4 Aralık 2016 Pazar


UMUT VAR OLDUKÇA ….!

Kararmaz günler, uzun sürmez darlık, çile …
Umut var oldukça, hayat sorgulandıkça ..
İnsanca ve insana yakışan onurla yakıldıkça, sevginin ateşi ..
Sevgisizliğin çölleştirdiği yürekler çoğaldıkça …
Nasılda çoğalır bezginlikler, karamsarlıklar ve korku dağları ..
Panzehiridir sevgisizliğin, umut, sevgi ve aşk ile düşsellik güzelliği çoğaltmak ..!
Güneşi doğmadıkça, umudun ve sevginin …
Evrenin en ücra köşelerine, insan coğrafyalarına ve ruhlarına …
Günler utanca, kine-gareze keser, nefret ve ihanet kol gezer, ulu orta !
Panzehiri sevgidir, nefretin, karanlığın ve korkunun …
Ondandır ki, çocuk masumiyeti ve ana sütü aklığıyla, hilesiz-hurdasızlığıyla ..
Sevmek ve hayatı sevgide sorgulamak, insanın kurtuluşuna giden yegane yoldur..
Zor olmaya, zordur, sarptır, engebeli ve hatta düşe kalka yürünecek kadar da uzun mu uzundur ..
Ama onurlu ve aydınlık yarınları ..
Barışı, kardeşliği, insanca dayanışmada insanlığın taçlanışını sağlayan, ışıklı ve erinçli tek yoldur ..
Sevgiye doğar insan, açar sevgiye gonca güllüğünde..
Taa’ki, hileyi-hurdayı öğrenip, aymazlığa, vurdum duymazlığa ..
Dahası ..
Dahası da, üç maymunu oynama ahlaksızlığına ve basiretsizliğine düşünce, tanışır, nefretle ve ihanetle …
İnsanoğlu denen o, muammalar ülkesi varlık ..
Kanı, kanla değil …
Sevgiyle yıkamak, su duruluğunda ağartmak gerek evreni, ömürleri ve hayatları ..
İnsan olmanın inancı, bilinci ve onuruyla sevgide kavranırsa hayat ..
Ve,
Umudun urganına sarılıp, düşlerin güzelliğini ..
Düş kurmaların ve kurtuluşun hayatı sorgulamaktan geçtiğini keşfettikçe ….
Öğrenir, anlar, bilir ve idrakle kavrar hayatın özünü, yine insan olan insan ..!
Sevginin rehberliği, umudun ışığı , düşsellik ve keşfin erdemliliği örmüşse hayatları ..
Yarınlarda yürekler aydınlığa çarpar, daha bir inançla ve onurla ..
İnsanlığın ve çağların, emekçi mazlum halkın ve sınıfların mücadele tarihi yazılır,
İşte o zaman, insanlığın adı, şerefle, şanla anılır ..!
İşte, o zaman..
At koşturur zamanın ve çağların bağrında insanoğlu ve insanlık ,
Şanla, şerefle ve yarınlara bırakılan en anlamlı ve onurlu miraslığıyla .
Demem odur ki,
Sevgiyle sarmal olmuşsa ömür, umuda belenmişse, hayat ..
Güneşin keşfine giden yolda yılmayan yürekler çoğalır ..
İnançtır ve bilimdir, bilgidir, hayatı sorgulamaktır hayatın ve her işin başı ..
Torbandaki tükenmeyen yegane azıksa, umut ..
Gecene nur ağar, yarınına, onurun şanı düşer .
Sevgi, umut ve yaşama sevinciyle taçlanırsa ömürler ve günler…
Karanlığın, zulmü biter..
Zalimlerin, tahtı devrilir, tacı düşer ..
Umut , onur ve insanca inanç var oldukça, insanlığın şahikası aydınlatır evreni ..!
Umut , onur ve insanca inanç var oldukça, insanlığın şahikası aydınlatır evreni ..!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Ereğli / KONYA

18 / 10 / 2015 

Saat; 21_39
 — 

2 Aralık 2016 Cuma

MARİFET.........

Bu gün, zaman ırmağının delişmence.. 
Başına buyruk akmışlığında .. 
Gönlünce olmaktan çok uzak yaşanıp ... 
Düşlerinin savrulmasıyla sonlanarak, bitecek ..
Hatta, olasıdır ki ...,
Bu günde sende, beklentilerinden çok uzak tükenmişliğin de....
Hayal kırıklıkları çoğaltacak ..
Küsme hayata ve sen sana ....,
Sırtını dönme asla dünyaya ve sevgiye
Aldırma, gülümseyip geçerek ..
'' -Sat anasını . '', demeleri bil ve becer ...
Ama, bil ki ...
Yarın güneş yeniden doğacak, yepyeni bir gün başlayacak..
Güneş kainatı ve insanları, hayatı, bıkıp usanmaksızın..
Bir daha, bir daha ve yeniden selamlayacak ..
Hayatın, zamanın ve ömrünün bilinmezliklere gebeliğinde ...
Gör, onda neler olup, neler, neler yaşanacak ..
Küçüğüm...
Unutma ki, insan olarak..
Marifet ...,
Yaşama sevincini ve umudu yarına taşımaktır !
Yaşama sevincini ve umudu yarına taşımaktır !



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk / EDREMİT

03 / 01 / 2016

Saat ; 05_00

24 Kasım 2016 Perşembe



TÜM MEVSİMLER, ÖLÜM AYAZI ..

Baharı-yazı görmeden vurgun yiyip..
Ayazda donakalan güller gibiyim ....
Kar yangınlarında tatmışlıkla, ölümü ..
Bir yanım, açmalara dururken ..
Bir yanım ölümün buz soğuğunda, kavrulmaları yaşadı ..
Şimdi ölü güllüğümde, ne yazım kaldı ne kışım ..
Tüm mevsimler, ölüm ayazı..
Tüm mevsimler, ölüm ayazı ..


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

Friedrichshafen /Almanya 

27/05/2016

Saat:01_17

20 Kasım 2016 Pazar


AN GELİR .....
KAHREDER, SÖZÜN BİTTİĞİ YER !

Yürekler kan ağlar, ömürler kahrolur ..
İçer bedenler acıyı ....
Sağduyu kırınca zincirini, akıl firar edince ..
İşgal edince zihinleri ilbizli karanlık taassup ...
Sönerse ferasetin ışığı, zorbalık egemen olursa ..
Çıkarlar uğruna, körpecik bedenler ateşe atılır..
Ateşlerde yanan körpe bedenlerin katiliyle ..
Yasa ve egemen erkçe evlilik denen zorbalığa tutsak edilirse ..
Meclis bir akbiller keçisi ahırına döner ..
Bir megalomanyak ülkenin ve halkın geleceğine zorbaca ve kanla, ölümle ..
Hatta, ne pahasına olursa olsun ...
''- İlle de ben olacağım,bana tapınılacak'' dayatmasıyla kan kustururken ..
Akıl tutulması yaşayan biatcı güruhlarla ..
Sözüm ona ülkenin umuduyuz denen bir güruh ..
Kayıkçı yarışında ...
O, TEKFUR'a koltuk değnekliğinde, adeta birbiriyle yarışırsa ..
Vicdanlar yok olur, ahlak yerlerde sürünürse..
Sefilliğin daniskasında sefalet ve zerullüğün cenderesinde kıvranırsa kalabalıklar ..
Ve daha da kötüsü bunu kader sayıp,kutsayarak ..
Sorgulamaya,aydınlanmaya ve onura sırt dönerse..
Özcesi, gün kararır, zulüm tuğ dikerse korkunun burçlarına ..
Sürü,sürü sürülüşlerde kırılışlar yaşanırken ..
Bir güruh hala olan bitenin farkında olmamaya yeminliliklerde..
Kendi çalıp,kendi oynamalarda..
Ve, aynalarda saç tarama koyulan mahalle orospu'luğuna soyunur..
CELLADINA AŞIKLAR, cirit atarken ortalıklarda ....
Körpe bedenlere tecavüz meşrulaştırılarak MİNARE'YE KILIF uydurma dayatmaları ..
Karanlık ve kabus olup çökerse ...
İnsanın ve ülkenin başına ..
Diller lal,gören gözler kör..
Duyan kulaklar sağır olup çıkarsa..
Üç maymunu ve deve kuşluğu oynamalar
En ilkel halleri ve iğrençlikle sergilenirse ..
An gelir ...
Kahreder, insan ömürleri ve yürekleri ..
Sözün bittiği yer ....!
Sözün bittiği yer ....!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen / Almanya

20/11/2016

Saat ; 17_25

AFAKI SARAR....


Serçe yürekleri misali, tedirginlikle çarpar.
Korkuya keser yüreğim..
Duvara vuran, kuş kanadı gölgelerinde,
Uçuşur, hüzünlerim ...
Süzülür gamlar, kan damlar yüreğimden..
Uçar kuşlar , kalır gamlar bana .
Dağılır umutlarım ,gamlar kalır bana, gamlar..
Gamlar katar ,katar...
Ne sesimi duyan var, ne de halimi bilen
İsyan, isyan dillenir, yüreğim....
Sinem, ateşler de yanar...
Sessiz çığlıklarım, gök gürültüsü, yıldırım..
Şimşek olur, afakı sarar..!
Şimşek olur, afakı sarar..!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

26/10/2016

Saat:17_30

16 Kasım 2016 Çarşamba


AYDINLANIR UFUKLAR .....,

Uzak kıyılardan, karşı ufuklardan bir ses çalınır kulağıma..
Sevdaya kesen, barışa sevdalı yüreklerin, ömürlerin türküsüdür bu ...
Yüreğim sığmaz sineme , sessiz çığlıklarıyla yoldaş olur o seslere
Sesin sese, yüreklerin yüreklere
Barışa inançların, barışa sevdalıklar da birbiriyle sarmaş-dolaş harman olmuşluğunda ..
Gamlar silinir, yüreğimden ..
Akpacık bulutlar sarar, o ufukları..
Gönlüm gibi, ruhum gibi aydınlanır ufuklar ...!
Gönlüm gibi, ruhum gibi aydınlanır ufuklar ...!
Aydınlanır ufuklar ...!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ 


Ereğli / KONYA 


27 / 10 / 2015

Saat ; 23_21




SENSİZ, SENLİLİKLERDE …

Bu garibin, senli düşler çoğaltarak …
Aşk çöllerinin serabın da kaybolmuşluğun da .
Yel eserdi …,
Sen, kokardın …
Odam, gecem, ruhum, dünyam …
Seninle, dolar-taşardı .
Ilgıt, ılgıt yelde, perdeler melankolilerde savruldukça ..
Sen raksa koyulur dun onlarla,
Usuldan, usula, salım, salım salınışlarla ..
Huzme, huzme süzülen ay ışığında ..
Gölge, gölge uzayışlarla, çoğalıp, odayı kaplamacasına .
Sen dolardın sen,
Yalnızlığın kasırgalarında, savrulmuşluğumla ..
Hava serinlemeye koyuldukça ..
Daha çok sana odaklanmışlığımla..
Yerine ben üşümeye koyulurdum, inceden inceye …
İyiden, iyiye, sana kesmişliğimde ..
Yağmur başlardı, dışarıda..
Gecenin bağrında ..
Mavi atlasın, huşuyla derdest edip …
Düşselliğimdeki seni, beni ve yalnızlığımı,
sensizliğimi sarmışlığında !
Cama vuran tanelerin ,hüznümü iyiden iyiye kamçılamışlığında…
Sen kokardın burcu, burcu ..
Toprak kadar güzel, toprak kadar albenili..
Toprak kadar, anaçlık ve cömertliklerde ..
Toprak, sen kokardı …
Gece koku, koku sende,senle,senli çoğalırdı ..
Oda ve ben kokunla geçerdik kendimizden ….
Tamda, böyleliğinde hallerin …
Sen ağardın, sen, bana .
Yağmurla basan efil, efil gelen iyot kokulu serinlikle …
Ben üşürdüm iyiden iyiye, senin yerine ..
Oda büyüdükçe ben un ufak olur, zerreciklere bölünürdüm ..
İçimde esen yelin, beni sarıp tir, tir titremelere salmışlığında ..
Kanı-benzi çekilmişliğimde ..
İşte, o zaman..
Sen, çıkar gelirdin .
Sırtındaki o mor panconla ..
Gecenin karanlığını yarıp, onu, morda boğmuşluğunla .
Açardın kanadını, içinde dupduru parıldayan, üryanlığınla ..
Nutkum tutulurken , benim …
En munis halinle, usulca uzanır …
Aldırmadan titremelere ve al, al kesmelerime, öperdin beni ..
Hünerli ve usta işi, ateşli öpüşlerinle ..
Aldırmazdın, acemiliğime, toyluğumun kışkırttığı, mahçupluğuma ..
Naifliğin ve duruluğunla kaplamacasına, beni ….
Ben, şeker pembeleri ne kestikçe, iyiden iyiye ..
Halimi umursamayarak, bastırarak iyiden iyiye göğsüne, beni …
Okşardın saçlarımı ..
Parmaklarının, ekinleri öpen rüzgar misali..
İçime huzur, huzur, aşk, aşk, mest edişlerle, dolmuşluğunda ..
Ateşlimi ateşli, öpücüklere boğardın, iyiden iyiye .
Sen çoğalıp kaplarken beni, tepeden, tırnağa ..
Ben, yiterdim …
Senin, sarı-sıcak ateş sağanağında ..
Kaybolurdum, gümüşi aşk ormanının sonsuzluğunda ..
Ben, geçerdim kendimden…
Meşkle, vecdde ..
Sen öptükçe, beni ..
Dilin çoğaldıkça, ağzımda ..!
Ben, bitmesin diye bu mest halinin sarhoşluğu ..
Dileklerimin , dilime üşüşmüşlüğünde ..
Sana gönüllü esirliğin mazohistliğinde , sessiz sözler çoğaltmışlığımda ..
Sözcüklerden armağanlar sunar ,
Duygu sağanağımda, yalvarışlarlardan taçlar takardım başına ..
Erir giderdim, sıcak çaydaki şeker misali ..
Farkında olmaksızın, tükenişlerimin .
Öpücüklerin beni, benden alır,
Haz okyanuslarının, girdaplarına savururdu ..
Lime, lime olmacasına, yutardı suları beni ..
Senin ardı-arkası kesilmeyen öpücüklerin çoğaldıkça …!
Dileklerim, heyecanım,titreyişlerim..
Hele ki de , kendimden geçişlerimde çoğalırdı ,terlemelerim ..
Kayan yıldız misali, yiterdim seman da, bir renk cümbüşü patlamasıyla …
Gökte ben, odamda her yerde ışıl, ışıl, yaldız, yaldız yıldızlar ..
Tuba ağacı kesilmişliğimde..
Sevinçlerden..
Başım yerlerde, ayaklarım odanın semasında boy atmacası na..
Döner, döner dururdum, sana, aşka tavaflarda
Geçip gitmişliğimle kendimden..
Sürülüp savrulmuşluğumla ..
Aşk sahranın kumlarıyla, semanın kandillerinin gözlerimi kamaştırmışlığında …
Süzülür, akıp giderdi göz yaşlarım..
Ilık, ılık sessizce , odamın boşluğunda ..
Düş sarmallığında benim, benden çıkmışlığım..
Sende,yitmişliğimde ..
Geçer giderken sen, tüm albeninle ..
Düşün ufkumun serabından, öylece sessizce..
Benim seni düş güzelliğindeki albenilerde var etmişliğimle ..
Geçer giderdin sen, süzülen kuğu güzelliğinde..
Serabına düşmüş biçarenin, kendini avutup ..
Sensiz, senli aşk çöllerinin serapların da, kaybolmuşluğun da …!
Sensiz, senli aşk çöllerinin serapların da, kaybolmuşluğun da …!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk /Edremit

06/05/2015

Saat;14_56

15 Kasım 2016 Salı



DÜŞMEDİ DİLE.....


Hangimiz sökün eden duygularımızı dökmedik, suların derinliğine ?
Hangimiz,ömrümüzden izler koyup ta göçme dik, yüreğimizin git dediği yerlere?
Bir sular, bir martılar, bir de rüzgardı tanığımız ..
Sırdaşlıklarında dile düşmedi anılarımız, acılarımız ..
Dile düşmedi anılarımız, acılarımız..



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

07/11/ 2016

Saat:16_22


ISLANIRIM İSTANBUL, İSTANBUL ....


İstanbul yağar üstüme, üstüme ..
Seninle, koyun koyuna iken sahilde.. 
Sökün eden bulutların hamaratlığında, 
Çözün, çözün ağlayışı misali;
İştahla ve kesintisiz yağarak ...
Sar beni, sırılsıklam ederek, sar ..
İliklerime dek, içime işlemecesine
Sar, yağmur güzelliğinde ..
Sardıkça aşkla sen, beni, tepeden, tırnağa ...
Yağmur güzelliğinde, ıslanırım İstanbul, İstanbul ...! 



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen/Almanya

09/11/2016

Saat:16_15

  ÖMRÜMÜN DEFTER-İ KEBİR-İ'Nİ, HAYAL-İ SÜKUTLARDA ÇOĞALAN , KAHIRLA ....... SESSİZLİKLE YAĞAN, SİTEMLE ..... ELEM TEBESSÜMLERİNDE KAPA...