3 Eylül 2021 Cuma


 ŞEYTAN......


İhtiras ilaheleri, şehvet günahları, isteri azgınlıkları yarattı,
Ego hepsinin üstüne tuğ dikerek, şeytanın pabucunu dama attı ..
Şeytanın pabucunu, dama attı

İhtiras, kıskanç tanrıçalarla,ilaheleri,
Şehvet, emsalsiz hazlarda savruluşlar da muammalı girdaplarla ....
Sözüm ona, icat edilen, asılsız-astarsız günahları ...
İsteri, dizginlenemeyen azgınlıkları yarattı ...
Ego, hepsinin üstüne tuğ dikerek,
İnsanı, eşsiz şeytan kılarak ....
Kadim kitaplarda yada efsanelerde at koşturan ...
Gerçekte, sözde yaratıcının bile bezip,yarattığına nadim olduğu insanla baş edemeyen şeytanın, ağzının payını vererek ...
Pabucunu, dama attı ..
Şeytanın pabucunu, dama attı ...

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ
Ereğli / Konya
03/ 09/2018
Saat ; 03_00

2 Eylül 2021 Perşembe


 Birilerimizin, KUM TEPELİĞİN DE .....


Beri kimiz'in, SIRADAN KUM ZERRELİĞİNDE ......... 




Ayrı dünyaların insanı olmaya, böyle olsak ta ......

Aynı coğrafyayla, iklimin paydaşları olarak .....

Aynı havayı soluyan, aynı kardan- yağmurdan ıslanan lığımız da ....

Adına Sema denen şu kocaman mavi  şemsiyesinin altında lığımız da ......

Ömür takvimin yapraklarını, kendimizce tüketenliğimiz de .......

Hayata, insana ve aşka dair algı ve inançlarımızın, yüreklerimizle, ömürlerimizi kendine has ve ton, ton renk ve öz sel farklılıklarda, sarıp-sarmalamış'lığın da .....

Aşkı yaşıyoruz,aşkı, kendimizce ve bilip-becermişliğimiz de .......

KENDİMİZCE VE BİLİP-BECERMİŞLİĞİMİZDE ...........!

Kimimiz, bulaştırırken, ağzına- yüzüne ..........

TERSTEN YAZARKEN MENKIBEMİZİ ......

Kimimiz, yaşıyoruz, kusursuz denebilecek olağanüstü güzellik ve mükemmellik de ....

Kimimiz, kum tepesi İken, çoğumuz o çöldeki sıradan kum zerreliğin de geçirip, tüketirken ömrünü ...

YETİMİZCE, YETE BİLDİĞİMİZCE, Yazıyoruz her hepimiz kendince, ömrümüzün ve aşkın öyküsünü ....

Farkın ve farklılığımızın, zenginliğimiz, ayrıcalığımız ve güzelliğimiz olmuşluğun da ....

Dahası ve doğrusu, olması gerekenin, doğrusunun, bu olmuşluğun da ........!

Birimiz, çölde fare .....

Beri'kimiz, farenin ömrüne göz dikip, katleden yılanlık ta sürünüp gidiyoruz kendi usulünce ve hayat biçimince ....

Kumdan tepelerin doruğundan yada dibinden bakıp ta gördüğümüz dünyayla-alemlerin, ömürlerimizi kuşatıp, etkilemişliğinde ....

Kah, katlederek .........

Kah, çoğaltarak aşkı, var ediyoruz aşkın destanıyla, şarkısını ...

Kimi, unutulup giderken, hiç mi hiç yaşanmamışcasına .....

Kimisi kalıyor, tarihe, çağlara ....

Kimimizin ki, zamanlara, ömürlere ve hasılı, nesillere armağan ......

Anlatılandan da öte, dinleyenin,anlayanın, öğrenenin kendi dünyasının ve düşüncesinin rengiyle, derinliğinde ....

Birilerimizin aşkının ve ömrünün, var edilen  KUM TEPELİĞİN DE ....

Beri'kimiz in çöldeki, sıradan kum zerreliğinde ....

SIRADAN KUM ZERRELİĞİNDE ....

Ömrümüzün ve dünyamızın yetip-elverdiğince .....

ÖMRÜMÜZÜN VE DÜNYAMIZIN YETİP-ELVERDİĞİNCE .!

Birilerimizin, KUM TEPELİĞİN DE .....

Beri'kimizin, SIRADAN KUM ZERRELİĞİNDE ......... 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




02 / 09 / 2021 - Perşembe 




Saat ; 09_45

1 Eylül 2021 Çarşamba


 SIR DEYİP, GEÇMEYECEN .......

Ömürlerimize ve dimağlarımıza nakşolup, dillerimize pelesenk olan .....
'' - Dünya, alemler ve hayat, sır üstüne kurulup, bina edilmiştir . ''
Boşuna edilmiş kelam değildir, gerçeğinin ışığında ele alıp, göz attığımızda .....
Karşılaşıp, yüzleşip, yadsıyamayacağımız gerçek olduğunu öğreniriz .....
Bu cümleden olmacasına ....
Denir ki ....
<< - Sır deyip, geçmeyecen . >>
Ondandır, nakaratın sıkça tekrarı ....
Hasılı, asla unutmamacasına aklımıza, belleğimize yazıp, unutmayacağız ......
Biz, biz olacağız, asla ama asla SIR DEYİP, GEÇMEYECEĞİZ ....
Meselenin özü de, zurnanın zırt dediği yer ve nokta budur....
SIR DEYİP, GEÇMEYECEN ....!
İş lafa gelince, yerli-yersiz, önünü-sonunu düşünmeden, sır deyip, geçeriz, laf ola, beri gele hallerinde ....
Oysa, ciddiyetle şöyle bir düşününce, idrak ederiz ki ...
Adı üstünde, sırda saklıdır ....
Gerçeklerle, yalanlar ve hayatları hatta tarihin akışıyla, insanlığın gidişatını değiştirmeye muktedir nice olgu, gerçek ve devinimler ......
Sır'da, ömür sürer, riyalar la, riyakarlar kadar, doğruluklar la, doğrular ve dürüstler .....
Hem de, hiçte hesapta olmayan veya beklenmedik, umulmadık anlarda, dökülü verse sırlar orta yere .......
Değil sadece, hayrete, şaşkınlığa düşüp, şoka girmelerin yaşanmışlığın da halden, hale dönmeler ve hatta dumura uğrama......
Dil tutulmaları ve hatta beklenmedik acı sonlarla gelen ölümler yaşarız, ölümler .......
Sırların ucunda, payımıza düşen ....
Düşünün o, anı, koyarak kendinizi, bu anı yaşayan kişinin yerine ....
Çıktığında foyamız, gerçeğimiz, utancımız sırda saklı'lığın da, ulu orta meydana .....
Hangimiz, ölüp, ölüp dirilmeleri yaşamayız, bilinmesini istemediklerimizin, sır şalına sardığımız utançlı ve ayıplı gerçeklerimizin ?
Çabamıza inatlık da ve bize muhaliflik de, ayan-beyan olup, dillere düşmüşlüğün de ....
İstemez'miyiz o, an utanca kesilmeleri yaşamak yerine ?
Yerin, yedi kat dibine girip de, yit'meyi, gözlerden ve ortalıktan, ırak olmaları, insanlardan ?
Sırların ortaya çıkışında, hayatların sırf bu sebeple, apansız ölümü yaşamış'lığının ayan-beyan aşikar lığın da, gerçekliğinde ......!
Maazallah, gizli-saklımız dökülü verse, orta yere ....
Karışır, akımız-boku'muza ......
Döneriz, berbat edilmiş, çıfıtı çıkmış, bir çuval incire ....
GİZLİ-SAKLIMIZ DÖKÜLÜ VERSE, ORTA YERE .....
BÖYLESİ UTANCA DÜŞMELERİ, YAŞAMAK YERİNE, YERİN YEDİ KAT DİBİNE GİRMEYİ İSTEMELERDE ...
GEÇERİZ KENDİMİZDEN, ÖLÜP, ÖLÜP DİRİLMELER DE ...!
DÖNERİZ, BERBAT EDİLMİŞ, ÇIFITI ÇIKMIŞ, BİR ÇUVAL İNCİRE .....
ÇIFITI ÇIKMIŞ, BİR ÇUVAL İNCİRE .....!
Onun içindir, dememiz .....
Sır deyip, geçmeyecen ......
SIR DEYİP, GEÇMEYECEN ...........!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
01 / 09 / 2021 - Çarşamba
Saat ; 13_31

27 Ağustos 2021 Cuma


 NAFTALİNLİ RUHLAR ............




Geçip giden zaman katarına, ömrünü yükleyen .....

Keramet-i kendinden menkul ömürlere, bedenlere hapsolan, marazalı naftalinli ruhlar, şeklen, bu günde yaşasa da .....

Özünde, düpedüz ....

<< - Karakteri ve niteliği gereği, dahası, hep dünde yitmişliği ile ....! >> 

Zamanı, hayatı ve güzellikleri ıskalamak zorunda kalan, bahtsız naftalinli ruhlar  .....

İliz, iliz olup eskimişliğin de, çürüyüşünü önlemekten aciz kalan, naftalin kokularına belenmişliği ile, her dem ....

En keskin hallerde kokular saçmışlığıyla genizler yakıp, hatta, zaman, zaman ......

Burun direklerini kırıp, gözler yaşartmacasına, bulunduğu mekanı naftalin kokularına, dünün çürümüşlüğüyle, kasvete, karamsarlığa  boğar ....

İçi geçip, kof'laşıp çıkan, böylesi halleriyle  ...

Göstermelik cicili-bicili halleri ve göz boyamaktan öte geçmeyen aldatıcı albenileri ile, 

Anlık zaman dilimlerinde ve asla kalıcı olamamacasına ...

Gelip- geçiciliğin çarkına takılmışlıkla, ilgi ve dikkatleri üstüne toplamaya öykünen .... Şatafat ve çabalarının beyhudelikleriyle, hayatı, mekanı ve zamanı işgalden öte marifetleri olmayan .....

Yüzleri, yarına dönükmüş izlenimi verse de, böyle düşünenleri yanıltıp, hüsrana boğar ......

İçin, için eskiyip, yitikliğin temsilcisi olup-çıkan, marazalı, naftalinli ruhlar .....

NAFTALİNLİ RUHLAR .............. 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ  




Immenstaad / Almanya 




-26 / 08 / 2021 - Perşembe 




Saat ; 23_00

24 Ağustos 2021 Salı


 BİR GÖNÜL ...


Bir gönül ve ömür hikayesiydi ..
Rengarenk, sonu gelmez tutkularla bezenen ...
Duyguların, arzuların ve iştahların, isteri çiçeklerinin, boy attığı ....
Ömür bahçesinin derin ve albenili atlasında ....
Ruhun hazla kendinden geçmişlik de ...
Semanın kandillerini ve suyu kıskandırmacasına yoğun ışıltılarla yansıması ...
Bu dimağların derininde, ruhların mutluluğa hasret dehlizlerinde terennüm ederek ...
Gözlemlerini tını güzelliğinde dışa vurarak ..
Gönlün meylini ve vazgeçilmez arzularını gözler önüne sermesidir.
Eğer mutluluk sadece anılarda ve tadı dilde-damakta iz bırakan ..
Dünden armağan şarkılarda kalıp ..
Onlarla dilleniyor sa ..
Bilinmelidir ki ..
Ömür sevgisizlik çoraklığın da saadet yağmurlarına muhtaçlık da için, için ölümü içiyordur ..
Toprağına cemre düşmeyen ruh,ömür ve beden ..
Susuzluktan verimsiz ve bereketsiz, kısır kalan incir ağacına dönmüştür ..
Adının çağrıştırdıkları ve albenili tadının anılarda kalması onu mutlandırma ya yetmez ..
İnsan sevgiden ve aşktan,erinçten yana verimsizleştikce, bu bereketsiz incir ağacından farklı olmaz ..
Onunla aynı makus talihi paylaşmanın hüznünü ve mutsuzluğunu taşır bünyesinde ..
Buda ona karamsarlığı ve ölümle erken yüzleşmenin karanlık kabus ve karabasanlarını yaşatır ..
Yıldızsız, kandil'siz ve ışıltıdan yana nasipsiz bir gece nasılsa ..
Ruhunda karalara kesmişliğin de hali odur ..
Sevgi, dokunduğu yüreği ısıtır, düştüğü ömrü ışıtır, gezindiği gönül bağını canlandırıp, yeşillere bürür ...
Albenili rengarenk çiçeklerle zenginleştirip ..
Doyumsuz ve imrenilecek zarafete eriştirir ...
Unutulmamalı ki, barış, sevgi ve aşk hayatın ve ömürlerin vazgeçilmezi ..
Evrenin olmazsa olmazı, mutluluk direğidir ....
Sevgisizliğin, kinin, nefretin ve mutsuzluğun, zifiri karanlığına yenilip, teslim olan bir dünya ve hayat ..
Olsa, olsa cehennem ürkütücülüğü nün, karanlığının,azabının yer yüzündeki tezahürü olur ..
Buda , sadece ruhları ve duyguları değil ömürleri ve alemi karanlıkta ve bataklığında zamansız ve erkenden öldürür ...
İnsanın ve insanlığın kendine ve bir birine tattırdığı ve yaşattığı en büyük ceza ....
Sevgisizlik,savaş ve mutsuzlukta, bedbaht'lığın, korkunun ...
İç yakan, ocak söndüren ve asla kondurulamayan, zamansız ve erken ölümün, kol gezmesidir ......!

Zamansız ve erken ölümün, kol gezmesidir ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Immenstaad / Almanya

29 / 07 / 2017

Saat ; 11_05

18 Ağustos 2021 Çarşamba


 NUR NİMETTİR, NUR NİMET ......



Sanrıların kuşatmasında, hayat zindan, günlerim azap, yaşadıklarım sa işkenceden de beter ve katlanılmaz zulüm oldu .....

Sözüm ona, olan- bitenleri gördüğünü sanan, bakar körlerin gözleri önünde, lime, lime olurken...

Kayıtsız ve ilgisiz, niteliksiz yığınsal kalabalıkların vurdum duymazlığı sadece azapları artırmakla kalmadı ...

Önce umutlarımı yok etti, beraberinde de beni evhamlar ve vesveseler girdabında yutulmalar da ölüp, ölüp dirilmelere tutsak etti  ....!

Böylesi hallerimle .....

Kozasını ören ipek böcekliğini tadamadan,  tutsak olduğu,örümcek ağında ağır, ağır ölümü içen, lavralar a dönüp çıktım ....

Hayat denen Azman Ceberut la koyulduğum, sonucu baştan ve çoktan belli zoraki düelloda..., Kaybetmeye tutsaklığın ezincini yaşamak bile, başlı başına, hezeyan ve sanrı sebebi.. 

Daha korkuncu ve acısı da, malumun kabulü ve ilanına bile, bile lades deme halleridir ...

Onunda, eninde-sonunda ve kaçınılmazlığında, ölüm olan ve bu son hep sana düşen değişmez gerçek oluyorsa..

İçinizde hissettiğiniz kuşatılmışlık duygusu, daha başlangıçta sizi ele geçirip, esir almış demektir...!

Bu, göz göre, göre faka bastığınızı bilip, hissetmek ve korku, sanrı, hezeyan bumeranglarının hedefi olmaktan başka bir hal, değildir ....

Bilesiniz ki ......

Gerçeğin karanlığı, iç acıtıcılığı bile, sanrının, korkunun, hezeyanlarla, akıbetinizin bilinmezliğinin kurbanı olmaktan, evladır, evla ....

Gerçek  iç acıtsa da emin olun ki, bilinmezliğin akıbetine göre, nur nimettir, nur nimet ......

NUR NİMETTİR, NUR NİMET .....




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




18 / 08 / 2021 - Çarşamba 




Saat ; 00_40

14 Ağustos 2021 Cumartesi


 ADAM OLANA, GERÇEĞİ ......!

Doğayla, insanına, ülkesine kötülük eden ...... << - ARAP AŞIKLISI, İLKEL KABİLE GÜRUHU ...! >> Tünemişse, tepesine ülkeyle, halkın ... Akl-ı evellikle inatlaşıp, cebelleşmeyi hatta ..... Kendini yadsımayı, iktidarlık, egemenlik ve güç sayarak ... Akılları sıra ve aklı evellikle tarihi ve gerçeği çarpıtacağını sanan, kıçı ayazda, aklı havada tayfaca ...... Sadece kötülük ve katliamla değil, geleceğide yok etme pahasına ..... '' - Kör gözüm parmağına . '' Hallerinde, ZALİM TEKFUR'luğu adamlık ve sözüm ona REİS'lik sayarak ... Sözümün meclisten içeri ..... Celladı olup çıkan, bir avuç yankesici haramiye adeta, kul olup, çıkarken..... İlmin, bilimin, aklın ve sağ duyunun yoluna değil de .... Üç kuruşluk, dünya çıkarına kul olan, sefil kalabalıklar, sürüsüne bereket kurbanlık koyunluk ta, << - TIRISA KALKARAK >> Mezbahaya koşuşan koyun, kesilenler ... Yetmedi..... Dere yatağına, taş-beton yığını, hırsızlık abidesi TABUTLUK BİNA yapanlar ...... Yönettiğini, sanan hilebazlar la, onlara kanan bu cümle salak avanaklar ........, Karşılaşınca ...... << - Beterinde, beteri hallerde ... ! '' Ölümün, soğuk ve ürkütücü yüzüyle ........... Hatayı, kusuru, suçu kendilerinde aramak yerine ... Başta, karşısındakilere, olmadı .... KARA KEDİYE, KADERLE, FELEĞE, DAHASI KÖR TALİHE VE HATTA İLAH BİLİP TAPINDIKLARI YARADANA, atanlar ... Olanlardan ders çıkarmayı yadsıyıp, yok sayanlar ...... ACI GERÇEKLERE SIRT DÖNÜP, GÖZ YUMANLAR .... Dahada içler acısı, beteri ve akla getirilmeyecek kadar ilkeli ve kötüsü ... UZUN'a Tapınanlar ve düzülüp, soyulmaktan zevk alan, acıdan beslenip, ömrü arabesk haytalık da, sünepe ce tüketenler ....l Layıkları ve müstahaklık dan da bağımsızlıkla, karşılaşmaya tutsaklardır daha nice << - BETERİNDEN DE, BETER ...! >> Afadlara, felaketlere ..... Felaket tellallarının durumdan vazife ve kendilerine fırsat ve iş çıkarmış lığın da ..... Biline ki ..... Devşir'medik ce akılları başa, kurtulmaz belalardan bu başlar, asla ... '' - Başa gelen çekilir '' Arabeskliğin de, istismarın çanağında kendinden geçenler oldukça . Ne afatlar biter, nede faciayla gelen, zor ölümler ... Şu son yaşananlardan bile ders alınmamış'lığın da .... Nice diyetler öder, insan geçinenlerle, kurunun yanında yanan, boğulan, ölen ve hatta cesedi bile bulunamayan sabi-sübyan garibanlar, daha .....! Şimdi, hemde bu felaketin sıcağı,sıcağına yaşandığı ve hatta tavan yaptığı şu an ... Sandık gelse önlerine, oylarını vereceklerdir, yeniden ve yine, üstelikte .... İş lafa gelince ..... << - Ellerimiz kırılsa da, vermeseydik . >> Diye, diye, dahası ..... Düzül'düklerini bile, bile, kendilerini düzene ... Düzenlerin, düzülenlerin hallerinden memnunluğunda, Laf söyleyip, yazıp-çizmelerin para etmemiş'liğinde ...... Daha çok nefes eskitip, ömürler tüketiriz bizler, daha çok, emin olun, buna .....! Yanıldığımı düşünüp, söyleyip, iddia eden varsa ... Geçen seçimlerin sonucuna baksınlar, katlanarak, azıcık zahmete ......! Göreceklerdir, dediğim gerçeği, gözleriyle ... << - Takkeler düşse de, ne hikmetse ( ? ), kellerin görülememiş liğin de ...... Soma değil miydi, İŞ CİNAYETİNDE, KATLİAMLA TOPLU ÖLÜMDE CANLARINI KURBAN VERENLER ? Deyin bakalım, Namus sayılması gereken oylarını, niye ve neden hala .... İLLEDE UZUNA oy verirler, bu harami güruhuna oy verenler ? Var mı bunun izahıyla, geçer ve akla-izana sığan yanı ? Say, say bitmez örneklerle doludur, dünümüzle, seçimlerimiz ...... Kanmaya ve düzülmeye doymayan acınası halkımızla, cümle hallerimiz ....! Biz, bilmedikçe kendimizi, SAHİP ÇIKMADIKÇA HAYATIMIZLA, KADERİMİZE VE HASILI GELECEĞİMİZE ....... İSTİKBALİMİZİN, BOK İÇİN DELİĞİNDE ....... DAHA NİCE CANLAR, BOK YOLUNA GİDECEKTİR, NE ŞEHİT, NE GAZİLİĞİN DE ... HELE Kİ DE ...... ÜLKENİN HAİN KATİLİ, KENDİNİN ŞERBETLİ CELLADI OLUP-ÇIKAN ÇAKAL SÜRÜSÜNE,ADETA AŞIKLIK DA BİAT EDİP, TAPINAN .. BU HARAMİ HAİN TAYFASINI, BAŞLARINA, PÜSKÜLLÜ BELALIĞIN DA, SARIK ETTİKÇE ..... EMİN OLUNUZ Kİ ..... Durduk yerde, boşa denmez ve halkın dilinde pelesenk olmaz bu, DERSLİK Ata Sözleri .. O, ata sözlerinden birinde.. .. '' - Nush ile uslanmayanı, etmeli tekdir .. Tekdirden anlamayanın, hakkı, kötektir ...! '' << - Hakkı, Kötektir . >> Dese de, dünün ekabirleri ve aklı selim muhteremleri ..... Dayak yedikçe aşka gelen illet ve zillet dendikçe üşüşüp, UZUN TAYFASINA OY ATIP, BİAT EDEN ..... VE HATTA...... Adeta ... '' - Bayıra karşı yatır da, kaşı beni, diyenlik de ..! '' Hain,harami den medet uman oldukça, 0, güzelim topraklarda ... Nice canlar telef olur, daha .. Yangında, selde, heyelanda ... Göz göre, göre yaşanıp, yaşatılan facialarda .....! Tarihten ve yaşananlardan ders almayan, AHMAKLAR GÜRUHUNUN .. << - TARİH, TEKERRÜRDEN İBARETTİR. >> Deme, ahmaklığında laklaklar da, safsatalar da, hurafelerde ve kandırılmalara doymamışlıklarında, ömür tüketmişliğin de .... Leylekleri hakir görseler de, lak lakla ömür tüketmiş'liklerin de .....! Onun içindir, değil İki bin yirmi üç, sonları gelip çatsa da , ATA ARMAĞANI ÜLKENİN CANINA OT TIKAMAYA YEMİNLİ ZINDIKLAR GÜRUHUNUN PERVASIZLIĞINDA.... Hala ve inadına ..... CELLADINI, OYUYLA İKTİDAR YAPANA, müstahaktır, kesilen bu, İLAHİ CEZA ......! Kesilen bu İLAHİ CEZA ........! << - Akılsız kafanın cezasını, ayaklar çeker ...! >> Ata sözünün, kifayetsiz kalmışlığında ...... Sözün ve insanlığın bittiği anı ve yeri yaşadığımız bu esnada .... An itibariyle yaşanan acılardan, olanlardan ders çıkartamamış'lığımız da ... Atasının mirasına sahip çıkanın ..... Haysiyet celladı hain haramilerce, adeta, iftira ve yalan ummanında .. '' - PUTPEREST ve ÖLÜ SEVİCİ Sİ . '' İlan edilip, UZUN REİSİ'in emri, fetvası,Emir eri ve maşası BİTİRİM KEL SÜLO TAYFASINCA icrasıyla, kıyılıp, katledilip, boğulmuşluğun da .... Demokrasi havarisi kesilen, bir avuç MUTLU AZINLIK 'la.... YALANCI PEHLİVAN kılıklı, SÖZDE MUHALEFET GEÇİNEN. ÖZDE, MEVCUT DÜZENLE, İŞBİRLİKÇİ HAİN İKTİDARLA, dahası da ..... Onun başı DELİ DUMRUL KILIKLI, İNSANLIK ÖZÜRLÜ, ÇAKMA ZATA hizmet edip .... Yetmedi, üstüne birde ..... Onun değirmenine, su taşıyan, sözüm ona İKTİDAR ADAYI OLDUĞUNU, dahası ...... NİTEL, NİCEL VE SINIFSAL OLARAK, FARKLI OLDUKLARINI DİLDEN DÜŞÜRMEYEN .......... AMA NE HİKMETSE, İŞ PRATİĞE VE GERÇEK MÜCADELEYE GELİNCE ..... << - HALKTAN VE SOKAKTAN KORKAN, başını ..... '' - BAY KEMAL . '' Yakıştırmasını bile, sineye çeken pısırığın,ŞEKLEN MUHALİFLİĞİNDE . >> Havanda, su dövmüşlüğün de .......! Bu betimlememize karşı çıkan tuzu kuruların, sözde muhaliflerin ..... Baykal, KILIÇDAROĞLU; ÖZKAN ve AKŞENER hayranlarının cümlesine diyor, hatırlatıyorum, yeri gelmişken buradan, yine, yeniden ve bir daha ...... Diyorum ki, onlarla, hain PERİNÇEK'in aşıklısı aklı evveller'in cümlesine . Bu iktidarın yolunu açıp, başımıza bela eden, Deniz BAYKAL denen yüz karası yaratıkla .... Eski Cumhur başkanı kokmaz-bulaşmaz Kibar Feyzo kılıklı, SEZER'in yaptıkları ihaneti unutmadık ve unutmayız asla . Bozacının şahidinin, şıracı olmuşluğun da İKTİDAR YALAKASI Namı değer HAİN AKSAK TİMUR , Doğu PERİNÇEK, BAHÇELİ denen madrabazın kıç yalayıcı'lığıyla, çanakçı'lığını da, asla göz ardı etmedik, ETTİRMEYİZ ... Bu can, bu bedende durdukça, buda böyle biline .... Unutmayalım ki ...... << - Tarihi, tarih yapan, kahramanlar gibi hainleri de, yazmasıdır, bağrıyla, sayfalarına .. >> Adımızdan da öncelikle ve unutmamacasına, biline ki .... Unutsa da bazı balık hafızalılar, unutmaz, unutturmaz tarih, asla, adam olana, gerçeği ...... ADAM OLANA, GERÇEĞİ ......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 14 / 08 / 2021 - Cumartesi Saat ; 00_02

 

ŞİİR ; ömrünün ve gücünün kaynağını ......
Kalıcı olduğu kadar, kudretli, kendinden eminlik le beslenen duyguların, gönül imbiğinden titizlikle süzülen düşüncelerin, doğaçlama akışıdır ve kaynağını beslendiği duygunun, huzur içinde, özen ve seçkinlikle hatırlanmasından alır ...
DİYECEĞİM, ONA .......
'' - DEĞİL, SADECE GÖZLERİN .......
GİRDİK, YÜREKLERİNDE KANINA ....
YÜREKLERİ DE BELE'DİK, İHANETLE, YALANA ......! ''
O,adı, efsanesi var, esamesi, aslı-astarı yok ilk insanı bir bulsam ...
Dilek bu'ya .....
Günün birinde, mesela hemen şu an, olmadı yarın ama mutlaka günün birinde, kesişse yollarımız, gelsek yüz, yüze ...
O sıtara sız, suratsız la, karşılaşıp, olsak, burun, buruna ....
Ona bir çift kelamım ve beraberinde sitemim le, sorum olacak, sorum .....
Görecek o, zat-ı muhterem(!) O, zaman ....
Dünyanın kaç bucak olduğunu, boyasının nasıl verildiğini ...
Dahası ...
Bir elle döküp, öteki elle nasıl sıvanıp, durulandığını .... Yetmedi .....
Göstereceğim ona, halimizin pürmelalliğinde nasılda öfke kusup, kanımızın beynimize sıçramış lığın da nasıl, burundan soluduğumuzu ...
Devamında, neler mi olur ?
Orasını bilip-kestiremesem de, bildiğimden eminim ...
Aldırmadan, KANTARIN TOPUZUNUN KAÇTIĞINA .....
Sayıp-dökeceğim ona, lafları, en okkalısından, hani'ya ...!
Ağız dolusu haykırarak, ona diyeceğim ilk kelam ....
'' - Ne menem bir illet ve lanetsin ki, düşünmeden-önünü-ardını, işin sonunu- sonrasını, hele ki akıbetini ve bizi bok içinde yüzmelere koyacağını ........
Tutturduğun illede nesil, illede evlat, soy-sop nakaratıyla, girdin yüreğinin ve yüreklerimizin kanına ...
Sıkışıp, dara düşünce başın, ağır gelince başından kıçın, diline doladığın-dolayacağın, yalanlarla ve ucu ihanete varan hallerinle, ....
Çalarak yüreğinin masumiyetini .....
Yüreğini ve yüreğinden miraslık la, cümle yürekleri de bele'din, ihanetle, yalana ...
Neyine idi bu herzeleri yemek, de bana, de bana ?
Kaldıramayacağın yükle, işlerin altına girip de nesilden, nesle sirayet eden .....
Yalana, dolana, ihanete ve nifaka, kine-garaza, nefrete müptela ettin hem kendini, hem medarı iftiharın sayarken istikbalini bokladığını bilip, fark edip, itiraf ve ikrar edemediğin neslin, soyun-sopun bizleri ...
Diyemedin mi ?
'' - Az aşım, ağrıma'dık başım '', Oturamadın sükunetle kıçının üstüne !
Yada ....
Daha da makbul haliyle diyeyim, edep dairemin elverdiğince ...
'' _ AĞIR OTUR, BATMAN DÖV, GÖRENLER MOLLA DESİNLER ....! '' Demeleri hak edecek tarzda, TEVAZUYLA, dur, durduğun, otur, oturduğun yerde ....!
Sana yakışanı yap, çoluk çocuk neyine, niye yoğurt aklını ayran edersin .... ''
Hem eşeğinin'kine, hemde kendi kıt aklına, KARPUZ KABUĞUNU DÜŞÜRÜP, ayran gönüllülük de zingirdeme, aşk-meşk, evlilik akraba-talükata karışmak ne'ne gerek ti ki ?
Neyine idi senin, türemek, soya-sopa ve hasılı şimdi sinene sövdürdüğün biz nesline, erip-kavuşmak ?????
Keşke geldiğin yerde , girip de çıkmamacasına kalsaydın, öylece oracıkta .....
Ama nuftelik de ama bebelik de ......!
Bulurdun, daha bin bir alternatif yada gönül eğlencesi, kendine ...
Böylece, durduk yerde ve gereksizlikte, hem bizim başımıza iş, hemde kendi başına dertle-bela getirmeyecek tin ...
Şunun,şurasında ....
'' - Sen sağ, ben selamet '' Deyip gidecektin işine....
Dertsiz başına, dert açmayacak ...
Ağrımadık başına, çaput sarmayacak'tın ....
Dahası ..
Her gün ziyadesiyle nasibini alıp, kulaklarının pasını silen küfrü, sitemi olmadı hakaretle, intizarı daha da beteri, kavgayı,gürültüyü duymayacak'tın, vesselam ..!
Sen varlığında sağ, selamet ..
Bizlerse doğmamış'lığımız da, yokluğumuz la beladan, gada dan azade hallerde olacaktık, şunun-şurasında ...
Ötesine, berisine bakmadan hükmünü icra ederek, sürdürecek'tin, gününü, ömrünü ....
Böylece, şimdi içine ederek kubura döndürdüğümüz dünyada sultanlığını, tekliğin paşa keyfliliğini doya, doya, dolu, dolu yaşayacaktın ....
El-gün, kavim-kardaş neyine senin ?
Anlaşılan o 'ki, anamın deyişiyle,'' - Rahat battı kıçına .''
Oyun sandın, çoluğa-çocuğa karışmayı,nesle-soya-sülbe sahipliği ..!
Bir oynadın, pir oynadın, doldura koydun dünyayı ..
Suretlerin ve övündüğün biz neslin le, soyun-sopun la ...
Gel şimdi, ayıkla pirincin taşını ...
Sapla-samanın karışmışlığın da ve dahası ...
İğne atsan, insan üstüne düşecek hallerdeki kalabalık ve keşmekeşte, çık, çıkabilirsen işin, içinden ....
Velev ki, o zaman, bir başına'lığın da, yalnızlığında, tekliğinde, CİSMANİLİĞİN DE yalnızdın ...
Şimdiki bir boka benzemeyen yaşam denilen kısır döngüdeki, dolap beygirliğin de yaşanan .
YIĞINSAL KALABALIKLARDA ÇOĞALIP, ÖMÜRLER YUTAN VE İNSANI MAHVEDEN TÜRDEN KALABALIKLARDA, RUHSAL VE İÇSEL YALNIZLIKTAN, MUZDARİP DEĞİLKEN ÜSTELİK ......
YAPTIN, YAPACAĞINI, YEDİN NANEYLE KARIŞIK ACILI, KOKULU HERZEYİ .....
Koyup gittin bizi, bok içinde .....
Yetmemişcesine, üstüne, üstelikte ....
Değil sadece gözlerin, sokarak bizleri, yüreklerinde kanına, beleyerek o, biçareleri de ihanetle, yalana ....
Katmer, katmer dertlerle, kabuk bağlamayan yaralarımızın sızım, sızım sızlayıp kanamalarda, kimselerin, kimselere dert açıp, yoldaş, içtenlikle candaş olamamışlığın da ..!
Dahada kötüsü, yaralı parmağa işemeyi bile terk edip, es geçmişliğin de ...
Bundan da kötüsü, eşeğin , eşeği ödünç kaşımış'lığın da ...
Her bir değerin, kutsalın, duyguyla, olgunun metaya ve kara tahvil edilmişliğinde .....
Riya ve iki yüzlülük girdaplarında, insanların ve insanlığın boğulmuşluğun da....
Tekerimiz, taşa dayanıp, işimiz sarpa sarınca, aklımıza ilk gelenliğinle ..! ''
Şimdilerdeki, beline kuvvet, hallerindeki hızla türemeyle daha şu an çoktan, milyarları sollayarak ..
Birbirimizi yemeler den başımızı kaldıramayıp, huzur ve ferahlıkla, refahla, içine sığamadığımız dan, dar gelen şu dünyaya kul olmuşluğumuzla .....
Hele, buna birde egolarımızı, hırslarımızı, gözü dönmüşlükler le, nefretimizi, kavgamızı ...
Olmadı ....
Birbirimizi ve sabi sübyan günahsız mazlumlarla, kurbanımız olan canım hayvanlarla, hayat kaynağı doğayı .....
Nankörlükler de sınır tanımazlıklar la, gırtlaklayarak ırzına geçtiğimiz dünyayla, hayatı kendimize dar ve hatta zindan etmişliğimiz ve önleyemediğimiz kötü yanlarımız ve çirkinliklerimiz le ....
Bu kanlı çarkın acımasız dönüşlerinde,kıyılıp, katlolanların ....
Yediden yetmişe, beşikten,mezara sürmecesine, çoğalmış'lığın da ....
Şunun-şurasında,ettik-edemedik, kazandık, çoğalttık- çoğaltamadık, yitirdik-bulamadık kaygı ve tasası .....
Yetmedi, kavgası ve savaşıyla çoğaltarak nefreti, öfkeyi, kini, düşmanlığı, kardeş katlini ...
Değil, sadece gözlerin .....
Girdik, yüreklerin kanına .....
Yürekleri de bele'dik, ihanetle, yalana ....
İhanetle, yalana ......
'' - DEĞİL, SADECE GÖZLERİN ..
GİRDİK, YÜREKLERİNDE KANINA ....
YÜREKLERİ DE BELE'DİK, İHANETLE, YALANA ..
İHANETLE, YALANA ......''
Hasılı ....
'' - YUH OLSUN, YUHLAR OLSUN...
YAZIKLAR OLSUN SANA, DEVRİLSİN BOYUN-POSUN ..! '' Diyeceğim, ona ..
'' - DEVRİLSİN BOYUN-POSUN ..! '' DİYECEĞİM, ONA ....
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
14 / 08 / 2021 - Cumartesi
Saat ; 10_10
Bir bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar, gökyüzü ve doğa görseli olabilir

  ÖMRÜMÜN DEFTER-İ KEBİR-İ'Nİ, HAYAL-İ SÜKUTLARDA ÇOĞALAN , KAHIRLA ....... SESSİZLİKLE YAĞAN, SİTEMLE ..... ELEM TEBESSÜMLERİNDE KAPA...