16 Temmuz 2023 Pazar

 

BENİ, SEN ......
SENİ ......
BU MENDABUR, ÇIFITI ÇIKMIŞ, YAŞAYAN ÖLÜ CANLAR MEZARLIĞI KESİLEN, KENT YUTTU ......
KESİLEN, KENT YUTTU .......!

Uzatmalı askerlikten yada ağırlaştırılmış, katıksız müebbet mahpusluktan da beter, çetin mi çetin, serencemeli ......
Umutları, ömürleri, hayatları yutan, ruhları göynümüş mürdüm eriğine döndürüp .....
Lime, lime eden mevtine sebep ölümüne sürgünlük, mültecilik olup, çıkan .....
Toyluğun ve kimilerince, '' - Cahil cesareti ..! '' Denen, gözü karalıkla .....
Tarihsel miras lığında, adına << - SEVİ ...>> Denen ....
Kendimizi, içinde bulup, ateşten gömlekliğinde, sorgusuz-sualsiz giydiğimiz, ilk andan beri .....
Her anı, zamanın dehlizlerinde, acımasızca tarumar eden, çetrefilli ve bir o kadar da netameli, dipsiz gayya kuyusunun .....
Bu, GİZEMLİ, MUAMMALI UÇURUMUN, ZİFİRİ KARANLIĞINDA
Beni, sen ....
Seni,
<< - HER GEÇEN GÜN, KUBUR FARELERİ MEKANINDAN FARKSIZLAŞAN ......>>
Mendebur, Çıfıt'ı çıkmış, yaşayan ölü canlar mezarlığı kesilen, kent yuttu.
Kent, yuttu ......
BENİ, SEN ......
SENİ ......
BU MENDABUR, ÇIFITI ÇIKMIŞ, YAŞAYAN ÖLÜ CANLAR MEZARLIĞI KESİLEN, KENT YUTTU ......
KESİLEN, KENT YUTTU .......!

Erdem YASSIBAŞ / İKRARİ

Immenstaad / Almanya

15 / 07 / 2023 - Cumartesi

Saat ; 22_44

15 Temmuz 2023 Cumartesi

 

KORKUDUR, YÜREĞİNİZE SAPLANAN O PASLI VE KIRILASI KÖR HANÇER…
Sizler , karanlığın ve yozluğun simsarları..
Emperyalizmin ve VANDALİZMİN adi ve tabansız bekçilerisiniz..
AK’ta koysanız korku krallığınızın adını..
Sığınsanız da karanlığın ve kanın, talanın..
Haramiliğin itirafı olan o karanlık ve yüz karası saraylarınıza..
Kurtuluşunuz yok, bilesiniz ki..!
Kaçsanız da ininizden, çıkarılacaksınız yükselen halkın öfke seliyle..
O ceberut ve kan kokan, korku ininizden..
Sizler ki, harama ve namusa uçkur çözüp, kul olan..
Ülkeyi talanda soyup..
Ağababalarınıza kumar masasında pey sürüş misali..
Fütursuz ve onursuzca peşkeş çeken ..
Ve, dahası..
Kuzu postuna bürünüp, kulu Allah ile aldatma çamurunda debelenip..
Kana susayan karanlığın ve korkunun Vampirleri..
Karanlığın ve Çalanın, Talanın yaftalı sabıklarısınız..
Bilesiniz ki; KORKUDUR, YÜREĞİNİZE SAPLANAN O PASLI VE KIRILASI KÖR HANÇER...
Titreseniz ve korksanız da nafiledir, nafile..
O hak ettiğiniz KARANLIK VE KANLI sonunuz yakındır..
Bugün hatta bugünden de yakın bir zamanda..
Düşecek ,karanlık kalelerinizdeki o ‘’-Kanlı sancaklarınız’ da’’ elbet o anda..
Boğulacaksınız, boğulacaksınız..
Döktüğünüz masum ve mazlum kanında..
HALKIN KURTULUŞ KAVGASINDAKİ.
O ONURLU VE ŞANLI ZAFER ŞAFAĞINDA!
ZAFER ŞAFAĞINDA.
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ
Altınoluk/EDREMİT
26/12/2014

Saat;14_16

13 Temmuz 2023 Perşembe

 

DURDU, SEVİ İLE RAKSA ......
GEÇEREK KENDİNDEN, AL'I AL, MOR'U MORLUKLARDA .....
SARI SICAK DUYGULAR SAĞNAĞINDA, KOYULDU, ÖZÜNDEKİ CEVHERİ KEŞFE ....
KOYULDU, ÖZÜNDEKİ CEVHERİ KEŞFE .......!

Sanki, nicedir tutkuyla özlemini çektiğin muzdu, soyduğun ....
Değince en munis hallerde okşayarak ellerin, tenime, bedenime, kendinden geçerek ruhum, soyunup, dökündü ....
Haz ummanında kulaçlarken, tutkunun girdaplarında yutuldum ......!
İçimdeki, ölü ben canlandı, keşiflerinde erişip dokunduğun, sadece yüreğim değil, ta derinlerimde sinip, saklanan ...
Hayata küsmelere yüz tutan, bendim, ben .......!
Uyanınca toprağım, tenim, bedenim, yüreğim, gönlüm ....
Karışınca çetrefille nen aklım gibi düşüncelerimle, duygularım birbirine ..
Kararıp geçmelere duran aklımın, unuttuklarını anımsamayı da geçip, birebir yaşamaya koyul musluklarında, aydınlandıkça, içim-dışım ....
Dumura uğramışlıklarında, koptu film, döndüm, dönenmelere durdu, ruhum, fırıl, fırıl sevinin harlarında, nara kesmişliklerde.....
Uydu onlara ruhum, açılıp, saçıldı kabak çiçekliğine öykündü ...
Hasetten çatlatarak, kabak çiçeklerini .......!
Hele ki, dudakların değince, muzu dişleyen hallerinle, hazla ve kendinden geçenliğin de ...
Lezzet, lezzet, duygu, duygu, isteri, isteri çoğalırken, sen ...
Çekip, çıkarttın doruklara, indirip, gömdün haz ummanının, derin karanlık, dipsiz, ürperten sularına .....!
Tutkunun med-cezirlerinde, savruldukça, soyundukça, soyundu, her bir yerimle, yarışa giren, ruhum ...
Sen, dil, dil, dudak, dudak dolaştıkça, en müphem yerlerimde .....!
Haz esrikliklerinde yutulup, döndükçe başım, kararıp geçtikçe gözlerim, kanı çekildikçe dudaklarımın ...
Sevincik delisi olup, çıktı .....
Durdu, sevi ile raksa .....
Geçerek, kendinden, Al'ı al, Mor'u, morluklarda ......
Sarı-sıcak duygular sağanağında, koyuldu, özündeki cevheri keşfe ......
DURDU, SEVİ İLE RAKSA ......
GEÇEREK KENDİNDEN, AL'I AL, MOR'U MORLUKLARDA .....
SARI SICAK DUYGULAR SAĞNAĞINDA, KOYULDU, ÖZÜNDEKİ CEVHERİ KEŞFE .....
KOYULDU, ÖZÜNDEKİ CEVHERİ KEŞFE .......!

Erdem YASSIBAŞ / İKRARİ

Immenstaad / Almanya

13 / 07 / 2023- Perşembe

Saat ; 16_00

 

BEN, GECE DE SENİ BEKLERİM ......!
Gece, ayı, yıldızları bekler .....
Ben, gece de seni beklerim ...
BEN, GECE DE SENİ BEKLERİM ......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
13 / 07 / 2023 - Perşembe

Saat ; 14_52

 

Ayrılıkların acı olduğu kadar eğitip, öğretici ve hayata daha donanımlı hazırlanmaya katkı sunan yanları da vardır.
Dahası, bu yönleriyle zaman, zaman ayrılıklar, başlı başına okuldur, okul....

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ


 SENİ ANLATIR, GECENİN LACİVERTİYLE, SÜKUNU .......!

Seni anlatır, gecenin lacivertiyle, sükunu .... Derin ve haşmetli okyanuslar gibi, albenili ve davetkar bakışlarla içime işleyen göz bebeklerinde saklı, mutluluğum ... Onlara ve geceye bakarken, çekilir giderim ...... Adeta, okyanusların o, muammalı ve bir o kadarda büyüleyici dipleriyle ... Gecenin lacivert atlasının bağrında kayıp giden yıldızlara bakarken, kopmuşluğumla ben, benden ..... Çıfıt'ımızı çıkartan hayatın, yoran gerçekliğinden, yiterim, birden ... O, an görünmezliğinde bir el uzanır, itiverir beni senin okyanuslar kadar derin ve mavi göz bebeklerinin içine ... Geçerim kendimden, esrikle şen gönlüm ve uçarı ruhumla ...... Sevinçten, sinemdeki kafesine sığamayan yüreğim ...... Sevincik delisi olup, çıkmış haliyle, canhıraş çarpışlarla heyecan ve haz çoğaltarak katılır, bu akıl almaz, tarifsiz çılgın resitale ..... Tam da, bu anda ...... Antik çağlardan kopup gelen buğulu, büyülü bir ses ..... Seni ve aşkı anlatır bana....... Yitikliğime aldırmadan, ürküntüsüzlüğü de aşıp, huzura belenmişliğin iç rahatlığıyla, kulak kesilerek ...... Huzurla, sükunda dinlemeye koyulurum geceyi, okyanusları, o buğulu büyülü sesi ... Gece yeli güzelliğinde dolar içe o tılsımlı ses, iyiden, iyiye işler içime ...... Kah Pervane kesilirim, kah, Ateş Böceği ..... Dağılıp-saçılırım gecenin albenisine ayak uydurmuşluklar da ..... Aşk ve sen bir arada mükemmelliğin, ihtişamın ve albeninin odağı olup çıkmışlığında, iyiden iyiye yutar, bedenliğim yitmecesine geçerim ben benden vu bu alemden ... Adeta paralel alemlerin büyülü atmosferine itilivermişliklerde .... Mutluluktan sarhoşluğun ve senliliğin dayanılmaz hafifliğinde kendimden geçmişliğin tarifsiz hazzında ...... Pervanelerle, ateş böceklerine eş olur, koyulurum Şaman danslarını bile kıskandıracak kadar mükemmel ötesi, büyülü mü büyülü, dansa ..... O, an o, büyülü, buğulu sese koşut ve paydaş olur gece, haşmetli lacivert atlasıyla beni sarıp, sarmalamış lığında ... Sürerken bu bitimsiz az anaforlarında yutularak, kendimden geçişim ..... İçime işleyen o, müstesna ve bir o kadar da davetkar sesle sürdürür gece ,söylevini .... Seni ve aşkın mükemmelliğiyle, dayanılmazlığını ve albenisini özene-bezene,itinayla anlatmayı ..... Tıpkı, benim gibi kendinden geçip, koyul musluğuyla seni anlatmaya ...... Sürdürür, bu masalımsı, düş ötesi güzelliği ..... Öyle bir an gelir ki, düşlere sığmaz mutluluğum ... Düşlere sığmaz, mutluluğum .....! Ve hallerimin böylesine eşsiz ve tarifsiz güzelliğinde, hala ve dur duraksızlıklarda ....... Seni anlatır, gecenin lacivertiyle, sükunu ...... SENİ ANLATIR, GECENİN LACİVERTİYLE, SÜKUNU .......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ Immenstaad / Almanya 12 / 07 / 2023 - Çarşamba Saat ; 22-55

 

ŞİİR;

İnsanın ve insanlığın hallerine hem tanık, hem de ışıktır ....

Hayatın, şiire yüklediği misyon, YAŞAYAN ŞİİRLİĞİ, İNSANLA VE HAYATLA ÖZDEŞLEŞMİŞLİĞİYLE, İÇ,İÇELİĞİNDE GİZLİDİR VE BU HER DEM GEÇERLİDİR ...

YAŞAYAN ŞİİR, Hayatındır ve hayata, insana dairliğinde, hayatı, insanı, gizemliliklerini, bilinmezliklerini dillendirerek ....

HEM TANIKLIK, HEM DE IŞIKLIK YAPARAK, misyonuyla, işlevini
yerine getirip, görevini ziyadesiyle yapmış olur .....

Saygılarımla

Erdem YASSIBAŞ / İKRARİ

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

AN GELİR, DİZİLİR SÖZCÜKLER, BOĞAZA .......!

An gelir, ipe dizilen boncuklar yahut ta, tele tüneyen kuşlar gibi tüner, dizilir sözcükler, İNSANIN BOĞAZINA ......
Sözün, kıldan ince ve kılıçtan keskinliğinde, nice canlara ve hayatlara mal olurluğunun gerçekliğinde ...
Hele ki ...
'' - Boğaz kırk boğumdur, boğa, boğa söyler '' Ata sözünün halka mal olan gerçekliğinin ışığında, ele alınıp, düşününce ...
Neden dizilir ve boğa, boğa söylenir sözcükler ?
En çarpıcı, net ve bir o kadar da ders verecek hallerle, niteliklerde çıkar gerçeği üryanlıkla, ortaya ve ....
Neden böyle denildiği de, gün gibi Aşikar lığın da, vurur insanın sıfatına, sıfatına ......
Hallerin böyle liginde, gerek gönül yıkıp, gerek, yürek kırıp, ruh incitmemek, gerekse de .....
Söyleyenin de incinmemesi ve adeta kelamıyla çam devirip ortalığı toz-duman etmemesi adına .....
Tedbirde ve telkinde, temkinlilikte, özende yarar da, hayır da vardır, denmişliğinde ..
An gelir, düşünce ve hafıza süzgecinden geçip, dökülerek ve Ata sözünde de vurguladığı gibi ....
Boğa, boğa söylenmiş liginden, dizilir sözcükler, boğaza ......
DİZİLİR SÖZCÜKLER, BOĞAZA .......!
İpe dizilen boncuklarla, tellere tüneyip, dizilen, kuşlar gibi ....
Boncuklarla, kuşlar gibi ....
Dil yarasının ağırlığını yaşamamak ve yaşatmamak adına ....
'' - Kırk düşünüp, bir demeli ... '' Diyenlerin, haklı kelamlarının, hayatın biley taşına vurulup, denenerek, doğruluğunun kanıtlanıp, kanıtlanmış lığında .....
Ondandır .....
An gelir, dizilir sözcükler, boğaza .....
AN GELİR, DİZİLİR SÖZCÜKLER, BOĞAZA .......!

Erdem YASSIBAŞ / İKRARİ

Immenstaad / Almanya

12 / 07 / 2023 - Çarşamba

Saat ; 18_18

10 Temmuz 2023 Pazartesi

 

Ruhun çerağı söner, ufku kararırsa, gönül hazzı unutur, yürek bedbahtlıklarda pürmelal olur ...
Bu 'da, ömrün mutsuzluğa belenmesine kapı aralar, zemin hazırlar

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Saat ; 02_44


 AH, BİR BİLSENİZ .....

KİMLER KONDU, GÖÇTÜ, NİCE ÖMÜRLER, DÖNÜŞSÜZ YOLCULUĞA YELKEN AÇTI, YELKEN .......!
Altı-üstü bir ahşap masa, iki dandik, uyduruk tahta sandalye, der geçer çoğu, bize bakan, dahası .....
Kendilerine, '' İnsan (! ? ) Demişlikle ve hatta belki de bizimle zamanı, anları ve hayatı paylaşmış lığını bile unutarak .......!
Biz ki, yine insan denenin elinden çıkıp, yolumuzun ve ömür maceramızın bu asırlık güzelliğe,
Zamana, hayata, tarihe yetmedi ....
Şu ılgıt, ılgıt eserek iç ferahlatan yelle, göle ve nice manzara ve hal güzelliklerine, yaşanmışlıklara tanıklığımızda ...
Bir an durup, düşünerek, hatta .....
Yerimize kendinizi koyup, üstelik duyup-duyumsayıp bunu sözcüklere dök enliğinizi unutmaksızın düşününce, anlarsınız meramımızı ve neden içlenip, an gelip sitemkar söylendiğimizi ....!
Uzun, uzadıya anlatmaya, uzağa gidip, kafa ve çene yormaya gerek te yok, hani ya, şunun şurasında ...
Ahşaptan ve metalden ibaret ve insan emeğinden imal , siz insanların eseri oluş musluğumuzla ......
Yani, altı-üstü ahşaptan bir masa, iki sandalyeliğimizde ......
Bir bilseniz, nelere ve kimlere yoldaşlık, paydaşlık ve sırdaşlık yapan lığımız da .......!
Dilimiz olsa da söylesek, nelere, neler tanıklığımızı .....
Ondandır, bizi anlasa, anlasa gönül ve sevgi dilini, sessizliğin sesini çözüp, anlayıp, bilenler anlar, ancak .......!
İşte böyleliğimizde ..
Altı-üstü tel maşa ahşaptan, iki sandalye bir masalığımızda biz anlatabilsek .....
Sizler de duyabilseniz, emin olunuz ki şaşkınlık ve hayretle hem kulaklarınıza inanamazsınız, hem de duyduklarınızla, şaşkınlıkla açık kalır ağızlarınız ve siz insanlara has o edayla ...
'' - VAY BE .. ! '' Der, çıkar şaşırmaktan, hayretten kendinizi alamazsınız ...
İşte böyle ligimizde ....
Dahası, bir masa, iki sandalyeliğimize dudak büküp geçip, .
Tepeden bakıp, üst perdeden konuşarak ....
Yetmedi, ENGİN DAĞLARI BEN YARATTIM (!) edasına bile bürünerek, hatta....
Hatta, düpedüz küçümser hallerle, edalara bürünüp, pozlara, havalara girip, racon kesmelere kalkarak .....
Bunun sizi kesmemiş liginde, içinizde takdir edenler kadar, belki de onlardan da çok olmacasına....
Hakir görüp, bize bu derinliği, yeteneği, zarafeti, kemali, olgunluğu,
hüneri yakıştıramayan lığınızda, bizim bildiklerimizi bilseniz ......
Yerimizde olmalar için, neler, neler vermezdiniz, kim bilir ?
İşte, tam da böyle ligimizde..
Altı-üstü, ahşaptan imal bir masa, iki sandalyeliğimizde buraya göçüp, hayata burada tutunan lığımızda ......
İnsana, insanlığa hizmet verip, katkı sunarak, dünyanızı ve kendimizi zenginleştiren ligimizde .....
Neler, neler görüp, neler yaşadık, emin olun ki asla ama asla tahmin bile edemezsiniz, kısacası .....
Sığmaz, taşarız hayal dünyanızla, gerçekler dağarcığınızdan .......!
Tam da, işte iki sandalye bir masa halimizde .....
Üstüne, üstlük emek ve göz nuru, ahşap ürünlüğümüzde, burayı mekan tutup, hayatın içinde olalı ...
Sinemizden, üstümüzden, konup-göçerek, dahası zamanları ve koşulları elverdiğince oturup konmuş'luklarında ...
Sonrasında, kalkıp-giderek, hatta bu kentten olmadı bu alemden bile göçmüş lüklerinde ....
Kah, bir kereliğine ....
Kah, bir kaç kezliğine yada dahada da çok kereliklerde olmacasına, bizimle anları, hayatı, zamanı ve yaşanmışlıkları paylaşmış lığında ...
Neleri yaşadık, neleri, görüp-geçirdiklerimizi görseniz gözlerinize inanamaz, hatta gözleriniz faltaşı olur çıkardı, bilesiniz ki ....
Hasılı, uzun lafın, kısası .....
Ah, bir bilseniz ...
Kimler kondu, göçtü, nice ömürler, dönüşsüz yolculuğa yelken açtı, yelken .......!
AH, BİR BİLSENİZ .....
KİMLER KONDU, GÖÇTÜ, NİCE ÖMÜRLER, DÖNÜŞSÜZ YOLCULUĞA YELKEN AÇTI, YELKEN .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
10 / 07 / 2023 - Pazartesi
Saat ; 00_48

6 Temmuz 2023 Perşembe

 

DİNGİN BAHAR, HUZURLU YAZIN, KAPI EŞİĞİ VE MUŞTUCUSUDUR, MUŞTUCUSU .......!





Varlığın, sadece bedenimin, ömrümün değil, gönlümle, ruhumun kaosunu da dindirip, yok eden, dingin bir bahar gününe çeviriyor .....

Umarsız sevgiyle, vefanın, kadirşinaslığın nelere kadir olduğunu, sayende gördüm, tanıyıp, öğrendim ....

Dünümün karanlığı, karabasanları, apansız ve sebepli-sebepsiz patlayan kasırgaları ....

Yerini, iç huzuruna ve ruhumun, duygularımın, yüreğimin süt-liman hallere erişip, sükuna kesmesine kapı araladı ...

Anladığım ve diyeceğim o ki ....

Umarsız içselleştirilmiş Sevgi, bir ömrü salt kazanmakla kalmıyor, ona huzurun ve güvenin yolunu, yordamını, anahtarını bahşediyor ..

Yeter ki, anlamaya, almaya, kullanıp, değerlendirmeye niyeti, meyli ve hatta, düpedüz kararı, isteği olsun, hasılı, yeter ki ....

İyi niyetli, istekli, arzulu ama daha da önemlisi içtenlikli ve kararlı olsun, kararlı ....!

Sevgi; Dağınık ve sahipsiz, kurt kapanına açık sürüyü, umarsız sevgi, inanç ve teslimiyetle daha da önemlisi .....

Gönüllülük, adanmışlık ve aşkla,  çekip, çeviren ve ......

Onlara güveni bahşeden, bilge bir çobanın güvenilirliğiyle beslenip, güçlenen güveni, huzuru ve umudu bahşediyor, umudu ......!

İşte böyle liginde sen, ruhumun, gönlümün ve geleceğimin çobanı ve bana huzurla, güvenli, umutla bezeli yarını ve hasılı ...

Dingin bahar günlerini muştulamakla kalmayıp, bahşedensin, 

bahşeden .......

Seninle, nicedir özlemini çektiğim .....

Bununda ötesinde .....

Arayıp bulamadığım, erişip, tadamadığım bahar dinginliğini tattırıp, yaşatansın yaşatan .

BAHAR DİNGİNLİĞİNİ YAŞATANSIN, YAŞATAN .....

Şimdi, pekişen güven ve inançla, içtenlikle diyorum ki ...

Dingin bahar; Huzurlu yazın, kapı eşiği ve muştucusudur, muştucusu ....

DİNGİN BAHAR, HUZURLU YAZIN, KAPI EŞİĞİ VE MUŞTUCUSUDUR, MUŞTUCUSU .......!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstaad / Almanya





06 / 07 / 2023 - Perşembe





Saat ; 05_12

  ÖMRÜMÜN DEFTER-İ KEBİR-İ'Nİ, HAYAL-İ SÜKUTLARDA ÇOĞALAN , KAHIRLA ....... SESSİZLİKLE YAĞAN, SİTEMLE ..... ELEM TEBESSÜMLERİNDE KAPA...