28 Temmuz 2024 Pazar

 





KAİNATI AYDINLATAN, NUR-U CEVHERDİR, SEVGİ .....


Can evinde, içsellikli içtenlikle beslenip, büyütülmüşlüğünde .....
Riyadan ırak, içtenlik ve güvenden, özsellikle beslenen, arı-duru, berrak su güzelliğindeyse .....
Daha da önemli, anlamlı ve değerlisi ......
<< -İÇE İŞLEYEN, CAN YAKAN, DERİN CAM KESİĞİYSE, SEVGİ .....! >>
Kalıcı iziyle ve .....
<< - BEDENDEN DE ÖTE, RUHA NAKŞOLANLIĞINDA, UNUTULMAYANSA ......>>
Emsalsiz ve göz nuru, alın teri ve kutsi emek ürünü madalyonun pürü-pak iki yüzünün ayniliğiyle, lekesizliğinde ......
Tıpkı, bir KARDELEN KADAR ANLAMLI, ONURUN VE SAFLIĞIN NİŞANELİĞİNİ SERGİLEYİP, TAÇLANDIRARAK, KUTSANANSA .....
İLAHİLİĞİNDE .....
GÜNEŞE ERİP ONU, DEĞİL SADECE SELAMLAMAYLA YETİNMEK , ONU ÖPMEYE ADANANLIĞINDA .........
ÖMRÜNÜ EŞSİZ-MENEDSİZLİĞİNDE DEĞERLİ KILAN KARDELENLERİN YOLDAŞI OLMAYA, DEĞERLİLİKTEYSE ....
Yalınlığında derin ve tartışmasız CAN SUYU, MERHEM ve ......
Sönmeyen ışık, kainatı aydınlatan, NUR-U CEVHERDİR, SEVGİ .....
SÖNMEYEN IŞIK, KAİNATI AYDINLATAN, NUR-U CEVHERDİR, SEVGİ ....
KAİNATI AYDINLATAN, NUR-U CEVHERDİR, SEVGİ .....

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

27 / 07 / 2024 - Cumartesi

Saat ; 19_58

27 Temmuz 2024 Cumartesi






SEVGİ, İNANÇ, ONUR VE İHTİRASIN, GÖRÜNMEZ PRANGASIYLA BAĞLIYSAN, SEVİYLE HAYATA .

AÇILIR YOLLARINLA, KAPILARIN, GİDERSİN ŞAH'A .....!
Sevgi, inanç, onur ve ihtirasın görünmez prangasıyla, bağlıysan, seviyle hayata ...
Kararmaz gönlünle, ufkun asla ....
Hele ki, bir de donanmışsan, sağ duyu, hoş görü, şefkat, barışıklıkla ....
Olmaz hayatında, dünyanda yer, gamla, tasaya ......
Gönül kandilin sönmemecesine ışıldıyorsa, gecenin karanlığıyla, zemheri de, ayaz da, boran da ....
Sarınıp-donanmışlığınla iyimserlikle, gerçeklik ve gerçeğinle, yüzleşmeyi .....
Zoru, kolay edersin, her koşulda, daima ...
Böyleliğinde ....
Zor değildir, asla .....
Deli Dumrul kesilen, hayat denen hırçın kasırgalı ummanlarda kulaçlayıp, zaferi kucaklaman sonunda ..
Hayatın muştulamışlığında, sevinçle, hazzı .....
Hiç yitirmezsin ömrünle, gönlünde yazı .....
Unutma, her mevsimin önü, ardı, sonuyla başı ....
Aralanır daima bilinmezlikle olduğu kadar, umutla yarına ve ufka .....
Sevgi, inanç, onur ve ihtirasın görünmez prangasıyla, bağlıysan, seviyle hayata ......
<< -Karanlığın sonu, aydınlıktır, daima ..'' Şiarına uyum ve uygunlukla ...
Açılır yollarınla, kapıların, gidersin Şah'a .....
SEVGİ, İNANÇ, ONUR VE İHTİRASIN, GÖRÜNMEZ PRANGASIYLA BAĞLIYSAN, SEVİYLE HAYATA .
AÇILIR YOLLARINLA, KAPILARIN, GİDERSİN ŞAH'A .....!
AÇILIR YOLLARINLA, KAPILARIN, GİDERSİN ŞAH'A .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
27 / 07 / 2024 - Cumartesi
Saat ; 05_20







KAPANMAZ, RUHUMUN YARASI …!

Çeksen, o kirli ellerini üzerimden, işin, işten geçmişliğinde...
Ne anlam ifade eder, neyi kurtarır, düzeltir ?
Hasılı, emellerine araç olarak tenime, bedenime haramilikte uzanan ellerinin ve kirli emellerinin ..
Yağlı karadan, hatta katran karasından da beter, izleri kaldı bedenimde,tenimde,ruhumda ..
Ben tarumar, sen hoyrat ve katil bir çakal ..
Lanet olsun ki, böylesi derinden yaralanmışlığımda ..
Seninle aynı coğrafyayı, iklimi ve havayı paylaşıp, koklayarak ..
Kirli emellerinin, kurbanı olup çıktım..
Yıkık, virane hisarlara, dönmüşlüğümde ….
Çeksen, o kirli ellerini üzerimden....
İşin, işten geçmişliğinde, ne anlam ifade eder, neyi kurtarır, düzeltir ?
Bedenimin acısından da çok, ruhumun ve duygularımın param parçalığında, içimin acısıdır, beni yaralayan ..
Hatta, kuş uçuşu intiharlarının atmosferinde, eleme kanat çırpmalarda ..
Son güz ayında, uçamayan kanadı kırık, Kırlangıçlar gibiyim ..
Kanadım, iyi olmaya, iyi olsa da ..
İlelebet kapanmaz yarası, ruhumun ….!
Kapanmaz yarası, ruhumun ….!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ
Ereğli / Konya
27/ 07/ 2018
Saat ; 23_17

 


ÇIĞLIKLARLA, KÜFÜRLERİN KALMIŞLIĞINDA .......!

Ömrümüzün hüznü, çöreklenmiş misafirliğinde ...
'' - Geldim, gitmem '' Havalarıyla, hallerinde ....
Bulduğu her fırsatta, yırtık dondan çıkan çükten aşağı kalmazlıklarda, koyarak postasını, allak-bullak ederken .......
Ömründe ve ruhunda gedikler açtıkça, gönlüne gamın gölgeleri ...
Yüreğine, kasvetin darlanmaları düştükçe, kaçar ağzının tadı, zaten uykuya hasret gözlerinde oynaşmaya koyulur, efkarın bulutlarıyla, hüznün uzantıları ...
Hallerinin böyle liginde, kesmez dişin, bokunu, içinde patlar kasırgalar, kopar fırtınalar .....
Çekilir gidersin, elemin karanlık labirentlerine, ne mey kar eder, nede düşlerle, umutlara dalmalar .....
Yaz, boz tahtasına dönmüş ömründe, gelen gideni aratır hallerinde sevinçler yiter, üzüntüler bağdaş kurar, meydanı boş bulmuşluğunda ..
Bayram yeri dönüverir bir anda, ölü eviyle, mezarlıkların ürküntü veren, hatta ...
İnsanlara ıslık çaldıran korkulu karanlıklarına .....
İçmeden sarhoş olur, çıkar insan, dertlerini, uymayanlarla, hayal kırıklıklarıyla, terslikleri ...
Doluya koydurup, aldıramıyor ....
Boşa koyup dolduramıyor durumlarında, allak-bullak oluşları yaşar .....
Özcesi ......
Çıktığını hisseder, insanlıktan ...
Hüzün, öyle bir eşkıyadır ki ...
Alıp, götürür seni, an gelir, dağ başına ....
An gelir, karanlığın ,korku harabesi kesilen, viranlıklar zulasına .....!
Kahrettikçe insanı, uzanır insan matem karalarının şalına, sarılıp, sarmalandıkça kırılır eli-kolu, düşer sümsüğü ...
Kah omuzlarına, kah ayaklarına taşlar asılır, sürer- savurur seni hiçliğin tenha sokaklarıyla ...
Cinin-şeytanın top oynayıp, cirit attığı karanlık mutsuzluk ormanlarına ..
Hayatla tutuştuğun oyunda, hep şeşe atıp, yek gelmişliğinde ...
Mutluluk adına, elinde-avucunda, sıfırı tükettiğinin resmi olarak ...
Avuç, avuç göz yaşıyla, yüreğinin kan ağlamış lığında taşıp diline vuran hıçkırıkların ve isyanını dillendiren çığlıklarla, küfürlerin kalmışlığında ....
ÇIĞLIKLARLA, KÜFÜRLERİN KALMIŞLIĞINDA .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
27 / 07 / 2023 - Perşembe
Saat ; 19_05






FISILDAR GECE, KANINA GİRMECESİNE ....

Amiyane halk deyişiyle yahutta ekabirlerle, laf ebesi, çene suyu çorbacıların söylemiyle, halkın diline düşenliğiyle ....
<< - Şeytan denen yok'ta, var hergele nesne, burnuna osurup, seni kışkırtmacasına gecenle, keyfinin içine etmecesine, olmadı .....
Ya, uykularını bölmecesine, yahut ta .....
Esen aklının peşine düşürmecesine .....
Hallerinin böyleliğinde, laf ebelerine malzeme, ağızlara sakız etmecesine, olmadı ....
Tüm haşmetiyle hörelenip, üstüne,üstüne gelip, seni sürüp,savuran ve kabına sığdırmayan o malum SİVRİ AKLINLA, Yaldır-yapalak, yelken kürek kestirerek oradan,oraya götürüp ...
Keçinin ot yemediği yerden, ot yedirip, sana her türlü herzeden tattırıp, kendini kaldırıp,koyuvererek .....
Zaten hemen, hemen ve oldum olası kıt olan aklınla, işkembenin peşine düşürüp, seni el-gün ve dost-düşman maskarası ederek ...
El alemi peşine, seni de o malum ve torba olamamışlığınla hiç mi hiç ve asla bir türlü büzülemeyen ağızlı '' - İşi yok,lafı çok ÇALÇANELER TAYFASI '' el-alemin diline ....
Kah, rezil-rüsva ......
Kah' ta, maskara edip, kendine, hallerine .....
Aç kedilerle, kuşun-kurdun, gülüp ...
Dalga geçerek seni makaraya alıp seninle dalga geçirmecesine .....
Hasılı, uzun laafın kısası ....
Maskara edip, çıkartmacasına .....
Tüm haşmeti ve durduraksız hallerde gaza gelip, şaha kalkıp, laf söz dinlemez ......
En arsız ve aykırı, hatta ....
Hatta düpedüz üryan ve en şuh, en albenili halleriyle ....
Fısıldar gece ......
Kanına girmecesine ......
Fısıldar gece, kanına girmecesine ....
FISILDAR GECE, KANINA GİRMECESİNE ....
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
27 / 07 / 2024 - Cumartesi
Saat ; 02_45


 



BEKLENTİLER, BEKLENENLER, BEKLEYENLER DEĞİŞEBİLİR..

BEKLEMELERSE, ASLA DEĞİŞMEZ..
ÖMÜR, BEKLEMELER DEMETİDİR.

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ

 




 




 

KİŞİ,LAYİKİNCE YAŞAR…!

Bugün dünden aldığım mirasla..
Daha bir ikircekli, tasa, kaygı, evham, korku gibi ..
Marazalı saplantıların, kaynağı ve kurbanıyım yine..
Beni boğan huzursuzluk duygularında..
Bir bataklık gülüne dönmüşlükler de, ömür eskitiyorum..
Bilinmez onca el, göz, siluet, beden…
Bana ..
Derin mi derin farkındasızlıklarda…
Korku ve karamsarlık tortularında debelendiğim..
O tarifsiz, gizemli ve panzehiri olmayan nesneyi enjekte ediyorlar..!
Kara gözlüklerim yada siyah bir peçem olmasa da gözlerimde..
Baktığım her yer siyah, gördüğüm her şey karanlık ..
Ne zaman kapıldım bilmiyorum bu illete ?
Kim bilir, beklide genetiksel ve toplumsal bulaşıcı bir virüstür bu ?
Amansızca ve apansız iliklerimize, hatta ..
En derin hücrelerimize kadar işgal edip, yutmakta bizi..
Emareleri,
Öncelikle , gülmeyi unutuyorsun bu virüse maruz kalınca..
Açıklanamaz bir sıkıntı, usanç ve ıstırap duyuyorsun..
Sonra neme lazımcılık ve yeksenak’lık egemen oluyor..
Aman canım sendecilikler vazgeçilmez karakterin haline geliyor..
Kelebekler ölüyor..
Çiçekler soluyor..
Su çürüyor..
Tuz kokuyor..
Ve, insan , toplum kendi kokuşmuşluğun da ..
Ağır ve sinsi bir ölümün pençesinde kıvrana, kıvrana ..
Sancılı ve derinden derine bıçaklanıp, delik deşik edilmişçesine ..
Can vermelerin tutsağı oluyor..
Ama, değil bir şeyler yapıp,tepki vermek..
Parmağını bile kıpırdatmamakta ısrar etmenin ötesinde..
Bu sinsi ve bir o kadar da vahşi…
Hatta, ceberrutça can almalara gıkın çıkmaksızın teslim oluyorsun..
Koyunsürülüğü, kara cehalet, ilime-bilime sırt dönmüşlük..
Seni pençesinde gebertmekteyken..
Kurbağanın, soğuk sudaki kaynayarak ölüşü misali..
Kanıksamışlığın uyuşturuculuğuyla..
Ölüme gidiyorsun aheste, aheste ..
Üstelik, hiç mi hiç itirazsız..!
Bu, bir gövdede başlayıp..
Önce odayı,
Sonra, mekanın tamamını..
Ardından, sokağı, mahalleyi kaplıyor..
Aşama , aşama nefessizliklerde ve işgalde…,
Temiz havayı, oksijeni, hayatı istememe..
Güzelliği yad sayma,doğruyu inkar..
Hayata ve insana dair en müspet olan ne varsa, ona düşmanlık..
Önce kendine küsme,
Sonra; hayata, çevreye, evrene ve insana sırt dönüp..
Tüm olan biteni ve yaşayan ne varsa..,
Evrensel insanlığın gereği adına ne olmalıysa , onları..
Topyekun ve bir hamlede reddetmelere koyuluyorsun..
İlbizli korku karanlığına düşmüş olmakla kalmıyor..
Bir örümcek ağında..
Kanı-iliği emilen sineğe,kelebeğe dönüyorsun..!
Cümle asalaklar başına üşüşüp, iştahla emmekte iken kanını..
Sen hala, derin bağnazlık,vurdumduymazlık ve boş vermişlikle..
‘’-Aman canım sende ’’ lerin kıskacında debelenerek..
Hatta ,
‘’-Güleriz, ağlanacak halimize. ‘’, Tekerlemelerinin yeksenaklığında..
Gaflet, dalalet, ihanet ve aymazlıkta..
Kişisel ve toplumsal çürüme agu ’ sunu içiyorsun .
Penceredeki ışık yiterken..
Çiçekler solup,kelebekler ölürken..
Dudaklarına ilişen o bey nemaz tebessümle..
Ölü canlığın neferliklerinde..
Yaşayan ölüleşmeye boyun eğerek..
Çürümenin kaynağına ve kurbanına dönüyorsun..
Egemen sistemin kara cübbeli, kanlı vampirleri..
Ötekinin, berikinin ve evrenin olduğu gibi.
Sıran gelince, yada istedikleri her anda..
Seninde kanını emip, canını alarak..
Kendi semirilmişliklerinde çoğalarak..
Daha, daha kurban bulmanın hazzını,huzurunu ve zaferini tadıyor..
Sen ölürken onlar yaşıyor..
Serpilip çoğalarak..
Sen kurbanlığa razı oldukça..
Kurbanlara ön-ayaklıklarda..
Yeni ölü canlar çoğaltıp..
İktidar egemenlerinin ekmeğine yağ sürmelere devam ediyor,
ediyorsun..!
Ara sıra ki, cılız ve mızıltılı reaksiyonlarında..
Yeni gelinin,anasına deyişiyle..
‘’-Hem ağlar,hem giderim ana. ‘’…,
Söyleminden öte geçmiyor, anlam ifade etmiyor..!
Bataklık güllüğüne ve ölü canlığa razılığın da..
Yaşama sevicini çalmaya yeltendiğin hayat sahiplerinin katilliğine ..
Dahası,eli kanlı korku krallarının ve uşaklarının suç ortaklığına soyunuyorsun..
Bu açmaz ve kör dövüşün, hengamenin ortasındayım bu günde yine..
Altım taş,üstüm taş..
Yer demir-gök bakır ben marazalı ömür ve insan eskisi için yine..
Değil mi ki , ben razıyım ve müstahakım bu sünepeliğe..
Leşime üşüşen çakallara ne yüzüm var iki çift laf etmeye..!
Arsız ölümün ilmiğini boynuma gönüllü geçirmişliğimle..
Yoz bir düzenin , boz bulanıklığında..
Neme lazımcılığın batağında debelenerek ölmek bile..
Ödül ve çok ayrıcalık inanın ki ben gibilere..!
Ben gibilere..!
Buna müstahaklığımda, son sözüm kendime..
‘’ - Kişi layıkınca yaşar..! ‘’
‘’- Kişi layıkınca yaşar…! ‘’

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
10/02/2013
Saat;01_41

  YERİN .........., Bozuksa mayan, çürükse özün, fukaraysan onurdan-haysiyetten yana .... İlkesizlik ve omurgasızlıktan yana, kimse eline su...