24 Şubat 2022 Perşembe


 İŞTE O ZAMAN ...,

MAHALLE YANARKEN ...

Ayarı-gayarı tutmayınca, düzenin ..
Kaçınca, kantarın topuzu ...
Olan, olur ...
Yanlış tartar, kabzımal karpuzu ...
Çıkar işler, çığırından ...
Ne arşını kalır, nede endazesi ...
Sen, sen olup, geçiremeyince sözü
Koşamazsın çifte-çubuğa, öküzü ...
Bir değilse, insanın özüyle,sözü ...
Isıtmaz üşüyeni, mangalın közü ..
Dövemez'sen tavında, demiri ...
Duyarsın hep azarla, emir'i ..
Geçiremez sen hükmün le, sözünü ..
Gün gelir, beslediğin kargalar, oyar gözünü ..
Muhannet'lik ile, esirger ise komşu, komşuya külünü ..
Sıkışınca başı, düşünce dara, görür gününü ..
Olmaz ölüsünde ağlayanı, düğününde oynayanı ..
Nişadır'sız kap, kalay ...
Yalanlı dil, yemin ...
Mayasız süt, yoğurt tutmaz ...
Evdeki hesap, çarşıya uymaz ..
Çürüyünce su, kokunca tuz ...
Olur insanın değeri, pulla, sudanda ucuz ..!
Görüp gerçeği, öğrenince elif ile merteği..
Edince yüreğin cız, anlarsın o zaman ...
Hanya'yı, Konya'yı ...
Sürersin eşeğini, Niğde'ye,
Geçince, Bor'un pazarı ...
Toplarsın, tası-tarağı ..
Nafileliğin avara'lığın da, kala kalırsın...
El elde, baş, başta, dımdızlak orta yerde..
Takkenin düşüp, kelin ...
Donun, düşüp ...
Götün'ün görünmüşlüğün de ...
Görür, ense tıraşını el-alem seninde, eninde-sonunda
Sümsüğünü düşürüp..
Önüne-ardına bakmadan, yola revan olmuşluğun da
Posası çıkınca, nimetin de, insanında ..
Ucuz etin yahnisinin yavanlığında ...
Suyu, avcarı az olunca ...
Tadı, yavan olur yahninin de, çorbanın da.
Öğrenirsin işte o zaman ..
Zarfın değil, mazrufun geçer akçeliğini ..
Suretin değil fıtratın önemini, değerini,gereğini
Elini ayağını çekince ustalar,
Cirit atar, meydanda,
Kerameti kendinden menkul, çıraklarla ..
Boz bulanık günü seven, kurtlar, çakallar ...
Çekince elini-eteğini doğrularla, namuslular
İnsan gibi, insanlar ,
Ortalıkta itler havlar, dolaşır durur çar-çakal..
Ölünce imamlar ..
Olunca keçi, Evliya çelebi ...
Osuramasa da yokluğunda, imamlar ..
Eski alışkanlıkla ,
Sıçar ulu-orta, saf-saf cemaatler ..
Çoğalır, kendisini hergele de imam eşeği sananlar !
Kesilince ayaklar baş, başlar ayak ..
Kala kalırsın yalın ayak-başı kabak ...
Çıkınca dünyanın çivisi ..
Çoğalınca, insanın piçi ...
Ayar tutmayınca, beygirin kıçı ...
Meydan osurukla -boktan geçilmez ...!
Hancar mı, pancar mı, insan mı- müsveddesi mi seçilmez ?
Akla- karanın karışıklığında ...
Karpuz alsan, tıklarsın ..
Kavun alsan, koklarsın ..
Bilemezsen kolayını, bok edersin alayını ..
Karıştırırsan eğer insanla, suretini ..
Ödersin ömür boyu, ahmaklığının diyetini ..
Doğruya ve erdeme değil, güce tapar san ..
Ruhunu paraya, kudrete ve şeytana satarsan ...

Adam olmayana, insan muamelesi yaparsan ..
Yoz eşeğe altın, semer vurursan ..
Deve kuşlukta, başını sokarsan kuma ....
Kıçın kalırsa, ayazda ...
Eloğlu giderken, Mersine ..
Sen gidersen götün, götün tersine ..
Ayağına çarık olmayanı ..
Edersen, başına sarık..
Ölüne ağıtçı, düğününe okuyucu ..
Memlekete kurtarıcı beklersen ..
Çok daha havlar sın, aç köpeklik de ayazda ...
Eksilmez asla mı asla sırtından dayak, boynundan yular ...
Durulmaz asla, boz-bulanık sular ..
El oğlu gelir, pahtınıda , tahtını da kurar ..
Sana da, takar burnuna hızma, ayağına pranga,
Diline kilit, sırtına semer, boynuna, yular ..
Layiğin bu der, sürüm, sürüm süründürür,
Altı yok pabuçluk ta,seni ..
Şerefsizlik çölünde, haysiyetsizlik bataklığında..
Esaretin o, hiç silinmeyen utancın da ..
Düzen, düzene de, sokar seni düzene ...
Ondan sonra, yitmiş'liğin de özgürlüğünün ..
Gitmişliğin de, vatanının ...
Ayaklar altına alınmış'lığında, onurunla, namusunun ...
Bozulunca memlekette dirlik-düzen ..
Üşüşünce kuzgunlar leşe ..
Memleket gasp edilince üleşe, üleşe ..
Sen dönersin ölmüş şeddeli eşeğe, kokmuş leşe !
İşin, işten geçmişliğin de ..
Hallerin böyleliğin de ..
Kar etmez, son ve kör pişmanlıkların.
Yalama olur kıçın, kaçar bir yerlerine dilin ..
Kala, kala sana üçün biri kalır...
Olunca haller böyle, gidince haysiyetin ve onurun .....
Cehennemin esvelesine, sürgüne ..!
Faydasızdır, faydasız, küfürde, şükürde ..
İşlerin böyleliğin de nafiledir dualar ..
Seni pakla sa, pakla sa mezar değil, kubur paklar ...
Kuluna, şahına, padişahına değil ..
İster şeytana, ister yarada na yalvar ....
Beyhudedir, nafiledir çabalar !
İşler, iyiden iyiye, sarpa sarar ..
Mahallede, köyde, kent de, ülkede alev-alev yangın başlar ....
Yangınlar değil, sade bacayı,
Memleketin afakını, yeri-göğü, dört bir yanı kaplar ...
Çare biter..
İnekler suyu içer, dağa -bayıra kaçar ....
Körelmiş baltalar suya, insanlığın boka düşer ..
Olan, olur ...
Sen yanar, sen yakılır ..
Sen çalar, sen oynarsın ..
Gün, o gün olduğunda ...
Sakızının, boka düşmüşlüğün de ...
Gün kararır, yer-gök utanır ..
Kurt-kuş, ağzına sıçar ...
İşte o zaman,
Eskilerin deyişiyle ....
Mahalle yanarken, orospu aynada saçını tarar ..!
Mahalle yanarken, orospu aynada saçını tarar ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ


Hayat, çekim, denge ve savruluşlar resitali ve solukla başlayıp, soluksuzluk ta biten ve yiten bir temaşadır...

Kah sevinçten,kah elemden beslenen, gözyaşı sağanağı'dır..
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ
Ereğli /KONYA
08/01/2018
Saat; 00_36

İYİDEN İYİYE ...
Beklediğim de, gittiğimde kendim olunca ...
Nedenler, niyetler,sorgulamalar ve sonuçlar giriyor birbirine ..
Ekinleri sarıveren rüzgarlar gibi beni,sürüp-savuran rüzgarlar esiyor içimde ...
Ardım, keşmekeş ve kaos ..
Önüm, bilinmezlik ve belirsizlik ..
Ben, eksilen ve yarınsız oluyorum ..
Kala kalıyorum ..
Uçsuz-bucaksız bir sonsuzluğun ortasında ...
Kah savrulup ekin oluyorum, kah savrulan ekin.
Biçilmeden öğütülüp, un-ufak olmak, bu olmalı ..
Biçen ellerin ve ömürlerin görünmemişliğinde ..
Katlediliyorum, ekinliğim de ..
Bir valize sığdırıverdiğim, ömrüm le ..
Dünüm, zapturapt altında ..
Yarınım,firarda ...
Ben rotasız ve pusulasız yolculuğumda kalakaldım, ekinler ortasında ..
Gök kubbenin altında yaşanamamışlıkların ve bilinmezliklerin bana kucak açmış'lığın da ..
Çokça sarı,bir tutam gök yüzü mavisi,epeyce belirsizlik fluluğuyla ..
Yolcu eden ben, giden ben, karşılayan ben ..
İyi olmaya iyide, tüm bunlar ..
Ben meçhulleri ve bilinmezlikleri oynuyorum, hala.
Hayat denen bu oyuna, kendimi iyiden iyiye kaptırmışlığımla ...!
İyiden iyiye kaptırmışlığımla ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Ereğli /KONYA
24/02/2018
Saat ; 03_47

 


 KORKARIM BİR GÜN ....,

 

Tüm sevecenliğim ve kışkırtan çocuksu gülüş güzelliğimle ..

Selamlamışlığımla sizi ,

Size, ayna tutuyorum, ayna ..

İçinizdeki,

O, ihmal edip, küstürüp,

Elemlere terk ettiğiniz çocuklarla, barış'asınız diye ..!

Göz bebeklerime odaklanın, yaklaşın...

Daha yakından ve özenle bakın bana ..

Bakın ve anımsayın ,bir zamanlar sizde bencileyin masum mu masum..

Günahsız,el değmemiş,kirlenmemiş çocuklardınız ..

Birileri çalmadan o masum gülüşlerinizi..

Talan etmeden umutlarınızı,düşlerinizi..

İğdiş edip, talanlar da katletmeden o çocuk güzelliğindeki..

Kardelen aklığın da ki çocuk ömürlerinizi ..

Sütten çıkmış, ak kaşık pak lığın da ..

Cıvıl cıvıl hallerinizle, serçe ötüşü güzelliğinde kahkahalar atarak..

Gülüşler çoğaltıyordunuz,sizlerde ..!

Kirlenip-paslanmadan ömürleriniz ,

Katran karası karanlıklar işgal etmeden gönüllerinizi, yüreklerinizi.

Koparılmadan sevinç tomurcuk'larınız..

Tatmamış iken ihaneti,riyayı, iki yüzlülüğü..

Gammazlamayı,kahpece sırttan bıçaklamayı..

Ve,tanımazken ömür zulanızda kalleşliği,soysuzluğu..

Yani ömrünüze hakimken,Munzurun sularının duruluğu ..

Rengarenk göz bebeği,çocuk gülüşü ve ömürü güzelliğindeyken..

Sizde, benim gibiydiniz ..

İçtenliğin kundakların da..

Sevgi,masumiyet ve saflığın kozasında ki akpacık pamuklar,

Ya'da karlar aklığın'daydınız..

Biliyor'musunuz siz bende neyi sevdiniz ?

Hiç düşünüp,sordunuz mu kendinize..

Gülüşüm neden başınızı döndürüyor şimdilerde ..

Suskunluklarda yittiniz..

Sesiniz -soluğunuz kesildi birden bire..

Lal oldu dilleriniz....

Dut yemiş, bülbüllere döndünüz..

Utanç ve mahcubiyet..

Hele ki'de, elem ve hüzün..

Ama,en çokta pişmanlık ve özlem rüzgarları esti, içinizde..

İnceden inceye, sızılar çoğalttınız...

Halen, insan kalabilenleriniz, ruhunuzda..!

Ondandır ki, ben söyleyeyim size..

Siz, bende sizin o kar beyazı çocukluk güzelliğini bulmuşluğunuz da..

Bakıyorsunuz şuan, hem bana,hem vicdan aynanıza..

Hemde, içinizdeki o masum ve küskün çocuğa..

Ve,sitemler ederek..

Sövüp sapanlıyorsunuz sizi, sizden..

Masumluklarınızı ,düşlerinizi,umutlarınızı,yarınlarınızı çalan o dilsiz şeytanlara..

Ha,dün siz çocuktunuz ama daha..

Tıpkı bugünkü bakmalara doyamadığınız ben gibi..

Masum mu masum,el değmemiş güzellikte..

Ondan gözlerinizi alamamacasına bakıyorsunuz, bana..

Göz bebeklerinizi dikerek,göz bebeklerime ..

Korkum ne diyeyim mi?

Fısıltılara sinen korkumla..

Duyun gelin sesimi..

Korkarım bir gün, bende kirlemişliğimde..

Bakacak, dalıp,dalıp gideceğim...

Masum çocuk göz bebekleri arayacağım,

Pişmanlık, hasret ve özlemle...

Korkarım, bir gün.....

Masum çocuk göz bebeklerinde yiteceğim,

Söverek dilsiz şeytanlara..

Sizler misali bende, acaba ve keşkelerle boğulmuşluğumla ...!

Sizler misali bende, acaba ve keşkelerle boğulmuşluğumla ....!

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk/Edremit

24 / 02 / 2015

Saat; 17_34

23 Şubat 2022 Çarşamba


 KORKUNUN, ZULMÜN VE KARANLIĞIN KÖHNEMİŞ VE KOKUŞMUŞ DÜZENİ CEHALETİN VE SEFİLLİĞİN EGEMENLERİ

İBLİSLER GÜRUHUNA SESLENİŞ ….
ÖNCE İNSAN, BERABERİNDE DE ONURLU KADIN KİMLİĞİMİZİN BİLİNCİ, İDRAKİ ,VAKURLUĞU, ONURU, KIVANCI VE BU GERÇEĞİN TARİHSEL IŞILTISI VE ŞAHİKALIĞIYLA BİLEDİĞİMİZ BİLİNÇ, RUH VE DUYGUYLA DİYORUZ Kİ ;
KADININ ADI YOK DEYİP, DİLİMİZİ, RUHUMUZU, KİMLİKLERİMİZİ, BEDENLERİMİZİ, ONURLARIMIZI TALAN, TARUMAR VE İĞDİŞ ETMEYE YELTENEN İBLİSLER GÜRUHU EGEMENLER, KARANLIĞIN TETİKÇİSİ ERİLLER ....
SİZ, SEVGİDEN NASİBİNİ ALAMAYAN İNSANLIK, AHLAK VE KİŞİLİK FUKARASI DECCALLER ORDUSUNUN KANLI PARYALARI,
MÜHÜRLEDİĞİNİZ DİLLERİMİZ VE YÜREKLERİMİZDE BİLEDİĞİMİZ ÖFKELERİN TİZ VE KESKİN SESSİZ ÇIĞLIKLARINDA BOĞULACAĞINIZ ……,
O, MAHŞERİ HESAP GÜNÜ GELİP ÇATTIĞINDA .....
BİLİNİZ Kİ, SUSKUNLUĞA TUTSAK KALDIĞIMIZ HER GÜNÜN DİYETİNİ SİZLERE MİSLİYLE ÖDETECEĞİZ ...!
İÇİMİZDEKİ, ÖNCE İNSANLIĞIN, BERABERİNDE DE KADINLIĞIN ONURUNDAN NASİBİNİ ALAMAYAN İHANET ŞEBEKESİNİN İŞBİRLİKÇİSİ DİLSİZ ŞEYTAN HEMCİNSLERİMİZİN ÇANAK TUTUP, KIÇ YALAYICILIKLARA SOYUNARAK, İHANETİN YAĞLI KARASINA VE UTANCIN YÜZ KARALIĞI NA BELENMİŞLİĞİYLE, İÇİNDEN ÇIKTIĞI VE MENSUBU OLDUĞU HEMCİNSLERİNE HAİNLİKLERE SOYUNARAK , SİZ İNSANLIĞIN YÜZ KARALARIYLA, SAF TUTMUŞ OLMA TALİHSİZLİĞİNE DÜŞMÜŞLÜKLERİNDE, BİLEREK YADA BİLMEYEREK HİÇ BİR MAZERETE SIĞINAMAYACAK VE AFFI HAK ETMEYECEK KADAR İHANET VE GAFLETLE, DALALETLE , ÖNCE KENDİLERİNİ İNKARA , ARDI SIRADA BİZLERE İHANET ALÇAKLIĞINA SÜRÜKLENMİŞLİK İLE,
HER FIRSATTA , SİZ EGEMENLERİN VE KADINA YEMİNLİ DÜŞMAN, KADINLARA DİŞ BİLEMEYİ ADAMLIK VE ERKEKLİK SAYAN SEFİL ERİLLERİN DEĞİRMENLERİNE SU TAŞIMIŞ LIĞIN DA, SADECE KADINLIĞIN DEĞİL ÖZÜNDE İNSANLIĞINDA YÜZ KARASI SÖZÜM ONA KADINLARA SESLENİYORUZ…!
‘’ - SIRTIMIZDAN HANÇERLENDİĞİMİZ GÜNLERİN VE TÜM TARİHİ YENİLGİLERİMİZİN FATURASINI, ONLARA VE SİZLERE HAK ETTİĞİNİZ VE DAHADA ÖNEMLİSİ VE ANLAMLISI, DÜŞÜNCE UFUKLARINIZA SIĞMA MACASINA BÜYÜKLÜKLERDE KESECEĞİZ...!
BUNU, HİÇ AMA HİÇ UNUTMAYIN, GÖZ ARDI ETMEYİN ...!
SİZİN UNUTTUĞUNUZ, EN BÜYÜK GERÇEK ...!
SİZ ALÇAKLAR GÜRUHUNU DA DOĞURAN, BESLEYİP-BÜYÜTEREK VAR EDEN, BU GÜNLERE GETİREN BİR KADINDIR ...!
=== ========= =========== ========= ============= ===
KADINLIK, EVRENİN, HAYATIN VE İNSANLIĞIN ANASI VE VAR OLUŞ KAYNAĞIDIR ...!
========= ======= ======== === ========== ===== ==
BUNU UNUTANLAR, KENDİ ÖZLERİNE VE VARLIKLARINA İHANETTE OLAN UCUBE HİLKAT GARİBELERİDİR ...!
KADIN ;
ZARAFETİNİ, SUSKUNLUĞUNDA ….
GÜCÜNÜ, İNANCINI, RUHUNDA ...
VEFASINI, SADAKATİNİ, MERHAMETİNİ, YÜREĞİNDE …..
TEVAZUSUNU, EDEBİNİ, ADABINI , GÖNLÜNDE ……..
TÜRKÜSÜNÜ, DİLİNDE …
HESAP GÜNÜNÜ, AKLINDA SAKLAR ! ‘’
Saygılarımla
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...