10 Ağustos 2020 Pazartesi

RAKSA KOYULDUM, ANADAN ÜRYANLIKLARDA
Afişe olmuş, ihtiraslı aşklara soyunmuşluğumla ..
Önce bedenimi, ardı sıra ruhumu soydum ...
Bilinmemişliğiyle kadrimin, kıymetimin ..
Duygu kırıntılarında uyutulup, avutulmalar dayatıldıkça ..
Önce aşktan, sonra kendimden ve nihayetinde, soğudum hayattan ..!
Vuralı beri delilikle, vurdumduymazlığa kendimi ..
Düştüm sonunda, boyalı basının aylakçılarının işgüzarlığında ...
Tefrika, tefrika aşk öyküleriyle..
Metelik etmez, pas paye bulvar gazetelerinin üçüncü sayfalarında
Ucuz kalem oynatmaların silikliğinde, defolu baskılara kurbanlıklarda ...
Meze yapılan, kırık-dökük baskılarla ...
Elden ele dolaşan aşkım, öyküm ve yorgun-bitap ömrüm le ...!
Sıradanlıkların hoyratlığında ..
Zamanın ve hayatın acımasızlığında ..
Raksa koyuldum, anadan üryanlıklarda ......!
Raksa koyuldum, anadan üryanlıklarda ......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
10/08/2015

Saat;01_33 

9 Ağustos 2020 Pazar

 YETER Kİ .....

GÖNÜLDEN İSTEMEYE GÖR .....!


Araya, değil herhangi birini, nesneyi, yaşanmışlığı, hali, olayı, anıyı ....

Can bildiğin canı, cananı, soluğu, haldaşı, acabayla- vesveseyi, bizatihi  nefsini, an itibariyle yaşanılan, arınmışlık ve üryanlıkla .....

Değil yel ses ve halini, zarafet ve ihtişam emaresi kelebeğin, kanat sesini bile aranıza sokmamacasına ......

Kendinden arınmışlıkta, kendinden geçmecesine haller de .....

Kendini unutmanın da ötesinde, gönülülük ve adanmışlıkla, gönül imbiğinden süzülen arı-duru ve pür-ü paklıkla yaşanılan ....

Vecd-i ilahiliğin zirve  haline koyunularak dalınan .....

Tek kelimeyle betimlendiği '' - VAR'DA YOK '' kendinden geçmeliğine, teslimiyet hali olan '' - VAHDET-İ VÜCUT .''  ....

Sufiliğin mest halini bedeninde iliklerine, ruhanilikte  

 duymacasınaAşk-ı meşkle, gölge düşürecek, halel getirecek, bildik yada bilmedik olguyu, devinimi dahi araya almamacasına, koyu

Muhabbet bağına dalınca hemen, nefesi, yolu her şeyi aşarak geride bırakmayı doya, doya yaşamışlığında ...

Dana net ve anlaşılır ifadeyle, betimlediğimizde ...

'' - SENİN, SENLİK'TEN ARINDIĞIN, AYNA ANININ GÜZELLİĞİ'NİN - '' SANA BAHŞEDİLEREK, YAŞATTIĞI, YAŞATACAĞI MUHTEŞEM VE DEVASA DUYGU ve RUH DURUMUNDA, HALİNDE ....!

Huzur ve aşk ummanını kulaçlayarak, beraberinde de pek tabii ki, kucaklayarak düşünce halinde ...

Aç kuşların atılan avuç, avuç yeme canhıraş hallerde ulaşma çabası ve  eyleminde erişilen odakta, gerçeklerin ışığında yeni gerçeklere ve yaşanmışlıklara ilerleren .....

Üşüşür aklına ve gönlüne, bir, bir ...

Böylesine yoğun duygu hallerinin sarnıcına inerken .....

Kendiliğinden dönmelere koyulan çıkrığın, görünmez, ilahi kudretlilikteki o gizemli ve bir o kadar da mahir  ahenkli dönüşünde yaşanan yolculukta, anılar ve yaşanılanlar seni yeni olaylara, gerçeklere, dünyalara o kadar hızla ve isabetle ...

Adeta hedefini tam on ikiden vurrmana araç ve ortama et-tırnak hallerde bütünleşmeyle erdiriken ...

Düşer gözlerine takvim yaprakları ve doyulmaz, unutulmaz muhteşem film kareleri gibi bir bir ...

Ömrünün, gönül, ruh ve duygu dünyanın albenili ışıltılarla parıldayıp, görüş ve kavrama yetinin tarifsiz ve büyüleyici gelişmişliğinde

koyulursun bir bir onları derip,duygu ve düşünce dağarcığına özenle ve bir o kadar da titizlikle,hızla koyarak ...

'' - VAKİT, NAKİTTİR .  ''GERÇEĞİNİN IŞIĞINDA ve bu genel doğrunun, adeta göstere,göstere, sindirte, sindirte kuşku duyulmayacak billurluk ve anlaşılırlıkla  sana  sunulmuşluğunda ....

Adeta ömürlük ödül olarak hak etmişliğinde layıkına uygun liyakatla senin hayatın ve bu ilahi yolculuk ve serüvenin odağı olarak ayaklarının altına .....

Adeta, İPEKTEN ACEM SECCADESİ ALBENİLİ GÜZELLİĞİNDE bahşedilip, serilivermişliğinde ..... 

Sanki seni ve bu günü,anı bekliyorlarmış gibi, yıllara sarılmış bilinmezlik yaftasının  yırtılıp, atılarak , bu bezdirici bekleyişin ve azabın bir an önce bitirilivermek isteyişi ve heyecanı, hatta, arzusuyla ...

'' - O GÜN, BU GÜNDÜR ..! '' Diyerek .....

Sorgusuz, sualsiz, zahmetsiz-eziyetsiz, bırakın üşenip, omuzdan atar ve gönülsüzce, aman canım hallerini, adam sende'cilikle olmayı da, aşıp-geçen .....

Neredeyse İŞGÜZARLIK diyecek kadar isteklilik ve iştahla ...

Reklam, kampanyalarının o dillere pelesenk olmuş,bildik sloğanı ...

'' - Bir alana, bir de armağan ...! '' Kampanyası varmışcasına cömertlikle, sunulmuşluğunda ...!                                                                                                                                                  Adeta, yıllardır sahibine ve adresi yitik, sahibine, erişememiş birikmiş,                                       Sahibini  beklerken, sararmaya yüz tutmuş  güzelliklerde mektuplar  misali, çıkar bir, bir karşına ...

Dahası, ödüllendirilişinin bununla da kalmayıp ....

Bu fırsat bir daha ele geçmez, kuralını insana hatırlatmakla yetinmeyip, gereğini icraya koyularak ....

Eski bilgelerin ve işinin ehli üstad erbapların deyişiyle ...

'' - BATAN GEMİNİN MALLARI, KAPANIN ELİNDE KALIYOR ..! '' Çığırtkanlığı ve olağan üstü hamaratlıkla, kişiye ömründe görmediğini yaşatan, sevinçten çok şaşkınlıkta yaratan hallerde...

Dahası ...

'' - HİZMETTE, SINIR YOK '' Reklam kampanyası  furyasından daha çok nemalanıp, yararlanmanı ister hallerde, birbiri ardına verilmecesine ....

'' - Kayıtsız-kuyutsuz, dahası, sahipsiz Mezarlar gibi ...! ''

Yerden türeyen, bereketli, mantar bolluğunda,çıkıverir karşına  ....

Bu ruhani yolculukta, kendini yitiriverirsin sevinç ve şaşkınlıkla, bu tatlı telaşın olanca cazibesiyle seni de, etkileyip, içine çekmişliği gibi haller ve duygularla, hummalı bir işin

angarya meşakkatten, zevkli, tatlı , doyumsuz ve sınırsız ,coşkulu telaşa dönüvermişliğinde .

Yaşatır, sunar sana, hayat, ömrünün ve bahtının güzelliğini ...

Hele bir de dalmaya ve iş yapmaya gönüllü ve hevesliysen,değme gitsin, keyfine ..

'' - TADINDAN YENMİYOR ...! ''

Yahut ta ...

'' - YEME DE, YANINDA YAT ! ''

NAKARATLARININ DİLLERE PELESENK, GÖNÜLLER NEŞE VE ŞENLİK KAYNAĞI OLMUŞLARDA ...

Adresi yitik mektuplar,sahipsiz mezarlar gibi çoğalıvererek, sergen olur cömertçe, gözlerine .

Yeter ki, gönülden, istemeye gör

YETER Kİ, GÖNÜLDEN İSTEMEYE GÖR .....!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 



Immenstaad / Almanya 



09 / 08 / 2020 



Saat ; 11_00

8 Ağustos 2020 Cumartesi

 ONDANDIR....!

 

Korkmasına,korkmuyorum.

Hiç mi hiç,ölümden.

Üstelik,bundan yana üzüntüm,kederim de yok.

Azrail'in gelip,ecel meyini sunmasından.

Zira,bunun eninde-sonunda ...

Her canlının başına geleceğini bilenlerdenim.

Beni hayıflandıran,içimi sızlatan.

Nihayetinde,beni ürperten duygu,olgu,

Anadan üryan gerçek...!

Beni,ben yapan düşüncelerin,kavram ve değerlerin..

Sözcük sözcük,

Dize dize ,

Güzellik ve sevgi çoğalttıran,

Bana,düşler kurdurup...

Peşinde at koşturtan.

Şiir şiir,

Dudaklara,yüreklere düşen ışıltımın,sönüp...

Cevherimin,duygularımın...

İçimin,içime sığmamışlığında..

Çağıldayıp sevgi sevgi çoğalıp,taşan...

Ebemkuşağını kıskandıran ,

Renkli iç dünyamın güzelliklerinin..

Bedenimle beraber ,

Haşr-ı neşrlerde,toprak olmasıdır... !

Yok bunun ötesi-berisi..

Altı-üstü,ölüm değilmi ki,ömür yolunun sonu..?

Bilen için bunu..

Gerisi teferruattır,teferruat..

Ondandır,yüreğimin taşmışlığında,dilimin söylemesi..

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Altınoluk/Edremit

20/09/2013

Saat:17_00

5 Ağustos 2020 Çarşamba


YOK Kİ ….!
İliklerimde dolaşan, cansuyumsun ..
Gözümü açtığım sabah, yüreğime koyduğum sevinç ..
Gönül azığımdaki umutsun, sen ….
Tüm açmazlarımın kaynağı, çıkmaz sokaklarımın derinliği olsan da …
Bu hesapsız-kitapsız, umarsız ..
Uçarsız-kaçarsız sevgi müptelalığımla ..
Yürüdüğüm menzil, vazgeçemediğim ereğimsin sen ..
Adın, aşkın, ömrüme ömür, dilime tespih, ufkuma güneşsin ..
Yok ki başka bir hayat ve alem ..
Sensizliğin kör kuyu karanlıklarında, ömür tükettirip …
Zindanların Yusuf’una döndürse de beni …
Vazgeçemediğimsin yinede sen ..
Aklımın arka sokağı, fikrimin ince gülü …
İçinden çıkmaları bilip-beceremediğim, kozamsın …
Eşi-benzeri yok, ondandır tarifsizliği sana tutkumun ..
Ondandır, hasretinde aşk büyütmelerim..
Varlığımın, erincimin, hazlarımın kaynağısın ..
Yok ki, başka hesabı, tarifi bu işin ..
Adı üstünde, aşk bu …
İki kere ikinin, her zaman dört etmemişliği ..
Doğru denen hesapların, yanlış çıkması…..
Aşka, hayata ve insana dairdir ..
Ondandır işte, aşkın albenisi ve insanı sürüp-savurması ..
Aşk, ne hesaba-kitaba, nede kalıba girer …
Evdeki hesapların çarşıya uymamışlığı gibi ..
Aykırılığı ve albenisiyle girdabında ömrü ve ruhu yutması ..
Gün tükettirip, ömür eskittirmesi bile vız gelip-tırıs gider seven için .
Ben aşka, aşkla sana vurulup, müptelan olalı ..
Zıpkın yemiş, vurgunlarda ömür tüketmiş Zargana misali ..
İflah olmazlığımda, divane kesilmişliğimle ..
Sana yürürüm, sana, aşk oduyla yana, yana ..
Öğrendiğim, bilip-bellediğim,unutamadığım ..
Kördüğüm olup çözülememişliğimde, sana bağlanmışlığımla ..
Semahımda sana, tavafımda sana, isyanımda ..
İpeğe donanan ibrişim misali donanıp bezeneli, aşkla sana ..
Yok ki kurtuluşum, aşktan ve senden ..
Adım aşka, adın aşkla ömrüme yazılalı ..
Gecemde sen, gündüzümde ….
Bilmedim ne başka alem, nede başka mevsim ..
Varımın da, yoğumun da sen olmuşluğun da …
Aşkla sana vurgunluğumda ..
Yok ki başka iklim, yok ki başka mevsim
Bende tek mevsim, sensin ….!
Bende tek mevsim, sensin ….!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
04 / 08 / 2015
Saat ; 01_10

BU GÜN, DÜNDÜ ....
Bu gün, dündü ...
Ömrümün ve hayatın orta yerinde topladım anı,anı, yaşanmışlık,yaşanmışlık dünümü ...
Çoktu keşkeler, kör pişmanlıklar, yürek acılarım, hüzünlerim ..
Elbette var olmaya vardı dünümde mutluluğun ayak izleri,gülüşlerin aydınlığı ..
Hatta kekremsi ve mayhoş olsa da dudaklarıma ve yüzüme ilişen tebessümlerim ..
Ömür okyanusumda mutluluktan yana esintiler de,sevinçlerden kırıntılarda ..
Ama derlesen, toplasan bir fındık kabuğunu dolduramayacak kadar azdı desem yalan söylemiş,ya da abartmış olmam ..
Ondandır demem ..
Dört yanlış bir doğruyu götürür halleri gibi hal ve durumlardı ..
İki gülüş güzelliğinin yerinde yeller esiyordu, hüsranlarım galebe çalınca ..
Böyleliğimde yangınların ortasında kalakalmışlığın ezinç ve iç karartılı halleri ne gönlümde aklık,ne ufkumda parlak yer koyuyorlardı ..
Avuç, avuç ak dök'sem de, kaynattığım elem karası şerbeti ağartamıyordum, bir türlü ..
Yok saysam acımı, topuğuma batıp duran dikenler gibi, yüreğimi acıtıyordu ..
Ettim-edemedim, eninde-sonunda işin içinden çıkamamışlığımda ..
Der-dest edip dünümü, yükledim bu günüme ve koydum kağıttan bir gemiye ..
Verdim cigara közünden mamul ateşi, kıçına...
Saldım, zaman okyanusuna ..
Çıra gibi yanarak yol aldı uzak kıyılara,karşı sahillere dünüm ..
Dünümde yaman çelişkilerim,gamlarım, korkularım , emellerim ..
Derin bir oh çekerek ferahladığımı hissettmekten kendimi alamamışlıklarla, mırıldanmaktanda geri durmadım hani'ya, laf aramızda ..
Bu güne dek dünüm ve yaşanmışlıklarım beni çıra gibi yakmaktaydı ..
Bugün verdim ben onları ateşe ..
Yakmak ve yanmak neymiş görüp,tadıp,yaşayarak öğrensinler diye ..
Dünüm bu günde yandı ..
Bu gün dünümden kurtuldu, geride zırnık iz kalmamacasına ..
Kurtuluşun adı buysa,kurtulmuştum eninde-sonunda ..
Bugün,dünümden en sonunda ..
Yandı bitti,kül oldu sonunda ..
Bugün yanan dün,dünümden kurtulan bendim ..
Yanandı,manandı,en sonunda kül olandı ..
Gülümseyişler arasında baktım bu günümden ..
Alevlerden,küle dönen dünüme ..
Yaşandı, bitti ve gitti sonunda ...
Yanan dün,arınan ben,kalan bu gündü ..
Bu gün, yok olan, dündü ..
Bu gün, dündü ...
Dünüm , bu gün alevlerle küllere gömüldü ..
Elimde-avucumda kala, kala kalan bu gündü..
Bu gün, dündü ...!
Bu gün, dündü ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Ereğli /KONYA
12/03/2018
Saat; 02_22

3 Ağustos 2020 Pazartesi


DİRİMİZE KATLANAMAYANLAR ...
Dirimize katlanamayanlar, ölülerimizden bile, itler misali titremecesine korkarlar...
Zira, bilirler ki...
Bir ölür , bin doğarız ölümlerde biz..
Ve,hep,dirilişin türkülerini söyler ,destansı öykülerini yazarız..
Unutmamalı ki ...
Ölümün şerbetini içenler bir gün..
Satılmış, alçak köpek soyları ...
Korkularının pençesinde, her gün, her gün ölürler ...
Ondandır ki,
Bizler halkların bağrında dirilirken ...
Onlar,ölü canlıklarıyla ..
Sözüm ona yaşamışlıkların da..
Hayatı ıskalayarak, sefilce ömür tüketen, dilsiz şeytanlar ..
Korkuların cenderesinde inim inim inleyerek ..
Korku ve kabus dolu uykuları haram olmuşluklarında ..
Korku korku,çığlık çığlık ,ağlayış ağlayış,sızlanış, sızlanış bölündükçe..
Kahr-ı gazaplıklarda lime lime olarak ölürler, içtikleri ağularla ...
Un-ufak olmalar da ,sürülüp-savrulurlar
Ondandır ki...,
Dirimize katlanamayanlar..
Ölülerimizden bile, itler misali titremecesine , korkarlar ...
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
05/03/2015
Saat:21_00

2 Ağustos 2020 Pazar


BENİ, SANA .... '' - GECELER ANLATACAK, GECELER ...! ''
Beni, sana, el-alem yada hayal taciri lafazanlar değil ... Uykusuzluğuma, göz yaşlarıma, hasılı perme-perişanlığıma birebir tanık geceler, anlatacak ... '' - Palavralara karnım tok ..! '' Diyorsan, çıkar insanı ve hatta kendinle, beni de, aradan ... Kulak ver, geceye .... Birebir hilafsız, yalansız-dolansız, geceler anlatacak beni, sana .....! Geceler anlatacak .... Beni, sana ... Geceler .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
02 / 08 / 2020
Saat ; 12_30

ÖLÜ BAŞIMDA MİĞFER..
Ölü başımda miğfer, miğferimde  çiçek var anne ...
Vasiyetim var vasiyetimi unutmayın ...
Vurulup,alnımdan, düşmüşsem toprağa  ..
Miğferimle koyun beni mezarıma anne ..
Mezarımda, çiçek açsın ...
Ölü başımda miğfer, miğferimde  çiçek var anne ...
Mezarımda, çiçek açsın ...
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Almanya 
02/08/2020
Saat; 00_10

1 Ağustos 2020 Cumartesi


YIKANIR ACI, GÖZYAŞIYLA ......!
Yıkanır acı, gözyaşıyla .....! Özündeki izler ve kirler gitmese de .... An gelir, bir perde iner ağırdan, ağıra ve sessizce ...... Kalp durur, soluk kesilir ... Beyin, son bir çırpınışın ardından, indirir, muammalı kepenklerini .....! İşte o an, diner ve biter, ilelebet acı ... Yıkanıp, ağarmayanlığında.. Özündeki izler ve kirler gitmese de ..... Yinede ve inadına son bir kez ... Göz yaşının perdelerin ardındaki tutsaklığında Tükenmişliklerin ve ziyanlıkların salında, giderken bedenler sessizce ve sükunla ..... Yıkanır acı, gözyaşıyla .....! Yıkanır acı, gözyaşıyla .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
01 / 08 / 2020
Saat ; 19_22

HALAYDA ÇEKER, ZEYBEKTE OYNAR, HORONDA TEPER .....!
Örüyordu yalnızlığım, her yana motif, motif, renk, renk ...
Bir örümcekten daha hünerli ve sabırlı haliyle ...
Tabandan, tavana ilmek, ilmek, ruhumun karaltılı ve korkak halini de, gözden kaçırmaksızın ekleyerek desen, desen ...
Bir yandan, fısıldıyordu kulağıma, kaynağı belirsiz ve bilinmez bir ses..
'' - Sabır bile kar etmez, böylesi kahrediciliğe, patlar insan, umursamaz, geveze bir Ağustos böceği bile, olsa ...
Çünkü ....
Desen, desen, motif, motif, renk, renk çoğaldıkça mutsuzlukla, karanlığın karaltısı ....
Yiter umut ve yutar mutsuzlukla, umutsuzluk, insanı ...!
Olsa da insan, sabırla derviş ve ermiş ...
Yine de ve inadına .....
Mazallah ......
An gelir, çatlar sabır küpü, basınca afakanlar, insanı ...
Ne ermişlik para eder, ne dervişlik ..
Basmaya görsün afakanlar insanı ....
Çıkınca akıl şirazeden ...
İyi saatte olsunlar üşüşüp, basınca afakanlar, gelince hey, heyler ...
Gamına inat, halay da çeker, horon da teper .....!
Halay da çeker, zeybekte oynar, horon da teper .....! ''
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Immenstaad/ Almanya
01/08/2020
Saat; 11_22

OLSA BÖYLE BİR OLANAK ....  BİZDE, MUTLU MESUTLARIN MENKIBESİNİ YAZSAK ..... Olsa böylesi bir olanak ile  şansımız, ortamımız ve gönüllerimi...