23 Mayıs 2020 Cumartesi

MAHMURLUK ÇİSELİYOR, MAHMURLUK, ÜZERİMİZE ....!
Karamsarlığın, mutsuzluğun hele, hele de umutsuzluğun pençesinde ...
Tamda, beni aforoz edip, sildin gönül ülkenden ...
Yüreğindeki yerimi aldı başkaları ...
Diye düşünüp, dövünürken ...
Sığınırken mutsuzluğun inine ....
Mutluluk bahşederek, yalınlığında derin özleyip, üzerine nice düşler kurduğum ....
Varım, yoğum, çıka geldin sen ...
Sevdanın alevlerinde, değil beden, ömür ve hasılı adeta asırlara bedel ayrılıkla bezenen günler yakarak ...
Aşka dair sürgünlüğümde Fizan Çöllerinde, dudaklarımı yara-bereye koymacasına susuzlukta ...
Gözlerimde çoğalan sana dair olmadık görüntülerin raks ederek …….
Aklımı, iyiden, iyiye talan eden karmaşama ve ruhumun düştüğü zifiri karanlığa son vererek …..
Düş ve özlem coğrafyalarımdan çıkageldin ...
Yüreğimin yangınını söndürmekle kalmayıp, kendine gelmecesine serinleterek ...
Bildiğim, bilmediğim nice şelale serinliği ve albenisi varsa, tümünü sunarak ….
Sadece su değil, avuç, avuç, yudum, yudum, can verdin ...
Köpük, köpük çoğalan hayat ve mutluluk sunmuş luğunda ...
Bakmadan Havva’nın, Adem’e elmada şehveti, günahı, suçu verdiğine ...
Yada nar taneleriyle onu baştan çıkartmış lığına ..
Adeta, Havva'ya nazire yaparcasına …..
içinde, inci- mercan güzelliğinden de çok emsalsiz lezzet, tad ve hayat vermişliğinde ...
Kalmadın kanıma girmekle ...
İçin, için fethettin beni, için, için, gönül gönder'ime sevdanın sancağını çekerek ..
Bildiğim tüm sözcükleri unutturmakla kalmadın mühür öpücüklerin le, diktin dudaklarımı, lal ettin ...
Gözlerimizin konuşması yeter de artar bize diye hükmedip, karar vermişliğin le ...
Öpücüklerin le sunduğun la yetinmemi isteyerek ....
Adından gayrısını söyletmemecesine, tutsak ettin ...
'' - Emir büyük yerden se, uymalar vebalim ve olmazsa, olmazım dır . '' Dedirtmiş'liğinde ...
Sesinin, soluğunun süzüm, süzüm süzülüp içime dolarak
iliklerime dek ....
Yüreğime dokunarak, sevdaya dair her ne güzellik varsa ..
Onların cümlesini sil baştan yeniden öğretmişliğim de...
Ihlamur kokularını kıskandıran kokunla beni mest edip ..
Kendimden geçirmişliğin de ...
Mahmurluk, mahmurluk her yanımı kaplamış lığın la ....
Sayende, kırk ikindi yağmurları misali ...
Çisil, çisil aşk yağdırıp, aşkta, vecd yaşatmışlığınla ...
Yaprakların ilahi huşuyla salına, salına raks edip ...
Çiğ taneleri güzelliğinin, haset etmelere koyularak yapraktan süzülüp ……
Toprağın bağrına düşerek, kaderlerine boyun eğmiş liğinde ...
Koydular bizi baş, başa, zaman denen gizemli sularına ....
Sınırsızlığında zamanın, dört mevsim, on iki ay doya, doya aşkı yaşayıp, yaşatalım diye ....
Tarifsiz özleminle, yanıp, küle dönmüşlüğün de, çıka geldin sen ....
Sayende ve seninle olmanın, emsalsiz güzelliğinde ...
Aşkın, nelere, nelere kadirliğinde ...
Yağmurun bile, aşka boyun eğmişliğin de .....
Elif, elif yağarak, iliklerimize işlemiş'liğin de ...
Mahmurluk çiseliyor, üzerimize ...
MAHMURLUK ÇİSELİYOR, MAHMURLUK, ÜZERİMİZE ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Almanya
23 / 05 / 2020
Saat ; 17_25
YÜZ AKIM, ŞANIM, KIVANCIM DIR ......!
Vicdanlarını yitirmiş yada .....
Haysiyetsiz beden ve ömürlere vicdan olmayı kendisi için zül görüp, sayan Vicdanın, firar etmişliğin de ....
Bakar körler, kendilerine suç ortağı, eylemlerinde işbirlikçi olmamışlığım da ...
İşledikleri suçları, sergiledikleri ihaneti ..
Dahası, halının altına süpürdükleri pislikleri, görmemem ve ifşa edip, ele vermemem için ..
Yani sırf kendilerinden biri olmadığım ve kendilerine benzememekte direnip ..
Onurun, haysiyetin, vicdanın sesi, neferi olmayı yeğleyip, seçip ..
Onlardan biri olmaktansa, körlüğü ....
Hatta, onurluca ölümü seçeceğim den, adları kadar emin oldukları için ....,
Suç sayarak onurluluğu ve vicdanlı'lığı, gerçeği görüp, haykırmayı ....
Kestiler faturayı, reva gördüler kör etmeyi ve oydular gözümü ..
Çabalarının nafileliğini, vicdan ve gönül gözümle gerçeği görmeyi sürdüreceğimi hesaba katıp, düşünemedikleri, öngöremedikleri için …..
Ondandır, bakar körlerce, gözlerimin, görme yetimin çalınması ....
Bu hallerde, hayat kavgasını vermelere tutsaklığım .....
Biliniz ve bilinsin ki, böyle olup, onurun neferi olmaktan, asla şikayetçi değilim ...
Alçaklığın karanlığında, sefilce ömür tüketip, bakar körlüğün haysiyetsizliğin de, devran sürmektense ...
Körlüğüm de, güneşin ve vicdanlılığın aydınlığında ..... Onurun neferi olmak, yüz akım, şanım ve kıvancım dır .....!
Yüz akım, şanım ve kıvancım dır ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Almanya
23 / 05 / 2020
Saat ; 15_00
GİDERAYAK .....

Hani, olur, olur da, buda mı olur (?) dedirtecek kadar alenilik ve anlaşılırlıkla ...
İnsana, şaşkınlığını dışa vurdurur, an gelir hayat ...
Hele ki, insanın ve insanlığın şaşılacak ve şaşırtacak, gizemli ve garip halleriyle, anlaşılmazlığın da ...
Sözün bittiği anı yaşarken, sözcük dağarcığında sözcük ....
Sabır küpün'üz de, bir damlaya yer kalmamış lığın da ve tahammül edilmezlik le, yüz yüze liğin de ...
Giderayak, şeytana pabucu ters giydirmeye kalkan, insan kılıklı ucubelerin ...
Dünyayı, insana dar edip, diken üstünde oturt macasına akıl almaz davranış, söylem ve eylemleriyle ....
Kendinden önceki HİLKAT GARİBESİ YARATIKLARI
mumla aratıp  ..... 
Cümlesine RAHMET OKUTACAK KADAR pervasızlıkla ...
Çürümüş ve kokuşmuş, '' - Benden sonra, tufan .! '' İlkelliği ve  barbarlığıyla, dünyaya çivi çakamayacaklarını görüp,anlamanın paniğiyle ..
Paranoyaklıklarını dışa vurarak, insanların canı burnundalıklar da bunalıp, cinnet halinde ....
Değil başkalarına,  kendilerine bile, tahammül  edemez halde serseri mayın yahutta ...
Fünyesi çekilmiş el bombası olup, aramızda ellerini, kollarını sallayarak, pervasızca cirit atıp ..
İnsanı canından bezdirmişliğinde ....
Hepsi adeta çağımızın Neron'u kesilerek ...
Dünyayı ve insanlığı ateşe attıklarını, umursamayarak, kurunun yanında, yaşı ...
Suçlunun yanında, mazlum ve masumu yakarak ..
İnsanlığa ve insani değer ve hasletlere, amansız düşmanlıklarıyla ...
Kendilerinden bile nefretle, yada narsist sadistliğin pençesinde ....
Kendilerini erişilmez ve tapınılası İLAH GÖRME, PARA NORMAL SAPLANTISINDA  ....
Kusarak nefretlerini, en acımasız halleriyle ...
Ateşe atarak dünyayı, insanı ve insanlığı, KÖKÜNE KİBRİT SUYU DÖKMEYE YEMİNLİ LİK iLE ...
ÇIRA GİBİ YAKARAK, sebepsiz ve haksız yere ... 
Mahvına sebep oluyorlar,  GİDERAYAK .....!
Mahvına sebep oluyorlar,  GİDERAYAK .....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Almanya 
23/05/2020
Saat; 00_ 53

21 Mayıs 2020 Perşembe

CEMRE GÜZELLİĞİNDE AĞAN SIN, AĞAN …..!

Dağın-taşın, toprağın derinlerinden kavga, kavga, direniş, direniş, boy atıp, baş vererek ….
İllete, kurda, kuşa, toprağı evi kılan tür, tür kemirgene eyvallah etmeden ….
Şimdilik olmak kaydı-şartıyla, Azrail’e çalım atarak …
Lakin her zaman ve koşulda haddimi bilip, kendimi kandırmadan …
El-etek öpmek sizin, su katılmamış lığında, hilesiz- hurdasız
olmacasına yaşayarak …..
Ölümün o esrarengiz soğuk soluğunu, ensemden ırak etmenin yolunu- yordamını …
Hayatım pahasına, öğrenerek …..
Yenilginin, teslimiyetin, pes edişin, yerini kıvanca, erinç ’e,
sevince bırakmışlığın da ….
Hüsrana, yalvarıp-yakarmalara, dahası ….
Ahmaklıkla, karamsarlığa, pabuç bırakmayarak ..
Bağrını delik, deşik etsekte, bereketini sunan toprakla bütünleşip ….
Can, can, ömür, ömür, hayat, hayat çoğalarak ……
İnsan içini ferahlatan, engin maviliği, parıltısıyla süsleyip …. Bulutlarıyla zenginleştiren, evrensel nimetlerin kadrini, kıymetini …..
Bire bir yaşaya, yaşaya daha bir içtenlikle ve etraflıca öğrenmiş liğimde..
Sen dilimde, ıslığımda, nefes, nefes çoğalan, türkü …..
Olmadı acılarımı, ezinç ve hüzünlerimi sarıp-sarmaladığım uzun hava, gazel ….
Yada gamlı-yaslı hallerimde, bozlak, olmadı mani, mani, güzelleme, güzelleme ….
Hayata ve kainata yayılan tını, tını, ses, ses, güzellik ....
Gözümde tüten, içime dolan, hasreti boğan düş sağanağı sın..
İçtiğim sigara da telle nen, köz, kül ve dumanda ..
Yasımı, bayrama çeviren ….
Vuslatta yaşama sevinci ve renk, renk haz veren, gönlümün, ömrümün ....
Bereket, bereket çoğalan, allı-yeşilli çitlembik güzelliğisin ...
Gönlümün, ömrümün ....
Bereket, bereket çoğalan, allı-yeşilli çitlembik güzelliğisin …
Ömrüme, cemre güzelliğinde ağan sın, ağan …..!
Cemre güzelliğinde ağan sın, ağan …..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Almanya

20 / 05 / 2020

Saat ; 11_49
KANDİL ŞAVKI …………….,
Beyaz elmas albenisiyle, yaprağı süsleyen, çiy tanesi gibi ışıltılarla ...
Ömrüme, cemre güzelliğinde ağan sın, ağan …..!
İlk göz ağrılığınla, ürkek kuş yüreği gibi çırpınışlarla, aşka kanat açtıran …
Seni düşünüp, düşlemeler le kaçan uykularımda ..
Sabahı, sabah eden kan çanağına dönen gözlerimin ….
Hiç gocunmak sızın, kapanmamış lığında …..
Sevda oku kesilen kirpiklerimin, her birine asılmış, kandil şavkı sın …
Kandil şavkı sın …..!
Kandil şavkı ….!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Almanya
21 / 05 / 2020
Saat ; 19_20
İLK ÖPÜCÜK …..!



Böylesi vurgun yemişliğe alışkın olmamış lığım da, sevda acemisi, ömrümü süsleyen liğinle ….
Çoğalan bilmecem, yittiğim dehliz, yutulduğum girdap sın …
Nereden başlayıp, nasıl anlatsam, bilmem ki, ömrüme işlenen gergef güzelliğini ..
Ondandır, nutkum tutulur, dilim sürçer …..
Hatta, Arpacı Kumrusu gibi sessizliğe bürünüp, dalıp, dalıp giderek ..
Suskunluğun ummanında yiter sem, sebebi sende olsan, hoş gör …..
Şaşkınlığımı hoş gör, hoş …
Çünkü, sen ….
Yanaklarıma, allar bastıran ….
Dudağıma düşen ilk öpücük sün, ilk öpücük ….!
İlk öpücük ….! 



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 



Almanya 



21 / 05 / 2020  



Saat ; 14_14
GEL, HELE .
BİR'DE, BANA SOR .....


Arın ön yargıdan, peşin hükümlülükten ...
Kestirip, atarak, vermeden karar ….
Beni koy, kendi yerine ….
Gel birde, böyle gör ve düşün ...
İslenip, puslanıp, kararmışsa,  vicdan aynan ...
Sil, pak eyle bak, gel, birde böyle gör ...
‘’ - Çıra, dibine karanlıktır derler . ‘’ …
Unutma, ruhunun çerağı, yüreğinin kandili, sönmeye yüz tutmuşsa ...
Loş ta, gölgede değil, ırağa, dönüp baktığında, kendine ….
Fersiz ışık, aldatıyorsa, seni ...
Düşün, birde böyle bakıp, elifi, mertek ….. 
Katırı, eşek gördüğünü …..
Dur, harla gönül odununu, eğil, birde sonra bak .....!
Demez mi, el alem sana ?
Kıssadan, hisse  çıkartmış lığında …..
'' - İçinizdeki en masum ve günahsız kimse, ilk taşı, o, atsın .'' Sözündeki, hikmeti-kerameti ……
Zararı yok, karar vermişsen önceden, kendinden eminlik le, yada sun-i zan ile, yahut ta şüpheden beslenmişliğin de ….
'' -Tuğlayı nem, yiğidi gam öldürür ..! '', Denmişliğinde ..
Utançla, gamdan ölmemek için, vaz geç inadından ….
Arın, kurtul, seni, şeytana uşak yapan, benin ile kibrinden …
Yaptıktan sonra, keşke ler de, utançta, vicdan azabında  kıvranıp, ölmemek adına  ...
Dinle yüreğini, sağ duyunu, son pişmanlığın faydasızlığını unutmadan ...
Bırak, el alem ne der telaşını ….
Elini tutanın, akıl verip, işine karışanın olmamış lığında,
Yine, çuvaldızı bana batırmaya kararlıysan, zararı yok batır . 
Son kararını vermeden yahut ta, öfkene, kibrine yenilmeden
Sor kendine, sorgula ve muhakeme et, iyiden iyiye ….
'' - Ya öyleyse, (?) sorusunun yanıtı, yatmışsa aklına, uygunsa vicdanına ..
Yok mesele ama zerre kadar kuşkuluysan ….
Çuvaldızı, bana batırmadan dur …..
Önce, minicik iğne ucunu, kendine batır da, karar ver, sonra .
Müstahak mıyım çuvaldıza, yoksa, iğne acısı, getirdi mi, aklını başına ?
Dinlemeden, sorgulamadan, akı-karayı bilmeden...
Şafak sökmeden, ay çıkmadan, zifiri karanlıkta ….
İpliğin rengini, seçemezken, nasıl verirsin doğru kararı  ?
Sor, sorgula, danış yüreğine ….
Kibir zırhından soyun, kurtul ağırlık ve vebalden ….
Ruhunun, bedeninin üryan lığın da …..
Yüreğinle, aklının uyanık ve duruluğunda ..
Hakkaniyet libasını giyin, tevazu şalına bürün de gel ....!
‘’ - Bin bilgenin, bir cahili yenememiş liği gerçeğini unutmadan . ‘’
Gönül gözünün çapağını, silerek ..
El gözündeki  merteğe bakıp, görmeden, önce ….
Kendi gözündeki çöpü, çapağı, görmeye kalkmadan ….
Ok yaydan, aklın zıvanadan, karakterin, insanlıktan çıkmadan …..
Şak şak laya na, pohpohlayana kanmadan, el atına binip, tez inmeden ..
Haram lokma yeyip, geğirmeden, vebal almadan …..
Hasılı ..,,
Fıtratın la, suretin le, özünle, sözünle, eylemin le ….
İnsan olduğunu unutmadan, insanlıktan çıkmadan, düşün, taşın, öyle karar ver …..
Karşındaki olsa katil, söz savunmanın deyip, ona söz hakkı vermeden ..
Tarafsızlığı elden, onuru ömründen düşürmeden ..
İnsanlığını kubura düşürüp, paraya, pula değişmeden ..
Hele ki, iki paralık dünya çıkarı için ..
Karakterinle, ömrünü, haysiyetini, onurunu ahiretini …. 
Odununu kendi taşıdığın ,Cehennem ateşine atmadan ..
Dil eğriliğinin, niyet bozukluğunun, harama uçkur çözüp,
eline-diline, beline sahip olamamanın yüz karalığıyla … Onursuzluğun utancını, cefasını, azabını çekmeden ...
Dahası ..
'' - Dervişin fikri neyse, zikri odur '' …..
Sözünün gerçekliğini, geçerliliğini, dahası, ağırlığıyla, vebalini bilerek ..
Çiğ süt emme, beşer-şaşar, kul’ dur, hata yapar, nakaratlarına sığınıp ...
Kapı varken, duvardan, damdan, pencereden, olmadı camdan, daha da ileri gidip …
İSYAN'İ damarıma basıp, ayranımı kabartma pahasına, inadına gayri ahlaki hal ve yolla kılık-kıyafet değiştirip …
İnsanlık raconuna uymayarak çarşafa sarınıp, çuvala girerek yani ve özcesi ….
İşi kitabına uydurup, alavere-dalavereyle meskene, yatağa, döşeğe, namusa göz dikmekle kalmayıp ….
İnsanlıktan çıkıp, aklı evvellikler de ….
Şark kurnazlığı, hile-hurda ve dolaplara tenezzülle ….
Masum, savunmasız ve korunmasız insan hayatıyla ….
Haysiyet ve onuruyla oynamaya yeltenerek, hatta iğrençliği elden bırakmayıp..
Bu pespayeliği de sergilemekten geri durmamayı, iş ve beceri sanıp, yada gösterip …..
İnsanlık zor zanaat'dır, kavramını kendince hiç ve piç ederek .
 İnsanları kendinden iğrendirip, soğutmadan …
Hak, hukuk, adalet yolundan, bok yoluna sapmadan, cambaza bak  hallerinde, insanları  kandırıp, soyup-soğana çevirerek ….
İnsan geçinip, hilkat garibesi ucubelikler de, hain olup, evladına-uşağına utancı, kepazeliği ve zerullüğü miras koymadan ..
Anadan doğmuş bebe saflığıyla, masumiyet, içtenlik ve paklıkla, sür ömrünü ...
İnsanları söğüşleme ve aylaklık, asalaklık yerine emek ve alın teriyle helal ve meşru kazanç yolunu seçip …
Diğer namuslu emekçilerden biri ol ve onurun aydınlığında kıvançla yaşa …
Daha da önceliklisi, değerlisi ve  insanlığın olmazsa olmazı olan biçimiyle …
Erdemliliğin sarp ama kıvanç ve şerefle aydınlanan yolunu ve yaşamı seç ki ….
Ömrünün mizan defterine , 
 Dahası, KÜNYEN E ..
'' -İNSANDAN GAYRI, HER ŞEY...
Hatta, MEKKEYE KİTAP TAŞIYAN, KIDEMLİ EŞEK bile oldu, olmaya 
Lakin, gelin-görün ki …..
İNSANLIKTAN NASİBİNİ ALAMADAN, İNSAN EVLADI, İNSAN OLAMADAN ! ''...
‘’ – Alışmadık kıç ta, don durmaz ! ‘’ misali, her karar ve söz verişte, icraatı fiyaskodan öte geçmedi ..
Ne, bir baltaya sap oldun, nede sapa, balta ….
Ayak dire'din, inat ettin, insan olmamak ve bildiğini okumak adına …
Öyle ki …..
'' – Cin olmadan, ağız çarpmaya kalkan, önlenemez ve engellenemez hödüklüğün de ….
Bütün pınarları kurutup, hayalleri sükuta uğrattın …. ‘’ 
‘’ -  SERMAYESİNİN VE ÖMRÜNÜN YALANLA BİNA OLUP, HİLE-HURDAYLA ŞEKİLLEN'MİŞLİĞİN DE ...’’
Özde, sözde, eylemde ve güvenilirlikte …..
Asla ama asla eremedi, İNSAN MERTEBESİNE ….
Riyada, fitnede, nifakta, namussuzlukla, hainlikte hasılı yaka silktirecek kadar gayri ahlaki, gayri insani devinim ve suçta …
Mektep, medrese, ihtisas görmese de ….
Yedi sülalesine ve ceddine lanet okut macasına, paye kazanarak….. 
Ömrünü telefte ….
Kendisi gibi niteliksiz güruhtakiler in eline su dökemeyecek kadar, ileri gitmişliğin de ….
Şah'tın, şahbaz oldun …!
TUĞ DİKTİRDİN KABRİNE ''
Tüm bu yüz karalıklarını yazdırmadan künye ne, siciline …..
Dahası ve en önceliklisi, önemlisi ….
Benimle ilgili karar ve hüküm vermeden …
Hoca, hakkında  cemaate …
'' – MERHUMU, NASIL BİLİR, TANIRDINIZ, HAKLARINIZI HELAL EDİYOR MUSUNUZ (?), diye, sormadan …. 
‘’ - SEN DOĞRU DUR, EĞRİ BELASINI BULUR . ’’
Sözünü, ağzından çıkartmadan ….
Seninle olan, ilgi, ilişik ve davamızı …
Adeta, bilinen-bilinmeyen tüm şehir efsanelerini  unutturacak kadar çok, insana sirayet etmişliğin de …
Bire, bin katarak, söyleyene göre şekillenip-biçimlenip, uzatılıp-kısaltılarak, dillendirilen ….
Gelin görün ki, asla ama asla varlığı kanıtlanamayan ….. Varlığı su götürür olmaktan da öte, meçhul AHİRET ile İLAHİ MAHŞER günü kurulacağı  dillendirilerek …
Düpedüz duygu sömürüsüne ve istismara müsait hale getirilen … 
MAHKEMEYİ KÜBRA’YA havale edip, göz göre, göre kadük ettirmeden, ORADA DA, REZİL RÜSVA OLMANA’ da, meydan verip, neden olmadan  ...
Kanaatimi, öngörü mü, kararımı, hele ki de …..
Hakkındaki, düşüncemi … 
Senin ederini,  Kıratını, geçer akçe olup-olmadığını ?
Hele, birde bana sor …
HELE, BİRDE BANA SOR .....
Şecere ne, mezar taşına …. 
'' - İNSAN KİSVELİ HARAMİ, İFLAH OLMAZ, MÜNAFIK, ZINDIK YAZDIRMADAN ..!''
Azrail, karşına dikilmeden … 
En az, yelle men kadar keskin ve pis kokan …
Tez zamanda, çıkası ca o, son nefesini vermeden … 
KÜFÜRLE ANILIP, BEDDUAYLA VE HELALLİK SİZ GÖMÜLMEK İSTEMİYORSAN ...
Haydi geç ötekileri … 
Say ki, hepsi, hep bir ağızdan, avaz, avaz ….  
‘’ – İYİ  BİLİRDİK …! ‘’. Deseler de …
AKIBETİNİ MAHV, ÖTE DÜNYANI BOK ETMEMEK İSTİYORSAN ..
CANIN ÇIKMADAN, TENEŞİRE VE HASILI KABRE KONMADAN ..
Ederini, merak ediyorsan ….
Gelmişini, geçmişini ….
Hasılı ….
Herkesçe bilinen, MÜNAFIKLIĞIN LA ….
Bitmedi, hasetliğin le, namertliğin le ….
Yetmedi, dahası …
MELANETLİĞİN İLE ….
Hepsi, hepsi ama en sona sakladığım en bariz bilinen zaaflarından birisi, bence en önemlisi de olan …
Kaybedeni üzmeyen, bulanı sevindirmeyen liğin ve insanlığa külfetin, dünya ya ve insanlara yüklüğün le ….
‘’ -  DEĞİL, KURUŞ …
METELİK ETMEZLİĞİNDE …..
Kendini ….
Hele, birde bana sor ……!
HELE, BİRDE BANA SOR  ……! 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 



Almanya 



20 / 05 / 2020 



Saat ; 19_19

20 Mayıs 2020 Çarşamba

BOŞUNADIR ÇABAN...

Gönül bağında, solup, ölmüşse sümbül ...
Hicrana kesip, gamdaysa gönül, suskundur bülbül ...
Kopunca, kızılca kıyamet, semada ...
O ana değin, gök yüzünün kanatları altında salınıp,  raks eden, zembil ...
Yer, yerinden oynamış lığın da ...
Gelince sonu, kopunca ipi ...
Tutunamamış lığında ne aya, nede yıldızlara ...
Hele, birde, Azrail denen ölüm elçisi, öpmüş ise onu, aşkla
Durduramaz düşüşünü, elinden geleni, ardına koymadan,  kurtulmak için çabalasa da ....
Ölümün kaçınılmazlığında, önleyemez akıbetini ...
Kurtulamaz, başına gelen, hazin sondan ...
Sen, sen ol, suçlama, kahredip, gamlanma, yeme kendi, kendini ...rahat tut içini, 
Sızlamasın, vicdanın,  rahat tut içini ....
'' -Bilesin ki, ölüm gelmişse başa, diş ağrısı bahanedir '',
Der, hemcinsin ekabirler ...
Bil ki, çok istesen de, nafiledir çaban ....
Değil mi ki, Azrail geçirmiş eline, yakalamış, şah damarından ...
Yeter ki, atmaya görsün, altı delik heybesine, yar etmez onu, değil sana, ne kadıya, ne hakana ...
Sen,sana düşeni yapmışlığın la ferah tut içini, er huzura ...
Yaz aklına, unutma ...
Sadece sana ve hayata değil, kendine de hayır gelmez, yar olmaz, bu saatten sonra, ondan ....
Gelmişse eceli, olmuşsa musallat .....
Ne bir başkası, nede sen, çekip, kurtaramazsın onu, ölüm denen, doyumsuz, görünmez canavardan ...
Dahası, akıbeti, hazin sondan ...
Zembilliğinde kopmuşsa ipi, düşer yere ...
Değil, kucak açsan ..... 
İbrişimden ip, ipekten ağ atsan tutamazsın, boşunadır çaban  ...
Sadece senin gayretin, çaban değil .... 
Kar etmez, onunki de ....
Hükümsüzdür, zembilliği, dahası gökteliği ...
Sanılmasın, gökte olana erişemez Azrail le, ölüm ....
Yeter ki, gelmesin vakit, çalmasın çanlar onun için, kırılmasın kalemi, dürülme sin defteri ....   
Yeter ki, canını almak için binmesin atına, koyulmasın yola Azrail ...
Bakmadan Zembilliğine ölüm, aldırmadan, cafcafasına,
albenisine, gerdan kırmasına ...
Ne sultan, ne köle, ne prenses, nede cariye tanır
ölüm ....
Bulur hepsini, kondurur busesini ....
Ardına bakmaya fırsatı bile olmayan, niceleri gibi ....
Ölüm erişir ona da, ölüm, erişir ona da ...
Asılı olsa da, gök kubbede, dursa semaha, doymamışlığın da, sürse sefa ......
İster halayık, ister paşa olsa, kaçınılmazlığında ölüm erer ona ...
Ölümün, söz dinlememişliğinde ...
Azrail in kavil etmişliğin de ....
Dahası, söz konusu ölüm, gerisi teferruat olmuşluğun da, 
Azrail in dur, durak bilmemişliğinde ...
Kim bakar gözünün yaşına, zembilliğine, yerdeliğine, gökteliğine ...
Zembilliğinde, akıllarda, gönüllerde, ömürler de yer etmişliğine bakıp,aldırmadan ...
Kopunca ipi, düşünce yere, yerle yeksan hallerde kırılır, Zembil, tadar ölümü ...!
Kendi gider, adı kalır, gök kubbede, hoş bir seda olur adıyla, müsemma Zembil, sonunda ...
O'da, tadar ölümü ....!
O'da, tadar ölümü ....! 



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Almanya 
20/05/2020
Saat; 13_55

19 Mayıs 2020 Salı

KARDELEN ÖMÜRLER: SEVDA ve SEVDAYA DAİR ....Sevda ve sevdaya dair ak...

KARDELEN ÖMÜRLER: SEVDA ve SEVDAYA DAİR ....Sevda ve sevdaya dair ak...: SEVDA ve SEVDAYA DAİR .... Sevda ve sevdaya dair akıyla-karasıyla yaşanmışlıklar.. Mühürlü dudaklarda saklanan, kutsal sırra benzer .....
SEVDA ve SEVDAYA DAİR ....
Sevda ve sevdaya dair akıyla-karasıyla yaşanmışlıklar..
Mühürlü dudaklarda saklanan, kutsal sırra benzer ..
Yaşanmışlığı, kutsiyeti ve güzelliğiyle ....
İnsana ve hayata dairliğinde, sevda ...
Mücevher için işlenmeye kıyılamayan, emsalsiz Cevhere benzer ....
Emsalsiz Cevhere benzer ....
Yitmişliğinde, gönlün,aklın onda da kalsa ...
Ardı sıra kem söz etmeye kıyılamayan, nurani can'lığında sönmeyen ışığa benzer ...
Yitse de, bitse de sevdaya dair yaşananlar ..
Düne, yaşanmışa, sevdaya, sevdalıya saygım ve yaşattığım duygularla ...
Kor, kor yüreğimi yakar, gönlüm tarumar lığın da, bozulmuş bağa, viran yurda-yuvaya ......
Yaşananların ardı sıra, sevdalı ömürlerle, yürekler ...
Kanadı kırık, kuşa benzer ...
El gözüyle hiç olsa da ...
Sevenin gönül gözüyle , yar, açmamış goncaya, gönül bağında gezen, marala benzer ...
Fıtratın la, suretin le insan evladı insansan eğer ...
Etmezsin kem söz ne yaşanana, nede biten sevdanın kahramanı, dünün gönül yoldaşına, tek bir kem söz ...
Hatta buğuz bile yakışmaz, sevdaya ömür verene ..
Yaşananın, yaşanmışlığın da güzelliğinde, değil söz, toz kondurmaz toz..
Ne sevdalıya, nede kutsallığında, sevdaya ..
Sevdanın hayata ve insana dairliğinde, yaşatır san ömründe ....
Düne ve sevdalıya dair güzellikler, çok yaşanıp, tez bitse de .....
Sevda, okuması bitmeyen , okuduk ca,içe işleyen Manas misali, destana benzer ...!
Manas misali, destana benzer ...!
Yazılır, gönül ve ömrün bağına, dağına, taşına, aşkla ..
Sevdalının adı, abı hayat, can suyuna benzer ..
Abı hayat, can suyuna benzer ..
İnsana ve hayata dairliğinde, sevda ...
Yaşanmışlığı, kutsiyeti ve güzelliğiyle ....
Mühürlü dudaklarda saklanan, kutsal sırra benzer ..
Anlamı, güzelliği, değeri ve kutsiyeti o, ki ..
Yaşanmışlığın da sevda, dağ doruğundaki, nurani kara ....
Sevdayı ve sevdalıyı hürmetle, duyguda içtenlik ve saygıyla, zikirle yad etmek ...
Kabemizin, insan olmuşluğun da ...
Gönülden yapılışıyla, Kabeyi tavafa benzer ..
Kabeyi tavafa benzer.....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Almanya
19 / 05 / 2020
Saat ; 12_24

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...