26 Mayıs 2024 Pazar

 







HABERİNİZ OLSUN ...,

Ülke yangın yerine ...
Hainlerin,Haramilerin, ajanların,utanmaz-arlanmaz şimşir suratlıların ..
Fakirliğin ve yozlaşmanın, talanın insanları yuttuğu ..
Çürüme de, değerlerin iç ve hiç edildiği, bataklığa dönmüşken ..
Onu, güllü-gülüstanlık göstermek ..
Eşeği boyayıp-atasına yeniden satmaktan da büyük, madrabazlık ve insan aklıyla, alaydır ...
Onurlu direnişlerde, gün be gün, adım,adım,soluk, soluk ....İnsanlar, ölüm oruçlarında, göz göre, göre dayatılan mezalime dikkat çekip ..
Soysuzluğa ve soytarılığa ,talanlara işaret etme adına, hayatları pahasına direnirken ..Düşünmek suç sayılıp,düşünce kurbanları derdest kodese tıkılıp katledilirken ..
Koyunlar kandırılıp,biatlarda, yobazlık hortlayıp ..
Kızıyla,erkeğiyle, sabi-sübyan çocukların ırzına geçip, namuslar ve körpe bedenler,karartılan hayatlar ..
Yada maden faciasında telef olan canlar, on bin liraya iç edilerek gömülürken ..İnsanlar, sus-pusluklarda o parayı cebellezi yaparak ..Haysiyetsizliklerde, ölü canına ekmek doğrayıp,yerken ..
İnsanlar, gömüldükleri mezardan çıkartılıp,zulüm ve insanlık dışı muammelelerde, azaplara uğrarken ..
Memleketi yönettiğini sanan HARAMİLER ÇETESİ bir yandan ... Kıçlarındaki boka bakmadan, akıllarla alay etmelere durarak ..
Dinden-imandan, doğruluktan ve olamadıkları dürüstlükten bahsetmelere koyuluyorsa ..
Muhalefet, hala kendini değil, gözden geçirmek ..
Üstüne toz dahi kondurmuyorsa ..
Alan razı-veren razılıklarda düzenle -düzülen paraları, kırışıyorsa..O ülkede, namus kumkumalığı ve haysiyet cellatlığında, hayatlar karartılır.....
Ensarlara, hala çocuklar yönlendirilirken ....
Halkın ensesinde, boza pişirilip ...
Tepesinden, DEMOKLES'İN KILICI, eksik edilmiyorsa
Balık hafızalı pişkinliklerde dün unutuluyor ve değil hesap sorma ..Şerefsizlikler, suçlar ve cürümler yapanın yanına, kar kalıyorsa ..
Çalan-çırpan ve namusuzluklarda sınır tanımayanlar ..
Halkın gözünün içine baka, baka soysuzluğa devam ediyorsa ..Ülkede sözümona aydın geçinen bedbahtların ..Entel-Dantel yavşaklar sürüsünün ve satılılmış hain şurekasının ...
'' - BİZE DOKUNMAYAN YILAN, BİN YIL YAŞASIN '' Cibilliyetsizliği revaçtaysa ..
Kul hakkı yemek, yetimin-sabinin-sübyanın namusuna göz dikip ..Boklarının üstü,kokuları gizlemek için, şallarla örtülüyorsa ..
Kepazelik,hırsızlık,arsızlık, fesatlık ve mikrop halının altına süpürülüyorsa ..Ve,bu topraklarda ..
İNSANLARIN ÜSTÜNE, ÖLÜ TOPRAĞI SERPİLMELER VE BUNA GIKI ÇIKMAYANLAR, ÇOKSA..
Sen, hangi şereften,onurdan,gelecekten ve namustan bahsedebilir ..Hangi Adalet ve Hukuktan, medet umar ..
Kime güvenir ?
Kime şikayete ve hak aramaya gidersin?
Ananı düzen kadı, adalet makamını kirletmeyi sürdürürken Derdini kime iletir,nasıl çözersin, çaresizlikleri ..
Cehalet,yoksulluk ve yobazlık ..
Ömürlere ve boyunlara, boyunduruk olarak vuruluyorsa ..Bir yan, sefillikte sürüm,sürüm sürünürken ..
Bir avuç semirilmiş hırsızın gözü, açlıkta talanları sürdüyorsa ..Kör tuttuğunu düzüyor, harami yakaladığını soyuyor ..
Pezevenk, anasını-bacısını hayasızlıklarda, güle-oynaya satıyorsa..Orada, tuz kokup,su çürürken ..
Birileri, kulak üstüne yatıp ..
Üç kağıtçı ZÜBÜKLER TAYFASI VE BAŞLARI UZUN....
'' - Memleket güllük gülüstanlık ..
Beğenmeyen,memleket beğensin...!, Diyebiliyorsa..
DeJenerasyon ve kirlenmede lağımlar bile, bu bozulmayla yarışamaz hallerdeyken ..
İnsan olduğunu unutmayan, bir avuç onurlu yurtsever direnirken ..Mahallenin orospusu,pezevengi olmayı şeref sayan, bir dizi, kırık-sıyrık ..
Hala aynada, saç tarayıp,bıyık burup, saçlarını jöleliyorsa.Bırak sarhoşu, yıkılıncaya kadar gitsin, diyenler ..Küskünler çoğalıp ..
Hayata yenilgilerde, intiharlar çığ gibi büyüyorsa..
Dirileri koyup ..Ölülere göz diken, alçaklar,lümpenler sürüsü ...Satılmış iktidar emriyle, ülkede veba mikropluğunda, hızla çoğalıyorsa..
Hesap sormaları bırakın ..
Alçaklarla can-ciğer kuzu sarmalıklarda ..
İktidar-muhalefet el birliği ve koyun koyuna yatmalarda memleketin defterini dürüp,ırzına geçiyorsa.
Biri yerken,öteki yanda, açlar hastalıktan ölürken ..
Hala, kıyamet kopmuyorsa ..
Birileri, Tanrılığa soyunup ..
Birileri de,düzülen kulluklarda,kıç dönmeyi insanlık sayıyorsa.! Genelevde çalışmaya tutsak biçarenin, dediği gibi ..
'' - Biri koyuyor, öteki bozuyor ..! '' 'sa ...
Bozuk düzende, uyanıklar her halukarda, yolunu buluyor ..Namuslularda düzülüp,soyuluyor...
Ardı sıra işini ve suçu yarada'na havale ediyorsa ..
Kuduzlarla, kudurmuşlar kurbanları boğazlarken ..
Birileri hala mı hala ..
Avanaklıklarda ve andavallıklarda ..
Asayiş berkemal, avuntu ve kendini kandırmalarda ..
Bırak halinden şikayetçi olmayı ..
Gidişattan memnuniyetlerde ..
KIZIL İTİN ÇÜKÜNDE, KIRK SİNEK SAYMA'yı sürdürüyorsa ..
Haramiliklerde,yolsuzlukta ..
Elin ülkesi, tutuklama kararı çıkartırken ..
Bizde, buna kılıf aranıyorsa ..
Memleketin düzenini
DÜZENLER sağlıyorsa ..
Lafa gelince…
Lafla peynir gemisi yürütüp,
Mangalda kül koymamacasına atıp- tutarak
‘’- Dünyalıyız ,evrensel insan ve sevgiye aşığız ‘’diyerek …
Kendimizi avutup kandırırken biz, sözüm ona insan geçinenler …..Ülkede yada yanı başımızdaki komşu ülkede dahası , uzak coğrafyalarda bile olsa, insanların yaşadığı bilenen ve bilinmeyen atlaslarda ..
Hayatlar ,kanlar ve canlar pahasına savaş sürerken ..
Yediden, yetmişe ….Duyarsızlık ve hayasızlıklarda ..
Umursamazlıklarda ..
Televizyonlardan ve camdan bakar hallerde ...
İnsanlığımızdan utanmamız gerekirken, aksine, adeta aldırmıyorsak ..Ölenlerin, tavuk kadar değeri yoksa çıkasıca gözümüzde ..Kendimize bu halimizle, İNSAN (!) diyerek, sefilliklerde yüzüyorsak ..
Kıyamet koparken, GULU GULU DANSI yapılıyorsa ...
Vicdanlar, çoktan kepenk kapatmış ..
Namus,ahlak ve erdem sürgüne yollanmışsa ...
Ölüler, gömüldükleri yerden çıkartılıp ..
Bebeler düzülüyorsa..
Ve, her ne kerametse..
Uzun, iktidar kodamanları dahil, hemen herkes..
Kendini, SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK sayıyor ve görüyorsa..Kimse, kendini kandırmasın ..
Namus ve ahlak kumkumalığına soyunmasın ve bilsin ki ..Herkes, DİLSİZ ŞEYTANIN SUÇ ORTAĞI'dır ...
Kimse günahsız ve hiç birimiz masum değiliz, haberiniz olsun ..!
Kimse günahsız ve hiç birimiz masum değiliz, haberiniz olsun ..!
Haberiniz olsun ..!
Immenstaad / Almanya
15 / 09 / 2017
Saat ; 13_30

24 Mayıs 2024 Cuma

 

SANCILAR VARDIR, SANCILAR, İNSANI DELİK, DEŞİK EDEN, TARİFSİZ SANCILAR .......!
Başlayınca adı konulamayan kör sancılar, TARİFSİZ SANCILAR .....
An gelip bedenimizde, an gelip ruhumuzda, içimizdeki kum saati başlayınca akmaya .....
Yaşar insanoğlu, dünden bu güne uzanan yolculukta, bu günde, dünü, ömrü geçer gözlerinden ......
Sararmaya yüz tutmuş bir boz bulanık film muğlaklığında ....
Böylesi anlarda, SOL MEMENİN ALTINDAKİ CAN EVİNDE,SANCILAR peydahlanır, SANCILAR .......!
Sancılar vardır, insanı delik, deşik eden SANCILAR, yürekten yayılmaya koyulur, sessizliğin sesiyle, çoğalan çığlıklar ......
Kirpikler koyulur, ıslanmaya ..........
Diş izleri çoğalır, rengi solmuş, kanı çekilmiş dudaklar .......!
Sadece efkarlarda savrulmaz o, anlarda, iki yakasının bir araya gelmemiş'liğinde ....
Rüzgarların önünde sürüklenen, hazan yaprağı kesilir, insanın duyguları ..
An gelir, tuz basmaya, an gelip, dağlamaya koyulur ......!
Her bir devinimin ve girişimin nafileliğinde ......
Başlar, gam salıncağında sallanmaya ...
Hüzün şalına sarılmaya koyulur.......!
Tüm bunların nedenidir o, tarifsiz sancılar ...
Akıp tükendikçe, kum saatinde zerreler, un-ufak olur, insan yerle yeksanlıklarda ......
Sancılar vardır, sancılar, insanı delik deşik eden, tarifsiz sancılar..
Başlayınca tarifsiz sancılar, kesilir akan sular ..
Yaşanır sözün bittiği yerlerle, anlar .....!
Yaşanır, sözün bittiği yerlerle, anlar ....
Sancılar vardır, sancılar, insanı delik deşik eden, tarifsiz sancılar..
SANCILAR VARDIR, SANCILAR, İNSANI DELİK, DEŞİK EDEN TARİFSİZ SANCILAR .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
24 / 05 / 2023 - Çarşamba

Saat ; 16_50

23 Mayıs 2024 Perşembe




BAKAR KÖRLERE

Kimini hırs bürümüş ,,,

Kimini kan..

Çoğuysa üç maymunu oynamaktan, helak olmuşlar ..

Mil çekilmiş ,perde inmiş gözlere..

Dönmüşler, bakar körlere ..!

Dönmüşler ,bakar körlere ..!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 

Immenstaad / Almanya 

18/05/2024 - Cumartesi 

Saat; 05 _ 05




 





HASRETLİĞİN İSYANIYLA ...,


Turnalar uçmaz oldu, semadan geçmez oldu ..
Yarimi seçmez , selamımı demez oldu ..
Oysa ki, sılaya hasretlerde..
Turna kanatlarında yüklerde yollardım, selamımı,meramımı , yare ..
Hasretlerimde sevda ve özlem çoğaltırım ..
Günlerin,gecelerin koynunda ,
Turnaların yokluğunda ...
Tan yeri güzelliklerine belenmişliklerde..
Uykusuz gecelerimin şafaklarında ,
Sevdaların vurgununda , yaralı yüreğimin yorgunluklarını ..
Elvan, elvan duygularımı ,efkar,efkar savururum ..
Sessiz çığlıklarla, afaka ...!
Yarime ve turnalara hasretliğin isyanıyla .....!
Yarime ve turnalara hasretliğin isyanıyla .....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Frıedrichshafen/Almanya

23/05/2016

Saat;21_32 

 

Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir ..
Nesnelerin özüne, gerçeklerin ardına ..
Gülüşlerin gizlediklerine bakıp, görünüz ...
Gözdeki tebessümde perdelenen hüznü görebilmek ,
Ayna derinliğindeki gizemi ve gerçeği kavramak ..
Tevazu ve adapla sırlanmışsa ...
O ruhun yüceliği, karakterin sağlamlığı ..
Gönlün zarafeti, ilmin ömürdeki şavkı, nurani yansıma güzelliği ortaya çıkar ..
Ön yargı ve peşin hükümlülük ömre külfet, vicdana zül, ruha azaptır ..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

 

MEY' İM, NEY' İM, HERŞEYİMSİN ....
Bir kadeh mey esrikliğinde, kınalı güzellikler dökülüp-saçılır ....
Zamana ve akşam üstünün mest eden sükununa ...
Sen çıkıp gelirsin ..
Bayramlık fistanlar albenisinde ve güzelliğinde ..
Göz bebeklerinde o, çocuksu mahcubiyetle ışıldayan, gülüşlerinle ..
İçimi ılgıt, ılgıt eriterek ..
Tıpkı karı ,için,için eriten Temmuz güneşi sıcaklığınla ..
Kah ferahlık, kah buram , buram sıcaklığınla çoğalttığın iç bayılışlarında ...
Kendimden geçmelerde ..
Sana aşk, sana hasret, sana özlem çoğaltıyorum, çiçek güzelliğim ..
An be an, ilmik,ilmik ömrüme nakşolan, sevda kilimim ..
Aşk atlasım, meşk iklimim, mutluluk güneşim ....
Uykularıma düş, dilime şarkı,ufkuma nursun ...
Kınalımsın ,kınalım ....
Mey'im,ney'im, herşeyimsin ....!
Mey'im,ney'im, herşeyimsin ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Frıedrichshafen/Almanya
23/05/2016

Saat;20_50







MAHMURLUK ÇİSELİYOR, MAHMURLUK, ÜZERİMİZE ....!

Karamsarlığın, mutsuzluğun hele, hele de umutsuzluğun pençesinde ...
Tam da, beni aforoz edip, sildin gönül ülkenden ...
Yüreğindeki yerimi aldı başkaları ...
Diye düşünüp, dövünürken ...
Sığınırken mutsuzluğun inine ....
Mutluluk bahşederek, yalınlığında derin özleyip, üzerine nice düşler kurduğum ....
Varım, yoğum, çıka geldin sen ...
Sevdanın alevlerinde, değil beden, ömür ve hasılı adeta asırlara bedel ayrılıkla bezenen günler yakarak ...
Aşka dair sürgünlüğümde Fizan Çöllerinde, dudaklarımı yara-bereye koymacasına susuzlukta ...
Gözlerimde çoğalan sana dair olmadık görüntülerin raks ederek …….
Aklımı, iyiden, iyiye talan eden karmaşama ve ruhumun düştüğü zifiri karanlığa son vererek …..
Düş ve özlem coğrafyalarımdan çıkageldin ...
Yüreğimin yangınını söndürmekle kalmayıp, kendine gelmecesine serinleterek ...
Bildiğim, bilmediğim nice şelale serinliği ve albenisi varsa, tümünü sunarak ….
Sadece su değil, avuç, avuç, yudum, yudum, can verdin ...
Köpük, köpük çoğalan hayat ve mutluluk sunmuş luğunda ...
Bakmadan Havva’nın, Adem’e elmada şehveti, günahı, suçu verdiğine ...
Yada nar taneleriyle onu baştan çıkartmış lığına ..
Adeta, Havva'ya nazire yaparcasına …..
içinde, inci- mercan güzelliğinden de çok emsalsiz lezzet, tad ve hayat vermişliğinde ...
Kalmadın kanıma girmekle ...
İçin, için fethettin beni, için, için, gönül gönder'ime sevdanın sancağını çekerek ..
Bildiğim tüm sözcükleri unutturmakla kalmadın mühür öpücüklerin le, diktin dudaklarımı, lal ettin ...
Gözlerimizin konuşması yeter de artar bize diye hükmedip, karar vermişliğin le ...
Öpücüklerin le sunduğun la yetinmemi isteyerek ....
Adından gayrısını söyletmemecesine, tutsak ettin ...
'' - Emir büyük yerdense, uymalar vebalim ve olmazsa, olmazım dır . '' Dedirtmiş'liğinde ...
Sesinin, soluğunun süzüm, süzüm süzülüp içime dolarak
iliklerime dek ....
Yüreğime dokunarak, sevdaya dair her ne güzellik varsa ..
Onların cümlesini sil baştan yeniden öğretmişliğim de...
Ihlamur kokularını kıskandıran kokunla beni mest edip ..
Kendimden geçirmişliğin de ...
Mahmurluk, mahmurluk her yanımı kaplamış lığın la ....
Sayende, kırk ikindi yağmurları misali ...
Çisil, çisil aşk yağdırıp, aşkta, vecd yaşatmışlığınla ...
Yaprakların ilahi huşuyla salına, salına raks edip ...
Çiğ taneleri güzelliğinin, haset etmelere koyularak yapraktan süzülüp ……
Toprağın bağrına düşerek, kaderlerine boyun eğmiş liğinde ...
Koydular bizi baş, başa, zaman denen gizemli sularına ....
Sınırsızlığında zamanın, dört mevsim, on iki ay doya, doya aşkı yaşayıp, yaşatalım diye ....
Tarifsiz özleminle, yanıp, küle dönmüşlüğünde, çıka geldin sen ....
Sayende ve seninle olmanın, emsalsiz güzelliğinde ...
Aşkın, nelere, nelere kadirliğinde ...
Yağmurun bile, aşka boyun eğmişliğin de .....
Elif, elif yağarak, iliklerimize işlemiş'liğin de ...
Mahmurluk çiseliyor, üzerimize ...
MAHMURLUK ÇİSELİYOR, MAHMURLUK, ÜZERİMİZE ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Almanya
23 / 05 / 2020
Saat ; 17_25

17 Mayıs 2024 Cuma






AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ....,

Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ...
Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla ..
Olmadı, çok sevdiğim ama sayenizde, çocukluğumu,saflığımı ..
Umutlarımı, geleceğimi ve oyunlarımı çalışınızla ..
Beni acılara, azaplara, hasılı ölümlere itmişliğinizle ...
İlelebet hep yarım kalan ve sürdüremeyeceğim, hiç mi hiç doyamadığım ..
Seksek oyunumu bile, bana çok görüp, horluklarda ...
Haramiliklerinizle, zulüm ve katliamlarınızla çalıp, çırparak ....
Bir oyunu bile bana ve bizlere çok görüp, oynatmadığınız oyunlarım değildi ...
Zebaniliklerinizle, gasplarınızda yitirdiğim ..
Sevgimi,inançlarımı,sevilmelerin içimde yarattığı baharları,çiçek güzelliğindeki sevinçlerimi talan edip,
Mini minnacık yaşta, sürüp-savurarak ateşlere atmışlığınızda ....
İç ettiğiniz ömrümle, dünyayı dar, ömrü zehir,hayatı kabus yapmışlığınızla.
Kimimizin, ırzına geçip öldürerek ..
Kimimizi şekerle kandırıp, bayram şekeri toplama sevincimizi komşuluğunuza inat zehredip, hayatımızı karartarak ..
Kimimizi şeker bile yiyememişliğimizde savaşlarda, bombalarda,katliamlarda bebe ve çocuk yaşta öldürerek ..
Kimimizi, magandalığınızda kurşunlayarak ..
Kimimizi hırs ve öfkenizle boğup, öldürerek ..
Pek çoğumuzu,vatansızlığa itip, mülteciliklerde denizlerde boğdurup-öldürerek ..
Kimimizi tır arkalarında, insan kaçakçılığında telef ederek mahvettiniz, mahv.
Çoğumuzu okul yollarında yada oyunlarda kaçırıp kah tecavüzle,kah dilendirerek, kah satarak ..
Nicelerimizi organ mafyalığınızla telef edip, hastane çöp bidonlarında biten ömürlere, tutsak ederek ..
Dahası trafik canavarlığında, sevinçlerimizi bir yana, ölü bedenlerimizi bir yana savurarak, kazalarda, ezip-biçip katlederek ...
Mahvı perişanlıklar da oyun çağımıza,çocukluğumuza ve oyunlarımıza, doyamamışlıklarda ..
Hatta, gözü açık gitmenin ne olduğunu, ölümün, ne menem bir hal olduğunu, bilip,idrak edemediğimiz...
Taptaze ömürlerimiz de, kopararak dünyadan, kararttınız hayatlarımızı ..
Daha hangi birini, ne rezillik ve utancınızı ..
Hangi, hunharlıklarınızı,sadist canavarlıklarınızı sayayım ?
Topla-çıkar-çarp- böl..
Neticede her yol, bizim körpe ölümlerde kopup gitmemize, çıkmakta ..
Boyunuz devrilsin desem, çare değil bilirim ..!
Sözüm ona sizler atasınız, büyüksünüz ve hatta torun-torba sahibi yetkin ve yetişkinlersiniz ..
Ben, kötüyü talep ederek evlatlarınızı ...
Öksüzlüğün,yetimliğin,yalnızlığın, aczin ve zorbalığın üzüntüleri ve korkuyla boğuşmalarını, talep etmem-edemem ..
Bu nokta da, bile ..
Siz, sözde ergin-yetişkinlerden daha hassas,düşünceli, vicdan ve merhametli halimle ..
Özcesi, sizde olmayan insanlığımla ..
İnsanlığımdan edip öldürmüşlüğünüzde bile, sizden daha insanım,daha insan ..
Çirkini,kötüyü ve azabı talep etmeyecek kadar hassasım üstelik..
Şimdi gelin-görün mezarlarımız bile, sadece boyumuz kadar ufacık,tefecik...
Hayata sığdıramadığınız ve hayatı çok gördüğünüz bedenlerimizi, bebeliğimizi, çocukluğumuzu ......
Bu, daracık mezarlara, toprağın derin karanlığına sığıştırıp, hapsetmecesine katlederek ..
Bahar çağlarımızda, hayatlarımızı çaldınız, siz katiller güruhu ..!!!!!!
Size ne diyem,ne söyliyem ?
İnsanlığım da kemliği ve hoyratlığı, içime sindirememişliğimde ... Kendime yakıştıramayıp, konduramamışlığımda ..
Uzatsam diyecek laf,dökecek ayıbınız ve edecek ağıdım çok, çok olmaya da..
Olgunluk,ariflik,insanlık bende kalsın..
Diyeceğim o 'ki..
'' - Ölü kelebekliğimde, zamansız mühlenen dudaklarımı... Suskunluğa mahkum etmişliğinizde...
Kendime yakışanı yapıp , susacağım ..
Gelin, görün beni ..
Oyunu ve sevinçleri kursağında kalmışlığında ..
Irzıma geçip,öldürerek mahvettiğiniz, beni,duyun ..
Bakalım, nadim olacak kadar ,haysiyet sahibi misiniz ?
Sözlerimde görün,tartın kendinizi ...
Beş para etmemişliğinizde ki, acınası hallerinizi..''
Yaşıtım diğer ölü canlar adına, döktüm içimi..
Şunun,şurasın da..
Arif olana-anlayana ..
Diyeceğim son kelamla ,bilesiniz ki....
Aldığınız,katlettiğiniz canlarımız ve tattırdığınız ölüm...
Yaşattığınız zulümlerin...
Cümlesinin ayıbı ve utancı sizindir ..
Alnınızın kiri, boynunuzun yaftası, insan düşmanlığınızın, belgesi olsun ..
Asılı kalır, bilesiniz ki bu yafta ve silinmez, bu kir ..!
Siz kurtulmak istedikçe, yutar sizi ayıplarınız...
Canilikleriniz ve insan suretli, canavar fıtratlığınızdaki hilkat garibeliğinizle..
İnkarlara ve riyalara yeltenseniz de, nafile ..!
AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ....!
Sizindir ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Immenstaad / Almanya
10 / 10 / 2017
Saat; 11_45

13 Mayıs 2024 Pazartesi





YARAMDAN DEĞİL ,SORANDAN ...

Hayatın ve ruhumun fırtınalarında, gazeller misali savrulur ömrüm..
Kimi gamı'mı,kimi halimi, kimi göz yaşımı hafife almaya kalkar ..
Beni anlamamış'lığın pençesinde, birde kem dilliler yaralar ...
Sanki gamım ,tasam azmış gibi, dertlerime, dert...
Elem'ime, elem katar..
Ondandır demem..
Halimden ve yaramdan değil..
Sorandan ve hoyratlar'dan ölür, ölür dirilirim ben..!
Sorandan ve hoyratlar'dan ölür, ölür dirilirim ben..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen /ALMANYA
13/05/2016
Saat:20_56

8 Mayıs 2024 Çarşamba

 

YARIMSIN ….
Hayatın sana oldum olası cömert davranıp …
Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda …
Oldum olası, gereğinden de çok kibirli, bencil ve burnuna sırıkla bok yetişmeyen hallerde …
Hatta, engin dağları ben yarattım, edalarında kurum, kurum kurumlanarak …
Böbürlenme dürtüsünün seni esir almışlığında ,nefsinin hezeyanlarıyla …
Kendini erişilmez,ilah sayan tavrınla ahkam kesmeleri hayat biçimi yaparken ..
Pabuç bırakmıyordun insanlığa, tevazuu ‘ya, vefaya ve kadirşinaslıklarda insan olmaya …
O hallerinle, o gün neysen ….
Bu günde değişmeyen ve hatta eksilmeyip üstüne koyduğun akıl almaz ucubeliğinle ..
Bu günde hala yarımsın,yarım, eksikliğin insanlık, çürüyen yanınsa insanlık ..
İnsanlığı ,insan olmayana anlatıp, izaha çalışmak kumdan fildişi kuleler yapıp-yapıp, yıkmaktan farklı değildir ..
Dün güçlü göründüğün,kudretten kendini sarhoş hissettiğin hallerinde hiçsen ve hilkat garibesiysen ..
Bu günde suretinle insan olsan da ,fıtratın ve olmayan karakterinle yarımsın ve insanlık fukarasısın ..
İnsanlık fukarası …
Çaldıkların ve kirli ganimetlerinle sen kanlı servetin hükümdarı olsan da ….
Kılıktan, kılığa giren garibetliğin ve malın-mülkün, servetin….
Tacın-tahtın, muktedirliğin ve gücün …
Dahası, her şeyin olsan da ….
insanlığını yitirmişliğinle ..
Yok hükmündeleğinle sefil ve paspayeliklerde …
Acuzece ömür tüketişliğinle …
Altı kaval-üstü Şişhaneliğinle …
Yarımsın, yarım ..!
Yarımsın, yarım …!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Avcılar / İstanbul- Türkiye

23 / 04 / 2018
Saat ; 02_14

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...