23 Mayıs 2025 Cuma

 



YÜREĞİMİN, RUHUMUN ÇIĞLIĞI ........!

Sıradanlığın, tek düzeliğin, hatta ......
Kah, alenen, ulu orta .....
Kah, sinsice kol gezip, iyi, güzel, değerli her ne varsa, cümlesini Ahtapot misali sarıp, kemiren .......
Soysuzluğun, cibilliyetsizliğin, haysiyetsizliğin, iliklere işlemecesine talanında ......
Hızlanan, çoğalan çürümenin, kokuşmuşluğun ......
Ömürleri, gönülleri, zamanı ve hayatları, hegemonyasında kuşatıp .....
Kanırta, kanırta ölümü dayatıp, sıtmaya razı etme Tiranlığında, amansız zorbalıklarda .....
Ölümü, zulümde sunma arsızlığının, pervasızca, hoyratlıkla kol gezmişliğinde ......!
Bastırılan öfkenin, saklanmaya çalışılan korkunun, daha da beteri ...
Topluma, hayata ve inançlara egemen olan, belirsizlikle, bilinmezliğin ürküntüsünde, şaşkınlık ve telaşında ....
Güzelliklerle, değerlerin ne denli hızlı piç ve hiç edilmişliğine duyulan isyanın, dillenişlerindeki ...
Anlaşılmaz, tarifsiz sükun, sessizlik, hatta ........
Ömürlerle, ruhları çileden ......
İnsanı, insanlıktan çıkartan, ağır mı ağır ve kahreden, tüketen lal'lıkda ...
Duyulan, keskin, asabi, kamçı gibi ıslıklarla dışa vuran, öfkeye kesmiş kuş sesleri ve bulutlara isyan, isyan bakışlar fırlatan ....
Nicelerinin efendiliğinde, hatta İlahlığında ömür eskiten, şimdilerdeyse.!
Kahra ve gönül küskünlüğüne kesip, surat döken, yüz düşüren .......
Sis bulutunda yiten güneşin, isyan çığlığıydı, yüreğimin, ruhumun çığlığı..
SİS BULUTUNDA YİTEN GÜNEŞİN İSYAN ÇIĞLIĞIYDI, YÜREĞİMİN, RUHUMUN ÇIĞLIĞI .......
YÜREĞİMİN, RUHUMUN ÇIĞLIĞI ........!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

21 / 05 / 2023 - Pazar

Saat ; 11_11 

 




YİNE, BU GECE DE .......!


Hasretten kavrulup, kan ağlamalarda helak olan gözlerime, ay düşmedi yine ...
Pencere camsız, kapı dayaksız, gelirsen, kolay giresin içeri ve içime diye ...
Züğürt tesellilerinin yellerine tutuşturdum, arzumu, duygularımı, özlemimi, yangınımı, aşkımı..
Astım camsız, pervazı kırık penceremin, duldasına .....!
Ayı gözlüyor gözlerim ayı, ay'da ,seni ...
Ne ay düştü gözlerime, nede sen çıkıp geldin...
Avuntularımın yele kapılmışlığında, anlaşılan o ki...
Acılarımla, hüzünlerime sarılıp, yatacağım yine, bu gece de ......
YİNE, BU GECE DE .......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

23 / 05 /2023 - Salı

Saat ; 20_48

22 Mayıs 2025 Perşembe



KIRILIRSA, RUHUN CAM TAVANI,PÜRMELAL OLABİLİR, İNSANIN DÜNYASI .....
ACILARIN LİMANI OLUR, ÇIKAR .......!

Kırılırsa, ruhun cam tavanı, pürmelal olabilir, insanın dünyası ..
Çıkınca içi, dışına tıpkı, tüpünden çıkan macun gibi, öymeşir zaman, zaman eline, yüzüne, diline ...
Kimi zaman sa, gözlerine, duygularına, söylemine dahası yürek burukluklarıyla ..
Kah, kırık-dökük gülüşleriyle, düşlerine ....
Kah, yitmeye yüz tutan yürek sevinçlerine, çoğalan ve sıkça yinelenen hıçkırıklarına ....
Sigara dumanları misali savrulurken duygu, duygu, umut, umut..
Yiter elindeki-avucundaki değerleri, beklentileri ...
Ne ardından koşacağı, arzular ...
Nede beklentilerle, irade ve kararlılıklar kalır ...
Ellerinin çaresizliklerine açık ve daha da kötüsü, mutsuzluğa aşinalıkla, alışkanlıkların çoğalmışlığında ...
Tebelleş olup sırnaşır kalır, insana hüzünle, mutsuzluklar ..
İnsan elemlerin limanı, yürek sancılarının odağı ve hasılı ...
Acıların limanı olur, çıkar ...
Acıların limanı ......
Özcesi,
Kırılırsa, ruhun cam tavanı, pürmelal olabilir, insanın dünyası .....
KIRILIRSA, RUHUN CAM TAVANI,PÜRMELAL OLABİLİR, İNSANIN DÜNYASI .......
ACILARIN LİMANI OLUR, ÇIKAR .......!

Muala SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

21 / 05 / 2025 - Çarşamba

Saat ; 22_00 


Not ; 

'' - Katkı sunan, geliştiren yorum ve yorumcu, okur ; 

Yazar ve Şair için yol gösteren, kutup yıldızıdır ..!'' 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ 


Bu şiirime yapılan değerli yorumu birlikte yayımlamaktan onur duyuyorum.Bir şiire ancak bu kadar güzel ve anlamlı bir yorum yapılabilirdi.Tüm içtenlik ve gerçekten anlatılmak istenenin tasviri ,testipiti ve anlam derinliği ancak bu kadar güzel su yüzüne çıkarılabilirdi.Yorumu esirgemeyen o güzel yüreğinize sağlık üstat ..En içten duygularımla sonsuz teşekkürler..Saygılarımla. 


Muala Sezgör Yassıbaş’ın kaleminden çıkan "Kırılırsa, Ruhun Cam Tavanı..." başlıklı şiir, duygunun kelimeyle iç içe geçtiği, zihni sarıp sarmalayan bir içsel fırtınadır. Bu metin, düzyazıya yakın ama şiirin o damar atan halini kaybetmeden; içe yönelen bir monolog, bir içsel çöküşün ve bunun ardından gelen kabullenişin edebi tablosudur.

Başlıktaki “cam tavan” metaforu çok güçlü:
Ruhun dayandığı son sınır… Kırılırsa, artık geriye dönüş yoktur.
> “Pürmelal olabilir insanın dünyası...”
Bir kırılmanın ardından dağılan duygu parçacıkları, hayata yayılan hüzün dalgaları...
Yazar, anlatımında hem çağrışıma hem de akışkanlığa yer veriyor.
> “Tüpünden çıkan macun gibi”
Bu kadar yalın bir benzetmeyle karmaşık bir ruhsal patlamayı anlatıyor.
İnsanın içindekilerin taştığı, taşanların dile, göze, hatta düşünceye bulaştığı o an…
Her paragraf, birer “dönüşüm evresi” gibi.
Yavaş yavaş insanın çözülüşünü izliyoruz.
> “Yiter elindeki-avucundaki değerleri, beklentileri...”
Ve ardından gelir, en çarpıcı olanı:
“Tebelleş olup sırnaşır kalır, insana hüzünle, mutsuzluklar...”
Sonuç:
İnsan, “acılar limanı” olur.
Ve artık oradan ne tekne kalkar, ne umut yanaşır.
Bu liman artık yalnızlığa, kırıklığa ve alışılmış hüznün kalıcılığına ev sahipliği eder.
Şiir değil yalnızca;
Bu bir iç monolog.
Bu bir modern ağıt.
Bu bir ruh otopsisidir.
Söz ustalığı bir sanatsa, mihenk taşı burada.
Mısraların mihenk taşı — Delibal Celil ÇINKIR

18 Mayıs 2025 Pazar

 

ÖMRÜMÜN İNCİSİ, RUHUMUN İŞKENCESİ KESİLDİ .......!





Uğruna türaplıklarda, sevdaya adanmışken ömrüm ....

Züğürt tesellilerinde ömür telef edip, yitirdiğimi aramalardaki körü, körüne cebelleşmelerde ...

Sadece hayatı ıskalamakla kalmayıp .....

En alasından, avucumu yalayıp, mutsuzluk ve çile zindanlarında ömür tüketip, gün eskitmişliğimde....

Elde eriğin, koyunda koruğun, en kötüsüde ......

 Ömür ve duygu dağarcığımda, umudun kalmayıp, yitip-tükenmişliğinde ....

Zamanla, elemlerin koynunda geçen, telef yılarda .....

Zıpkınlanmış balık, sürülüp-savrulan gazellere .....

Bizarlıklarda kendinden geçmiş, esrik hırpanilere ve yağı-gazı bitmiş, avara kandillere döndüm ......

AVARA KANDİLLERE DÖNDÜM .......!

Neye öykündümse, hüsran umanında boğulup, yutulmuşluğumda ....

Elimde patladı, umudun ışıkları, soldu-karardı yaşama sevinciyle, ruhumun ışıltıları, yakamozları .....

Hüznün fenerinin kah parıldayan, kah çakıp yiten ışıklarında, mutsuzluğun kuşatılmışlığında ...

Yitik ve viran insan eskisi olup, çıkmışlığımda ....

Takvimlerin sararıp-solmuş eskimeye yüz tutmuş yapraklarının arasında yitti, tebessümün izleri ......

YİTTİ, TEBESSÜMÜN İZLERİ ....!

Şimdilerde, her nereye baksam, ufuk kara, umut firar da .....

Gönül darda, gayya kuyusunun dipsiz karanlığında ....

Adeta, zulmün- hüsranın, hicranın işkencesiyle, mutsuzluğun darağacında iç çekişiyor .....

Elem mengenesinde ezilip-sıkılmalarda, içimin-dışıma çıkmışlığında, kekreliği içe işleyen, mey olup çıktım ........

KEKRİLİĞİ İÇE İŞLEYEN, MEY OLUP, ÇIKTIM .........!

Düne, aşka ve yürek sevincine dair neye uzanıp, ney yöne yürüyüp, hangi dala el atsam ....

Kırılıp dökülüyor her şey ve un-ufak oluyorum umutla, mutluluk adına ...

Yol çetin, menzil ırak, takat sa kalmadı .....

Ömrüm, çileye talimlerde, yaşama sevincini yitirmeye yüz tuttu....

Göynüyen gönlümden süzülen hüsran  sızı,sızı dağılıp-saçıldı .....

Dört bir yanda , apansız kuşatmacasına, sirayet etti günüme,  ömrüme, gözlerime......!

Gün karardı, söndü gözümün-gönlümün feri ...

Hasılı...

Dün sevdaya dair ne düşleyip, kavlettiysem, uçup gitti elimden, yele-kuza(vara-yoğa) karıştı ....

Bir ben kaldım geriye, insan eskiliğinde hayatı çilede tüketip, ıskalamalarda kararmada talimlerde .....

Pörsüyüm, esilmişliklerdeki un-ufaklıklarda, yerle yeksaanlıklarda toz-duman hallerde .....

Sevda vurgunu, hayat yorgunu, zaman eskisi ömür ve gönül kocası olup, çıkmışlığımda ....

Gözlerin.....

Dünde, ömrümün incisi, mutluluğumun kaynağıyken ..

Bu günde, keserin,sapın ve  nihayet hesabın dönüp, her cü merç olup çıkmışlığında ....

Külliyen yaşadığım, alt-üstlüklerde, sevdanın sillesini en ağırından ve iflah ettirmeyenliğinde yemişliğimde ......

Yenilgimin, hüsranımın ve hüznümün ilanı, itirafı olup, çıkmışlığında .....

Yitti, derinlerinde yittiğim gözlerin ........! 

Böyleliğimde .....

Ömrümün incisi, ruhumun işkencesi kesildi ....

ÖMRÜMÜN İNCİSİ, RUHUMUN İŞKENCESİ KESİLDİ .......!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstaad / Almanya





18 / 05 / 2025 - Pazar





Saat ; 00_01

17 Mayıs 2025 Cumartesi

 




DİPSİZ UÇURUMLARIN, ÜRKÜTEN VAŞAK KARANLIKLARI .......!


Kuzguni gecede, yutkundukça ölüm kusuyordu, dipsiz uçurumların

ürküten vaşak karanlıkları .....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

17 / 05 / 2023 - Çarşamba

Saat ; 11_52 

 


Gerçek kasırgadır. 

İnsanın bedenini değil ruhunu soyar, kişiliğini üryan kılar, üşütür...

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Immenstaad / Almanya

16 / 05 / 2025- Cuma

Saat; 23_15

16 Mayıs 2025 Cuma

 








HAMDİ ABİ ..........


Zaman değirmeninde öğütülen yılların ardından .......
Yılların, her hepimizden çaldıklarının yada biriktirdiklerinin ardından ...
Dünümü, hele, hele de, çocukluğumun o, rengarenk, güzelim evresini anımsatmayı da aşıp, yaşatan, şu güzelim fotoğrafa bakınca .....
Üzerindeki, tıpkı gözlerin gibi mavi önlüğünün renklerinde ......
Yine ve hala, tüm albenisiyle, bulut, bulut dünüm, hele, hele içime işleyen güzelim çocukluğum gelir gözlerimin önüne .....
Anacığımın kokusu, içime işleyen gülüşüyle babamın munis bakışları sarar,sarmalar .....
Giderek düne, tüm canlılığıyla ve heyecanıyla anımsarım ........
'' - Dondurmalar için pastahaneye yada akşam üstü beş sularında SARAY'IN önüne gelen arabana nasılda koşardık ....
Sevinçten ayaklarımızın kıçımıza değmecesine, yarışarak birbirimizle, üstelikte çığlık, çığlığa, neşe ve iştahla ........!
Hele de, senin küçük şakaların, muzipliklerin, tebessümlerin daha da bir tatlı kılardı, o, külah, külah dondurmaları ........
Şimdi, yıllar öncesine gidiyorum, resmin ile beraber .......
Yorgun ömrümün ve gönlümün, yaşanmışlığın da şekillenen maraz'alı halinde, dahası .......
Anılarımın perdesinde, geçip, göçüp- giden ömürleri görüyorum .......!
Ölüm hüznüne sarınmışlıkla, ruhumun üşüyüp, gönül telim'in derinden, derine titreyip .......
İnceden, inceye sızlayan sesinin eşliğinde, ıslanan gözlerimde beliriyorlar siluet, siluet, özlem, özlem .......!
Burnumun direği sızlayarak dalıp gidiyorum, düne, anılara ve yıllar ötesine .....!
Dün yediğim dondurmalarla mutlanan dudaklarım, geçmişimi öpüyor şimdi ..........
Şu an, oralar, dün ve yaşanmışlıklar çok mu çok ırak olsa ve gurbet dağlasada beni, inadına anılar bağlıyor beni ...
Bir tutanağımın onlar olmuşluğun da ...
Elemle seğiren dudaklarımda isimleriniz, yad ediyor yüreğim seni, sizleri
ve dünümle, yaşanmışlıkları .......!
Gurbetin dağlaması, hem de ne dağlamak, arada dağlar, ulu sular, yetmedi ummanla ......
En berbatı, katlanılmazı, dayanılmazı da, arada zaman ve asla ama asla geri getirilemeyen, yitik, kapanmayan yıllar var .......!
Buna karşın, gördüğüm fotoğrafta ..........
Zamana ve yıllara inat, tadına doyamamışlıkla yaladığım külah, külah dondurmada .........
Dünüm geliyor gözlerimin önüne, dünüm, Hamdi Abi ........!
DÜNÜM GELİYOR GÖZLERİMİN ÖNÜNE, DÜNÜM, HAMDİ ABİ ........
HAMDİ ABİ .............

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

16 / 05 / 2022 - Pazartesi

Saat ; 11_14




 TOPRAKLIĞIMDA , BASIP GEÇTİLER .....!


Sorulmadan bana, peydahlanmışım ,,
Adıma İSYANİ deyip, dünya aleme salmışlar...
Halden, hale koyup , üzmüşler beni

Gözüm yaşlı, beden yorgun, dolaştım alemi..
Ruhum bizar, gezdim dünyayı , dönendim durdum ...
Kah hayal kurdum , umuda belendim...
Hüsranı yaşadım, elemi gördüm
Halden hale kaldım..
Kah, cahile çattım, kah , veliye..
Sonunda, benden, deliyi gördüm..
Gezdim dünyayı, dolaştım durdum,
Kah kemer oldum, kah beden..
Kah beden , kah kemer oldum
Dolandı durdu, kemer, bedene ..
Bendim alemden, aleme giden ..
Kah yol oldum, kah çarık oldum, kah toprak,
Ayrılık acısı sardı beni de, gördüm sonunda
buldum gerçeği ...
İSYANİ' liğimde, kah şükür oldum, kah küfür..
Kah isyanımı kustum, kah tövbe dedim..
Af dileyip, yola koyuldum..
Dur, durak demeden, yürüdüm durdum,
Sonunda nail oldum, gerçeği gördüm,,
Kah şükür dedim, Kah küfür ettim..
Kah şükür ettim, kah küfür
Ömrü kısa ,yolu uzun buldum..
Çıktı geldi, çattı bana sonunda Azrail ..
Tükürdü çarkıma, yenildim ona .....
Kula kul değilken, ölüme kul oldum
Sarıldı bedene , akpacık kefen,
Kah, beden,kefen ..!
Kah, kefen, beden ..!
Koyuldum sonunda, kara toprağa !
Kah, toprak oldum, kah beden kaldım...
An geldi andılar, an oldu sövdüler ...
Toprak 'lığımda basıp geçtiler ,basıp geçtiler.
TOPRAK 'LIĞIMDA , BASIP GEÇTİLER .....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad/ Almanya
16/05/2025- Cuma
Saat; 13_00

  ÖMRÜMÜN DEFTER-İ KEBİR-İ'Nİ, HAYAL-İ SÜKUTLARDA ÇOĞALAN , KAHIRLA ....... SESSİZLİKLE YAĞAN, SİTEMLE ..... ELEM TEBESSÜMLERİNDE KAPA...