3 Şubat 2017 Cuma


HAYAT KAVGASINDA ...!
Ürkek, çekingen yada cesurca .. Hangi duygu durumunda olursa, olsun .. Atılan o, ilk cesur adımla başlar, hayata yolculuk ... Çoğu kez yaşansa da düş kırıklıkları, yanılgılar, yenilgiler, pişmanlıklar .. Doğası gereği, yine de sürer, bu hayat yürüyüşü .. Hatta, ölüm bile mutlak son değildir hiç bir zaman ... İnsandan, insanna, çağlardamn, çağlara miras, bu gizemli yürüyüşte .. Dahası ... Ölümlünün ardı sıra yaşatılmışlığında, anılarda o kişi .. Sevgiyle yada kızgınlıkla nakşedilmişliğiyle ömürlere, belleklere, ruhlara .. Sürer, sürdürülür yolculuğu o , o an yaşamamış olsa da, fiili hayatta .. Soluk, solupa süren amansız hayat kavgasının ta ortasında ... Oynar, ona hayatça biçilen malum rolünü .. Alkışları yada hoşnutsuzlukları duyamamış olsa da ..! İnsan ömürlerinde, ömürlerin bağrında olmuş ve yaşamışlığında .. Kimi zaman, bir fotoğrafta yada anektotta, An gelip, bir şiirde, şarkıda .. Hatta ılgıt, ılgıt esen yelin ... Saçları savurarak, bedenleri yalamışlığında .. Çıkıp gelerek anı, anı ..... Kah, tebessüm, kah, göz yaşı, kah, özlemle o, ana .. Yaşar ve yaşatılır hayatın sarı-sıcak yangınında .. Her ömrün, beklenen ve bilinen o malum son noktası, konduğunda .. İzlerin ve anıların hayata ve ömürlere miraslığında .... Kimi zaman, sararıp-solan bir zarfta .... Kimi an, duvara düşülen .. Minicik bir telefon numarasında ..... Ya'da, ecüş-bücüş yazılıveren notun, satır arasında .. Tüm tazeliği ve canlılığıyla varlığını sürdürerek yaşar, hayatlar ... Döngüler arasında, yap-bozun kayıp ve tamamlanmayan .. Aranıp, bulunamayan o, can alıcı parçası olmuşluğunda .. Kimi zaman, bir ıslıkla taşarak duygu, duygu, hayata ... Kimi zaman, öfkeyla savrulan, nara tufanında ... Kimisi, hava da patlayan, şen-şakrak kahkahalarda .. Hayatın curcunasında .... Kardelenlerin, kan yangınlarının ortasında .. Haşmet ve albeniyle inadına yaşama sevincini çoğaltmışlığıyla ... İbrişim renklerle, ömürlere ve hayata nakşolmuşluğunda .. Hayat, bize öğretir ki, sonunda .. Ömürler, ömürlere, insan, insana daima muhtaçtır, hayat kavgasında ....! Hayat kavgasında ....! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Friedrichshafen / Almanya 03 / 02 / 2017 Saat; 19_03
AŞKLA, AŞKA BELEDİM, SENİ ...! 


Canımdan aziz bilmişliğimle canlığında, cananlığında, marallığında ....
Gözümden bile sakınıp, kıskanmışlığımda ....
Aşkla, aşka beledim, seni  ...!
Vurgunluğumda, gözlerine, uyku ....
Sineme, saplanışından haz duyup, mest olduğum ...
O, ok, ok kirpiklerine, hedef ...
Soluğum saydığım, soluğuna, can, diline ses, dudağına türkü ...
Aklına, çetrefil, gönlüne aşk, ruhuna cemre olup ....
Yüreğine, yüreğimi, ömrüne, ömrümü  adamışlığımla ..
Kabem, kıblem, eşiğim, menzilim ...
Hasılı, sendeliğimle ve bende var olmuşluğunla, her şeyinim ...
Müptelalıkların en onulmazı ve en vazgeçilmezi, haz yaşatanısın ...
Hallerinin böyleliğinde  ..
Aşkla, aşka beledim, seni ...!
Dalında, yaprağın, çiçeğin ....
Gecende, ayın, yıldızın ..
Gündüzünde, güneşin ..
Tavaflarda yüz sürüp, kendimden geçtiğimsin ...
Sana vurgunluğumda, Mecnun'un bana hasedi, boşuna değil ..
Kerem, ezinçlerde sızım, sızım sızlayan, yüreğiyle ..
Kuytumda dönenip durur, kah diş bileyerek, kah imrenerek ..!
Divaneliğin böylesi çekiciliğini ...
Atlasıma düşen çiğ güzelliğinle, yaşattın .
Gördüm ki, seni sevmelerde melullük ...
Yağmur bereketi, su duruluğu, ışığın nurluğudur ...
Ömür ve gönül gergefime emek, emek, aşk, aşk nakşoluşunla ..
Bana, yaşadığım ömürde ...
Değil yaşanması, hayal bile edilemez lütuflar bahşedenliğinle ..
Beni derinden, derine vurgunlukla, fethedensin ..
Öncemde, çorak çöllerin suya hasret, kaktüsü iken ..
Senin aşk ve can suyunla, kana, kana besleneli ...
Misk-i Amber olup, kokulara belenerek, açan oldum ..
Yitikliğimde, beni, bana getiren, kutup yıldızım ....
Keşfetmelere doyamadığım, gizemli aşk atlasım oldun ..
Senin gönül coğrafyanda, seferlere koyulmak ..
Sultanlığın ötesinde, haşmet ve ihtişamla ödülleniş, suyunda kutsanıştır, bana ..
Sen, aşka kanat çırpan, ateş böcekliğinle ..
Gördüğüm ve erdiğim, en müstesna, aşk ecesi ....
Dilime düşen, baldan da makbul, cana can katan, şifa zerresisin ..
Narım, incirim, balım dersem bilirim ki, nimetler gocunur ..
Döker yüzünü ..
İşte böyleliğinde, makbulüm ve vaz geçilmezim olmuşluğunda ..
Aşka uyan, aşkı çoğalt ....
Canıma can ol, gönlüme, canan ...
Yarama, merhem, ruhuma eş ol, diye ..
Kemliklerden azat, nazarlardan ırak ....
Düşüme duş, duşuma aşk ol diye ..
Aşkla, aşka beledim, seni ...!
Aşkla, aşka beledim, seni ...!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
03/02/ 2017
Saat: 14 _30


BATAN GÜNEŞ VE BAŞLAYAN HER GECEYLE ....

Buna, ister vurgunluk, ister kara sevda ..
İster, insanı yutan tutku girdaplarının, çekim gücü ..
Ya'da ...
Ne bileyim, istersen de..
Sıkı bir Müptelalık ,divanelik ....
Adını, her ne koyarsan, koy ..
Seni, var etmek ..
Çıktığın, dönüşsüz yolculuklarda, yitip ..
Yokluklar dehlizinde, sırra kadem basmalarına inat ...
Batan güneş ve başlayan her geceyle ..
Çoğaltış, çoğaltış sendeliklerin o, tarifsiz deminde, kaybolarak ..
Gözlerime, geceye, semanın lacivert atlasına ...
Düşlerime göz yaşı duruluğunda ve renklerin albenisinde ..
Yeniden ve bir daha, bir daha, seni çizmek ...
Elle tutulur, gözle görülür.....
İnsanı, kendinden geçirmecesine ayan-bayan kokusunda sarhoşluklarda, meftun olunur hale getirmecesine ..
Seni Zümrüd-ü Ankalıklarda ömrümde ve gönlümde, var kılmak ..
Öyle kolay, sudan ucuz numara yada halüsülasyonlarda debelenmek ...
Seraplara dalmak sa, hiç mi hiç değil ...! ..
Tam aksine ..
Ta içimde ve inadına yaşayıp, duyumsayarak ..
Sese-soluğa, ete-kemiğe, bedene büründürmek ..
Tutku ve vurgunluk ötesi, sevdalılıklarda ..
Bendeki seni, bir bir derleyerek, inançla birleştirip ..
Aşkla yapıştırıp ..
Ruhumdan, ruh yaratarak, sana vermek ..
Hatta, değil sadece, delirmeyi ..
Ölmeyi göze almacasına ,başarmak için, canını-dişine takarak ..
Canda, can kılmaktır ...
Ona uzanan yolun, ilk adımıysa ..
Seni çizmektir, çizmek ..
Göz bebeklerime, hayatın, granit duvarlarına ....
Sensizliklerde, dibe vurup ...
Adeta, ayyaşlıkta bana, nal toplatmacasına ...
Kendinden geçen, şu şehrin, bağrına ..
Kanırta, kanırta seni nakşetmecesine ..
Seni çizebilmektir ..
İşte böyleliğimde, var etmişliğimle ..
Olursuzu olura, düş ötesini, mucizeye çevirmecesine ..
Seni var edip, yaşatmacasına ..
Sevdaların ve tutkuların, erişilmez ecesi kılmacasına ..
Gözlerime çiziyorum, gözlerime, sevda, sevda ..
Batan güneş ve başlayan her geceyle ....!
Batan güneş ve başlayan her geceyle ....!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

02 / 02 / 2017

Saat ; 00_ 59


SİCİM GİBİ ....,
Dök deme bana, içini ...
Dökemem ki ...
Dökmeye kalksam içimi ..
Hıçkırıklarla boğulup kalmacasına ..
İki, gözüm, iki çeşmelikte ...
Dökülür göz yaşlarım, sicim gibi ...!
Dökülür göz yaşlarım, sicim gibi ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
27/01/2017
Saat; 22_35

31 Ocak 2017 Salı


GAMLARI, BEN BEKLERİM ...!

Ay'ı, gece ....
Geceyi, ay ..
Karı,dağ ...
Dağı, kar ..
Beni, gam ..
Gamları, ben beklerim ...!
Gamları, ben beklerim ...!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk / EDREMİT 

14 / 12 / 2015 

Saat ; 23_43


BAHTI ŞEN...

Bahtı şendi, adı, 
Oysa, sanki adına inat ...
Hiç mi, hiç gülmemişti, bahtı ..
İçi, dışı ..
Tepeden, tırnağa, hicrandı ...!
Tezatlık bu' ya ..
Bahtı şendi, adı..!
Bahtı Şen....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

31/01/2017

Saat: 04_35

SUSKUNLUĞUMDA SAKLIDIR ....,
Yaşamın kah uçurumlardan yuvarlanıldığı,
Kah, dorukların enginliğinde gezildiği ..
An gelip mutluluktan kelebeklercesine uçulup ..
An gelip burnumuzun üstüne sert çakılışlarla ..
Acıların ve kahırların dibini görerek ..
Elem kirmanında, ömürler eğirildiği ..
Böyleliklerde de değil sade nutkun ..
Aklında tutulduğu hallerinin yaşanmışlığın da ..
At izinin, it izine karışıp, külün dumanda, dumanın naçarlıklarda ..
Beyhudeliklerde ve tarifsiz elemler de
Koyu kederlere belenen ..
Kör pişmanlık ve keşkeler de sürülüp-savrulduğu anları vardır ..
Bu insana ve hayata dair gerçeğin aklı karalılığında ..
Diğerleri gibi bende aciz hallerim ve hatalara açık insanlığımla ..
Kendi yanlışlarım da boğulup,azapların sancısında kıvranırım ..
Tüm bunların ömrümü ilmek, ilmek dokumuşluğunda
Söze,ete kemiğe bürünmez bazı hallerim ..
Düğümlenir boğazıma edeceğim tüm sözcüklerim ..
Kah onlar beni yutar..
Kah ben yutulurum onların sığ derinliğinde ..
İşte tamda böylesi an ve hallerim de
Suskunluğumda saklıdır ..
Yüreğimin, ruhumun derininde yatanlar ve gerçeğim ..
İç içe geçer ağlamalarla-göz yaşlarım ..
Yere bakarım, yer demir ..
Göğe bakarım, gök bakır ..
Yutkunur susar,sükut okyanusuna dalar giderim ....
Ben bende, gerçeğim suskunluğumda saklıdır ..
Suskunluğumda saklanır ..!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
31/01/2017
Saat;17_35

30 Ocak 2017 Pazartesi

YİĞİTÇE, TOPRAĞA DÜŞER, BEDENİM ..!


Mayamız böyle çalındı, dölümüz mertliklerde, 
Onurla ekildi bereketli ve haysiyetli bedenlere, inanmışlığımızla ..
İnsanlıkta kursağımıza anamızın ak sütü, babamızın helal lokması düştü ...!
Kirlenmedi değerlerimiz, ellerimiz, yüreklerimiz diye, kıvançlar duyarak ..
Böyle gördük, eğitilip, öğretilip, terbiye edildik ..
Suyumuz dürüstlük te, ahlakta, erdemde verildi ..
Çeliğimiz, tevazuda, hoş görüde, paydaşlıkta ..
Sevgileri bölüşerek çoğaltmakta, dövülüp, derildi ..
Hamlığımız, kemal ateşlerinde canlandı ...
Harama uçkur çözmedik, namusa el-dil uzatmadık ..
Kem gözle bakmayı, sokmadık lugatımızla ..
Seceremizin ve dünümüzün yazıldığı ..
Onur sayfalarıyla birlenen defter-i kebirimize, diye ..
Tir tir titreyerek büyüdük ...
Özendik,kaçınmaya kem sözden, riyadan, nefret, garez ve kinden ..
Konu-komşunun tavuğuna kiş...
Beygirine, çüş, demeden yetiştirildik ..!
Odunluğumuzdan değil ...
Ondandır, kalem gibiliğimiz ..
Delikli demir ve para denen o illet, metelik icad olalı   ..
Helale haram ...
Süte, su katılalı ..
İnsanın mosturası, dünyanın çivisi ..
Heleki de, insanlığın piçi çıkalı ..
Yere-göğe sığamayışımız ..
Kah, volkan olup patlayışımız ..
Kah,derya-deniz olup kabarışımız ..
Hayınlığın, kalleşliğin ..
Onun-bunun çocukluğunun ve karaktersizliğin ..
Elmaya işleyen kurt misali....
Toplumu,insanı ve insanlığı ...
İçin, için sinsice kemirip, tüketmişinde  ..
Üstelik ..
Suyun çürüyüp, tuzun kokmuşluğunda ..
Yaşanan. bunca rezaletten duyduğumuz ..
O, derin ve tarifsiz utançla ..
Çekiliyor kanımız, buz kesip, donakalıyor, yüreğimiz ..
Hiçte, hak etmediğimiz, utanç ve alın kiri ..
Bilesin ki, meftimize sebebtir ..
Düşeli, insanlık kubura, namus dile, ahlak bedestene ..
Sıkışalı vicdan ile cüzdan arasına insan onuru ve yüreği ..
Sinedeki kafesinde, kan ağlaması ondandır, yüreklerimizin ..!
Gün, kurdun sevdiği, bulanıklıklara gark olmuş ..
Meydan ...
Dört madrabaza, üç kahpe evladına, iki dümbüğe , haramiyle, deyyusa kalmış
Eren hastalanınca, keçiler evliya çelebiliğe soyunalı ..
İpe, işemeyi beceremeyenlerin  ..
İnsanlıktan dem vurup, ahkam kesme soytarılığına  soyunmuşluğunda ..
Yorgun düşer ruhum, mecalsizliklerde daralır, gönlüm ..
Afakanların, basmışlığında ..
Buz keser yüreğim ....
Donakalır, gecenin ayazında... 
Umutlarım, sevinçlerim, düşlerim , gülüşlerim ...!
İşte o, an kahrımdan ölmelerde ..
Yerin, yedi kat dibine, girmecesine  ..
Ölesim gelir....
Mundar etmemek için, onuru ve ömrü ..!
Şerefsiz ve hayasızca sürünmeye ..
Kandırılıp, koyun edilmeye ..
Biatta sefilliği, kader saymaya bir değil, binlerce  kez, HAYIR diyerek
Erdemin o muhteşem sancağını dikerek, insanlığın burcuna ...!
Haykırarak, HAYIR diyerek çığlık, çığlığa ..
Namusumuzla vuruşarak, içerek ölüm, şerbetini ...
Gözümüzü kırpmadan yürüyerek ....
Hainin, karanlığın, hayanın,yılanın,çiyanın ve kalleşin üstüne ..
Sade, dilimizde değil ..
Yüreklerden kopup gelmecesine, HAYIR diyerek ..
Yürürüz, KORKUNUN VE KARANLIĞIN KRALLIĞININ ...
KATİL ,TETİKÇİ TAYFASININ, ÇETELERİNİN..
MAŞA VE PİYONLARININ ÜSTÜNE, ÜSTÜNE ..
HAYIR'larımızın birleşe birleşe AZAMET VE HAŞMET OKYANUSU olup çıkmışlığında ...
Meydan, meydan, sokak, sokak, fabrika, fabrika ..
Tarla da, bağ da , balkonlarda,  tezgah, tezgah çarşı - pazar da çoğalarak ..
Hayatın, her alanın da ...
Katillerin yüreğine, korku salmışlığımızda ..
En inançlı ve kararlı seslerimizle  ..
HAYIR, nidalarımız yükselirken, gök yüzüne ..
Demokrasi neferliğini, şerefini yüceltmişliğimizle ..
Bilerek ..
Korkunun ecele faydası olmadığını ..
Siper ederek göğsümüzü tüm namussuz çetelere ...!
Zamansız ve apansız, vurgun yemelerde ....
Gerektiğinde, hoş geldin diyerek, şerefle ölüme ..
HAYIR' da, HAYIR VARDIR ..
HAYIR GELSİN İŞİMİZE,AŞIMIZA VE BAŞIMIZA DİYE ..
Önce selam ardından HAYIR DERİZ, HAYIR ...
YÜREKLİCE ......
Ölümü, düğün-dernek bilmişliğimizle ...
Arıyla-namusuyla, onuru baş tacı kılmışlığıyla ..
HAYIR'larda ...
Yiğitçe, toprağa düşer bedenim ...!
Yiğitçe, toprağa düşer bedenim ...!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ 

Friedrichshafen /Almanya 

29/01/2017

Saat; 23_32

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...