1 Mart 2021 Pazartesi

 


AL BAŞINA ÇAL, O, TAHTI-SARAYI …

AT KOŞAR, BAHT KAZANIR, DÖNGÜSÜNÜ KIRAMIYOR SAN …

‘’ - İSTERSEN, UZUNA BAS …. ‘’PARALARI …’’ …! ‘’

Ömrümün, acılarla, işkencelerin le, zulümlerin le talan ve tarumar edilmiş ….
Kelimenin tam ve en anlaşılır haliyle diyecek olursam ….
Adeta, güneş ve ay tutulması halleriyle dolu…
Göz, gözü görmemecesine yoğun karanlıklarla yitmiş çağlarında ….
Sence ve yaşadığım diğer azaplarla çalınıp, sefilliğe tutsak edildiğim gün ve yıllarında …
Nice dayatmalarına katlanarak, kişilik erozyonların da helak olduğum koşullarda …
Çoğu çilelere, ‘’ Haydi, neyse buda böyle olsun…’’ … Deyip, La havle, çekip, sükuta kesmişliğimde …
O kadar azaba, hak etmediğim ağır diyetlere ….
İçime atarak, sessiz kabullerle katlanıp, çoğu kere nice anlaşılmazlığa, kepazeliğe göz yumup …
‘’ – Söz gümüş ise, sükut, altındır .’’ Ata sözünü doğru'lama ca sına ….
İçimde kopan, fırtınalara rağmen, irademi katlanma yönünde yapılandırarak, sükutu seçtim …
Gel, gör ki …
Söz konusu katlanamadığım zulmün, riyan ve insan olarak utancımdan söylemeye dilimin varmadığı ...
Utanca ve eleme boğulduğum istismar ve dayatmaların olunca ...
Adeta, kanatsız melek kesilerek oynadığın şirinler rolünün ardına gizlemeye çalıştığın, gaddarlıklar şahı halinin ….
Sadece, rol kesmekten öte gitmeyen çabalarının ve yıllardır ardına gizlendiğin, gerçek yüzün, söz konusu olup ...
Onlar dillendirilince, anlaşılan gerçeklerle beş para etmeyecek karakterinin sırıtacağı eylemlerini …..
Daha doğru ifadeyle, kirli çamaşırların ortaya çıkınca, nasıl vicdansız biri olduğun anlaşılacağı için ...
Konu sana ve yaptıklarına gelince, o sükunet abidesi sinsi, sus-pus adam gider ...
Gözünü kan bürümüş hallerin ile, Ali kıran, baş kesen tavrın, bu temeldeki eylemlerinin sergen olması, söz konusu olunca ...
İşte o an, büründüğün kuzu postun düşer, kamufle etmeye özendiğin canavarlıkların ortaya çıkınca ....
O, eski sen gider, öfke kontrolü olmayan, zalimlikte sınırsız, ama insanlık adına, ürkütücü ...
Dahası, bir o kadar da acınası hallerin çıkardı, ortaya ....
Fırtınalar patlar, kıyametler kopardı, depressiv kişilik bozukluğundan mustarip, vahşete, kana doymayan ....
Çok yönlü ve rollü kişiliğinin tüm emarelerine ilaveten, saplantılı despotluğun sırıtırdı ....
Karanlıklar efendisi, korku kralı hal ve yönlerini bastırıp,
gizlemeye çalışmanın faydasızlığın da ….
Dökülürdü kirli çamaşırların bir, bir ortaya ...
Bir yanınla masumiyet ve iyilikler abidesi, gizlemeye çalıştığın öteki yüzünle de ….
Ezop'un, unutulmaz öykülerinde dillendirilen ….
Kana doymayan kurt ve tepeden, tırnağa vampirliğe kesmiş kişiliğin, arzı endam ederdi ….
Hayat denen, sahnede, sana biçilen rolü icra eden, bırak eli-alemi bizzat kendini, anlaşılmaz bulduğun …
Sözün bittiği an ve yerlerde
Çetrefili, karanlıklar prensliğini sergileyen yönünle, tutarsız hallerinle …
Açıklayamadığın koşullarda, punduna getirip, kirişi kırıp, mağdurlarına ve seni lanetleyenlere, yenilerinin eklenmiş olmasına, aldırmadan ….
Vaziyeti idare hallerinde, postu deldirmeden işin içinden sıyrılmaya çalışmalarınla …
Özrü, kabahatinden de büyük durumunla, aklınca, kendini akıllı, diğerlerini ahmak bularak …
Senin deyişinle ‘’ – Yolunacak kazların, yani kandırılmaya, istismar edilmeye doymayanların, enayilerin çokluğunda. ‘’
‘’ – İş bilenin, kılıç kullananın ! ‘’ Diyerek, daha eskisinin kurumamış lığın da, yeni bokları yemekten, yeni tezgahlarda kurbanlarını yolmaktan geri durmayan lığın la ….
Nice yuvalar yıkıp, ocaklar körlemişliğinde, kendi deyişinle FELAKETİ KAZANCA ÇEVİRME’ de eline su dökenin çıkmamış lığında …
Kumpası kurup, tuzağına düşecek yeni kurbanları bulmakta, asla gecikmemişliğinde ….
Döndürerek çarkını, yürütüyor dun işini …
Sen ve senin gibi haysiyetsizliği, şerefsizliği, onursuzluğu dert etmeyenlerin, haysiyet celladı namusuz düzenbazların çoğalmış lığında …
Size kurbanların, avların adeta bölük, bölük, katar, katar gelmişliğin de …
‘’ - Namusluluğun, ahmaklık, dürüstlüğün, enayilik, nezaketin ve tevazunun, budalalık sayılmış lığında, kurtlar sofrasında, kurban kuzuların eksilmesi şöyle dursun, kat be kat artıp, çoğalmış lığın da …
Daha da kötüsü, düşündürücüsü ve üzüntü vericisi ….
İşbirlikçi namussuzların, namussuzluğunun pirim yapmışlığın da, namuslu geçinen bir avuç tuzu kurunun ihanetinin ve suçunun hesabının sorulmak bir yana, halı altına süpürülerek korunup, kollanmış lığın da …
Hasılı, sözde namuslu pısırıkların sesinin en az haydut ve haramilerin ki kadar çıkmamış lığın da ….
Şeytanla yatağa girenlerin Kabe bekçisi olup çıkmışlığın da ….
Kümeslerle, tavukların, Tilki’ye emanet edilmişliğinde ….
Kimselerin şikayete ve sızlanmaya hakkının olmamış lığında …
Çalanlardan da tehlikeli olanlar, hırsızlığa göz yumanlar tayfasıdır ….
Ayakları, Sinagog’ la, Kilise’ de başları Cami’de olan DİN TÜCCARI BEYNAMAZ BARONLARIN …..
İnsanı, İlah’la aldatan, beynamaz haramilerin, insanlığı …
İnsanlığın değer, manzume ve ilkelerini iç edip ….
Rant ve çıkar çarkının hep kendilerine kar getirecek halde dönmüşlüğün de ….
En önemlisi de …
Celladına aşık güruhun hızla çoğalıp, köşe başlarını tutmuşluğunda …
Zulmedilen in, zulmeden ’ in, YANİ ZALİMİN, ayağını öpüp, kıçını yalayarak ….
El-pençe divan durarak, KULA, KULLUK EDENLERİN …
PARAYA TAPANLARIN, haysiyet fukarası satılık ömürlerle, köleleri zahmetsiz bulup,
Kapısına, kul, köle ve it ….
Keyiflerine, KAHYA ederek ….
AR, NAMUS, EDEP sokağa düşerken, İnsanlık yitince …
Hayatlar, namuslar, ömürler paraya tahvil edilince …
Kadınlar mal ve meta görülerek …
‘’ – Elimi sallasam ellisi, üstelik yüzü benli si ..! ‘’
Muamelelerinde alınıp-satılır cariye, metres ve hasılı köle edilirse …
Bir MUHTERİS CAHİL, koca ülkeyle seksen milyonluk halka REİSLİK etmeye yeltenirse …
Ehliyet, liyakat ve kalite göz ardı edilerek, RÜŞVET, TORPİL İLTİMAS VE KAYIRMAYLA, YAĞCILIK baş tacı ediliyorsa ….
Bencileyin İLLET ve ZİLLET GÖREN BALDIRI ÇIPLAK ÇAPULCULAR, İNSANCA HAKÇA DÜZEN DİYE HAYKIRDIKÇA TIMARHANELER LE,KODESLER İ YETMEDİ YARGISIZ İNFAZLARLA, FAİLİ MEÇHULLERDE KATLEDİLMELERİ YAŞIYORSA …..
Acılı arabesk naralar da bir jilet, bir bilet, olmadı uyuşturucu denen illetlerin pençesinde, istismarlarda … ’’ – ZALİMİN ZULMÜ VARSA, SEVENİN ALLAH'I VAR ‘’ Naraları yeri-göğü inletip, hayatlar, kumar masalarına, PEY OLARAK SÜRÜLÜYORSA ….
Derle, birle, çarp, çıkart, böl hallerinde CUKKALAR KANLI, KİRLİ, KARA ELLERCE CEBE İNDİRİLİYORSA ..
BÖL,PARÇALA,YUT FASİT'İN DE ÖMÜRLER TELEF,HAYATLAR YİTİK, UMUTLAR KARARTILARAK KURBAN EDİLİYORSA ….,
KENDİNİ BİLMEZ BİR UZUN AHMAK, AKILLARLA ALAY EDİP, İLLET ve ZİLLET DEDİKLERİNE ….
‘’ –ANANI DA AL GİT ‘’ DEDİĞİNDE, ONU ÜSTÜNDEN ATAN AT KADAR OLAMAMIŞLIK TA LAFI VE YAPTIĞI ZULÜMLER SİNEYE ÇEKİLİYOR …
BİR DELİNİN KUYUYA ATTIĞI,TAŞI AKILLILAR ÇIKARTMAK İÇİN GÜNLERCE EMEK VE ÖMÜR HEBA EDİYORSA ….
IRZINA GEÇİLEN SABİ-SÜBYAN ÇOCUKLARLA…
ÇOCUKLUĞUNA DOYAMAYAN ÇOCUK GELİNLERİN IRZINA GEÇİP, YAKAYI UZUN REİSİN TORPİLİYLE KURTARIP,YAKTIKLARI CANA,YENİ CANLAR, KATLETTİKLERİ ÖMÜRLERE YENİ KURBANLAR EKLENİRKEN ..
KATİLLERLE MAHALLE YANARKEN SAÇ TARAYAN KIÇI KIRIK DÜZENİN SÖZDE ELİT YOSMALARIYLA , AYDIN GEÇİNEN NAMUS TELLALLARI İTİBAR GÖRÜP,BAŞ TACI EDİLEREK ..
ULUFE DAĞITICI REİSCE SANATÇILIĞINDAN ÇOK, YAĞCI'LIĞIYLA PİRİM YAPANLAR, KÜLLİYEDEN KORKANLARLA,KÜLLİYE KAPISINDA YALAKALIK YAPANLAR OMUZ, OMUZA AYDINLIĞI, KARANLIKTA BOĞARKEN TUZU KURU HAİNLERİN, GIKI ÇIKMIYORSA ..
KARAMANIN KOYUNU, SONRA ÇIKAR OYUNU HALLERİNDE, DEVLET HARAÇ-MEZAT PEŞKEŞ ÇEKİLİP SUDAN UCUZA HATTA YOK PAHASINA SATILIYORSA …
MERCİMEĞİ FIRINA VERENLER, KARAKOLDA DOĞRU SÖYLEYİP, MAHKEMEDE ŞAŞIRAN EBLEHLER ADAMDAN SAYILIYORSA ….
MERT GEÇİNEN YAVŞAKLAR, NAMERTLİK DE SINIR TANIMIYORSA ….
BOKLARA,PİS DEYİP,İTİBARLARINI DÜŞÜRMEDEN ….
ÇEKTİĞİN SİFONUN SUYU, BOKLARI ALIP GÖTÜREMİYORSA …
AL BAŞINA ÇAL, O, TAHTI-SARAYI …
AT KOŞAR, BAHT KAZANIR, DÖNGÜSÜNÜ KIRAMIYOR SAN … İSTER LEYLA YA, İSTERSEN, UZUNA BAS …. ‘’PARALARI …’’ …!
İSTER LEYLA YA, İSTERSEN, UZUNA BAS …. ‘’PARALARI …’’ …!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Almanya

06 / 05 / 2020

Saat ; 19_29

28 Şubat 2021 Pazar


 Kirliyse gönül aynalarınız ..

Hep,karanlıktır ufuklarınız.
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
Ereğli /KONYA
21/01/2018


 GIDIM GIDIM ...

Ha bugün, ha yarın ..
Gideyim diye, diye ....
Kalırsın eskimeler de ve eksilmeler de ..
Tükenir'sin an be an, gıdım, gıdım ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Ereğli/KONYA
24/01/2018

 


GÖZLERİNDE .....!

Ayrılıkların ve hüzünlerin çengelinde tükenen, sabrımın, ömrümün ...........
Hasretlerde, özlem büyütmüşlüğün de .....
An gelir, takatimin ve sabrımın, kum saatinde akan kumlar misali .....
Akıp, tükenmişliğimde, gücümü ve direncimi yeniden ve bir daha tazeleyip, artırmak istersem ......
Dikerim, gözlerimi, gök yüzünün derin, engin maviliğine ...
Semanın, huzur saçan, uçsuz-bucaksız maviliğine , umutla ve inançla ...
Aradığımın o, albeni kaynağı mavilikte olduğuna olan sarsılmaz inancımla ...
Sığdırabildiğimce maviyi, gözlerime boca etmişliğimde .......
İçimi kaplayan huzurun getirdiği, ferahlık ve rehavetin, içime, yayılmaya koyulmuşluğunda ...
Farkındalıkların tetiklediği güvenle, bahşedilen kendimden eminlikle, kaldırıp koyuveririm kendimi ......
Huşuyla beni sarıp, sarmalayan, mavi atlasın, iliklerime dek, yaşama sevinci sunmuşlukla, şefkat saçan hallerde, haz sarhoşu yapıp, çıkmışlığında .....!
Öyle bir an olur ki ...
Adeta, sil baştan hallerde, arınır, durulanır, yenilenirim, tepeden-tırnağa ve çocuksu coşkuyla için, için tebessümler kaplar, gözlerimi ......
Sevince aralanan, dudaklarımdan, kanımı kaynatan, aşkla bezeli şarkılar, dökülür, art, arda
O, an ki, ruh halime uygunlukla ve hatta, ayak uydurmuşluğunda ....
İçimdeki esrarengiz kelebekler, havalanır, rengarenk güzelliklerle, raksa koyulmuş hallerde
Kanat çırpar, can havliyle o, maviliğe erişip, doya, doya tadını çıkartmacasına ....
İşte o, an anlarım ki, aradığımın, şu an adını koyamadığım, tarifini yapamadığım, emsalsiz,
gizemli sevinç ve mutluluğumun kaynağı, uçsuz-bucaksız, esrarengiz mavilikte .......
İnsana huşu veren, onu tepeden, tırnağa aşka bezeyen, tılsımlı mavinin de .........
Gözlerinde saklılığını bilip, kavramışlıkla, anlarım ....
Hem de, öyle-böyle değil, iliklerime dek, hissetmecesine ....
Bu duygu sağanağında, kendimden geçmiş hallerde, sevinçten, ağzımın kulaklarıma varmış lığın da .....
Şu anın, tadını, keyfini, hasılı, mutluluğunu yaşarım ....
Mutluluğunu ....
Bilirim ki ......
Emsalsiz, gizemli sevinç ve mutluluğumun kaynağı, uçsuz-bucaksız, esrarengiz mavilikte ...!
Tılsımlı mavinin de, gözlerinde saklılığını bilip, kavramışlıkla anlarım, vesselam ....
Mavi, gözlerinde saklı, gözlerinde .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
25 / 02 / 2021 - PERŞEMBE
Saat ; 21_42

 AŞK OLMUŞLUĞUN DA

Tüm ışıklar sönse ..
Ve hatta, semada kandiller dürülüp derlenerek ..
Koysa da fezayı karanlıkta ..
Yanar gönlümün kandilleri ..
Yakıtının sevgiyle, aşk olmuşluğun da ...
Aşk olmuşluğun da ....
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Ereğli /KONYA
20/01/2018
Saat; 00_25

 ÇOKTAN VARMIŞTIR, YOLUN SONUNA ......!

Hayat insanlara her zaman, tek yönlülüğü ve yüzüyle göstermez, yüzünü ......
Kişi, neyin ne olduğunu ve hayatın kendine hangi yüzle yaklaşacağından emin olamamanın tedirginliğiyle çıkar, hayat denen, zorba devin karşısına ........!
Düşünür, ürker insan, çoğu kere ......
Anlayamamış lığında, hayatın kendine sunuşları ve yüzleriyle ilgili olarak ......
Sormadan edemez, kendi, kendine ...
Sorun, bende mi, yoksa karşıma sıkça farklı ve birbiriyle çelişen yüzleriyle çıkan, hayatta mıdır, diye ?
İnsan ömrü, öğünüp, tükenir gider, zamanın ve hayatın acımasız, değirmenliğin de ...
Tam, '' - Anladım, anlamaya, diyecekken ......!
'' Göçer gider, dünyadan, ölüler ülkesiyle, alemine .....
'' - Bir varmış, bir yokmuşlar döngüsünün . '' Gizemli çarkında .....!
Hayatın, kendini, kendinin, hayatı derinliğinde tanıyamayışı, anlayamamış lığında .....!
Kim ki, sanar ve düşünürse, hayatın, kendine tek yüzü ve haliyle çıkar, o yanılgı ve düş kırıklıklarının, en büyüğünü ve en acımasızlığını, yaşar .....!
Hayat, insana, cömert davranmış lığında bile yaklaşsa ........
İşin, çığırından çıkmışlığın da ......
İnsanın kusuru kendinde aramak yerine, hayatta aramış lığın da ......
Hüsranlar ve umutlar coğrafyası arasında, '' - GELGİTLERDE, İNANIŞLARLA, ALDANIŞLARDA ...! '', Tükenmekle geçer hayat, insan için .....!
Zamanın, gizemli tanıklığında, bir de bakar ki insan, çoktan varmıştır, yolun sonuna ......
Çoktan varmıştır, yolun sonuna .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
10 / 02 / 2021 - ÇARŞAMBA
Saat ; 21_09

 

ÇANLAR ......

 

MALUMUN İLANI İÇİN, ÇALIYOR, DEMEKTİR ......!

 

 

Cebelleşmekten yorgun düştüğün, hayatın gidişatının, senin adına,  KARABASANLARA .....

Ruh halin içinse, KARAMSARLIKLARA dönmüşlüğünde ... ...

HALİNİN berbat, DURUMUNLA, KONUMUNUN, VAHİM olmuşluğun da ......

Çoğalır, düş kırıklıkları  ......

Elden gelir bir çözümün, çarenin olmamış lığın da, ekşimiş süte dönersin ....

Hallerinin böyleliğin de  ....

Hüzün çöker omuzlarına ve göynür özün, gönlün, elemler le ......

Ağacının dalında yada koyulduğu kapta, daha olmadı, alış-veriş esnasında, konulduğu file yada pazar çantasında, kalamayıp ............

Bir badireye, kurban gidip, dökülüp, yere düşmüşlüğün de .....

Çekirdeği bir yana, eteni ile, kabuğu bir yana, hallerde ......

Dahası, üstünden gelip-geçenlerin ayakları altında çiğnenmeler de, ezile, ezile, içi dışına çıkmış ......

Yerle yeksan olan, rengi taşa-toprağa sinen çürümüş, eriklik ten çıkmış, Mürdüm eriğine dönersin .....!

Hele birde, kararıyorsa gök yüzü gibi, ufkun la, ruhun..

Gel


de, çık, işin içinden hallerini yaşıyorsan, o an, naçar lığın pençesinde ...

Bilesin ki, çanlar senin için ve  makus talihin, bilinen sonu ve malumun ilanı için, çalıyor demektir .....!

Malumun ilanı için, çalıyor, demektir .....!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

28 / 02 / 2021 - PAZAR

 

 

 

Saat ; 18_00

25 Ağustos 2020 Salı

 





HİÇ BİRİMİZ MASUM DEĞİLİZ..


Hayatın sillesini yemişliğin de,
Günlerdir yaşadığı permeperişanlıkla,
Değil uykularının,hayatının kaymışlığında,
Yarı uyur, yarı uyanık kaldırdı başını...
Saçının ,başının darmadağınıklığında ..
Mora kesmiş, şiş gözlerle baktı çevresine .
Ne edeceğini bilememenin çaresizliklerinde...
Günlerin yorgunluğuyla bitap düşmüşlüklerde.
Ateşin düştüğü yeri yakmışlığında,
Hayatın boz bulanık akmışlığında.
Dayattığı acılardan bihaberliklerde,
Karşıdaki plakçıdan yayılan ses güzelliğinde..
Sezen Aksu, dillendiriyordu o güzelim,buğulu sesiyle.
Yüreklere işlemecesine...
''-Hiç birimiz masum değiliz'' deyişliklerde.
İç acıtan şarkısını söylemişliğinde..
Kadın düşündü bir an ,
Dört gündür sorgudaki oğlunu..
Yaşanmışlığın da acıların ,
Olmuşluğun da olayların....
Kızının ölümlülüğün de,
Olayların gelişmişliğindeki suçluluk payının utancıyla.
Ama, daha çokda beceremediğini sandığı analığının yürek sancısıyla.
Üvey babasını öldürmekle suçlanan çocuğunun,
Karakoldaki gözaltındalığından duyduğu azabın da ruhunu sarmışlığında..
Yanlışlıklar ve acıların kıskacında, suç batağında ,
Gepegenç bir ömrün adım adım yitip gidişini anımsadı bir an...
Düşmüşlüğüyle aklına olaylar.
''-Helbet ya,suçsuz değiliz hiç birimiz''dedi, kadın öfkeyle....
Sonra,daha bir hafta evvel toprağa verdiği ,
Genç ömrüne doyamadan ölen, kızı geldi aklına...
Başladı ağlamaya , hıçkıra hıçkıra..!
Gazetelere düşmüştü bile haberi çoktan.
''Üvey babasının tecavüze yeltendiği kız asmıştı kendini tavana.
Ve,
Ağabeyi ,vuru vermişti iki kaşının ortasından ,
Olmaz olası üvey babasını''
Dününe gitti bir anda kadın...
Nasıl berdel'e kurban gidişini,
Zoraki evlenişini,
Ağabeysinin yengesini boşamışlığında ,
İlk kocasınında onu nasıl kapı önüne koyduğunu...
Sonrasında da hayatın acımasızlığıyla filaka oyunundaki taş gibi,
Oradan oraya savrulmuşluğunu anımsadı.!
İki sokak ilerideki karakolda,
Sapsarı yüzü, kan çanağına dönmüş gözleriyle,
Son kez anlatıyordu olayları polise, oğluda.
Sezen Aksu'nun sesinin taş duvarları aşamamışlığında ,
Sokağa yayılmışlığında..
''Eller Günahkar'' diye haykırışı savruluyordu rüzgarlarla..
''-Amirim o şerefsiz, babalık olacak adam..
Bacımı mahvetti ....
Namusumu temizledim,leşini serdim.''demişliğin de,
Komiser Davut,naçarlıkların çarmıhında asılı duran gence baktı...
''- Tamam ,göndereceğiz dosyanı ve seni nöbetçi mahkemeye..
Nerden bulaştın oğlum be,kanun verseydi cezasını pezevengin '' dedi.
Şarkı çalıyor Sezen söylüyor du,
İçlimi içli, o hüzünlü sesiyle hala,
Plakçıdan,sokağa taşan nağmelerle..
''Hiç birimiz, masum değiliz'' diye.
Avaz avaz ağlamaya durmuşluğunda kadının ..
Bu arada karakol da sürüyordu ,macera.
''-Toparlamak gerek ''dedi komiser Davut ,
Ve ,
Söylendi kendi kendine...
''Berdel'e kurban bir ana,
Yanlış evliliklerin kurbanı iki çocuk..
Boğaz tokluğuna sığınılan, nikahsız bir koca...
Kocalıktan bihaber,insanlığın yüz karası ...
Karakter fukarası,insan artığı
Pejmürde bir üvey baba.
Tecavüze yeltenilen maktul,
İntihar etmişliğinde sonlanan çileli bir ömür..
Namus cinayetinin faili,kurban ve mağdur ağabey,
Ama,
Katil de kanuna göre, aynı zamanda...
Eyyyy hayat.!
Nerenden tutulursa tutulsun, ele bulaşan ...,
İki ucu boklu değnekliğinle....
Vurmuşsun vurdukça bu insanlara...''
Kendi sesinin kulağına çalınmışlığıyla toparlandı bir an da,
Sonra efkarla yaktı sigarasını ,
Döndü, onu merakla süzen memur arkadaşına...
Seslendi ,sinir kesmişliğinde titreyen sesiyle ona.
''-Yaz gerekeni,
Gönder dosyayı savcılığa Ayhan bey'' ,dedi.
Polis Ayhan ,gencin dosyasına- cinayet zanlısı -diye,
Resmini fişlemekle meşgulken yanıtladı Davut'u.
''-Anlaşıldı amirim'',dedi.
Dönüp çocuğa seslendi.
''- Söyleyeceğin var mı başka''?
Çocuk yorgun ve bezgin,
Dahası,
Hayata yenilmişliğini ele veren sesiyle.
''-Ben delikanlı adamım, namert değilim...
Üstelik, inkar da etmiyorum suçumu....
Bitsin bu azap ,
Kırsın kalemi, versin cezamı Adalet(!)
Razıyım amirim ,cezama .
Adaletin kestiği parmak acımaz .''dedi.
İki sokak ötesinde iken bile,
Çocuğuna, çok uzaklıklarda bir ana (!)
İki evladının kurban ve mağdurluğun da ,
Nikahsız herifinin toprak altındalığın da,
Hayatın, hayatını harcamışlığın da ,
Ve ,
Bunları hep kader saymışlığın da .!
Lanetler yağdırıyordu , kaderiyle, hayatına..
Ağıt ağıt öfkesini ,biçareliğini dışarı vurmuşluğun da .
Sezenin sesini bastırmışlığıyla..
Şimdi iki sesin ,
Hayatın içinde birbirine karışmışlığın da,
Yankılanıyordu ev de ve sokakta ,
Yürek dağlayan haykırışlar hala...
''Hiç birimiz masum değiliz''
....................................................................................................................

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ.

Hildesheim / Almanya

27/07/2009


  ÖMRÜMÜN DEFTER-İ KEBİR-İ'Nİ, HAYAL-İ SÜKUTLARDA ÇOĞALAN , KAHIRLA ....... SESSİZLİKLE YAĞAN, SİTEMLE ..... ELEM TEBESSÜMLERİNDE KAPA...