13 Şubat 2025 Perşembe






YALANLA, ZİYANDA, HARAP-TÜRAPLIKLARDA, İLELEBET DÜRÜLMÜŞLÜĞÜNDE ........

HARAP-TÜRAPLIKLARDA, İLELEBET DÜRÜLMÜŞLÜĞÜNDE .......!
Yalansa, ömrünle, dilin azığı .....
Kendi, kendine atmışlığınla ...
Yersin eninde-sonunda, seni mahv-ı perişan eden o, kazığı .....
SENİ MAHV-I PERİŞAN EDEN O, KAZIĞI .......!
Ömrünü de, un gibi, ipe serenliğinde .....
<< - Benim oğlum bina okur .....
Döner, döner yine okur ...! '' Tekerlemesini, doğrulamacasına ...
Döner, döner kurutusun ömrünü, gerçeğin ateşiyle, hayatın güneşinde .....
GERÇEĞİN ATEŞİYLE, HAYATIN GÜNEŞİNDE .......!
Elinden-avucundan kaçanın, sadece mutlulukla, sevinç ve erinç olmamışlığında .....
Düpedüz hayatı, ömrü ve güzellikleri HAR VURUP, HARMAN SAVURANLIĞINDA ......
'' - Hele, hele de '' -KAÇAN BALIĞIN BÜYÜK OLURLUĞUNDA ...
YERLE, YEKSANLIKLARDA,TARÜMAR OLAN ÖMRÜNÜN VİRANLIĞINDA ........!
Üstelik, yalanın harmanıyla, bereketinin, binasının olmamışlığında .....
Var olan, göz de, karın da doyurmaz kıytırık kar'ı'da, KEDİYE YÜKLETENLİĞİNDE ......
El, elde, baş, başta çırak çıkıp, dımdızlak, hamama yakışırlıklarda ÇIRIL-ÇIPLAK kalıp .....
Avucunu yalamışlıklarda, üçün birine talimde taban tepip, kelik-çarık eskiterek .......
Ömür, göz nuru, dirsek, hayat ......
En kötüsü de, umut çürütmüşlüğünde, UMUT .......!
Kendi ayağına kurşun sıkıp, ömrüne kefen biçenliğinde .....
Kendini kandırıp, avuç yalayanlığın utancıyla-ezincinde ...
Göçer gidersin ........
İçin, için çürümüşlüğün farkındasızlığında, helaklıklarda ......
Ölüm denen meşum karanlık alemle, muammalar atlasının, derin sükut ve sükun ülkesinin dönülmezliğine ......
Dün, dirinde yüzüne tükürtüp, soyuna sövdürenliğine .......
Bu gün, üstelik bir de, ölünle-gelmişine-geçmişine, yedi sülalene, yetmedi ........
Cümle ceddinin, ölüsüne-dirisine, kah, ŞARAP ÇANAĞI'na ......
Kah, TASINA, TARAĞINA, TEKERİNE-KASNAĞINA .......!
Şerbetlenmiş lanetle, KATLANIP-KATMERLENMİŞ ÖFKE, gün yüzü görmemiş, yakası-bağrı açılmamış, en Sinkaflı küfürleri ettirip, ekletenliğinde .......!
Naçarlıkla, farkındasızlıklarda, bilinmezliklerle, geri dönülmezliklere, apansız ve zamansız yelken açmışlığında ....
ÖLÜM DENEN MUTLAK VE YADSINAMAZ GERÇEĞİN, HER CANLIYI, ÖLÜMLÜYÜ KUŞATIP, ESİR ALMIŞLIĞINDA .....
Katılırsın o kervana, tıpkı senden önceki hemcinslerin gibi .....
Binip te, gidersin İMAM'IN KAYIĞI'NA, dününün, ömür defterinin, yalanla, ziyanda, ilel-ebet dürülmüşlüğünde ....
UTANÇLI, AYIPLI TELEF-ZİYAN BİR ÖMRÜN, BEYHUDELİKLERDE ...
Harap-türap, BOZULMUŞ VİRAN BAĞLIĞINDA .......!
Karasını, akından çokluğuyla......
Ak'ının,KARASINDA BOĞULARAK, helak olmuşluğunda .....
HELAK OLMUŞLUĞUNDA .......!
Adına << -ÖMÜR .>> Denen o, bağı ......,
GERÇEKLE-DOĞRUYA, sırt dönüp, göz kapayıp, kulak tıkayıp .....
Yetmedi ....
Nasreddin Hocanın Türbesinin kapısında asılı olduğu söylenen KİLİT misali, KİLİT ASTIRMACASINA, KİLİT .......!
Canhıraş gayretkeşlikle, İlle de ODUNUMUN PARASI ....
Diye, ısrar ve inat sergileyen o köylü gibi ....
'' - KÖR İNAT ''Ta .....
AYAK DİREYENLİĞİNLE ve ......
DİŞ-TIRNAK VAR EDEN, ama aynı zamanda, KÖKÜNE KİBRİT SUYU DÖKEN .....
Bağnaz mı bağnaz, SAĞ DUYUDAN NASİPSİZ, insanlık fukarası, bağbanlığında .......
İNSANLIK FUKARASI, BAĞBANLIĞINDA .......!
Muzurlukla, hınzırlıkta, kuyrukları birbirine dolaşmayan Tilkilikle, kurnazlıkta SINIR TANIMAYANLIKLA .......
KENDİ CEHENNEMİNİ YARATANI,
VAR OLDUĞU VE DUR, DURAKSIZ HEP YANDIĞI SÖYLENEN ....
O mahşeri AZAP ATEŞİ'nin, odunu kesilip .......
İKİ ALEMİNİ DE BOKLAYANI, KATLEDENİ olup-çıkanlığınla ...!
Sürüklenip-kapıldığın YALAN-DOLAN ÇARKINDA ..........
Un-ufaklıklarda, KÜLLİYEN YALANLIĞINDA, yananlığında telef olanlığında .....
Her geçen an çoğalıp, yutan önü-ardı kesilmeyen benzersiz ve tarifsiz TARÜMARLIKLARDA ......
YALANDA-DOLANDA, hiç ve piç olanlığında ....
HİÇ VE PİÇ OLANLIĞINDA ........!
Iskalanan hayatının.......
HAYATIN, HAYATLARIN, hasılı insanlığın yüz karası, << - UTANÇ NİŞANESİ ...! >> Olmuşluğunda ......
İNSANLIĞIN YÜZ KARASI, UTANÇ NİŞANESİ OLMUŞLUĞUNDA ...!
Dününün, akıbetinle-ahıretinin, hasılı ......
SİNİP, ÇIKMAYAN KALAYCI KARALIKLARINA MEYDAN OKUYAN YAĞLI KARALIKLAR- ZİFİRİ KARANLIKLAR ......
HÜSRANLAR, UTANÇLAR VE İHANETLER, HEBALAR VESİKASI OLUP-ÇIKAN ......
ÇAĞLARA UZANIP, BEZENEN VE BU GÜNDE DÜNÜ YAŞATAN, UTANÇLAR KANITI ......
İNSANIN VE İNSANLIĞIN YAFTASI ....
YÜZ KARALIĞI VESİKASI, ÖMÜR DEFTERİNİN .....
YALAN LA, ZİYAN DA, HARAP-TÜRAPLIKLARDA, İLEL-EBET DÜRÜLMÜŞLÜĞÜNDE ........
HARAP-TÜRAPLIKLARDA, İLEL-EBET DÜRÜLMÜŞLÜĞÜNDE .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
12 / 02 / 2025 - Çarşamba
Saat ; 23_46

9 Şubat 2025 Pazar







KENDİMİN, VAR ETMİŞLİĞİNDE ....!


Ne korkum var, ne'de, eyvallahım ...
Yaşadığım, ömür denen, kesemde ...
Görmediğimse ,sunulmamışlığın da ...
Gizli henüz, hayatın zulasında ..!
Olsun, ne çıkar ...
Yaşıyorsam sözün bittiği o, anı ..
Gelmişsem, yolun sonuna ..
Bitmişse, deniz ..
Görünmüşse, kara ..
Ey ölüm, seninle bile pazarlığım ..
Alavare- dalaveremin ..
Üstelik, minnetimin ve gebeliğimin de, olmamışlığında ..
Haydi, çık ta gel ...
O, yağız yılkı atlığında ..
Bindirerek beni, terkine ..
Al götür, şaha kalkarak, üstelikte ..
Dört nala koşarak geçir, beni ....
O, muammalar ülkesine, erişmecesine ..
Bilinen tüm sınırların ötesine ..
O, gidip te, dönenin olmadığı, ölüm denen, aleme ...!
Binmişliğimle, bir alamete ..
Varsın olsun, gideyim kıyamete ..
Kıyameti, yaşarken görüp ...
Kendi cennetimi de, cehennemimi de....
Kendimin, var etmişliğinde ..!
Kendimin, var etmişliğinde ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

27/ 01 / 2017

Saat; 18_45

 

BEKLERSE .....,

Esir almışlığında, vesveseler, evhamlar, korkular ..
Acabalar, keşkeler ve hasılı akrep ruhlulukla dolu, harislikler ..
İlletiyle, zilletiyle ...
Beklerse insan ömrünü, kevgire dönen ruhu, iflah olmaz asla ..
Kıskançlığın ve hasetliğin kıskaçlarında, ömür tüketmeye koyulunca ..
Görmez ruhu, yüreği, sevginin gün yüzünü,o, albenili güzelliğini ..
Hemen, hemen, hiç bir zaman ..
Doluya koysa, aldıramaz...
Boşa koysa, dolduramaz ..
Aklının, karanlık sokaklarında dolaşmaktan helak olan ...
Çelişkilerlerle beslenen ...
İkircekli duygularını ..
Takmışlığıyla aklını, karalara ..
Bağlamışlığıyla gözünü ve ruhunu, hırsın ve karamsarlığın ..
Hayattan, zevk alıp, güzellik dermeyi unutmuşluğuyla, çoktan ..
Sunulsa bal ona, altın işlemeli kaselerde, cömertçe ..
Yine, hoşnut olmaz ..
O, bildiğini işleyip ..
İnatta ayak diretmişliği ..
Dahası, '' - İlle de, odunumun parası . '' tavrıyla ..
Nuh deyip, peygamber dememişliğiyle ..
Maraza musallat olmuşsa, insana ..
Örülmüşse, sevgisizlik ve nefret duvarıyla surlar...
Kat, kat ömrüne, yüreğine ..
Ne yapsanız, ne etseniz de, nafile ..
Olsa, olsa ..
Teneşir paklar, böylesi, vehim güruhu, bedeni ...
Nikbeti ve ucubeliğiyle ....
Beklerse, ömür denen viranesini, ruhunun gamlı baykuşlarıyla ..
Baş edemediği, kana doymayan, sevgiye ve insana düşman ...
Karanlığın vampirleri ..
Erdirebilseniz de, onu arşa ...
Öpse de güneş onu, olanca sıcaklığıyla ..
Erimez onun, karanlık ruhunun ve sevgi yoksulu yüreğinin, buzları ...
Beklerse, karamsarlığın ve kötümserliğin neferleri ..
Ömürleri, yürekleri....
Paklasa, paklasa, cehenneminin alevleri, paklar ...
O, zavallı, o, haris ...
O, acınası narsist, biçareyi ...

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

29 / 01 / 2015

Saat;00_20

 








HAYATLA TUTUŞTUĞUM LADESİ, HEP KAYBEDEN OLDUM !


İstemeden itildiğim bu oyunda ...
Yaldır-yapalak düştüğüm, bu amansız hayat yolunda ...
Gelmedik kalmadı, şu garip başa ...
Hiç babamı sormadı, hayatla, el alem, bana ..
Hep, anamı belledi ...
Hayatla tutuştuğum ladesi, hep kaybeden oldum, sonunda ....!
Gözümü açtım, açalı, şu dünyaya ..
Hayatın sillesini yedim, daima ..
Bahtım gülmedi, ne aşktan, ne mutluluktan yana ..
İsyanımı duyanın, olmamışlığında ..
Sarıldığım dallar, elimde kaldı ..
Balı, kaymağı el yedi, doyanlar, kirişi kırdı ..
Bulaşıkla, faturayı ödemek, hep bana kaldı ...
Halimi görenler, avanak dedi ...
Hayatla tutuştuğum ladesi, hep kaybeden oldum, sonunda ...!
Dur-durak bilmedi, yağdı taşlar, başıma ..
Düşmanım yokken ortada, dosttan geldi darbelerle, kazıklar bana ..
İhanet yazıldı, ömür sayfama ..
Ele, akı,
Karasıyla, yarası hep, bana düştü ..
Nedense talih, hep bana küstü .?
Güdük eşek kuyruğu gibi ..
Ne uzadım, ne kısaldım ..
Süründüm durdum, oldum olası ..
Ne, gözümü açtırdı, ne, yüzümü güldürdü ...
Başımın belası, geçim kavgası ....
Yüklendi sırtıma semer, sıktıkça, sıktı belimi, kemer ..
Ne cepte para, ne ayakta, kundura ..
Ne'de, kıçta don kaldı ...
Oldum sonunda, el-gün maskarası ...
Nerden çıktıysa karşıma, hayat denen bu, hıyar ağası ..
Kurumadı donumun arası, kapanmadı hiç kıçımın yarası ..
Hayatla tutuştuğum ladesi, hep kaybeden oldum, sonunda ....!
Ben, beni bildim bileli ...
Garibim gömleğimin, iki yakası
Bir an olsun gelmedi, bir araya, her ne yaptımsa .....
Ele talih, banaysa hep, Kör Salih çattı ..
Düştü hep, gülmeye hasret yüzüm, çatıldı oldum olası, kaşım ..
Daima ağırdı başım, yokuşa vuruldu yolum..
Kah ,düzde ...
Kah ,çıkmaz sokaklar da kayboldum...
Hiç mi hiç eksilmedi, sel-su olup, aktı göz yaşım ..
Ne gün gördüm, ne ondum ..
Aç geçsede günlerim, oldum olası, tıka-basa, toktum ..
Bilmesinler açlığımı, diye..
Açlıktan kokan nefesime inat, diş arama hep kürdan koydum ..
Anlayacağınız, aç gezdim, kuyruğu dik tutmalarda, tok göründüm ...
Halden,hale büründüm, hep, yerlerde süründüm ...!
Direnmeye ,dirensemde ...
Hayat denen kumarda, daima ütüldüm...
Girince, güneş kanıma ...
Sevda yeli, esince başımda ...
Kanıp, yalancı bahara ..
Aşka, çiçeğe durdum, ayaz vurdu, dondum ..!
Gonca ömrümü görmeden, zamansız sarardım-soldum ..
Üryan geldim, doğumda ...
Bana, hep üçün birinin kalmışlığında ...!
Meftalığımda, musalla taşına ..
Gömülmüşlüğümde, toprağa ...
İki arşın kefenin bile, ben garibe çok görülmüşlüğünde
Gelişimdeki gibi, giderken de, üryan kondum, mezara ..
Demem o'ki, bunca lakırdının sonunda ..!
Değil merhem olması, nasırıma..
Anlayacağınız gibi, hayatla olan tangoda ..
Hayat denen, bu gaddar ...
Olanca acımasızlığıyla, hep bastı, ayağıma ...
Yaram bana ...
Çığlığım, asumana asılı kaldı, ardım sıra
Hayatla tutuştuğum ladesi, hep kaybeden oldum, sonunda ....!
Hayatla tutuştuğum ladesi, hep kaybeden oldum, sonunda ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya
28/01/2017

Saat:07_37

 



YUTAR .....!


Zaman, hayat, yıllar, karanlıklar,anılar ..
Kentler, elemler ve nihayet sular yutar, ömürleri, sular ...!
Kimi zaman, iradi ve zorunlu seçimlerde ..
Kimi zaman, rastlantısal yada kazalarda, gayri iradiliklerde ..
Dayatmalarda, kanırtarak sunar acıyı, dibine kadar, içirtmecesine ...!
Şakayla gelen, felaketlerde, göz yaşı, göz yaşı .....
Azap, azap çoğalan, yürek dağlanışı ve kahredişler yaratarak ....
Girdabında yutar sular, ömürleri, hayatları, bedenleri, yarınları ....
Düşleri ve umutları, asla geri vermemecesine, çekerek derinlerine ..
Ardında yığın, yığın acılar ve göz yaşı selleri çoğaltarak ..
Yutulan, sadece ve sedace alalade bir hayat değildir ..
Çoğu kez, sırlar, acılar, nefret ve ihanetler ....
An gelir, efsanevi aşklar ve sevgileride yutar, sular ...!
Zaman, zaman boz bulanıklığında gözün, gözü görmemişliğinde ..
Çoğalan imdat seslerinde ve lal dillerin ..
Elem kaynağı yüreklerin, sessiz yürek çığlıklarını da yutar, apansız ..
Vermemecesine, geriye ...
Su, hayat kaynağı olduğu kadar, ölümün, felaketinde, aracı ve sebebidir .
Umut, ekmek-rızık ve hayat sunup ....
Olanca cömertliğinde, insanları doyurduğu gibi ..
Beklenmemişliğinde ve çözülememişliğinde, ölümlerle, felaketlerde saçar..
Sunar ölümleri, içine çekerek bedenleri, hayatları ..
Geri verdiği de olur, cesetliklerinde ..
Asla iz olmamacasına, yuttuğu da olur, kuytularında karanlıklarında, çürütür, hayatları ..!
Aynaların derinlikleri, göz bebekleri nasıl varda, yoku ..
Yokta , varı sunar ve yaşatırlarsa insanlara kendi gizemlerinde ..
Muammanın çözülememişliğinde, sularda sunar, böylesi halleri ..
Akıl ve zeka tutulmalarında, küçük dilleri, yutturmacasına ..
Sözün ve umudun bittiği, anda ..
Sunarak safrasını, en hoyratlıkla, katran karasında, boğar .. Zamanı ve bedenleri....
Bir varmış, bir yokmuşluklarda ..
Bir göz açıp-kapamacasına, kısacık zamanlarda .
Kalanların, muammalı gözlerinin ..
Gizemli sırları ve bilinmezlikleri, artlarında bırakmışlığında ..
Sular, envayi çeşit hal, durum ve koşullarda ..
Sarıp-sarmalayarak ..
Kahırların, ömür ve bedenleri derdest, etmişliğinde ..
Yutar, sular ömürleri ..
Ömürlerin ve kendilerinin için, için çürümüşlüğünde ..
Tuzun kokup, kendisinin ve hayatın çürümüşlüğünde ..
Sunarak cömertçe ölümü, canlara, bedenlere, hayatlara ..
Sular, geri vermemecesine, ömürler yutar ...!
Hayatlar da, hayatları, umutları, geleceği ..
Ömürler de, ömürleri yutar sular ..
Yutar, sular ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

04 / 02 / 2013

Saat ; 22_18 

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...