30 Eylül 2024 Pazartesi

  

DİZGİNLENEMEYİ

NCE ….!DİZGİNLENEMEYİNCE ….!

Dizginlenemeyince sefil ömürlerin esiri pas paye ve fahişe ruhlar …
İnsanı ve insanlığı sefalete sürükler balçığa saplar ..
Sanmayın ki,fahişelik sadece apış arası, namus kavramı hele , hele de dişillerle sınırlı değildir asla ..!
En onulmaz,önlenemez ve tedavi edilemez fahişelik …
Ruhta, karakterde ve beyinle, gönüldedir …
Elmanın yada ağacın içine saplanıp,onları için,için yiyen kurt gibi ..
İnsan, insanın kurdu olmuşluğun da, gerek, bireysel ..
Gerek, toplumsal gerekse de, sosyal ve ahlaksal, yapısal çürüme ve yozlaşmada ..
Üzümün,üzüme baka,baka çürütmüşlüğünde çürütüp, telef ediyor birbirini ..
Netice de ….,
Dizginlenemeyince, sefil ömürlerin esiri pas paye ve fahişe ruhlar …
İnsanı,insanlığı, bireyi ve toplumu kangren olur sarar ..
Bataklığın ve sefilliğin, ölümcül kirleniş ve çürümesinde, lime,lime eder ..
Lime, lime eder …
Dizginlenemeyince sefil ömürlerin esiri, paspaye ve fahişe ruhlar …
Paspaye ve fahişe ruhlar …!
Paspaye ve fahişe ruhlar …!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Friedrichshafen/ Almanya
02/11/2018
Saat ; 04_10

 





SENİ SOBELEYEN, EBEDİR .....


Gönül imbiğinden damıtır'san hayatı,yaşadıklarını, duygularını ...
Hüzünler de,düş kırıklıklarında, azaplarda, yaşanan şoklarda ...
Hemen,her gün çokça yıkanıp- kuruyan, tahta bezleri gibi ..
Özü geçip,iliz,iliz eskimecesine ıslanıp,ıslanıp kurumaktan ...
Beti-benzi solan,renkleri birbirine karışmış,çıfıtı çıkan yüreğin an be an çoğalan acıları ve sancıları ..
Onun cendereler de, zamansız ve ecelsiz ölümünü hızlandırmaktan başka hiç bir işe yaramayan ..
Duygu girdaplarında, kendinden geçen bedeninin,ruhunun bu hallerden kurtulmasının yolunu,usulünü bulabilirsen ..
Hangi istasyonda, ömrünün kaçıncı kilometresinde yitirdiğin mutluluğu da bulabilir ..
Hatta, önce kendinle, beraberinde de hayatla ve pek tabii ki de,akabinde çevrenle, korkularınla barışabilir sin ...
Mutluluk, Çınarcık iskelesinde beklenen vapur ya da Sirkeci Tren garında gözlenen, Kurtalan Ekspresi değildir ..
Saati,zamanı,adresi ve sistematik işleyen çarkı yoktur ..
Mutluluk, azapta yutulduğun bir kahır anında da ..
Huzursuz, uykusuz bir gecenin ardından ...
Tünediğin pencere önünde de hatta ve hatta...
Hiç beklemediğin yer ve anda ..
Beklenmedik şekiller de, çıkıverir ortaya, gelir bulur, seni ..
Kah yapışır yakana ,paça na ...
Kah bir görünür-bir yok olur, seraplar da ..
Mutlulukla, randevun olsun istiyorsan ..
Yüzleş ve hesaplaş, kendinle ..
Ve pisliği, halının altına süpürmekten vaz geç ..
Dahası ...
Sırı aşınmış,camı tarumar, vicdan aynanı, gözden geçir ..
Soyun -arın-durulan ve durul ..
Çık sen, senden üryanlıkta...
Yükseklerden bak kendine,hayata ve alemlere ...
Ya da,dön, kendi içine ..
Sürdür, ayaklarının ucunu,dününü saklayan, ömür kuyunu ,kazmayı ..
Seçenek yok değil ..
Tam aksine ..
Hayatın, rengarenk çarkı felekliğinde ..
An gelir ..
Doğrular,yanlışları, taşımışlığında bağrında ...
An gelir ,yanlışların bağrında doğruların, çiçeğe durmuşluğunda, dönüp dururken....
Hayat ve dünya ..
Bir bakarsın saçı verir, başından, ayağına dek, mutluluğu sana da .
Yeter ki sen, sana sahip çık ..
İnancını,umudunu ve kararlılığını sürdürerek bak, hayat kavga na ..
Dahası,kendi ayağına kurşun sıkmalar dan ,uzak dur ...!
Ne der, eskiler ..
'' - Sen doğru ol,eğri ve ceberut belasını bulur ...! ''
İşte, böylesi hallerde ..
Adın kadar emin ol ki,kalabalıklardaki yalnızlığında ....
Hatta kendi içinde yitmişliğinde bile mutluluk seni bulur ...
Yeter ki, mutluluğun işini bilen postacılığın da ..
Kapını, iki kez çalmış'lığında ..
Bekletmeksizin onu , aç kapıyı ona..
Aç kapıyı, ona ...
Unutma ...
Mutluluk ...
Kapını çalan,işinde mahir, güvenilir postacıdır, daima ..
Yeter ki sen, bunu bil ve inan içtenlikle, yürekten, buna ...
Mutluluk, çoğu zaman, ıraklarda aransa da....
Farkındasızlıklarında, avuçların dadır, o anda..
Yeter ki,avucunda ki o, gizemli kuşu gaflet ve dalgınlıkla uçurup,kaçırma ..
Ağlayıp,kararıp durma ..
Kurtul, dalıp,dalıp gitmelerinden ..
Çevir bak gözlerini, semaya ...
Çoğu kez, kuş kanatların da ve çığlıkların da, yakalanıverir ..
Mutluluk denen o, gizemli devinim ve duygu daima ...
Emeksiz yemeğin, yavan ve yaramazlığı misali ..
Emeksiz mutlulukta yakalanmaz ve olmaz asla ...
Unutma ki,sen tebessüm edersen, evrene ve hayata ..
Onlar da gülümser ve yürek sevinçlerini, mutluluğu muştular, sana ..
Yeter ki, gerçekçiliğin kadar da,iyimser ol, daima ..
Kötümserliğin ve karamsarlığın, ruhunu ve hayatını kararttığını ...
Sana, olumluluk katmadığı gibi, olanını da çaldığını asla ama asla unutma ..!
Bil ki, mutluluk ...
Çoğu zaman, hele ki, hiç ummadığın an ...
Hayatın, koşulların, kişilerin ve hengamelerin,
Zamanın bağrındaki, bitimsiz köşe kapmaca oyununda ..
An gelip,
Seni sobele'yen, ebedir, daima ...!
Seni sobele'yen, ebedir, daima ...!
Emek vererek, emeğe,hayata ve insana saygıyla ...
Koyulur san, farkındalıklarla, hayata ...
Gönül imbiğinden damıtır san hayatı,yaşadıklarını, duygularını ...
Hak ederek, er-yada geç erişirsin, ona ..
Yeter ki ..
Umutlarını,düşlerini,gülüşlerini ..
Ve bin bir emek ve meşakkatle kazandığın, mutlulukları ..
Çaldırma,talan ettirme, haramilere ..
Kanma ve kandırmanın ayak oyunlarında, heba ve tarumar olma ..
Seni de, sobeleyen o ebe çıkacaktır, karşına ve bulacaktır, seni daima ...
Yürü, yürüye bildiğince,inançlarının sarsılmamışlığında ..
Dahası,kaviliğinde ..
Şafakla,ufukta doğan güneş gibi, gerçekliktir mutluluk, aslında ..
Çoğu zamansa, avuçlarımızda dır, avuçlarımızda ...!
Farkındasızlıklarımızda uçup,kaçmalara hazırlığında ...
Sen,sen ol,uyu ama ölü toprağı serpilmişcesine uykulara dalıp, kalma ..
Uyanık dur,
Postacın, kapını çalar,çalmaz onu bekletmeksizin, kapını açmayı da, asla ama asla unutma..
Bir de,'' - Mişi yaş,sivilceyi, baş yapma ..!''
İkircekli hallerinde , hüznün ve karamsarlığın gel-gitlerinde ...
O, güzelim ömrüne kıyma, hayatı ıskalama ....
Unutma ....
Mutluluk,yüreğin kanatlanması dır..!
Adı üstünde ...
An gelip ....
Seni sobeleyen, ebedir, daima ...!
Seni sobeleyen, ebedir, daima ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Immenstaad / Almanya

29 / 09 / 2017

Saat ; 22_56 

29 Eylül 2024 Pazar



YÜREĞİMDE Kİ KÖZÜ,ÖZÜMDE Kİ, GÖZÜ FARK ETMEKTE .....

Çıktım kendimden, arınıp-durulmaların dinginliğinde ..
Uyarak, yüreğimin sesine , kanat, kanat yükseldim kanatsızlığım da ..
Uçtum,geldim sevgide sergen ettiğin gönül atlasında .
Işığının, ışığım olmuşluğunda, büründüm üryanlıklarımda ..
Tensiz-bedensizliğimde,sen olmacasına ...
Tensiz-bedensizliğimde,sen olmacasına ...
Sen olmacasına, ses, yel, ışık gibi sende çoğalmacasına ...
Gördüm ki, gönül gözlerim, körmüş hala ..
Üstelik, sularında bile kirimden, kibrimden, benimden arınamamışım hala .
Desturun verilmemişliğinden olsa gerek, diyerek....
Ergin ekinler misali, boyun eğdim ..
İçimde çoğalan o, sesle önce gözümdeki çapaktan arındım..
Bakabilmek için, senin sevgi odağı, nurlar kaynağı, göz bebeklerine ..
Bedenimi, küpümü,kilidimi kırarak, denilene uyarak ..
Takdirin böyleliğinde ..
Çekilerek kendi yatağımdan,aktım toprağına ..
'' - Su akar,yatağını bulur, kah kemalde, kah hiçlikte '' .....
Diyen ....,
Gönül erbabı üstadların, dediklerine kulak vermişliğimle ...
Tıkadım kulaklarımı, şu fani dünyanın seslerine ..
Arınıp-süzülen gönül seslerinin, şelale olup...
Kulaksızlığımda ruhuma ağmışlığında ..
Kapıldığım, büyülü mestliklerde, geçmişliğimle kendimden ...
Uyduğum sesin çağrısıyla aktım,aktıkça ..
O, anki akan suluğumda,kah bulandım, kah kayboldum toprağın derininde ..
Belendim çamurlukla,renklerin bozluğuna ..
Tam da kesilecektim ki suluğumda ..
Bir rahmet ve haşmetle yağan yağmurun iniltimi duyup...
Çağrımı , dileğimi yanıtsız koymamışlığında, yetişip imdadıma ...
Suyuma su, canıma can,coşkuma, coşku katıp, beni çoğaltmışlığında ..
Aktım,karanlıklardan aydınlığa, pınar güzelliğinde ....
Su esrikliğinde,salına,salına, kendimden geçmişliğimde ....
Derken, boz-bulanık, cılız mı cılız derecikliğimde, evrenin takatime takat..
Yitip azalan suluğuma, su katmışlığında, erişip,karışabildim şükür ki...
Umman-ı deryalığında, nurlar yağıp, çoğalmışlığında ..
İyiden, iyiye ağaran o, köpük güzellikleriyle havayı, güneşi, bulutları ve evreni öpmüşlüğünde ..
Öpücüklerinden ve köpüğünden nasiplenmişliğin, coşku ve hazzıyla ..
Dediler ki....
'' -Soyun donunu,dolağını ,ipini,kuşağını dahi......,
Eskiye dair, her ne varsa, onların cümlesinden kurtulup, sıyrılmacasına!''
Teretdütsüzlüklerde çulunu-palanı atıp, kürelenen eşek hoşnutluklarında .
Tezliğinde zamanların,içimin içime sığmamışlığında...
Ruhumun-bedenimin halden hale koyulmuşluğunda ..
Soyulmuş kavak ağaçları gibi kesildim, öylece oracıkta ..
Kesildim, hızar ,keser,tımar gördüm ..
Soyuldum,soyundum, yakıldım,kurudum eğrimin doğrulup..
Budağımdan,marazamdan kurtulmacasına ..
Ruhumun ram edip,selam ve tevazuyla kendini ruhunuzun ellerine, şalına salıvermecesine ..
Öyleliğimde, sarıp-sarmalandım ..
İrkildim, o görünmez elce, apansız gözlerimin açılmacasına ..
Dedi bir ses ..
'' - Ödülün, iki damla nurdur ..
Göz yaşı güzelliğinde, koyduk yastığına ..
Bak onlarlar da kirpik uçlarından yenice süzülmenin, sıcaklığı ve duruluğu yitmemişken hala ,bak onlara !''
Baktım yastığa ..
Yastık dillendi, mucizevi, tılsımlı hallerde ..
'' - Senden gideni,sana veren cömertlikle, ödüllenmek ...
Ömrüne nimet, canına ziynet, ruhuna şadlıktır .'' , Diye ..
Bir bilsen, canıma ve hele ki de, ruhuma minnetliklerde nasıl da mutluydum ...
O an, yarı seçilir,yarı anlaşılmaz hallerdeki o fısıltılı ses, sürdü , berraklık ve buraklıkla işleyerek gönlüme, ruhuma ....
Diyor du ki, bana ..
'' - Öldür benini, dirilt yüreğinle, ruhunu ...! ''
Akarken suluğumda,uçarken bedensiz, kanatsız kolsuz..
Yaldır-yapalak, sana koşmuşluğumla ...
Dedim, kendi,kendime ..
Eremesem de menzile, yolunda ve uğrunda ölemem mi ?
Uğruna,yoluna ermenin ,dirilmenin, bir başka boyutu olduğunun farkındalığıyla ..
Niyet, kararlılık,itaat,sabır, dirayet, tevazu ve yalınlıkta, teslimiyet olduktan sonra ..
Eremesem de, uğrunda ölmenin hazzıyl,a sarhoş olup,mutluluk ve heyecanla ..
Kendimden geçmişliğimle ..
En güzel ödüldü, bana ....
Kolayı değil, zoru ..
Nefsimi öldürüp, yüreğimi ve ruhumu diriltmek ve arı-duruluklarda yenilenip ..
Yüreğimde ki közü ,
Özümde ki gözü, fark etmekte ....!
Özümde ki gözü, fark etmekte ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Immenstaad / Almanya
28 / 09 / 2017
Saat ; 20_42





BİLİNMELİ Kİ .......

'' - GELECEK TREN, ASLA KAÇIRILAN, GİDEN O, TREN
DEĞİLDİR ...... ''
Zamanı geldiğinde sağ duyusuyla, yürek sesini birleşik, dinlemeyi başarıp, '' - Yürü git .'' Demeyi bilip, beceremeyene...
Hayatta, yollarda, sarp, dar, engebeli ve çıkmaz, hasılı, olanaksız olur ...
Pişmanlıkla, keşke ağlarına takılıp kalmışlıklar da, ömür çürütür, ukdesi içinde kalır, gözleri açık gider denen, sonu, kendi davet edip, kendine yaşatır ...
Böyleler .....
Hayatın ve tarihin nezninde daima ürkek ve korkak bezirganlar dan farksız, hayatı ve mutluluğu ıskalayanlar olur .......
Dahası .....
Kaçan trenin, geri döneceğini umup-bekleme ahmaklığında, ömür ve zaman eskitirler ......
Bilinmeli ki, gelecek tren, asla kaçırılan, giden o, tren değildir .....
Ve....
Beklemeler, beyhudedir, BEYHUDE ......İ
BİLİNMELİ Kİ ....
GELECEK TREN, ASLA KAÇIRILAN, GİDEN O, TREN
DEĞİLDİR ......
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
29 / 08 / 2021 - Pazar
Saat ; 14_14

 

MERAK BU YA ...,
Korksam, soramasamda ...
Yıllardır, oldum olası merak ederim ..
Sizlerin hüzünleri de ..
Benimkiler gibi ....
Rengarenk çile çiçeği olup,açar mı ?
Yoksa, bir ben'miyim ?
Bir bana'mı reva görmüş hayat ..
Ruhumdaki hicranların kan çiçeği olup,al al açmasını ..?
Merak bu ya ..
Her birinizin, pek çok şeyi merak etmişliğinde ..
Benim de, merakım buydu ...
Korksam, soramasamda ...
Yıllardır, oldum olası merak ederim ..
Sizlerin hüzünleri de ..
Benimkiler gibi ....
Rengarenk çile çiçeği olup, açar mı ?
Ha....
Halen sızım,sızım,sızlayarak için, için kanamakta ...
Bir türlü kabuk tutmayan, ruhumun yaraları ..
Kan gülleri olup, açmalara durmada ..!
Kan gülleri olup, açmalara durmada ..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Immenstaad / Almanya
27 / 09 / 2017

Saat ; 19_40





 ŞİİR ;





Okurun her koşulda, hayatı sorgulamasına, kapı aralar..

NEDİR, BUNUN GERÇEK SEBEBİ ?
Tellendirdiği her cigara da, dertleri kadar yaşlanır mı ?
Kahır, omuzlarına görünmeyen yük olup, vurulduğunda .........
Yüklerin altında, inim, inim inleyerek, yerle yeksan olur mu, insan ?
Hayat denen vurgundan, gına geldikçe, kendine kızan, düşman kesilen, olup ta, çıkar mı ?
Kendiyle, yüzleşmekten korkup ta, kaçar mı insan ?
Korkup ta, kaçar mı, insan ?
Nedir, bunun gerçek sebebi ?
NEDİR, BUNUN GERÇEK SEBEBİ ?
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
28 / 09 / 2021 - Salı
Saat ; 12_48

  ÖMRÜMÜN DEFTER-İ KEBİR-İ'Nİ, HAYAL-İ SÜKUTLARDA ÇOĞALAN , KAHIRLA ....... SESSİZLİKLE YAĞAN, SİTEMLE ..... ELEM TEBESSÜMLERİNDE KAPA...