2 Mayıs 2024 Perşembe


 


ÖLDÜM, ARDIN SIRA .....!


Dünümde, evliğimde sahibim olan sevgili Hulusi Can, Üstadım ....
Hayatın faniliğinde, göçerken o, bilinmez, gizemli ölüm ülkesine ...
Sanmışsan, ardın sıra, diri kalacağımı, kaldığımı ...
Bil ki, faka basıp, tongaya düşüp yanıldın, ıskaladın ....
Çünkü .....
Senden sonra ....
Ahımın gitmiş, vahımın bile kalmamış lığın da, son halimin bu olmuşluğunda ....
Dünyanın hancı, benim yolculuğumda ....
Gün be gün, için, için, tatmaktayım ölümü ....
Tatmaktayım, ölümü ....!
Anlayacağın, faniliğimde ....
Öldüm , ardın sıra .....!
Öldüm , ardın sıra .....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

24 / 10 / 2020 - CUMARTESİ

Saat ; 21_21




 İŞTE, SIRF BUNUN İÇİN .....,


'' - UZAKTAN BAKARIM ......! ''

Yaklaştıkça, yada yakından bakmaya kalkınca ....
Tüm acımasızlığı, heyheyliği daha da acısı ve ürkütüp, iç acıtanı halleriyle ...
Hüzünlerimi, kabus boyutuna erişmiş, devasa korkularım karşılar ...
Yitik ve naçar birini, yemeye yeminli, kararlı kana susamış, aç kurt sürüleri misali kuşatmacasına ...
Dünümün karanlık yitikliğinde ...
Yarınımın meçhullüğünde, hatta ...
Yoklukla yüz yüzeliğin de .....
'' - Korkunun, ecele faydası yoktur . '' Gerçeğini bilmeye, çok iyi bilenliğim de ...
Buna karşın, yine de kendimi böylesi hezeyan ve kabus kasırgalarından kurtaramamış lığımın aczi ve ezinciyle ....
Aksini düşünüp, yürekten istesem de ...
Bunu yapamamış lığın tarifsiz acısı ve içimi kemiren, ölümcül sancısıyla kıvranışların pençesinde, ömür eskitip, gün tüketmiş liğim de
İşte onun için, çok isteyip te, başaramamanın uçurumlarında savrulup, yerle yeksanlık da paralanmış lığım la .....
Ateşli gençlik tutkularımın, doğum yeri ve ölümsüz simgesi, ömründen, ömürler çalan o kente ....
Yaklaştıkça, uzaklaşan güzelliklerimi yiyen o gizemli CANAVARIN hortlayıvereceğini düşünmelerden, kendimi alamamış lığım da ...
Yaşamaya başladığım seyrime nöbetlerimin helak etmişliğinde ..
Değil, gidip-görme, yakından görmeye çalışma fikrimin, ilk kıvılcımlarında ......
Kinin'in para etmediği Sıtma nöbetlerinde, zangır, zangır sarsılmalara yenilmişliğimde ......
Korkularıma yenilmişliğimle, uzaktan bakarım, uzaktan ....
Tozunda-toprağında, yazında-kışında, kaldırım, yorgun geceleri içe, içe serkeşle şen .....
Yetmedi serkeşlere, bencileyin adı var, kendi yoklarla, ölü canlığa dönercesine yitmişlerle,
yarınsızlık öyküleri benliğine kazınan biçarelere mekan yada mezar olan sokaklarında, kaldırımlarında .....
Hatta, değil fakir fukara mekanı varoşlarının, en şatafatlı, merkezi kesimleriyle ....
Şehrin göbeği denen tumturaklı insanlar tüneği , beton tabutlarla güzelliği çalınan, o canım albenili semt ve mahallelerinde .....
Yamana, yamana ,eskimiş düğüncü bohçasına dönen, delik-deşik halleri sineye çeken .....
Kırık - dökük asfaltlarının altında, zift kokularını yuta, yuta .....
Dünümün, savruk gençliğimden izlerle bezeli, yitik ömrümün kalmışlığında ......
Benden izlerin cirit atmalarının ruhsal sarmallarında, içmeden sarhoşlukların kamçıladığı kayboluşlarımın ayak sesleriyle, izlerini hissetmişliğim de .....
Beni, ben kılıp, bu hallere sokup, sünepeliklerin kölesi, utançların, ezinçlerin efendisi yapan ...
Yitmeyen acım, dinmeyen sızım, yasaklı sürgünlüğümde, mülteciliği bile reva görmeyen ....
Karanlığında ömürler yutan, o ışıklar abidesi, haşmet simgesi kente ......!
Uzaktan bakarım, uzaktan .....
Yenemediğim korkularımın pençesinde, yaşayan ölü lük te sefilliği içmişliğimde ...
Beni, benden çalanların toplamının temcilcisi, simgesi bu şehrin ...
Tükenmişlik sendromu ve gerçeğiyle, hiç üşenmeden emek, emek, zerre, zerre beni beze mişliğinde .....
Korkularım baki, ben fani hallerimle, hayat çukurunun dibini görmüşlüğümde ...
Ama ...
Ama ..
En çokta kendimle yüzleşememişliğim ve öz güvensizliğe yenilmişliğimde ......
Kaybettiğim ben ile, içimdeki çocuğun hazin sonlarının vebalinde ezilmişliğimde ...
Üstüme, üstüme devrilişlerde, enkazımın altında kalmalardan ...
Bıkıp, usanıp, korktuğum için ..
İşte, sırf bunun için .....
Uzaktan bakarım, uzaktan .....!
UZAKTAN ..........!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

03 /11 / 2020 - SALI

Saat ; 23_32

1 Mayıs 2024 Çarşamba

 




AĞAÇLARIN, ALBENİLİ ÖRTÜSÜ YAPRAKLAR ........

'' - BAĞRINDA, NİCE BİLİNMEZLİKLER, DAHASI ....
... SIRLAR SAKLAR .....!


Umursamazca, farkındasızlıklarda yada bilerek ve inadına, kasten, üstüne basıp geçtiğimiz ......
Dünkü ömrünün yeşilliğinde, baharın ....
Solup-sarıya kesmişliğin de, bu gününde, hazan ve hüzün muştucusudur .....
Zaman ırmağının, dur-duraksız akıp, gitmişliğinde ....
Sararmış, hatta koyu taba renkler giyinmişliğinde, ıslanıp, kararıp, çürümeye yüz tutmuş ......!
Her mevsimde, ağaçların, albenili örtüsü, yapraklar .....!
O, yapraklar ki ......
Bağrında, nice bilinmezlikler, dahası, sırlar saklar ....
HER MEVSİMDE, AĞAÇLARIN, ALBENİLİ ÖRTÜSÜ, YAPRAKLAR .....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

20 / 11 / 2020 - CUMA

Saat ; 15_30

 


ZOR GÜNLER, İNSANI .....


Bazı insanlar için, adeta ısmarlama, dahası, yerine CUK OTURAN ......
<< - NE BİR EKSİK, NEDE BİR FAZLA . >> ......
Dedirten hallerde, tam isabetle, adlandırma ve betimlemedir ......
'' - Böyleleri için '' - ZOR GÜNLER, İNSANI ....'' Demeler ...
Böylelerinin, değişmez ortaklığı ...
Bu ifadenin, üstlerine oturup, adeta ....
Ömürleri boyunca, hatta ölüm ülkesine göçseler bile, anıldıklarında .......
Dillendirildiğinde, üstüne yapışıp kalan, bu etiketlemedir ....
İşte, bundandır ki, arz üzerindeki böylesi insanlar için ...
Adın-sanın, kariyerin, diğer bir takım makam, mevkii ve ünvanların, önemi ya yoktur, yada ......
Yok denecek kadar, azdır ...
Aksine, ondan bahsedildiği anda, ilk akla gelen haliyle ....
Niteliklerinin, belleklere ve ömürlere, hakkıyla, layıkıyla yer etmişliğinde ......
Kişinin, adından, ününden, şanından, yıldızlıkla diğer vesaire gibi, dünyevi unsurların tamamından önce gelen .....
Hatta, bir çırpıda, onu çağrıştıran nitelik ve özellikleri olup-çıkmacasına .......
Onu, en yalın ve kısa halde tanıtan ve zorlanmadan anımsanmasına sebep olan hallerinin .....
En belirgin, ortak paydalarının ....
'' - ZOR GÜNLERİN İNSANI '' Betimlemesine uygunlukları, insanın, insanlığın, tarihin hafızasında, yer etmişlikleri ve tanınıp, tanımlanmışlıklarıdır ......
<< - O, varsa, mesele yoktur ......!
.......Oradaysa, yüreğin darlanmasın, gönlünü ferah tut .''
Dedirtecek kadar, inanç ve saygı duyulacak, kanaati sağlamasıdır ...
Aranan ve çözüm üretip, kriz çözenliğiyle, işte tam da aranan budur ........
Bunu, ondan başka kimse, böyle mükemmellikle ve adeta tereyağ dan kıl çekercesine halledecek birisi çıkmaz, bu konuda, onun eline su dökemez, kimse ! ''
Dedirterek, konuyu kökten çözerek, meseleyi başlamadan bitirenliğiyle .....
Hemen, pek çok derde şifa, deva .....
Sıkıntı ve azaba son, nitelemesini ve betimlemesini hak edenlerdir, onlar ......
Hayatın, hemen her alanında ve dünyanın bildik coğrafya, medeniyet ve kültüründe ....
Ismarlanan ceketin, bedenle eşsiz uyumu kadar aleni, önemli ve belleklerde, hakkınca yer edenler olarak .....
Bulundukları yerlerini, analarının ak süt'ü kadar, helallik, netlik ve pür-ü paklıkla alan ...
Almakla kalmayıp ......
O, işgal ettiği konumun, yerin, hakkını verip, boşluğunu hemen, hiç zorlanmadan, fazlasıyla dolduran ve insanların indinde, gözünde ......
'' - Onun yeri, burası . '' Betimlemesini, gönül huzuruyla yaptırtan, doğrulatan, en uygun kelam ve düşüncedir ...
Kriz beklenen konuyu, bırakın krize dönüp, işin içinden çıkılmaz hale gelmesi ....
Tam aksine, asla bu noktaya gelmeden ve krize dönmesine izin vermeden ....
Üstelik, tüm tarafların ortak kanaat ve kararlarına, ihtiyaçlarına, en uygun ve rantabıl çözüm bulan, bilge halleriyle ......
İşinin ehli ve bir o kadar da, tevazulu, yalın, içten ama bunlardanda önemlisi, önceliklisi ....
ONURLU, VİCDANLI, ADİL, HAKKANİYETLİ, gibi niteliklere, yetilere benzer, daha pek çok yeti ve meziyeti ....
TAKDİRE ŞAYAN, OLANLARI HAYATTA , İNSANLIKTA ÖNE ÇIKARAN .....
DENEYİMLİ, TEVAZULU, ÖZVERİLİ VE TARTIŞMASIZ ROL MODEL OLANLIĞIYLA .....
O ve ona benzer diğerleri ......
Kelimenin tam ve gerçek anlamıyla, hak ettiğince, onunla etle-tırnak uyumluluğunda, özdeşmişliğiyle ...
Böylelerine, '' - ZOR GÜNLERİN İNSANI .'' Denir ...
Ve ........
İmtiyazlılığı, ellerinin tersiyle bir çırpıda, ters-düz edebilmecesine itebilen ......
'' - ZOR GÜNLERİN İNSANI . ''
Bu nitelindirmeyi, adlandırılmayı, hak etmekle kalmayıp adeta bununla bütünleşebilenler .....
İnsanın, insanlığın, medeniyetlerin, çağlarla, tarihin, yüz akı ....
Onur şahikası ....
Semanın kandilleri olan yıldızlar, göz alıcı saygıyı, saygınlığı, takdir ile övgüyü fazlasıyla hak eden ....
Tevazu abideleridir .....!
Cümle, '' - ZOR GÜNLER, İNSANI ...! ''
ZOR GÜNLER, İNSANI ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

21 / 11 / 2020 - CUMARTESİ

Saat ; 20_20

 





MANGAL GİBİ YÜREK, İSTER ......!


'' - KURSAK , KAVURGASINI İSTER .....! ''

Dünün azı belleğimizde, çoğu gönlümüzde ve yadımızda kalan, alacalı-bulacalı yıllarından,
doğadaki çiçekler misali serpilip günümüze erişen kadim sözlerle, güzelim dizeler ve ezgiler süsler insanın dünyasını ....
Hallerin böyleliğinde ....
'' - Kesede fakir, olmaya fakir ...'', Lakin, sevgide, gönülde, ruhta zengin .....
Daha da anlamlısı ve içe işleyip, ömürlere ve ruhlara bezenen güzellikleriyle ....
Makul ve makbul davranışta gönüller yapmak ve gönülden, gönüle giden o, gizli yolda, yoldaşlık adına....
Lugatında '' - Yok . '' Kelamının ve kavramının yeri olmayan, söz konusu gönül yapmak olunca, yaldır- yapalak koşmaktan geri durmayan ......
<<- Veren el, alan elden, evladır .>> Kelamının hikmeti ve gizemiyle gereğini yapmaktan çekinmeyen, usanmayan, üzülmeyen ............
Gönül otağı, şaşalı, şatafatlı haramzadelere mekan saraylardan ala olan, cümle canlar ...
Hikmetten nasiplenme adına, bu tür gönül muhabbet ve sohbetlerine ..
Değil davetli konuk olmayı, eşiğine yüz sürmeyi edep ve adapla hikmetli iş ve mürüvvet sayabilen ......
Gönlü hem zengin, hem de hoş ve iş ile, kelam erbabı canlar sevgi adına dünyanın direği ve sönmeyen kandilidir .....
Kerem Ehli bu zatların indinde makbul olan dostluğa liyakat ve sadakat ile hakkaniyet ve münevverliğe uzanan yolda sebat edenlerdir ....
Söz konusu, gönül yapmak olan, vermeleri yaşam ve yaklaşım biçimi kılarak, hayatının olmazsa, olmazı yapan bu üstatlar, tevazu ustası, gönüller mimarıdır .......
Sevgi erbabı, gönül üstadı, engin gönüllü, insan sevdalısı kutlu ömürlerinden, ömürlerimize miraslar katan, bu cömert gönül ustalarından duyduğumuz odur ki ....
'' - KURSAK , KAVURGASINI İSTER .....! ''
'' - Demeleri o' ki .....
Başta insanlar olmak üzere diğer pek çok türden canlılar ......
Öğrenip, bilip-alıştığı, aşina olduğu, alışkanlık, davranış tarzı ve hayatı, kendi bildiğince ve usulü-erkana uygun yaşamayı sever ve ömrünü buna hasreder....
Kelamın böylesine güzelliğiyle ruh, gönül, yürek ve dimağlarımıza yerleşerek ......
Bizleri, maddede olmasa da, manada, duyguda ve ruhta zengin kılan haliyle ...
<< - Civcikler, kursaklarına düşenle, şiir, sanat ve güzellik tozu yutanlar ve .....
Sözde zarafeti, özde zarafetle birleştirip, pekiştirerek, perçinleyip, büyütenler .....! >>
Bu vurgunlukla, gönüllü ömür hasrederek, kelama, selama ve insan gönlü yapmaya ömür verip, bunu hayat şekli kılışlarıyla, aşinalık ve aşıklıklarıyla ....
Yüreklerinin zarafet ve hikmetle dolup-taşarak, duygu dünyasının güzelliğini cömertçe paylaşanlar der ki .....
'' - CİVCİKLERİ, SERÇELERİ VE CÜMLE KANATLI HAYVANLARI, KURSAĞINDAKİLER ........
.....ŞİİR TOZU YUTUP, KELAMA, KEMALA, SANATA VE ÖZEL OLARAKTA ŞİİRE VURULUP, ÖMÜR HASREDENLERİ, VURULANLARI,
DİZELER,
DİZE, DİZE, DUYGUYLA BEZENMİŞ, SEVGİ İMBİĞİ YÜREKTEN AKAN, BENDİNE SIĞMAYIP TAŞAN ............
ULU SULAR MİSAL AKA, AKA YATAĞINI BULARAK ......
Gönülleri umman kılıp, gönüllere eren dizeler .......!
DİZE, DİZE ŞİİRLER, TOK TUTAR .......!
GÜZEL ANADOLU'MUN bağrında yetişen, güzide saz ve söz ustası, gönül erbabı Aşık Veysel KARANİ ÜSTADIMIZ ......
Protokolden üst düzey ZEVAT'ında, davetli olduğu, yemekli toplantıda ......
Yemek faslının bitiminde, kelam, söz, sohbet faslına geçilirken ....
Az ileride, duvara dayalı duran kendi betimlemesiyle << - GÖNÜLDAŞI . >>Sazı göstererek oradaki görevlilere seslenerek .....
Şöyle ister, ZARAFET, HAKKANİYET HARİKASI, GÜZEL GÖNLÜ ve BİR O, KADAR DA, GÜZİDE YAKLAŞIMIYLA...
'' -Ey erenler, sağ olasınız biz doyduk o, gariban aç kaldı, yollayın beri de, verelim hakkını, rızkını, doyuralım benim can yoldaşım, sazımın karnını ..
Malum ve pek bilinen meşhur bir laftır...
'' - AÇ AYI, OYNAMAZ DERELER, Bu kelamda hikmet vardır ...
Beri edin, hele de, doyuralım telliyi ...
Doyuralım, telliyi ......! ''
İşte,
Arife, tarif gerekmez cümlesinden yaklaşım ve kelamın kemaliyle, yineleyelim, inancımızı ve düşüncemizi, yeri gelmişken ....!
Ne, diyelim ?
<< - GEREKTİĞİNDE VE YERİ GELDİĞİNDE, TAŞI GEDİĞİNE KOYAMAYANA, KOYMAYANA USTA ....
GÖNÜL İNCİTMEDEN, KELAMI DEMEYENE, ERBAB VE ÜSTAT DENMEZ ........
OLSA, OLSA, ÇÖMEZ YADA ÇIRAK DENİR ......! >>
İKİNCİSİ .....,
USTALIK BİR MERAM, MAKAM, HADDİNİ BİLMEK, EDEP İLE ADAPTA KUSUR ETMEYEREK ÖZEN İSTER, ÖZEN .....
ÜÇ,
KELAMIN HAKKINI, SÖZÜN DOĞRUSUNU VE HÜRMET İSTER, HÜRMET .....!
ÖZEN, HÜRMET VE DOĞRUYU, GERÇEĞİ DEMEK İSE ÖNCE İNSANLIK BERABERİNDE DE, MANGAL GİBİ YÜREK, İSTER ......!
MANGAL GİBİ YÜREK, İSTER ......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

03 / 12 / 2020 - PERŞEMBE

Saat ; 22 _18

OLSA BÖYLE BİR OLANAK ....  BİZDE, MUTLU MESUTLARIN MENKIBESİNİ YAZSAK ..... Olsa böylesi bir olanak ile  şansımız, ortamımız ve gönüllerimi...