4 Haziran 2023 Pazar
BİLİYORMUSUN ?
Nice tarumar, paramparça hayat ta ......
Nasıl var edilip, özen, hayranlık, gıpta ve hatta kıskançlık bulamaçlı imrentilerle büyütülerek çoğaltıldığını biliyor musun ?
Baharda, yazda, hazan da, kışta..
Kah, karanlık, küflü izbe odalarda ...
Kah, banklarda, barakalarda, olmadı çayır çimenin, toprağın, taşın-betonun,daha da olmadı demir soğukluğunun yatak ....
Gök kubbenin yorgan yapıldığı geceli, gündüzlü, rüzgarlı, fırtınalı, yağmurlu ve hatta çokça da ayaza kesen ömürlerin çoklukla ve sıklıkla hazan, azap ve hüsranda tükendiği muammalı ve alacakaranlık kuşağı zamanlar da, berbat yahut ta albenili boyalı duvarları, koğuşları, kapı artlarını, dolap kapaklarını ve daha da eksantiriği ..
İnadına aykırılıklara soyunanların tavanlarını süsleyerek, konuk olmuşlukta ......
Kaç yüreğe dokundun, kaç ömre ağdın yahut ta kaç gözde kayan, yiten yıldız oldun ?
Kaç dudak öptü, seni ?
Yetme di ...
Özlem, hayranlık, daha da olmadı .....
An gelip, biriken öfke, hınç ve dışa vuran kızgınlıkla bir adım daha ötesine geçenlerde ...
İçindekini kusma aracı paralanıp, yırtıldın, sonrasında gömülünen pişmanlık girdaplarında tamire kal kılınarak yapıştırılıp, bantlanıp, yenilenerek, yeniden hayata döndürülerek .....
İliştirildiğin yerden ona, seni paralayan ellere, yitik, kızgın ve hatta ......
Nobranlık saçan, vandal mı vandal sahibine baktın, baktın, baktın...
Bir daha ki bunalım tufanında, patlamaları bekleyerek, bakıp durdun..!
Bunun bile yetmediği anlarla dolup taşan nice ömürden ağız dolusu patlayan hatta, yüreklerden taşıp, çoğaldığını ele veren kızsa da sevdiğini ele veren naralar, bunun onu kesmemiş' liğinde ...
Havada uçuşun, görselliğinde yüzünü, saçlarını yalayıp geçen, yada tükürük, tükürük yüzüne boca edilen küfürlerle ...
Yakası-bağrı açılmamış, gün yüzü görmemi.,duyabilsen ruhunu iğdiş edebilecek hakaret ve isyan yansıması suçlamalarla oldun..
En olursuzuda, acaba kaç ağızdan bulunduğun yeri hak etmediğini, sevgi hırsızı, ZÜBBE ŞIMARIK yahut ta, ZEVZEK, SÜNEPE ÇITIR DAYLI sataşmalarıyla yüzleşip, İÇ İÇE OLDUN ....
Biliyor musun ...
B İ...Lİ...YOR...MU...SUN ...?
BİLİYORMUSUN ?
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
03 / 06 / 2023 - Cumartesi
Saat ;08_45
GÖNÜL ŞARKILARI ........
Asudeliğinde, sarı-sıcaktı, zamanın rengi .......
Kehribara kesmişti harla yanan, nara bezenen yürek yangınları ...
gönül şarkıları .....
SENFONİYDİ, YÜREKTEN TAŞIP, DİLE AĞAN, GÖNÜL ŞARKILARI ......
GÖNÜL ŞARKILARI ........
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
03 / 06 / 2023 - Cumartesi
Saat ; 20_40
YİTER'İM
Düşünce sen aklıma..
Görünmez hançer darbeleriyle delik-deşik olur, bedenim .
Onlara katlanmayı ..
Hatta, beceririm de .
Gel gör ki ..
Ayrılığın o onulmaz, kör sancısının girdaplarında...
Yuvarlanmalarıma dur demeyi bilip-beceremem ..
''-Ayrılık, ölümden de beter'' diye başlayan şarkıları,türküleri ..
Daha bir iyi anlar ve yaşarım adeta bire bir ..
Dilden, notalara düşen duyguları ..
Gelincik hüzünlerinde yiterim ..
Sensiz gecelerde, bir yanım sancıya,
Bir yanım, seraba keser ..
Bencileyin çileli,yorgun ..
Zaman ve ömür eskisi çıkrıkların....
İliz, iliz eskiyip, tiftişmiş, işlevsiz urganlarını salarım, kör kuyuların derinine ..
Çekerim, çekerim çıkartmacasına, kendimi ..
Sensizliğin azap kuyularından ..
Beceremem, ne yapsam, ne etsem nafiledir ..
Bitap düşerim sonunda, teslim olurum kabuslara, karanlıklara..
Elimden bir halt gelmez ..
Tutsak kalırım, naçar lığın iç sızılarına ..
Düşünce sen aklıma ..
Düşerim ben ..
Düşerim ...
Olursuz aşkların, dipsiz kör kuyularına ...!
Olursuz aşkların,dipsiz kör kuyularına ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen/Almanya
29/05/2016
Saat:20_25
ARADIĞIN DA, DÖNDÜĞÜNDE ......
Her keresinde, yitirip,aradığın .....
Gittiğinde bulduğun, KENDİN SE ......!
Bırak yitirmeyi, peşi sıra seyirtip, zıvanadan çıkmışlıkla, çılgınca arama, yorulup, helak olma .....!
Kavra gerçeğini .....
Kaçma kendinden, KAÇMA KENDİNDEN .......!
Sen, kaçtığını sandıkça, senden .....
Her yerinin, talan-tarumar ...
Yıkık-dökük, ÖREN YERİNE DÖNÜĞÜNÜ fark et ......
YAZ KAFANA, SOK AKLINA, UNUTMAMACASINA İDRAK EDEREK, FARKINDALIKLA ANLA, BİL,YADSIMA GERÇEĞİNİ DE, GERÇEĞİ DE .......!
Yarım-yamalaklığında, '' - HİÇİM, HİÇ ...! '' Diyorsan ......
Dur duraksız kendini suçlayıp, cezalandırıp, dövüyor dahası, yetmedi ...
KENDİ CELLATLIĞINA SOYUNUYORSAN ......!
İş, lafa gelince ....
Kemsiz-kümsüz, amasız, acabasız ...
Altına-üstüne, önüne-ardına, ötesine- beresine, ilerisine-gerisine bakmadan .....
Hatta, en kestirmeden ifadeyle ....
'' - Kendinden, kaçmalara çalışıp, bunun zeminini, koşullarını yaratmaya çalıştığında . ''
Bil ki ....,
Kendine yaptığın kötülükle, verdiğin zarar, yarattığın yıkımla-hasar.....
Sandığından da fazla mı, fazladır ......!
Onun içindir ki .....
Gel, kulak ver, şu ömür yorgunu, hayat vurgunu garibana .....
Gittiğim yoldan gitmesen de, gitmeye, dediğini dinle, tut, bir yol .....
Külliyen terk et, bırak, şu kendinden kaçmaları ...
Sen, sen ol, sen, senden kaçma ...
Kaçsan da, kurtulamayacağını anla....
Sağında-solunda yakın çevrende yada göz attığın yerde ......
Gördüğün yitik-bitik hayatları, dağınık,pejmürde ömürleri hele, hele de ISKALANMIŞ MUTLULUKLARINA KURBANLARI görenliğinde, ders al, yüzleş kendinle, gör gerçeği ......
Dön, yol yakınken ...
Unutma ki el-alem boşa demez..'' - Zararın neresinden ve ne kadar erken dönersen kardır, kar ...! '' Diye...
Amerikaları, yeniden keşfetmeye kalkarak, ömür heba etme .....
Tecrübeye, deneyime, birikime hürmet et, kır dizini, eğ kulağını ve açarak iyiden, iyiye, bir güzel dinle ....!
Terk et, yol olmayan bu çıkmaz karanlık yol müsvettelerini .......
KÖR GAYYA KUYUNU YARATIP, İÇİNDE DEBELENME, NAÇARLIKLA, KURBANLIKLA ...
ÇEKME İPİNİ, CELLADIN OLMA ....!
Asla geriye dönmemecesine ve bir daha denemeye tevessül etmemecesine bırak
Bu çıfıtı da, çivisi de kopup- kokmuş yol,yöntem ve körlükten başka anlamı olmayan yolları, usulleri ...
Denenlerle, denenmişlikleri, deneme ......!
Düşün, bu yolda kaç ömrün yitip,yok olup .....
KENDİ CEHENNEMİNİN ATEŞİNDE YANIP, KÜL OLDUĞUNU anımsa, unutmamacasına ..
Unutma, kendi var ettiği Cehenneminin ateşini, odununu kendi taşır insan oğlu .....!
Bilesin ki ....
Sonu, sonucu, netice de, YAŞAYAN ÖLÜLÜK, TELEFLİK VE .....
ÇAT AYAZLARDA DONAKALARAK, BUZ KESMİŞLİKLERDE, ÖLÜM ....
Yahut ta, sersefilliklerde helaklıktır, helaklık ....
Yinelemişliğimde diyeyim, GEL BIRAK, SEN, SENDEN KAÇMALARI ....!
HAYATIN VURGUNUNDA, KEVGİRE DÖNMÜŞLÜKLERDE, çok parelilik ....
Hele, hele de YARIM YAMALAKLIK, asla mı asla iflah etmez, ONDURMAZ SENİ ....!
Unutma ki, eskiler, '' - TEK DUVAR, BİNA TUTMAZ, MEKAN OLMAZ, UĞRAŞAN DA, İFLAH OLMAZ '' Derler ..
Dahası, adında da eminlikle bil ki...
Yanlış formül ve hesapla doğruya erilmez,varılmaz ......
Eninde-sonunda vardığın,varacağın yer ......
KAHIR DA GAYYA YADA KUBUR KUYUSUNDA debelenip, acıyı, hiçliği en kötüsü de, ÖLÜ CANLIĞI diri, diri bire bir yaşayarak ...
Acılarda dövünüp, acılardan beslenen bok böcülüğünü sineye çekmektir, sineye çekmek .....!
Sen, sendeki senle, yani kendinle barış ve kendinden kaçmak, kendini kandırıp ......
Pervaneliiklerde, kelebekliklerde bile, bile ATEŞE ATMAK ve kendi sonunu hazırlamak ...
Göz göre, göre, ölüme kanat çırpmaktır, kanat çırpmak .....!
Kendinden kaçmalar yerine, barışıp-bütünleş, kendinle ......!
Meramım da, yapmaya çalıştığım da, asla am asla '' - HARİÇTEN GAZEL OKUMAK '' Yahut ta ....
'' - AĞZI OLAN, KONUŞUR '' Ukalalığı ve halleri sergilemek değildir, küçüğüm .....
Gözlerinin önünde, TÜKENMİŞLİĞİN KIRIK, DÖKÜK ANITI olarak duran birisinin aynı akıbetlerde telef ömürlerde bir hayatın daha .....
Amansız illetlere kurbanlıklarda, solup-yitmemesi adına son bir gayretle çaba ...
Ve, hayat mavzerimdeki son bir atımlık barutu da doğru yerde, doğru zamanda, doğru eylemle ve işe yaramacasına kullanmaya çabadır, çaba ..!
Kanadı kırık PALAZIM, BICIRIĞIM, ÇİTLEMBİĞİM,ATEŞ BÖCEĞİM, bundan dolayıdır, demem o ki, .....
Kendinle, korkularınla yüzleş, velev ki aşıp-yenemiyorsanda korkularını, ONLARLA BARIŞIKLIKLARDA BİR ARADA YAŞAMAYI SEÇ,
Yılmadan, bıkıp-usanmadan DENE, ÖĞREN ...
KENDİNDEN KAÇMAK, İŞİN EN KOLAYI ve .......
HAYATIN KÖÇEKLİĞİNDE, RAKKASELİKLERDE ÖMÜR HEBASIDIR, ÖMÜR HEBASI ..
Çoğalmayı düşün, dene olmadı....
Denize düşen yılana sarılır hallerini deneyimlememek için, içindeki fırtına ve girdaplarda boğulmayı yeğlemeler yerine ......
Yoluyla, yöntemiye, usulü-erkanıyla ve üsturubuyla, derman ara ......
Unutma ki, derdini demeyene, derman olunmaz, bulunmaz ..
Bu cümleden olmacasına ve sayılmacasına ...
Çoğal, tam ol, bütünleşmenin gücünü keşfe koyul, hayatı sev ama bunun içinde önce, kendini sev, KENDİNİ .......!
Bencilliğe, narsizme de sapma,DURDUK YERDE BAŞINA YENİ DERTLERLE, PÜSKÜLLÜ BELA CİNSİNDEN İŞLER DE AÇMA, açmaya ......
Ama ......
Karamsarlığın, kötümserliğin ve boş vermişliğin KÖR KUYULARINA DA DÜŞME..
Bu kör karanlık çıkmazlar ve doyumsuz aç kurt kılıklı bu kentler ve hasılı CABBARLIĞINI, CEBERRUTLUĞA DÖNÜŞTÜRMEKTE MAHİR Mİ MAHİR OLAN BU HAYAT DENEN AZMAN, YUTAR İNSANI, yutar .......
Kul eder, kula ve haysiyet cellatlarının insafsızlığına,<<- İnsanın en hasıyım, diyeni bile ...
Verir dersini öğretir ona, gerçeğini, kuralını ve haddini ...
'' - Kim tanır Yalova Kaymakamı nı ....! '' Hallerini yaşatıp, burnundn fitil, fitil getirerek .....
Her bakmanın görmek olmamışlığında bakarsan gönül gözünle gerçeğin üryanlığında görürsün elbet .....
<<- Her yan tuzak, hayat aşılmaz, çıkılmaz ürkütücü labirentler deryası ve şu gördüğün alem, kapanlar atlası,KAPANLAR ATLASI ....! >>
Bilesin ki ...
Başka yüreklere erişip, dokunmak ve onlarla hemhal olmak istiyorsan, SEVGİYİ ÇOĞALTMACASINA .....
Önce, KENDİ YÜREĞİNE DOKUNMAYA BAŞLAMAKTAN GEÇER, bunun yolu .......!
'' - En akıllısı, HACI VELİ, O'DA DİREKLİK DELİ '' Denen cinsten ......
Dostu üzüp, düşmanı güldürecek pürmelallikleri, Leylilikleri, dahası ....
Adı üstünde << -DİVANE LİKLERİ >> En açığından, anlaşılırlıkta betimle mek gerekir se .....
<< - TUMTURAKLI-ZAVRAKLI DELİLİKLERİ''Ömrüne bulaştırmak istemiyor..
Hayat denen Meyhane de, zomluklarda kendinden geçen ayyaşlıklara düşmemek adına ...
Korkulu düş görmemek için gerekir se, UYANIK dur, diyen yürek sesine kulak ver, kulak .......!
Özcesi ...
Dön sen, sana ....
Sarıl, hem de SIKICA, Kaçmaya çalıştığına, yani .... Kendine......!
<< - Kendine gel, kendine ....! >> Malum ve dillere pelesenk tekerlemesinde ve dedikodunun amansız ,acımasızlığında ,
DÜMENLERLE, SULARIN BAŞINI VE KÖŞELERİ ÇOKTAN TUTAN, ÇARKÇI
BAŞI dedikodu kumkumalarının .....
Diline düşüp, Fis-kos masasına, alemine meze olma ...!
Düşün, taşın, GÖK KUBBENİN KANATLARININ ALTINDALIĞININ FARKINDALIĞIN kıymetini,değerini daha da alenisi ..
Akıldan kıtlığın, ziyanlığın, Fikirden yana fukaralığın gadasını-belasını, ürkütücü GUDUBETLİĞİNİ unutma, yadından ve aklından ırak etme ....!
Bilip, çabaladığında erişip, bulup, idrak ederek, göreceksin ki ..
Çare de, çözüm de, güç te sende, cevher de,sermaye de ........!
Yeter ki, yadsımalarda inat edip, İLLE DE ODUNUMUN PARASI diye İNAT EDEN saplantılı acuzelerden olma ......
Kendinden tiksinmeye ve sıtkın sıyrılmaya başlarsan, ilk kaybedeceğin özgüveninle, helaklıklardaki kendin olursun, kendin .......!
Şu soru da ve ayrıntı da, dahası ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ O, MALUM SON DELİK TE ara ve ordalığını fark et, gerçeğin ......
Daima ama daima sorun, şu olsun, kendine ....
'' - YORULMADIN MI, KENDİNE ÇEKTİRDİKLERİNDEN VE KENDİNDEN KAÇMALARINDAN ?
Dahası ...
Olursuzluk tezgahında kendini dokumaktan ?
KENDİNİ DOKUMAKTAN ?''
Unutma ki, '' İNSANDIR, KENDİNİN VE HAYATININ DOKUMACISI ....! ''
Sözünün sırrı da geçer akçeliği de kendinde ve insanın, insanlığın bağrında, içinde saklıdır...
Çünkü, bu yolların yani senin şu aralar ısrar ve inatla taban tepip, gün eskitip, ömrünü helak ettiğin yol ve yolculuğun varacağı son durak...
'' Sadece altı değil, her yanı bağlar gazeli, eline geçecek yegane şeyde MİNARE GÖLGESİ VE DAVUL TOZU hallerinde dereceğin avuç,avuç hüsrandır, HÜSRAN .....!
Çünkü, hayatın ve tarihsel yaşanmışlıkların defalarca doğrulayarak kanıtlamışlığında görülmüş ve dillere pelesenk hatta sakız olan şu güzelim ata sözü olup,çıkanlığında belirgenleşerek görülmüş,söylenmiştir ki ...
'' - Tecrübeyle sabitliğinde ...! '' << - TİLKİ'nin dönüp,dolaşıp ereceği ve geleceği yer, KÜRKÇÜ DÜKKANIDIR, KÜRKÇÜ DÜKKANI ''
BU KELAM DURDUK YERDE EDİLEN,İŞKEMBEYİ KÜBRADAN SALINIP,SAVRULAN, SALGILANAN KELAM DEĞİLDİR,
Hele ki asla Yalan da değildir.
İçindeki gerçek payı, mavalından ve ziyanlığından azdır,az .....!
Eskinin gün görmüş,hayat mektebinde mürekkep yalayıp,dirsek çürütüp, ömür eskitmişi erenler ve gönül ustaları, yani ......
Gönlün erbabı, mahir MİMAR SİNAN'ları bunu, hayatın imbiğinden dermecesine sunmuşlardır hayata, tarihe, insanlarla, insanlığa ......
İşte tam da bu temelden ve cümleden olmacasına derim ki, sen KUŞ KONMAZ'ıma, ÇALI KUŞU'ma ......
Farkında ol, sor-sorgula, anla, dinle ve hasılı, adından da eminlikle ve güvenle emin ol ki ...
Kürkçü dükkanı da, Tilki de sen'sen ....
Uçarı-kaçarı ve asla mı asla olmacasına başkaca bir çözümü, yolu yoktur bunun...
İşte tam da bu minval ve ahvalde...
<< - ADRES'te sensin, ÇÖZÜM 'de, ÇARE'de ....
En kötüsüyse...
KURBANLIK'ta, KURBAN da sensin, KURBAN 'da ....! >>
Kaçtığında sen, kaçanda, kaçırtan da, daha da önemli, kıymetli ve değerlisiyse ....
ARADIĞIN, DÖNMEYE YÜZÜNÜN KALMADIĞINI DÜŞÜNDÜĞÜNDE, ACI ÇEKENDE, YÜZÜ KIZARIP, KIZIL-KIZAMIK OLANDA..
Yani...
Hasta da sen,Tabib te, em-ilaç, çare de sensin,sen ...!
Bu iki kere, ikinin dört ettiği kadar aşikar,yadsınamaz, yok edilemez, göz kapatılmaz hal de, kişi de senden başkası değil ........
GERÇEKTE, SONUÇTA, SON DURAK TA BUDUR VE HER YOL SANA, KENDİNE ÇIKAR, eninde, sonunda ......
Ötesi, LAF-I GÜZAFTIR, LAF-I GÜZAF .....!
Kaçtığın, kovaladığın,ardı sıra koşup helak olduğun, döndüğün ...
DÖNDÜĞÜNDE, BULACAĞINDA, BULDUĞUNDA SENSİN, SEN ....!
Sözün özü, muhabbetin ve kelamın da, düğümünde, menkıbenin de başı, başlangıcı, sonu sensin, sen.....
Neymiş ?
Yineleyelim müşterek ki, yer etsin aklına,yadına, fikrinle, ömrüne .....
Meramımın treni kaçırmaman ve hayatı ıskalamaman olmuşluğunda
Son bir kez, DİL ATIP-DAMAK TUTMACASINA hatta sayarsan yalvarı say, yalvarırcasına diyorum sen, CAN CAĞZIMA ....
Bil ki ......
Her bir olgu ve sonuç .......
TEK ADRESİ yani SENİ GÖSTERİYOR,SENİ ....
Bil kendinin, hayatın ve mutluluğun ederini,kıymetini,emsalsizliğini ....
Ondandır ....
GEL KAÇIRMA TRENİ, ISKALAMA HAYATI, ÖMRÜNÜ, GÜZELLİKLERLE, MUTLULUĞU .....
Yaz aklının KARA TAHTASI ile ÖMRÜNÜN DEFTER-İ KEBİR'ine....
KAÇTIĞIN DA SENDE, ARADIĞIN DA, DÖNDÜĞÜN DE .....
DÖNDÜĞÜNDE, BULACAĞINDA, BULDUĞUNDA, SENSİN, SEN ......
SENSİN, SEN .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
02 / 06 / 2023 - Cuma
Saat ; 22_12
ARAF AN VE ZAMANDA, ARAF ÖMÜRDEYİM, ARAF ÖMÜRDE ......
ARAF ÖMÜRDE .....!
'' - Aidiyetsizliklerde, ruhlar, binalar misali kiralık olup, çıkınca gönül, ömre, sen, sana yabancılaşırsın ....
Tıpkı, nice binalar gibi, ruhlar da için, için çürüdükçe, görürsün kendi gerçeğini içinde .......! ''
ARAF ZAMANDA, ARAF ÖMÜRDEYİM ....
ARAF ÖMÜRDE ......
Baktıkça bu çürümeye yenilmiş, Çıfıt'ı çıkmış duvarlara ...
Zamanın derinliğinde, günlerle, ömürlerin, yaşanmışlıkların eskiliğinde ...
Gözlerimi ve tüylerimi ürperten bu çürük duvarlarla ve binayla yüzleştikçe,
Aynen, buradaki gibi yaygınlıkla, sarıp, sarmalayan, için, için yiyip-bitiren, yok edici çürüme gibi, içimde çoğalan çürümeyi görüyorum ......
İÇİMDE ÇOĞALAN,ÇÜRÜMEYİ GÖRÜYORUM ....
İÇİMDE ÇOĞALAN, ÇÜRÜMEYİ .......!
En kötüsüyse, yenilemeye, yenilenmeye nereden, nasıl başlayacağımı bilip, kestiremiyorum ......
O an kafama ve yüreğime dank etmişliğinde, yadsınamayan, kaçılamayan gerçeğimi anlıyorum ......
Tüm yakıcılığı, kahrediciliği, daha da önemlisi .....
Naçar' lığın nasıl ve ne menem, onulmaz bir illet ve musdariplik, ıstırap olduğunu anlayıp, fark ediyorum .......!
Kaçınılmaz gerçeğimin, bu olmuşluğunda, kanı çekilip, seyreyen dudaklarıma üşüşüyor şu tümceler ....
'' - Aidiyetsizliklerde, ruhlar, binalar misali kiralık olup, çıkınca gönül ömre, sen, sana yabancılaşırsın ....
Tıpkı, nice binalar gibi, ruhlar da için, için çürüdükçe, görürsün kendi gerçeğini, içinde ...! ''''
Böyle' liğimde, anlıyorum ki .......
An itibariyle, ne eskideyim ne yenide, ne dündeyim, nede bu günde ......
Ne eskideyim, ne yenide, araf an ve zamandayım ....
ARAF AN VE ZAMANDAYIM...
ARAF AN VE ZAMANDA .......!
ARAF AN VE ZAMANDA, ARAF ÖMÜRDEYİM, ARAF ÖMÜRDE ......
ARAF ÖMÜRDE .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
İmmenstaad / Almanya
02-03 Haziran - Cuma-Cumartesi
Saat ;00_00
GADELİ MİYASE .......!
Her duyguyu, yaşanmışlığı, sevinci, hazzı, elemi, gamı sardım, sarmaladım, çıkın ettim, ömür dağarcığıma ...
Yazıp, döktüğüm, silip-bozduğum, okuyup, okuyup inşaa ettiğim binaları, dönüp, dönüp yine okumuşluğumla ...
Kah, yeniden yıkıp, yaptım...
Kah, sığındım elemin kuytusuna, döndüm baktım, ben, bana çetrefilli hayat yolunda, yolculuğunda ......
İbrişim sanıp, sardıklarım kah keten,kenevirden urgan, kah pamuktan iplik çıktı ...
Elimde-avucumdz tutam, tutam hüzün le, avuçlarda dolup taşan göz yaşları ve ıslak kirpiklerle, yorgun, nemli eller kaldı .....
Gönlüm, ipek atlas çekip, umarken, basma,pazen hatta, an geldi yok pahasına kaput'a fit ve kul odum ...
Hem de,al bulmuş Mağribi kesilip, sevinip, oynamacasına ......
Aza kanaat etmeye alışmışlığımdan, çok hiç yakın semtime uğramaz oldu.
Ne zaman ve hangi ara güldü şans, kısmet, bahtla, hayat bana hiç bilemedim ?
Yada, birbirimiz yabanlığımızda tanıyamadım ben onu....
Hiç mi hiç bilemedim NEYİN NESİ'dir, KİMİN FESİ'dir garipliğimde ....
Ya o geldiğinde, ben yoktum ......
Yahutta o, tez geçip esti gitti, ben yetişemedim, ıskaladım, koşsam da önü, ardı sıra ......
Bundan olmalı ...
Ne vakit '' - Biri mi, iki edeyim, darda, tasa da yedek akçem olsun, dedim se .......
Yetmezliklerle, telefliklerde yitti, gitti elimde avcumdaki de,döne,döne müflis tüccara döndüm.
O gün-bu gündür SEFİLLİK DÜŞMEDİ ÖMRÜMLE,YAKAM DAN !
Ondandır sık, sık eski defterleri karıştırmaktan, kendimi alamadım müflis bakkal lıktan kurtulamamışlığımda ......
Demişlerdi, duymuştum, zamanın behrinde ...
'' Aylak bakkal, Taşak tartar.''Laf-ı güzaftan öte geçemedi duyup, dinleyip, <<ACABA MI Kİ '' diyerek yaptığım mülahazalar....
Ne oldum, Aylak Bakkal nede, tarttım Okkalısından Taşak .......!
Hasılı, uzun lafın kısası şunun, şurasında anlayacağınız, adımın çıkmışlığında ONMAZLARIN DOKUZU'na, İNMEDİ GİTTİ SEKİZE...
BÖYLE YAZMIŞ YAZIMI, YAZAN, KALEMİ KIRILASI .......!
Kara desem.... NANKÖRLÜK,
Ak desem ..... YALAKALIK yahutta ÇOK BİLMİŞLİKLE, ÇALÇENELİK , UKELALIK OLUR, diyerek .....
Hep ben kala kaldım, İKİ ARADA, BİR DEREDE, ORTA YER KÖÇEKLİĞİNDE DÖNDÜM, DOLAŞTIM, OYNADIM KARŞILIKLI, GÖLGEMLE .......
Şu alingirli alemde, ELE, salkım, salkım, olmadı HEVEK, HEVEK ÜZÜM ....
Banaysa, KÜKÜRT'Ü, TOZ'U,TOPRAĞI ÇÖP'Ü, ÇİLPİZ'İ KALDI .....
Hatta olmadı demeyin an geldi avucumu yalamışlığımda kala,kala kocamanından ÜÇÜN, BİRİ kaldı .....!
Onu da göremeden, el aldı, yel vurdu, sonuç ta ebediyen KARA TOPRAK aldı ......
Şimdi, tek tesellim kaldı ...
Ya, aşarsa Tavşan, Dağı, ya çıkarsa Balık Kavağa, düşecek elbet bir günde bana talihin hası, Armudun iyisi, Ayvanın sarı mı sarı tüylüsü ......
Demezler mi ?
'' - Ayvayı enayiler, Armudun iyisini Ayı lar yer...
Kısmetin iyisini, Çirkinler bulur ....! '', Diye .......
El-alemi geçtik hısımımın, akrabamın hatta laf aramızda Üvey anam Haççe gadının demesine göre....
'' -Serde bu ayılıkla, çehre de, çirkinlik oldukça, eminim ki daha çok ıskalarım ben hem hayatı, hem de mutluluğu .......!
Bire çok, ikiye azlıklarda kısmetimden kalan paya razılıklarda ..
Güdük eşek kuyruğu misali ne uzayıp, ne kısalmış' lığımda''Bekliyorum ki,
bir gün dönecek.....
Mutlulukla, Şans da, Kısmet te bana, diyerek ...
Züğürt tesellilerinde kala, kala kalan .....
Zıkkımın köküyle, Ziftin Pekin'i yemelerde....,
Adımın, evvel Allah, SEKİZ'E İNMEMECESİNE, DOKUZ'A ÇIKMIŞLIĞINDA .....
SONUN DA OLA, OLA oldum çıktım, Göynümüş Muşmula .....!
Namımın, ünümün-sanımın DOKUZ KÖYE, yetmedi ....
Altı karık Bostan dan da büyük Şu KOS KOCAMAN KASABA YA, şan ve mal olmuşluğunda ....
Mahalle içi ,mahalleliler arası, Camdan, cama muhabbetlerde .....
Yada ve daha çok ta, kapı önü, ardı .....
Olmadı, bununda kesmemiş' liğinde işin boyutunun devasalığında...
Ayak üstü FİS-KOS'larıyla, Kapı Eşiği dedikodularında .....
Sıkı sıkıya tembihlerle ve verdirilen yeminlerle ....
<< - Laf aramız da, vebali boynuna .>>Deyip, onca dedikoduyu edip-koyup.
Lakap, daha da olmadı...
Ad, ağman, kulp ile ünvan takmışlıkla, dedikodu kumkumalarının bolca, dediklerince ...,
El diline düşmüşlüğümle, şimdiler de oldum çıktım......
'' - Ne gülen, ne sırıtan, insanların canını, iliğini, dahası .....
Her tuttuğunu kurutan .....! ''
Kuruların, Ev'de kalmışı, KAŞIK DÜŞMANI, Müzmin KIZ KURUSU, PESTİL EZMESİ, AHU DUDUSU, << - GADELİ MİYASE >> 'si ....
KURULARIN, MÜZMİN KIZ KURUSU, PESTİL EZMESİ , AHU DUDUSU Nam-ı değer, GADELİ MİYASE ...
Oldum, çıktım, GADELİ MİYASE ......
GADELİ MİYASE .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
02 / 06 / 2023 - Cuma
Saat ; 16_10
ARAF ÖMÜRDE .....
Dünü yollayamadım, bu günü karşılayamadım ....
Dünden kaçıp, kurtulamadım ...
Acaba' larım, keşkelerim, yanıtsız sorularım ...
YENİYE SIĞINAMADIM .......!
Dünden keşkeler, pişmanlıklar, hüsranlar, krık-dökük gülümsemelerle, yarım, yamalak umut zerreleri ....
İçimde biriken, çokça ukdeler var, ruhumla, duygularımın kördüğümlüğünde ......
Yarına ilişkin se, acabalarım, yanıt bekleyen sorularım, ya sonralarım, en acısı da, hiç mi hiç değişmeyen liginde....
HİÇ Mİ HİÇ DEĞİŞMEYENLİĞİNDE..
Çoğalıp, büyüyen korkularım var .....
ÇOĞALIP, BÜYÜYEN KORKULARIM...
Arafındayım anın, zamanın ve ömrün .....
Tam da böyle ligimde, anlıyorum ki ....
Ne eskideyim, ne yenide, ARAF AN VE ZAMANDAYIM...
ARAF ZAMANDA, ARAF ÖMÜRDEYİM, ARAF ÖMÜRDE...
ARAF ÖMÜRDE.....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ
İmmenstaad /Almanya
03/06/2023 - Cumartesi
Saat ; 00_33
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!
İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...
