7 Kasım 2024 Perşembe







''DEĞERLİ SİNEMA EMEKÇİSİ ÜSTAT SANATÇI Kemal SUNAL 'I SAYGI,

RAHMET VE HÜRMETLE ANIYOR, IŞIKLAR İÇİNDE YATMASINI DİLİYORUM .
YILDIZLAR YOLDAŞI ,RUHU ŞAD OLSUN ..''
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

KEDİYE, CİĞER ...
HARAMİ KALPAZAN UZUNA, DEVLET EMANET EDERSEN ....

''- Atla gel, Şaban .'' Diyorsun gurban ..!
''- Yoktur, mümkünatı, gelemem, lo ..! ''
''!- Sor, ki ..
Niye, diye ?
Keli-körü düzüp, gözü bana diken ..
Utanmaz,arlanmaz,uslanmaz madrabazlar ...
Pınar başlarını tutmuş ...
Deli Dumrul'dan da beter ...
Hilkat garibesi kalpazan hırkızlar, atımı çalmışlar, lo ..!
Atımı,çalmışlar, lo ...! ''
Kediye, ciğer ,
Harami KALPAZAN UZUN'A devlet ve hazine emanet edersen,
olacağı budur, Cano ...!
Olacağı budur, Cano ...!
Ondandır demem, gelemem lo ...
Gelemem, lo ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Immenstaad / Almanya


09 / 09 / 2017

Saat ; 03_25



<< - BAKAR KÖRLÜKLERİZMİZDE ..! >> BAKIYORUZ, BİRBİRİMİZE .....

BAKIYORUZ, BİRBİRİMİZE ....... Gün geldi, hayatın keşmekeşindeki bakar körlüklerimizde ... Bakıyoruz, bir birimize .... Farkındasızlıklarda, kendimizliklerimiz deki birbirimize benzemişliğimizde ... Daha da acısı ve kötüsü .... Aşinalıklarımız, umursamaz'lığımız, farkındasız'lığımız ve sorgulamayan'lığımızla ......! << - Bakar körlüklerimizde ..! '' Bakıyoruz, birbirimize ..... << - BAKAR KÖRLÜKLERİZMİZDE ..! >> BAKIYORUZ, BİRBİRİMİZE ..... BAKIYORUZ, BİRBİRİMİZE ....... Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 05 / 11 / 2024 - Perşembe Saat ; 06_45

 

ADI KONMAZ, DUR, DURAKSIZLIKLARDA, ÖNLENEMEZLİKLERDE ....

ÖLÜMÜ İÇEN GELİNCİK'LER MİSALİ ....

TARİFSİZ HIZLA, ÖLÜYORUM .....

TARİFSİZ HIZLA ÖLÜYORUM .......!




'' ----------

EKİNLER ARASINDA BOĞULUP, TÜKENİP, SOLUP-SARARAK ÖLEN GELİNCİKLER GİBİ, HIZLA ÖLÜYORUM ...''

İşin en kötüsü ve pisi, pisineliği de ....

<< - ÖLDÜĞÜMÜN BİLİNCİYLE, FARKINDALIĞINDA .....

ÜSTELİK, BEDENİM DE, GİT GİDE TAŞINMAZ AĞIRLIKLARDA YÜK OLUP, ÇIKAN, KENDİ KADAVRAMI TAŞIYARAK DOLAŞAN CANLI CENAZELİĞİMDE ......

Alenen ve düpe düz, YAŞAYAN ÖLÜLÜKLERDE, CANLI CENAZE KESİLMİŞLİĞİMDE, ÖLÜYÜM ÖLÜ .....! >>

İçimde, sıkça patlamalarla, lav kusan, apansız yükseliveren yanar dağlardan da büyük, heybetli, acımasız SESSİZLİK DAĞLARI var ki ..

Ne tarifi olası, nede yerle yeksan olup, çıkanlığımda, hala ve inadına süren ...

Üstüme ölü toprağı serpmesinin sonlanmaması bir yana dur-duraksız sürmüşlüğünde .......

An be an beni yutan, bu SESSİZLİK DAĞINDAN kurtulmamın, olanaksıza varan zorluğunda......

Dahası ve en kötüsü de, içine düşüp, debelendiğim olursuzluk duygularına yenilmelerle yüz, yüze, burun burunalıklarında .....

Ölü canlıklara boyun eğmenin, ezinci ve bıkkınlığıyla  .... 

O, ulu sessizlik dağından kurtulmamı şu halükarda olası görememe körlüğüne yenilmişliklerde ......!

Hatta, aksine ...

Olumlu ve oluruna düşünüldüğünde, hayatın ve eşyanın tabiatına uygunluklardaki, her yeni, inançlı, azimli gayretle gelen ......

Görünür başarı, zaferle taçlanışla ve zoru aşmanın, çoğalttığı sevince, heyecana, çoğalan umutlara inat ve aksine......

 Adını koyamadığım miskinlikle, teslimiyetin pençesinde ki bu yenilmişliğin utancıyla, söylemem gerekirse ....

Her, geçen günde bırakın evimi, odamı, sinip saklandığım kuytuları, karanlığı .....

Düpe düz ve alenen, beynimi, ruhumu, yüreğimi, gönlümü dalga, dalga içimi, dışımı sardığı gerçeğinde ...

Durması beklenirken, aksine ve kararlılıkla, yetmedi ....

Üstelik inadına, ısrar ve canhıraş gayretkeşlikle hala sarmaları sürdürürken .....

Kırık dökük boşluklar rast gelirse, onlara da mayınlar döşeyip, el koyup ....

An gelip .....

Kendi coğrafyama yabanlıkta, soluksuzluklarda göz göre, göre  ömrümün, soluğumun, yaşama sevincimle, umudumun gasp edilmişliğinde ..

Abartısız, hilafsız ve en yalınlığında gerçeğimi söyleyerek, açık yüreklilikle diyorum ki ...

'' - Ölüyorum resmen, ölü canlığa yenilmişliğimde, alenen kendi yalnızlık ve sessizlik ülkeme sürgünlüğümde, kendimdeki mülteciliğimde .....! ''

Her yeni günde adım, adım daha çok ölüyorum .....

Tıpkı, ekin tarlasındaki kuruyup geçerek, ölümü içen GELİNCİK'ler misali ölüyorum ...

Uykuyla, uykusuzluk arasındaki ağır ölüm ve matem yürüyüşümde, ölüyorum ...

Anlayacağınız o' ki ....

İki kere, ikinin dört etmişliğinde, ölüme  yolculuğumda ....

Şu fani ömrü apansızlıkta, aniden tüketip, günü kısaltıp, hayatı

gasplarda, ölümü yaklaştırarak,hızlandırıyorum, kendimce......!

O, ulu SESSİZLİK DAĞINDAN kurtulmam, şu halükarda olası değil, asla mı asla ...... --

Hatta aksine, her yeni geçen günle, hızla kısalan ömrümle ......

Her geçen ve dahası, gelen her yeni günle, eksilip, tükenip, yiten takvim yapraklarının eşliğiyle, dansında .....

Ölü canlılıkların miskinliği, tükenmişliği ve 

Adeta, tarifsiz pisi-pisiliğinde, yetmedi ve daha da kötüsü, boşvermişliğiyle, nemelazımcılığında,'' - Adam sende'ciliğiyle ... ''

İçimde hızla çoğalan yenilmişlik, tükenmişlik, çürümüşlükle, DİĞER CÜMLE ÖLÜ CANLAR GİBİ .....

'' - ÜSTELİK TE, BAKAR KÖRLÜKLERDE ÇOĞALAN, ÇOĞALTILAN GÖZ GÖRE, GÖRELİKLERDE ......! ''

VAR'DA YOK'LARLA SARMALANMIŞLIKLARDA .....

Her yeni günde adım, adım daha çok ölüyorum .....

Tıpkı, ekin tarlasındaki, kuruyup geçerek, ÖLÜMÜ İÇEN GELİNCİK' ler misali ölüyorum ...

ADI KONMAZ, DUR, DURAKSIZLIKLARDA, ÖNLENEMEZLİKLERDE ....

ÖLÜMÜ İÇEN GELİNCİK'LER MİSALİ ....

TARİFSİZ HIZLA, ÖLÜYORUM .....

TARİFSİZ HIZLA ÖLÜYORUM .......!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstaad / Almanya





05 / 11 / 2024 - Salı





Saat ; 00_55

 


ANKARA 'YA, YAĞMUR YAĞIYOR ....


''BİR DEVRİMCİNİN, NOT DEFTERİNDEN ''

Kavrayamadıkları, anlayamadıkları, sorgulayamadıkları, için ..
Ön yargılarına, peşin hükümlerine ..
Asırlara uzanan korkularının, pencesinde donakalmışlıkla ..
Sağ duyu, akıl, yürek, gönül, ruh ve ömürlerinin kepenklerini ..
Olmadı, almaçlarını da sıkı, sıkıya panikle görünmez sürgüler ve ...
Çelikten bile sağlam ...
Taassup ve muhafazakarlık dayama ve kilitleriyle sıkı, sıkıya kapatıp ..
Ardında, sütre gerisinde sinip,korkuyla sinsice ...
Vahşete varan panikle, kendilerinde saklandıkları ..
Hatta,tesbih böceklerinden de beterlikler de ...
Zırhlarını, devreye soktukları için ...
Yargısız infazlarda ve haysiyet cellatlıklarında ..
Topyekün karalama kampanyalarına maşa, piyon ve daha da kötüsü paydaş oldukları ..
O kasırgada, sürülüp savruldukları için ..
''İSTEMEZÜK KOROSU'' na katılarak hep bir ağızdan ..
Çığlık,çığlığa bağırarak ...
AKBİL'İN KEÇİSİ konum ve rollerinde ...
Ha bire ve sadece sürekli baş sallayarak ..
O kervanın kıç yalayıcılığında ..
''ANARŞİST '' diye damgaladıkları için ..
En acısı da ...
An gelip zaaflarına yenildiğinde..
Sende, adeta mekanikleşerek ,bu furyaya katılıp, o mınız sürünün ...
Düşünmeyi ve sorgulamayı değil ..
Körü, körüne biatta, kabulü ve tapınmayı yeğlemişliklerine eşlik ettiğin için ..
Sence'de, gözündeki ederim ve yerim sıradan ve tehlikeli bir ANARŞİST olduğu için ..
O kalıcı, ilahi üretim defolu ...
Bilgi çöllleşmesi yaşayan beynini ve karanlığa tapınan ruhunu yormamak için....
Bende, senin dilinde seslenerek ..
İşte bu iletimi yolluyorum, sana ..
Hasbelkader okursan, beynine, yüreğine ve ruhuna erişir ve işlerse ...
Hiç olmaz sa ama hiç olmazsa bir kıymık kadar yer edinerek ..
PROLETER DEVRİMCİ YURTSEVER olduğumu ve ANARŞİZMİ, GOŞİZMİ ..
TROÇKİZMİ OLDUĞU KADAR...
OPORTÜNİZMİ, DÖNEKLİĞİ, MAVYAVELİST FIRSATÇILIĞI ..
MENŞEVİK YAVŞAKLIĞI, ...
KİTLE KUYRUKÇUSU, POPLİST DÜZEN DALKAVUKLUĞUNU ...
HELE Kİ DE ,HÖT BİLE DENMEDEN BÜLBÜL KESİLEN ...
HAŞA HUZURDAN ...
AL SANA BİR GÖT, DİYEBİLECEK KADAR ŞEREFSİZLEŞEN ...
ÖTMELERDE, SOYUNULAN ONURSUZLUK VE HAİNLİK İLE
YETMEDİ ÜSTÜNE BİRDE İTİRAFÇILIK EKLEYENLERİN TESCİLLİLİĞİ ANLAMINA GELEN, İSPİYONCULUĞU ...
Hiç mi hiç içime sindirememiş , kendime,dünüme ve siyasi önderime inanç, itaat ve sadaketle bağlılığüıma yakıştıramayn ...
Hatta, konduramayan biri olarak ...
Değil, aklımın kıyısından geçişine izin vermem ..
Düşünmeyi bile, zul ve onursuzluk sayanlığımla ...
Hiç ama hiç bir zaman ...
D'sini aklıma dahi getirmemişliğim ve sapına kadar ..
YURSEVER HALK FEDAİSİ DEVRİMCİ BİREY'liğimle verdiğim ...
Siyasi,ideolojik ,ahlaki,felsefi ve sosyal hayat kavgam da ve duruşumda ..
Duygusal,sosyal ve psikolojik derinliklerimde ...
Düşünce ve inanç doğmatikliğine ve sığlığına pabuç bırakmayarak ..
Durular şahikası, bilgeler güneşi MEVLANA'nın ..
'' - ......
GÜNEŞ GİBİ OL, ŞEFKATTE, MERHAMETTE ...
GECE GİBİ OL, AYIPLARI ÖRTMEKTE ..
AKAR SU GİBİ OL, KEREMDE, CÖMERTLİKTE ...
ÖLÜ GİBİ OL, ÖFKEDE, ASABİYETTE ..
TOPRAK GİBİ OL TEVAZUDA, MAHVİYETTE ...
YA, OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN ...
YA, GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL ...! ''
İnancını ve felsefi ilkesini yaşam düsturum ve olmazsa, olmazım olarak ..
Hayat tarzıma uygulamaya, çalışan olmalara, özenle ..
Ve,hatta zaman zaman sana karşı daha toleranslı düşünemediğim içinde ... 
Kendime kızıp, kendimi eleştirerek ...
Öz eleştiride arınmaya çalışan bireyliğimle ..
Neysem o, olma adına, çaba sarf ettim ve yaklaştım sana ..
Gel gör ki, seninde kırıntı düzeyinde de olsa, ön yargı, ikirceklilik ve korkularını yenemedin, olmalı ki
Hala bana ''ONLAR GİBİ '' derken, o titrek sesinle ..
Mahcubiyet ve ürkeklikle, kaçırıyorsun, gözlerini ..
Sorduğumdaysa o kastettiğin '' ONLAR MALUM '' diyerek ..
''- ONLARIN '' kim olduğunu ...
KEM- KÜM EDİP, RENGİNİN-BENZİNİN ATMIŞ'LIĞINDA ..
SESİN ADETA BUHARLAŞIRKEN ..
KÜÇÜK DİLİNİ YUTMUŞ EDALAR DA ..
'' - Ya... oyun bozanlık yapma, kim olacak ..
Bak Hınzır gibi anladın ..
Onlar işte, ANARŞİSTLER ''
Demelerinle ...
Ele vermelerdesin ...
Hakkımdaki, özsel düşünce, inanç ve kanaatini sıkça,ağzından kaçırarak ...
İşte, bundan dır ki ....
Bu mektubumla, yılları, olayları, ve yaşananları not ettiğim ..
Kaderdaşım, defterimden örneklerle seslenirken, diyorum ki sana ..
''- Kim ne derse desin, kendi öz diyeceğin olsun..
Sana ait ...
Tıpkı, soluğun gibi, tıpkı kokun gibi ..
Tıpkı, korkuların ve gülüşlerin, düşlerin gibi ..
Nasıl ve ne biçim olurlarsa, olsunlar ..
Yalnız ve senin olsunlar ''
İşte bu sözümün ışığında ...
Biraz sonraki dağıtım için Cezaevi nakil aracına bindirilmeden....
Bu sıcacık duygu ve inançlarımı, özsel düşüncelerimi paylaştım ..
Benim sevdiceğim, sen ''Karabiber'im '' 'len ...
Yeniden yazışıncaya dek ..,esen kal Nazlı Gelinciğim ...
Kim bilir, yol ve yolculuk hali bu ..
Yolcunun işini, ilah bilir, derler hani'ya, işte o, hesap ..
Gittiğim yere, sağ-salim ve esenlikle varırsam oradan da ..
Demir soğukluğunun ve taş duvarların inadına ..
Aşarak o engelleri en sıcak duygularımı ve ....
YURTSEVER DEVRİMCİ İNANÇ VE SELAMLARIMI ..
ÖZLEDİĞİM YÜREĞİNE ....
YÜREĞİMDEN ÖPÜCÜKLERİ YOLLAYIP ERİŞTİRİP, KONDURACAĞIM..
''HAYDİ,RAST GELE..
SAKIN OLA YÜZÜNDEN O ,EN MUHALİF GÜLÜŞÜNÜ
EKSİLTME ..
BİLİRSİN,ÖNDERİMİZ DENİZ GEZMİŞ ÜSTADIMIN DEYİŞİYLE ..
'' -MUHALİF GÜLÜŞ EN, DEVRİMCİ EYLEMDİR !..''
Diyerek ve duyumsayarak ..
MUHALİF GÜLÜŞLER ÇOĞALTSIN O, GÜZEL ÖMRÜN VE YÜREĞİN ...
Nasıl sıcacık derdin ..
'' -YİĞİDİM . ''diye ..
Şu an, dudaklarımı ısıtan deyişinle, gülüyorum bende ..
EN MUHALİF GÜLÜŞÜM, DEVRİMCİ EYLEMİMLE ! ''
<<Yiğidin ..>>,
Bu son satıra kadar, su katılmamışlığında benimdir, yazılanlar ..
Onlar ne der, idare ne yazar , o'da malum, zaten sence ..
Ama yine de ve inadına ...
Vurgulamadan,yinelemekten geri durmayacağım, CANIM BİRİCİĞİM, SEVGİLİ DOLUNAYIM, KARABİBERİM...
Biliyorum, şunu yazacak o, kara eller ..
<<- HÜKÜMLÜ MEKTUBUDUR,MAKAMIMIZCA GÖRÜLMÜŞ, KONTROL EDİLMİŞ, İNCELENMİŞTİR.>>
Varsın görsünler..
Göremedikleri, nice gerçek ve doğru olduğunu idrakten, uzak ve inkarcı tavırlarıyla, o leş kargaları ..!
GÜLÜMSE Kİ, GÜLSÜN EVREN VE HAYAT'TA, SANA ...
....
Yiğidin ..
Ankara / Mamak ...
............
Ha, bu arada, son bir not ...
Bil istedim, her zaman yaptığımız gibi,
Sevgiyi, aşkı, hayatı ve hayata, insana dair tüm güzellikleri ...
Son zırnığına ve hatta dibine kadar paylaşmak, adına ...
Yeni başladı ...
'' -Ankara'ya, YAĞMUR YAĞIYOR .!
-Ankara'ya, YAĞMUR YAĞIYOR ..! ''

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

Immenstaad / Almanya

09 / 09 / 2017

Saat ; 15_05 

5 Kasım 2024 Salı

 





O'NA, HAYAT KADAR, HAZ DA BAHŞEDEN,YAĞMUR CÖMERTLİĞİYLE, GÜZELLİĞİNDE ....
YAĞMUR GÜZELLİĞİNDE
Yağmur damlalığıyla, albenili su'luğunda hazzı çoğaltarak, yaprağın içine, içine ta iliklerine dek işleyen ....
Cömert ve bir o kadar da davetkar yağmur gibi, soluğunla, dudakların ve sadece ağzımla kalmayıp,adeta tüm bedenimde, hatta en derin ve müphemlerimde dolaşan dilinle sen ...
Tıpkı, yaprağı fetheden yağmur gibiydin benim için....
Ne zaman gözlerimi yumup, haz ve huzura yolculuğa koyulsam ...
Sen çıkıp geliyorsun sıcacık yaz gecesinde tıpkı yaprağı yıkayıp .....
O'na, hayat kadar, haz da bahşeden,yağmur cömertliğiyle,güzelliğinde...
O'NA, HAYAT KADAR, HAZ DA BAHŞEDEN,YAĞMUR CÖMERTLİĞİYLE, GÜZELLİĞİNDE ....
YAĞMUR GÜZELLİĞİNDE
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ
Immenstaad/ Almanya
05/11/2024 - Salı
Saat ; 20_25

 

EN GADDAR, AMANSIZ ZEBANİLERİN ........!





Adeta, çivilenmişcesine göz bebeklerine nakşolan, elem gel-gitleri ...

Seni, girdap, girdap hüzün ummanının diplerine çekip, hapsederek, soluksuz koyan, tarifsiz acılara prangalar olmuşsa ....

Her ne yapıp, edersen et, kendini bu  karanlıklardan kurtaramıyor .

Kah, KALABALIKLAR DA, YALNIZLIKLARI silme yaşayarak, kara yağmur  bulutlarıyla kaplı gök yüzüne dönüyorsan ......!

Kah, İçsel yalnızlıklarda, kendini, kendine fersah, fersah ırak  ....

Dahası, ipini koparmış şamandralardan, dubalardan, uçurtmalardan beter ve savruk hissetmekten, kendini alamıyorsan ...

Seni, pençesine alan sanrılarla, korkular, tıpkı leş yiyiciler misali seni lime, lime ederek, tarümar edip ...

Külünü-dumanını göğe, efkarınla belenmiş bedenini, zerren bulunamamacasına .....

Dağa, taşa, olmadı dipsiz kör kuyuların ürküten karanlığına milleyip, gömüyorsa .......!

Ömür ve hayat uçurtmanın ipi, kuyruğu sana ve niyetine, çabana inat ......

Akıl almaz, tarifsiz olursuzlukların çalısına, teline, dikenine dolanıp, kopup parçalanarak .......

Seni, salt zaman, hayat ve koşullarıyla mücadeleden değil ...

Sevinçlerden, yürek ve göz bebeklerini mutlu ışıltıdan alıkoyarak .

Adeta, zamana ve hayata yenik, çıfıtı çıkmış sönmüş kandillerden beterliklerde  .....

Hüsran, hicran ve katran karasının ürkütücülüğünde, alenen yiyip-tüketmecesine .....

Sana, saplantılı, marazalı vurgunlukla müptelalıklarda, kirişi kırmışlıklardan peydahlanan dur, duraksız saldırılarda .......!

Kah, delik-deşik ......

Kah, enemişliklerde, hacımatlarda, kan-revanlıklarla, lallıklarda acılara gark ederek, inim, inim inletip ....

Naçarlıklarla, mutsuzluklar kıskacında, an gelip, için, için .....

An gelip, aleniliklerde, ulu-orta kurban ediyorsa ...

Avuçlarınla, ayaklarının altından hayat, kumlar ve iraden ....

Un-ufak olarak .......

Ha bire, kabağa kesik lastik tekerlerden geri kalmazlıklarda ....

Şuursuz, dur duraksız patinajlara, kayıp, tökezlemelerle, düşüp-yuvarlanmalara kul ediyorsa ......!

Tüm bunlar yetmemişçesine ....

Parmağım, kör gözüne hallerde, çevrendeki duyarsız ve insanlıktan nasipsiz, sevecenlikle-şefkatten bi haberliklerde ki ....

Patavatsız-hoyrat hödüklerin, seni sadece şirazeden, çividen, yoldan değil ...

Düpe düz ve gerçekten, insanlıktan çıkartarak, sadece damarına yada nasırına basmakla kalmayıp ...

Tümden volkan, volkan patlayan yanardağdan beterliklerde ve üstelik te ...

İçini-dışına çıkartmacasına tiftik, tiftik atıp ....

Lav, lav  döküp, saçarak ....

Salt kendine değil, cümle çevrenle, hayata  zarar, kusan kor ateşlerde saçıp, tutsak ediyorsa ...

Bilesin ki ...

Nafileliklerle, hoyratlıkların kuşatmasında seni, senden çalmaya yeminliliklerde ......!

Sakarlığın, onulmazlın ve gamların gayya kuyusuna kul etmiş demektir .....

Yahut ta .......

Çıkarlarla, egolara ve entrikalara, kirli-kanlı hesaplarla, fesatlıklara kurban edilen garibim İsa'dan beterlik ler de, çarmıha gererek, sabrını yok edip, aklınla, bedenini ......

Cümle canınla, kuvvet ve kudretini, hasılı ...

İrade, inanç, umut ve haysiyet cellatlığında, onurunu çalan haramilikleriyle ve üstelik ......

Canhıraş çaba ve akıl almaz inat, ısrar ve yeminliliklerde, yelken-kürek gayretkeşlikleriyle ......

Seni, mahv-ı perişanlıklarda, senden, hayat'tan, sevinçten, umutla, mutluluktan çalan ve ....

Tatmadık zulümlerin dayatılanlığında, kala kaldığın dımdızlaklığın da, hazla, nefret köpürten, Drakulalıklarda, seni ......

Göz göre, göre, diri,diri ..

Yani, yaşayan ölü canlıklarda,son nefesini vermeni beklemeksizin ...

Diri, diri ve el aman deyip, yalvarmalarına kulak tıkamışlıklarda 

Kah, toprağa ....... 

Kah, derin mi derin, hatta düpe düz, boz bulanıklığı da aşıp...

Katran karasına kesen, cana-kana susayan boz bulanık sularda .......

Hem de .....

Sırf meramlarına ermeler uğruna ......

Meftine sebeplik ve kastlarla ......

Dipsiz,  kör- karanlık ölümcüllük kusan, ecelin kesilen sularla ....

Kor alevli , harlı Cehennemi ateşlere, gömüp ....

Sana reva gördükleri, envayi çeşit zulüm, işkence ve iliklerine dek tatdırdıkları ölümcül, onulmaz acı ve sancılarala ..... 

Canına ot tıkamak isteyen ......... 

Tıpkı NESİMİ'ye  dayatıp, kanırta, kanırta yaptıkları gibi, zalimliğin sınırsızlığında, derini diri, diri yüzüp ...

Zulmün ve zafer sarhoşluğunun keyifini, demini sürerken, pervasız caniliği sergen edip, kotararak .....

Kendinden geçmelerin, tarifsiz hazını yaşamalarda, yetmedi .....

Dahası ......

Acımasızlıklarda, gözü dönmüşlüklerle bezeli canhıraşlıklarda, sınır tanımayan ....

VAHŞET VE ZULÜMLERDE, canını-iliğini kurutarak defterini dürüp, eline vermeleri istemekle kalmayıp,sabırsızlıkla bekleyen ....

Seni kahpece ve kalleşçe  kapı-çevre kuşatan cellatların ....

Başına buyruk, söz dinlemez  Azrailin ve hatta, en gaddar, amansız Zebanilerindir ...

En gaddar, amansız Zebanilerin ....

EN GADDAR, AMANSIZ ZEBANİLERİN ........!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstaad / Almanya





05 / 11 / 2024 - Salı





Saat ; 13_20



HANGİSİSİN SEN,SENCE

Yaşattıklarının çetelesini tuttum ..
Görüp,okusan ..
Yüzüme bakıp,sevdim demeye utanırsın ..
Ya,o listenin kahramanı, sen değilsin ..
Yada, benim sevdiğim ..
Söyle sana ,hangisisin sen,sence..
Hangisisin sen,sence ?
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
İmmenstaad /Almanya
04/11/2017
Saat; 00_14

OLSA BÖYLE BİR OLANAK ....  BİZDE, MUTLU MESUTLARIN MENKIBESİNİ YAZSAK ..... Olsa böylesi bir olanak ile  şansımız, ortamımız ve gönüllerimi...