3 Nisan 2020 Cuma
NİTELİKSİZ,
UCUBE HİLKAT GARİBELERİSİNİZ .....!
Sahibinin
dizi dibinde, keyifle mutlu-mesut
mırıldanan, kediyi .....
Anın keyfini
çıkartarak, kestirip, şekerleyen, eşikteki köpeği ....
Beşikte mışıl,
mışıl uyuyan bebeği ...
Bırakın
seni, beni garip-guraba diriyi,
Sırf
ağzındaki altın kaplama dişini sökmek için ....
Daha dün,
ikindi sonrası defnedilen gariban ölüyü soyan ..
Yüzü kara,
sicili bozuk, sabıkalı, elleri kanlı ....
Şeytana
bile, illallah dedirtip, yaka silktiren ....
Şeytana bile
pabucunu ters giydiren utanmaz-arlanmaz,
pervasız,
azılı haramiler güruhu ......
GÜN
İTİBARIYLA,
Fi
tarihinden, günümüze kadar uzanan zaman için de ...
Tarihin
gördüğü, yazılı ve tamamı gerçek kanıtlarla, belgelerle ….
Dahası,
ülkedeki mahkemelerle kayıt altına alınan ….
Sabıkalı,
GLİ, GLİ ÇETESİ ….
İlahlaştırdıkları
PARA’nın GÜCÜ, koruması altında bile,
Beden ve
yakalarını SUÇTAN,KÖTÜLÜKTEN ve kimilerince onun kaynağı olarak görülüp,
adlandırılıp, lanse edilen ŞEYTANDAN sıyırıp, kurtaramazlar ve hepte böyle kalarak
….
ŞEYTANIN
ASKERİ, SUÇ MAKİNASI olup, çıkarak, zulmün aracı haline dönmüş olarak dökülen
kanın, işlenen cinayet ve dayatılan zulmün vebalini taşıyan maşalıklarının
karşılığın da …
Boyunlarına
ve alınlarına takılan UTANÇ YAFTASI onların
ömür boyu
kurtulamadıkları SUÇLULUK ve KORKU KAOSUYLA saplanıp kaldıkları bu karanlık
yolda …
Dahası SUÇ
ve CEZA BATAKLIĞINDA, an be an batarken …
Bedelini
ödemekten kaçıp-kurtulamayacakları bu GİRDAPTA yutuldukça ….
Tıpkı, ECELİ
GELEN KÖPEK GİBİ, daha da azgınlaşarak, TANRILARI PARA dahil, hiçbir gücün koruyup,
kollayıp, kurtaramamış lığın da …
HARAMİLİKLE
elde ettikleri PARAYI SIFIRLAMAYA gayret ettikçe …
Hem
suçlarını, hem de SABIKALI ORTAKLARINI ….
Daha düne
kadar, arsızlıkla, umursamazlıkla sürdürdükleri
İNSANLIK VE SAVAŞ
SUÇLULUĞUNDA, KANLI İNFAZLARDA KATLETTİKLERİ ...
Hayatlarını
karartıp, GASP ve TALAN ETTİKLERİ MASUM, SAVUNMASIZ, KORUMASIZ GARİBAN
İNSANLARIN ….
DUYMAZDAN
GELDİKLERİ, GÜN BE GÜN ÇOĞALAN ÇIĞLIKLARIYLA ..
Kaçınılmaz
sona ulaşırken yaşadıkları DUMURA UĞRAMA HALLERİNDE ….
TANRILARI
PARA BAŞTA OLMAK ÜZERE ….
Sığınacakları
liman ve zulaların da o, umup, bekleyip, aradıkları huzuru asla ama asla
bulamayışın çaresizliğinde
Artacak
bunalımda, ÇIKIŞ VE KAÇIŞ, KURTULUŞ YOLLARI OLMAYACAK DIR ...
Siz mazlum ve masumların cümlesi ….
Çağrımız,
SİZ KORKUSUZ YÜREKLİ, KAHRAMAN YİĞİTLERE DİR ...
Şimdiden,
İNANÇLA HAYKIRIN, olanca sesiniz ve çoğalan, pekişen güçleriniz le ….
Deyin ki
onlara ….
'' - Sayın
ki, sizler işledikleri suçun adil karşılığı ....
Sizlerin
derilerini diri, diri yüzmek, olsa ...
Ve....
Biz
mazlumlar, sizleri can havliyle ….
DİRİ, DİRİ
YÜZEREK, suçlarınızın diyetini ödetmeye koyulsak.
CEZANIZIN
MUTLAK, KAÇINILMAZ YASAL KARŞILIĞI OLAN ….
DİRİ, DİRİ
YÜZÜLMELER ….
Sizleri asla
ama asla, NESİME gibi PÜRÜ PAK MASUM ve
yine asla, KAHRAMAN YAPMAZ ……
ÇÜNKÜ, sizin
işlediğiniz suçlar, yaptığınız eylemler,
Düpedüz,
İNSANLIK DÜŞMANLIĞI VE SAVAŞ SUÇU SABIKALILIĞI DIR ....!
Sizler,
DERİNİZ YÜZÜLMÜŞLÜKLE KALIRSINIZ ….
Dahası, asla
bu ceza SUÇUNUZUN BEDELİNİ ÖDEMİŞ OLMAZ, SUÇTAN VE SUÇLULUKTAN,
BUNUN YÜZ
KIZARIKLIĞIN DAN, hatta YÜZ KARALIĞINDAN, ALIN KİRİNDEN, en önemlisi de
UTANÇ’TAN KURTARMAZ …!
Kaldı ki,
zaten bizlerin o leş parçası utanca belenmiş bedenlerinizin derisini bırakın
DİRİ, DİRİ ...
CESETLİĞİNİZDE
BİLE YÜZMEK, AKLIMIZDAN GEÇMEZ ….
Çünkü ….
BİZİM, SİZ
OLMADIĞIMIZI KANITLAYAN, EN ÖNEMLİ KISTAS VE FARK ..
Siz İNSANLIK
SUÇLUSU, İNSAN OLMAYAN ….
Niteliksiz
yığınsal güruh ve kuburları bile …..
O
PİSLİĞİNİZ LE KİRLETMEYE HAKKI OLMAYAN ….
HİÇİN HİÇİ,
EDERSİZ ucubelersiniz …!
Dahası,
BUNA ….
YANİ
DERİNİZİ DİRİ, DİRİ YÜZMEYE İZİN VEREREK …. DÜZEYSİZLİKTE, SİZİNLE AŞIK
ATMAYACAK KADAR ONURLU VE İNSANLIĞIYLA KIVANÇ DUYAN ….
Onurlu,
aydınlanmacı, ömrünü ….
İnsanlığa,
barışa, kardeşliğe, demokrasiye, özgürlüğe ve özgür bireylikte barış içinde bir
arada yaşamaya adayan ….
SAVAŞA KARŞI
ÇIKAN, BARIŞSEVER MASUM BİREYLERİZ ...
Sizler,
KUBURA BİLE LAYIK OLMAYAN, niteliksiz ucube hilkat garibeleri ve emperyalizmin
uşağı, maşaları …
Ömürlerini
KULA KULLUKTA heba eden ….
NİTELİKSİZ,
UCUBE HİLKAT GARİBELERİSİNİZ .....!
NİTELİKSİZ,
UCUBE HİLKAT GARİBELERİSİNİZ .....!
Mualla
SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Almanya
03 / 04 /
2020
Saat ; 20_00
2 Nisan 2020 Perşembe
KIRIK, DÖKÜK BİR ÖMÜR ÖYKÜSÜ…
Bunalımın en ağırını yaşadığı evin duvarları..
Üzerine , üzerine yıkılıyor..
Boğazına sarılan görünmez bir çift , onu nefessiz koyarak..
Onun canhıraş çaba ve haykırışlarına kulak tıkayarak…
Canına kast ediyordu..
Üvey evlatlığın ağır ve kişiliğini, tahammülünü bitiren zulmü..
Onu , adeta kaçmalara zorluyor,tutsak ediyordu..
Kurtuluşu firarda, çareyi ırak ellere,yerlere uçmakta arıyordu..
Günlerin kara basan lığın da,artık tak etti canına ..
Son vermek için çektiği bu zulme,acıya ..
Attı gecenin karanlığında kendini ..
Aç kurtların sofra kurduğu ..
Şeytani tuzakların kurulup,tehlikenin kol gezdiği sokaklara..
Firarının ilk gecesinde ..
Gecenin mavi atlasının…
Ayıplı karanlık ve karaltıları sarıp-sarmalamışlığında..
Yumarak gözlerini,sıkarak dişlerini uçtu yuvadan..
Merak edip, arayıp-sormamışlığında kimselerin,ardından
Kanadı kırık kuş azaplarının sancılarıyla..
Kartal saldırılarına açık ve savunmasızlık da..
Tam ‘’-Huh ‘’ deyip, kurtuluşuna inanıp sevinecekti ki..
Düştü evindeki günleri aratacak..
Onlara el-aman dedirtecek , azman canavarların tuzağına..
Girdiler daha on ikisine bile varamamış'lığında kanına ..!
Kıydılar, onun gonca ömrüne…
Yaşamın baharında,hüzün kasırgalarına tutulmuşlukla..
Boyalı basının, paçavra bulvar gazetelerinin arka sayfa haberlerinde.
Bir puntoluk, satırlık bir habere sığmış lığın da..
Koptu hayattan..
İğfal ve katledilmenin kanlı saldırısında..
Kaderdi adı,gülmeyen kaderliğin de..
Ardında kalan kırık-dökük çileli bir hayatın kurban ve mağdurluğuyla..
Yitik ömür öyküsünün karalara bürünmüş sahipliğinde ..
Hiç mi hiç sahip çıkanın,kol-kanat gereninin ..
Dertlerine derman,azaplarına çare olanın yokluğunda ..
Mutluluk nedir tadıp, tanıyamamanın hüsranların da …
Çileli hayatın kurbanlığın da, gömülüp gitti kara toprağa ..
Gömülüp gitti kara toprağa ..
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Altınoluk/Edremit
10/02/2014
Saat;11_16
Bunalımın en ağırını yaşadığı evin duvarları..
Üzerine , üzerine yıkılıyor..
Boğazına sarılan görünmez bir çift , onu nefessiz koyarak..
Onun canhıraş çaba ve haykırışlarına kulak tıkayarak…
Canına kast ediyordu..
Üvey evlatlığın ağır ve kişiliğini, tahammülünü bitiren zulmü..
Onu , adeta kaçmalara zorluyor,tutsak ediyordu..
Kurtuluşu firarda, çareyi ırak ellere,yerlere uçmakta arıyordu..
Günlerin kara basan lığın da,artık tak etti canına ..
Son vermek için çektiği bu zulme,acıya ..
Attı gecenin karanlığında kendini ..
Aç kurtların sofra kurduğu ..
Şeytani tuzakların kurulup,tehlikenin kol gezdiği sokaklara..
Firarının ilk gecesinde ..
Gecenin mavi atlasının…
Ayıplı karanlık ve karaltıları sarıp-sarmalamışlığında..
Yumarak gözlerini,sıkarak dişlerini uçtu yuvadan..
Merak edip, arayıp-sormamışlığında kimselerin,ardından
Kanadı kırık kuş azaplarının sancılarıyla..
Kartal saldırılarına açık ve savunmasızlık da..
Tam ‘’-Huh ‘’ deyip, kurtuluşuna inanıp sevinecekti ki..
Düştü evindeki günleri aratacak..
Onlara el-aman dedirtecek , azman canavarların tuzağına..
Girdiler daha on ikisine bile varamamış'lığında kanına ..!
Kıydılar, onun gonca ömrüne…
Yaşamın baharında,hüzün kasırgalarına tutulmuşlukla..
Boyalı basının, paçavra bulvar gazetelerinin arka sayfa haberlerinde.
Bir puntoluk, satırlık bir habere sığmış lığın da..
Koptu hayattan..
İğfal ve katledilmenin kanlı saldırısında..
Kaderdi adı,gülmeyen kaderliğin de..
Ardında kalan kırık-dökük çileli bir hayatın kurban ve mağdurluğuyla..
Yitik ömür öyküsünün karalara bürünmüş sahipliğinde ..
Hiç mi hiç sahip çıkanın,kol-kanat gereninin ..
Dertlerine derman,azaplarına çare olanın yokluğunda ..
Mutluluk nedir tadıp, tanıyamamanın hüsranların da …
Çileli hayatın kurbanlığın da, gömülüp gitti kara toprağa ..
Gömülüp gitti kara toprağa ..
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Altınoluk/Edremit
10/02/2014
Saat;11_16
30 Mart 2020 Pazartesi
KABRİNİ ARAYAN, MEZAR TAŞLARI GİBİ ….!
İnsanların bindiği dalı kesip, yetmedi kendi ayağına kurşun sıkarak ....
Haysiyetsizlik yaftasını boynuna asıp, onursuzluk damgasını, alnına kazımış lığında ....
İnsan geçinen sıfatların, suretlerin maskelere sığınıp …
Yüzsüzlüğü, arsızlığı iş edinip, yaşam şekli yapmış lığında ... Şimşire dönen yüzlerine, tükürüldüğünde .... Bırakın utanıp, arlanıp,gamlanıp, üzülmeyi ... İşi pişkinliğe vurup, ağız dolusu .... '' - YARABBİ ŞÜKÜR ! '' Diyerek … Küfrü, şükür sayarak bildiklerini yapıp, her herzeyi yemişliğin de .... Değerler, kutsallar, kişilikler, ömürler, bedenler ve hasılı ruhlar ... Değersizleştirilip, sudan ucuz hallerde, yangından mal kaçırırcasına, haraç-mezat satılıyorsa .... Bedenler, SEYYAR KERHANE olup çıkmış .... Ruhlar, VİRANE, GÖNÜLLER, YANGIN SONRASI, KÜLLÜĞE DÖNMÜŞLÜKLER DE BEZGİN, TARUMAR ….. KENDİNE, YABAN VE IRAK, HAYATA KÜSKÜN .... NE DÜNDEN, NE GÖRKEMLİ, ŞATAFATLI, İHTİŞAMLI ÖMÜRDEN … NEDE, BAĞRINDA ÖMÜR SÜRDÜĞÜNE İNANDIĞI …. GÜN GELİNCE DİRİLİP, KANATLANACAĞI GÜNÜ BEKLEYEN O, ZÜMRÜDÜ ANKA’DAN, KIRINTI VE İZLER VAR …. ÜSTELİK, MAHCUP, MAKUS, BIKKIN, BEZGİN ….. NARGİLEDE KOR, KOR YANAN Yürekler, ÇIFIT ÇARŞISI .... Diller, DAĞLANMIŞ LAL, MÜHÜRLENMİŞ SÜKUNA …. KERPETENLE SÖKÜLMEYİ BEKLEYEN SÖZCÜKLERİN, KELAMLARIN, YORGUN, BİTAP BEKÇİSİ OLUP, ÇIKMIŞLIK TA … DURGUNLUKTAN, İŞLEVSİZLİK TEN KÜFE-PASA KESMİŞ … TERK EDİLMİŞLİĞİN ELEMİYLE İÇİN, İÇİN ÇÜRÜYEREK … ELE-ALEME MEÇHUL, KENDİNE MALUM, REVA GÖRÜLEN SONUNU BEKLEYEN … HURDAYA ÇIKMIŞ, ISKARTA METAL ESKİLERİ GİBİ … ÖLÜMCÜL FIRTINA ÖNCESİ, SESSİZLİĞE GÖMÜLÜP, SÜKUTA KESMİŞ ... MAHŞERİ KALABALIKTAKİ, ÜRKÜTÜCÜ İÇSEL YALNIZLIĞINDA, TAT ALMALARI UNUTUP, KEKREMSİLİĞE YENİK …. ÜRPERMEKTEN, KORKUDAN AZADELİKLER DE … ÖDEYECEĞİ DİYETİ, ŞİMDİDEN SİNEYE ÇEKMİŞ … PAYINA DÜŞECEK, AZABA HAZIRLIKLA …. UNU ELEYİP, ELEĞİ DUVARA ASMIŞ HALLERDE … TEBESSÜMDEN IRAK, ÖLÜ YAPRAK RENGİYLE BEZELİ YÜZÜNE SİNEN TEVAZU VE ENGİNLİKLE … VECDLE RAM EDEREK, HUŞUYLA SUYU ÖPEN, SÖĞÜT MİSALİ TARİFSİZ TESLİMİYET, KERAMETİ KENDİNDEN MENKUL İSYANİLİĞİYLE …. BULUT, BULUT ÇOĞALIP, BEREKET, BEREKET YAĞARAK AŞKLA TOPRAĞI ÖPÜP …. RÜZGAR, RÜZGAR SAVRULAN EN COŞKULU, EN DELİŞMEN DUYGULARLA DOLUP, DOLUP, TAŞARAK BENDİNE SIĞMAYAN SU KESİLEN …. KENDİNE ÖZGÜ HEYBETİYLE …. İÇTEN, ÖZGÜN DAVETKARLIK LA …. KOPACAK KIYAMETİ GÖZLÜYOR … YANIK, YANIK SIZLAYAN … BEDENİNİ YİTİRMİŞ, RUHLAR …. KABRİNİ ARAYAN, MEZAR TAŞLARI GİBİ ….! KABRİNİ ARAYAN, MEZAR TAŞLARI GİBİ ….! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 29 / 03 / 2020 Saat ; 23_46
Yüzsüzlüğü, arsızlığı iş edinip, yaşam şekli yapmış lığında ... Şimşire dönen yüzlerine, tükürüldüğünde .... Bırakın utanıp, arlanıp,gamlanıp, üzülmeyi ... İşi pişkinliğe vurup, ağız dolusu .... '' - YARABBİ ŞÜKÜR ! '' Diyerek … Küfrü, şükür sayarak bildiklerini yapıp, her herzeyi yemişliğin de .... Değerler, kutsallar, kişilikler, ömürler, bedenler ve hasılı ruhlar ... Değersizleştirilip, sudan ucuz hallerde, yangından mal kaçırırcasına, haraç-mezat satılıyorsa .... Bedenler, SEYYAR KERHANE olup çıkmış .... Ruhlar, VİRANE, GÖNÜLLER, YANGIN SONRASI, KÜLLÜĞE DÖNMÜŞLÜKLER DE BEZGİN, TARUMAR ….. KENDİNE, YABAN VE IRAK, HAYATA KÜSKÜN .... NE DÜNDEN, NE GÖRKEMLİ, ŞATAFATLI, İHTİŞAMLI ÖMÜRDEN … NEDE, BAĞRINDA ÖMÜR SÜRDÜĞÜNE İNANDIĞI …. GÜN GELİNCE DİRİLİP, KANATLANACAĞI GÜNÜ BEKLEYEN O, ZÜMRÜDÜ ANKA’DAN, KIRINTI VE İZLER VAR …. ÜSTELİK, MAHCUP, MAKUS, BIKKIN, BEZGİN ….. NARGİLEDE KOR, KOR YANAN Yürekler, ÇIFIT ÇARŞISI .... Diller, DAĞLANMIŞ LAL, MÜHÜRLENMİŞ SÜKUNA …. KERPETENLE SÖKÜLMEYİ BEKLEYEN SÖZCÜKLERİN, KELAMLARIN, YORGUN, BİTAP BEKÇİSİ OLUP, ÇIKMIŞLIK TA … DURGUNLUKTAN, İŞLEVSİZLİK TEN KÜFE-PASA KESMİŞ … TERK EDİLMİŞLİĞİN ELEMİYLE İÇİN, İÇİN ÇÜRÜYEREK … ELE-ALEME MEÇHUL, KENDİNE MALUM, REVA GÖRÜLEN SONUNU BEKLEYEN … HURDAYA ÇIKMIŞ, ISKARTA METAL ESKİLERİ GİBİ … ÖLÜMCÜL FIRTINA ÖNCESİ, SESSİZLİĞE GÖMÜLÜP, SÜKUTA KESMİŞ ... MAHŞERİ KALABALIKTAKİ, ÜRKÜTÜCÜ İÇSEL YALNIZLIĞINDA, TAT ALMALARI UNUTUP, KEKREMSİLİĞE YENİK …. ÜRPERMEKTEN, KORKUDAN AZADELİKLER DE … ÖDEYECEĞİ DİYETİ, ŞİMDİDEN SİNEYE ÇEKMİŞ … PAYINA DÜŞECEK, AZABA HAZIRLIKLA …. UNU ELEYİP, ELEĞİ DUVARA ASMIŞ HALLERDE … TEBESSÜMDEN IRAK, ÖLÜ YAPRAK RENGİYLE BEZELİ YÜZÜNE SİNEN TEVAZU VE ENGİNLİKLE … VECDLE RAM EDEREK, HUŞUYLA SUYU ÖPEN, SÖĞÜT MİSALİ TARİFSİZ TESLİMİYET, KERAMETİ KENDİNDEN MENKUL İSYANİLİĞİYLE …. BULUT, BULUT ÇOĞALIP, BEREKET, BEREKET YAĞARAK AŞKLA TOPRAĞI ÖPÜP …. RÜZGAR, RÜZGAR SAVRULAN EN COŞKULU, EN DELİŞMEN DUYGULARLA DOLUP, DOLUP, TAŞARAK BENDİNE SIĞMAYAN SU KESİLEN …. KENDİNE ÖZGÜ HEYBETİYLE …. İÇTEN, ÖZGÜN DAVETKARLIK LA …. KOPACAK KIYAMETİ GÖZLÜYOR … YANIK, YANIK SIZLAYAN … BEDENİNİ YİTİRMİŞ, RUHLAR …. KABRİNİ ARAYAN, MEZAR TAŞLARI GİBİ ….! KABRİNİ ARAYAN, MEZAR TAŞLARI GİBİ ….! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 29 / 03 / 2020 Saat ; 23_46
29 Mart 2020 Pazar
KADINI HAKİR GÖREN....;
Der, kadını hakir gören kimi kendini bilmezler, madrabaz,ukala hadsiz ler, kadına ..
‘’ - Saçı uzun ,aklı kısa ..
Elinin hamuruyla, er işine karışma ..! ‘’
Bilseler ki böyle iblisler, kendini doğuran ana da,kadın aslında ..
Marifet, cinsiyette değil insanlıkla,insan gibi insan olmakta ..
İnsan ve kemalli,kadim li olmazsan eğer.
Ne yazar eril yada dişil olman, özünde ..Yoktur farkın, Kabe'ye kitap çeken, eşekten farkın .
Dün de eşektin,bugünde eşek olacan, üstelik hep eşek oğlu eşek kalacan ..
Kadını dışlayıp, hakir gören,ona her türlü deyyusluğu mubah sayan, zındıklar ..
Bilselerdi anaları olmasa ,bu dünyaya göz açıp,ayak basamayacaklardı, asla mı asla ..
Ondandır, kork nankör le, münafıktan ..
Bela gelir hep cahille,cüheladan ..
Değildir marifet diplomada, kimi okumuş cahil, ümmiden de olur, fena …
Ondandır, İSYANİ'nin demesi …
‘’ - Diploma, cehaleti alır, eşeklik, baki kalır ….! ‘’
Bilinir ve söylenir asırlardır ..
‘’ – Kılavuzu karga olanın, burnu boktan kurtulmaz..! ‘’
Bu hadsizlik le, kadına dil uzatan, asla mı asla, onmaz.. !
Bir ülke ve bu kainat, asla kadınsız var olmaz ..
İsyanın ,direnişin,hürriyetin destanı asla kadınsız yazılmaz.!
Aksini düşünüp ,bunu öyle sanan ve sayan gerçeğin ışığına, ilmin nuruna ermez.
Hödük gelip, eşek giden beynamaz dır, beynamaz …
Böylesinden köyde, kasabada olmaz.
İnsanı arif ,arifi ,maruf kılan ilim bilim adap edeptir daima ..
Kendini bilmezden değil arif ve adam, hiçbir herze olmaz.
Unutmamalı ki,nişadır sız kapla,karaktersiz ucube, kalay tutmaz..
Anası da kadınken, kadına dil uzatan zevzek, insan sayılmaz.
Bir toplumun, ülkenin kadını, eğitimsiz ve cahilse, geleceği olmaz..
Evladı, insan yapan ananın, tadına doyum olmaz..
Tatsız-tuzsuz, yavan aştan, yemek olmaz..
İnsanlığını bilmeyen eril de, dişilde olsa, işe yaramaz..
Bal yapmayan arıdan farkı olmaz.
Aklını bozmuş belden aşağıyla ..
Gözünü dikmiş kadının uçkuruyla,apış arasına ..
Namusu sıkıştırmış, bacak arasına ..
Akılla, vicdanı yok saymışlıkla ..
Hayatı sığıştırmış sa Vicdanla ,Cüzdan arasına ..
Ne denir böylesi utanmaz-arlanmaz, yüz karasına ?
Ondandır der, İSYANİ ..
Evlat yetiştiren, cümle atalara ..
'' - Erkek gibi kız değil ..
Kız gibi, duyarlı erkek yetiştirin, daima …
Anasına,bacasına yoksa saygısı ..
İnsan,ülke onur değilse o, cühela haydut’un kaygısı ..
Başa sultan , dağa eşkıya olsa ne yazar ..?
Başa sultan, dağa eşkıya olsa ne yazar ..?
Unutmamalı ki ..
Eceli gelen köpek, cami duvarına işer …
Al bağlayıp, yatmayın eril doğurduk diye ..
Eril, insan değil ise..
Tıpkı,ürme yi bilmedik it gibi, sürüye getirir kurt …
Ürmeyi bilmedik it gibi, sürüye getirir kurt ..''
Hakikati der acıda olsa İSYANİ, ağır ve ar gelsede sözleri ..
Dost dili susturulamaz yüreğiyle yazar, söyler hep gerçeği ..
Marifet erillik te değildir ehillik le ,insanlık tadır ..
İnsan değilse yetişen soyunuz, kıran da telef olur, soyunuz-sopunuz ..
Cahillik ve nifakta ömür tüketirse, erilliğiyle övündüğünüz soyunuz,
Kökünüze kibrit suyunu döker sonunda o, çok övdüğünüz…
Yele-kuza , yere-göğe sığdırmadığınız, biriciğim dediğiniz, oğlunuz ..
Sözü meclisten içeridir İSYANİ'nin, her sözü ..
Kelamıyla çıkarır,oyar, kem bakan gözü ..
Gocunan kimse,alınsın üstüne dediği sözü..
Kem sözle, cibilliyetsizlik, yakışır sahibine ..
Düşünce, İSYANİ'nin diline ..
İflah olmaz o zerul ömrüyle, taş kafası ..
Değil merhem, miski amber de sürse yarasıyla, başına …
Biline ki …
Gelmedik kalmaz, öylesi kadını hakir gören …
Hadsiz, kademsiz, onursuz,uğursuz dangalağın başına..
Kadını hakir gören hadsiz, kademsiz,onursuz ,uğursuz dangalağın başına..
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ.
Ereğli /KONYA
!7/03/2018
Saat:16_45
Der, kadını hakir gören kimi kendini bilmezler, madrabaz,ukala hadsiz ler, kadına ..
‘’ - Saçı uzun ,aklı kısa ..
Elinin hamuruyla, er işine karışma ..! ‘’
Bilseler ki böyle iblisler, kendini doğuran ana da,kadın aslında ..
Marifet, cinsiyette değil insanlıkla,insan gibi insan olmakta ..
İnsan ve kemalli,kadim li olmazsan eğer.
Ne yazar eril yada dişil olman, özünde ..Yoktur farkın, Kabe'ye kitap çeken, eşekten farkın .
Dün de eşektin,bugünde eşek olacan, üstelik hep eşek oğlu eşek kalacan ..
Kadını dışlayıp, hakir gören,ona her türlü deyyusluğu mubah sayan, zındıklar ..
Bilselerdi anaları olmasa ,bu dünyaya göz açıp,ayak basamayacaklardı, asla mı asla ..
Ondandır, kork nankör le, münafıktan ..
Bela gelir hep cahille,cüheladan ..
Değildir marifet diplomada, kimi okumuş cahil, ümmiden de olur, fena …
Ondandır, İSYANİ'nin demesi …
‘’ - Diploma, cehaleti alır, eşeklik, baki kalır ….! ‘’
Bilinir ve söylenir asırlardır ..
‘’ – Kılavuzu karga olanın, burnu boktan kurtulmaz..! ‘’
Bu hadsizlik le, kadına dil uzatan, asla mı asla, onmaz.. !
Bir ülke ve bu kainat, asla kadınsız var olmaz ..
İsyanın ,direnişin,hürriyetin destanı asla kadınsız yazılmaz.!
Aksini düşünüp ,bunu öyle sanan ve sayan gerçeğin ışığına, ilmin nuruna ermez.
Hödük gelip, eşek giden beynamaz dır, beynamaz …
Böylesinden köyde, kasabada olmaz.
İnsanı arif ,arifi ,maruf kılan ilim bilim adap edeptir daima ..
Kendini bilmezden değil arif ve adam, hiçbir herze olmaz.
Unutmamalı ki,nişadır sız kapla,karaktersiz ucube, kalay tutmaz..
Anası da kadınken, kadına dil uzatan zevzek, insan sayılmaz.
Bir toplumun, ülkenin kadını, eğitimsiz ve cahilse, geleceği olmaz..
Evladı, insan yapan ananın, tadına doyum olmaz..
Tatsız-tuzsuz, yavan aştan, yemek olmaz..
İnsanlığını bilmeyen eril de, dişilde olsa, işe yaramaz..
Bal yapmayan arıdan farkı olmaz.
Aklını bozmuş belden aşağıyla ..
Gözünü dikmiş kadının uçkuruyla,apış arasına ..
Namusu sıkıştırmış, bacak arasına ..
Akılla, vicdanı yok saymışlıkla ..
Hayatı sığıştırmış sa Vicdanla ,Cüzdan arasına ..
Ne denir böylesi utanmaz-arlanmaz, yüz karasına ?
Ondandır der, İSYANİ ..
Evlat yetiştiren, cümle atalara ..
'' - Erkek gibi kız değil ..
Kız gibi, duyarlı erkek yetiştirin, daima …
Anasına,bacasına yoksa saygısı ..
İnsan,ülke onur değilse o, cühela haydut’un kaygısı ..
Başa sultan , dağa eşkıya olsa ne yazar ..?
Başa sultan, dağa eşkıya olsa ne yazar ..?
Unutmamalı ki ..
Eceli gelen köpek, cami duvarına işer …
Al bağlayıp, yatmayın eril doğurduk diye ..
Eril, insan değil ise..
Tıpkı,ürme yi bilmedik it gibi, sürüye getirir kurt …
Ürmeyi bilmedik it gibi, sürüye getirir kurt ..''
Hakikati der acıda olsa İSYANİ, ağır ve ar gelsede sözleri ..
Dost dili susturulamaz yüreğiyle yazar, söyler hep gerçeği ..
Marifet erillik te değildir ehillik le ,insanlık tadır ..
İnsan değilse yetişen soyunuz, kıran da telef olur, soyunuz-sopunuz ..
Cahillik ve nifakta ömür tüketirse, erilliğiyle övündüğünüz soyunuz,
Kökünüze kibrit suyunu döker sonunda o, çok övdüğünüz…
Yele-kuza , yere-göğe sığdırmadığınız, biriciğim dediğiniz, oğlunuz ..
Sözü meclisten içeridir İSYANİ'nin, her sözü ..
Kelamıyla çıkarır,oyar, kem bakan gözü ..
Gocunan kimse,alınsın üstüne dediği sözü..
Kem sözle, cibilliyetsizlik, yakışır sahibine ..
Düşünce, İSYANİ'nin diline ..
İflah olmaz o zerul ömrüyle, taş kafası ..
Değil merhem, miski amber de sürse yarasıyla, başına …
Biline ki …
Gelmedik kalmaz, öylesi kadını hakir gören …
Hadsiz, kademsiz, onursuz,uğursuz dangalağın başına..
Kadını hakir gören hadsiz, kademsiz,onursuz ,uğursuz dangalağın başına..
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ.
Ereğli /KONYA
!7/03/2018
Saat:16_45
YÜREK VAR MI, YÜREK SİZDE ?
Beni, bende çalıp, talanlar da …
Ele-aleme, kurda-kuşa yem etmecesine
Yaptıklarınızdan sonra, yarattığınız eseri ..
Benden geriye kalanları ve utancın çizgileriyle, enine-boyuna bölüp …
Arzularınıza meze, vahşi ihtiraslarınıza kurban ..
Heves masalarınıza pey yapıp, sürmüşlüğünüzde, orta yere…
Lime, lime ederek, mutsuzluğa tutsak ettiğiniz beni…
Örselenmiş naçarlıklar ve çileler çiçeğini, görmek istiyorsanız ..
Sokakların karanlığında seken, yada kaldırımlarda tüneyen et-beden pazarlarında itilip-kakılan …
Hoyratça davranışlara tutsak edilen, kaldırım serçeleri arasında ..
Solgun yüzü, düşük omuzları, fersiz gözleri ..
Ama, tüm bunlardan ötede adeta dalda kalıp, amansız sonbahar rüzgarları önünde tiril, tiril titreyip ..
Çırpınan yapraklara, ürkek kuşlara bezemişliğim de iliklerime dek titreyen ….
Üfürsen düşecek hallerde oradan,oraya ama en çokta utanca ve kahredici ölümcül sancılara savrularak …
Tarafınızca belendiğim ezinçlerin ağırlığı altında un-ufak olmaktan ….
Bir deri-bir kemik kalmış, ben yaralı serçeye bakın ….!
Amansız-acımasız, arsız-hayasız saldırılarınız da ….
Ne halde kaldığımı görmenin utancına katlanabilecek seniz, gelin, seyredin beni ?
Sirkte cambazı, hayvanat bahçesinde maymunu seyrettiğiniz gibi ….
Lakayıt, alaycı ve acımasız bakışlarınızla ..
Üstelik eksik etmediğiniz alaycı ifadelerle,hakir gören bakışlarınız ve ciğerime saplanan ….
Delik-deşik etmecesine gözüme,gözüme uzanıp …
Tam on ikiden vurarak tam isabetle avınızı telef etmenin kıvancı ve mağrurluluğuyla ….
Beni gösteren, parmaklarınızın …
Boşlukta, karanlıkta ok gibi, kurşun gibi bedenime, ruhuma saplanıp durmuşluğunda ..
Şu an, tozlanıp-kirlenmiş, rengini kaybetmiş ….
Asıldığı yerlerde beklerken, delik-deşik olmuş ….
yıllara ve hayata karşı yenilgisini ele veren perdeler gibiyim ..
Adımı ‘’Yosma’’ ‘ya, çıkartıp….
Katran yada kömür karasından da beter ruhla, yaşama sevincimi çalmış lığınız da..
Adeta, canlı-cenazelikler de haraç-mezat satılıyorum …
et-beden tezgahlarında …
Dahası, iğrenç, absürdçe ilişkilerin kol gezdiği …
Kadın köleliği , et ve cinsellik pazarlarında ..
Ruhumun bedesteni, tarafınızca talan edilmiş, kevgire dönmüş..
Hangi taşına, tuğlasına el atsanız,yıkılır beden ve ruh binam .
Elinizde kalırım, toz ve moloz yığını olarak ..
Soruyorum, bu halimle size, şimdi ?
Hanginiz, ömrünüzün, ruhunuzun, yada gönlünüzün penceresine, perde diye, asar beni ?
Perde diye, asar beni ?
Ha mundar edilip, atılmış, ciğer ..
Ha, güve yemesinde delik-deşik olmuş …
Bozarmış, renkleri atıp, birbirine girerek solmuş, eski perdeler gibiyim ..
Hiç acımadan kıyıp, telef ederek ..
Perma-perişanlıklarım da, üstelik, iki gözüm,iki çeşmeliklerde ..
Yem ettiniz beni, gonca ömrümde kurtlar, çakallar ve leş kargası sofralarına ..
Bakın ve düşünün bakalım ..
Kaç perde gizler-kapatır utancınızı ?
Kanıma girmekle, ömrümü, umutlarımı, yarınımı ve hayat sevincimi çalmakla kalmayıp ..
Beni yüz karalıklarına, utançlara beleyerek ..
Lime, lime olmuşluklar da, sergen ettiğiniz perdeliğimde..
Beni,benden çalarak, mundar edip çöplere ve aç kedilere attığınız, ciğerliklerde..
Utançlara kesip, yüzlere bakamamışlığım da ..
Utanmadan, yüzüme bakabilecek yürek var mı sizde ?
Deyin, bana ?
Onursuzluğun bedenleri ..
Utanmadan yüzüme bakabilecek, yürek var mı sizde, yürek ?
Şerefsizliğinizin burçlarına, pencerelerine …
Eskimiş, ölü perdelikler de biçip, kesip, bölüp-parçalayarak, asmış lığınız da …
Utanmadan yüzüme bakabilecek, yürek var mı sizde ?
Değil insanlıktan, sıradan adamlıktan ıraklığınızda …
Yürek var mı sizde ?
Yürek …..
Yürek, var mı ?
Ele-aleme, kurda-kuşa yem etmecesine
Yaptıklarınızdan sonra, yarattığınız eseri ..
Benden geriye kalanları ve utancın çizgileriyle, enine-boyuna bölüp …
Arzularınıza meze, vahşi ihtiraslarınıza kurban ..
Heves masalarınıza pey yapıp, sürmüşlüğünüzde, orta yere…
Lime, lime ederek, mutsuzluğa tutsak ettiğiniz beni…
Örselenmiş naçarlıklar ve çileler çiçeğini, görmek istiyorsanız ..
Sokakların karanlığında seken, yada kaldırımlarda tüneyen et-beden pazarlarında itilip-kakılan …
Hoyratça davranışlara tutsak edilen, kaldırım serçeleri arasında ..
Solgun yüzü, düşük omuzları, fersiz gözleri ..
Ama, tüm bunlardan ötede adeta dalda kalıp, amansız sonbahar rüzgarları önünde tiril, tiril titreyip ..
Çırpınan yapraklara, ürkek kuşlara bezemişliğim de iliklerime dek titreyen ….
Üfürsen düşecek hallerde oradan,oraya ama en çokta utanca ve kahredici ölümcül sancılara savrularak …
Tarafınızca belendiğim ezinçlerin ağırlığı altında un-ufak olmaktan ….
Bir deri-bir kemik kalmış, ben yaralı serçeye bakın ….!
Amansız-acımasız, arsız-hayasız saldırılarınız da ….
Ne halde kaldığımı görmenin utancına katlanabilecek seniz, gelin, seyredin beni ?
Sirkte cambazı, hayvanat bahçesinde maymunu seyrettiğiniz gibi ….
Lakayıt, alaycı ve acımasız bakışlarınızla ..
Üstelik eksik etmediğiniz alaycı ifadelerle,hakir gören bakışlarınız ve ciğerime saplanan ….
Delik-deşik etmecesine gözüme,gözüme uzanıp …
Tam on ikiden vurarak tam isabetle avınızı telef etmenin kıvancı ve mağrurluluğuyla ….
Beni gösteren, parmaklarınızın …
Boşlukta, karanlıkta ok gibi, kurşun gibi bedenime, ruhuma saplanıp durmuşluğunda ..
Şu an, tozlanıp-kirlenmiş, rengini kaybetmiş ….
Asıldığı yerlerde beklerken, delik-deşik olmuş ….
yıllara ve hayata karşı yenilgisini ele veren perdeler gibiyim ..
Adımı ‘’Yosma’’ ‘ya, çıkartıp….
Katran yada kömür karasından da beter ruhla, yaşama sevincimi çalmış lığınız da..
Adeta, canlı-cenazelikler de haraç-mezat satılıyorum …
et-beden tezgahlarında …
Dahası, iğrenç, absürdçe ilişkilerin kol gezdiği …
Kadın köleliği , et ve cinsellik pazarlarında ..
Ruhumun bedesteni, tarafınızca talan edilmiş, kevgire dönmüş..
Hangi taşına, tuğlasına el atsanız,yıkılır beden ve ruh binam .
Elinizde kalırım, toz ve moloz yığını olarak ..
Soruyorum, bu halimle size, şimdi ?
Hanginiz, ömrünüzün, ruhunuzun, yada gönlünüzün penceresine, perde diye, asar beni ?
Perde diye, asar beni ?
Ha mundar edilip, atılmış, ciğer ..
Ha, güve yemesinde delik-deşik olmuş …
Bozarmış, renkleri atıp, birbirine girerek solmuş, eski perdeler gibiyim ..
Hiç acımadan kıyıp, telef ederek ..
Perma-perişanlıklarım da, üstelik, iki gözüm,iki çeşmeliklerde ..
Yem ettiniz beni, gonca ömrümde kurtlar, çakallar ve leş kargası sofralarına ..
Bakın ve düşünün bakalım ..
Kaç perde gizler-kapatır utancınızı ?
Kanıma girmekle, ömrümü, umutlarımı, yarınımı ve hayat sevincimi çalmakla kalmayıp ..
Beni yüz karalıklarına, utançlara beleyerek ..
Lime, lime olmuşluklar da, sergen ettiğiniz perdeliğimde..
Beni,benden çalarak, mundar edip çöplere ve aç kedilere attığınız, ciğerliklerde..
Utançlara kesip, yüzlere bakamamışlığım da ..
Utanmadan, yüzüme bakabilecek yürek var mı sizde ?
Deyin, bana ?
Onursuzluğun bedenleri ..
Utanmadan yüzüme bakabilecek, yürek var mı sizde, yürek ?
Şerefsizliğinizin burçlarına, pencerelerine …
Eskimiş, ölü perdelikler de biçip, kesip, bölüp-parçalayarak, asmış lığınız da …
Utanmadan yüzüme bakabilecek, yürek var mı sizde ?
Değil insanlıktan, sıradan adamlıktan ıraklığınızda …
Yürek var mı sizde ?
Yürek …..
Yürek, var mı ?
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Ereğli / Konya
25 / 08 / 2018
Saat ; 14_35
NEYE YARAR .....
Yaraysan, ezinç,utanç ve dert kaynağıysan ömürlere ...
Gökte yağmur, yerde tohum, tarlada ve rızk da bereket ve hatta...
Canlara can, özlere can suyu olduğunu iddia edip ...
Kendi zafer sarhoşluğunda methiyeler düzen dil üstadı olsan neye yarar ?
Laf cambazlığında, takla attır'san sözcüklere,kelama ..
Kibrinden, görmüyorsan gerçeği, üryan ..
Gönül ustası olmayı terk edip, zanaatkarlar şahı ..
Mülkü cihanın efendisi olsan neye yarar,
ne yazar?
Değil mi ki maharetin, su üstüne yazmaktan ibarettir yazıyı ...
Ön kapı dururken arkadan dolanmak sa, işin-gücün,övündüğün hünerin ...
Şeytana asker, cellada ip, kula kul, iktidarla,erke köle isen ..
Hasılı, dertlere derman,dertlilere yoldaş ve kılavuz, onurlu birey olmak yerine ..
Fitneye yenik ümmet'sen neye yarar maharetle, marifet?
Eşekte taşır, kitap ile suyu,kah Mekke ye kah Fizana ..
Eşekliğinin, ilelebet baki kalmışlığında ..
İnsan evladı, insan olmak yerine, zulmün hünkarıysan, neye yarar taç ile taht ?
Neye yarar, taç ile taht .?
Gökte yağmur, yerde tohum, tarlada ve rızk da bereket ve hatta...
Canlara can, özlere can suyu olduğunu iddia edip ...
Kendi zafer sarhoşluğunda methiyeler düzen dil üstadı olsan neye yarar ?
Laf cambazlığında, takla attır'san sözcüklere,kelama ..
Kibrinden, görmüyorsan gerçeği, üryan ..
Gönül ustası olmayı terk edip, zanaatkarlar şahı ..
Mülkü cihanın efendisi olsan neye yarar,
ne yazar?
Değil mi ki maharetin, su üstüne yazmaktan ibarettir yazıyı ...
Ön kapı dururken arkadan dolanmak sa, işin-gücün,övündüğün hünerin ...
Şeytana asker, cellada ip, kula kul, iktidarla,erke köle isen ..
Hasılı, dertlere derman,dertlilere yoldaş ve kılavuz, onurlu birey olmak yerine ..
Fitneye yenik ümmet'sen neye yarar maharetle, marifet?
Eşekte taşır, kitap ile suyu,kah Mekke ye kah Fizana ..
Eşekliğinin, ilelebet baki kalmışlığında ..
İnsan evladı, insan olmak yerine, zulmün hünkarıysan, neye yarar taç ile taht ?
Neye yarar, taç ile taht .?
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
İMMENSTAAD/ FRİEDRİCHSHAFEN/ALMANYA
14/11/2019
Saat ; 01_37
İMMENSTAAD/ FRİEDRİCHSHAFEN/ALMANYA
14/11/2019
Saat ; 01_37
27 Mart 2020 Cuma
TÜM
BAŞLANGIÇLAR ….
En anlaşılır
ve yalın haliyle dillendirmeye çabalayıp, çalışarak söylemekse meramımız …
Doğumla,
ölüm denen iki değişmez arasında uzanan yolu ve yolculuk serüvenini ….
Sorup,
sorgulayarak başlamalıyız kendimizi, hayata ve insana dair her ne varsa onu …
Elbette ki,
ilkin ve öncelikli olarak doğumlarımız dan başlamalıyız, ömür denen çile, çile çoğalan ….
HAYAT İPİ
denen karmaşık, rengarenk bu yumağı ….
İpin ucunu
kaçırdığında, nasıl kayıp giderse avucunuzdan yumak …
Bilinmezliklerin
bağrında, dolaşıktır tıpkı ipler gibi ömürler ve ömürlere sıkışan kısalı-uzunlu yahut ta …
Apansız
çıkıp gelen ölümle, başlamadan bitiveren hayatlar …
Değil
derinden, derine, şöyle göz ucuyla, üstünkörü bakıverdiğimizde bile …
Farkındalığımızla
anlar, bilir ve kavrarız ki ….
Pandora’nın
kutusunu da içinde barındıran HAYAT ….
Kimine göre
gayya kuyusundan da beter, dipsiz girdap kuyusu …
Kimisine
göreyse, içinde gizemler ve bilinmezlikler barındıran, rengarenk kocaman bir
MATRUŞKA’dır …
İşte
böyleliğinde, nereden, nasıl ve hangi gözle bakarsan öyle görüp,
değerlendirdiğin …..
Betimleyip,
adlandırdığın hayat denen, muammalı , hengameli ve bir o kadar da fırtınalı
yolculukta ….
Ömür denen,
tüm başlangıçlar, yaşama merhaba diyerek …
Hayata
gözlerini açanlar, bu serüvene koyulanlar …
Kendi
istemeden, irade ve hasılı arzu dışı başlar …
Onun içindir
ki …
Masumdur,
tüm doğanlar …
Kusurlu,
suçlu hatta veballidir doğurtanlar ile doğuranlar …!
Çoğu
canlının öyküsü misali, insanın öyküsü de, bu kısır döngüdeki, tutsaklıkla
başlar ….
Al takke,
ver külah hallerinde koyulurlar bu tahterevalli oyununa …
Hür
iradeleriyle doğmayanlar arasından çıkar, kurbanlarla, ilahlar …
İlahlar
isteyince, kanlı, ağlamaklı ve çok bilinmeyenli …
Dahası,
karanlıklara, aydınlıklara ve beklenmedik, bilinmedik sonlara gebedir ….
Zamanın,
hayatın ve kainatın bağrındaki ….
Ömür ve var
oluş adlı oyunlar…
Bizlere
sorulmadan, üstelik rızamız olmadan ….
Dahası çoğu
kere olduk-olmadık hallerde ve zorunluluklarda, emrivaki dayatmalarla
sahneleniyor ….
Yaşanmak
zorunda kalınan, tüm başlangıçlar …..!
Yaşanmak
zorunda kalınan, tüm başlangıçlar …..!
Mualla
SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Almanya
27 / 03 / 2020
Saat ; 15_45
ŞİMDİ, BİR YENİ FASIL AÇMALI ....,
Şimdi bir yeni fasıl açmalı ..
Hayata ve insana dair ..
Biraz yeşil, biraz solmuşluğa esir...
Kahve rengi güzelliği olsun ..
Bir yanı yaşanmışlığa..
Bir yanı solup,ölmüşlüğe yelken açmış olsun ..
Doğru zamanda,olursuz işleri, yanlışları bağrında taşıyan hayatın ve zamanın bağrından ..
........
Şimdi, bir yeni fasıl açmalı ..
Hayata ve insana dair ..
Kırık dökük şarkıların dudaklarımıza düşmüşlüğün de..
Kirpik uçlarına tüneyen yaşların ..
Ha akmış,ha akacak lığın da ..
Elemleri katık,sevinçleri azık ..
Solgun tebessümleri ömrümüze ve yüzümüze perde etmişliğimiz le ..
.....
Şimdi bir yeni fasıl açmalı ..
Kırk yıllık kahve hatırında ki dostluk ve sevgi güzelliğinde ...!
Hayata ve insana dair..!
Hayata ve insana dair..!
Hayata ve insana dair ..
Biraz yeşil, biraz solmuşluğa esir...
Kahve rengi güzelliği olsun ..
Bir yanı yaşanmışlığa..
Bir yanı solup,ölmüşlüğe yelken açmış olsun ..
Doğru zamanda,olursuz işleri, yanlışları bağrında taşıyan hayatın ve zamanın bağrından ..
........
Şimdi, bir yeni fasıl açmalı ..
Hayata ve insana dair ..
Kırık dökük şarkıların dudaklarımıza düşmüşlüğün de..
Kirpik uçlarına tüneyen yaşların ..
Ha akmış,ha akacak lığın da ..
Elemleri katık,sevinçleri azık ..
Solgun tebessümleri ömrümüze ve yüzümüze perde etmişliğimiz le ..
.....
Şimdi bir yeni fasıl açmalı ..
Kırk yıllık kahve hatırında ki dostluk ve sevgi güzelliğinde ...!
Hayata ve insana dair..!
Hayata ve insana dair..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
25 Mart 2020 Çarşamba
YAPRAK, YAPRAK İNDİ GÖZLERİME, ÖLÜM …!
İnsanlık var oldu olalı ….
Savaşın kurbanı olan ölü çocuklarız, bizler …
Vuruldukça biz, gepegenç, körpecik fidanlığımızda …
Her keresinde …
Kırıldı kolum-kanadım, dağıldı dalım, pürüm yaprağım …
Olanın, bana , biz günahsız-sabi-sübyan çocuklara olmuşluğunda …
İçtim ölümü kahpece katliamların bana ve biz masum bebelere, çocuklara reva görülmüşlüğünde …
Yaprak, yaprak indi gözlerime ölüm …!
Yaprak, yaprak indi gözlerime ölüm …!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Ereğli / Konya
12 / 04 / 2018
Saat ; 15_45
İnsanlık var oldu olalı ….
Savaşın kurbanı olan ölü çocuklarız, bizler …
Vuruldukça biz, gepegenç, körpecik fidanlığımızda …
Her keresinde …
Kırıldı kolum-kanadım, dağıldı dalım, pürüm yaprağım …
Olanın, bana , biz günahsız-sabi-sübyan çocuklara olmuşluğunda …
İçtim ölümü kahpece katliamların bana ve biz masum bebelere, çocuklara reva görülmüşlüğünde …
Yaprak, yaprak indi gözlerime ölüm …!
Yaprak, yaprak indi gözlerime ölüm …!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Ereğli / Konya
12 / 04 / 2018
Saat ; 15_45
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!
İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...









