SUYA DÜŞEN, AY IŞIĞINDA ..

An gelir, susar yürek ..

Sessizliğin çığlığı patlar, gecenin mavi atlasında ..!

Zamanların koynunda ..

Onur, adını, öyküsünü, dağ doruklarına vuran, ala şafaklara yazar ..

Asalet, gümüşi bir çelik gibi, parıltıyla asılı kalır ..

Suya düşen ay ışığında ….!

Suya düşen ay ışığında ….!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk / Edremit

09 / 02 / 2015-02-09

Saat; 20_55

 

 BAZEN ...........

Bazen ....... Tam, '' Bitti . '' Dendiği anda, hayat yaparak azizliğini, der ki, sana ..... '' - Dur bakalım, henüz yani başlıyor ve unutma ki, her bitiş bir başlangıca, hemen her eski devinim, yeniye gebedir ve kapı aralar, yol verir, hayatın temel döngüsü ve değişmez kuralıdır ...........! Yenide, eski, biteni de , başlangıç yatar sinesinde .... Her yeni soluk bile, buna dairdir, farkında olan için ......! Bir ölüm düşünün, ölen için, belki bitmiş görünse de her tür aksiyon, varsa mirasçıları yahutta borcuna kefilleri ....... Onlar için, yeni başlamaktadır hayatın çetrefilliliği ve onlara hazırladığı senaryolarla, oyunlar, koyulur sahneye, hayat denen, ustaca ........! Bu kalemden olup, sayılmacasına ....... Selamsız-sabahsız, dahası, vedasız çekip gitmeler ..... Grift bir ilişkiye paydaş taraflardan biri adına, virgül, nokta, hatta ........ Mühür vurarak, bitmiş görünürken, ilgili diğer tarafa, henüz yeni üstelik, tüm bilinmezliği ve tüm sürpriz veya, tuzaklarıyla .......! Tek tarafa başlar başlamaya gelin görün ki, bu onunda beklentilerinden çok uzak olabilir ...... Böyleliğin de meçhullerin ayan-beyan ortaya çıkmacasına başlayabilir, tüm sıkıntısı yada albenisiyle, olacak olanlarla, olaylar, gelişmeler .......! Bazen, bitişlerin içinde gizlidir, olası yeni başlangıçlar, olaylar yahutta, gelişmeler ...... Aşkla, ayrılıklar, kavga, gürültü yada sarı sıcak muhabbetleri muştulamakla kalmaz , hayatla,zaman ...... Hatta, nezaketle, << - Lütfen alır'mısınız ... >> Diye, sormaları, davetleri yada... Yada uyarıları yapıp,sonucu, tepkiyi beklemeden ....... Bodoslama, kanırta, kanırta dayatmalarda, koyar insanın önüne, hayat, seçme yahutta yadsıma hakkımızla, olanak ve şansımızın hiç mi hiç olmamış'lığında .......! Uzun lafın kısası, eskiden metel, masal yahutta hikaye tadında güzel ANILAR DİLLENDİRİLDİĞİNDE .......... ANLATICI, DERDİ, DİNLEYENLERE, İLGİYİ MERAKI ARTIRMAK AZALAN DİKKATLERİ YENİLEMEK İÇİN İŞTAHLI EDAYLA ..... << - Vardık değirmene, yahutta, geldik lafın sonuna, çıktık, taht-ı revana, yahutta, kerevetine >> Diye... Bu o, muhabbet faslının bitişini muştularken ...... Muhabbeti dinleyenin kulağında, anlatanın dilinde kalan, muhabbetin, duygunun,kelamın baldan da tatlılığında ...... Yenisine bilenirdi, dinleyicilerde, anlatanda .........! Bizimki de, bu cümleden olmacasına, muhabbetin sonuna gelmeye gelmesek de, henüz, girdik son düzlüğe ... Koymadan noktayı, diyelim, son sözümüzü, gelmişken yeri .... An gelir Hayat kazandığını sandığında kaybettirir insana, bazen ...... BAZEN ....! Hayat bu, yapar azizliğini de, kıyağını da.... Bazen ........ BAZEN .......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 17 / 02 /2022 -Perşembe Saat ; 21_21

KAZDILAR ......

KIZDILAR .........

                                                                                                                                                                               KIZA, KIZA KAZDILAR ............!

Kazdılar,  tüylerini yoldular, kanadını kırdılar ...

Cıscıvlak edip, tüylerini bir yana, , cıbıldak bedenini kaynar suya, yetmedi, kor ateşe koydular .......

Kazdılar, kazdıkça kızdılar, malı götürüp, köşeleri dönüp, tezden ve çok zengin olma yerine .......

Define için girdikleri, mezar bozuğu dehlizden, ölümün elinden zar-zor kurtulmuşluklarda, can havliyle ve canın tatlılığında ......

Attılar kendilerini canhıraş feryatlarla, gecenin karanlığında, dehlizden dışarıya, vurdular, dağa-bayıra .........!

Ne öd nede bok kalmacasına içlerinde, önce,  dökülüp-saçıldılar .....

Ardı sıra, tabanları yağlayıp, artlarına bakmadan, bir kaçtılar, pir kaçtılar ......

Soluğu, teneşir tahtasında olmasa da, olmaya,  hesaplarıyla, pusulalarının şaşmış-yanılmışlığında ala, ala, kodeste aldılar .......!

Kazdılar, kazdıkça toprak, gam, dert, söyledikçe, söylendikçe laf çoğalttılar, laf ....

Azı kandıran, çoğu kanan oldular .......!

Kazdılar ........

Dost dediklerinin kuyusunu .......

Soyunup-dökünerek azimle, iştahla ve iki yüzlülüğü kimselere kaptırmamacasına, riyayla, ihanete koyuldular .........

Kazdılar da, kazdılar, kuyular kazdılar, artları sıra .........!

Bir punduna denk getirip, tufalara düşürmek ve emellerine erişip, muratlarıyla, meramlarına ermek adına ..........

Nihayet, en iyi bilip, yaptıkları iş olan ihanette muvaffak olup, cümle emellerine, erdiler ...........!

Sonra da, riya ve hainlikle, döktükleri, timsah göz yaşıyla .......

Böyle dostluğun, düşman başına'lığın da, dahası ....

Bu dostlar varken, düşmana gerek kalmamacasına haller ve işgüzarlıklar da ....

Koyuldular zevk sarhoşluklarında nara ve göbek atmalara  .....

Bu arada eksik etmeden, aksatmadan piizlenmeleri, art arda ,duble, duble, atarak ........

Şişenin dibine erip, gergedanlık da hele, hele de şükürsüzlük ve aç gözlülük de ...

'' - Daha yok mu ? '' Demelerde ......

Hem telleri sarıp, hem de kurbanlarının canına ot tıkamanın zaferini,

çılgınca ve günlerce, şölen, şölen, kahkaha, kahkaha, doya, doya, hatta ağızlarıyla, burunlarından gelmecesine, layıkıyla,anlı-şanlı, kutladılar.... 

Dost bildiklerinin ardı sıra, işlerine gelince rahmet dilerken,

Çıkarlarıyla, tezgahlarına taş konup, nasırlarına basılıp, kan beyinlerine sıçrayınca da, kalayı, küfrü bastılar .......

Lügatlarında küfür bitince, gün görmemiş, yakası açılmamışından galiz sinkaf'lar için dağarcıklarını ve lügatlarını, buda yetip-kesmedi ....

Olmadı, içlerine sinmemişlikle, mercimek akıllarıyla, belleklerini talan etmecesine, kazdılar da, kazdılar ........

Kazdılar .....

Kazdılar .........

Toprakla, dünyanın ömür,can ve beden yeyipde doymamışlığında .......

Gömdükçe, gömdüler, ihanette, kıyıp-katlettikleri ölü bedenleri ....

Bu anda bile, yani ölüyle, ölümle yüz, yüzeyken, ölümlüğü gömerken bile ........

Zevatın çoğu, ölümün bir gün kendi kapılarını çalacağını, birilerine kuyularını da kazdıracağını yok sayarak ......

Aklı evvellik de, ilah'lığa soyunup, TEKFURLUK LA, VANDALLIK DA ENVAİ ÇEŞİT KATLİAM VE TALANLA  ..........

İnsanları, kıçların da ki donlarına bile tenezzül edip, göz ve hatta el koymuşlukla, hamamlık çıplak etmecesine, dımdızlak koydular .....

DIMDIZLAK KOYDULAR .......!

Yaptıkları, yapacakları tek ve en iyi işin, icraatın İNSANLARA KUYU KAZMAK olmuşluğun da

KAZDILAR...

KAZDILAR, KAZA, KAZA BİRDE BAKTILAR Kİ ...

Birileri, dünkü kazanların, kazıcıların hem, kuyusunu hem de, KABRİNİ

KAZDILAR .......

Var olalı İNSANLIK(!)<< - Ne men'em herze ise bu insanlık ...! >> Kazmaların envai çeşitliliğinde, KAZDILAR,KAZDILAR .....

Bıkıp, usanmadan, yorulup-ırılmadan .....

HA BABAM, DE BABAM KAZDILAR ......

Toprak, laf, yalan, nefret, kin ve DİNDAR NESİL DİYE, DİYE KİNDAR NESİLLER ÇOĞALTMA CASINA, KAZDILAR ........

Tozuttular, cozuttular, tozu-dumana katıp, göz, gözü ve gerçeği görmesin diyerek dur duraksız ha bire kazdılar .....!

Kimi, MALI GÖTÜRDÜ ......

Kimine, KALA, KALA ÜÇÜN BİRİ KALDI ........!

Kazan, kazana, KAZDILAR VE....

YETMEDİ, BİTMEDİ, KIRILIP-TÜKENMEDİ HALA KAZARLAR, KAZMA'DALAR ....!

Yazarak, İNSANLIĞIN İHANET VE UTANÇ TARİHİNİ .........!

Uzun lafın, kısası ......

KAZDILAR, KIZDILAR

KAZDILAR, KIZDILAR .......!

Hala da, KAZAN, KAZANA .....

KAZDILAR, KIZDILAR ........

KIZA, KIZA KAZDILAR ............!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 

Immenstaad / Almanya 

16 / 02 / 2022  - Çarşamba

Saat ; 21_42

 

                               Tilkinin aklı, tavukta olduğundan, her yer gözüne kümes görünür .....

  Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

Aklı tavukta olan Tilkinin gözüne, kendi

yavrusu bile, civciv görünürmüş, ağzının sulanmış'lığında,

'' - Palazlan sa da yesem, dermiş .!'' 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

 

 DİLLENEN TÜM ŞARKILAR …,

Dertlerimi yüklemişliğim de, ömür kervanıma ….
Dün, bugün’den ….
Bugün, yarından da ağır gelir, ruhuma .
Ki, daha henüz, yarının gelip, yaşanmamışlığın da !
Ömrümün ve gönlümün yorgunluğunda …
Ruhumda çalan tüm ezgiler …
Dillenen tüm şarkılar, hisar buselik makamında !
Dillenen tüm şarkılar, hisar buselik makamında !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Altınoluk / Edremit
20 / 02 / 2015
Saat;20_35

 YİNE, GÜLNİHALLER SOLDU …,

Ölüm gelmesine gelecek elbet, her canlının ..
Her, fani ömürlünün başına ..
Son aşamada, itirazım, kelamım yok buna ..
Ancak, yaşanıp, görülmüşlüğünde, bilinir ki ..
Her ölüm, arsız ölümlüğünde …
Aslında, zamansız ve erken ölümdür ..
Hele ki, ömrün gülnihal çağındaki ve kahpece gelen ölüm …
Hem zor, hem vahşiliğiyle, zamansızlığı ve erkenliğinde ….
Kondurulamayan, yakışmayan ve kabulü güç olandır ..…!
Hak edilmemişliğin de, kar yangını olup ..
Yürekler dağlayıp, ocaklar yakandır …
Nuran’ da, Özgecan’ da, Kübra’da, Hüsne’de birer gülnihal’di ..
Gülnihallikler’de ömürleri..
Ceberut katillerce çalınarak, talan edildi, talan ..
Olan gülnihallere, ocağına ve yüreğine ateşler yağan ailelerine oldu .
Gülnihallikler de, ömürler soldu …
Gülnihallikler de, ömürler soldu ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
20 / 02 / 2015
Saat; 16_28

Ömrün, gönlün, ruhun..

Sevgiyle, aşkın mabedi , yürektir..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

 GÖREBİLİYORSAN BAK, AKSİ, ZAMAN VE EMEK İSRAFI VE FUZULİLİKLE, ANGARYADIR....

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Karşınızdakinin yüreğine dokunmanızı kolaylaştıran, içtenlikli sıcacık bir tebessüm..

Karı, buzu eriten güneş gibidir .

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ