17 Kasım 2024 Pazar

 



HER GÜN DAHA BİR YOZLAŞIP,SOYSUZLAŞAN KENT YAŞAM VE İNSAN İLİŞKİLERİNİ   SORGULAMADA ŞİİRİN ARGÜMANIDIR.ŞİİR,BİREYE,TOPLUMA DİLDİR

 


YAĞMUR OLUP YAĞACAĞIM...


 


BU KENTİN VE SENİN ÜSTÜNE....!


 


Bilirsin,herkes kendi ömründe..


 


Kendi acılarını yaşar..


 


Ruhları talan edilip,hasar görsede..


 


Sancı sancı kıvransalarda...


 


Olursuzlukların,naçarlıkların..


 


Bitimsiz acıların içinde..


 


Kar etmezliğinde,bir başka hayatın..


 


Hayatındaki yeri,acıları azaltmaya..!


 


Kendi karanlıklarını ağartan..


 


Güneşlerinin aydınlığında yıkanma-dıkca..


 


Dinmez benliklerdeki,ruhlardaki..


 


Yüreklerdeki depremler,volkanlar..!


 


Ondandır ki,medet ummadan senden ve bir başkasından..


 


Hatta,yorgun ömüründe..


 


Hergün,üstüne devrilen hayat karaltılarını taşımakdan..


 


Bezginliğin doruklarında..


 


Öfke öfke akıp giden,çeşit çeşit..


 


Rengarenk,emanet hayatların keşmekeşliğinde..


 


 


 


 


Kaldırıp koyvermişliğiyle kendini... 


 


Nemelazımcılığın tek düzeliğine..


 


Bağrına saplanan,hançere..


 


Öbek öbek yığılan,kalabalığa..


 


İçine edilmişliğe,aldırmayan..


 


Kin dalgalarının,sokak sokak..


 


İliklerine dek,kendini sarıp..


 


Dolaşıklıkda,hayatların yitmesini iplemeyen...


 


Hemen her köşe başı,her adımı.. 


 


Ruhların,etlerin ayaküstü kerhanelerde..


 


Kerhaneciliklerde alınıp satılarak..


 


Bekaretini,değil kaybetmek..


 


Dipsiz kuyularda katletdiren bu kent..!


 


Artık,beni safra sayıp kusmuk kusmuk atmakta..


 


Çöp bidonlarından taşan,keskin toksit kokularının..


 


Bok ve sidik kokteylinin bulamaç olduğu kanalizasyon loğarlarına..!


 


Lağım farelerinin keyfini kaçırmaktayım.


 


Ben bunun,onlarsa benim farkımda..!


 


Lakin,bir sen,


 


Bir bu acuze,hilkat garibesi kent...


 


Birde,oradan oraya ağıp durmakdan..


 


Gözlerindeki çipil çipil güvensizliği,virüs virüs yayan..


 


Gülüşmelerin olduğu kadar..


 


Mutsuzluklarında bulaşıcılığında..!


 


Kendilerinin farkında olmaları,çoktan unutan..


 


Hayatı ıskalamayı kanıksayan...


 


Sözümona,insan denen bu yığın..


 


Ben,bok böcüsünü farkedememişlikde ..


 


Hergün..hergün bende mikroplar..


 


Vehimler..


 


İrin irin akan cerahat sarısı iflah olmaz,gül yaralar açmakda..


 


Kimselerin ve hatta seninle..


 


Bu şehirin umurunda olmamışlığımda..!


 


Kıble,pusula ve rota şaşmışlığında..


 


Bodozlama toslamakdayım..


 


Hayat yükü,ihanet ve aymazlık denen o ağır mı ağır kayalara..


 


Un ufak olmacasına ezilmelerin,derin tahribatında..!


 


Kendi yaralarımı,kendimin sarmalara tutsak edilmişliğimde...


 


Neye tutunmaya çalışsam..Tıpkı sen gibi,tıpkı yaşama sevincim...


 


Umudum,düşlerim ve hatta..Kenarına kuytusuna sığamadığım..


 


Bu harbeler tüneği...Kişiliksiz ,yavşak ruhlar atığı..


 


Karektersizlikler abidesi bu kent bile... 


 


Kayıp gitmelerde,avuçlarımdan..


 


Ondandır ki..


 


Kimsenin,kimseye medet olmamışlığının çukurunda..


 


Riyalarda debelenen,hayatlara...


 


Sana ve kınalı yosma bu kente..


 


Öfke öfek dolup-taşmışlığımla..


 


İsyan isyan çentikler atmakdan yorgun-bezgin düşmüşlüğümle..


 


Hınçla taşan yüreğimin,


 


Tüm gudubetliğini süzüp,akıtmacasına..


 


Yağmur olup yağacağım..


 


Gözyaşı gözyaşı,kentin ve senin üstüne..!


 


Zehir zehir..irin irin..salya sümük.


 


En sonunda...


 


Beni,benden çalan..


 


Bu kentin ve senin üstüne..


 


Bir sünger çekeceğim..!


 


Artık,halının altına süpürülen..


 


Tüm mezberelikleri,silip süpürüp..


 


Bir yerlerine tıkayacağım..


 


Hayatın,kentin acı acı nağrasına kulak asmadan..


 


Dinsizin hakkından,imansız gelir denmeleri..


 


Boşa çıkartmayarak ve iştahla,isteriyle..


 


Bir kerecik de benim keşfedip,tatmin olmuşluğumla..!


 


İflah olmazlığın.....


 


Mendaburluğun,hücre hücre beni yağmalayıp..


 


İşgal ederek,insanlığımı..İçine sümkürülüp atılan...


 


Kağıt mendilden beterliği reva görerek.. 


 


Değersiz kılmalara soyunarak...


 


Üstüme üstüme gelen... 


 


Ve,adeta hınç duyduğu tüm hayatların,


 


Tahsil edilemeyen faturalarını,bana keserek..


 


Canıma ot tıkamaya yeminliliğin galeyanında,kendinden geçen..


 


Bu kentin ve senin işgalinden bıkıp usanmışlığımla..!


 


Haraç-mezat satmalara koyuldunuz...


 


Beni ve inandığım onca yüce değeri..


 


Sen,karaltıya kesen yığınlar ve.... 


 


Mosturalık olmuş,cafcafalar beldesi bu kent.!


 


Kaybettim kaybedeli,hiçlik moduna bile erişemediğim..


 


Benlik yitmelerinde...Kişilik kırıntılarımı..


 


Erdemlilik ışıltılarımı..


 


Ve,çocuksu saflığımı çalıp,talan eden..


 


Bu zorba,harami ve sen..


 


Becerdiniz,beni düzüp,katletmeyi..!


 


Emin ol,şuan...


 


Yamalı bohça bile benden daha sağlam..


 


Daha işe yarar hallerdedir..


 


Önemsenmeme hoyratlığına tutsak edilmişliğimde,


 


Kenefdeki bok,balkondaki çanak antenler..


 


Trafik deki, uğultu uğultu gürültü kirliliği..


 


Saksıdaki çiçek..


 


İliştiği,bina duvarlarına sinen...


 


O,aşifte gülüşle..


 


Aygın baygın bakışla..


 


Ruhunuzu satın alıp..


 


Çaktırmadan sizi soymaya koyulan..


 


Rengarenk ışıltılı,reklam panolarının albenisi..


 


 


Çöplerdeki,arsız,hırçın aç kedi miyavlamaları..


 


Hırlama hırlama,sokak köpeği huysuzlukları..


 


Evrenin,zamanın ve canlıların..


 


Biyo-kimyalarının bozulmuşluğunda..


 


Aylara sığmamışlığında sokaklara taşan..


 


Takvimleri şaşırtan hayvan isterilerinin..


 


Viyak viyak,ulu-orta çınlaması..


 


Hayvan ve insan denen güruhların..


 


Köhnez kuytuluklarda..


 


Cinselliği katleden,albeni yoksunu..


 


İhtiras dalgalarında yitmelere durarak..


 


Abana abana çiftleşme gayretkeşlikleri...


 


Tekmelenen,boş kutu tıngırtıları..


 


Sokaklara taşan ve hayatı..


 


Kenti işgal eden,arabesk naralara.. 


 


Tinerli,dumanlara bulanmış ulumalar..


 


Aykırılıkların cafcafalı ambalajından fırlayıveren..


 


Onca göstermelik,emanet ve hatta kiralık hayat artıkları..


 


Velhasıl,itiş kakışlar daki onca hay- huylar kadar,ilginizi..


 


Dikkatinizi çekmiyor hallere tutsak edilmişsem..!


 


Yok hükmünde bile değilse ..


 


Şu et bedenliğimde bana yük ve külfet olan varlığım..!


 


Senin,insancıkların,yığın yığın kalabalıkların..


 


Velhasıl,ruhunu satalı...


 


Galata fahişelerine taş çıkartmacasına yosmalaşan bu kentin..


 


Bana sırt dönmüşlüğünün,içime işlemiş-liğiyle..


 


Vurarak kendimi berduşluğa..


 


''-Gitmek mi zor,kalmakmı ? ''


 


Nakaratlarını,dilime pelesenk etmeleri bile terk ederek..


 


İyiden iyiye;gönül küskünlüğüne vurup..


 


Dubalar misali salım salım sallanarak..


 


Kentin,iyot kokusunu...


 


Sıklıkla üstüne ağan,sisini,


 


Külünü,tozunu,dumanını...


 


Ciğerleri esir alan,karbondioksitini..


 


Ömrüme ve bedenime bezemelerde...


 


Yitik hayatımın volkanlarında..


 


Lav,alev,duman ve kül..


 


Hatta,midemi işgal safhasını aşıp..


 


İfrazat,ifrazat..


 


İstifra istifra..


 


Kusmuk kusmuk sokağa taşan,igrençlikle..


 


Varlığımı ispatlara mahkum edilerek..


 


Bok böcülüğündende daha itibarsız..


 


Mutebersizlikde,iğdiş edilen insan artıklığımın curufluğunda..


 


Kıvrım kıvrım,kıvranarak..


 


İtici bakışların,iğreti dudak büküşlerin..


 


Horlanma horlanma,itilip kakılmaların..


 


Tekmelenip,tokatlanmaların beni... 


 


Nişadırsız kaptan bile bozukluklara..


 


 Yalamalıklara ve yağlı-karalıklara itmesinde..


 


Beni,hayatın safrası...


 


Hayatımı,safra yapmışlığınızda...!


 


Sana,duyarsız kalabalıklara ..


 


İçine edilmekden gına gelen...


 


Bu,arsız ve sırnaşık kente...


 


Yavşakca,yamanmaya duracaksam..


 


Yaşamak ve katlanmak..


 


Arınıp,hayata tutunmalara çalışmak.. 


 


Bunun ve bu nafile ömrümün..


 


Nankör zamanların..


 


Hoyrat ve ceberrut hayatın neresinde???


 


Hangi anında ve durumunda mümkündür,acaba ???


 


Gelde,deyiver bunu bana..!


 


Söylenmelerden,burun kıvırıp,hakir görmelerden...


 


Tiksinme ve horlanma moduna yuvarlanarak...


 


Sünepece ve aslakca içeceksem...


 


Dahaca,ben bu ömür zilletini..


 


İçler yakan,panzehirsiz ağusunu..!


 


Müsaadenle..


 


Son bir kez bir eylemlilikle ...


 


Bir idam mahkumunun..


 


Naçarlık kokan,umarsızlığa bezeli, son arzusunu ifa sükunuyla..


 


Bende,ömrümün son arzusunu yerine getireceğim..


 


Gerine gerine..


 


Ve, aldığım hazzı, doya , doya yaşamacasına..


 


Uzatabildiğimce,uzatmalara durarak..!


 


Onun içinde..


 


Salya-sümüklüğümü..


 


Kusmuk ekşimikliğini,sidik kokumu,sinkefimi..


 


Olan tüm netameliğimi..Nikpetliğimi kusacağım..


 


Yağmur olup yağacağım..


 


Gözyaşı, gözyaşı, kentin ve senin üstüne..!


 


Gözyaşı, gözyaşı,kentin ve senin üstüne..!


 


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ


 


Hildesheim / Almanya


17 /11/ 2012

Saat;14_45

16 Kasım 2024 Cumartesi





ÖLMÜŞ EŞEK …………..

Hayatın dayatma ve kasırgalarına göğüs germekten bilenmiş yüreğinle …
Pabuç bırakmamayı öğrenmişsen olur olmaz hallerle, korkulara …
Göğüslerken hayatın zorbalıklarını, pervasız sa ruhunla bedenin ….
Bil ki, ölmüş eşek gibi korkusuzdur ömrün ….
Eskilerle, ekabirlerin dediği gibi …..
‘’ – Beden merteben, erişmiştir, ölmüş eşekler katına …! ‘’
Dillere pelesenk olmuşluğun da, boşa demezler ….
‘’ – Ölmüş eşek, kurttan korkmaz …’’, Diye …..
‘’ – Ölmüş eşek, kurttan korkmaz …’’, Diye …..
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Friedrichshafen / Almanya
15 / 11 / 2019
Saat ; 01_38

15 Kasım 2024 Cuma

 


YERİN YOKSA, ZIRNIK KADAR ...!

Bir kazan duru suya, senden zerrecikliğinde bir damla karışınca ..
Su, boz bulanık kesilip, mundarlaşmacasına kirleniyorsa eğer ...
Dön bak, sen sana ...
Alem pür neşeyken, varlığın eklenince ..
Sus-pusluğa, hatta korkulu bekleyişe dönüyorsa, ortam ..
Ara kendindeki kusurunu ...
Dost kelamına, kelamın konmamışlığı kuralı, sence bozuluyor ..
Muhabbetin yerini kavga alıyorsa ..
Ortalık birden bire, fırtınaya ve kaosa beleniyorsa ..
Ne olur bir an dur, düşün, sor kendine ..
Her ettiğin kelam, attığın adım ve yaptığın fiilde, eylemde...
Bela, bereketsizlik, gudubetlik giriyorsa seninle hanelere ve toplumlara ..
Unutma ki, sebepsiz kuşun uçmamışlığında ..
Sebeb ve mesuliyetin sendeliğini körü körüne yadsıma ..
Kötü günün akşamı, sabahı ..
Belanın-gadanın, nusibetliğin ve husumetin sonu olmaz..
Yaz kışa, barış savaşa ..
Huzur, cinnete ve kavgaya keserken ...
Hep sen varsan, olayların orta yerinde ..
Ya sen aykırılıkların sembolü ..
Ya'da, nikbetliğin mihrakısın demek ki ..
Sen, kalaysız kap misali zehirliyorsundur insanı, insanlığı ..
Aynalara düşen cemalin adeta, kaf dağının ardındaki canavar gibiyse ..
Her keresinde havadan taş, daldan kurt senin başına düşmediyse ...
Sebebini sorgula ..
Yedi bela Hüsnülükler, sana ancak nefret kazandırır ..
Hükümdar olsan da, nafiledir dünyaya ..
Gönüller otağında, dostluk sofrasında yerin yoksa, zırnık kadar ...!
Gönüller otağında, dostluk sofrasında yerin yoksa, zırnık kadar ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

15/12/2016

Saat:14_40

 








KIRIK - DÖKÜK....


Göz kamaştırıcı ihtişamlar aldatmasın, asla sizi
Baktığınızda gördüğünüz ışıltının ardında ..
Sırları dökük ,çerçevesi kırık,içi kan ağlayan bir ayna var aslında !
İçi kan ağlayan bir ayna var aslında !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ



RUHUMUN HİCRAN ŞARKISINI...


Bir taş plaktan yayılan ..
Cızırtılı seslerle bezeli ...
Bir hicran şarkısı dinlemek gibidir, öykümü dinlemen ..
Kah yeline,
Kah, göz yaşı seline kapılırsın ..
Ruhumu üryanlıkla dillendirsem ..
Kuşlar tüyünü döker, denilen türdendir ..
Elem ve hüznün saman sarısında yutulan, ömrüm ..
Ondandır ki,
Et parçası kalbini değil,
Sabır taşı,sevgi ummanı, hoşluk otağı yüreğini alda gel ..
Dinleyeceksen, ruhumun hicran şarkısını !
Yüreğini alda gel,dinleyeceksen ruhumun hicran şarkısını !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen/Almanya

21/07/2016

Saat:21_04

 





KORKULARIN KOLLARINDA...


Sorgusuz,sualsiz,korkusuz-tasasız uzanıversem ..
Anamın yada doğanın kucağına uzunıverdiğim gibi
Ardını- önünü hesaplamalardan yorgun ve korkulardan azade, masumiyet ve durulukla ..
Nede güzel ve anlamlı olurdu ..
Ama, tarumar ederek sen güvenimi,huzurumu
Masumiyet duygumu zedeleyince amansız ve hunharca ..
Şimdi
Değil senin,
Doğanın,gecenin ve uykuların koynuna bile bıçaksız,korkusuz ,nefretsiz uzanamıyorum
Yarattığın eserinim ..
Bak şimdi halime...
Gözüm açık,dikkatlerim dorukta..
Keman tellerinden de beterlikte, gergin ömür tüketir oldum sayende,en sonunda
Buna yaşamak deniyorsa
Yaşıyorum ömür tüketerek, evham ve korkuların kollarında !
Evham ve korkuların kollarında !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen / Almanya

15/07/2016

Saat:03_23

 


KARDELEN ONURUMLA..

Ne kadar vurgun yesem ..
Zemheride donsam ..
Talanlarda kırılsam ..
Ölür, ölür dirilir ...
Yine de ve inadına KARDELEN ONURUMLA ...
Çiçeğe dururum,çiçeğe ,
Dağ,bayır,ova az gelir, bana ....
Serpilir, dal-budak çoğalırım ..
Ömür, ömür ,gönül, gönül,yürek, yürek
İnadına ve daha bir inanç, azim ve kararlılıkla üstelik de ..!
Azim ve kararlılıkla üstelikte ..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

13 Kasım 2024 Çarşamba






ÖLÜME KÖPRÜ VE ELÇİLİKLERDE .....

AZRAİL KESİLİRLER, AZRAİL ........!
Çözümsüzlükleri tarifsizliğe kurban giden anlar, haller ve olaylarla kuşatılmışlığında ...
Nafileliğin ve zamanın dişlileri arasında ezilip, yiten, hiç olan ömürler ..
Tıpkı, karanlıklar ve karaltılar ormanının ürküntülü dünyasında .....
Gün yüzüne hasret toprağıyla, balta girmemiş bu abaza ormanın derin meşum, karanlık kuytusunda ...
Güneşsizliğe, neme, küfe kurbanlıklarda .....
Zamansız erken ölümü içip, çürüyüp ölen ve ölümlerle, öldürmelere hizmet eden, nice masum kılıklı, SİNSİ CANAVAR, AZRAİL AĞAÇLAR, gibidir .....
Bazı ömürlerle, ölümler vardır, sadece kendisiyle sınırlı kalmamacasına çürümeyle, yeni ölümlere hizmet edenliklerinde ....
Canlı, yaşayan ömür işlevselliklerini yitirmeleriyle bile .....
Hayata, dünya ya, bulunduğu coğrafyayla, ortama ve dışındaki varlıklarla, mazlum ve masum hayatlara zarar vermekle kalmaz ....
'' - BÜNYELERİNDE, GÖRÜNMEZLİKLERDE VİRÜS TAŞIYANLIKLARIYLA ''
'' - MASUMİYET KİSVELERİYLE ...! ''
Dahası ...
<< - Durumdan vazife çıkarmışlıklarıyla .....
Adeta, ölüme köprü ve elçiliklerde, Azrail kesilirler, Azrail ....
ÖLÜME KÖPRÜ VE ELÇİLİKLERDE ......
AZRAİL KESİLİRLER, AZRAİL ........!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
Immenstaad / Almanya
13 / 11 / 2024 - Çarşamba
Saat ; 15_35

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...