14 Mayıs 2022 Cumartesi


 

DEĞİL SEN, GÖLGEN BİLE YUTTU, BENİ .........!

 

 

 

Hayatın, karmaşalar kadar seçenekler arenası olmuşluğunda, yanlış seçimler getirir, insana ve insanlığa .........

Yenilgiyi, baş ağrısını, savrulmayı, tökezlemeyi .........

Yetmedi ......

Mutsuzluğu, felaketi, düş kırıklığıyla, hüsranı ve nihayetinde ......

Hayırlı yada şerli-belalı, can sıkıcı, bunalımlı sonu ....

Bunun böyleliğinde ve kaçınılmazlığında an gelir, insan ..........

Yadsısa, gizlese de, olmadı .....

Kabullense de, alenen yada ketumlukla dillendirse de.....

Adeta, kapana tutulup-kısılmış fare gibi hissetmekten, alamaz kendini !

Özünde, işin doğrusunun bu olmuşluğunda ....

Çoğu insanın, << KADER >> Diye, izaha kalkıştığı bu sonu yaşamasındaki kendi katkısı ........

Hatası yada eğrisiyle-doğrusu, hayattan yana payına düşeni, mutluluğuyla, mutsuzluğunu yaşatır, ona .........!

Bu evrensel doğruyu kabullenmek yerine, gizleyip, çalışarak çeşitli kulplar takmaya kalkışımız sa ........

İnsanın doğası, egosu, kibri ve hatta ilahlığa soyunuşudur özünde, düpedüz ........!

Buna çeşitli mazeretler, kılıflar, gerekçe yada bahanelerle, adlar takması da ........

Yine, insana dairdir ve insanın fıtratında bu vardır .......!

Çoğumuz, insan oluşumuzun kaçınılmazlığında, kendi gözümüzdeki merteği görme yerine ......

Bir başkasının gözündeki çöpe-çapağa odaklanıp, yaşadıklarını buna mal eder yada dayatır .....

Cümle yaşadıklarıyla, olan-biteni ve başına gelenleri .....

İyi de, aslan payını, kendine .......

Zorda, kötüde, başarısızlıkta, sıkıntıdaysa, başkasına atmada sınır ve engel tanımazlığıyla belirginleşmiştir, hayatın bağrında oldum, olası ...!

Yaşananlarla, olan-bitende, iğneyi kendimize batırmadaki isteksizlikle, çekingenliğimizle, hünersizliğimizi, cümle alem hatta bizzat kendisi yada kendimiz bilir, biliriz ......

Buna karşın, çuvaldızı karşımızdakine batırırken takındığımız tavır, maharet, el çabukluğu ile hüner, yada ....

Yada, sözüm ona uyanıklığı .......

Gerçeğinde, özündeyse düpedüz ahmaklığı ve aldanmayı görmezden geliriz, çoklukla ve sıklıkla ......

Gecikmeli yada ürkekçe, korkakça olsa da, işin, işten geçmişliğinde, itiraf etmeliyim ki .......

Benim yaşadığımla, yaptığım da, özünde bundan hiç mi hiç farksız değil, ne yazık ve hazin ki .....

Söz konusu sen, sevda ve yaşadıklarımızla ......

Yıllardır, içinde debelenmekten yorgun ve yitik düşerek, köpürttüğüm mutsuzluk olunca ....

Eğere, eğri oturup, düz ve düzgün, gerçekçi ve doğruyu konuşmak gerekirse, açık yüreklice söylemeliyim ki ...

Adına SEVDA denilen, aramızdaki birliktelikle,  oldum olası düşe-kalka olmaktan kurtulamayan, bu uzun soluklu yürüyüşü ve ......

Sevda yüklediğimiz  ömrü ve gönül arabasını, doğru-düzgün, başarıyla sürdüremeyeşimizin, özürlüsü'nün, kusurlusunun, hatta ......

Suçlusunun,sorumlusunun senden de çok, ben olmuşluğum da .......

İçtenlikle itiraf etmeliyim ve dürüst olmalıyım ki .....

Önce kendime, akabinde sana ve daha genel anlamda da hayata yenilgimin derindeki gerekçesi, gerçek nedeni ve belirleyici unsuru ....

Vesvese, kuşku, alengirli dahası derle-topla .....

İçin, için çoğalan KORKUMLA(!), ikircekliliğin kamçıladığı duygu ve düşün bulanıklığınla, sağ duyudan fersah, fersah uzaklığım'dır ...

Tüm bu nedenlerle ve görünürdeki yada özündeki yatan gerçeği, arı-duru, yalınlıkla demem gerekirse ......

Korkularımın kapı-çevre esir almışlığın da, temel gerekçe ve gerçek ....

Öz güven yoksunluğum da .....

Kaçırmışlığım la hem, ipin ucunu, hem de, kantarın topuzunu ......!

Çoğalan zayıflığım ve kabaran bencilliğimle, yüzmeyi beceremeyen patel ördekliğim de ....

Akım diyeceğim yerde BOKUM demişliğim de, elimle koyup,yapmaya çalıştığımı kıçımla devirenliğim de .....

Dahası, özrümün, kabahatimden büyüklüğünde ........

Iskalamışlığımla, sağ duyuyla, yürek sesimi dinlemeyi, yetmedi ......

Sevgiyi, sevilmeyi, sevmeyi, sevdayı, hasılı, hayatı  ....

Yitmişliğimde ben, bende.......

Değil sen, gölgen bile yuttu, beni .....

DEĞİL SEN, GÖLGEN BİLE YUTTU, BENİ .........!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

13 / 05 /2022 - Cuma

 

 

 

Saat ; 20_15

12 Mayıs 2022 Perşembe

ÇIĞ OLUP, ÜSTÜMÜZE YIKILAN UTANÇLA ...... ALTINDA EZİLİP, SOLUKSUZ KALDIĞIMIZ, KAHRIN HAMALI KESİLMİŞİZ, KAHRIN HAMALI ......... Değil dünden, bu güne, anlık, hatta bir solukluk yada ...... Göz kırpmalık, dar zaman dilimlerine sığı verecek kadar zamansız ve amansızlık da ...... Eksilen, gün geçtikçe yozlaşıp, yiten insanlığımız da .... Dillerimizin, hasette, nefrette, kinle-yalanda ...... Ellerimizin haramda, haramilik de, kanda, kirde utancın maşasına dönmüşlüğün de ........ Yüzlerimiz, maskelerle donanmışlık da .... İçimiz, ÇIFIT ÇARŞISI olup, çıkmış hallerde ..........! Riya, bedenimizle-ruhumuza öymeş'miş, yüzsüzlükle-arsızlık adeta, ALAMET-İ FARİKAMIZ haline gelmiş ........! Belendiğimiz KARAKTER EROZYONU ile, nişadırsız kap hallerinde ...... Değil, sırla-sırça, kalay dahi tutmamış'lığımız da, ne omurga kalmış, ne ilke, ne söz kalmış, ne sebat nede vefayla, inanç .......! Ne'de, söze sadakatle, asalet,feraset ve liyakat'la, itibar .......! ONUR; Değil günlük, saatlik, düpedüz anlık çıkarlara tahvil edilmiş ve adeta, pey olup sürülerek, piyasaya düşmüş .........! Bizi biz yapan renkler, değerler, haslet ve faziletler .... Tıpkı, nur yağmayan, rağbetsiz bit pazarının, değişmezi olmuş .......! İNSANLIK; Alçalmanın sınır tanımadığı, madrabaz bezirgan ilişkilerinde, seviyesiz ve yalanlı-haramlı değiş-tokuşlarda ...... Ya ederinden, Gratından yana kaybolmuş, yada dejerenasyon da, hiçlik ve piçlik de, niteliksizliğe kul olmuş .......! Çağla, çağdaşlığın, ilim-irfanın, ilmin, bilimin ve hele, helede izanla, sağ duyunun, karanlık ve yozluklar da, heba edilmişliğinde .......! Ne Milenyum, nede bilgi ve bilgelik geçer akçelik de ...... Tam aksine, fırıldaklıkla, üç kağıtçılık ve madrabazlık prim yapar ve baş tacı edilip, çıkar olmuş .......! ÇAĞ, BUNALIM ÇAĞI, İNSANLARLA, İNSANLIK TELEF DE KURBAN OLMUŞ, KURBAN .......! İşte bundandır ki, insanlığın cılkı, dünyayla-hayatın, çivisi çıkmış .......! UNLAR ELENMİŞ, ELEKLER ASILMIŞ DUVARLARA, YÜZÜNE BAKILMAZLIKDA TERK EDİLMİŞ, ESKİYİP, ÇÜRÜMEYE ......! Böyleliğin de, merdiven altına ve zulalar la, kerahatlıklara tutsak edilmiş insanlıkla, erdem ve haysiyetle, şeref .......! Lafı güzaflar da, mangalda kül bırakmayanlar, baş köşenin değişmezi .. İlle de haysiyet ve onur diyenler de ........ Horlanma, tukakalarla, itibarsızlaştırma ve itibarsızlık da ..... Ya, ŞAMBABASI, yada İSKELE BABASI olup, yüzüne bakılmazlıkda .... TOZLANAN, ÇÜRÜMEYE TERK EDİLEN eski eşyalardan, farksız hallerde, eleme vermişler ömürleriyle , gönüllerini .......! MAGANDALIKLA,VANDALLIK VE PİYONLUK LA,TETİKÇİLİK ...... GÜNÜMÜZÜN YAVŞAKÇA İLİŞKİLERİNİN BOZ-BULANIKLIĞIYLA, KARANLIĞINDA REVAÇTA, BAŞ KÖŞEYİ ...... YA'DA, KÖŞE BAŞLARINI TUTARKEN ...... İNSANLIK; ZİNDANLARA TUTSAK OLMUŞ, TUTSAK .......! VİCDANI, KUBURA ....... HAYSİYETLE, İNSANLIĞI; Ayak altına düşüreli ..... Ne ayar kalmış, nede kayar, nede endaze ile, kemal ...... Bu hallerin nafileliğinde, arar olmuşuz biz, bizle, dünü ........! Tüm bunların bulamacıyla, macununda, olup çıkmışız ..... << -SALI PAZARININ ...>> İŞPORTA MALI KALİTESİZLİĞİNDE, DEFOLU MALLAR GİBİ ...... YÜZÜNE BAKILMAYANLAR ve İTİBARSIZLAŞTIRILANLAR YIĞINI .......! İğneyi kendimize batırmayı, terk edip, elde çuvaldızla, batıracak insan ararken, adeta ...... RÜZGAR GÜLÜYLE, FIRILDAK kesilmişiz, FIRILDAK .......! Bizdeki, yiten bizin .... İtilip-kakılan yetimlerle, horlanıp-aşağılanan piçlerden de itibarsızlıkla . Dipten-tepeye telefliği yaşamışlığın da ...... Haset batak'lığıyla, nifak kuburuna, kul etmişiz biz, bizi, SÖZÜM ONA İNSANLIĞI .......! İnsanlık(!), Utanç anıtına dönmüş .....! Ondandır, ÇIFIT ÇARŞISINDA NURLA NİMETİN DEĞİL, KERAHATLIK LA, BELANIN VE İTİBARSIZLIĞIN KOL GEZMİŞLİĞİNDE ..... İNSANLIĞIN KIÇINA YAĞLI PAMUK TIKAYIP, GÖMENLER KERVANINA KURBAN ÖMÜRLERİMİZİN, UTANÇ YÜKÜNDE, DEBELENİRKEN ............. KAYAN ŞAKÜLLERİMİZ,YİTEN PUSULAMIZ, HİÇLEŞEN HALLERİMİZLE ... Çığ olup üstümüze yıkılan utançla, altında ezilip, soluksuz kaldığımız kahrın hamalı kesilmişiz, kahrın hamalı .......... KAHRIN HAMALI .......! ÇIĞ OLUP, ÜSTÜMÜZE YIKILAN UTANÇLA ...... ALTINDA EZİLİP, SOLUKSUZ KALDIĞIMIZ, KAHRIN HAMALI KESİLMİŞİZ, KAHRIN HAMALI ..........! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 11 / 06 / 2022 - Çarşamba Saat ; 22_22
 

9 Mayıs 2022 Pazartesi


 KOKUN KALDI,KOKUN, SENDEN YADİGAR'LIĞIN DA ....!

Yel gider, tozu ..... Sel gider, kumu kalır, denilir, hiçte boşa denilmemişliğinde ... Dahası, karda, tozda ayağın, camda yanağın, aynada, yüzün, oda da kokunun izi, kaldığının söylenmesi de, asla nedensiz değildir .......! Bir filmin, romanın yada şarkının da ömürlerle, gönüllerde ve yüreklerde, izinin kalacağını düşünüp, dillendir'meler, asla ama asla abartı olmaz ...... Bu cümleden olmacasına, sandın ki, gidişinle bitirdin ve sildin-süpür'dün, cümle yaşananları ve düne dair, her ne varsa onu .......! Oysa, yanıldın ... Unutma ve bil ki, sen gitsen de, tüm canlılığıyla, sana dair izler kaldı ...! Onları da geç, kokun kaldı, kokun ...... Günlerime, ömrüme, fakirhaneme ve hasılı senle var olan, cümle nesnelere ...... Ondandır demem, sen gittin, gitmeye ...... Ardın sıra, beni mest edip, esrikleştirerek, an be an seni yaşatmama vesile olmacasına, kokun kaldı, kokun ....... Köprüleri yıksan, gemileri yaksan ve dünden, senden eser kalmadığını düşünsen de ....... Yanıldığının resmi ve kanıtı olmacasına ...... Sadece burnumda, genzimde değil, her yerde kokun kaldı, kokun, senden yadigar'lığında ...... KOKUN KALDI, KOKUN, SENDEN YADİGAR'LIĞINDA ........! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 09 / 05 / 2022 - Pazartesi Saat ; 00_12


 MUAMMALAR ECESİYİM ....,

‘’ SUSKUNLUĞUMDAN KORK, BENİM ‘’
İnsanlığımda, kadınlığımda, zarafetin ışıltısı ...
Bereketin, sembolü ...
Hüznün otağı, sevincin yurdu ...
Göz kamaştırıcı,albeninin, içtenlikli yalınlığın ..
Mağmurluğun ve asaletin ecesiyim ..
Bilirim ki, kibir ve bencillik hasletlerimi yer-bitirir ..
Kıskançlık ve kin, kararan fildişi misali alır, götürür albeni mi ..
Nisan yağmurları misali içe işleyen, kırk ikindi yağmurları kadar akıl çelip, mahmurlaştırarak ..
Esriklik de sürüp- savuran, haz umman'lığın da ..
Kulaçlayanı, sarıp-sarmalayanım ..
Fırtınadan önceki sessizliğin, ürkütücü ve bilinmezliğine itilip de ..
Suskunluğa ve lallığa gömülür'sem kork, benden ..
Bil ki azaplı'dır, fırtınalığım ..
Atlasıma serilir'sen, duygudaşlık ve ruhdaşlıkla, üryanlık da ..
Dalarım içine, kaşla- göz arasında sudan yumuşak,yelden ılgıtlıkla ...
Ama ne var ki, basarsan damarıma ..
Hele ki, alaya kalkarsan aklımla ..
Dalga geçme gafletlerine, düşerek ..
Kendi zekanı test etmelere yeltenir'sen, durduk yerde ve gerekmezken ..
Bil ki, gördüğün- göreceğin ..
Hatta o, efsanevi Nuh Tufanından da beter afatla, yerle- yeksan ederim ...
Hafife almalarında ki susuşum, aczim'den değil öz güvenli zarafet'im dendir ..
Asudelik de, hazla kendinden geçmek istersen, bil ruhumu naiflik de soymayı ..
Üryanken ruhlarımız,sarmallıkda, mest olurken bedenlerimiz ..
Yararız, mutsuzluğun, karanlıkların, korkuların bağrını, soluksuz koymacasına, onları ...
Yazarız, aşkın o büyülü destanını ....!
Yazarız, aşkın o büyülü destanını ....!
Adım üstünde benim ..
Kadınlığımda, deniz ...
Derinliğim de dehliz, keşfe koyulduğunda …
Çağlardır aranıp ta, bulunamayan ….
Zamanları, tarihleri, çağlar öncesinin gizlerini …
Çil, çil servetleri ve nefretleri saklayan, define sandığı gibiyim ...
Ondandır, boşuna değildir, eskilerin ..
‘’ - Kadın , deniz ..
….Deniz , kadın gibidir .!’’ demeleri ...
Kadınlığımda, keşfi bekleyen el değmemiş, ayak basılmamış ….
Fatihlerini, kaşiflerini bekleyen, albenili, bereketli topraklar gibiyim ...
Adım, zarafet'imdir …..
Çünkü, önce insan ............
Beraberinde de, içinde nice bilinmezlikler hapseden .....
Muammalar ece'siyim ...!
Konuşkanlığımdan, gülüşümden, delişmenliklerimden değil ..
Fırtına öncesi o, ölümcül, kasvetli halleri anımsatan ..
Suskunluğum'dan, kork benim …!
Suskunluğum'dan, kork benim …!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ
Immenstaad / Almanya
25 / 09 / 2017
Saat ; 12_38

5 Mayıs 2022 Perşembe

MUAMMALAR ÜLKESİ O,BİLİNMEZ ALEME …
Dışarıda zaman, içeride duygular, ruhta ışık ..
Yürekte, umut …
Gönülde, sevgi….
Tende-bedende, can ölüyorsa...!
Hayatın ve ömrün semasında ….
Yıldızlar kayıp, karartmıştır evreni ve geceyi ....
Kasırgalarla, boynunu bükerken sazlıklar ..
Çığlık, çığlığa kaçışır, kuşlar ..
Ömürlerinin son deminde, kuş ölümlerine kanat çırparken ..
Başlarına ne geleceğinden…
Hayat ipinin ne zaman ve nasıl, nerede kopacağından, habersizlik de ..
Meçhule uçar kuşlar,gizeme, bilinmezliğe, yelken açar insan ..
Kah, yelden yele, kah, telden tele, kah, daldan dala , konup-göçerek, hayatı ve zamanı tüketirken ...
Kuşlarla, insanlar, hayatın içinde kesişen yollarda, kaderdaş'lık ve paydaşlık yaparlar ..
Ömürlerinin ve hayatlarının içinden, geçip giderken yolları ...
Hayatın bilinmezliği karşılar ve uğurlar onları ..
Kuşlarla insanlar ..
Çığlık, çığlığa ve pür telaş-mahmurlukların iç, içeliğinde göçüp giderler ..
Ölüm denen, muammalar ülkesi o, bilinmez aleme ..!
Muammalar ülkesi o, bilinmez aleme ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Immenstaad / Almanya
27 / 07 / 2017
Saat ; 10 _56

 

3 Mayıs 2022 Salı


 YALAN, MIZRAK, MİNARE ÇUVALA , KILIFA ....

GERÇEK, KARANLIKLA, AYAK OYUNLARININ  İZİYLE-TOZUNA SIĞMAZ .......!




Hayat değirmeninin, ömürleri öğütmüşlüğün de, yaşanmışlıklarla, tarih ve zaman gösterip, kanıtlamıştır ki ....

Aksi iddia edilmeye, yadsınmaya, yahutta .....

Ala-turalarla, el-dil çabukluğu marifet numaralarına heba edilmeye çalışılarak yoksayılmasa da bu nafile çabaya inat ...

Gerçek  bu sivri geçinen aklı evvelliklere de sığmaz, dizginlenip, der-dest edilemez ........

Hasır altı edilmeye çalışılsa da, bir yolunu bularak çıkar hem hasır üstüne, hem de ortaya, gün ışığına ......

'' - Gerçek toprağa saçılan ot ve çiçek tohumları gibidir .....

Nerede, ne zaman ortaya çıkıp, boy atıp, çiçeğe durarak hayata ve insanlığın ilgi ve dikkatleriyle, beğenisine mal olacağı belli

olmaz .......! ''

Bu cümleden olmacasına, kişileri aldata bilmek ve hatta insanlıkla, tarihin gidişatını .....

Sınırlı ve belirli dönemde etkilemek ve hatta gelip-geçici duraksama ve yanıltıp, yönlendirmeye çalışma çabalarına uğrasa da .....

GERÇEK, kaplumbağa hızıyla, yol alsa da ...

Gün olur, TAVŞANI, TAZIYI geçerek, hem hedefe, hem ereğe hem de, layık olduğu sonuca erer, ulaşır ...

Yollar engebeli, mücadele hengameli ve meşakkatli, süreç dolambaçlı olsa da ....

Eninde, sonunda, geçte, güçte olsa, menzilde, kişisel hafızada ve toplumsal bellek ile TARİHİN VE ZAMANIN BAĞRINDA .......

Tıpkı, KARDELEN ALBENİSİYLE, yerini alır ..........!

Bundandır, asla ama asla boşuna değildir ......

'' - Yalan, mızrak, minare, çuvala, kılıfa .....

Gerçek, karanlıkla, ayak oyunlarının iziyle-tozuna sığmaz .....''

YALAN, MIZRAK, MİNARE, ÇUVALA , KILIFA ....

GERÇEK, KARANLIKLA, AYAK OYUNLARININ  İZİYLE-TOZUNA SIĞMAZ .......!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya 




02 / 05 / 2022- Pazartesi




Saat ; 23_50

2 Mayıs 2022 Pazartesi


 '' - BAMYA'DAN MERMİLERLE, KAHRAMANLIĞA ÖYKÜNEN, TÜREDİ ÇAKMA CENGAVER AVANELER .....! ''

...............

ÇOKTAN, NANEYİ DE GEÇİP, HERZEYİ YEMİŞLERDİR, HERZEYİ ........

HERZEYİ YEMİŞLERDİR, HERZEYİ .........!




Bamyadan mermilerle, salvo atışlar yaparak, uçan-kaçan kelebekle,  kerevetle semada turlar atan Melek koymayan .........!

'' - BAMYA'DAN MERMİLERLE, KAHRAMANLIĞA ÖYKÜNEN, TÜREDİ ÇAKMA CENGAVER AVANELER .....! ''

Tepeden-tırnağa  riyakar silahşör, sahtekar, balon kovboylar  arz-ı endamlar da ......

Şu güzelim ülkenin tozunu atıp, mangalda kül bırakmayan çakma insan, palavracı lafazanların, çanakçılığını ve bodygardlığını yapıp ....

Savurdukları tekmelerin ödülü olarak yurt dışı görevlerle ödüllenirken ...

Soğan gibi soyulup-ateşlerde kavrulan garip-gurabanın derisi yüzülüp, cebi, inancı, umudu, yarını talan edilirken ....

'' - BAMYA'DAN MERMİLERLE, KAHRAMANLIĞA ÖYKÜNEN,TÜREDİ ÇAKMA CENGAVER AVANELER .....! ''

Ortalıkta cirit atıp, tozu-dumana katarlarken ..........

<< - Saraya, palanlı-palansız, yularlı-yularsız eşekler girince saray ahıra,ağıla döner ....! >> Demeler, suç sayılıyorsa .......

Öküz altında, buzağı aramalarda, işkillenip bir yanıyla acılar üretirken, öteki yandan, kendi kuburunun çıkmazında debelenip, tepişiyorsa .....

O, coğrafyada, ülkede ve ucube rejimde, çivi çoktan çıkmış, tuz kokmuş, su çürüyüp, ölüm saçar hale gelmiş demektir .......!

Bu cılkı çıkmışlık da  avunan, avane, yinede ve inadına, halen ülkeyi yönettiğini sanıyorsa ?

Diline dolamış ve pelesenk etmişlik ile, her fırsatta ve sıkça suçlamaya kalktığı HAŞHAŞİ' LERDEN beterlik de ........

İflah olmazlıkla, teleflik de uçmuş ve laga- luga da daldıkları zafer sarhoşluklarıyla, güç zehirlenmelerinde değil,sadece kafayı yemek ....

Çoktan, naneyi de geçip, herzeyi yemişlerdir, herzeyi ....

ÇOKTAN, NANEYİ DE GEÇİP, HERZEYİ YEMİŞLERDİR, HERZEYİ ........

HERZEYİ YEMİŞLERDİR, HERZEYİ .........!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya




02 / 05 / 2022 - Pazartesi




Saat ; 20_15

30 Nisan 2022 Cumartesi

GÜNLER VE YÜREKLER

Günler ve yürekler , sabaha erdi..
Gecenin yorgunluğunu..
kahrını, bezginliğini..
İlle de utancını içmişlikle...
İnsanın insanı katletmişliğinde..
İhanet çemberlerinin mütemadiyen dönmüşlüğün de...
Ölenin de , öldürenin de insan ( ! ) olmuşluğun da..
Ezinci, hayıflanmayı, önlenemez utancı yaşamışlık la..
Yürekler ve günler kahrettiler..
İnsanca yaşamak varken..
Kuş kanadının kırılmasından..
Doğanın katliamından..
İnsanın insana kulluğundan..
Dökülen kanda, yaşamların ve umutların boğulmasından,
Bebelerin özgürce ve insanca yaşamak yerine
Daha üç günlük bile olmadan..
Gün görmeden, sevgiyi bilmeden..
Hayatı tanımadan..
Ölümü tadıp tanımışlıkla..
Kundakta azabı ve gazabı yaşamasından,
Viran olan yuvalarda, baykuş ötmesinden
İnsanın hızla içsel yalnızlığa savrulup..
Kendine yıkılarak..
Kahrın Gayya Kuyusunda boğul'muşluğundan ..!
Kin , intikam ve nefretin alev alev dünyayı sarmış'lığın da..
Savaşın alevinde yanan bebeklerin,
Yürekler dağlayan feryadından ...!
Çocuk katliamlarında, gonca ömürlerin talanından...
Masum ve mazlumların..
Umutlarının , düşlerinin çalınıp...
Yarınlarının kararmasından, kahrolarak '
Gün, günlüğüne..
Yürek, yürekliğine kahrederek..!
Ömrü , azapta..
Şeytan artık' lığında...
Belada, tasada ve göz yaşında tüketecek olmanın ezinci ile..!
Korku krallıklarında, karanlık dehlizlerde.
Kan kusturan zulüm,işkence ve katliamda...
İnsan geçinen hilkat garibelerine..
Günlük ve yüreklik yapmanın isyanıyla..
Efkara keserek, karalara bürünerek..
En kahreden ve kötüsüyse..
Bu kirli pazarın..
Bu kanlı çarkın..
Bu namussuzluk kervanının..
Bu onulmaz onursuzluk düzeninin..
Karaltı günlerinin yeknesaklığın da..
Ömür tüketeceklerini bilerek..
Biri sinelerindeki kafesinde..
Biri takvim yapraklarıyla...
Güneş doğuşundan, ay selamına uzanan zaman diliminde..
Asırlardır dönüp durmanın azabıyla..
Uyandılar utançla..
Bir karanlıktan,yüz karalıklarına...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

ALDI BAŞINI, ÇEKİP GİTTİ ....

Ha söndüm, ha söneceğim hallerinde, gönülsüz, zoraki, üstelik, titreyerek yanan sokak lambasından saçılan ıslak, yorgun ışıklar ...
Aldırmadan kaldırımı bile aydınlatamadığına, sanki yarışıyordu ....
Yorgun kentin, kirli caddelerini, kaldırımlarını yıkamaya mecali olmadığı, yağışından belli olan ....
Bencileyin edilgence, üstelik hoşnutsuz ca, zoraki yağan yağmurla ....
İki gönülsüz ün arasındaki bu kısır çekişmeden bezip, canı sıkılan, ışıltılı ıslak karanlık ...
Yağmurla ve sokak lambasıyla kavgaya tutuşarak,
ağzını bozmuşluğunda ....
Saçılan küfürler sağanağında, üstelik efkarının ağır
basmış lığın da ...
Aldı başını, çekip gitti, gecenin, ışıltılı ıslak karanlığı ...
Gecenin ışıltılı, ıslak karanlığı ......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Almanya

29 / 04 / 2020

Saat ; 09_45 
 

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...