SIRLAR GÖMÜLÜR, SUSKUNLUĞA ....

GÜNÜ GELİP, MÜHÜR SÖKÜLÜNCE DİLLENMECESİNE  ........

 

Olan-bitenin, vukuatın cürmümeşhut'luğun sıcaklığında, sırlar, gömülür suskunluğa ...

Ketumluğun ve sessizliğin diliyle yapılan kavilleşme ve  kirli anlaşmalarla varılan, karanlık mutabakatların, dahası .......

Dahası .....

Yılların tozunu içmelere tutsaklıkların genizler yakıcılığında ...........!

Vakit tamam olup, günü geldiğinde, hüküm icra olunduğunda, Bursa'daki sağır sultanın duymacasına, ulu-orta ......

Gün yüzü görmelere hasretinin, bitmişliğin de ......

Sır'lığı azat edilmecesine, üryan edilip, ifşalarda dillendirilmecesine ...

Sabırlarla, sadakatlerin ve ihanetlerle, hainliklerin imtihandan geçmişliğin de ....

Çoğu kez gerçeklerle, doğruların, kuzguni karanlıklarla, karanlıklara belen'mişliğinde .....

Baltaların toprağa gömülürken ki riyakar niyetlerin,içtenliksiz sırıtışların lekeli gölgelerinin, toprağın bağrına sinmişliğin de .....

Dahada tehlikeli, alengirli ve kötüsü ....

Anlaşmaları başlamadan bitirmecesine çürütmüşlüğün de ve hükümsüzlüğe tutsak edilmişliğinde ....

Bağıtlanan anlaşmaların,  bir ucuna sır, beriki ucuna, kuşku asılmış'lığın da, salınıp-sallanır sessizce başlar üstünde ............

Demokles'in kılıcından da acımasızlık ve keskinlikle ......

Sırlar gömülür, suskunluğa .....

Anlaşmaların çelikten de soğuk bakışlarla ve sessizliğin diliyle onanmış'lığın da, mühürlenip gömülür, adeta ruhlarla, yüreklerin ve dahası ....

Tillelere takılı vicdanların, << - SUS-PUSLUK DA ! >>  Turnusol kağıtları kesilip özünü, rengini, dahası hükmünü yitirmişliğin de .......

Suyu çıkmış, insanlığın utancı yitirip, arsızlıkla, pervasızlığın kışkırtıcı parlaklıklarda göz alan, paha biçilmez, şalına belenmişliğinde .......

SIRLAR GÖMÜLÜR, SUSKUNLUĞA ....

Günü gelip, ÇOKLUKLA UNUTULMUŞ TUTSAKLIKLARLA, PASA KESMİŞ MÜHÜRLER, SÖKÜLÜNCE .....

Kuşku, ürküntü ve acabalarla bezenmişliğinde ...........

'' - ZAMANIN VE TARİHİN DERİNLERİNDEN,GELECEĞE SÖYLEMLERİ DİLLENDİRMECE SİNE! ''

Sırlar gömülür, suskunluğa .........

SIRLAR GÖMÜLÜR, SUSKUNLUĞA .....

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

09 / 07 / 2021 - Cuma

 

 

 

Saat ; 19_10

HEMEN HERKESİN ..... İnsanlıkla ilgili ilk ip uçlarının ortaya çıktığı kadar eski tarihlerde bile .... Yani, çok toz yutmacasına, o, günden, bu güne değin ..... Hele ki, daha ana karnında kurnazlığı, adam kullanmayı ve dediğini yaptırmanın mutlak bir yolu olduğunu keşfeden, günümüzün bebe dünyasında, bile.... Hemen herkesin, bir arka bahçesi, sır küpü, taş doldurduğu eteğiyle, zulası vardır, zulası ..! Artık güven olgusunun iyiden, iyiye yara aldığının gün gibi ,ayan-beyan aşikar lığın da, an gelip ... İnsanın, kendine bile ağır gelip, üstüne, üstüne devrilmeleri sıkça yaşayarak ......... Bunalım ummanlarında kulaçlamayla, İÇSEL YALNIZLIK GİRDAPLARINDA yutulmanın, sıradanlaşmışlığında .... << - BEBELERLE YENİ YETME ÇOCUKLARIN VE GENÇLİĞE İLK ADIMINI ATAN NESLİN ....>> Ziyanlıkla, teleflikle her geçen gün daha erken yaşla, çağda ve daha acı hallerde tanışmışlığında .....! Yani, hayatın hoyratlığının aşikarca artmışlığında ... Neredeyse, yaş sınırının yediye-sekize indiği, telef ömür çağında, hayatın yükü ve kara yüzüyle erkenden ve en acı şekilde tanışmış lığın da ... Çoklukla, çocukların bile, mağduriyetle hüsranı çok erkenden, ömrün gonca çağında görüp, kazığını yemişliğin de ... Zıvanadan çıkan insanla, çivisi çıkan insanlığın ..... Tükeniş sendromlarında alarm vermeye koyulduğu, bu ağır ve yozlaşmanın hızlanmakla kalmayıp, yetinmeyip, adeta TAVAN YAPTIĞI, koşullarda ... Daha da acı ve açık ifadeyle .... '' - Sağ gözün, sol göze, güveninin kalmamış lığı, dibine kadar yaşayanların, türedi mantarlar misali çoğalıp .... Hayatı, ilişkileri ayrık otu misali sararak ...... Hayatın her alanında, olumsuzluğu kamçılayıp, güven, itimat, inanç ve hoş görü olgusunu neredeyse, tümüyle denecek kadar çoklukla, tarumar etmişliğin de ... Kundaktaki bebeden, yaşı kemale ermekle kalmamacasına ilerlemiş ve adeta, bir deneyimler timsali, tecrübe abidesi, olup çıkan yaşlı-başlı ...... İlk bakışta veya görünürde mazlum ve masum geçinen, masum sanılan ... Perde ardında, her türden giriftliğin kasnağında, tezgahında bezi, ilmeği olanlar da, dahil olmacasına .... Meleğin bile adeta, iki ayaklı, insan kisveli şeytanlaşmış lığında ... Kurt la, kuzunun aynı iklimi, suyu ve ortamı paylaşamaz'lığın tavan yapmışlığın da .... '' - Bazı masumların dilindeki << - Biz anamızın, babamızın koyduğu adla duruyoruz, çatal ve karanlık yönümüz,işimiz ve çatal dilimiz olmadı, olmazda '' Demesine karşın, buna inananların sayısının, her geçen gün azalıp, yok olmaya koyulmuşluğun da .... Siz aksini düşünmeye yada insana hınazalığı ve cin fikirliliği konduramamış lığınız da, yadsımaya kalkıp, denileni ilk duyduğunuzda, hoşnutsuzca dudak büküp, inanmadığınızı dışa vursanız da ..... Emin olunuz ki ... Hiç mi hiç azımsanmayacak, hatta sizin öngöremeyeceğiniz kadar çok olmacasına .... Günümüzde, alengirli'lerin cirit attığı bu hallerin masumlarla, masumiyeti yutmuşluğun da ...... Hemen herkesin ......... Bir arka bahçesi, sır küpü, eski taşları dökmeye fırsat bulamamış lığın da, yeni ve diri dahası aşınıp-eskimemiş, hatta renk atmamış taş doldurduğu eteğiyle, zulası vardır ... Zulası vardır .... Hemen herkesin, hatta zamane bebesi olmuşluğun da ve analarından uyanık doğmuşluğun da, kundaklara sarılmadan büyüyen bebelerin de olmacasına .... Zulası vardır, zulası .......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 09 / 07 / 2021 - Cuma Saat ; 11_33
 

ZAMAN İÇİNDE .....

Çoğalan kalabalıkla, yalnızlaşıp yiten, sözüm ona, çağdaş,acınası insan ....

Zaman içinde, kendi yarattığı ......

<< - Özünde, tek dişi kalmış canavar olan, sözde medeniyetin esiri oldu ......! ''

Biti şişti, bencilliği zenginleşti .....

Şefkat duygusunu yel, şefkatin yerini bencillikten ve kibirden beslenen, ego tatmininden öte gitmeyen, göstermelik ve sözde insanlığın dillenişi olup-çıkan '' - Merhamet (!) '' Aldı ...

Oysa zamanın behrinde, insanlığın baş tacı olduğu <<- İNSANLIĞIN ALTIN ÇAĞI DÖNEMİNDE .>> Makul ve makbul olan ve işin doğrusu da bu olan haliyle ...

<< - Sağ elin verdiğini, sol elin bilmemesi iken >> Değiştirdi egemenler hükmederek

 sözde insanlığa, kendi çıkarlarının önceliğini göz etmişlikleri ile ....

Dahası, İlahların türeyip, kurban istemişliğinde katledilip, kurban edildi, insanla, insanlık ...

Unuttu ikisinin arasındaki kıldan ince, kılıçtan keskin farkı ......

Giyindiği kibir kürkünü öyle sevdi ki, sormayın gitsin ...

Sandı, Samur Kürkte keramet, sırf bu duygusunu tatmin için kıydı canım Samurlara, yavru, hamile, sevgiye muhtaç demeden ...

Kıran gibi, girdi Samurların kökünü kurutmacasına ....

Yetinmedi, hızını alamamışlıkla, önüne geleni katletti ....

Şatafatla, israf arttıkça, açılıp, büyüdü uçurum, yetmeyince aç gözlülüğün de talanla edindiği ganimet, arttı zulümle, katliamı .......

Su başını tutan DELİ DUMRULLAŞAN, egemenlerin ....

Kandan beslenir hale geldi, geleli döküyor, soyunun, hemcinslerinin kanını ....

Öldürmek güç vehmettikçe kendine, gün gelir muhtaç olursam ne yaparım demeden omuz üstünde baş, taş üstünde taş bırakmadı ....

Gün geldi, ölüm tarlalarındaki hasatta evlatlarının biçildiğine tanık oldu ...

Komşunun, komşunun külüne muhtaç sözünün doğruluğunu yaşamakla yüz yüze kaldı ....

İşin,işten geçmişliğin de, son pişmanlığın nafileliğin de arıyor kendini, kendinde ....

Bulamamış'lığın çaresizliğinde, dönenip duruyor insan, kendi yarattığı, kendi eseri ve sonunun habercisi mezberelikler içinde .....

Günlük çözüm ve pansuman, palyatif tedbirlerle bakıyor günü kurtarmaya .....

Unutmuşluğunla zaman içinde insanlığını, kula,kulluğa düşürdü, insan olmanın, derecesiyle, mertebesini ....

Kula, kulluğa düşürdü, insan olmanın derecesiyle, mertebesini ......

Zaman içinde, yiten insanlık, hala sahibini arıyor, döne, döne .....

Durumun böylesine vahamet arz etmişliğin de dahası, insanlıkla, insanın ser sefillik de yerlerde sürünmüşlüğünde ......

Hasbelkader rastlarsa, özüne, oda dönecek zaman içinde, kendine .....

Balık kavağa çıkmadan, yollarının kesişmişliğini dileyen

Umudu kesmemişliği ile hala, bir avuç idealist, cengaver hümanistin verdiği ....

'' - İnsanın, insanlıkla tanışıp, hesaplaşıp, yüzleşme, mücadelesinde, umut o, ki ....

Umut bu'ya ......

Her şeyin, aslına rücu edeceği faraziye'sinin gerçekliğiyle, geçerliliğini, koruyup ...

Zamanın, tarihle, hayatın, hükmünü, insanlıkla ilgili tecellisinin lehine ve hayrına  vermişliğin de ....

Arzla, arşın buluşmasının zorluğu kadar, zor olsa da, kesişir yolları, buluşur insanla, insanlık ....

Yarından da yakın olmacasına, zaman içinde, günün birinde  .....

Öze dönüşün tecellisiyle, zaman içinde ....

Öze dönüşün tecellisiyle, zaman içinde .....

Zaman içinde ..... 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 

Immenstaad / Almanya 

06 / 07 / 2021 - Salı 

Saat ; 21_21

ÖLÜM DENEN, MUAMMALAR ÜLKESİNE ..... KATTIĞI DEĞERLE, RENKLERİ DE ALIP, GÖTÜRMÜŞTÜR, BERABERİNDE ... Kefenin cebinin olmadığı gerçeğinin tartışmasız'lığının ışığında bakarken dünyaya .... Hayatın zulasında ve ayrıntılarda saklanan yadsınamazlığı zaman ve hayatın bağrında defalarca kanıtlanan ... '' - Gerçeğin ve güneşin, balçıkla sıvanamayacağının aşikar lığın da ............... Değişen koşullarla, önceliklerin, hayatın arenasındaki gelgitler, yaşanmışlıklar ve olaylar içinde ..... Yerini alıp, biten misyonuyla beraber ömürlerin ve nesillerin tarihinde önemine ve değerine layık hallerde bezenmişliğin de .... Işık olmakla kalmamış, adeta sönmeyen meşaleler de, kaç ömre yön vermiştir, onun içindir ki .... Cebinde mal-mülk servet götürmeye, götürülmez, ama bedenlerle, ömürlerin, kefene girmiş koca cüzdan'lığın da ... Gerçeklerin yürek yakıcılığında, kendi gerçeğiyle, ömürlere ve yıllara doluşup, taşan yaşanmışlıkları beraberinde götürmüşlüğün de .... Hayatlar, geçer akçeyi tükettiklerin bu dünya denen muammalar aleminden, yakayı- paçayı kurtarıp, geçerken mutlak gerçekliğinde ölüm denen tılsımın henüz keşfedilmemiş alem'liğinde alıp ta başına giderken, o son nefese sığıp,sıkışan hallerin, yaşanmışlıkların ve gerçeğin insan ömürleri için birer çeyiz olup, çıkmışlığın da ... Cepsiz kefene belenen, cep olup çıkan üryan bedenlerin sırları da beraberinde götürmüşlüğün de .... Neler, neler dahası kocaman hayat,zaman, yaşanmışlık ve utkular la, düş kırıklıklarının girmişliğin de .... Ölüm gerçeğinin gölgesinde ve hatta zulasında kendi gerçeğini götürür, ölümüm ona son armağan olup,çıkmışlığın da ....... Nitelikli birikimliliğinde ve sorgulayanlığında fark yaratanlığın da ... Hasılı ... Sözün özü, özün,sözü olup çıkaran KEMALE ERMİŞ, ARI-DURU, HAS İNSAN ..... Kavramıştır gerçeği sorgulayanlığıyla, farkındalığında hayata değer ve renk katan'lığın da ...... BEDENİNİN, ÖMRÜNÜN VE HAYATININ CEP OLUP, ÇIKMIŞLIĞIN DA Sözün özü, özün, sözü olup, çıkan, KEMALE ERMİŞ, ARI-DURU, HAS İNSANIN ..... Götürdüklerinin en başında, sunup,kattığı değerle, renkleri de alıp, götürmüştür, beraberinde ........ Ölüm denen, o bilinmez, geri dönülmez muammalar ülkesine ....... Kattığı değerle, renkleri de, alıp, götürmüştür, beraberinde ...... Ölüm denen muammalar ülkesine .....! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 05 / 07 / 2021 - Pazartesi Saat ; 00_30
 

 İNSANLIK CÜCESİ, HİLKAT GARİBE'SİNİ ......!

Soymaya çalıştıkça beni, angarya ve külfete varan gereksizlik le ne kadar çok giydirildiği mi göreceksin ... Vicdanının bu zorbalığa sessiz ve seyirci kalamamış lığın da, sessiz çığlığıma dil olup, paydaşlık la çoğaltacak sın inançlı haykırışımı ... Çünkü böylesi hallerde suskunlukta suç ortağı olmak düpedüz DİLSİZ ŞEYTANLIKTIR, DİLSİZ ŞEYTANLIK .... Yıllar var ki, alenen yada aba altından sopa göstererek, olmadı ... Beynime ve ruhuma ektikleri korku tohumlarının ayrık otunu kıskandırmacasına serpilip, bedenimi, ömrümü, ruhumu kuşatmış lığın da ... İçinde bulunduğum aczi ve köle halimi fırsata çevirerek çıkartarak pestilim i ... Pestil'imi çıkartan zorbalarla, zorbalıklar sayesinde nasıl telef ve heba edildiğime yüreğin kanayarak tanık olacaksın ... Bunu yapanlara sorsan ... Verecekleri yanıtı duyar gibiliğim de ileteyim sana ... '' - İnsanlık olsun diyeydi girişimlerimizle, yaptıklarımız ..... Bu ceberutluklarınla, acuzeliklerine kılıf bulmada birbiriyle at başı yarışan bu bağnaz hödükler güruhu ... Sözüm ona insanlık diye, diye, insanlığım da çıkarttılar canımı ... Çıkarttılar canımı .... Gülerken ağlanacak halime ... '' - Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu '' Demekten kendimi alamıyorum ..... İş'ki sebep bulmaya, kılıf uydurup, yaptıklarını ve kendini haklı çıkartmaya gelince iş ...... Kim tutar, HIZLI GONZALES Kılıklı, insan artığı, seni ....... İnsanlık cücesi, hilkat garibe'sini ............ İNSANLIK CÜCESİ, HİLKAT GARİBE'SİNİ ......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 04 / 07 / 2021 - Pazar Saat ; 13_31

 

ASILSIZ, ASTARSIZ, EVHAM, VESVESE VE KORKULARIMIZDIR ........

BİZLERİ, SÖZÜM ONA, ASILSIZ-ASTARSIZ İLAHLARA SIĞINDIRIP, KUL EDEN .......

 

'' - MARİFET .........

ZORDA OLSA  .......

YENEMEDİĞİMİZ KORKULARLA BİR ARADA YAŞAMAYI ÖĞRENMEKTİR, ÖĞRENMEK .... ! ''

 

BİLİNİR Kİ ......

KORKUNUN, ECELE FAYDASI YOKTUR, YOK .....!

 

 

Bu gece, yine bildiğini yapıp,  ay savuş'unca tepeden, yitince ulu çamların heybetli kuzguni karanlığında, çıkarlar yine vesveselerle, korkular ortaya, düşerler avlarını ürkütmecesine yola .....

Sessizliğe gömülü mezarlık duvarlarının iç karartan siluetinin yolu tutmuşluğun da, el yordamıyla korku ve karanlıkla baş ederek yürümeye çalışan işkilli bedenlerle, ruhları, öpünce ürpertiler, korkular ......,

Ayan-beyan çıkar ortaya gerçekler ......

Yarım ağızla, korkusuz geçinenler ele verir kendini, siner öylece oracığa, aldırmadan birilerinin kendini gördüğüne ....

Dil-diş korkuya kesen ödü elinde dolaşanlardan bahsetmeye gerek yok zaten ....

Onlar çoktan ıslatmışlardır kıçların da ki donu, tabii ki malumdur durum, fırsat bulmuşlarsa korkudan  tir, tir titremekten .....

Geriye kala,kala korkusuz geçinenler kalıyor, elbette kirişi kırmamışlar sa ve yerlerinde yeller esmiyor sa ....

Ondandır, er meydanı gibidir, karanlık gece ....

Hele birde korkuya teslim olmuşsa ahaliden, yiğit geçinen sakinler ....

Değil ürkütücü karanlıklarda, süt-liman denilen gecelerde bile kamçılandık ça korkular, cesaret zırhını giyinememişler ele verir kendini ....

Böylesi gecede marifet, cesaret zırhı kuşanmadan hatta bedenen ve ruhen üryanken, güvenle yürümektir korkunun ve karanlığın üstüne .....

Korkuyu kutsayıp, yenilgiye çanak tutmak, daha baştan yenilgiyi kabullenip, sineye çekmektir başa gelecekleri ....

Gündüz gözüyle  gördüğünde  yürümeyen duvarın, gece aşka gelmeyeceğini unutmayan baş eder korkusuyla, yürür yüreğinin ve sağ duyusunun sesini dinleyerek , karanlığın  üstüne ve görür ki gerçekte, korkuyu büyüten ve onu esir alan vesveseleriyle ikircekliliği ve evhamları dır, neticede ....

Öğrendikçe korkun la baş edemesen de onunla birlikte yaşamayı gün gelir aşar ve yenersin korkularını ...

Böylesi hallerde marifet, üryan ruhla görebilmektir gerçeği ....

Kulak verebilmektir, yüreğin, sağ duyunun ve gerçeğin sesine .....

Unutmamalı ki, işin özünde ve gerçeğin üryan lığın da;

Asılsız-astarsız evham, vesvese ve korkularımızdır ...

Bizleri, sözüm ona asılsız-astarsız ilahlara sığındırıp, kul eden .....

Asılsız-astarsız ilahlara sığındırıp, kul eden ......

Marifet ......

Zorda olsa ....

Yenemediğimiz korkularla, bir arada yaşamayı öğrenmektir, öğrenmek ......!

Bilinir ki .......

Korkunun, ecele faydası yoktur, yok ......!

BİLİNİR Kİ ......

KORKUNUN, ECELE FAYDASI YOKTUR, YOK .....!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

02 / 07 / 2021 - Cuma

 

 

 

 

Saat ; 22_10

 HÜZÜNLÜ BİR ŞARKIYDI .....

AŞK .... Kıt-kanaat de yaşama savaşı verdiğim, ömrümün ve hayatımın ....... Garibanlık, yokluk, yoksunluk, sıkıntı, dahası, karantina günlerindeki tek tutanağım ...... Kendimce kıt-kanaat, kifayetsiz müzik bilgimle, görüp, göreceğim, duyup, duyacağım ........ Daha da açık ifade ile söylemem gerekirse ..... Keşfettiğim, keşfedeceğim en donanımlı, kendini yetiştirmede örnek alınacak kadar kararlı, tutarlı ve hatta, sebatlı .... Beraberinde de, derin ve engin müzik otoritesi ve sanatçısı saymaktan kendimi alamadığım, gıptayla dinleyip, mestlik de, kendimden geçerek izlediğim ...... Adeta, Abone olup çıkanlığımla ..... Ömrümün ve gönlümün, << - ŞARK BÜLBÜLÜ .>> Sesinde, alemlere yelken açtığım, bencileyin ..... '' - Genç yaşında . '' ÇİLEKEŞLİK ABİDESİ olup, çıkmış ....... Gönlü zengin, sesi yanık ....... Ruhu ....... '' - HÜZÜN ÇIKINI '' Çakırım ...... Yalnızlık yangınlarının kavurmuş'luğun da, kendimden geçip ..... Melankolik gelgitlere yenilerek, kendimi ..... Hüzünlere bulamaç, düşlere bıraktığım, anlarda .......... Kelimenin tam anlamıyla bana, adeta, ilaç gibi gelen ..... Akşam yeli gibi içime işleyen derinden, derine gelen, o, yanık sesin, çalınsa kulağıma ...... Kendime verdiğim sözü tutmam, Zor olmaya, zor olsa da ........ Ağlamamaya yeminle, kendimi mıncıklamaktan kolumu- bacağımı morartmalarıma aldırmaksızın, tık nefes hallerde ..... Olanca gayretimle, dikkatimi toplamaya çalışarak .... Ne denli ivedi ve zorunlu olsa da o an itibariyle, işimi-gücümü sallayıp, okumayı ötelemeleride geçip .... Kuru yavan- acı soğan kaleminden yediğim akşam nevalemi bile bırakıp .......... Pürdikkat kesilip, can kulağıyla dinlemeye koyulduğum ....... Yalın mı, yalın, bir o kadar da, içtenlikli söyleminle .... Sana has sıcaklık, hava, ritm, hasılı kendinden zenginlikler kattığın ezgilerin le ..... Beni, benden aldığın seni dinlerken, kafamın- ruhumun YOL GEÇEN HANINA döndüğü .... Bana doyumsuz ziyafet çektiğin, o, kaçamak, doyumsuz minicik solo konserlerinde .... Bu KÖRPE ÇAĞINA ve GENÇ YAŞINA İNAT, az ömre çok olayla, hayat ve serüven sığdırdığını ele veren içtenlikli dillendiriş de, AŞK .... '' - Ömründeki, gönlündeki, dilindeki çileyi, özlemi ...... Dahası ...... '' - Her rengiyle, hüsranı, umutsuzlukla- mutsuzluğu ..... Oya, oya işleyerek, dillendiren ...... Duvarlara işleyen nem misali, içe işlemekle kalmayıp .... << - Duvarı nem, insanı gam öldürür ....! >> Deyimini doğrulatmacasına, çarpıcılıkla ete kemiğe bürünen .... Ses, ses, nefse, nefes çoğalışla ..... Adeta, kapı-çevre kuşatarak, sabırla, hükmünü icra edip ..... << - İNSANI, YÜREKTEN SARIP-SARMALAYAN, HÜZÜNLÜ BİR ŞARKIYDI .....! '' ÖMRÜNDE VE DİLİNDE ÇİLEYİ, ÖZLEMİ, UMUTSUZLUKLA, MUTSUZLUĞU OYA, OYA İŞLEYEREK DİLLENDİREN, İÇE İŞLEMEKLE KALMAYIP, İNSANI YÜREKTEN SARIP-SARMALAYAN, HÜZÜNLÜ BİR ŞARKIYDI, AŞK .... Hüzünlü bir şarkıydı, AŞK ...... Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 02 / 07 / 2021 - Cuma Saat ; 19_07

 

'' - HAYAT, BOZUK PARA GİBİ, HARCAMADAN SENİ .....!

 

 

 

Seni tanımak, yollarımızın kesişmesi, kendi adıma ne büyük, kazanım, armağan ve hatta mucizevi şans sa .....

Bunun zamanlamasının geçliği, hatta benim için, kelimenin en hafif ve iyimser dillenişi ile .

Kestirmeden söylemem gerekirse, düpedüz '' - Trenin Kaçmasından ''.....

Yani .......

<< - Malumun ilanından başka bir halt değildir .....! >>

Bu başlı başına ziyan hal ve dahası ....

Aklımın, dumura uğrayışının tescilidir, tescili ....!

Hayatın tırpanından erken ve oldukça ağır yaralı hallerde, nasibini alanlığımda .....

Önce, apansız ve hazırlıksız yakalan'mışlığımla ......

Zedelenmekle kalmayıp, düpedüz yerle yeksan olan, aitlik kavramını yeniden keşfetmek gerektiğini öğrenenliğimle, çok cebelleştiğim anların, armağanıydın, bana .....

Özcesi hayatın kıyağı ve armağanıydın ....

Böylesi armağanlara hiç alışık olmayan hatta, tümden yabancı ve ırak olanlığımla yaşadığım bu acemi şansının önemini, değerini ve güzelliğini bile yeterince idrak edemediğimi söylemem .......

Asla ama asla abartı değil,  alenen içtenlikli itiraf ve hayata  sunduğum, sunacağım nadide şükran anlarından ve fantastik duygu gelgitlerini yaşamamın güzelliğiyle ortaya çıkan, hal ve durumdu, durum .....   

Sayende, yerimi-yurdumu ve halimle, konumumu tayin etmeyi öğrendim .......!

Dahası, işe yaramaz diye kestirilip attığımda artık bana, sen buraya ait değilsin, yitiren, eksilen ve  ........

Ne olursa, olsun asla bir daha belini doğrultamayanlardan olmaya mahkumsun demenin, başka biçimiyle dillendirilip, söylenmesiydi .....

O ana dek, konduramadığım gerçekle ilk kez bu denli netlik ve üryanlık la tanışıp, hatta yüz-göz olacak kadar yakından görüşüm ise ......

Aslında, kötünün iyisini yaşamak anlamına gelecek, minik bir teselli ödülünden başka anlama gelmeyen durum ve kendi gerçeğim di, kendi gerçeğim .....!

Bana, ıskartaya çıkan lığın ne menem bir herze olduğunu öylesine usturupluca anlatıp, öğrettin ki ....

'' - İki ters, bir düz ilmek atacaksın ...! '' ....

Diye, tarif edilen örgü işini, aceminin bile yapacağı kadar kolaylaştırmacasına olumlu sonuçları bağrında taşıyan güzellik ve ödüllerin en hoşu ............

Hatta bulunmazı ve yaşanmasıydı, yani alenen itiraf etmeliyim ki, bunun adı olsa, olsa mucizeydi ve onuda, bana, bu hayat sundu .......!

Nankörlük, değil sineme, yakama yapışmasın diye ....

Özenle ömür tüketenliğim de ......

Gerçeğimin adıydı bu ve bunu açılımı, özcesi de, en anlaşılır ifadeyle, mucizeydi, MUCİZE .!

Hemde, öyle- böyle sıradan olmamacasına tepeden, tırnağa, baştan, ayağa mucize ....

İçtenlikle dillendirdiğim den emin olarak, bilmelisin ki ......

Sayende, ezilip-büzülmek'sizin ıskartalığım da da, hayatın içinde kalıp...

Hayatla baş etmenin inceliklerini, yolunu-yordamını öğrettin, bu kısa ama final mahiyetinde maratonun, finiş etabında ......

İpi göğüsleyen olmanın tarifsiz hazzını bana en cömert hallerde yaşatan sana yalın ama yalınlığında da derin ve köklü ifadeyle betimleyerek söylüyorum ki ...

Bu içtenlikli itirafımla, tarihe adıma not düşen olarak, bilmeni isterim ki ...

Bu itirafı kafama kimselerin silah dayayarak dedirtmemişliğinden emin olarak bilesin ki ....

Sayende, dünya daha az yıkılır oldu tepeme, daha doğrusu .....

Ben, başta kendi üstüme devrilme de öncelerde yaşadığım hayati tehdit'i yaşamamayı yada en azından bunu karşılayıp, savuşturan olmayı öğrendim, bu hengameli süreçte .....!

Zorluklarla yüz, yüze kaldığım bu anlardan, böylesi salvolardan kurtulmanın ve derlenip-toparlanarak, hayata diklenmenin asla dik kafalılık olmadığını keşfettim ......

Dik duruşun yeğane yolununda, karakter ve omurgalılıkla, farkında'lıkdan geçtiğini keşfettim, bu süreçte ....

Dahası, hayatın dayattığı rolü, sineye çekip, onunla yetinip-avunarak,

Amacına, isteğine erişemeksizin, sırf bulduğunla yetinme formatı çerçevesinde dayatılan razılığa ve gösterilen suni rızalığa ....

Daha bir adım öteye giderek söylemem gerekirse ....

Çabana ve öz verine karşın, ereğine ulaşmaksızın asla gerçek mutluluk la tanışamayacağımı da sayende, keşfeden ve öğrenenim .....

Sus-pus, el-pençe divanda AKBİLİN KEÇİLİ Ğİ ROLÜNDE olmayı, gerçeğin sanarak çek sineye, de eyvallah hallerinin yanlışlığını da sen gösterdin ......

Gözünü açan maymun oldum, sayende, ne mutlu ki ....!

Dahada önemlisi ve adıma belirleyici olanı, mutluluğun .....

Asla ama asla, Kokmaz-bulaşmaz olmadığını, gerçek ve kalıcı mutluluğun, göz yummaktan değil, tam aksine farkında lıktan ve sorgulamaktan geçtiğini  keşfettim ....

Bencileyin, el artığı, elek kalıntısı, atıntı insan eskilerinin,

Pespayece sünepelik de zaman ve ömür tüketmecesine pinekleyen güruhunun ayrılmaz parçası olup-çıkmanın ....

En kötü yaşam senaryosu olarak, önüme koyulduğunu idrak ve fark edişimle, ensemi karartıp, yüzümü düşüren dahada çarpıcı, tehlikeli ve endişe verici olanıysa ...

Acıma, acındırma ve duygu sömürüsüyle, istismarından nemalanmaktan geçen ve geçinen olmayı, adeta sineye çeker olmanın, kahrediciliğini idrak edip .....

Zamanında ve en önemlisi de gereği gibi, silkinip, silkelenerek .....

Hayatın bu olmadığını ve dar kalıplara prangalılığı kabulün ......

Alenen, << - YAŞAYAN ÖLÜ CANLIĞI KABUL, SİNEYE ÇEKİŞ VE  TÜKENMİŞLİKLE İFLASIN İLANI ....! >> Demek anlamına geldiğini idrakle .......

Mutluluk denen, zorlu yürüyüşe .....

Donanımsız ve kendime çeki-düzen vermeksizin çıkmanın, düpedüz, ahmaklık olduğunu keşfettim .....!

Ahmaklık ....

Ki pahalı tecrübeyi, üstüne para versem alıp, edinemeyecek iken .....

Seninle çıktığım keşif yolculuğunda, hem beleşe getirdim, bununla da kalmayıp ....

Riyasız hayatın, kendine dürüst olmakla başlayıp, önce ve sonra hep FARKINDALIK ZIRHINI KUŞANMAYI ASLA ELDEN BIRAKMAMAK OLDUĞUNU DA .....!

Yamaca karşı dik dur, gölgene basmadan ve çizgiyi bozmadan yürümeyi başarmaktan geçtiğini de bu hengameli süreçte ve seninle kol kolalık da öğrendim ........

Iskartalar ininde takılıp kalarak, pisi, pisine ölümü beklemenin .......

Alenen, acıma, acındırma sarmalında teleflik  olduğunu idrak edenliğim le .....

Sadece, hayat denen zebaniye yarayıp, zorbalığın ekmeğine yağ sürmek olduğunu da soyunup, koyulduğum bu hengameli, uzun yürüyüşle kavradım .........

Kavrayamayınca ISKALAYAN LIĞA TUTSAK HİÇ olup çıkacağımı da, ömür ve hayat defterime, silinmemecesine nakşederek başardım .......

Öğrendim ve el, ele yürümenin tarifsiz güven ve derin iç huzurunun başlangıcı olduğunu da bu ara keşfedip, öğrendim ...

Hasılı ...

Iskarta'ların, ıskartalığın hayata ve insana dairliğinde .....

İnsanın ayrılmaz parçası ve değiştiremeyeceği, yadsıyıp, yok sayamayacağı gerçeği olduğunu, olacağını .....

Kelimenin en anlaşılır ve iç yakan aleni ifadesiyle, belirtmem gerekiyorsa .....

HAYATTA KALMANIN, KURTLARLA DANSI, BİLMENİN KİFAYETSİZLİĞİNİ ...

BİLMEKLE YETİNMEYİP, EN ALASINDAN YAPAN OLARAK ....

BU OLMAZSA OLMAZ ALTIN KURALI, HAYATINA UYGULAYAN OLMAKTAN GEÇTİĞİNİ DE BU SAHNEDE ROL KAPMA SAVAŞINDA ...

YANİ VE ÖZCESİ .....

OLMAK YADA OLMAMANIN KİŞİDE BAŞLAYAN AZILI VE ZORLU MU ZORLU YOLCULUK .....

Olup, çıktığını, kendimden pay biçmekle yetinmeden, gördüklerimle, yaşadıklarımdan dersimi iyi çıkartmaktan, geçtiğini de ......

Yer aldığım sahnenin, kaygan zemininde durmanın ...

HAYATIN DİĞER ADININ  VE ALTIN KURALININ BU OLDUĞUNU, BU KAÇINILMAZLIKLAR RAKSINDA ÖĞRENEN'LİĞİM DE .........

Oyunu, kuralına göre oynamak olduğunu .......

Yani, hayatın ABC'sini hayat denen mektebin eşiğindeki, bu zorlu tangoda, öğrendim ....

Zorlu tangoda, AYAKTA KALAMAYANIN, VURULAN ATLARIN AKIBETİNİ YAŞAMAMANIN YEGANE YOLU .....

OYUNU, KURALINA GÖRE OLMAKTAN GEÇERLİĞİNİN, KAÇINILMAZLIĞINI, BİZZAT HAYATIN RAHLESİNDEN YANİ KURALLARI İCAT EDENDEN, İLK ELDEN ÖĞRENDİM .....

İLK ELDEN .....

İster, SIFIR KİLOMETRELİK ACAR OL, ister, ISKARTA, marifet ve kaçınılmaz görev, İNSAN GİBİ, İNSAN kalmaksa, İSTERSEN BUNU ÖĞRENMEK .....

'' - Ya bu deveyi gereği gibi gütmeyi öğrenirsin yada bu diyardan gidersin ! '' Hayatın yazılı olmayan ilk kuralını öğrenip, hayatına uygulamaktan geçtiğini öğrenecek, gereğini yapacaksın .....

Hani eskilerin deyişiyle .....

HAPIR SA'da, KÖPÜRSE'de yemeyi hayatın öğretmenliğinde, ilk ağız ve ilk elden öğrenip, su koyvermeden ve layıkıyla yapacaksın gereğini ......

Layıkıyla yapacaksın gereğini, hayat, bozuk para gibi harcamadan seni .....!

HAYAT, BOZUK PARA GİBİ, HARCAMADAN SENİ .....!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

29 / 06 / 2021- Salı

 

 

 

Saat ; 19_07

 GÖLGEDEN KORKAR MI, İNSAN  ?

Gölgeden korkar mı, insan ?

Siz, siz olun, koro halinde '' - HAYIR, KORKMAZ '' Diye avaz, avaz bağırmalara, çağırmalara durmaya kalkmayın ...

Korkar, hemde öylesine korkar ki değmeyin gitsin, ötesini ne siz sorun, nede ben söyleyeyim ....

Hele ki birde, tetiklenen içsel yalnızlıkların kuzguni vaşak karanlıklarıyla, vesveselerinizin kamçıladığı ışık oyunlarının size boca ettiği devasa gölgeler vardır ki ...

Yutulduğunuzu hissetmekten kendinizi alamazsınız ...

İşin ürkütücü yanı, öylesine illettir ki, suflör kullanmaksızın, susmak nedir bilmeden, dur duraksız konuşan yada en azından sizin konuştuğunuza ilişkin kanaatinizin pekiştiği haller ve bu hallerde raksa koyulan gölgeler vardır ....

Kapınız irkilmenize yetecek aceleciliklerle dövülür, bu esnada perde sallanır, duvara vuran yansımadan sanırsınız ki yarasalar fırlayıp, üstünüze, üstünüze abanıyorlar ...

Çırpınışlarınızın ve çığlıklarınızın nafileliğin de çekilip, yutulursunuz gölgenin kahreden, ömür yutan girdaplarında ...

Bırakın diyeceğinizi unutmayı, kim olduğunuzu hatırlayıp, bilmeseniz yeridir ve o koşullarda anlaşılır bir hal ve duygu durumudur ...

Panik bulutları sardıkça, karanlığın sazlıkları çoğaldıkça, korkunun kamçı sesleri havada şakladıkça ...

Gel de korkma gölgeden, gölgeler ormanının içinize işleyip, sizi kuşatışından ağır  karanlığından, sıkıysa ...

Gölge deyip geçmeyecen, aklını alır ortamı ve koşulları oluşmuşsa gölgelerin bitmez,tükenmez raksı ...

Çeker içine, yutar girdabı, gölgelerin,kaşla göz arasında yaşayacağınız korku gelgitlerinde, kurtulma çabalarınızın nafileliğin de, korkularınızın galebe çalıp, şaha kalkmış lığın da ......

Gölgeler yutar, düşlerinizi, talan, tarumar ve hasılı .....

Çarçur eder o, güzelim ömürlerinizi .....!

Çarçur eder o, güzelim ömürlerinizi .....!

Ondandır, işaret fişeği atarcasına dememiz ve gündeminize getirmemiz ....

Siz, siz olun ...

Koro halinde avaz, avaz bağırmalara durarak ...

Gölgeden korkar mı insan ? Demeden ...

Durun, düşünün etraflıca ve sonra peşin hükümsüz, ön yargısız, objektif hele, helede gerçekçi ve yalın kararlar verin ....

Siz, siz olun bu yüzleşmeyle, yanıtı ötelemeyin ve sakın ha sakın kolaya kaçmayın ....

Gölgeden korkar mı, insan ?

GÖLGEDEN KORKAR MI, İNSAN  ? 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 

Immenstaad / Almanya 

27 / 06 / 2021 - Pazar 

Saat ; 15_00

 ÇEKİLMİŞSE KILIÇLAR, KAN DAMLAR, KININDAN .....

Sağ duyunun ve öfkenin, hırslara yenilmişliğin de .....

Çekilmişse, kılıçlar, kan damlar kınından .....

Yeter ki, kulak vermeye, uymaya gör nefretin sesine ....

O kadar, sebep üretir ve seni bağlar ki kendine ve hayata düşmanlıkta, kurtulmak için ne yapsan nafiledir, düşürür seni, pusuya ....

Çoğalan yalnızlığında, kabaran öfke dalgalarıyla şahlanan  nefretinde, kan bürüyünce gözlerini, görmez olursun burnunun ucunu .....

Böylesi hallerde, çoğu kere, para etmez, ne nasihat, nede sağ duyuyla, sükuna davet .....

Uymaya gör bir kere, seni kuşatan bencillik denen illete ....

Sirayet eder, en kuytu, en ücra ve hatta en müphem yerlerine ...

Taşar öfken dışına, ortalığın kan gölüne dönüp, kan selinin bedeni, gövdeleri, önüne katıp, sürükleyip, götürmüşlüğün de ...

Hele birde çanak tutucularla, egonu körükleyen ebabil çetesinin, hey hey'ine, gazına gelmişsen ....

Dur, durak bilmemiş'liğin de, binmiş sen intikam atına, önünü, sonunu düşünmeden .......

Çekilmişse kılıçlar, kan damlar, kınından ....

İlahların kurban istemişliğinde koparıldıkça, omuzlardan başlar ....

Kanın su olup akmış lığın da, kararır, söner, mahvolur hayatlar .....

Çekilmişse kılıçlar, kan damlar, kınından ....

Kan damlar, kınından .....

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Immenstaad/Almanya

26/06/2021-Cumartesi

Saat ; 00_59