22 Şubat 2025 Cumartesi

 



RUHUM, ESİNTİLER ATLASI OLUP, ÇIKTI .......!

Zaman denilen bilinmezliklerle, gizemler ummanının derinlerinde, kulaçlamalarda .... An olup, soluksuzluklarda kendinden geçmelerde ... An gelip, hoşnutlukla, ferahlığın pelerinine sarınmışlıkta, güzellikleri keşfe koyulmanın tarifsiz hazzını yaşayarak .... Kısır döngülerde un-ufaklıkla, az'da, öz'ü keşfetmenin zenginliğini yaşamanın cömertliğinde voltalarda ...... Kendine yolculuklarda ki, kendini keşfe koyuluşlarda dönenip duran ruhum .... Bahşedilenlerle, tattırılanlar arasındaki gel- gitlerde, dönüp- dönenip durmalarda, çölde umman, umman da, serap yaşamalarda .... Ruhum, esintiler atlası olup, çıktı .... ÇÖLDE UMMAN, UMMAN DA, SERAP YAŞAMALARDA ...... RUHUM, ESİNTİLER ATLASI OLUP, ÇIKTI .......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 21 / 02 / 2025 - Cuma Saat ; 23_42

21 Şubat 2025 Cuma

 




KÜF SARINCA YÜREĞİNİ ....


Küf sarınca yüreğini ...
Unutursun sevmelerin, gülmelerin ...
Sevgi çoğaltmaların ve sevgiyle çoğalmaların ..
Suya hasret çorak topraklar gibi olur ömrün ve bedenin ...
Ne gündüz-gece,ne akla-kara fark eder o zaman seni ..
Duyguların tiftilmeye muhtaç ....,
Kirli ve buturaklı, arınmaya muhtaç yapağ eskisi olur çıkar !
Açmaları tatmadan,sararıp-solan,kuruyup-dökülen çiçeklere dönersin
Hayat külfet, beden sadece kahır küpü ....
Ruhun kevgire dönmüşlüğünde, azabın gayya kuyusu hallerinde ..
İçin, için göynümelere durur ....
Özünün çürümesiyle soluğun iğrendiren kokulara kesilir ...
Seni arındıran ve iyide büyüten kaynaklarının kesilmişliğinde ..
Sen sana ve hayata , insana ....
Yaban, hatta düşman olursun farkındasızlıklarda ...
Tıpkı, verim ve bereketten kesilen topraklığınla ...
İllet saçarsın illet, evrene ...
Küf sarınca yüreğini ...
Eminim..
İlacının, panzehirinin ...
Ve,hatta yegane şifasının sevgi olduğunu idrakten yoksunsan ..
Nafiledir, nafile tüm çabaların ..
Çor' un, derdin ve nefretin .....
Seni, amansız ve arsız zehirli sarmaşıklar olup sarmışlığında ..
Dur durak bilmemecesine döner durursan, kinin kirmanında ...
Karışır sonunda akın, bokuna ..
Tüm gözler bela,uzanan eller yılan,iyiliğine kelam eden diller ..
Ağu olup çıkar senin indinde..
Usunun ve duygularının yerinde yeller esmişliğinde ..
Yere baksan, yer bakır ..
Göğe baksan, gök demir naçarlığını yaşarsın ..
Düştüğün illet ve zillet çukurunda debelenir durusun ..
Eceli gelmiş itler misali titremelere kesilerek ...
Garez, riya ve nifakta ihanet üreten, kara akrepliğinde ..
Sen sana bile azap verirsin , kuşkuların çarmıhında asılı kalmışlığınla ..
Marifet ...
Küfün sarmamasıdır yüreği, ömrü ve ruhu ..
Düştüğün dertten kurtulmaya gayrette harcadığın emek,zaman ... Düpedüz ziyandır ..
Dahası da, heba,israf ve israfın haramlığında da haramdır, haram ...
Unutmamalısın ki, sana en kötü ihaneti ve zulmü kendinsindir yapan ..
Senin sana sevgisizlikte düşmanlığın sürdükçe ....
Ne yılana-çiyana ..
Ne'de,
Düşmana ihtiyacın vardır unutma ...
Ondandır ki,nefsinin kölesi olacağına ..
Onurunun uşağı ol ,düşürme yüreğini,ömrünü ve ruhunu küfe ..
Yutulma,tarifsiz kör sancıların girdabında..
Sevgisizlik ve nefret sarmallarında an be an ..
İçin,için ölüp, mundarlığın ve melanetin çukuruna gömülme ...
Ölme yeter'ki....
Kin, intikam ve sevgisizlik fukaralığında ...
Ölünce, kaldırıp koyarlar seni, azapların harı'na ..
Kendi cehennemini bu dünyada bizzat yaratıp ..
Cehennem ateşine odununu taşımışlığınla ..
Sen,sen ol ..
Çıkarma yadından ..
İki cihanda da mundar gelip,mundar gitmişliğinle ..
Boklarsın ömrünü, ıskalarsın hayatı ...
Küf sarınca, yüreğini !
Küf sarınca, yüreğini !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

Friedrichshafen /Almanya

21/ 09/ 2016

Saat;09_15

20 Şubat 2025 Perşembe

 


ŞEYTANIN, AZAPTA GEREKLİĞİNDE !

Hem kaçan, hem kovalayan isen ..!
Avcıda sen,avda sensen ...
Hem cellat,hem tutsak'san ....
Nasıl kırarsın bu kısır döngünün paslı çarkını ?
Yıllardır dayatılan bu kör dövüşünde ..
Bumerangların kurbanı, hep sen oluyorsan ..
Sokamadı isen bu dişliye irade ve sorgulama çomağını ..
Daha çok zerzebil ve sefil olursun..
Bu kirli hengamede ..
Kalırsın hep, kendi üstüne devrilmelerin ..
O, can alan ağırlığında ezilmeler de ...
Onursuzluğu içmenin o kör sancılarında ....
Naçarlık ve nafileliklerde debelenmeler de ...
Şeytanın, azapta gerekliğinde ..!
Şeytanın, azapta gerekliğinde ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen /Almanya

22/09/2016

Saat:03_13

 

IŞIKLA, GÖLGENİN SAVAŞINDA ...
Aydınlıkla,karanlığın ...
Işıkla,gölgenin amansız savaşında ...
Ömürlerin,bedenlerin kavganın kızıl şafağında ..
Yengi ve yenilgilerde ...
Ölümle, zaferin şerbetini içip ..
Sarhoşlukla, sefilliğin külüne-tozuna belenip
Onurla, zaferin şalına bürünmüşlüğünde
Işığın peşine düşenler yol aldı,menzile vardı ...
Erdi muradına ...
Fethetti karanlığın ve korkunun krallığını ..
Dikti,onurun burcuna,sancağını ....
Gölgenin peşindekiler yitti, şaşkınlığın dehliz ve labirentlerinde yitirdi yolunu ..
Yorgun,yitik ve yenilmişliğin sancısını, iliklerinde duymanın acısına belendiler..
Döğüştüklerini sanarak, biraz eğlendiler ..
Yenilginin kahır meyini içtiler ..
Hem bu günlerini, hemde yarınlarını yitirip ..
Yarınsızlığın ve ufuksuzluğun hüsranında ..
Sümsüğü düşük sefiller orduluğunda ..
Tarihin sahnesini göremeden ..
Çöp sepetlerindeki, yerlerini aldılar ..
O sefiller için ışık ve nur ne kadar ıraksa,azap ve kahır o denli yakındı ..
Tarih, her iki taraf içinde hükmünü yazdı ..
Işığın peşindekiler, tarihi yazdı ..
Gölgenin peşindekiler hüsranda, kırılarak mezarlarını kazdı ..
Birileri tarihe altın harflerle yazılırken ..
Birileri sadece zaferleri değil, hayatı ve yarınları ıskaladı ....!
Hayatı ve yarınları ıskaladı ..
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Ereğli/KONYA
20/02/2018

Saat; 23_00

 






KIRIK DÖKÜK...


Darmadağınık hallerimde ..
Saçılan hüzünlerim de ,
Ne yaptım, ne ettim se ..
Bir türlü hayata sığdıramadağım,
Kırık-dökük gülüşlerim, gizlidir ..!
Kırık-dökük gülüşlerim, gizlidir ..!

Mualla Sezgör YASSIBAŞ
Altınoluk/EDREMİT
10/01/2016
Saat: 08_35

 

KARCİĞAR MAKAMINDA YAĞIYORDU KAR...!

Yerini bırakmışlığıyla,kışa sonbahar...,
Dışarıda yağarken tüm güzelliğiyle...
Haşmetli,kristal güzelliklerde kar.
Düşerken odaya ve ruha...
Zaman dehlizinin köhne sokaklarından.
Geceyi,ruhu,gönlü esir almışlığında anılar...
Ömrün,
An olup, sükun sükun.
An olup,çağıl çağıl akışlığında...
Yad bedesteninin esrarına bürünmüşlüğünde...
Dökülür,saf saf....
Sökün etmişliklerinde anılar.
Tarih ve ömür denilen yedieminin elindeki...
Anılar sandığının açılmışlığında.
Kah,
Lavanta kokululuğunda...
Kah,
Naftalinden yayılan,kesif bir geniz yakıcılığında..
Sergen olup dillenmişliğinde,onca anının..
Sürülüp savrulmuşluğunda iken ruhlar,dünün rüzgarında..!
Dillenir,gönül sazı.
Şarkıların,terennüm terennüm nakaratların da...
Sevgiye aralanan, kanı çekilmiş dudaklara vurulmuşluğunda.
Bir renk cümbüşüyle,perde perde inerken, gözlere anılar.
Dışarıda,gönülde ve ruhta...
Karciğar makamında,elif elif yağıyordu kar...!
Ses,ses...
Nota,nota güzelliklerde .
Bir Saadettin KAYNAK eserinde.
Sevgili can Mustafa SAĞYAŞAR dillendirilmişliğinde..!
''-Kara bulutları kaldır aradan...
Yar aman..'' ,derken.
Adeta,
Olursuzluklardan bezmişliği resmediyordu..!'
Mest etmişliğin kollarıyla sardığı benliklere..!
Tercümanlığında gönüllere...!
Dil olmuşluğun da,yüreklere.
Dışarıda yağarken ılgıt ılgıt,elif elif kar..!
Sarıyordu,anılarda hüznün rüzgarı...
Ruhu,efkar efkar..!
Yıllara direnen antika radyodan,dalga , dalga yayılmışlığında
Gönüllere sinmişliğinde,  dillenirken şarkılar...
Karciğar makamında, elif, elif yağıyordu kar...!
Karciğar makamında, elif, elif yağıyordu kar...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ.
Hildesheim / Almanya
25/06/2009
Saat;15_20

19 Şubat 2025 Çarşamba








 GÖZÜNÜ KARARTARAK GEL ..


Tüm ertelenmişlikleri, gecikmişlikleri,
Mışları, muşları, acabaları ..
Geçmişi, ısklanmışlıkları ..
Sünepeliklerini, sığındığın kör kuyuları, labirentleri, inlerini
Saklandığın ve sakladığın karanlık ve karaltıları, olursuzlukları
Pişmanlıkları, yanılgı ve yenilgilerini .....
Hasılı ..
Seni, senden çalan korkularını yak ta gel ..
Geleceksen bana,
Sevdayı dolu, dolu ve dibine kadar yaşama ve yaşatmacasına
Beni, sevginin harın da ve narında kor, kor yakıp, kavurarak ...
Ömrüne beni ve aşkı, ömrüme aşkı ve seni yazarak ...
Aşkta, aşkla, aşka boğmacasına, gel ...
Yüreğini, aşka bileyerek ..
Ruhunu soyarak, ruhumu soymacasına...
Cesur yürekliliğinle ve sevdanın erdemiyle ..
Yüreğinle dinleyip,aklınla duyarak ...
O, eski seni ardında bırakarak ...
Aşkı içerek, ederini bilerek
Yelken kürek ...
Yaldır, yapalak ..
Köprüleri atıp, eskiye ve düne ait yükleriyle,küf kokan tüm gemileri yakarak
Gözünü karartarak, gel ...!
Gözünü karartarak, gel ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Ereğli / KONYA
22 / 10/ 2015
Saat; 02_30

 





BİL, KAVRA, SORGULA!..

İnsanlık varolalı bitmez bu kavga..

Ezenle,ezilen,sömürenle sömürülen...

Yönetenle,yönetilen varolalı beri...

Düşeli,insanın insanla kavgasında ilk kan toprağın bağrına..

Sor sen sana;nedendir bu amansız,bu bitimsiz kavga diye ?

Sığlığına düşmeden,nefsinin ve düşüncenin.

Bil,öğren,kavra ve anla hayatı..

Sorgulamışlığınla sen seni,insanı ve evreni...!

Egemenler;hırslarıyla,aç gözlülükleriyle zaptedeli

İnsanlığın ve evrenin değerlerini,damarlarını,kalelerini.....!

Marifet bilmişlerdir oldum olası ..

''İnsan kanına,''Kardeş kanına'' ekmek doğramayı''..

Rivayet odur ki,Habil'le Kabil'den beri vardır,bu kanlı kör dövüş..!

Dahası...

İnsanın, insana kulluğunda,insanın, insana kıymışlığında..

Doğrayıp ekmeğini canının kanına,banıp, banıp yiyerek ..

Doymazlıklarıyla,kanıksanmışdır insanca(!)

Böyleliğinde kirli mi kirli,kanlımı kanlı kör dövüşlerde bakmışlardır oldum olası..

Devranlarının sürmesine,kervanlarının yürümesine...

Çıkar ve menfaat çarklarının dönmesine,yağlayarak dişlilerini ,kanla..

Öncelikleri olmuşdur oldum olası ceplerinin dolup,işlerinin yürümesi..

Gel zaman-git zaman sanayii devrimiyle iştahlar kabarıp ,hırslar artınca..

Gözleri iyiden iyiye kan bürüyünce...

Gemi azıya alınca insanoğlunun hırsı,sağduyu firar edip,insanlık,erdem,ahlak dağa çıkınca...

Bencilliğin ve kirli paranın,tutkularla hırsların ağı esir aldıkca insanı..

Görmez olmuşdur insanın gözü kavım,kardaş,ana-baba,hısım akraba ..

Terkedilmişliklerde yitmişdir,insani sevgide..

Sonunda çıkmaz sokaklarında ihtirasların...

Yitmişdir umutlar,düşler,canlar arda arda..

Ölüm ölüm yığılmacasına devrilmişdir insan ve insanlık kendi üstüne..!

Varsa yoksa,kefenin ''Olmayan cebi'ni'' doldurmaya yeminliliklerde ...

Saldırganlaştıkca,saldırganlaşarak,azdıkca, azarak ölümü ve elemi sundu...
İnsan, insana(!)..

İnsanlığın ''Paranın kirinde,Kar'ın bataklığında'' yitmişliğinde..

''Hep bana,Rab bana'' kısır döngüsünde kıvranmışdır, insanlık...!

Dökülen kan denizinde, bir yan düşmüşken can derdine..

Bir yan;hep işini bilmişliğin soysuzluğunda,hırsının şahlanmışlığında..

Servetine servetler katarak,semrilmiştir hayatta..!

Ta'ki, bu amansız kavganın doruğunda,yiterken günümüzde insanlık ve erdem...

Kurumsallaşmıştır iyiden, iyiye bu amansız çelişki..

Varoldukca sınıflar ve arttıkca çelişki, azdıkca savaşlar..

Emperyalizm çağında en vahşi haline bürünmüşlüğünde Kapitalizm...

Daha...daha..daha, diyerek naralar atıp..

Azıp saldırmıştır masum ve mazlum uluslarla,emeğe ve biçare halklara..!

Dünün çakalları,leş kargaları palazlanıp bela olmuştur evrene,insanlığa ..

Kendi soyuna kirbit suyu dökmecesine,azarak insan denen hayvan..!

Bürünmüşlüğüyle ,'Hilkat Garibesi''hallere ......!

Boğazlayarak anasını,babasını,evladını ....

Gözünün dönmüş,sağduyusunun körelmişliğinde..!

Kurmaya öykünmüştür,ölümlerle geleceğini..

Sömürerek dini,insani ve milli duyguları,düşürerek kardeşi kardeşe.....

Bakmıştır hep, kurduğu ''Zulüm ve Sömürü'' düzeninin işlemişliğine..

Dün Anadolunun bozkırlarında, Rusyanın, Afrikanın derinliğinde..

Dağında-taşında Asyanın, Japonyanın gizemli güzelliğinde..

Yüzyıl süren savaşlarla Amerikan topraklarının doyumsuz güzelliğinde..

Zindan etmiştir, insana, insan dünyayı adeta..!

Yaşamak varken Kardeşce ve Barışta insanca iç, içe sevgide..

O,çareyi aramıştır hep ölümde ,zulümde ve nefrette..!

Sömürüye yeminliliğinde....

''İnsanı,sevgiyi, barışı, kardeşliği'' düşman bilmişliğinde.

Dün Osmanlı,evvelsinde Fransa, yenisinde Amerika, Almanya, İngiltere..

Adlarının, bayraklarının farklılığı,önemi niye..?

Adlar ne farkeder, sömürünün kara düzeni aynı olup..

Döküldükce insanın kanı insanca(!)bu kirli oyunda,kanlı savaşta..?

Şimdi; Dur, düşün bir yol..?

Neden düşman ediliyor,Anadolum da Türk, Kürde ?

Neden katlediliyor, insan Libya çöllerinde ?

Kanlı ve kirli ''Sömürü ve Zulüm çarkında''kıyılarak insanca,insana vahşice..?

Önce insan,ardısıra onca yeraltı ve yerüstü kaynağı mahvediliyor talanda?

İnsanın varoluş tarihi ve öyküsü kadar derin, köklü, karmaşık ve anlaşılmazdır.

İnsan misali, insanın, insanlığın(!) eseri, savaşların tarihide..

Çevirirsen yönünü, ışığa, aydınlığa, bilime ve barışa..

Kavrarsın bu karanlık ve kanlı oyunun ardında, saklı gerçeğide..

İşte o zaman,alet olmazsın sömürüye....

Dur dersin, dur ..

Kardeşin, kardeşi katline..!

Zor oyunu bozar,derler daima...

Sen sen ol,asla bunu unutma..!

Çomak sok sömürünün çarkına, feleğin çemberine...

Korkusuzca ve insana has onurluluğunla,sağduyunla..

Dinlemişliğinle yüreğinin sesini..!

Varsın kovsunlar seni, dokuz köyden..

Yaşayacak ve yaşanacak bir ''Onuncu Köy''bulursun,varedersin o zaman daima..!

Dursun diye bu kirli ve kanlı savaş..

Aydınlat, anlat, bellet insana ''İnsanca Hakca'' düzeni...

Haykırarak''Katledilmesin İnsan ve İnsanlık''diye boz bu oyununu,inançla..

Karanlık İblislerin değirmenine su taşıma..

Kardeş kanına ekmek doğrayıp, banma kan çanağına lokmanı..

Çakal sürüleri, sardılar dört bir yanı..

Yağıyor bak ölüm ...

Gökten,denizden ve karadan insana alev alev..

An oluyor Afrika da beleniyor insanlık kana, an geliyor Irakta,Afganistanda..

An geliyor burnunun dibinde, kendi toprağın Anadolumda yakarak bağırları..

Ateş düştüğü yeri yakar, derler demesine..

Lakin, zamanın bir adım ötesinde ....

Gün gelir, apansız ve acımasızlığıyla sarar senide ateş...

Kapıldığın vurdumduymazlığın, gafletin, ihanetin, hırsın kirinde, senide..!

Geç olmadan zaman,geçmeden iş işten....

Dur demezsen ateşe, ırak sayarsan senden ateşi..

Yağar ölüm, ölüm başına, gün gelir o ateş seninde..

Ondandır ki,''dur de'' dur...!

Ve, inançla karşı dur......

Sömürünün, sermayenin, emperyal vahşilerin, bu karanlık oyununa..

Uyan, dinleme, sustur Salozların Mavallarını..

Yanmasın istiyorsan ciğerin, ölümlerde için için...!

Dökülmesin istiyorsan toprağın ve evrenin bağrına, kardeş kanı...

Yanmasın,yakılmasın istiyorsan insanın, insanca canı...

Bil, kavra, sorgula sen insanca; Seni,evreni ve hayatı...!

Bil,kavra,sorgula sen insanca;Seni,evreni ve hayatı...!

Mualla YASSIBAŞ

Hildesheim / Almanya

23 /03 / 2011

Saat ; 15_49

OLSA BÖYLE BİR OLANAK ....  BİZDE, MUTLU MESUTLARIN MENKIBESİNİ YAZSAK ..... Olsa böylesi bir olanak ile  şansımız, ortamımız ve gönüllerimi...