KADINLARIN GÖNÜL HIRSIZLARI ....

ÇOKLUK VE SIKLIKLA CAN VE HAYAT HIRSIZI, AZRAİL'İ OLUYOR .....

 

Sözümüz, düşüncelerimiz meclisten içerilikle sınırlı da değil ....

Daha öteye geçerek diyoruz ki, kelamımızın başında son söyleyeceğimizi en baştan diyen ve ilk söyleyen olarak ...

'' - YARASI OLAN GOCUNSUN, BOZULAN EĞİRDİĞİNİ AYRI SARSIN ''

Çünkü; hayati bir gerçeği, doğru saptamayı dillendirirken bazı fincancı katırlarıyla, kendisini hergele de imam eşeği yahutta fasulyeden nimet sayıp-görenleri ürkütüp, gocunduracak'sak ta buna ve sonuçlarına razılıkla diyoruz ki ....

'' - Biz söyledik gerçeği, içine sinmeyen bu böyle diyen koysun verilerini,argümanları dediğimiz yalansa kanıtlasın bunu biz biliriz o zaman yürekten özrü ve nadim olmanın gereğini yapmaktan da durmayız geri ......! ''

Gelin, görün ki, lüzumsuz hazımsızlık ve gocunmayla .....

Arsız, yavuz hırsız kesilmeye kalkacağı da, durdurmayı bilen ve gereğini yapanız dır, yapan .......!

Hem de, asla tükürdüğümüzü yalamamacasına sözümüzün tavrımızın ve düşüncemizin arkasında sapa sağlam-dimdik durarak ......!

Bu destur ve girizgahın ardından diyelim diyeceğimizi ....

'' - KADINLARIN GÖNÜL HIRSIZLARI ....

ÇOKLUK VE SIKLIKLA, CAN VE HAYAT HIRSIZI, AZRAİL'İ OLUYOR ..... ''

Yani ve özcesi .....

Kadın katili, ceberut vandalların çoğu, her türden şirinliği, yolu-yöntem ve yordamı hatta ürkütüp, korkutup kul etme basiretsizliğini ve pespayeliğini,

Yetmedi, yalvar-yakarı, takla almalarla-akla gelmedik soytarılıklarla, ceberutlukları sergilemekten asla geri durmayan ....

Dahası, yapışkanlığı, sülük'lüğü, keneliği, olmadı bitliğin apış arası tescilli si olanı ......

Bin bir hal ve surat-tavır, eda  göstererek kadının kalbini, aklını, iradesini, gönlünü çalınca .......

Kendisini aslan parçası sayıp, sanıyor o, kadını kendi malı yada kölesi, daha da beteri kulu, esiri sayıp görerek.....

Kendince, işler istediği gibi ve yine onca ve onlarca, planlar tutmayıp, geri tepince, beklemedikleri ile karşılaşınca dahası ....

Keyifleri gıcırın da, iğrenç tezgah, hile-hurda ve oyunları kurguladıkları gibi, işlemeyip,  tıkırında gitmeyince .......

Kadının canını çalıp, hayatını karartıp, ömrünü katlederek ......

Daha dün, riyakarlıklara belen'erek << - Canım-cicim,aşkım vesaire  canım dediğinin, çalıyor canını, söndürüyor hayatını ......

Hunharca katletmeyi, reva görüyor, ona ........!

Genelde ve son dönemdeki fail erillerce işlenen cinayet kurbanı kadınların hazin öyküleriyle,

Geçmişlerine, dünde saklı acılarına, alıcı gözle, peşin hükümden azadelik le, ön yargısız uyanıklıkla ve farkın'dalık la göz atınca görüp-anlayacaksınız ve keşke yaşanmasa ve bize de hak vermeseniz  ...

Ama hazin ve acı ki gerçek dillendirmeye dilimiz varmasa da dediğimizden farklı çıkmıyor.....

Bu olaylar, hiç yaşanmasa ve ben, biz ve bizim gibi tedbirli iyimserliği elden bırakmamaya özenenler, keşke yanılsak ..

Emin olun en çok bunda yanılmaktan mutluluk duyarız ....

Yeter ki,  katledilmesin bir kadın canımız, kıyılmasın kadınlara, kurban olmasın bir masum kadın hayatı, eril kadrine, gaddarlığına, caniliğine ....!

Ondandır dememiz, dikkat çekme ve toplumsal uyanıklığı ve dinamizmi ayakta tutma adınadır, haykırışımız ve bildiğimizi söylememiz ....

Koyulduğumuz aydınlanma ve farkın'dalık yaratma mücadelesinde ve can pazarı yangınını durdurup-söndürme savaşında ....

Tüm benliğimiz ve olanca duyarlılığımızla, kadın canımızın yanında'lığımızı sürdürmeye katkı adınadır bu başlığımız, dizeler'imiz ve söylemlerimiz ....

Biz yanılıp, susalım, yeter ki, can hırsızı eriller, öldürülmesin kadınları ...

SÖNDÜRÜLMESİN CANİCE, KADIN HAYATLARI .........

KATLEDİLMESİN ÖMÜRLER, KARARTILMASIN HAYATLAR ...

Acı ama gerçek bu diyerek ve içsellikle, içtenlikle üzülerek, gerçeği  yansıtan hatırlatmayı, yeri gelmişken yineleyerek, noktalayalım tümcem'izi .

KADINLARIN GÖNÜL HIRSIZLARI ....

ÇOKLUK VE SIKLIKLA, CAN VE HAYAT HIRSIZI, AZRAİL'İ OLUYOR .....

CAN VE HAYAT HIRSIZI, AZRAİL'İ OLUYOR .....

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

14 / 11 / 2021 - Pazar

 

 

 

Saat ; 23 _23

 HER İNSAN .....

KEŞFİ BEKLEYEN YENİ BİR DÜNYADIR .......!

İnsan denen, ucu açık betimlenmesi güç varlığımızla ....

Melekken, şeytan, tamda şeytanın teki denilecek iken Melek kesilenliğimiz ile, an gelip yaşattıkları ve yaptıklarıyla ürküten karmaşık yapısıyla .....

Hükmeden, hükmolunan'lığı hatta İNSANLIĞINDA İLAH'LIĞA SOYUNAN'LIĞIYLA .......

Şaşkınlıklara, hatta düpedüz korkulara, korkmalara neden olup, masum kisvesinde gizlediği canavarlığıyla .....

Fantastik labirentlere olduğu kadar, garip dehlizlere götürebilenliği ile  yetmedi ......

Hatta ve hatta, kör karanlık sarnıçlarda debelenmelere yol açan'lığıyla, gizemli atlaslara kapı aralayan lığımız da ...

Ömrümüzün, değil tamamını, sadece olaylarla yoğrulup, halden-hale, konumdan, konuma ve şekilden, şekle, tavırdan, tavra dönüp, girip-çıktığımız .....

Zaman içinde nokta kadar hükmü olmamacasına kısacık denecek  bir dönemini bile  yeniden yaşayacak konumda bina edebilseydik .....

Yaşadıklarımızı, başımızdan gelip-geçenleri ve '' - Bu kadarına da pes, bu kadarı da olmaz ''  Dedirtecek olaylar silsilesiyle, içinde yer alıp, geride bıraktığımızı ....

Yani, başımızdan gelip-geçmişliğin de, bire, bir yaşadıklarımızı, başımıza gelenleri yeniden derleyip- bir araya getirebilseydik ......

Biriktirip, bir bütünlükte görme olanağımız olsaydı ...

Gözlerimiz yuvalarından fırlamaktan helak olur, gözler, gözlükten çıkardı, emin olun  ........!

Yetmedi ......

Gördüklerimiz karşısında, küçük  dilimizi yutmakla kalmaz ......

Aklımızın dumura uğramış'lığıyla yüz, yüze kalmaktan, şok üstüne şok yaşayarak, alenen ve külliyen kendimizi kaybederdik ....

Çünkü, insan başına gelenler ve yaşadıklarını derlese ulu dağlar diker,

taş üstüne taş koymalara kalksa değil adım atacak, kıpırdayacak yer ve alan kalmazdı ......

Yutup, içimize attıklarımızla, içimizin karasıyla, kainatı kat be kat yahutta metre karelerce olmacasına, hasılı içinde yutulmacasına, karalara boyardı ....

Hasılı içimiz-dışımız karaya keserdi, yanına kıyasa duran, kurum karasının, eni-konu halt etmecesine, üstelikte ..... 

Oysa insan kendi dinamizmi ve yapısal işlevselliği içinde, nice badireleri atlatıp, bir başına yada dayanışmayla, aşıp-çıkıyor zorlukların çoğundan. 

Ardına dönüp baktığında, başına gelenlere, yaşadıklarına ve aşıp, baş ettiklerine şaşırmaktan, hayretler içinde kalmaktan kendini alamıyor.

Ondandır ve boşa edilen laf değildir ..

'' - İnsanın başına gelenler ve insanların başına gelenler, ulu  dağların başına gelse, yerle yeksan, helak olmalar da, un-ufak olup, değil  zerresi, tozu kalmazdı, tozu ...! ''

Bu  pencereden ve bakış açısından bakınca....

'' - İnsan dünyanın ve alemlerin en gizemli, anlaşılmaz ve bir o kadar da, baş edilmez varlığıdır '' Diye, düşünmekten kendimizi alamamamız hiçte boşuna ve anlamsız değil....

Hasılı, 

İnsan; keşfi bitmeyen alemdir .....!

Henüz ilim- bilim ve işin uzmanı-ehli uleması, değil iç ve dış dünyasını, ruh alemini, gizlisini-kapaklısını bilip, dermek de işini yapan olmaktan uzak mı uzakken ....

Sınırlı ilgi alan lığın da, insan beynini bile, tam anlamıyla keşfedip, deşifre edememişken ....

Duygu dünyasıyla, ruhsal atlasında kayboluşu garipseyip, küçümsemek  yadırgamaktır, esas şaşırtıcı ve enteresan olan .....

Şu gerçeği ve bunu yansıtan düşünceyle sözü unutmamacasına ve aklımızdan çıkmamacasına yazalım, belleğimize ve yadımıza .....

Unutmamalı ki .....

Saptamanın ve düşünceyle, sözün yadsınılmaz lığın da ....

İnsan denen muamma, kendi karmaşıklığında çözümü zor, kördüğümdür ...

İşte, sırf bu yönüyle bile, yani çözümlenmeyen sırları ve sır'lığıyla .....

'' - Her insan, keşfi bekleyen, yeni bir dünyadır . ''

HER İNSAN .....

KEŞFİ BEKLEYEN, YENİ BİR DÜNYADIR .......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 

Immenstaad / Almanya 

14 / 11 / 2021 - Pazar

Saat ; 12_12

 KISKIVRAK ....,

Kendimi, hayat insanı, akıllı-uslu, gün görmüş biri sanırdım ..
Ta'ki, yolum seninle keşiş'inceye dek ..
Sevmem, sana gönül vermem, aşka tutsak olmam, derken ..
Birde baktım ki, kıskıvrak saplanıp kalmışım, bu çıkmaza ..
Şimdi, sütten ağzım yandığından, yoğurdu üfleyerek, yesem de ..
Kurtaramıyorum yakamı, senden ....
Bizim gönlümüze düşen bire çok, ikiye az gelir ..
Sen de, bu maymun iştahlılık ...
Bende, bu sabırsızlık olduğu sürece ..
Gökle-yer bir araya gelse de, biz gelemeyiz asla, bir araya, seninle.
Biz hayat öyküleri ve seraptan öte gidemeyen ..
Sevdaya dair bölük- pörçük düşleriyle ..
Ziyan olmuş hayatlar ve ömürler'iz ..
Yakalandık, hayatın amansızlık pençesine, yakalandık, kıskıvrak ...
Tutsak olduk elemlere, tutsak ...
Ömürlerimizi acılara ...
Yarım -yamalak sevinçleri, ömrümüze yazarak ...
Hüzünlere tutuklu kaldık, hüzünlere, kıskıvrak ...
Kıskıvrak ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Immenstaad / Almanya
13/11/ 2017
Saat; 15_12

88

12 Paylaşım

Beğen

Yorum Yap

Paylaş

Yorumlar

Yorum yaz...

 AKLA- KARA KESKİNLİĞİNDE ..

İnsan, duygularını yüklemekte naçarlık hissedince ..

Bulutlarla, yellere yükler duygularını ..

Efkar çökünce başına ..

Gömülür, kendi içine ..

O vakitte kuş kanatları yetişir imdada ...

Efkarlarını uçurur, kuş kanatlarında ..

Kala,kala hiçliğin ve ezincin kekremsi tadı kalır, ağzında ...

Bunun adıdır, elemler le baş etmeleri, öğrenmek ..

Gün olur, hepsi yaşanmışlığın da günler gibi, acılarda gelip-geçer ..

İzleri kalır, üst üstelik de, insanın derinlerine,derinlerine işlemişliğinde ..

Görebilse insan, içindeki çentikleri ..

Nutku tutulur o, an ..

Tüm bunları ben mi yaşadım ve atlattım diye ?

Hayatın kahır yumak'lığında,çözülür ruhlar hüzün,hüzün ..

Boşanır gözlerden yaşlar, ıslak,ıslak olur yanaklar ..

Öğretir hayat insana, ağlarken gülmeleri ..

Gülerken, ağlamaları ..

Akla-kara keskinliğinde ...!

Akla -kara keskinliğinde ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ

Immenstaad / Almanya

12/11/2017

Saat; 02_02

KENDİMDE KAYBOLARAK

 

Ardımda pişmanlıklarım, keşkelerim ..

Zihnimde, yanıtsız sorularım...

Gönlümde karaltılar..

Omuzlarımda görünmeseler de, kahırların,gamların, ağır mı ağır yükü ..

Gözlerimde ıslaklıklar ..

Ufuklarsa, muğlak mı muğlak ..

Gitmelere çalışıyorum, kah, düşe kalkarak,kah, kendimde kaybolarak ..

Kendimde kaybolarak ..!

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

 

Immenstaad /Almanya

 

11/11/2017

 

Saat; 09_41

 

 BEKLER ....

Ben ağacı, ağaç geceyi,

Gece, hüzünleri,

Hüzünler,ömürleri ve yürekleri bekler ..

Seher yıldızı tanıklığında , dökülür gamlar ortaya ..

Semanın kandilleri yıldızlardan dökülen huzme,huzme ışıklarla yarışmacasına ..

Nöbetlerin devri alemlerinde geçer günler,tükenir ömürler..

Gitse de nöbetçi,yeni nöbetçiler tüner ..

Böyleliğin de döner dünya ..

Ben ağacı, ağaç geceyi ..

Gece, hüzünleri ...

Hüzünler, ömürleri ve yürekleri bekler.

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Immenstaad / ALMANYA

12/11/2017

Saat; 00_02

 

AYRIK OTU GİBİDİR ........

 

 

Bunalımla, gerilim, beraberinde gelen, bela-gada ve kötülükler, ayrık otu gibidir ....

Yer, yön demeden boy atar, çoğalır ....

Çoğaldıkça da tehditkarlığını çoğaltır ........

Serpip, sirayet eder birinden, bir diğerine .....

Bunalımdan uzak durmaya çalışanın insan, ilk adım olarak çevresindeki sorunlular dan ıraklığı yeğler ....

Gel- gör ki, an gelir ve zaman olur sakınılan göze çöp batar sözünü doğrulamacasına bela,stres veya bunalım gelir bulur seni ...

İstersen dağ başında, isterse deniz ortasındaki adadaki kulede saklanmaya kalksın, yinede bulur bela-gada stres, sıkıntı ve bunalım bulur insanı ....

Hele ki, açık foseptik kuyusuna yada boklu dereye dönmüşse kentlerle, ülke ve açık tehdit ve tehlikeye maruz'sa hatta bizzat o tehdit ve tehlikenin kaynağı olup-çıkmışsa insanlar ....

Demem o'dur ki .......

Sarmışsa iliklere dek virüs, bela, gada, onulmaz dertlerle, soysuzluk, yolsuzluk ve çürümeyle, yozlaşma ...

Ayrık otu kesilmecesine arsızlıkla ve el çabukluğuyla yayılır her türden bunalım ve gerilimler insanı-insanlığı, ülkeyle,dünyayı tıpkı son yayılan COVİD ONDOKUZ MİKROBU ve İLLETİ gibi .....

Unutmamalı ki, kaynağı, nedeni ve sorumlusu ama en garibi ve üzücü olanı da ......

En mağdurun yine insan olmuşluğun da ondurmamacasına ve iflah etmemecesine sarar insanı, illet ve Musibetle bela-gada ve kötülükler, karanlıklar, insanla, insanlığı ....

Tıpkı, toprağın bağrını amansızca ve hızla sarıp .......

Bağı, bostanı, bahçeyi, andalı, sebzeyi, ekilen'i-dikileni, hasılı ürünü-nimeti, ondur'mayan, mahveden, AYRIK OTU GİBİDİR ....

İlletliğiyle,amansız'lığın da .....

Bunalımla, gerilim, beraberinde gelen bela-gada ve kötülükler, illetliğinde ve amansız'lığın da, ayrık otu gibidir ........

AYRIK OTU GİBİDİR ........! 

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

11 / 11 / 2021 - Perşembe

 

 

 

Saat ; 09_15