17 Ekim 2024 Perşembe

 




ARAYIP TA BULAMADIKLARI TEK AMA TEK ŞEY ...

GERÇEK HUZURDUR, GERÇEK HUZUR ......!

İnsan ömrüne ve ruhuna sığmayanlar dışa taşınca, gece karaya, gündüz kaosa keser ...
Böylesi bir yükle, hayat yürüyüşünü sürdürenler, uykuya ve huzura olan büyüyen hasretleriyle ...
Kendilerini, karaya vuran balıklardan beter hissederek, hayat denen okyanusun gelgitlerinde rastgeleliklerde kendilerini kaldırıp, koyu vermişliklerde ....
Kah, kıyıya vurur ...
Kah, girdaplarda yutulur ...
Her iki konumda da marazalarla kuşatılmışlığın, ağır ve tarifsiz bunalım ve buhranıyla yüz yüzedirler....
Böylesi hal, durum ve konumda ......
Cebelleşmelerin dayanılmaz acılarında kıvrım, kıvrım kıvranarak huzura ve sükuna olan açlıkların doruklarında, savaş verirler ..
Hem de, ne amansız ve dur duraksız bir savaş .....
Bu koşulların pençesinde kıvranırken ......
Her halükarda yiten iç huzurlarıyla, büyüyen açlıklarında, arayıp ta bulamadıkları tek ama tek şey, gerçek huzurdur, gerçek huzur ....
ARAYIP TA BULAMADIKLARI TEK AMA TEK ŞEY ...
GERÇEK HUZURDUR, GERÇEK HUZUR ......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

13 / 10 / 2023 - Cuma

Saat ; 13_42





BOYALARDAN TAŞAN, HÜZÜN .......!

Sığmadı, hiç bir yere, dar geldi cümle alem ona....
Dur-duraksız, aktıkça, akıyor, hala .....
Boyalardan taşan, hüzün ......
BOYALARDAN TAŞAN, HÜZÜN .......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

15 / 10 / 2023 - Pazar

Saat ; 11_11

 




SENDE YİTEYİM SENDE .....


En güzel çiçeğin kokusu süsler, ömür ve gönül tarhımı .....
Düşünce çiğ taneleri haşmet ve albeniyle üzerilerine, kendinden geçer, esrikleşir ...
Vurunca gecenin lacivert atlasında ay ışığı üzerine melankoli sarar her birisini ayrı, ayrı ve derinden, derine ...
İşte tam da böyleliğinde, can evime otağ kuran güllüğünde .....
Buse, buse tutam, tutam renk getir ....
Koku, koku, sin, bezen içime ...
Sen aç, çoğal, renk, renk, koku, koku feth et beni ...
Bil ki; Sensin en güzel ve albenisi en dayanılmaz gül kokusu...
Kokunla kendimden geçeyim, al götür beni otağına, odağına hazzın ...
Sen aç, çoğal, renk, renk koku, koku, feth et beni ...
Sende yiteyim, sende ...
SENDE YİTEYİM SENDE .....

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
İmmenstaad / Almanya
15/10/2023 - Pazar
Saat ; 15_35

 

YERSEN ....,


DAYATILIP, GÖSTERİLEN VE KAFALARA KAZINAN, HAYAT ........,

Dayatılıp, gösterilen ve kafalara kazınan, hayat ..
Gerçek hayattan, günlük akıp giden ilişkiler ağından ve devinimlerinden ..
Daha önemli, öncelikli olur hale geldi ....
Ne acı ve ne yazık ki, günümüz dünyasında ve insan ilişkilerinde ..
Neden ?
Algı dayatmalarıyla, sözüm ona, kendine toplum mühendisi diyen, pek çok şaklabanın ..
İnsanları, akıl tutulmalarına yada dumura uğramalara iterek ..
Yolunacak kaz muammelesiyle, didik, didik edip .. ...
Soyup, soğana çevirmişliğinde ..
İnsanların aklıyla alay edip, enayilerin, gözlerini boyayıp ..
Kananların canına, ot tıkamışlığında ...
Ne var, ne yoksa, ceplerindekini boşaltarak ..
Hatta, olmayan paralarına, göz dikip ....
Hayal ve yalan satıp, borçlandırıp-harçlandırarak, boyunduruk altına alıp ..
Kene gibi, kanlarını emmişliğinde ..
İlkesiz-omurgasız sözde aydın-entel-dantel geçinen ...
İhanetin değirmenine su taşımayı iş ve misyon edinen, yazar-çizer tayfası ..
Halk dalkavukluğunda nemalanarak, popülizmin tezgahlarında ...
Çil, çil cukkayı yada malı götürmek için, can atıp ...
Deveyi, hamutuyla kaldırmalara, öykünerek ..
Tirit suyuna ekmek doğramışçasına, eften-püften yazılarıyla ..
Düşünce diye, ıslatıp, ıslatıp demledikleri, safra sularıyla ...
Hem sermayeye, hem patrona, dahası, iktidara .....
Üstelik, birde bir avuç tuzu kuru, ahmak güruhuna ...
Sırça saraylarda, fildişi kulelerde, kimin eli-kimin cebinde, hallerinde ...
Sefahat içindeki yozlaşmış, cibilliyetsiz şüreka için, kalem sallayarak ...
Bu bataklığı, daha da kirletiyor ..
İşin içine ve halkın ağzına, huniyle ediyorlar ..
Bok üstün, bok halleri ....
Gayretkeşlikleriyle iyiden, iyiye işin içinden çıkılmaz hale, götürüyorlar .!
Reklamcı, senarist ve rejisör geçinen, bir dizi kıçı kırık, aklı evvel güruhu ..
<< - Laf ola, beri gele >> Tarzı, safsata düşünce sığlığında, debelenerek ..
'' -Ama halk böyle istiyor ! '' Zırtabozluklarında, olmadık türedi saçmalık ve zırvalıkları, dayıyor ..
Sonra, bir başka ucube, zıpçıktı takımı da ...
Ortaya çıkıp, bundan parsa toplamaya kalkarak ....
Görsel ve yazılı medyada ciritler atıp, kah kalem oynatarak ..
Kah, laf ebeliğinde, laklak ederek ..
Bol keseden atıp-tutarak, ahkam kesmeleri, marifet sayıp, yaşam biçimi yaparak ..
O, sivri akıllarınca topluma, çareler gösteriyorlar ...!
Oportünizm, dogmatiklik, safsata ....
Softalıkla, yobazlık ve allanıp-pullanan, dini gericilik le ....
İnşa ettikleri, popülizmin kuyruk yalayıcılığında ....
İnanç ve duygu istismarlarında, akıldaneliklere soyunup ..
Bulanık suda, balık avlayarak ....
Tüyü bitmedik yetim hakkına tenezzül ederek, göz dikerek nemalanıp..
Arsız ve hayasız hal ve yılışık-yavşak gülüşlerle ....
Milletin, gözünün içine baka, baka ....
Halka, kazık üstüne, kazık atıyorlar ..!
Öbek, öbek pisliklerin ve kokuşmuşluğun insanı, insanlığı …..
İyiden, iyiye, yutmuşluğunda ..
Sorsan, böylesi çıktığı kabuğu beğenmeyen ....
Her herzeyi yiyip, her kılığa giren, madrabaz zübüklere ..
'' – Kardeş, kaç köyü, köylüyü ziyaret ettin, bunca ömründe ?''
Tık çıkmaz ..
Ya da, sorsan ..
'' - Grevler ve ölüm oruçlarında, hak aramada direnenlere, ölenlere, omuz verdin mi ?''
Sesi, sapma deliğinden gelmecesine, kıçına kaçar ..
Dilini yutar, dut yemiş, bülbüle döner, alimallah ...!
Ama, şerbetli yavşaklığıyla ...
Herifçioğlu, pişkin mi pişkin edalarıyla ...
Yeminli halk düşmanı ve emek hırsızlığıyla ..
Yine kalkıp, zeytin yağ olup, su üstüne çıkarak ...
Aklınca, ahkam kesmelere koyulacak, sana ....!
Bunlar, toptan aynı bokun soyu ...
Yani, aynı kaba sıçıp, aynı cebi soyan ve şeytanla yatağa girip ..
Piçlikle, madrabazlıklarda sınır tanımazlıklarıyla ..
Şeytan olmadan, ağız çarpmaya kalkan, utanmaz-arlanmazlar tayfası, sülüklerdir...
Orta da gezinmeyi ve egemen erkin kayığında kürek çekip ..
Eşiğinde ürmeyi, kendine iş edinen, yalama, kapı köpekleridir .
İşte, böylesi illet ve nusubetlerin ..
Halkı, ölümle korkutup ..
Sıtmayla yaşamaya, razı etme, devinim ve misyonlarıyla ..
Yallanıp-nemalandıkları ...
Namusun, onurun, şerefin, haysiyetin kırıntısı kalmayan halleriyle ..
Yularlarını çoktan teslim ettikleri ..
Kucaklarına çöreklenerek, kıçlarını utanmaz-arlanmazca peşkeş çektikleri
Ölümcül, kanlı sömürü düzeninin ....
Görünür ve görünmez bilcümle vampirlerinin hoparlörlükleri ....
Piyonlukları ve maşalıklarıyla ve hasılı kapı köpeklikleriyle tükettikleri,
sefil ömürlerinde ...
Kraldan çok, kralcılıklara öykünerek .......
Hatta, zaman, zaman patrondan işaret yada emir gelmesini bile beklemeksizin ..
Kendilerinin çalıp, kendilerinin oynamışlığında ..
Çalakalem yazıp-çizdikleri ve ettikleri yalan-dolan dolu, laf salatalarıyla
Halka akıttıkları zehirle, lağımdan beter pislikleriyle ....
Akıl tutulmasına yarayan, beyin uyuşturan ...
Sefil düşünce karamelasından dayattıkları, zırvalardan dolayıdır ki ...
Arsız,yüzsüz emrivakiliklerde ,,
''-Biz istedik, dedik, yaptık oldu ...!''
İşgüzarlıklarında ve soysuzluklarında dayattıkları ...
Envayi çeşit zırvalarda, halkın boğulmuşluğunda ..
Dayatılıp, gösterilen ve kafalara kazınan hayat ..
Gerçek hayattan, günlük akıp giden ilişkiler ağından ve devinimlerinden ..
Daha önemli, öncelikli olur hale geldi ....!
Ne acı ve ne yazık ki, günümüz dünyasında ve insan ilişkilerinde ..
Bu saldırılara ve asitten beter olan soysuzluk, yozlaşma ve çürüme yağmurlarında ..
Savunmasız kalanın vay ki, vay haline ..
O, haldekiler için ..
'' -Yandı gülüm, keten helva '' hallerinde,
Acınası durumdur, şu anki gerçek, yaşanan durum ..
Amazon ormanlarını yok eden ...
O, bildik asit yağmurlarından da çok, tehlikeli, öldürücü ...
Lağımdan beter pisliğe maruz kalan insanın ve insanlığın, vay haline ....!
İnsanları, yaşayan ölü canlar yapıp, çıkmışlıklarda ..
<< - Gösterilen hayat, gerçek hayattan daha önemli .>> hale gelip ..:
Kanırta, kanırta dayatılıp, yaşatılıyor, insana, insanlığa ...
İşte bundan dolayı ..........
Reklamlarda bile sıkça yinelenen o, malum sloganla ..
Diyorlar ki birde, halka ...
Üstüne, üstlük, utanmaz arlanmazca ..
'' YERSEN ..! ''
İşte neden ....
İşte, işin özü, zurnanın zırt dediği .....
Düğümün ve filmin koptuğu yer, burası ..
Gerçek, tıpkı şeytan gibi, bu ayrıntı da, saklı ...
Onlar hep dayatır, daha dayatacak ta ….!
Meselenin özü olmak yada olmamanın yattığı hal, durum ve söz ..
'' - YERSEN ...! ''
Hapı yutarsın ..
Hapı yutarsan da, ömrü billah kurtulamazsın ..
Şimdi, dur, düşün ..
Nedenini, ver kararını, bul yanıtını ...
'' - YERSEN ! ''

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Immenstaad / Almanya

08 / 10 / 2017

Saat ; 16_32 

 


İNSAN ESKİSİ, KALDI ..........


Ruhum, çilelerin tillesinde asılıyken, için, için soldu, çürüdü yüreğim, kan ağlamalarda...
Gazap üzümleri meyveye durdu, gönül bağımda, olanca bereketliliğiyle .
Yaşama sevinci,umut ve mutluluk .....
Üstüme yağan, ölü toprağının altında, nefessiz kaldı ...
O, eski benden, geriye ..
Kala, kala ...
Ne ölüp ölülere, ne' de, kalkıp diriler karışan ...
Kendiyle bile, barışamayan ..
Her işi, eline-yüzüne bulaştıran .....
Kimilerinin betimlemesiyle ...
'' Bir baltaya, sap olmayan .! ''
Ayıklığıyla, sarhoşluğunu bile, ayıramayan ...
Bırak birilerini, kendine bile, faydası olamayan ..
Elle tutulur yanı kalmayan, bir virane ömrün bekçiliğinde, ömür tüketen ....
Hıltı çıkmış, hayatı ıskalamış, insan eskisi kaldı ...!
İnsan eskisi kaldı !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

Immenstaad / Almanya

08 / 10 / 2017

Saat ; 19_12

 





BEYAZ GEMİ ...


Ömrümün ummanında, ruhumun limanın da ...
Kuğulardan da alımlı mı, alımlı, bir beyaz gemi olup ...
Apansız peydahlandın
Girmişken kanıma
Alıştırmışken, senliliğin güzelliğine ..
Salım,salım salınmalarınla yaşattığın mutluluğa ..
Bağlamışken gönlümü, dalga,dalga çoğalmalarda ..
Geldiğin gibi, sessizce ve aniden çekip gitme ...
Ömrümü öksüz, ruhumu gamlı, yüreğimi yaralı koyma ..
Gel, gitme kal koynumda ....
Yakamoz,yakamoz seni öpen sularımda ..
Seni aşkla, sarıp-sarmalamışlığımda ....
Kal gitme, sürsün sefamız , gece mehtap, gündüz, güneş öperken aşkla tenini,sularımı ..
Yel selam durup,semanın kandilleri, kendinden geçmişlikle, tepemizde dans ederken ..
Düşürme beni, serapların hüznüne ..
Yakamoz güzelliklerinde, aşkı yaşamak varken ..
Ben suluğumda, sana vurgun ....
Gel gitmelere kalkıp, bozma büyüyü ...
Ben an gelip, dalga,dalga, an gelip çarşaf,çarşaf sükun da ..
Sana, bağrımı açmış ...
Sen, beyaz gemiliğinde, bağrıma demir atmışken ...
Sularım da sunalar misali salım,salım salınırken ...
Aşka kesmişken, ruhlarımız ..
Kal sinem de, işle içime, beyaz gemi ...!
Beyaz gemi ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Immenstaad / Almanya

08 / 10 / 2017

Saat ; 02_36

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...