu hezeyanlarında..
Daldaki yaprak misali, heyecan ve ürpertiyle..
Tiril,tiril titremek gibidir.
Albümleri avuçlarda, göz yaşlarını kirpik uçlarında tutmak ..
Göz yaşlarını, kirpik uçlarında tutmak ...!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

10/07/2016

Saat:16_05


DON BİLE KISKANIR, SENİ ....!
Sadece ufkumu , bedenimi değil ...
Şu yorgun ömrümü, bir uçtan bir uca, apansızlıklarda kaplayan ...
Tepeden-tırnağa yutan, okyanusum olalı, sen ....
Her an, beni aczdeki fındık kabuğu misali,
Oradan, oraya savuran fırtınalar olup ...
Apansız patlamalarla içimi ,dışıma çıkartarak ...
Talan ediyorsun, talan ..
Kah, fersah, fersah derinlerine çekerek ...
Kah, uçsuz-bucaksız sahillere atarak ..
Kah, kayalardan, kayalara çarparak ..
Kah, taş koyuklarına sıkıştırarark ..
Kah, kum yığını ve yosunlara, yapraklar altına gömerek ..
Beni, benden çalıyorsun ..
Süt-liman kesildiğin hallerinde bile ....,
Meşum, ürpertici dipsiz derinliklerinle...
Adeta, titremelere itiyorsun, ürperti, ürperti
Sürekli değişen, duygu ve düşünce sağanaklarınla..
Ruhsal volkanlarınla, dip dalgaların ve tusunamilerinle ...
Beni, kendinde tutuklu koyuyorsun her an ve her koşulda ..
Sana bağımlı balıklardan bile, daha naçarım karşında ....
Tüm bunların yanında ...
Esas, beni sana bağımlı kılan ...
O,asudeliğin ve büyüleyen durgunluğunla ..
Beni de sarıp-sarmalayan o, tarifsiz derin huzurun ...
Ve ....
Göz bebeklerime sinen ..
Delirten, çıldırtan ...
Sinsice içime işleyerek içten, içe bunalımlara iten..
Tahrik kar sükunun ve vakur mu vakur dinginliğin var ya..
O,dinginliğin ..
İşte o halinle beni, benden alıp, çiviliyor'sun kendine ..
Tıpkı, çöl güneşi altında, pervasızlıklarda ölümü içen ...
Aslan vakurluğun ve heybetliliğinde ..
Nasıl dingin, nasıl durgun olunacağını ve hep güçlü ..
Hatta, ölümü içerken bile güçlü kalınacağını ..
Haşmetliliğin albenisini kazıyarak hayata ve bana ...
Yüceliğini seriyorsun ortaya, okyanusluğunla ..
Azamet, sana nasılda yakışıyor, bir bilsen ..
Beni büyüleyen bu halinle ......
Tarifsiz asaletin ve su mavisi soğukluğunla..
Tarihe, çağlara, zamana ve hayata ...
Durgun akışıyla,huşu'suyla nam salan ....
Don, bile kıskanır seni ...!
Don bile kıskanır seni ...!
Erdem YASSIBAŞ
Frıedrıchshafen/ Almanya
10/07/2016
Saat;18_17

9 Temmuz 2016 Cumartesi


CEHENNEMİMSİN, CEHENNEMİM ...!
Bir utku sun ... Nutkumu tutturan sın .. Yanıtsız sorularımın odağı .. Dolaşıklığım, çözümsüzlüğüm .. Yutulduğum girdabımsın .. Senlilik başka bela,sensizlikse ölümden de beter azap .. Tarifsizliksin,müptelalıksın,iç yangınısın, kor-kor yakıp,kavuran ..! Yoksunluğun, yalancı baharda donakalışımdır.. Azda ,özle seni tarif edersem, eğer ... Varlığınla ...Nefes sin,cansın, Yokluğunla cehennemim'sin, cehennemim ...! Cehennemim ...!


Erdem YASSIBAŞ

Friedrichshafen/ Almanya

09/07/2016

Saat:19_47

  ÖMRÜMÜN DEFTER-İ KEBİR-İ'Nİ, HAYAL-İ SÜKUTLARDA ÇOĞALAN , KAHIRLA ....... SESSİZLİKLE YAĞAN, SİTEMLE ..... ELEM TEBESSÜMLERİNDE KAPA...