29 Ocak 2020 Çarşamba

Düşününce şaşırır, tebessüm ve hayret ederiz ..
Nasılda geçti zaman, derken .
O anlarda zamanın durgun akan Don'dan da beterliğini söylerken ..
Hangi akla hizmetle, öyle konuştuğumuzu bile, şu an anımsamayışımıza ...
Ömrü tüketir,akarken zaman ırmağı ..
Sıkışır insanoğlu ..
Dünle, yarının ..
Düşle ,gerçeğin ..
Yalanla, hakikatin ..
İhanetle, masumiyetin ..
Hasılı ..
Nankörlükle,dürüstlüğün ve kadirşinaslığın, vefanın arasına ..
Tıpkı ...
Balık -ekmek misali yanıp,kızarmışlıkla ..
Hayatın ta kendisi bu, değil mi ya ?
Bu, değil mi ya ?
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

İçinize sığmayanları, vicdan kapınızı açıp, dışarıya taşıyamıyorsanız emin olunuz ki, iki yönden azap ve zarardasınızdır ...
İlki ;
Kendinize duyduğunuz saygı,erozyonla yerle yeksan oluyordur ...
İkincisiyse;
Kendinizi utancın pençesinden kurtaramazsınız ...
Bu nedenle ..
Siz ,siz olun hesaplaşmanız da kavi ve kendinize karşıda dürüst ve samimi olun .
O zaman, göreceksiniz ki,sırtınızdan dağ gibi yükler kalkacak ve vicdanen rahatlığın ve huzurun hafifliğini iliklerinizde hissedeceksiniz ..
Aksi halde, kahrın hamalı olmaya, o yük altında ezilmeye mahkumsunuzdur ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ
Ereğli / Konya
29 / 10 / 2018
Saat ; 19_45
Cahil çapsızlar Elifi görseler, mertek...
Diplomalı bağnaz ufuksuzlar, Zerreyi, Küre ....
Hadsiz ulema sahte sofular, kendilerini hergele de imam eşeği ..
İnsanlık cüceleri ise,Tespih böceğini, dev sanırlar. ....
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

PÜSKÜRTÜR MAVİ .....


Karanlığın, kasvetin, elemin kararttığı yürekler, sinelerde için, için çürürken ...
Gözlere, elemin pası, ruhlara düş kırıklıkların çarmıhında hüsranların yası çökmüşken ....
Yine de ve inadına umuda ve yaşama sevincine, hayata tutunmaya gayretle çaba sarf etmekten geri durmuyor ve yenilgiyi sineye çekmeyip ...
Kırarak esaretin prangalarını, yüzünü güneşe ve semanın engin mavisine dönüyorsa  gayret ve inançla  ....
Güvendiği dağlara kar yağsa da, diz çöküp, ağıt yakmalara durarak ..
Aczin, sünepeliğin, sefilliğin ekmeğine yağ sürmeyi iterek elinin tersiyle ..
Doğrularak dizinin üstüne, silkeleyerek tozunu-toprağını dikince gözlerini ufka ve beraberinde arzı kaplayan o kocaman mavi şemsiye ye ...
Güvenden beslenerek ve umuttan güç almışlıkla ....
Cıncık gibi ışıldayan gözleriyle, içinden taşan duyguları haykırır semaya ...
Karşılıksız koymak şanına yakışmaz hallerinde şimşek, şimşek çoğalarak mavi ....
En müstesna halleri ve en alımlı haliyle sarar, sarmalar ömürleri, ruhları, yürekleri ...
Kendinden eminlikle verir tepkisini, dillendirir, duygularını ..
Geri durmak bir yana, bilenmişlikle, en keskinlikle koyar tavrını ...
Kararlılık, isteri ve şahlanmışlıkla püskürtür Mavi,
Tüm olursuzlukları, netamelikleri, hatta atar üstüne serpilmiş  gam, kasavet ve ölüm toprağını ..
Baş ederek koyulur hengameli hayatın bağrındaki zorlukları göze alarak kavgaya ve amansız bir savaşa ..!  
Ferahlatmaya azmetmişlikle püskürtür mavi, umudu, inancı ve kararlılığı …
PÜSKÜRTÜR MAVİ, özgürlüğe olan inançları pekiştirmecesine …..



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ



Immenstaad / Friedrichshafen / Almanya




29 / 01 / 2020



Saat ; 12_12

28 Ocak 2020 Salı

Hurafeye ve safsataya inananın, feraseti olmaz ....
...

Böylesi temelsiz iğreti duvar ve köksüz ağaç gibidir ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ
Sevda, saçlarımı saran, içime işleyen iyot kokusudur ...
Saçlarım nasıl yele-kuza kapılmışsa ..
Gönlüm,yüreğimde öyleliğinde yalınlık ve içtenlikle kapılmıştır sevdaya ...
Bir adım ve bir soluk sonramızın bilinmezliğinde, belirsizliğinde..
En güzeli, anı, anda yaşamaksa ..
Sevdaya tutukluluk da bırakıveriyorum ömrümü ve bedenimi ..
Onun rüzgarına, iyotuna ...
Hayatın bana bahşettiği güzelliğin sevdam ve yürek sesimi duymak olmuşluğunda ..
Gidiyorum, yüreğimin götürdüğü sevda denen o limana ..
Eninde-sonunda ömrümün öyküsünü yazmayacak mı hayat, sevdadan yana ..
Ondandır demem, karşı durup,cebelleşmelerde helak olmak yerine .
Yüreğimin sesine uyar, kulak verir ..
Git, dediği yere giderim ..
İlerde eteklerimde keşkeler biriktirmenin tasasına ve hüznüne belenmeme adına ..
Söyle bana ey iyot sinen rüzgar ...
Sevda ne yana düşer,acı ve hüzün ne yana ...
Delişmenliğinle esmişliğinde,sürüp-savurmuşluğunla beni ...
Düşlerimin ardı sıra koşuşturmuşluğumda ..
Hüzün imbiğinden, mutluluk süzmeyi öğret bana ...
Aşka dair ,öyküler anlat bana ..
İyot kukusunun mahmurluğunda ..
Aşkın meyine belenmişliklerdeki ..
İçmeden sarhoşluğum da..
İçmeden sarhoşluğum da,,,

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Ereğli / KONYA

28/01/2018

Saat: 16_58
ORADA .....,

Çanlar ölümüm için çalmadıkça ..
Bu can,soluk bu bedende oldukça ..
Hele ki de ..
Yüreğini dinleyip ..
Aşka kurmuşsan gönlünün saatlerini ...
İstemiş isen yürekten ...
Gittiğin ıraklıklar coğrafyasında ..
Olursuzu olur kılmacasına ..
Yüreğe ve aşka dizgin vurulamayacağı gerçeğinin ışığında ..
Hayatın bunu doğrulamışlığında ..
Orada beni görürsün ...
Yeter ki, aşka dön yüzünü ve yürekten fısılda ..
Unutma ki,mutluluk ve dilek eldeki çiçek ve çakıl taşı güzelliğidir ..
Yeter ki bunu unutma ve fakındalıkla iste evrenden mutluluğu sonuna dek ısrarla ve içtenlikle ..
Adımın mutluluk olduğunu bildiğim kadar eminlikle ..
Bilerek ve dahası inanarak derim ki,sana ..
Mutluluk asla ırak olmaz sana ..
Beni bulursun orada ...
Orada beni görürsün, orada beni görürsün ...
Yeter ki yürekten iste ve inançla,sabırla dillendir bunu ..
Göreceksin ki ..
Orada beni bulur ...
Orada, görürsün beni ...
Görürsün, beni ...
Orada...

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Ereğli / Konya

28 / 01 / 2018

Saat ; 18_05

Gün gelir, oyun biter, çıkar tüm üryanlığıyla gerçekler ortaya ..
O gün geldiğinde, devrilir şahlar ve piyonlar ..
Yıkılır duvarlar,yerle yeksan olur, tahtlar ve hiç olduklarını bile anlayamadan göçer gider piyon güruhlar ...
Tarihin onlara layık gördüğü karanlık kuburlara ve çöp sepetlerine ..
Kurulur yeni düzen ..
Düzen,düzene sürer yeni ve karanlıklar dehlizinde o, kirli oyunuyla karanlık düzen ,,,
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ


Utanmayı, arlanmayı unutana , ar-namus kefeni giydirilmez. Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

27 Ocak 2020 Pazartesi

KEŞKELER BULAMACIN DA

'' -Yağ satarım, bal satarım ...
Ustam ölmüş, ben satarım ...''
Diye tekerlemelerle başlayan, çocuk duruluğuna belenen ..
Masumiyetlerle taçlanan, çocuk oyunlarımız vardı ..
Şen-şakrak gülüşlerle sokaklarımız, mahallelerimiz çığlıklarla dolar, taşardı ..
Önce insanımızın, beraberinde doğamızın anasını belledik, babasını mahvettik ..
Tarım alanlarımızı ve insan güzelliklerimizi katlettik..
Yağlarımız katıştı, yitirdi saflığını ...
Tereyağlarımızla, peynirlerimize kaynamış patatesleri katarak özlerindeki saflıkları çalındı ..
Sunni ballarda kusturduk biçare arıları ..
Olmadı şerbet kattık içine doğallığını çalıp, iç ettik böylece ..
Sonra çocuklarımızı,çocuk sevinçlerini köküne kibrit suyu dökerek boynu bükük sefiller ettik ..
Şimdi ne oyunlarımız, ne çocuklarımız nede doğruluklarımız kaldı ..
Yitti güzellikler ..
İnsanlığın hiçi,piçi,dünyanın çivisi çıktı..
Dönmeler ve çakmalar kapladı meydanları ..
Unuttu mahalleler ,sokaklar ve caddeler sevinçli çocuk çığlıklarını ..
Kala kala bir avuç hüzün demeti kaldı ..
Oyunların ve güzelliklerin ardı sıra ..
Bize de, olmayanlarla, yitenleri anmak ve yazmak kaldı..
Yağda, balda satamıyoruz çalınan çocuk duruluklarımızda ..
Kendimizi avutuyoruz anılar ve günah çıkartmalarla ..
Keşkeler bulamacında ..
Keşkeler bulamacında ..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Ereğli /KONYA

27/01/2018

Saat:11_22

GÖÇLERİN, EN ZORU, OLURSUZU, İÇE SİNMEYENİDİR ........ İÇE SİNMEYENİ .......! Göçler vardır, hayatımızda adlandıramadığımız, alışamadığımız ...