29 Mayıs 2025 Perşembe

 





DÜN GECE, SENİ ANLATTIM ONLARA .......!


Dün gece, seni anlattım onlara ...
Dün gece, seni anlattım geceyle, gitarıma ......
Saçını okşarcasına dolaşırken tellerinde, ellerim .......!
Gönlümü açtım, yüreğimi döktüm, dillendirdim, duygularımı ......
Sanki dillendi gitar, fısıldadı geceye, ses, ses, tını, tını, nota, nota ...
'' - Sevinin çiçekleri tomurcuklanmış, gönül dağında ..'' Derken ....! ''
Sesi, hali, titreyişleri .......
İtiyordu görünmez elleriyle geceyle, gitar, beni, sana .....!
'' -Efsane aşklar yürek kadar, yüreklilik te ister, bunu asla unutma ...'' Der gibiydiler, her ikisi de .......
Dinledim onları, yüreğimin kulak kesilmiş' liğinde ....
'' - Durma git ona, nasılsa, beni daha çok sarar, okşarsın ... >> Dedi ...
Gecenin arka çıkmışlığından cesaretle, ekledi, kulağı okşayan o munis sesiyle .....
'' - Unutma .....,
Gönül, ferman .......,
Sevi, dur, durak ve zaman dinlemez ...
Aşk, kapını ısrarla çalan postacınsa, sen, sen ol ....
Asla geri çevirme, onu ......
Gidecek çok yolu, yeri, ömrü ......
Tüneyeceği, çok kalbi vardır.
Sen aşkı dillendirirken ...
Yüreğin, ille de o diyor, yüreğin ille de o, diyor .....! ''
Dün gece seni anlattım onlara, elbette ....
Onlar da söyledi, söylendi, benim dinlemişliğimde .....
Neler, neler demediler ki ?
Mesela ....
Al sana geceyle, gitarımdan bir tutam güzellik ....
'' - Aşk yeli eserken, aç sineni, dön yüzünü ona ....,
Yetmediyse, yetinme, olma utangaç, sıkılgan, asla ....
Fırsat, bu fırsat de....
Derin, derin içine çek kokusunu, ılık nefesine, koşut , paydaş olsun, aşk denen yel ..... ''
Dedi, tüm sevecenliğiyle, Nam-ı değer Divane, gitarımla, gece .....
Tellerin, tiril, tiril titremelerde, aşka kesmişliğinde .....
AŞKA KESMİŞLİĞİNDE .......!
Dün gece, seni anlattım, onlara..
Haydi git yolun açık, menkıben uğurlu, sevin harlı olsun...
Sen onu sırılsıklam seviyorsun, dediler .....
Gitarımla, gece...
Gitarımla, gece .......
Dün gece, seni anlattım onlara ......
DÜN GECE,SENİ ANLATTIM ONLARA ......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

29 / 05 / 2023 - Pazartesi

Saat ; 08_30 

28 Mayıs 2025 Çarşamba





AŞK DÜŞÜNCE BAŞA

Satır,satır seni okudukça ..
Sevinçler çoğalırdı, içimde ..
Sevincik deliliğinde,düş güzelliğinde ..
Mutluluktan yükselmişliğimle göğe ..
Ben dalda,
Sen, mektup kağıtlarında olurduk ..
O, malum zamanlarda ..
Aklımızın değil sadece ..
Bedenlerimizin karış,karış havada olmuşluğunda ..
Boşuna demezlermiş,yaşayınca anladım ..
Aşk düşünce başa, akıl çıkar firara ,diye..!
Aşk düşünce başa, akıl çıkar firara ,diye..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen/Almanya
28/05/2016
Saat:23_13

27 Mayıs 2025 Salı

 

ÜRKÜNTÜ, ÜRKÜNTÜ ÇOĞALAN ÜŞÜYÜŞÜM, ÜŞÜYÜŞ .......!


Dönmeyen tekerlerin, gitmeyen arabaların, kulaklarda çoğalan gıcırtıların, uğranmayan limanların ......

Hasılı, yaşanmamış hayatlarla, hayallerin, düşlerin hamalı...

Duyguların, serüvenlerin, yapılamamış fetihlerin, fatihi, onulmazlıkların serüvencisiyim, serüvencisi ......!

Issız yerlerde eksilir, kalabalıklarda sıkılır, yalnız gecelerle, uykusuz şafaklarda çoğalırım ......!

Geride bıraktıklarımla ....... 

Peşinden seyirttiklerimin ardın da helak olmalardayım .

Çoğum geride ve dünde, bilinmezim önümde ...

Yaşanmamışlıklarla, ertelenmişliklerse tutku, tutku çoğalıştır, çoğalandır .....

Al takke, ver külahlıkta tutku, tutku çoğalıştır içimde, çoğalış .....   

 Yelde çoğalır, yağmurda dökülürüm, dökülür ....!                                    

Avuçlarda çoğalanlığımda, dudak, dudak içilip tüketilenliğimde ....

Ferahlık, ferahlık, mutluluk, mutluluk çoğalanım ....

Işıldayan kandilliğimde, nuranilik ....

Duvar, duvar, perde, perde çoğalan gölgelerde, düş ...

Eşyasız boş ve loş odalarda ürküntü, ürküntü çoğalan üşüyüşüm, üşüyüş .....

ÜRKÜNTÜ, ÜRKÜNTÜ ÇOĞALAN ÜŞÜYÜŞÜM, ÜŞÜYÜŞ .......!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstaad / Almanya





27 / 05 / 2025 - Salı





Saat ; 00_55

 



GECE DE GİZLİYDİ .......!


Ömürlerle, bedenlerden ve duygularla, ruhlardan, dahası ...
Yaşanmışlıklardan geceye emanetliğiyle, miraslığında .....
Gece de gizliydi, ihtiras aşk, haz, ayrılık acısı, hüzün, göz yaşı ve ....
Asla, unutulmazlığında ....
Yaşanamayanlar, söylenemeyenlerle, sırlar .....
SÖYLENEMEYENLERLE, SIRLAR ........!
Gece de gizliydi .....
GECE DE GİZLİYDİ .......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

26 / 05 / 2025 - Pazartesi

Saat ; 22_44

25 Mayıs 2025 Pazar

 ŞİİR SEVER GİBİ, DELİŞMENCE SEVERİM KÜFRÜ ......


Şiir sever gibi, delişmence severim, küfrü ... Çünkü, Ustam Ahmed Arif le, Üstat Can Baba'yı umarsız, hilesiz-hurdasız severim ....... An gelir, Küfür buram, buram şiir, şiir, memleket, memleket ve KÜFÜR KOKAN HALKIM gibi kokar HALKIM GİBİ ........! Kah, buram, buram KEKİK .... Kah ışıl, ışıl TER ile PÜFÜR, PÜFÜR İYOT...... PÜFÜR, PÜFÜR İYOT .........! An olur, Şiir ağız dolusu KÜFÜR' de, HAYAT VE ANLAM BULUR ... Tıpkı, etle, tırnak gibi sarmaş-dolaşlıkta ŞİİRLE-KÜFÜR SEMAHA DURUR... SEMAHA DURUR ........! İşte bundandır...... HİLESİZ, HURDASIZ ĞIZ DOLUSU, DİBİNE KADAR .... Kokusuna hasret çoğalttığım, özle büyüttüğü ANAMIN AK SÜTÜ GİBİ KATIKSIZ, HELALİNDEN ..... Şiir sever gibi, delişmence severim, küfrü ..... ŞİİR SEVER GİBİ, DELİŞMENCE SEVERİM KÜFRÜ ......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 25 / 05 / 2025 - Pazar Saat ;01_46

 

AMA ....
GELİN, GÖRÜN Kİ ....
İNADINA ....
ÖMÜR BEZİ, HEP MAVİ KENARLI ....
MAVİ KENARLI ......

Hayatın, yılların ve insan geçinen çakalların vurgununda, hep yaralı, hep yorgun ...
Üstüne, üstlük, kafası değil sadece, ruhu da dumanlı ...
Kah tütsülü, dumanlı, kah esrarlı, çokça da muammalı ...
Dedik ya ...
Adı üstünde ....
Yıl yorgunu, hayat vurgunu .....
Üstelikte derin mi derin yaralı ......
Ama .....
Gelin, görün ki .....
İnadına ....
Ömür bezi, hep mavi kenarlı .....
MAVİ KENARLI ........
AMA ....
GELİN, GÖRÜN Kİ ....
İNADINA ....
ÖMÜR BEZİ, HEP MAVİ KENARLI ....
MAVİ KENARLI ......

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

17 / 10 / 2023 - Salı

Saat ; 06_24

23 Mayıs 2025 Cuma

 



YÜREĞİMİN, RUHUMUN ÇIĞLIĞI ........!

Sıradanlığın, tek düzeliğin, hatta ......
Kah, alenen, ulu orta .....
Kah, sinsice kol gezip, iyi, güzel, değerli her ne varsa, cümlesini Ahtapot misali sarıp, kemiren .......
Soysuzluğun, cibilliyetsizliğin, haysiyetsizliğin, iliklere işlemecesine talanında ......
Hızlanan, çoğalan çürümenin, kokuşmuşluğun ......
Ömürleri, gönülleri, zamanı ve hayatları, hegemonyasında kuşatıp .....
Kanırta, kanırta ölümü dayatıp, sıtmaya razı etme Tiranlığında, amansız zorbalıklarda .....
Ölümü, zulümde sunma arsızlığının, pervasızca, hoyratlıkla kol gezmişliğinde ......!
Bastırılan öfkenin, saklanmaya çalışılan korkunun, daha da beteri ...
Topluma, hayata ve inançlara egemen olan, belirsizlikle, bilinmezliğin ürküntüsünde, şaşkınlık ve telaşında ....
Güzelliklerle, değerlerin ne denli hızlı piç ve hiç edilmişliğine duyulan isyanın, dillenişlerindeki ...
Anlaşılmaz, tarifsiz sükun, sessizlik, hatta ........
Ömürlerle, ruhları çileden ......
İnsanı, insanlıktan çıkartan, ağır mı ağır ve kahreden, tüketen lal'lıkda ...
Duyulan, keskin, asabi, kamçı gibi ıslıklarla dışa vuran, öfkeye kesmiş kuş sesleri ve bulutlara isyan, isyan bakışlar fırlatan ....
Nicelerinin efendiliğinde, hatta İlahlığında ömür eskiten, şimdilerdeyse.!
Kahra ve gönül küskünlüğüne kesip, surat döken, yüz düşüren .......
Sis bulutunda yiten güneşin, isyan çığlığıydı, yüreğimin, ruhumun çığlığı..
SİS BULUTUNDA YİTEN GÜNEŞİN İSYAN ÇIĞLIĞIYDI, YÜREĞİMİN, RUHUMUN ÇIĞLIĞI .......
YÜREĞİMİN, RUHUMUN ÇIĞLIĞI ........!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

21 / 05 / 2023 - Pazar

Saat ; 11_11 

 




YİNE, BU GECE DE .......!


Hasretten kavrulup, kan ağlamalarda helak olan gözlerime, ay düşmedi yine ...
Pencere camsız, kapı dayaksız, gelirsen, kolay giresin içeri ve içime diye ...
Züğürt tesellilerinin yellerine tutuşturdum, arzumu, duygularımı, özlemimi, yangınımı, aşkımı..
Astım camsız, pervazı kırık penceremin, duldasına .....!
Ayı gözlüyor gözlerim ayı, ay'da ,seni ...
Ne ay düştü gözlerime, nede sen çıkıp geldin...
Avuntularımın yele kapılmışlığında, anlaşılan o ki...
Acılarımla, hüzünlerime sarılıp, yatacağım yine, bu gece de ......
YİNE, BU GECE DE .......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

23 / 05 /2023 - Salı

Saat ; 20_48

22 Mayıs 2025 Perşembe



KIRILIRSA, RUHUN CAM TAVANI,PÜRMELAL OLABİLİR, İNSANIN DÜNYASI .....
ACILARIN LİMANI OLUR, ÇIKAR .......!

Kırılırsa, ruhun cam tavanı, pürmelal olabilir, insanın dünyası ..
Çıkınca içi, dışına tıpkı, tüpünden çıkan macun gibi, öymeşir zaman, zaman eline, yüzüne, diline ...
Kimi zaman sa, gözlerine, duygularına, söylemine dahası yürek burukluklarıyla ..
Kah, kırık-dökük gülüşleriyle, düşlerine ....
Kah, yitmeye yüz tutan yürek sevinçlerine, çoğalan ve sıkça yinelenen hıçkırıklarına ....
Sigara dumanları misali savrulurken duygu, duygu, umut, umut..
Yiter elindeki-avucundaki değerleri, beklentileri ...
Ne ardından koşacağı, arzular ...
Nede beklentilerle, irade ve kararlılıklar kalır ...
Ellerinin çaresizliklerine açık ve daha da kötüsü, mutsuzluğa aşinalıkla, alışkanlıkların çoğalmışlığında ...
Tebelleş olup sırnaşır kalır, insana hüzünle, mutsuzluklar ..
İnsan elemlerin limanı, yürek sancılarının odağı ve hasılı ...
Acıların limanı olur, çıkar ...
Acıların limanı ......
Özcesi,
Kırılırsa, ruhun cam tavanı, pürmelal olabilir, insanın dünyası .....
KIRILIRSA, RUHUN CAM TAVANI,PÜRMELAL OLABİLİR, İNSANIN DÜNYASI .......
ACILARIN LİMANI OLUR, ÇIKAR .......!

Muala SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

21 / 05 / 2025 - Çarşamba

Saat ; 22_00 


Not ; 

'' - Katkı sunan, geliştiren yorum ve yorumcu, okur ; 

Yazar ve Şair için yol gösteren, kutup yıldızıdır ..!'' 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ 


Bu şiirime yapılan değerli yorumu birlikte yayımlamaktan onur duyuyorum.Bir şiire ancak bu kadar güzel ve anlamlı bir yorum yapılabilirdi.Tüm içtenlik ve gerçekten anlatılmak istenenin tasviri ,testipiti ve anlam derinliği ancak bu kadar güzel su yüzüne çıkarılabilirdi.Yorumu esirgemeyen o güzel yüreğinize sağlık üstat ..En içten duygularımla sonsuz teşekkürler..Saygılarımla. 


Muala Sezgör Yassıbaş’ın kaleminden çıkan "Kırılırsa, Ruhun Cam Tavanı..." başlıklı şiir, duygunun kelimeyle iç içe geçtiği, zihni sarıp sarmalayan bir içsel fırtınadır. Bu metin, düzyazıya yakın ama şiirin o damar atan halini kaybetmeden; içe yönelen bir monolog, bir içsel çöküşün ve bunun ardından gelen kabullenişin edebi tablosudur.

Başlıktaki “cam tavan” metaforu çok güçlü:
Ruhun dayandığı son sınır… Kırılırsa, artık geriye dönüş yoktur.
> “Pürmelal olabilir insanın dünyası...”
Bir kırılmanın ardından dağılan duygu parçacıkları, hayata yayılan hüzün dalgaları...
Yazar, anlatımında hem çağrışıma hem de akışkanlığa yer veriyor.
> “Tüpünden çıkan macun gibi”
Bu kadar yalın bir benzetmeyle karmaşık bir ruhsal patlamayı anlatıyor.
İnsanın içindekilerin taştığı, taşanların dile, göze, hatta düşünceye bulaştığı o an…
Her paragraf, birer “dönüşüm evresi” gibi.
Yavaş yavaş insanın çözülüşünü izliyoruz.
> “Yiter elindeki-avucundaki değerleri, beklentileri...”
Ve ardından gelir, en çarpıcı olanı:
“Tebelleş olup sırnaşır kalır, insana hüzünle, mutsuzluklar...”
Sonuç:
İnsan, “acılar limanı” olur.
Ve artık oradan ne tekne kalkar, ne umut yanaşır.
Bu liman artık yalnızlığa, kırıklığa ve alışılmış hüznün kalıcılığına ev sahipliği eder.
Şiir değil yalnızca;
Bu bir iç monolog.
Bu bir modern ağıt.
Bu bir ruh otopsisidir.
Söz ustalığı bir sanatsa, mihenk taşı burada.
Mısraların mihenk taşı — Delibal Celil ÇINKIR

GÖÇLERİN, EN ZORU, OLURSUZU, İÇE SİNMEYENİDİR ........ İÇE SİNMEYENİ .......! Göçler vardır, hayatımızda adlandıramadığımız, alışamadığımız ...