BABA, YÜREK YANGININ, GÖNÜL KANDİLİN SÖNDÜ MÜ ?
BAYKUŞ YUVASINA DÖNDÜ MÜ ?
DE HELE, BABA.... DE HELE....!
De hele baba, de hele ....
Yürek yangının, gönül kandilin söndü mü ?
Baykuş, yuvasına döndü mü?
Yaren, yiğidini gömdü mü ?
Anası dizlerini, yâri döşünü, bacısı yerleri dövdü mü ?
Babey yasa durup, gönül küslüğünde yürek döktü mü ?
Acının ateşi tavsıdı, yüzler, gözler hayata, dosta döndü mü ?
De hele baba, de hele, gecenin karası, matemin yası, gözün yaşı bitip te ...
İşler normale, hayat bilindiğe döndü mü?
Yas evinde ağıtlar dinip, aşlar yenip, şerbetler içilip, bitti mi ?
Çifte, çubuğa gidilip, evin çarkı, değirmenin taşı döndü mü ?
Konan göçtü, gelen gitti mi ?
De hele baba, de hele, babey yiğidini toprağa verip, uluya emanet etti mi?
Acının izi, yüreğin yarası, gönlün karası yitmeye yitmez, elemin yası bitmeye, bitmez...
Gel, gör ki ......
Hayatın bağrında, görgü, göreneğin, törenin kuralında, zamanın çarkında, feleğin burcunda, kaderin çiftinde-çubuğunda ......
Dönüp, dönendikçe ömürlerle, devirler ....
Kara gün, kararıp kalmaz, KUL, HER DEM BUNALIP, ÖLMEZ, SURAT DÖKMEZ.......
GÜN ACI DA, ÖMÜR YAS TA BİTMEZ.....
SARILIR SABIRLA, METANET ŞALINA...
KOYULUR HAYAT YOLUNA, KATILIR HAYAT-MEMAT KAVGASINA ...
GİDER KAH, TOYUNA, KAH KOYUNA Hani boşa demezler ...
Hancı hanına, yolcu yoluna, diye ...
Gün görüp, kelam edenler, gerçeği, üryanlık ta diyenler ....
Kemter kula azar-beter edenler .....
Olur-olmaz laf sokup, sözde ayar verenler .....
Çekmeyen liginde kahrı, acıyı, elemi, ağrıyı-sızıyı bilmeyenler ......
O hesap ....
Acı ne denli ulu, göz de yaş, yürek te yara, gönül de sızı ne kadar çok olsa...
Ve elem, nasıl, ne kadar yoğun yaşansa da ....
Gün gelir, devran döner, yara küllenir, gönül şenlenir, dil dillenir ....
Yas' ta, yas gerek, gel gör ki, ömür her gün yas ta ....
Gün kara da, yıl acı da ....
Mevsim zemheri de geçip, tükenmez ....
Döner kış, bahara, yaza .....
Yüzler çevrilir sabaha, güneşe, gülüşe ...
Gönül, şad lığı ....
Ömür , huzuru .....
Ekmek-aş kavgasında kursak, kavurgasını arar, tayımı tadar .......
İçi yanan, suyla kanar ...
Gönlü şen olan tencere şıkırtısında, pencere tıkırtısında, kapı gıcırtısında oynar .....
Kah, halay çeker, horon teper....
Kah, semah döner ...
Yas evinde öten Baykuşlar iline, yuvasına, yurduna döner ...
Acı dinmeye, dinmese de matem biter, evin ocağı tüter, çarkı döner ...
Toy kurulur, bebek doğar, arife de, bayram da yüzler güler, gönüller coşar ....
Aşlar kaynar, bebelerle, tazeler oynar .....
Kamiller dününü, eskiyi arar, iç geçirip, özlemle geçmişi anar ....
Hayat denen su, bulur yatağını, yatağında, bildiğince akar ...
Ateş bulur tandırını, ocağını, aş bulur kabını, kaçağını ...
Su, süt, ayran, keşkek bulur helkisini , kazanını ...
Sarılır yaralar, sabır kundağına, şifa beleğine ...
Gün gelir yas ta küsen gönül, dost ta, bayram la, seyran da şad olur, güler ...
De hele baba, de hele...
Yaren, yiğidini gömdü mü ?
Baykuş, yuvasına döndü mü?
Baba, yürek yangının, gönül kandilin söndü mü ?
BABA, YÜREK YANGININ, GÖNÜL KANDİLİN SÖNDÜ MÜ ?
BAYKUŞ YUVASINA DÖNDÜ MÜ ?
DE, HELE BABA, DE HELE ....
BAYKUŞ YUVASINA DÖNDÜ MÜ ?
BABA, YÜREK YANGININ, GÖNÜL KANDİLİN SÖNDÜ MÜ ?
YÜREK YANGININ, GÖNÜL KANDİLİN SÖNDÜ MÜ ?
DE HELE, BABA.... DE HELE....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
19 / 08 / 2025 - Salı
Saat ; 09_09
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder