14 Nisan 2022 Perşembe


 OLANDAKİ, OLMAYANI GÖREBİLMEKTİR, GERÇEĞİN SIRRINA ERMEK .......

                                                                                   

GERÇEĞİN SIRRINA ERMEK ..........!


'' - Hayatın en kalıcı, güven, huzur veren tek ve vazgeçilmez beşiğidir, gerçek ....!

Diyen Gönül ve hayat erbabının yüreğe dokunan sözüne kulak vererek ...

Sözdeki nurun peşi sıra yürümektir, aktaki, karayı, karadaki, akı keşfedebilmek ........!

Bu cümleden olmacasına ........

Çizebilen'sen, hayatının rotasını, yürüyen'sen aklı selimle, yolun zorluğu, kolay, karanlığı, şavk olur, her dem, bilesin ki ....

At izinin, it izine karıştığı yollarda, beyhudelik de volta atarak ....

Ederini fark edememişlik de eksilip, yitenler'den olmamak adına ...

Malumun ilanından başka anlama gelmeyen, garabetlik ile, safsatalara, dahası ...

Aslı varken, suretlerle avaralık, ayırır seni, gerçeğin ve yürek sesinin, sağ duyunun yolundan ......

Gerçekse meramın, varıp-ermek ise idealin ve hedefin ...

Vecd ve haz pınarından kana, kana sulanıp, arınmak'sa ilk ve tek  olmazsa, olmazın .....

Çevir yüzünü, gerçeğinde, özüne ........!

Keşfedileni, bilineni sözüm ona ve aklı evellikle, eskiyi keşfe koyularak, zaman, emek ve ömür heba etmek ....

Düpedüz, israfın, riyanın ve kokuşmuşluğun değirmenine su taşıyıp, karanlıkla, yozlaşmaya, çanak tutmak'dır, çanak tutmak .......!

Gerçek şudur; Yalan-yanlış formül ve hesapla doğru bulunmaz .....

Su katılan süt bir daha asla saf olmaz, meramın saflıksa, önce ve daima, gerçeği, yani, süte, su katmamayı bilmelisin .....

Unutma ki, sonra şikayete hakkın olmaz ......

Zamanın, ömrün ve hakikatin tarifsiz kıymetliliğiyle, paha biçilmezliğin de ....

Soyunup, koyularak yalınlık ve tevazuyla, meşakkat ummanına ...

Göze alarak, değecek sonuç için, taşın altına el koyup, gerektiğinde göğüslemeye hazır olmak metanetle, zorlukları .....

Kuşanarak sorumluluk, feraset ve vefa zırhını .

Lüzumsuzla, avaralıkda nefes eskitip, lüzumsuzluklar da, kanat çırpıp, kulaç atarak ..

Geceyi, gündüze, bilineni, bilinmeyene ekleyip, yeteni, yetmeyene katarak ...

Artırıp, derinleştirerek feyiz ve sağ duyunun ömründeki yerini, kapsamını ...

Sırt dönerek lüzümsuzluğa, şatafata, riyaya ve hele, hele de, haramla, dalkavukluğa ...

El-etek öpüp, kıç yalamaya ....

Doğrunun ve hak bildiğin yolun yolcusu olmalara kavilik ve kararlılıkla ....

Gerçeğin ayrıntıda olduğu kadar, yalınlıkta da gizli olduğu gerçeğini unutmadan ve yadsımadan .....

İçindeki cevherin harı'na ve ışığına güvenip sarılarak ...

Dur-duraksız koyularak, yaldır-yapa'lak, yürek sesinin ardına ....

Yüreğinin, git dediği yerlere erişmeyi, olmazsa olmazın sayıp, yaparak ....

Yanılsama ve göz kamaştırıp, akıl bulandırma çaba ve girişimlerine pabuç bırakmamayı ana yasan ve doğrun kılarak .....

Üryanlık'ta ruhunu bilmelisin öncelikle ....

Böyleliğin de, sen, sana dürüstlüğü değişmezin bilerek, arınmaya başlamalısın kendinden ...

İşte bu bağlamda çizmelisin yolunu, ömür pusulanı tutmayı becer'melisin hakikatin odağında ...

Dahası .....

Bilmeliyiz ve bilmelisin ki .....

Gözlerde, rivayet edilen merteği görme fuzuliliklerine meyledip, kanıp, aramak değil .........

Olandaki, olmayanı görebilmektir, gerçeğin sırrına ermek .....

OLANDAKİ, OLMAYANI GÖREBİLMEKTİR, GERÇEĞİN SIRRINA ERMEK ........

GERÇEĞİN SIRRINA ERMEK ..........!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




14 / 07 / 2022 - Perşembe




Saat ; 01_35

13 Nisan 2022 Çarşamba


  ÜÇ NESİLDEKİ SOHBETTE, ÜRYANLIK LA SIRITAN SOYSUZLAŞMA VE ÇÜRÜMENİN GERÇEĞİ ….!

Tonton ve mülayim mi mülayim ….
Dahası, Mürdüm eriği güzelliklerin deki yaşlı ama pür-ü pak dudaklarıyla ….!
Sohbete can,içtenlik ve sıcaklık katan muhterem mi muhterem, dede….
Adeta, sıradan, laf ola beri gele tümcelerden uzak sohbetinde, hem oğluna hem de torununa gönül bedesteninden güzellikler sunarak ….
İçinde bulunduğumuz hali pürmelal'in suretini gösterircesine …
İnadına inci gibi durumu duru Türkçesi ve telaffuzuyla …
Anlaşılırlığın ötesindeki tavrı ve sükunuyla …
İçe işleyen düşünce ve sözleriyle, ağzından sıradanlıklarda kelam değil ….
Bal akan derin mi derin sözleri ve içtenlikli muhabbetiyle sarf ettiği cümlelerle ……
Kıyaslayarak, dün ile bu günü , rol yapmadan, ahkam kemse'le-
re koyulmaksızın ….
Bir define yada çeyiz sandığından, özenle korunduğu daha ilk bakışta anlaşılan ….
Değerli nesneler ve mücevherler,ipekler güzelliğinde ışıldayan duygu dolu akışkan sözleriyle ….
Abartısız'lığın ve sadeliğin zarafetiyle, adeta …
‘’ - SAADET SADELİKTEDİR . ‘’, Tümcesini bir çırpıda ruhlara ve dimağlara nakşederek …
Kendince, tevazuyla, seriyordu güzelliği ….
Olanca çarpıcılığı ve albeniyle, gözler önüne koyarak, çöpsüz üzüm güzelliği ve lezzetinde..
Tadından yenmeyen keyiflikle …
Kem,küm etmeden, dolambaçlıktan uzak, dahası anlaşılır özlülük ile..
Oğlunun, ilgili görünmeye çalışır edilgen halleri ..
Torununun, pervasızlıktan da öte ….
Bıçkınlık ve küstahlık, hatta ukalalık sayılacak haldeki , vurdum duymaz edalı tavır ve yaklaşımıyla …
Ona, küçümseyen bakışlarla yaklaşan hallerine, inatlık la …
En munis ve hoş görülü tavrıyla ..
‘’ – Vefa sıradanlığa tutsaklıkta İstanbul’da bir semt adı olmamalı ….
Hayatlara nakşolan bir zarafet ve insanlık timsali olarak, hayatı ve ömürleri kıymetlendirmeli …
Güven ve itimat şimdilerde bir otobüs firmasının adı olmaktan öte anlam taşımıyor, lafzına uygun davranış ve karşılık görmüyor maalesef ki ..
Eskiye rağbet olsa, bir pazarlarına nur yağardı demek …..
Hem hor görmek, hem de hoşgörüsüzlük ve düne saygısızlıktır …’’
Babasına ve oğluna bakan evlat iki arada bir derede kalmanın ezinci ve edilgenliğiyle,hatta utancıyla kah al, al oluyor, kah bozarıyor..
Olmadı, mora kesiyordu …
‘’ – Haklısın, haklı olmaya baba ama,zaman ve zamane, nesil değişti ..
Eski camlar, bardak oldu …
Takma kafanı,yorma gönlünü,kuşaklar arası fark ve çatışma deyip çıkıyorlar işin içinden, ekabir le, ağzı laf yapanlar bile …! ‘’
Tam da bu anda, en cafcaf'alı halleri ve başına buyruk tavrıyla, ahkam kesiyordu …..
Islıktan, hatta jiletten de keskin sesi ve laf ebeliğine batmışlığın da …..
Çıfıt çarşısına dönen ağzından çıkan, yaralayıcı,kırıcı sözleriyle, torun …
‘’ - Dede be,kafa ütülüyor ve adeta boğuyorsun bu naftalin kokulu, klasik ambalajlı, eski ama asla eskitmediğin kelamlarınla ….! ‘’
Sonra döktürüyordu sözcükleri torun, art arda ..
Nihayetinde şu sözlerle koyuyordu, üç kuşağı zaman salıncağında sallandıran sohbete, nokta …
‘’ - KOKTU BU AYAKLAR ….
KES TIRAŞI, YAYLAN DA GÖRELİM ENSE TIRAŞINI ….
YANDAN GİT, BAK Kİ, BAŞINA DOST TAŞI DÜŞMESİN …
ZAMANSIZ GÖÇMEYE'SİN, EŞEKLER CENNETİNE …!
İŞİN DOĞRUSU OLMASA DA, GEÇER AKÇELİĞİNDE DURUM BU BE, DEDİŞKO …..!
DURUM BU BE, DEDİŞKO …..! ‘’
Böylece olanca yakıcılığı ve çarpıcılığıyla….
Hatta, yürek yaralayıp, iç acıtarak, azap vermece-
sine, saçılıyordu gerçek, üryan'lığıyla ortaya …!
Çıkıyordu gerçek çuvala sığmamış'lığıyla ortaya, saçılıyordu burun direği kıran kokuşma her yana,dahası arş-ı alaya …
ÜÇ NESİLDEKİ SOHBETTE, ÜRYANLIK LA SIRITAN, SOYSUZLAŞMA VE ÇÜRÜMENİN GERÇEĞİ ….!
SOYSUZLAŞMA VE ÇÜRÜMENİN GERÇEĞİ ….!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Ereğli / Konya
13 / 04 / 2018
Saat ; 09_26

12 Nisan 2022 Salı


 BUNALIM, ÇALMAZ MI KAPIYI ?

'' - ASLIM MI, SURETİ Mİ YUTMUŞ ? SURETİM Mİ, ASLIMA BASKIN ? '' '' Riya bulamacına belenmişliklerde .......! '' İnsanın, insanlığın temel sorunlarının önde geleni, bu değil de nedir ? BU DEĞİL DE, NEDİR ? Sağ duyunun, yürek sesinin, vicdanla,izanın başlarını alıp, firar ederek, ortalığı boz bulanıklıklara terk edip, yokları oynamış'lığın da ...... Zurnanın zırt dediği yer, hal,durum,sorun ve soru şu ...... Aslım mı, suretimi yutmuş ? Suretim mi, aslıma baskın ? Çıkış noktası bu ve bu nokta kaosla, bilinmezliklerle, dahası ... Çetrefil ve kör düğümlerle tıkalı ve devre dışıysa ..... Bunalım, çalmaz mı kapıyı ? BUNALIM, ÇALMAZ MI KAPIYI ? Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 12 / 04 / 2022 - Salı Saat ; 14_41






 UTANIR, KIZARIR YÜZÜM

Utanır,kızarır yüzüm,ürperir ruhum ..

Ürperir ruhum ,bir an aklıma düşünce..

Arzın üzerinde, hangi coğrafyada gözyaşı ,gam, çile yoktur, diye .

Göz bebeklerime nakşolan saatler,nedense sanki hep ağlamaya ,ağlatmaya kurulmuş..

Ağzım,dudaklarım,dilim...

Elemlere,ağıtlara aşina..

Aklıma hücum eden, gözyaşı sağanaklarında .

Yaralı yürek, çığlıklarında ..

Utanır, kızarır yüzüm,ürperir ruhum ..

Ne hazindir ki 

İnsan, insana, dar etmiş dünyayı...!

İnsan, insana, dar etmiş dünyayı....!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

İmmenstaad / Almanya 

12/04/2022- Salı

Saat; 05_00

11 Nisan 2022 Pazartesi


 BİR TEBESSÜMDE, NİCE MUCİZE GİZLİDİR ........




An gelir, hayatın boğup, bunaltarak, insanı canından bezdirmişliğin de, insanın, kendine ağır gelip, yetmediği .....

Üstüne, üstüne devrilerek, gam, keyifsizlik ve bir adım daha ileri giderek, dillendirerek, diyecek olursak ....

'' - Hayatın, üstünden silindir gibi geçtiğini düşünerek ....! '' 

Dolu, dolu içtenlikli, sevinç yansıtan gülmeleri unutarak ........

Kendisiyle, hayatla cebelleşme'sinde kaybedip, yenildiğini düşündüğü anla, hallerde .......

Kendisine yöneltilen, içsellik ve içtenlikle bezeli, dostluğun ateşiyle perçinlenen, sıcacık bir gülüşün yönelmişliğinde ....

Dokunur yüreğine, onda ışıltılar, dahası morali, umudu var etmecesine.

Hele ki de, tebessümün yalın, yürekten kopup gelen şefkatle, dostlukla

perçinlenmişliğinde ........

Kendini yenilenmiş, güçlü ve umutla kotarılmış'lığın iç huzuruyla çoğalmacasına, mutlu hisseder, mutlu .........!

Çoğu kez, sıkıntıda debelenip, boğulanın, umup, bekleyip, yürekten istediği tek ve en önemli olgu ve devinimdir ,dostça,sıcacık içten bir  tebessüm .....

'' - Çeken bilir .... ! '' Sözünün, gerçekliğinin, geçer akçeliğinin hayatın bağrında sınanıp,kanıtlanmış'lığın da .......

Yine ve yeniden,hatta sıkça sahne almasıyla, duyarlılıkla, yüreğin nurani ışığıyla beslenen tebessüm .......

Kalben emin olunuz ki, karşınızdaki,  zorlukla sınav veren birinde, Temmuz sıcaklığıyla, en parlak lamba şavkın'dan da parlaklıklarda ve Güneş ışığı duruluğu yaratan tebessümler ....

Sessizliğin ,sesi ve sükunun mucizevi gücüyle işler, insanların içine ......!

Hele birde, bu insan sıkıntıların tillesindeki perma perişanlıklarda asılı kalarak .....

Kendisini o an, zamanın, günün ve anın İsa'sı gibi hissetmeler ile, karamsarlık ve acıda kıvranıp, kavruluyorsa ...

İşte, ona mucizevi ilaç şifalığında gelir, dostluk, sevecenlik ve şefkatle taçlanmacasına, yalınlıkla bezeli bir tebessüm ......!

Bilesiniz ki, bu nedenle asla sebepsiz ve boşa değildir ....

Yürek ve gönül diliyle söylenen ....

'' - Bir tebessümde, nice mucizeler gizlidir '' Demeler ....

Mucizesi, özünde ve içtenlikle, yalınlığında söylenişinde saklıdır ve ilaç gibi gelir, yürekten dökülen bu kelam .....

BİR TEBESSÜMDE, NİCE MUCİZE GİZLİDİR .....

 NİCE MUCİZE GİZLİDİR .....!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




11 / 04 / 2022 - Pazartesi




Saat ; 21_42

KİRLİYSE ……
Para etmez onlara ne insanlık, ne nasihat, nede uyarı …
Bencilliğe, tamaha, hırsa, güce tapınmaya …
Erk’e, egemene, kula kulluğa ve dilsiz şeytana Biat'a ve ....
Kulluğa tapınmaysa tek ve vazgeçilmez davranış biçimleri ..
İnsanlık ve bilinen tarih var oldu olalı hep bu bataklığa, karanlığa ve kire belenmiş ise tepeden tırnağa ….
Kirliyse,eller,diller, ruhlar, duygular, emeller ve niyetler ..
Değil kille yıkamak, kirece,klora batır'san da ne temizlenir, ne ağarır ve nede pürü pak olur ..
Değil mi ki, çıkar savaşının neferi ve kan dökmeye yeminliyse böylesi Ebu Cehil’in, cani, vampir neferleri ..
Kırpmadan gözlerini, dökerler kardeş kanını, katlederler sabi-sübyan ömürleri …
Kara çağların ve kanlı-katiller güruhunun, yalanlar tarihinin mimarları yaratmışlardır, bu dünyada cehennemi …!
Döşemişlerdir taşlarını, en haris ve acımasız hallerle, bu dehlizlere, yollara ….
Acımasızlıklar da birbiriyle yarışarak, dikmişlerdir sömürü ve zulüm kalelerinin burçlarına , kana belenmiş sancaklarını ….
Reva görerek,işkenceyi, zulmü, sömürüyü, ölümü, masumlara …!
Kulaklarını, gerçeğe ve insani taleplerle, yalvarı ve el –aman dilemelere ve sağ duyu çağrılarına tıkamışlıkla …
Dünya düzeninde hep var olmuştur, emekle-sermayenin,
onurla,şerefsizliğin amansız, bitmeyen savaşı …
Ondandır ki,saflarını ve konumunu belirlemeli, kendine insanım diyenler …
Yerini alabilmeli, onurun saflarında, en önde yerlerini ..
İnsan geçinen insancık ve soysuzlar güruhunun entrika ve saldırısına karşı, koymalı tavrını ve iradesini ortaya…
Lafa gelince pürü pak olsa da sözleri, tümceleri ..
Kirli ve karanlıksa niyetleri ve cibilliyetsizlik ise oldum olası halleri ..
Nasıl kurttan , kuzu, kuzudan, kurt olmazsa..
Böylesi eşkıyadan, evliya, harami'den, namussuzdan masum,sabi-sübyan olmaz, asla mı asla ..
Maymunun gözünü açıp, aklını başına almışlığın da ..
Safdillilik ve avanaklık la,koyunluk ta kula,kulluğa ve hele ki de ..
El-etek öpmelerle,şeytanın askeri olmaya prim tanımamalı, insanım diyen ..
Tarihten ve sınıf mücadelesinden aldığı ders ve çıkardığı sonuçla ..
Safları doğruda tutarak, sıkıştırarak, vermeli omuz, omuza ..
Ve sürdürerek, karanlığa karşı savaşta ..
Yürümeli yiğitçe,karanlığın üstüne, üstüne kararlılıkla ..
Ve sorgulamışlıkla hayatı, bilerek gerçeği …
Kirliyse niyetler, kana belenmişse eller..
Şeytanla yatağa girmenin diyeti, onursuzluk ve canilikle,
katilliktir eninde, sonunda …!
Korkunun, ecele faydasının olmamışlığında ..
Doğru olan kaçmak değil, yüzleşmektir, tarihi gerçeklerle ve kendinle daima …
Kirliyse ve kanlıysa eller ….
Doymaz ve kanmaz öldürmeye ve kan dökmeye bu eller ve ömürler
Bilinmeli ki …
Ön teker nere giderse, ona uyar daima, arka teker …
İnsanı ve insanlığı, onura, emeğe,insana, düşünceye ve barışa inançla, saygı belirler.
Ne tövbe para eder, nede kapı, dayak tutar ..
Kokuşmuşluk ve çürümüşlükte tavan yapmışsa insan suretli insancıklarca türetilen ….
O iflah olmaz, marazalı ölümcül düşünceler …
Ne nasihat para eder, nede iyi niyet, kar eder ..
Bilinmelidir ki ..
İnsanlık ve yazılı tarih var oldu, olalı ….
‘’ - Cehennemin yolları, iyi niyet taşlarıyla örülüdür, derler …!
……Cehennemin yolları, iyi niyet taşlarıyla örülüdür, derler ..!’’
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
Ereğli / Konya
10 / 04 / 2018
Saat ; 22_10

 


ARMAĞANLARI VE KÜLFETLERİYLE .......! Tıpkı, kum saatindeki zerrecikler gibi, süzülür un-ufaklıklar da..... Akar ömür, geçer zaman, yiter hayat.... Armağanları ve külfetleriyle ...... ARMAĞANLARI VE KÜLFETLERİYLE .......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 11 / 04 / 2022 - Pazartesi Saat ; 11_20

 

9 Nisan 2022 Cumartesi


 AYRILIĞA, HÜZNE VE MUTSUZLUĞA YENİK ÖMÜRLERİN ÜSTÜNE , ÜSTÜNE ......

Hayatın mutluluktan yana hiçte cömert davranmayıp ........... Onları, kanatları altına almayıp, korumamış'lığın da ...... Her mevsim, hatta, hemen her gün çokça ve sıkça ..... Sırılsıklam etmekle kalmayıp, dahası ..... İnadına, iliklerine dek, işlemecesine ..... Elem yağmurları yağar .... Yetmedi .... Omuzlarına yeni, yeni ve birbirinden ağır kahır yükleri olup, ağar ...... Çekemez olmuşluklar da yağmurlarla, kahır yüklerini .... Devrilirler kendi üstlerine, kalarak ağırlıkları altında inim, inim inlerler bedbahtlıklar da ...... Ayrılığa, hüzne ve mutsuzluğa yenik ömürler .... Girdaplarda yutulma da ölüp, ölüp dirilirler ... Naçar'lığın ve karamsarlıkların pençesinde kıvranırlar dur duraksız .... Başlamaya görsün, yeter ki ........ Ne kahırları biter, nede, elem yağmurları diner .....! Yağar da, yağar..... Ağar da, ağar ...... ELEM YAĞMURLARI AĞAR, AYRILIĞA, HÜZNE VE MUTSUZLUĞA YENİK ÖMÜRLERİN ÜSTÜNE , ÜSTÜNE ......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 09 / 04 / 2022 _ Cumartesi Saat ; 06_06

8 Nisan 2022 Cuma


 ÇALDILAR ANNE ....!


Masum, mazlum ve gülmelere hasret çocukların bisikletini çalan ...
Düzenden beslenen haramiler çetesi, uzantıları ve onların resmi üniforma giyen ....
Devlet kisvesine, zırhına bürünen ağa babalar tayfası .....
Kulakları sağır edecek haykırışlarıma aldırmadan .....
Körpe bedenimi ceberutca katlederek .....
Bisiklete binme, mutlululuk'tan pay alma hakkımı ve sıcacık içtenlikli gülüşlerim le süslediğim ......
Yaşamaya doyamadığım, gepegenç ömrümü, hayatımı, yarınlarımı çaldılar anne...
Yarınlarımı çaldılar, anne ...!
Çaldılar, anne ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Friedrichshafen/Almanya

08 / 04 / 2019

Saat ; 23_40


 '' - FARZ ET Kİ MOR, SAY Kİ, MOR '' DER, GEÇER DİN ........

En belirgin huyundu, atmasyon, yani YALAN ....! Sıkça yalana baş vurur, bu anlaşılınca da, alı, al, moru, mor hallerde, kısık sesle ve diline tesbih olmuşluklarda ..... '' - FARZ ET Kİ, SAY Kİ, MOR '' Der geçerdin ..... Sana göre, yalan masumiyetini kirletmez ve senden bazı değer ve hasletleri alıp, götürmez ... Bu rahatlık hatta, aşinalık ve alışkanlıkla ...... Dahası, dilinin doğrudan ve gerçekten yana, zorlandığı kadar, yalan için değil, zorlanmak ...... Tam aksine, şaşırtacak kadar kanıksayıp, karakteristik davranışın olup, çıkmışlığın da, hele, hle de .... İçtenliğin yokluğunda, doğruluğun ve doğru söylemenin kıtlığında, üstüne, üstlük te ..... Dağarcığında envayi çeşit yalanın olmuşluğun da, dillendirir'din, sıkça ve kolayca ... Foyan meydana tez çıkınca da, aldırmaz edaları takınmaya özenli olsan da, yine de ... '' - Yüzünün Çarşamba çarığına '' Yada ninemin alacalı-bulacalı kilimine dönmüşlüğün de ....... Yani anlayacağın, alı, al, moru, mor kesmişliğin de .......! ALLANIP, MORLANMA SALVOSUNU ATLATMIŞ, ATMIŞLIK, RAHATLIKLA. Tıpkı .... Işıklar içinde yatası, Üstat, Kemal SUNAL'ın filminde sıkça yineleyip, dillendirdiği '' MESELA DEDİK YANİ '' repliği gibi ..... İyiden, iyiye ferah, gamsızca, umursamazca davranan rahatlamışlıkla ... '' - FARZ ET Kİ MOR, SAY Kİ, MOR '' Der, geçer, geçiştirir'din ........ Şimdi, aradan nicedir zaman geçip, halk arasındaki betimlemeyle ....... '' - TAHTALI KÖY'e '' Göçüp o, hallerinle dahi, kendini özleten' liğinde ..... Yad ederken seni, şimdi palavracı'lığın bile, ayağa düşüp ........ << - YALANCI PEHLİVAN . >> Sözünün, cılkının çıkıp, adeta ...... LAÇKA, YALAMA edilmişliğinde .... Seni, buruk tebessümlerle anmamak, elde değil ........! Şimdi, ne zaman yeri gelse, yahutta, özlemle yad ederek, seni düşünsem ... Ne ağlayacağımı, nede güleceğimi bilebiliyorum ........ Tıpkı ... '' Güleriz, ağlanacak, halimize '' Vaziyetlerini yaşamışlığım da hem, İçimizden biri olan, sevgili Kemal Ağabeyi ....... Hem de, seni yad ederek o, dilime tespih olan repliklerinizi yineliyorum .... O, '' - Mesela dedik, yani '' Derdi, kendine has tebessümü ve aydınlık yüzüyle... Sen, alacalı-bulacalı hallerin ve ardı sıra, rahatlığını ele veren yılış'ışınla ..... '' - FARZ ETKİ MOR, SAY Kİ MOR '' Der, geçer, geçiştirir'din ........! Dünyanın fani, insanların ağırlığının yalancılığın da, bende ..... '' - FARZ ETKİ MOR, SAY Kİ MOR '' Deyip, elemli tebessümle, geçiştiriyorum, nicedir ............ Son sözüm, sözün olsun ......... '' - Farz et ki mor, say ki mor ...... '' '' - FARZ ET Kİ MOR, SAY Kİ MOR '' Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 08 / 04 / 2022 - Cuma Saat ; 08_56

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...