8 Şubat 2025 Cumartesi








KARIŞINCA, DÖNER ......!


Sebepsiz kuş uçmaz denmesi gibi ....
Durduk yerde, boşuna demezler ...
''Karışınca alın-moruna, akın, karana ....
Gülmelerin en coşkulu, keyiflerin en tadına doyulmaz an ve halinde ...
Gülüşler, yerini sağanak yada için, için ağlamalara ...
Ağız tadın ve sultanlarda olamayan keyifliliğin, zirvedeyken ...
Apansız, düşer suratın, kaçar keyfin, yerle yeksan olur moralin ..
Hasılı, bozulur ağız tadın, diline düşer kekremsi, acımtırak lık ve büyür lokmaların ağzında, tutulur durduk yerde, sesin- soluğun ....
Lal olur dilin, asılır boynuna, omuzlarına kahrın, kayalardan da ağır yükleri ….
Dönersin, gamlı baykuşa ….
Dur-durak bilmeksizin acımasızca çalar ruhunun derinlerinde ….
Keyifsizliğin o, ağır ve insanı kendinden, hayattan koparan tumturaklı çan sesleri, feryat-figana kesen sirenler ...!
Durduk yerde, boğulduğunu hissedersin, gam denizinin kesif karanlıklarında ! '', Diye ...
Yaşanmışlıklarla ve hayatın biley taşındaki acımasız
ve kanırtan doğrulanmışlığında anlarsın, sende o, an ...
Hesabınla-kitabınla, hayatın hesabı-kitabı arasında bir uyumsuzluk olduğunu ve hayatın sana bir yeni kazığı ve kötüden de beter, sürprizi olduğunu ...!
Sıkılır dişlerin, limonileşir suratın ve kararır, feri sönen göz bebeklerin, bu anlarda ...
Hele ki, doğmatiklerle, saf kaderci sefillerin icadı feleğin, seninle alıp-veremediğinin ne olduğunu bilip-bulamamışlığında kayar o, an şakulün ....!
Seni gamların dipsiz gayya kuyusuna düşüren sebepler ve sorunlar yumağı sökün eder, aklına ve ruhuna..
Doluya koysan, dolduramadıkça, boşa koysan, aldıramadıkça …
İyiden, iyiye bir garip olur, dönersin kesilmiş süte ...
'' - Bir cacık olmaz '' Der, içinden yükselen bir ses dalgası ...
Görünmez bir el, sarılır ümüğüne, pençe kesilerek sıktıkça, sıkar, acımasızca ...
Soğuk terler basmadıysa da, hemen hazır ve nazırdır kapı ardında, seni sırılsıklam yaparak ....
Sudan çıkmış, sıpaya döndürmeye kararlılıktan da öte, yeminliliklerde ...
Abandıkça, abanır karabasan üstüne, çekip çıkmak istesen de o, moralsizlik anaforlarından ..
Adeta, çekildikçe, çekilirsin seni yutan girdaplarca fersah, fersah sığ ve karanlık suların, ürküten karanlığına ...
O an, güvendiğin dağlara karın yağması yetmezmişçesine… Üstelik, medet umduğun kapılar da bir, bir ve acımasız hoyratlıklarla, kapandıkça yüzüne ...
Sana, dertlerden de çok koyar, bu naçarlık, riya ve dost görünümlü soysuzluğun neferlerinin yaptıkları ….
Söylenirsin öfkeyle, kendi, kendine ….!
'' - İNSAN BİRİKTİREMEMİŞİZ ÇEVREMİZDE, NAFİLELİKLERDE TÜKETİP, HEBA ETMİŞİZ ÖMRÜ VE GÜNLERİ ..! ''
NAÇARLIĞA MI, VEFASIZLIĞA MI VE HATTA ….
‘’ – BU, NE MENEM BİR İNSANLIK VE DOSTLUK SA ? ‘’
İNSANLIK VE DOSTLUK ADINA (!) UĞRADIĞIN CİBİLLİYETSİZLİĞİN, SU YÜZÜNE ÇIKIP ….
GERÇEKLERİN, TÜM CAN YAKICILIĞIYLA SENİ SARIP-SARMALAMIŞLIĞINDA ...
Hayatın kısır döngülerinin ve tuzaklarının, pusulanı şaşırtıp, pabucunu eline vermişliğinde ….!
Vefa, içtenlik, dostluk, ahlak ve fazilet adına dinlediğin onca nutkun boşluğunu adeta bir şamar gibi yüzüne, yüzüne vurmuşluğunda ...
Bir söz takılır, hafızanın çengeline, döner durur, DEMOKLES’İN KILICI GİBİ, tepende ...
''- Bu günün yarını, karanlığında sonu vardır '', Diyerek ...
Tebessüm mü edeceğini, öfke nöbetlerinde hıçkırıklara boğulmacasına ağlayacağını bilemenin sarmalında ?
Kuşatılmışlıklarda hissetmekten alamazsın, kendini ...
O an Işıklar odağı Üstatlar, üstadı Mevlana'nın kemal dolu nurani sözleri uğuldar, kulaklarında ….
Renk cümbüşü maskeli yüzlerin, çehresiz bedenlerin etrafında, raksa koyulup, dönmelere durmuşluğunda ...
'' - Körler çarşısında, ayna satma ...
Sağırlar çarşısında, gazel atma ….! ‘’
Erenler ereni, nasılda üryan edip, sunmuştur sana riyakarlığın, safsatanın gerçeğini ..
Çevreni kuşatan bezirgan sahtekarlarını ve sülüklüklerini insanlık kılıfında sunanların resmi geçidi başlar, gözlerinin önünde ….!
Kanın çekilir dudaklarından ve yaşlar süzülür yanaklarından ..
İçi oyulup, apansız terk edilmiş kayalar ve mağaralar gibi, karanlıklara boğulmuşluğun cenderesinde kalakalırsın ...
İşte tamda bu anda, şu ana dek çevreni kuşatan bu riyakarlar ordusunca, nasıl talan edilip ?
Duygu ve değerlerinle acımasızca oyunlar oynayarak, acımasız vantuzluklarıyla somuran omurgasızlar sürüsünce nasıl da insafsızca, hatta kuzguni vahşilikler de istismar edilerek, tüketildiğini, eskiyip, eksiltildiğini en dokunaklı ve can yakar hallerde anlamacasına, kahroluşları yaşarsın ..
Kumdan kaleler olur, yıkılırsın kerelerce..
Kiminde sular yutar, kiminde yeller sürer-savurur böylesi anlarda, seni ..
Derdini unutur, en katmerlisinden insanlığın nasıl hiç ve piç edildiğine yanarsın ..
O an ışıkları sönüp, karanlığa gömülen çadır gölgelerine ve virane şehir artıklarının hoyrat, ürkütücü siluetlerine bürünürsün ...
İçinde sönen, insanlığın çoban alevleri, karanlıkça yutuluşunu hızlandırır ….!
Derdinden değil, ihanetin ve riyakarca soruların kahrından ölür, ölür dirilirsin …..
Tövbeler bozar ve en sunturlu küfürler saçan ÇİLE KÜPÜ olur çıkarsın, yada...
ŞÜKÜRLER KÜMBETİ, ERDEMLER OTAĞI OLUR ÇIKARSIN GÖNÜL ÇİLEHANENİN KUYTUSUNA ÇEKİLİP …..
SABIRLA, ÖZVERİYLE NEFSİNİ DARA ÇEKMELERE KOYULMUŞLUĞUNDA …!
SEN, SANA ÜRYANLIKLARDA GÖNLÜN, GERÇEKLER VE VİCDANINLA BAŞ, BAŞA KALIP ...
Araya değil kulunu, an gelip güç atfedip, an olup, vehmetmelerde, YÜZLEŞMELERİN, DARA ÇEKİLİŞLERİN O, BİTMEYEN RAKSINDA ..
O BİTMEYEN RAKSINDA ..
KARIŞINCA, AL' IN-MORUNA ….
DÖNMELERDE GEÇERSİN, SEN SENDEN ..
HAYAT DENEN USTANIN RAHLEYİ TEDRİSATINDA ….
DİZ ÇÖKÜP, KEMALİN ŞALINA BÜRÜNMÜŞLÜĞÜNDE ...
KARIŞINCA, AL' IN-MORUNA, DÖNMELERDE GEÇERSİN, SEN SENDEN …..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Friedrichshafen / Almanya

28 / 04 / 2019

Saat ; 14_41

 


YAPTIĞIN,YAŞADIĞIN,YAŞATTIĞIN...


Kala, kala ihtirasa belenen ihanetinin demli hüzünleri kaldı .
Ardın sıra kalan sararmaya yüz tutmuş fotoğraflara sinen, kırık-dökük gülüşlerde, kendini ele veren, gizlemeye çalıştığın gerçek yüzünün ve içtenliksizliğin izleri ...
Senin aşk meleği olmadığının ve samimiyetsizliğinin kanıtıdır ...
Boynuna asılan ve yıllardır taşıdığın ibretlik vesika, senin karaktersizliğinin tescilidir ....
Unutma ki, hayatta ve onun uzantısı olan aşkta ,senin yaptığın ve eline-yüzüne bulaştırdığın İKİ İLAHA BİRDEN TAPINMAK OLANAKSIZDIR ...
Yaptığın olsa,olsa sadece kendini kandırarak ömrünü, yılları ve güzelliklerle, kutsal değerleri hebadır ...
Yaşadığın ve yaşattığınsa, düpedüz azaptır .
Hem de dibine kadar, yaşanmış azaptır.

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
Immenstaad/ Friedrichshafen / Almanya
29/ 04/ 2019
Saat ; 16_45 

 




İNSANIN, İNSANLIĞIN GERÇEĞİNDE, SIR ;


Kişinin, zamanın, hayatın, dahası ......
Ömrüyle, gönlünün, özünün derinine .....
Güven, hakikat, hayatiyet ve sadakat MÜHRÜYLE, MÜHÜRLENİP ........
Özen ve dikkatle gömülüp, gerekmediğinde ve hele ki de ....
'' - ASLA MI ASLA LÜZUMSUZCA, ULU ORTA ÇIKARILIP,SERGEN EDİLMEYEN, EDİLMEMESİ,GEREKEN ...'' Hazine, ya'da ...
Bizzat kendince ......
Bedenen yada ruhen, fikren ve düşünselliklerinde ....
Eceline, Azrailine çıkartılan davetiyedir, davetiye ......
HAZİNE, YADA .....
BİZZAT KENDİNCE ....
BEDENEN YADA RUHEN, FİKREN VE DÜŞÜNSELLİKLERİNDE ....
ECELİNE, AZRAİLİNE ÇIKARTILAN DAVETİYEDİR, DAVETİYE .......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

08 / 02 / 2025 - Cumartesi

Saat ; 13_01

 

SOĞAN CÜCÜĞÜNÜN BİLE SENDEN YÜCELİĞİNİ TADIP, KAVRAYIP, ANLAYACAKSIN, ANLAYACAK .....!

Aklın sıra,
Kaderlerle, gelecekleri belirleyenliğinde .....
Hele, hele de, narsistliğin kaynar kara kazanına banan ömrün ve benden ulu'su yoktur fütursuzluğunda ....
Çöktüğün ömür, kıydığın can, yaktığın gelecek ettiğin zulüm ve çektirdiğin acıyla-azap belirliyorsa hayatlarla o, karanlık ve griftlikliğini, haysiyet fukarası ömrünü ...
Bil ki, bir gün ve mutlaka ama mutlaka ...
Belirlenir akıbetinle, ömrün,..
Kaynattığın şer kazanında, kaynatılan olmuşluğunda ...
Soyunup, koyulduğun ALİ KIRAN, BAŞ KESENLİKLE, PERVASIZ HAYSİYET CELLATLIĞINDA .....
GÜN GELİP, AKIBETİNİ KARA BULUTLARLA, ÜRKÜTEN VAŞAK KARANLIKLAR SARDIĞINDA ....
MEZARDAN GEÇENLİĞİNDE ÇALDIĞIN VE ÇALACAĞIN ISLIKLAR KORUYUP, KURTARMAYACAK SENİ ..
Kurduğun KORKU KRALLIĞINDA, GÖRÜNÜRDEKİ KORKULARIN VE KÖPEKLERİNİN EFENDİSİ ve KORKULARIN ZEBANİ KRALI olarak kendine atfettiğin güce inat, vehmettiğin, yaşadığın o malum son 'da, göreceğin, korku girdabında yutulmak olacaktır,korku girdabında yutulmak ..........
Geleceğin ve yaşanacakların bir gün mutlaka gelip, yaşanacaklığında ......
Kaçsan da kurtuluşun olmayacağı o gün,
büyük hüsranın ve yıkımını kıvılcımı, hatta ...
Yerle yeksanlıkla, pürmelalliklerdeki zibilliğinle, sefilliğinin sebebi ve hazin akıbetinin belirleyicisi olacaktır ....
Bak, bil ve mutlaka yaşayarak tadıp-göreceksin ki .....
Gün o, gün olduğunda ...
SOĞAN CÜCÜĞÜNÜN bile senden yüceliğini tadıp, kavrayıp,anlayacaksın, anlayacak ......!
Adından da eminlik ve kesinlikle bil ve asla ama asla
unutma ki .....
Diyet kesip, gelecek karartanın sonu, diyet ödemek ve layığını bularak .....
Tattırdığın korku da ölümü yaşattıklarınla aynı olacaktır, kaçamadığın akabetin aynı olacak,aynı....!
O günde göreceğin ve ereceğin mutlak ve kaçınılmaz, yadsınmaz ve asla ertelenmez gerçek ....
GAYYA KUYUSU DİPSİZLİĞİYLE,KARANLIĞIDIR, KARANLIĞI ....
Ve yaşayacağın, YAŞATTIKLARIN OLACAKTIR, YAŞATTIKLARIN ...
HEY HAT AH Kİ AH VE VAH Kİ VAH DEDİĞİN VE .....
İŞİN, İŞTEN GEÇTİĞİNİ YAŞADIĞIN O, GÜNDE GERÇEĞİNİ GÖRDÜĞÜNDE ....
ŞİMDİ HAYIR DEYİP, YADSIDIĞINI KABUL ETMEKLE KALMAYACAK ...
Dil ile ikrarında ilan eden olacaksın, ilan eden ve gerçeğini, vebaliyle, diyetini çekeceksin sinene ..
Gerçeğin ve utançlı ömrünün tasdiki olan O, UTANÇ VESİKASI KARA YAFTAN yazılırken .....
İstemesen de, üç maymunları oynamaya soyunup-koyulsanda duyacak ve görüp, bileceksin ki .....
Bak, bil ve mutlaka yaşayarak tadıp-göreceksin ki .....
Gün o, gün olduğunda ...
SOĞAN CÜCÜĞÜNÜN bile, senden yüceliğini tadıp, kavrayıp, anlayacaksın, anlayacak ...
SOĞAN CÜCÜĞÜNÜN BİLE SENDEN YÜCELİĞİNİ TADIP, KAVRAYIP, ANLAYACAKSIN, ANLAYACAK .....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
08/02/2025 - Cumartesi
Saat ; 00_ 01

6 Şubat 2025 Perşembe








ACI ÇİÇEKLERİ GİBİ ........


Zorunlulukla ertelenip, yapılamayan konuşmalarla, yutulan sözcükler, içte kalan ukdelikle, boğaza düğümlenip oturanlığında ......
Gün gelir, an olur, durulan ve ertelenemezliğinde yapılan yüzleşme ve iç hesaplaşmalarda ........
Ömrümüzün ve boynumuzun utanç kolyeliğinde, gözlerimizin önünde salınıp, gerdan kırarlar ......
Yani ......
Başlı başına, içe dert, yüreğe gam, sıkıntı ve ömre üzüntü kaynağı olarak, baş verip, ortaya çıkar......
Tıpkı, ACI ÇİÇEKLERİ gibi ......
ACI ÇİÇEKLERİ GİBİ .......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

05 / 02 / 2023 - Pazar

Saat ; 20_04






BAKAR KÖR, DUYAN SAĞIR, BÜLBÜL KESİLİP, ŞAKIYAN, LAFAZAN LAL'SAN .......

BİL Kİ, SEN ..............
İFLAHSIZ DİLSİZ ŞEYTANIN TA KENDİSİSİNDİR, TA KENDİSİ .......

İnsanlar yanılıp, yakılır, kıvrım, kıvrım kıvranarak melanetliliklerle cebelleşip ......
Hayat-memat kavgasında kırılıp-geçerek umutlarını, hayatlarını, yarınlarını yitirmenin acısıyla feveran edip, dövünürlerken ...
Sen, vurdumduymazlık, neme lazımcılık ve adam sendecilik ile ......
Bakar kör, duyan sağır, bülbül kesilip, şakıyan, lafazan lal'san ......
Bil ki sen ......
İflahsız dilsiz şeytanın ta kendisin dir, kendisi ......
BAKAR KÖR, DUYAN SAĞIR, BÜLBÜL KESİLİP, ŞAKIYAN, LAFAZAN LAL'SAN .......
BİL Kİ, SEN ..............
İFLAHSIZ DİLSİZ ŞEYTANIN TA KENDİSİSİNDİR, TA KENDİSİ .......

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

06 / 02 / 2023 - Pazartesi

Saat ; 09_25 






ÖMRÜMÜN GAM ÇANLARI .......!

Ruhun doruklarına, gönlün yamaçlarına çökünce hüznün bulutları, gözleri sarar, yaşlar ......
Böylesi anda, yüreğimde çan çiçekleri açar ......
Dur-duraksız çalar, ömrümün gam çanları .......
ÖMRÜMÜN GAM ÇANLARI .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
06 / 02 / 2023 - Pazartesi
Saat ; 19_35

5 Şubat 2025 Çarşamba







TARİHİN TEKERRÜRÜ, DERS ALMAMAKTA İNAT VE ISRAR EDENLERLE, İFLAH OLMAZLAR VE İFLAH ETMEZLER İÇİNDİR ......

BU GERÇEĞİN ŞAVKI, YOLUNUZA IŞIK, ÖMRÜNÜZE REHBER VE SİZE HER DEM YOLDAŞ OLSUN, YOLDAŞ .......!
Her keresinde, '' - SON '' yada '' - SON KEZ '' Diyen, iş lafa, yalana, hava atıp, akılları sıra .......
RACON KESMEYE GELİNCE, MANGALDA KÜL BIRAKMAYAN BU CABBAR GEÇİNEN, ALLAME YALAMALAR ......
'' - İT BOK YEMEYE, ÜRMEYE TÖVBE ETMEZ ''
Ata sözünü doğrulamakla kalmaz ......
Adeta, köpeklerle yarışırcasına, her keresinde ......
<< - HEM DE BİR ÖNCESİNDEN DAHA BETER YALVAR-YAKARLIKLARDA VE SÖZÜM ONA İNANDIRICI HALLERLE, ARTİSTLİK POZLARDA .......! >>
'' SON '' veya '' - SON KEZ ''deselerde, sözlerine, taahhütlerine ve yeminlerine uymazlar, uyamazlar ......
Çünkü kanıksanmışlıkla, temel davranış ve KARAKTERSİZLİKLERİ, KARAKTERLERİ olmuştur da, ondan .......!
Serde, ŞERBETLİ KARAKTERSİZLİK vardır ......
Bir adaım daha ötesine giderek, dememiz gerekirse ......
Naturaları, omurgasız, sürüngenlikleri, onların davranış tutarsızlığıyla, karaktersizlikleri belirler, onların davranışlarını, hareket, ömür ve hayatlarını .......!
SON, SON KEZ, diye, diye kaç kana girip, kaç ömür telef edip, kaç ocak körleyip ......
Kaç hayatı karartıp, kurumuş incir ağacından bin beter etmişlerdir, bir bilseniz ......
Dahası, nice ocaklara İNCİR AĞACI DİKMİŞLERDİR ve ömürleri elverdikçe, nicelerine dikecekleride garantidir, garanti .......!
<< - Son kez içecem ......
Son kez çaldım, yıktım, yaktım ......
SONDU KUMAR, TÖVBE ETTİM YEDİ CEDDİME, NAMERT-ŞEREFSİZİM OYNARSAM, der ......
Yine de çoluğunun-çocuğunun rızkını daha da olmadı KARISININ NAMUSUNU BİLE, BASAR KUMARA ......
Bitmedi, benzer örnekler silsilesinden derleme ler ......
Daha nasıl da çok bir bilseniz ......
İŞTE O DÜZENBAZLARIN MAZERET ADINA DİLLENDİRDİKLERİ İNCİLERDEN BAZILARINI DA DİLLENDİRELİM, şimdi yeri gelmişken .......,
'' - ÇOLUĞUM-ÇOCUĞUM, NAMUSUM ÜZERİNE YEMİN EDER, SÖZ VERİRİM, Söz verip tutamamam son kez olacak ......
Dahada alçalarak başlarlar, sayıp dökmeye...
Arsızlığı-yüzsüzlüğü, utanmazlığı iş edinmişliklerde
İlk anda aklımıza geliverenlerden bir demeti yazarken , emin olunuz ki .....
Benim nutkum tutuldu, yüzüm kızardı, onlar maşallah şerbetli, afsunlu, kaşarlaşmışlıklarıyla ve nişadırlılıklarıyla değil utanıp arlanmak, tınmıyor ve kafaya takmıyorlar ....
Açtılarmıydı bayramlık şom ağızlarını yahutta ......
KENEFTEN GERİ KALMAZ BERBATLIKLARINI, DÖKTÜRÜYORLAR, HÜNERMİŞCESİNE...
'' - ANAM-AVRADIM OLSUN...
- ANAM, NİKAHLIM OLSUN ...
- EKMEK-MUSAF ÇARPSIN ...
- GÖZLERİM ÖNÜME AKSIN ...
- ALLAH BENİ BURDAN KALDIRMASIN, FELÇ ETSİN ..
- ÇOCUKLARIMIN ÖLÜSÜNÜ ÖPÜYÜM ......
- ALLAH SABAHA ÇIKARTMASIN ....
- DÜNYA ALEM, ANAMI BELLESİN ....!
Bu pespayelerin dilinin endazesinin, ayarının-gayarının olmamışlığında, daha çok ve daha alingirli-tumturaklı lafları ve .....
'' SON '' olmadı '' '' SON KEZ '' Diye, diye daha yakası-bağrı açılmadık, gün yüzü görmedik ve ağzımıza alsak ......
Dilimizi, ağzımızı kirletmekle kalmayıp, içine edip, keyfini kaçıracak nice lügatları, kelime,söz ve hasılı CEVHERLERİ vardır, CEVHERLERİ ....
Bu kadarla yetinerek, sadede gelip, kaldığımız yerden muhabbete dönme adına ......
Bir soluklanıp, virgül koyarak, burda ve şimdilik kapatarak bu alingirli mevzuyu ana konumuza dönelim, dilerseniz ......
Dilimizin döndüğünce anlatıp, dillendirmelere çalıştığımız gibi ......
Yüzlerinin köseleden veya şimşirden beter olup, çıkarak,ar-namus dümdüzlüklerde sayıp-döktüklerini fütursuzca derler ......
SON veya SON KEZ diye dillerine doladıkları yalanlar silsilesiyle,
DERLER DEMEYE, HER KERESİNDE YADA FIRSAT BULDUKLARINDA VE ..... Deseler de, üstüne yeminler, şartlar edip ......
* '' - Söz namustur, Söz senettir, düsturunu bile ..... '' *
Delik-deşik edip, kevgire çevirerek ......
Dur-duraksız bildiklerini yapmadaki ısrar, inat, kararlılık ve tavırlarıyla ...
Onlarda, havlamadan yada bok yemeden duramayan köpeklerden farksız mı, farksızdır .!
Onların ipiyle, kuyuya inilmeyeceğini bilmeyen ......
Bilip, unutan yada bile, bile lades diyenlerin ......
Burunlarının, boktan ......
Başlarının, beladan, gadadan, karakoldan,damdan, kodesden .......
Cepleriyle, Cüzdanlarının, zarar-ziyan ve iflastan kurtulması, asla ama asla mümkün değildir .......!
Mümkün olmaya, asla mümkün değil ama sayın ki ......
Böyleler, hiç kimseye madik, kazık atamasa yada yalan söylemeseler bile, emin olun ki ......
Bizzat, kendilerine yalan söyleyerek,kandırarak, yer gelip kendileriyle çekişip-didişecek ...
Hatta, gölgeleriyle bile kavgaya, gürültüye, hırlaşıp, dövüşmeye tutuşacak kadar şirazeden çıkmışlıklarıyla, ucubeliklerini sergilemekten geri durmazlar
Dahası buda yetmediğinde, kendilerine kötülük edecek kadar güvenilmez ve bir o kadar da ......
Balatası sıyrık, yanık, Asfalyaları atık, güvenilmezlerdir, güvenilmezler ..!
Sözün özü .........
Özsüz, kof, çürük ağaçtan, beterliklerdeki halleri ve güvenilip, bel bağlanmazlıklarıyla .....
Zaten kendilerini ve kendileriyle beraber nicelerini mahv-ı perişan eden bu omurgasız güruhun, yeni kurbanı yada son tokatladığı olmak istemeyenler..
Tıpkı, sütten ağzı yananlar misali, tedbirli davranmayı elden bırakmamalı ve hatta ......
Yoğurdu, üfleyerek yiyenlerden olmayı bilmeli ve unutmamalıdırlar .......!
Şöyle çevresine, sokağa, kente ve hayatı ıskalamış mağdurların çoğuna bir göz atıverin .......
Ne demek istediğimizi o an anlayacaksınız eminim ki ......
Tıpkı .........,
LEB demeden LEBLEBİYİ anlayıp, bilen ve diyenlerden kesilerek ......
Belki, alenen olmasa ve sesli dillendiremeselerde .......
Gerçeği, doğruyu ve haklı konuşup, yazıp-yinelediğimizi itiraf edip, fısıltıylada olsa ve en azından, kendilerine ve bir kereliğine mahsu olsa da diyeceklerdir, DİYECEKLER .......!
SON yada SON KEZ diyenlerden, dinlenip, dinlenip kaçmayanlar ......
Tıpkı, Taş atıp, başını altına tutanlar gibidir .......!
Şikayete hakkı olmayanlardan olmak istemiyorsanız ......
Bu << Son'cu >> tayfadan, hilkat garibesi yalan makinası, sözüne sadık olmayan, palavracı, madrabaz, ilkesiz güruhtan uzak durmayı dilmeli insanoğlu, insanlar ......
O SON ve SON KEZ 'ci CENAHIN çektiği araba çamurdan, ona inananında başı beladan, burnu boktan ......
Diliyle-yüreği de, pişmanlıkla, keşkeden, tövbeden kurtulmaz vesselam !
Duyarsanız, yakınıznızda bir '' - SON VEYA SON KEZCİ '' BİTİVERMİŞ ......
MAZALLAH, CİN ÇARPMIŞTAN BETERLİKLERİ YAŞAMAMAK İÇİN, DİLİNİZİ YUTMAMAK YADA VE EN DOĞRUSU DA DİLSİZ ŞEYTAN OLMAMAK İÇİN, MUTLAKA AMA MUTLAKA ......
SOLUKSUZ KIRIP KİRİŞİ, UZAKLAŞIN ORADAN, KAÇIN GİDİN, ONUN YAKIN SEMTİNDEN .......!
İnsanlık, ne çektiyse bu SON VE SON KEZCİLERDEN ÇEKMİŞTİR .......!
Hem de, şifa bulmazlıklarla, iflah olmazlıklarda ......
Aynen, NASIRDAN ÇEKEN SÜLEYMAN EFENDİDEN, BİN BETERLİKLERDE ...
SÜLEYMAN EFENDİDEN BETERLİKLERDE .......!
Ondandır, dememek için, AYNIYLA VAKİ ......
SİZ, SİZ OLUN, SONCULARLA, SON KEZCİLERE ÇATIP, YEM OLMAYIN .......!
ZEHİR YİYEN KURTULUR, ŞİFA BULUR, İFLAH OLUR, SİZ OLAMAZSINIZ .....!
Kelamımız , kulaklarınıza küpe, yaşadığınız acılar, ders olsun, size ...
Tarihin tekerrürden ibaretliği, sadece, yaşadıklarıyla, olan-bitenden ve hayattan ders almayan, alamayanlar içindir ......
TARİHİN TEKERRÜRÜ, DERS ALMAMAKTA İNAT VE ISRAR EDENLERLE, İFLAH OLMAZLAR VE İFLAH ETMEZLER İÇİNDİR .......
BU GERÇEĞİN ŞAVKI, YOLUNUZA IŞIK, ÖMRÜNÜZE REHBER VE SİZE HER DEM YOLDAŞ OLSUN, YOLDAŞ .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
31 / 01 / 2023 - Salı
Saat ; 22_30

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...