17 Ekim 2021 Pazar


 ÇAĞIRIR, SENİ ....


Gecenin bağrında, haşmet dolu yakamozların raksında ...
Mehtap vurmuş, ummanın bağrına ..
Çağırır seni, en davetkarlık la ..
'' - Gel, koynuma ...!
.... Gel, koynuma ...! ''

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Immenstaad / Almanya

10 / 10 / 2017

Saat ; 23_46

16 Ekim 2021 Cumartesi


 YÜKLERİM ........


GÖNLÜMÜN DÜŞ ATINA ...

Kendimden geçmişlikle ..
Yudum, yudum içerken hazzı ...
Yüklerim geceyi,şafağı, mehtabı, seni ..
Gönlümün, düş atına ...
Suyun uyuyup, düşmanın uyumamış'lığın da ...
Düşlerimden, seni kimselerin çalmasına, fırsat tanımamış'lığında ...
Gideriz dört nala, hayal Atlasının, ufuksuzluğunda ..
Ardımız umman, ufkumuzun arşı ala olmuşluğun da ...
Senin, gece, mehtap ve ummanla, aşkla sarmaş dolaş olmuşluğun da ..
Sarılırsınız bana an be an çoğalan yürek sıcaklığınla, sıkıca ...
Gönlümün düş atının,şaha kalkmış'lığın da ....
Düşselliğin pervasızlığında, koyuluruz yola ....
Varsın, altı-üstü düş olsun, ne çıkar bunda ?
Düşümde olsa da sen, benim'lesin ya ..
Bunun güzelliği bile, mutlu etmeye yeter de-artar bile, bana ..
Sana hasrette , aşk çoğaltıp ..
Gönlümün düş atının kanatlanıp, şaha kalkmış'lığında ...
Yüklerim, geceyi,şafağı, mehtabı, seni ..
Gönlümün düş atına ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Immenstaad /Almanya

11 / 10 / 2017

Saat ; 00_14


 MARİFET;


URBA DA, ÖRTÜNME DE VE KAPALILIKTA DEĞİL ...

MARİFET İNSAN OLMA , İNSANCA DAVRANMA VE İNSANİ ERDEM'DEDİR

Değil giyinikken, saçının, yüzünün ve tırnağının zerresi görünmemecesine kapalıyken bile, hatta kat be kat örtülüyken fitne-fesat ve sapkınlıkla dolu olacağına ..

Anadan doğma çıplaklıklar da tevazu, edep ve adap ile olmak daha evla, insani ve olması gerekendir ..

Marifet ne urba da, ne çıplaklıkta, ne beden de, ne mal da-mülk de, ne de, şan da, şöhrette..

İçtenlikli yalınlık, zırh gibi örtülü ve giyinik bayağılıktan değerli, kıyaslanmayacak kadar da, yüceliktir ...

Ön yargıyla,dış görünüşlere göre değerlendirip, yorum yapmak fitne -fesatla masumiyetleri kirletmenin de ötesinde, kesinlikle insanlığı ayaklar altına alıp, çiğnemektir.

İnsanda belirleyici olan çıplaklığı, giyimi-kuşamı, şatafatı, sadece göze hitabı ve cemali güzellik ve albeni değil, aslolan ve öncelikle önemli olan niteliği,ahlakı, içtenlikli dürüstlüğü, yalınlığı ve faziletidir ..
DAHA DA ANLAMLISI VE ÖNEMLİSİ ..

KIBLENİN İNSAN OLMUŞLUĞUN DA ....

'' - ÖNCE, İNSAN . ''

Diyebilmek ...

Fıtratıyla, suretiyle ..
Özüyle, sözüyle ...
Aslıyla, suretiyle ...

İNSAN OLABİLMEKTİR ...

İNSAN OLABİLMEK ....,

Ötesi, lafı güzaf'dır ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

Immenstaad / Almanya

11 / 10 / 2017

Saat ; 02_28

 

SAĞIRDI SOKAKLAR, SAĞIRDI ...
Yaz-kış, yağmur,çamur, ayaz, sıcak demeden ..
Estetik ve kibar adımızla, KALDIRIM SERÇESİ ..
Anamın-babamın yada diğer eski kuşakların deyişiyle ..
YOSMA yada daha genel-geçer adımızla, OROSPU'luğumuzda ..
An gelip, çığlık, çığlığa, bağıra, bağıra ... ..
An gelip, sessizlikler ortasında ..
Esamemizin bile okunmamış'lığında feryat,figanlar da ...
Yuvasız, yaralı, kanadı kırık serçeler misali ..
Naçarlıkların kuşatmış'lığın da ..
Korku ve kabusların ..
Karabasan olup, üstümüze çullanmış'lığında ...
Geberip gidiyoruz, sokakların karanlığında ..
Ya' da neon ışıklarının, hüzünlerimizi ulu-orta, üryan etmişliğin de ..
Kaç-beşimiz, ölümü çığlık, çığlığa karşıladı ...
Sokakların canımızı, ömrümüzü, çığlıklarımızı, hıçkırıklarımızı ...
Feryat figanı'mızı ..
Kah sesli, kah sessiz, sessiz akıp, kaldırımlara, kente ve günlere karışan göz yaşlarımızı, yutmuşluğun da ...
Ahraz kesildi, kulağına kurşun,yüreğine ağu akasıca sokaklar, caddeler, kaldırımlar ....
Yorgun ve bitkin günler, kahra kesmiş zamanlar ve kocaman bağrın da ...
Böceklerden de beter, ezilişimizi izleyen kentler ...
Baştan, aşağı ..
Sağırdı ...
Sağırdı, kaldırımlarında, serçelik de ömür tükettiğimiz ...
Çıkanıyla, çıkmazıyla, darıyla, boluyla ..
Karanlığıyla,kısalığıyla, uzunluğuyla ...
Olmadı Arnavut kaldırımlarıyla ..
Kentle, sokakların aramıza giren, kah buzlu camların,
Kah,kirli devasa taş duvarların ..
Kah, soğuk demir parmaklıkların ....
Ve, hoyrat metal yığını, sunilik fışkıran iğreti, itici, duvarların girip ..
Üstümüze ve ömrümüze, tabut kapak lığın da, örtülmüş'lüğünde ..!
Tabut kapak lığın da örtülmüşlüğünde ...!
Sağırdı sokaklar, sağırdı ..
Bizi, hiç mi, hiç duyan olmadı ...
Bir varmış, bir yokmuşlar da ..
Kah uçtuk, kah, yit'tik ölümüne ..
Kaldırım Serçeliğinde ..
Arşın, arşın, adım,adım, tükeniş, tükeniş ...
Ömür tükettiğimiz sokaklar, sağırdı ..!
Öldüğümüzü fark edenler, parmakla sayılacak kadar azdı ..!
Hele ki, sağırdı sokaklar, sağırdı ...!
Sağırdı ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Immenstaad / Almanya
18 / 09 / 2017
Saat ; 00_40

14 Ekim 2021 Perşembe


 İnsan ve insanlık denen garabet, ıslah da olmaz, iflah'ta ......

İnsan ve insanlık denen garabet, çağlar öncesinden şu ana dek, olmadığı gibi, gelecekte de asla ama asla ıslah da olmaz, iflah'ta ......

Çünkü, kendinin kainatın  köküne kibrit suyu dökmekten bıkıp-usanmayan, ders alıp-akıllanmayan, işin içinden << - Tarih, tekerrürden ibarettir >> Deme ahmaklığıyla,işin içinden sıyrılmaya kalkan ve sıyrılacağını sanan, en kalabalık ucube varlıktır ....

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ


DEMELER, ASLA SEBEPSİZ VE BOŞA DEĞİLDİR .......! Gönül, sevdanın kandili ise, sönüp karardıysa ne düzen tutar, nede iflah olur ..... Ömrü sevdasına ve sevdiceğine hasrederken uğradığı badire ve yaşadığı hüsran, ihanet ve talanla telef olan sevdalının ömrü ........... Tiftimiş ipeğe, ibrişime dönünce, ne iğne-iplik, nede dikiş kar eder .... Deveyi iğne deliğinden geçirebilecek, işinin ehli mahir terzi bile, döktürse cümle hünerini, dikemez sevdalının gönül yarasını, yürek yırtığını ..... Çünkü; dikişte, yamada tutmaz, gönül ve sevda yarası, gerçekliğinin ve gerçeğinin gereği ... Şimdilerde zamanelerin ÇAKMA SEVGİ ŞAMATASI' nın deri-topu, gerçek sevda harının değil koru, kıvılcımı,alevi, zerre külü,tozu olamaz .... Ondandır RİYA VE ÇAKMAYLA GERÇEĞİ değil karıştırmak, kıyaslanmamalı bile ..... Bırakın demeleri, bunu aklın kıyısından geçirip düşünmek bile düpedüz ve alenen, '' -ABESLE İŞTİGALDİR ..... ABESLE İŞTİGAL ......! '' Hali, ıraktan bakınca, ehlince bile, fark edilmesi imkansız denecek kadar zor hallerde olup, uludağ doruğunda için, için eriyen kara dönmüşse, sevda mağduru ömürle, gamlı gönül, yaralı yürek, yaraya ne tuz basmak kar eyler, nede, tabip çare bulur ... Sevda ateşi mevti de, erinçle, hazzı bağrında taşıyıp, sunan haliyle .... Ömre, ömürde katar, ömrü ve tenden, bedenden canı da alır ....... Ondandır .... << - Tıpkı, şifa'lığın da aş, felaketin de acı, ağu, azap, hatta ..... Apansız ve zamansız ölümle, beraberinde de, devasa, onulmaz hüsranla, tarifsiz acı sunan ateş ve harlı yangın gibidir, sevda denen, ateş ....... SEVDA DENEN, ATEŞ .........! '' Demeler ..... Asla sebepsiz ve boşa değildir ..... DEMELER, ASLA SEBEPSİZ VE BOŞA DEĞİLDİR .......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 14 / 10 / 2021 - Perşembe Saat ; 14 _ 26


'' - BİLENLE, BİLMEYEN, HİÇ BİR VE AYNI OLUR MU ?  ''



KURUYUP, ÖLÜMÜ TATMIŞ, ORKİDE YAPRAKLIĞIMDA ...... 



Nice gönülleri fethetmek, nice aşklara köprü yada kolaylaştıran aracı güzide bir armağan olarak Orkideliğimde ...

Aslımı, kökümü-kökenimi, seceremi, dalımı-budağımı hatta ve hatta ......

Güzellik ecesi, asalet ve  itibar timsali çiçeğimi bırakıp, ömrümün nihayetinde, kuruyup, ölümü tatmışlığın elemiyle ...

Kuruyup, düştüğüm masa üstünde, bir el dokundu, canı ha çıktı-ha çıkacak hallerde can havliyle kıvranan bedenime ...

Bu hanedeki süren hayatımda, eskiden sunduğu özenden de, çoğunu sunarak, adeta örseleyip canımı acıtmaktan kaçınarak, duyarlılığın tüm gereklerini sergileyerek .... 

Yenice tattığım, Ölü Çiçek yapraklığımda bile, beni kendime değerli hissettirerek, kavrayıp koydu mumlarla iç, içelikte aynanın önüne ....

Evin naif sahibesi, kadın duyarlılığını kusursuzca sergilemişliğiyle .....

Bir canlının kendi ölüsünü seyretmek, akla yatkın ve hatta olası, dahada ötesi ....

Sıradanlıklarda yuvarlananlar için,makul gelmese yada görülmesede, sıcaklığını tüm bedenimde, iliklerime işlemecesine  yaşadığım, cömert hallerindeki yaklaşımında, beni kavrayan elin sahibinin aklı, farklı dinamiklerden beslenenlerden olmalı ki ..

Beni dansa kaldırılan genç bir bayana gösterilen özenle kavrayarak belimden, hatta ....

Sevginin ve şefkatin taşmacasına çokluğunu hissettirip yaşatmacasına koydu oylum,oylum hallerimle kendimi aynada görebilmeme olanak sağlayacak hallerle uzattı ....

Öylece, oracığa, mumluklarla, yakılmayı bekleyen mumlar arasına ....

Güngörmüş bir formika möble grubunun uzantısı, orta sehpasının üzerine, hamen oracıkta duran aynanın önüne, koydu kaşla- göz arasında, adeta tüy kadar yumşak hamleleriyle ....

Az önce dalımdan düşüp, ölümü tattğım esnadaki düşmem sırasında, tlattığım vartayla, yaşadığım örselenmenin verdiği nahoşluğu atıpta, görüp yaşadığıım sevgiyle bezeli, yakın ilginin iç rahatlığıyla .... 

Gelince kendime, kaçamak bakışlarla süzdüm kendimi, aynada ......

Işıltılar harmonisinde ölü yaprak candan çok, sanki sevdiceğini bekleyen genç hanım edasıyla, kendimi dahada bir mutlu hissettim .....

İçmeden esriklik de, melteme kapılmışcasına hafif ve ferah hissetmişlikler de, aygın-baygın hal ve edayla mayıştım adeta, öylece oracıkta ...

Hasılı, ölümlü canlığınız da erişmek ise meramınız, anlıkta yaşanılır lığın da güzellik yaşatma ve yaşamacasına mutluluğu, bilin ki ölü yapraklığımda, idrak ettiğim kadarıyla ......

Ölümler bile güzelliklere ve yeni sevgilerle duygulara vesile ve bilinmezliklere,yeni sürprizlere, kapı aralamaktadır, kapı, daima .......

Yeter ki, sen iyimserlikle sarıl hayata ve gönül gözünle bakarak, sevgiyle ve dahası, olumlulukla bak dünyaya ......

İşte, şuradaki kısacık mola aralığında, üstelik akıbetimi bilmenin hezeyanıyla bile olsa da, olsanız da içtenlikli ve sevgiyle düşününce ....

Sağ duyu ve tedbirli iyimserlikle, hayatla ölüm arası gidip-gelen ömür ve hayat salıncağında, yaşarken tüm karmaşıklıkları, tüm mevsimleri ve hatta ölümün soğukluğuyla, hüznünü ......

Bir yanınız düşse de, karanlık boşluğa, berinizle tutuna bilirsiniz, kısa sürelide olsa, hayatın son deminde, hatta son kertesiyle,saliselere sığıveren dar zamanlarında, tadılıp-yaşanacak güzelliklere .........

Bunu, sevgi dolu iyimser  bir insanın, şefkatle dolu elinden yaşayan,şunun-şurasındaki ölü orkide yapraklığım da idrak edecek kadar, yaşayıp- tatmışlığımda ......

Sağ duyu ve kendimden eminlik le, dahası kimselere eyvallahsızlıklarım da diyorum ki, benliğim deki sevgi ve güzelliklerin dillenip-taşmışlığın da .

Ölü yaprak bile olsanız da, marifet ....

Anı, anda yaşayarak, anı değerli kılıp, anda anı dolu, dolu yaşamaksa, hayat, güzellik ve mutluluğu ......

Siz, siz olun, terk ederken bile dünyayı, terk etmeyin asla, sevgiyle şefkati, kalsanızda harla,darda ...

Kalsanız da, harla, darda .......!

Bunları dillendirip, diyorum, ÖLÜ ORKİDE YAPRAKLIĞIMDA VE ÖLÜMÜN EŞİĞİNDE Kİ BU SON KISA VE DAR ARALIKTA, ANI,ANDA YAŞAYANLIĞIMLA .....

ANI, ANDA YAŞAYANLIĞIMLA .....!

Sevgi, ölümü bile kolaylaştırıp, değerli kılar yeter ki, siz,siz samimi, dürüst,içten ve sevgiyle bezeli, hoş görülü olup, hayata da, ölüme de iç içeliğinde hoş görüyle bakıp,yaklaşmayı bilen olun, bilen olun ...

Siz, siz olun,sakın ola unutmayın ......

Şu güzelim özdeyişte hayat bulan düşünce, ilke, felsefe ve yaklaşımı .....

Bilenle, bilmeyen, hiç bir ve aynı olur mu ?

BİLENLE, BİLMEYEN, HİÇ BİR VE AYNI OLUR MU ? 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




13 / 10 / 2021 - Çarşamba 




Saat ; 10_00

 

13 Ekim 2021 Çarşamba


 

SÖZÜM ONA, YAŞAYAN, ÖLÜ CAN'LIĞINDA ........

 

 

 

Ölümün, beraberinde de gömüldükleri toprağın gözlerini örtmüşlüğünde ...

Ne, Semanın Kandilleri yıldızları, ne kuş uçuşlarını nede göğün mavisiyle görmek istedikleriyle, sevdiklerini göremeyen ölüler gibiyim ...

Sadece ölüme  yenik düşmekle kalmayıp, ilelebet gömüldükleri yerde, toprağın bağrına esarete mahkum olmaları, ne denli, çarpıcı, üzücü, yürek yakıcı ve tüm bunların yanı sıra ve bunlardan da öncelikli olarak ta, ibret verici ve insanı gelgitlere  sürükleyen ...

İnsana, bambaşka duyguları aynı anda ve tüm vuruculuğuyla yaşatan, hatta .....

An gelip naçarlıkla belenen göz yaşlarına sürükleyen hallerin pençesinde ....

Keşkelerle-pişmanlıklar kokteyllerini içtiren bu durumda, insanın elinde olmaksızın hüzün kundağına  belenişinin dokunaklılığıyla izi .......

Hayattan, ömürlere düşen, ibretlik-kalıcı, kalıcı oldukları kadarda, yaralayıcı izlerdir, izler ..

Böylesi elem kaynağı haller, duyarlı ömür ve yürek sahiplerinde duygu, duygu taşan hal ve söz olarak edebiyata, sanata, tarihle-zamana ve hatta dillere yazılmış dahası kazınarak adeta ömürlere bezenip, geleceğe izler ve yol-yordam rehberi olup-çıkmışlardır ...

Böyleliğin de .......

'' - Ölme gömerler, seni, dar, soğuk ve ıslak karanlıklarda koyup, dönerler .....

Seni, DAR, SOĞUK VE ISLAK KARANLIKLARDA KOYUP, DÖNERLER ......!

Çekilince el-eşik, irili-ufaklı elvan,elvan karakterli ve halli kalabalık ......

Yeni mekanındaki, işine aşina meraklı mekan paydaşı ziyaretçilerin, bedenini, oradan- buradan, öteden-beriden öperek, selamlarlar ve hem yemeğe koyulup, seni tüketmeye başlarlar .....

Hem de, farkında'sız ve duyamamış'lığında, HOŞ GELDİN, derler  ...... 

Akıp, karışınca gözlerin, beynin hasılı için-dışın toprağa, kimselerin görememişliğinde son halinin resmi çıkar toprağa ....

Bir tutam kemikten ibaret kalakaldığında toprağın bağrında, çiçeklerle açarsın sende haşr-ı neşr ile toprak olup çıkmış'lığında ...

Ölüm doğrulamış'lığıyla hayatın ve  gerçeğini anılarınla-adın kalır gök kubbenin doruğunda, bie mavi atlasın kanatları altında kürede, zerre olup kalmışlığında ....

Gerçeğe ışık olan kandilliğinle, yerini bulursun eninde-sonunda,layığınca ve  hak ettiğince kainatın koynunda, mavi atlasın kanatları altında ....! ''

Ölümle-yaşamın koyun, koyuna'lığında süren, hayatın çarkı feleğinde o, elvan çeşit zerrelerden, biri olup kalmışlığınla ...........

Hükmünü sürersin, bedenlik'ten azade, ruhaniliğin hafifliğinde ......

Ruhaniliğin hafifliğinde .......!

O, an anlamalara vesile olarak, hayatın yepyeni evresine kapı aralayan'lığın da, seninde emeğin, tuzun, zerren, hasılı farkında olamasan da emeğinle-katkın bulunur, hayatın gizemli ilahi, evrensel aşında ......

Göremediğin karın-yağmurun, toprak olan bedenini ıslak, ıslak öpüp ......

Hayata dair emareler sunmuşluğunda, farkında olmasan da, yaşarsın hayatın koynunda, toprağın bağrında yaşayan, ölü can'lığında ......

TOPRAĞIN BAĞRINDA YAŞAYAN, ÖLÜ CAN'LIĞINDA ........!

Bencileyin hayat denen GAYYA KUYUSUNDA doğan-batan her günün zaman aralığında .....

Akreple-Yelkovanın hiç bitmeyen soluk, soluğa ve soluk kesicilik de süren, at başı yarışında, ezinçle-sevinçlerin harmanında, dahası ....

Kuzguni bir vurgunun, yahutta, amansız harlı bir yangının ortasında, can derdine ve dünya telaşına dalıp-giderek ................

Kendini, hayatın güzelliğini ve farkındasızlıkda ıskaladığım sevdiklerimin yüzünü görüp de fark edememişliğin yoksunluğunda ve yoksulluğunda göremezsen, benim gibi .....

Yahutta toprağa karışıp-kapanmış ölü gözleri misali, bil ki .....

Gerçek ölü canlardan, bir farkla ......

Sözüm ona,  yaşayan, ÖLÜ CAN'LIĞINDA ....

Hayatı ıskalayan ve bunu bile fark ve idrak edemeyen, hayatı, güzellikleri, dahası ......

Düpedüz, mutluluğu ıskalayan, yitik ve yenik gafillerden'sindir, gafillerden ......

HAYATI ISKALAYAN VE BUNU BİLE FARK VE İDRAK EDEMEYEN, HAYATI, GÜZELLİKLERİ, DAHASI......

DÜPEDÜZ, MUTLULUĞU ISKALAYAN, YİTİK VE YENİK GAFİLLERDEN'SİNDİR, GAFİLLERDEN ...

SÖZÜM ONA, YAŞAYAN, ÖLÜ CAN'LIĞINDA .....

SÖZÜM ONA, YAŞAYAN, ÖLÜ CAN'LIĞINDA ........

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

12 / 10 / 2021 - Salı

 

 

 

Saat ; 18_00

12 Ekim 2021 Salı

 

BUZ GÜZELLİKLERİ...

Ah....
Ömrüm.. Ömrüm , ah ...
Ömrümün, fırtınalı-boranlı çocukluk yıllarımın, akpacık karı ...
Kristalden de albenili hallerde sarkan ....,
İçime işleyen , hala mı hala yüreğime saplı, ok güzellikli buzları ....
Ah ki ah ...
Hemde, ne ah !
Ne, yıllar..
Ne, ben ..
Ne' de, siz o eski ,sizsiniz..
Alıp ta gittiniz başınızı, beraberinde de
O canım kar ve buz güzelliklerinizi ..
Ardınızda, boynu bükük insan eskisi beni bırakarak .....!
İnsan eskisi beni bırakarak ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

29/09/2016

13_01


 SÖYLE BANA, SÖYLE, ANNE .....!


Bu kez içinde yalan-dolan ..
Martaval-maval olmamış'lığın da ..
Dahası,
Doğruluğun, dürüstlüğün üryan'lığı ve
Ve, insanlığın erdemli duruşuyla ...
Özcesi,
Azda özle söyle bana, anne ..
Masumiyetin, akpacık köpük güzelliği nerede yitti..
Hangi ellerde, karanlık emeller de ,
Ne zaman
Talanlar da, tarumar edilip, katledilerek kirletildi ..
Fi tarihinden kalma masallara ....
Yağlı kara yalanlara bulamadan söyle, anne
Söyle bana, söyle,anne !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

30/09/2016

Saat:09_12

GÖÇLERİN, EN ZORU, OLURSUZU, İÇE SİNMEYENİDİR ........ İÇE SİNMEYENİ .......! Göçler vardır, hayatımızda adlandıramadığımız, alışamadığımız ...