HOYRAT ELLERE .....
Uçsuz-bucaksız bir sevda çölünün, ta ortasında, üstelik,
en derinlerindeyim, en derinlerinde ....
Çöl faresinden de beter hallerdeyim, kafamı çıkartsam, kellemi uçurmaya yeminli, azılı düşmanlarım ...
Gökte, fırıl, fırıl dönüyor...
Can alıp, kan dökmeye yeminli mavzerlerin ağzı üstüme,
üstüme çevrili, sanki …..
Çıkartmasam, soluksuzluktan ölmezde ....
Hasbelkader sağ kalırsam,
Bir lokmada yılana yem olacağım, gün gibi aşikar ...
Gel’ de çık, işin içinden ....
Gönlün, ferman dinlemezliğin de ....
Erem desen, erilmiyor ...
Vazgeçem desem, geçilmiyor ...
Sevda denen illet, ne men’ em bir illet, böyle ?
İçi, yangın ....
Dışı, mevtimize sebep, mundarlık ...
Arafı yok, bunun ...
Altın ölüm, üstün ölüm ....
De bana, sevmelere ne zaman fırsat bulacağız ...
Koklamaya kıyamadığım gonca gülüm ...
Anlaşılan o ki ...
Benim kıyamadığıma, tarumar etmecesine
kırılası, hoyrat eller uzanacak ....
Hoyrat eller uzanacak ....
De, bana...
Atadan yana dokuz göbek, on kuşak, kanlı, lanetli miras’ lığında ...
Sevmeler, sevil'meler, sevda bize, haram ....
Hoyrat ellere, caiz mi gülüm ?
Hoyrat ellere, caiz mi gülüm ?
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
09 / 06 / 2020
Saat ; 00_56
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder