20 Ağustos 2017 Pazar

ÖLÜME KURULU SAATLERDE ...
Para etmemişse insani çabalar ve insanlığın gayretleri ..
Beyhudeliklerde, çar-çur edilmişse emekler,göz nurları,çabalar ve ömürler,
Hırs, kar, aç gözlülük,kin,kan,nefret,ölüm ve tamahkarlık bürümüşse ...
Evreni,hayatı ve dünyayı işgal ve talan eden sürüngen sömürgeci insan geçinen soysuzcibilliyetsiz asalaklar sürüsü güruhun gözünü, aklını ..
Akıl tutulmalarında ve vicdansızlıklarda ....
Katledilip,kıyılmışsa hunharca hayatlara, aydınlığa ....
Bombalar atılıp, zehirler serpilmişse ..........
Ölümler saçmacasına, barışın, sevginin, aşkın ve insanlığın üstüne ..
Ölüme kurulu saatlerde ..
Tıpkı dün olduğu gibi, bu günde ..
Yeni Hiroşimalar yaratılmacasına ,dünya atlasının değişik coğrafyalarında ..
İnsanlığın soyuna katledilerek, Jenosistlerde ...
Soy kırımın tüm rezillikleri ve kanıtları ortadayken ..
Maskeliler balosunda riyalar kusuluyorsa barış,insanlık ve sevgi adına ...
Toplu mezarlarda çocuk iskelet bedenlerine ....
Ölümle, korkuyu da delip geçen, gülüşlerin takılmışlığında ..
Ve mazlum masum ölü çocukların son sözü ..
''Küçük kurşunla öldürürler çocukları ve az acır ölü çocukların canı,değil mi baba ?''ise ..
Daha neyin insanlığından ..
Hangi bağın üzümünden,kimin suçundan,günahından ..
Kimin vampirliğinden bahsedeceksin ki ..?
Ölümün acı gerçekliği ve vahşetli tabloları karşısında ..
Dil-diş kesilip, lal olmuşsa vicdanlar ve yürekler...
Ölüme kurulu saatlerde, yağarken ölüm havadan ve karadan ..
Fışkırırken ölü bedenler ve kanları havaya ..
Hayatı kan göllerinde boğan caniler tutmuşlarsa köşe başlarını ..
Ve, ölüm meleği kesilen katil baronlar ..
Karlılığın hazzı ve şerefsizlikleriyle ..
Sevinç ve heyecanla ovuşturuyorlarsa, o kırılası ellerini ..
İnsan üstüne rant hesabı yapan, sütü bozuk kansızların daldığı safahat
Yüksek karlılığın ve semrilmenin baş döndürücülüğünde ve sarhoşluğunda ..
Ölüm dağları türemişse, yer kürenin bağrından, bir anda, utançla ..
Ve, tarih, çağlar, yakılan kütüphane dolusu kitaplar ...
Hala, insan geçinen katliamcıların, kara yüzlerini ...
Zor mu zor hayatın, zulüm kurbanı mazlumların acı gerçeklerini sergileyememenin sancısıyla kıvranarak ..
Korku kralları canilerin, pervasızlıklarını anlatmaktan ....
Mecalsiz kalıp, helak olup, yorgun düşmüşse ..
İnsan ve insanlık ders almıyorsa, dününden, yaşanan kepazelik ve katliamlardan ..
Ve hala bir yığın soysuz ....
'' - Hep bana, rab bana..! '' diye avaz, avaz ürüyorsa ...
Kuduz itler yada kana doymayan aç kurtlar, kesilerek ..
Geçiliyorsa insanlığın, kardeşliğin, barışın ve aşkın ırzına ...
Ölüme kurulu saatlerde ..
Ve,ne hazindir ki ..
Aynı avaneler bildiğini yapmaktan ..
Doğmatik ,safdillerle ,koyunlarda, kanmaktan ve biattan vaz geçemiyorsa ..
Daha nice ocaklar söner, canlar telef olur ..
Savaşa yenilen, barış türkülerinin, dillerde pelesenk olmuşluğunda ..
Dillerde pelesenk olmuşluğunda ...
Art, arda ölüm ağıtlarının, yankılanmışlığında
Ölüme kurulu saatlerde, bitmez-tükenmez, ölü bebek gülüşleri ..
Ne acı, ne yazık,utanç verici, ne hazin ki ..
Dramlar ve hüzünler kol gezer ...
İnsanlıktan yana hasarlı ve hayalet şehirlerin ....
Kan gölüne dönmüş, harabeliklerinde ....
Yeni türedi Vampirlerin, mantar gibi üremişliğinde ..
Soysuzluğun,haysiyetsizliğin paçavrası, asılı durdukça yıkık-dökük saat kulelerinde ..
Saatlerin, hala mı hala, ölüme kurululuğunda ..
Ölüme kurulu saatlerde,akreple-yelkovanın ...
At başı yarışmacasına koşmalarda bile ...
Hala, ölümlere yetişememişliğinde ...
Ölü çocuk gülüşlerinin,
Kana ve utanca kesen toprağı, delik deşik etmişliğinde ...
Tükenir hayatlar, katliama dönen vahşi toplu ölümlerde ...!
Ölüme kurulu saatlerde ...!
Ölüme kurulu saatlerde ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Immenstaad /Almanya
20/08/2017
Saat ; 02_29

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...