12 Temmuz 2020 Pazar

TESCİLLİ KATİLLER ….,

Yıllardır birikip, içe işleyerek kabına sığmayıp, taşan nefretleriyle ..
Ayyuka çıkan ön yargılarıyla, önlenemez, peşin hükümleriyle ..
Bu ve bundan daha da önemlisi ve belirleyici olanı..... Sevgiye,hayata ve insana düşmanlıklarında biledikleri, kin ve kana susamışlıklarıyla ..
Sözüm ona, soyulup-koyuldukları aklı evvellikle beslenen.. NAMUS KUMKUMALIĞI VE APIŞ ARASI BEKÇİLİĞİYLE ….
Masumiyetlerimizi,haysiyetlerimizi ve onurlarımızı katledip, CELLATLIKLARIYLA ellerinin kanına, alınlarının kirine ve olmayan vicdanlarının, kararan yüreklerinin kıyıda-köşede kalabilecek insanlık kırıntılarına değil dönüp, bakıp ,itibar etmek, aksine …
Nazar-ı dikkate almayarak …
‘’ – İÇİNİZDEKİ EN GÜNAHSIZ VE EN MASUM, İLK TAŞI ATSIN ‘’ Kadim deyişini anımsatmamıza bile kulak tıkayarak …
Gözlerini kan bürümüşlükle, burunlarından soluyarak ..
Kapıldıkları öfke, kin ve nefret galeyanlarının doruğa çıkmışlığında...
Ömürlerimizi talan, gerçeklerimizi ve geleceğimizi tarumar ve mahvederek ..
Katlettiler bizi, hayatın zulasında ama herkesin gözleri önünde, bakar körlüklerin balçığında debelenen …..
En az onlar kadar suçlu, yığınsal sürü hilkat garibelerinin, yoz sığır sürüsü misali, kalabalıkların, göz yumuşlarıyla ..
Onlara göre, tırnak içinde ifadeleriyle …..
‘’ - NAMUSLARI TEMİZLENİP, KURTULDU, KİRLERİ PÜR-Ü PAK OLDU ..! ‘’
Şimdi soru şu ?
‘’ - YA, GERÇEK ÖYLEMİ VE MERAMLARI BU MUYDU ? ‘’
Karanlıkta kaşlar oynadı, katle ferman buyrulan hayatlar ve ömürler, talan, telef ve tarumar oldu ..
Alınlarının çatına, asılı kaldı ..
KATİLLİKLERİ, KİRLERİ, RİYAYA DAYANAN, NEFRETLE BEZELİ KOMPLO, KATLİAM VE CANİLİKLERİ .
Hiç bir gücün, yok edip, aklayıp, kaldıramamacasına kazındı, tarihsel ayıpları olarak, künyelerine …
Onlar ki, tarihsel yobazlığın, azılı vampirliklerinde..
Hala aramızda dolaşıyorlar ..
Can almaya, kan dökmeye ve ömür, umut, hayat katletmeye yeminlilikleriyle …
Onlar kim mi ?
Sözüm ona sen, ben, siz gibi insan geçinerek semirilen …
KATİL CANAVARLAR, CANİ HİLKAT GARİBESİ, NAMUS KUMKUMASI AHMAKLAR VE ENBESİLLER SÜRÜSÜ …
İKİ AYAKLI, A SOSYAL HAYVANLAR, YIĞINIDIR…
Künyelerinde ‘’ tırnak içi’’ << İNSAN >> yazsa da ...
KANA VE KATLİAMA DOYMAYAN, KANA SUSAMIŞ, GÖZÜNÜ KAN BÜRÜMÜŞ, TESCİLLİ KATİLLERDİR …..!
TESCİLLİ KATİLLER …..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Ereğli / Konya

09 / 07 / 2018

9 Temmuz 2020 Perşembe

BİR FOTOĞRAFTA ANLATIR HAYATI...,

An gelir,bir fotoğrafın siyah-beyaz ömürlülüğünde...
Hüznün gözlere perde perde inivermişliğinde...
Çile çile yorgunlukların ve kırık dökük mutlulukların..
Yüzlere derinlikli çizgiler olup düşmüşlüğünde...
Ama herşeye karşın,
Çilelere, acılara ve acımasız yıllara inat...!
Onurla dik duran omuzlarla ,yılgınlığa düşmeksizin hayata kafa tutuşunda bir kadının ,
Dilleniverir hayat,
Bir kadının çok şeyler anlatan gizem dolu bakışında...
Her bakan bir başka anlam çıkarır...
Bir taş plaktan dökülen nağmeler gibi işler ruhuna o bakışlar insanın..
Tebessümlere sinen elemler eleverir yorgun yılların ,yitik ve yaralı yüreklerini..
O dinmeyen sancılar yayılır,bakış bakış,duruş duruş...
Hicran hicran dökülüverir kanı çekilmiş dudaklardan hüsranlar ...
Kirpik uçların da asılı duran gözyaşlarını fark ediverirsiniz işte o an,
Bakarken fotoğrafa siz sizden birşeyler bulursunuz
Burkulur yüreğiniz,
Fotoğrafların,solmalara ve zamanlara inat inat direnmişliğiyle..
Dünden esen gam yelinde savrulmuşluklarınızda,
An gelir,bir ince sızı gelip oturuverir yürek başınıza..
Dillendirir bir kadın bakışı,
Hayatın siyah-beyazlığında....
Yılların acımazsızlığında sürülüp savrulan bir ömrün destanını..
Bir fotoğraf karesine sinmişliğinde hayatın ve ömrün..
Sıyrılıvererek o an fotoğraflığından, bakış bakış sizi esir almışlığında...
Adeta can bulur,ruha bürünür gizemliliğinde dillenekoyar..
Sarıp sarmalayıvererek bakış bakış sizi,
Hayatın sizi sarıp sarmalamışlığında..
Tükenip gidiveren ömürlülükten arta kalan fotoğraflığında..
İliklerinize dek işlemişliğinde
Buz gibiliğinde dondurmacasına içinizi...
Ve,
Perde perde inivermişliğinde,
Ömrünüz varoldukca hiç mi hiç silinmemecesine
Gözbebeklerinizin derinliğine sinmecesine..
İşte o an.
Onurlu bir kadının fotoğrafa sinen direnişine,
Ortak oluverirsiniz elinizde olmaksızın sizde ..
Hüznü içmiş bir ömür saklı fotoğraflığında bir kadının ömür öyküsüne..
Bir fotoğrafın siyah-beyaz ömürlülüğünde, hayatı anlatmışlığında size...

Mualla YASSIBAŞ
Hildesheim /Almanya
04.10.2009
Saat:10.50

8 Temmuz 2020 Çarşamba

DÜŞMEDİKÇE TOPRAĞA .....,

Tuzakları bozup, oyun ve tezgahları imha ederek, saldırıları geri püskürtmelerle geçen deneyimli, birikimli ve yorgun ama muzaffer bir ömürden arda kalanlar ……
Onurun tacında ve defnenin ışıltısında hayat ve anlam buldu ...
An geldi, namluların canına kast ederek ….
Amansız ve acımasızca ölüm kusmaya yönelik, ateşler ve azaplar sunmuşluğunda ...
Kevgire dönen bedenine inat, ruhu adeta görünmez kalkan ve çelik yeleklerle korunarak, umulanın,dilenenin hatta beklenenin aksine ..
Çelikten de kavi ve dayanıklı zırhla kaplanmışçasına …
Değil kurşun geçirmek, kevgire dönmek, adeta özel metal alaşımlı korunganlığa büründü ..
Ne kurşun,ne ses nede ışık, nede kuşku ve güvensizlik ve tereddüt geçirdi ..
Yenilgiye methiye düzeceklerin, nara atıp, yalancı zafer nidaları, sevinçleri, kursaklarında kaldı ..
Direnişin,yenginin,zaferin ama daha da ötesi ….
Su katılmamış özsel saflıkla, çelik şuurun, afsunlu ruhun, sarsılmaz inancın önünde yaşadıkları, beklenmedik ve unutulmaz felaketten dolayı ...
Yürekleri buz, dilleri-dişleri hınçtan boku kesmeyecek, acze düştü ...
Tek yapabildiklerinin küfür, hakaret ve haysiyet cellatlığı olmuşluğunda ...
Ellerinden geleni artlarına bırakmayarak, tek yaptıkları '' BELDEN AŞAĞI VURUŞ VE SALVO ATIŞLARLA....
HAYSİYETTE, ONUR DA, DELİKLER AÇARAK ….
İNANÇ,GÜVEN VE AZİMDE HASAR YARATMAYA KOYULDULAR, NAFİLE ÇABALARDA ...! ''
Bunda da başarılı olamayacaklarını görüp, anlamışlıkla ….
'' - İŞBİRLİKÇİ HAİN ŞEREFSİZ MAŞALARLA, KALEYİ İÇERİDEN FETHEDEREK, ŞEYTANİ BİZANS VE ROMA HİLELERİNE, ENTRİKALARINA KOYULDULAR ...
Onursuz ve istikbal uğruna, ruhunu şeytana satacak hilkat garibesi, insan kılıklı ucube PİYON KURŞUN ASKERLERLE, ÇAKAL VAMPİRLERİ SALDILAR ...
YURTSEVERLİĞİN,EMEĞİN,ONURUN,YURTSEVERİN, NAMUSUN VE HAYSİYETİN ÜSTÜNE, ÜSTÜNE ..
İŞTE O GÜN-BU GÜNDÜR, SÜRER OLANCA AMANSIZLIĞIYLA …
EMEKLE-SERMAYENİN,ONURLA-CİBİLLİYESİZLİĞİN SAVAŞI ...
‘’ HAYAT, KİTAPLARA SIĞMAZ,TAŞAR …! ‘’
DENEYİMLE VE ONURLA TAÇLANAN, ÖDÜNSÜZ YURTSEVER YİĞİTLERİN ÖMRÜ, DEĞİL KİTAPLARA..
TARİHE VE ÇAĞLARA SIĞMAZ, ÇAĞLARA ..! ‘’
ONDANDIR, BİTMEYEN ONUR ÖYKÜLERİ SÜSLER ÇAĞLARI,
ZAMANI VE TARİHİ ..
YİĞİT ÖZLÜ, DENİZ MAVİSİ GÖZLÜ, ALTIN SARISI SAÇLI ONUR FEDAİLERİ, HÜRRİYET SAVAŞÇILARI ..
DÖŞER, HEM ZAFERİN,HEM AYDINLANMANIN, HEM DE HÜRRİYETİN TAŞLARINI DÖŞER ..
DÜNDEN, YARINA SÜREN ….
ONURLU UZUN YÜRÜYÜŞLERİN TARİHİ ….
BÖYLESİ EFSANEVİ YİĞİTLERİN VE YİĞİTLİKLERİN DESTANINI YAZAR..
O SON NEFES VERİLİP, HÜRRİYETE ADANAN O, SON BEDEN, DÜŞMEDİKÇE TOPRAĞA ...!
DÜŞMEDİKÇE TOPRAĞA ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Ereğli/Konya
06/07/2018
Saat ; 23_12
ALTI KAVAL, ÜSTÜ ŞİŞHANE, '' HAYTA ''

O kadar çok düşünüp,düşünüp vaz geçti ...
O kadar çok hop oturup,hop kalktı sonra ,yelkenlerini suya indirdi ..
O denli, yaptı, yaptı sonrasınada yıktı,yerle yeksan etti ki ...
O kadar,astı,kesti,mangalda kül bırakmayarak attı-tuttu ..
Kolları yorulmacasına o, kadar çok ve yalancı peşrevler çekti ki..
Birgün hümanist,öteki gün narsist ve bencil oldu ..
Bir gün demokrat, bir gün hain işbirlikçi oldu ki ..
En sonunda o, kadar mı o, kadar yüzsüz oldu ve katlanılmazlığı anlaşıldı ki ..
Maskeler bile gına getirip, bıktı-usandı, ondan ..
Ama yapacakları bir durum ve elden gelir bir halin olmamışlığında boyun eğdi, tüm maskeler,ona ..
O gün, bu gündür ömrü maskeli balolarda ve ne idüğü belirsizliklerle ,kıvırmalarda , nafileliklerde ömür heba etti ki ...
Adı unutulup,esamesi silindi ....
Kendine yakışırlığında lakabı '' HAYTA '' dendi, ona ...
Sadece aşağı HAYTA, yukarı HAYTA ..
Gel HAYTA , git HAYTA DİYE anıldı...
Ola, ola adı dillere pelesenk, namı, HAYTA oldu çıktı ...
Bir sabah dediler ki ..
'' - HAYTA öldü ...
Kimse umursamadı, amiyane deyişle ..
Kimse iplemedi,takmadı,adamdan saymadı ...
Kahvehane den sadece bir HAYTA dillendi, saman alevi gibi söylendi, geçti
Oradan biri seslendi ..
'' - Dirisi neydi ki, ölüsü ne olsun ?
Namı değer, HAYTAYDI ...
ALTI KAVAL, ÜSTÜ ŞİŞHANE'nin, tekiydi ...! ''

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ
Ereğli / Konya
07/07/2018
Saat ; 12_02
SESSİZCE VE TEBESSÜMLE

İster, tadı damak zevkimize uygun olsun yada olmasın .
İştahımızı kabartsın yada kapatsın, cazip,kışkırtıcı, tahrikkar ..
Yada tam aksi, bet mi bet hallerde, tok mu tok ….
Hatta kusmalara sürükleyen hal,görünüm ve lezzetsizliklerde olsun ..
Yemek gibidir, hayat ..
An olup, soğuk, an gelip sıcak servisleriyle, çeşnili mi çeşnilidir.
Aklınızdan geçmeyenliğiyle, gelişmiş mi gelişmiş, rengarek bir menü ile ..
Yada hafzalanızın almayacağı kadar sıradan, yavan ve yemeden doyuranlıklarda, çıksın karşınıza ..
Her halükarda en az üç-beş öğün çıkıverir, tıpkı davetsiz misafir, yada arsız afacan çocuk gibi, karşınıza .
Hayat ta, elvan türlü dayatmalarıyla, kiminde ağzınızın tadına uygun halleri yada surat ekşittiren, soğuk nevaleliğiyle …
Daha da , bezdirip, bıktıran halleriyle o, yemekler gibi konuverir, size emrivakiliklerde ..
Mırın-kırın etsen de, bazen almayayım diye içinden geçirip,surat ekşiterek, hoşnutsuzluğunu ortaya koymaya kalksan da ..
Tepene dikilen yada karşında duran görünmez....
Sıradanlıkla, ürkütmeninde ötesinde, korkutan zebanilerin bırakın tehdit etmek için ağız açmalarını....
Bakışlarıyla bile, kursağınıza yumruk vurulmuşçasına kıvranıp, ıkına-sıkına da olsa ...
Yediğiniz yemekliğiyle, sizi mahveder,karartır ömrünüzü.... Hayatlığını ,zorbalığını dayatır size..
Ölümlerden, ölüm beğen, demesine gerek kalmayan, el çabukluğuyla...
Koyar o gerçek ve ceberut halini, yüzünü, ortaya ..
Hasılı..
Keyfin bilir,ağam-paşam, sultanım, prensesim hallerindeki pervasızlıklarıyla ..
Hayat; Yemeden doyuran yemekler gibi, çöreklenir ömrünüze ..
Menüyü sizin belirleyip,belirleyemediğinizin hiç önemi ve anlamı olmamışlığında ..
O an, aklınıza şu söz gelsin ...
Bari, tebessüm ederek kalkın hayatın sofrasından..
Yada, ölüme gülümseyerek merhaba deyin, ensenize vurulmadan..
Demokles'in kılıcından ve aşçı Rıza'nın acımasızlığından, payınıza düşeni alırsınız eninde,sonunda ..
Siz,siz olun ihtiyatlı iyimserliklerde ve her şeye hazır,nazır karşılamaya amadeliklerde....
Kelle, koltukta dolaştığınızı unutmadan, yaşamanın yolunu, yöntemini, sırrını ..
Dahası en kolayından sıvışıp, kurtularak bu yemek ve davetten ..
Kestaneyi çizdirmeden kalkmaya çalışın, hayat denen yemekten, nevaleden yada netameli suratsız gaddar hallerinden ..
Nazikçe de olsa …
‘’ – Teşekkürler, almayayım ‘’ Denmeye, denmez ..
Ama gelin, görün ki
‘’ - PAPAZ HER ZAMAN PİLAV YEMEZ ‘’ Diyen Kaptan Kusto’ yu yad edin, seçiminizi yapın, kanaatimce …
Sessizce ve tebessümle …!
Sessizce ve tebessümle …!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
Ereğli /Konya
07/07/2018
Saat ; 18_48
‘’ –KİM, CEHENNEMİ ARIYORSA,
ÖNCE KENDİNE BAKSIN ....! ‘’

Hayat, kendi içindeki denge sistematiğindeki bozukluğa, anında reaksiyon verir...
Onun bekleyip,hamle yapacağını, yaptığını ..
Yada zamanını beklediğini düşünmek, kendi bencilliğimize inanmak istememizdir ..!
Başardıklarımızın yada yapamadıklarımızın çoğu, kendi eserimiz dir.
Bu bağlamda, kendi dışımızdaki herkese....
Hatta, daha garİbi, üzücüsü,düşündürücüsü ve utanç vericisi KARA KEDİ’ye ve düne, tüm diğer unsurlara ….
Kadere,şeytana,meleğe ve hatta feleğe,hayata, yük ve suç yüklemeyi yeğliyor …
İşin garibi, paradoksal ve ironik yanı …
Bunu aczimizi gizleme aracı ve unsuru olarak dillendirip,lanse etmeye yelteniyoruz… ...
Yada, iltifat veya küfür etmek de, bizim duygu yanılsamalarına uydurduğumuz, kılıftır ...!
Kendini insan addeden ve o savda olan, biz bir gurup sosyal hayvan kitlesi ..
Ne kadar çok ....
A SOSYALLEŞTİĞİMİZİ FARK ETMEYEREK, YOK SAYARAK YADA YADSIYARAK DÜNYANIN ,KAİNATIN DENGESİNİ NE KADAR ÇOK BOZARAK, ONU TAHRİP EDİYORSAK ...
DÜNYA VE KAİNAT’ TA O, ORANDA, HATTA MİSLİ, MİSLİ FAZLASIYLA BİZİM DENGEMİZİ BOZARAK...
A SOSYALLEŞME SÜRECİMİZİ HIZLANDIRARAK , FATURAYI İVEDİLİKLE BİZLERE KESEREK ....
BUMERANG ETKİSİYLE VERDİĞİMİZ ZARARIN DİYETİNİ, BİZE ÖDETİYOR ....
BU, ÖYLE KÖR VE KISIR BİR DÖNGÜ VAR EDİYOR Kİ ....
SONUÇTA, RUH, AKIL, DUYGU VE BEDEN SAĞLIĞINI YİTİREN, ANOMALİK YIĞINSAL SÜRÜ KİTLELERİ VE İŞE YARAMAZ GÜRUHLAR VE KALABALIKLAR OLUP ...
ZIVADANDAN, HEM DÜNYAYI, HEM DE KENDİMİZİ ÇIKARTARAK .....
ADETA, OTURDUĞUMUZ DALI KESMEKLE YADA KENDİ AYAĞIMIZA KURŞUN SIKMAKLA KALMIYORUZ ....
DAHA KÖTÜSÜNÜ, KENDİMİZE İHANET ETTİĞİMİZİ BİLE FARK EDEMEYEN İRADESİZLER , UCUBELER OLARAK, KENDİMİZİ YOK EDİYORUZ ….
KENDİMİZİ VE KAİNATI ….!
İKİ BÜYÜK EROZYON VE KAYIPLA BU KATLİAMI HIZLANDIRIYORUZ..
EMEĞE SAYGIYI, EDEBİ VE ONA, KENDİMİZE OLAN SAYGIYI YİTİRİYORUZ..
YANİ VE ÖZCESİ, BİZATİHİ VARLIK NEDENİMİZİ VE ÖZSEL DİNAMİZMİMİZİ YİTİREREK …..
KENDİ KENDİMİZE, BERABERİNDE DE, CANLI-CANSIZ TÜM KAİNATI,HAYATI VE EVRENİ, DÜNYAYI MAHVEDİYORUZ....
KENDİMİZE,EDEBE, SAĞ DUYUYA,KAİNATA VE DIŞIMIZDAKİ OLUP-BİTENE, SAYGIMIZI YİTİRİRKEN ....
YAPTIĞIMIZ EN BÜYÜK İHANET VE KATLİAMI DA ….
EDEPSİZLEŞEREK, YİNE İNSAN GEÇİNEN, KENDİMİZE ...
BERABERİNDE DE, KAİNATA VE TÜM KUTSAL-KADİM DEĞERLER MANZUMESİNE YAPIYORUZ ....

‘’ –KİM, CEHENNEMİ ARIYORSA, ÖNCE KENDİNE BAKSIN ....! ‘’

BERABERİNDE DE, EN YAKIN ÇEVRESİNDEN BAŞLAMAK ÜZERE EVRENE,KAİNATA VE İLİŞKİLERE BAKSIN …
Sözün özü, gerçeği yineleyelim …
‘’ –KİM, CEHENNEMİ ARIYORSA, ÖNCE KENDİNE BAKSIN ....! ‘’

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Ereğli / Konya

08 / 07 / 2018

Saat; 01_27

4 Temmuz 2020 Cumartesi

ARANMAMALIDIR, ASLA …..
İNSAN VARKEN …..
SUÇLU DİYE, ŞEYTANIN AYAK İZLERİ  …..!


Açılınca, kimi küf, kimi naftalin kokulu, GÜN YÜZÜNE HASRET SANDIKLAR…. 
Bir, bir, dökülünce ortaya ….
Dünün gizi, karanlığı ….
Saçılınca sağa, sola, kirli çamaşırlar ….
İhanet, gizlenmeye çalıştıkça, çıkar sırıtarak, ortaya ….
<< - Yarası olan, gocunur ..! >> Gerçeği vurur, şamar gibi, suçlunun suratına ...
Yiten yılların, geri gelmeyeceğinin, ayan-beyan, aşikar lığında ….
Suçlunun tövbesi, itirafı, ikrarı, sadece kabuk bağlamaya yüz tutan yaraların ….
Deşilip, açılmasının, acısını yeniden ve daha derinden yaşatmaktan öte, fayda vermez ...
Bu sonucun ortaya çıkacağını bile, bile lades demek …
Özünde….
Sadece, zaman kazanmak için değilse …. 
Suçun ve suçlunun ayak izleriyle ….. 
İhanetin kirini, temizlemeye çalışmaktan öte, bir getiri sağlamaz, oldum, olası …… 
Ne suçluya, suç ortaklarına, ne mağdura, nede kurbana ….!
Kimsenin suçu üstlenip, sorumluluk almaya yanaşmamış lığında, ihale, yine masum ve mazluma kalınca ...
Günü kurtarmaktan başka, hüneri ve yapacağı olmayanların, buna mal bulmuş Mağribi gibi, iştahla sarılmış lığında ...
Amaçlarına ulaştıklarını sanan, nifakçılar …
Fincancı katırlarını ürkütmedikleri sanısıyla, adeta sevinç delisi olup, çıkarak ...
Geçerler kendilerinden, yuvarlandıkları zafer sarhoşluğunda, başlarlar adeta, zil takıp, oynamaya …
İnsana ve insanlığa has, bu kir ve yüz karası hallerin kökünün, kökeninin ….
Ta, çağlar ötesine, hatta, insanlığın başlangıcına dek uzandığını gösterir, tarih, yaşanmışlıklar ve gerçekler …
O an, bir soru düşüverir, insanın aklına ve dudaklarına …..
‘’ - Neden çıkmıştır, Habil ile Kabil’in kavgası ?
Kim suçlu, kim hain, kim haklı, kim kurbandır ? ‘’
Soru sağanağında, bin bir düşünce, soru yada geçerli-geçersiz yanıt, üşüşür o, an insanın aklına …
Ve, dahası ..
Asla, el ayak çekilince, yada karanlık çökünce ….
Yada, kurdun sevdiği, sisli-puslu hava ve gecede, işlenmez sadece, suçlar, günahlar ve kusurlar ….
An gelir, her şey ortadayken, üstelikte aşikar, ulu ortalığında
bile ….  
Görülmez gerçekler, izler, kanıtlar ile failler ..
İnsancıklar güruhundan, bakar körlerin, perdeli gözleri ve maskeli baloları çok sevip, yeğlemiş liğinde …!
Üstelik, doğrunun, gerçeklerin, sırların, günahlarla, Şeytanın, ‘’ - AYRINTI DA, GİZLİLİĞİNDE …..! ‘’
Dahası, aranmamalıdır, asla ….. 
İnsan varken, suçlu diye, Şeytan’ın, ayak izleri .….
İnsan varken, suçlu diye …..
ŞEYTAN’IN, AYAK İZLERİ …..!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 



Immenstaad / Almanya 



03 / 07 / 2020 



Saat ; 23_46

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...